• Sonuç bulunamadı

İnsan derisiyle kaplı anayasa!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İnsan derisiyle kaplı anayasa!"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

H A B E R İ N B A Ş K E N T İ

8 NİSAN 2021 Perşembe

www.ankhaber.com

30 Mart - 3 Nisan arası açık kalan ArtAnkara 7. Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı, ‘paradoks’ temasıyla başkentin çağdaş yüzünü yansıttı.

Bu yıl altı ülkeden 107 galeri ve bine yakın sanatçının resim, hey- kel, cam işi ve enstalasyon çalış- maları sergilendi. n 2’de

ÇAĞDAŞ YÜZ

İnsan derisiyle kaplı anayasa!

Bir kez daha siyasilerin diline düşen anayasa iflah olmaz! Anayasanın anası ağlayacak demektir!

RABITASI AÇIK

‘İnsan Derisiyle Kaplı Anayasa’

başlığını siyasileri kötülemek için mi kullandın diyen varsa, haşa derim. Doğrusu, konu- nun benimle hiç ilgisi yok fakat herkesle bir ilgisi var.

KONU GÜNCEL

Başlığın hikayesi bize göre değil ancak ilginç. 230 yıllık maziye sahip. Türkiye’ye girişi 62 yıl öncesine dayanır. Konu güncel olduğu için okunası, bilinesi türden. Anlatayım...

n DURSUN ERKILIÇ 3’te

Ankara’nın yıldızları yok oldu!

Ankara gecelerinde rastgele yerleştirilmiş projektörler, köşe başla- rında ansızın karşınıza çıkan ışıklı bilbordlar var… Ankara’nın yıldız- larını yok ettik, semayı göremiyoruz. Vahşi aydınlatmalar insanı kör ediyor!

n AHMET TEZCAN 6’da Gölbaşı Belediye Baş- kanı Ramazan Şimşek, işçilerin toplu sözleş- meden doğan 6 aylık farklarını Ramazan ön- cesi karşılayacaklarının müjdesini verdi. n 6’da

Gölbaşı’nda işçiye fark müjdesi!

Yenimahalle Belediyesi’nin ders ça- lışma ortamı bulamayan çocuklar, sı- navlara hazırlanan gençler için hizme- te açtığı kütüphaneleri

ilçe sakinleri tarafından yoğun ilgi görüyor.

Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “Gençlerin ve çocukların iyi üniversite- lerde okumasını hedefliyor, geleceğin söz sahibi birey- leri Yenimahalle’den çıksın istiyoruz” dedi. n 20’de

Yaşar:

Gençler okusun

Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Süleyman Basa, “Kent Konseyi, şehre sahip çıkmak isteyenlerin bu- luştuğu bir yer” dedi. n 5’te

‘AKK sahip çıkıyor’

TSYD Ankara’da

YENİ DÖNEM

19’da

(2)

2 kültür&sanat

B

aşkent Ankara, Türkiye’nin çeşitli illerinden ve farklı ül- kelerden galerileri, müzeleri, sanat kurumlarını ve sanatçıları bir araya getiren önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Bu yıl 7’ncisi düzenlenen Ar- tAnkara Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı, pandemi günlerinin stresin- den kurtulma ve sanatın güzellik- leriyle buluşma adına başkentlilere pek çok olanak sundu.

İlgi büyük oldu

ATO Congresium’da düzenle- nen ve 30 Mart - 3 Nisan arası açık kalan ArtAnkara 7. Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı her yaştan in- sanı ağırlarken siyasilerin de ilgisi vardı.

Altı ülkeden 107 galeri ve bine yakın sanatçının resim, heykel, cam işi ve enstalasyon çalışmalarının yer aldığı fuar, aynı zamanda kültürün de başkenti olan Ankara’ya yakıştı.

‘Tema’lar farklı

Geçen yıl koronavirüsün Tür- kiye’de ilk görüldüğü günden iki sonra, 12-15 Mart tarihleri arasında düzenlenen fuar, ‘sahiplenme’ te- masıyla buluşmuştu sanatseverlerle.

Bu yılın teması ise ‘paradoks’ olarak belirlendi.

6 yıldır olduğu gibi, ArtAnkarka bu yıl da ülkemizde ve Ankara’da sanat piyasalarına hareketlilik ge- tirdi. Yurtiçinden ve yurtdışından sanat eserlerinin seçkin örnekleri sanatseverlerle buluşturuldu.

‘ArtAnkara’ çağdaş

başkentin yüzü oldu

(3)

8 Nisan 2021 Perşembe

* İLETİŞİM:

. bilgi@ankhaber.com

% 0532 799 73 82 www.ankhaber.com

HABERİN BAŞKENTİ

G

üncel konulardan biri de ‘anaya- sa’. Siyasilerin diline düşen iflah olmaz ya anayasanın da anası ağlayacak demektir! Çünkü ağzını açan ‘yeni bir anayasa şart’ diyor ve fakat her biri ayrı telden çalıyor.

Dünyadaki ilk anayasanın ‘yazılı olarak’ 1781 yılında Amerika’da düzenlendiği söylense de, bunu, 15 Haziran 1215’te derebeyleri karşısında geri adım atan Kral’ın bazı yetkilerinin kısıtlanmasını kabul ettiği Magna Carta’ya yani ‘Büyük Özgürlükler Sözleşmesi’ne götürenler de vardır.

Osmanlı İmparatorluğu’nda 1876 yılında Kanun-i Esasi’nin yürürlüğe girmesi ile birlikte ilk anayasal sistemin başladığı belirtilir. Türkiye’de ise 1924 Anayasası yani ‘Yeni Teşkilât-ı Esasîye Kanunu’ 20 Nisan 1924’te kabul edildi.

Yani biraz gecikmişliğimiz var.

Darbelerle gelen anayasalar ise pek çok değişikliğe uğramış olsa da hiçbir zaman derde derman olma özelliği

kazanamamıştır. Bu yüzden ‘yeni ve sivil bir anayasa’ terennüm ediliyor.

Başlığa gelelim

‘İnsan Derisiyle Kaplı Anayasa’ ifadesi, ünlü akademisyen ve hukukçu merhum Tarık Zafer Tunaya’ya ait.23 Aralık 1959’da Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanan aynı

başlıklı yazısı, Mart 1979’da Çağdaş Yayın- ları arasında basılan kitabının da adı ol- muştur. Kitap daha sonra başka yayınevleri tarafından da basıldı ve internet üzerinden satışı yapılıyor.

Tunaya (özetle) şunları yazar:

-Paris’in şirin müzelerinden birinde gözlerim küçük bir kitaba takıldı, Altındaki etikete eğildim ve okudum: 1791 Anaya- sası. Fransa’nın ilk yazılı anayasası. Biraz daha dikkatle bakınca alt satırdaki şu müt- hiş cümle beni dondurdu: “İnsan derisiyle kaplanmıştır”.

Açmaya gerek yok!

Tahmin edeceğiniz gibi Batı’da anaya- sa ve anayasal haklar konusunda verilen mücadelelere vurgu yapılırken Osmanlı ve Türkiye’deki çalışmalara ve yaşananlar da hatırlatılıyor.

1791’den bu yana siyasiler oturup bir anayasa yapma, yapabilme yetkinliğine ulaşamamışsa, ‘yeni ve sivil bir anayasa’

talebinin akıbeti ne ola?

‘İnsan derisiyle

kaplı anayasa’

dursunerkilic@gmail.com

DURSUN ERKILIÇ

a POLİTİK a

SÖZ

Evden ne zaman çıksam, karşı yayladaki turuncu koltuk veriyordu ilk selamı!

İki yıla yakın sürede o kadar güneş, yağmur, kar, boran gördü ki bana mısın dememiş yerinden oynamamıştı. Geçenlerde yine ‘merhaba’ deyim deyince, baktım yarinde yok. Götürmüşler! Yerinde dursaydı şunu diyecektim:

-Siyaset koltuğundan sağlamsın!

O turuncu koltuk zihnimden film şeridi gibi akıp giden olaylar, düşüncelerle koltuk sahibi nice siyaset- çiyi getirdi gözlerimin önüne.

Makam, mevki sahibi idiler, değiller…

Vardılar, yoklar…

Yaşayana selamet, ölene rahmet dileyerek hem onları andım hem de onlar gibi koltuk peşinde koşan- lara öğüt vermek istedim. Şöyle:

Siyasetin peşinden ömür boyu koşan var Makam/mevki kapınca farklı halde coşan var Koşmak, coşmak güzel de bir de ordan düşen var Aman dikkat siyaset koltuğu üç ayaklı

Kimi muhtar, başkanlık düşler durur gönlünde Mümbit tarla ne eksen başak verir gönlünde Tamam, eyvallah çok şey bulur varır gönlünde Aman dikkat siyaset koltuğu üç ayaklı

Millete vekil olmak hedeflerin iyisi Siyaseten efsunlu gibi çarpar büyüsü Tamam, eyvallah şimdi bu hal Şam’da kayısı Aman dikkat siyaset koltuğu üç ayaklı Hırkalı’dan öğüt al siyasete güvenme Liste başı olsan da gerinerek sevinme Hüsran ile düşersen boş boşuna dövünme Aman dikkat siyaset koltuğu üç ayaklı

Dediklerimden ders alan olursa yoluna daha emin adımlarla devam eder.

Aksi halde yolda kalanlar olur.

Demedi demeyin…

Siyaset koltuğu ‘üç ayaklı’dır!

Söyledikleri- nize dikkat edin;

düşüncelere dönü- şür... Düşüncele- rinize dikkat edin;

duygularınıza dö- nüşür... Duygula- rınıza dikkat edin;

davranışlarınıza dönüşür... Davra- nışlarınıza dikkat edin; alışkanlıkla- rınıza dönüşür...

Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değer- lerinize dönüşür...

Değerlerinize dik- kat edin; karakteri- nize dönüşür... Ka- rakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür...

(Mahatma Ghandi)

(4)

PANDEMİ GENEL KURULLA YENİLDİ

OSİAD’da ‘eski’

yönetimle devam

Sadece Ankara değil Türkiye ekonomisine de büyük katkı

sağlayan iş insanlarının buluştuğu Ostim Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin 30. Olağan Genel Kurulu tamamlandı. Yönetim ve Denetim Kurulu önceki yönetimdeki isimlerden oluştu

DİVAN HEYETİ…

Divan Heyetinin (Başkan) Nihat Güçlü ve (üyeler) Alişan Özden ile Merve Çakırbay’dan oluştuğu Genel Kurulda OSİAD A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Akman Karakülah ile OSİAD’ın önceki dönem başkanı Ahmet Kurt da birer konuşma yaptı.

KÜRSÜDEN MESAJLAR

OSİAD Başkanı Süleyman Ekinci yapılanları an- latırken, “OSİAD protokolde yoktu, dönemimiz- de protokoldeki temsiliyetini arttırdık” dedi. Ak- man Karakülah, yönetimin hizmetlerini överken, Derneğin önceki dönem başkanlarından Ahmet Kurt, “Ben bütün enerjimi, gücümü OSİAD’dan alıyorum” diye konuştu. Genç OSİADlılar Yürüt- me Kurulu Başkanı Alişan Özden de, ikinci nesil yöneticileri buluşturduklarını söyledi.

www.ankhaber.com

>> Haberi internet sitemizde

Ahmet Kurt:

Enerjimi OSİAD’dan alıyorum

Süleyman Ekinci, yeniden başkan

seçildi

(5)

8 Nisan 2021 Perşembe

5

. ANKHABER

A

nkara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Süleyman Basa, “Kent Kon- seyi, şehre sahip çıkmak isteyenlerin buluştuğu bir yer” dedi.

Basa, Konseyi anlatırken şunları kaydetti:

“20 kişilik bir yürütme kuruluyuz ama ortak akılda 28 çalışma grubumuz, 3 meclisi- mizde 2 bin gönüllü bulunuyor. 550'ye yakın genel kurul bileşenimiz var ama bunların haricinde de kente dair söz almak isteyenleri çalışma gruplarına dahil ediyoruz.”

Çalışma Grupları

Kent Konseyinin çalışmalarını örnek- leriyle anla-

tan Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Süleyman Basa, “Engelli Meclisimiz,

‘otobüs durak- larında engelli varsa şoförü uyaracak bir sistem nasıl ge- lişir’i konuştu.

Bisiklet mecli- simiz, ‘bisiklet yolu’nu gün-

deme getirdi. Şimdi üniversiteler birbirine bağlanıyor.” diyerek şöyle devam etti:

Sonuçlar iletiliyor

“Biz bugüne kadar 10 tavsiye kararı yaz- dık, bunların hepsi de çalışma gruplarından çıkan sonuçlar, belediyeye iletiyoruz. Ticari

işler planlaması, bir mahallede 10 kuaför olmasın diye çalışırken, Çevre ve Sıfır Atık Çalışma Grubumuz, tıbbi atıkların eczane- ler üzerinden nasıl toplanabileceğine çalı- şıyor. Bunlar sadece kendileri değil, Anka- ra'da konu ile ilgili paydaşlarla görüşüyor.”

“Spor Çalışma Grubumuz, 360 amatör spor kulübü pandeminin etkilerini nasıl

atlatırı konuşuyor.” diyen ve birçok kente stadyumlar yapılıp açılırken Ankara’nın neden statsız kaldığının da sorgulandığını belirten Süleyman Basa, diğer çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi:

Değerler hatırlatılıyor

“Hayvan Hakları Çalışma Grubumuz, mobil kısırlaştırma üzerine konuştu. 100 Yıllar Çalışma Grubu'nu da kurduk. Bu çok önemli olacak. Kaybolmuş işleri de konuş- mamız gerekiyor. Teknoloji Bağımlılığı, Dijital Güvenlik ve Sosyal Medya Çalışma Grubumuz var. Yine çok önemli olacak bir grup. Prof. Dr. Levent Eraslan hocamız var, onun başkanlığında özellikle çocuklara, aile- lere yönelik sosyal medya kullanımıyla ilgili önemli konferans yapacak. Yine su ile ilgili çalışmalar yapacağız. Çalışma gruplarımız, gündemi ve Ankara'nın unutulan değerleri- ni hatırlatmak için çalışıyor.”

Pandemiye rağmen

Çalışma gruplarının pandemi günlerinde zoom üzerinden iyi güzel programlar gerçek- leştirdiğini kaydeden Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Süleyman Basa, son olarak şunları söyledi:

“Yavaş yavaş yüz yüze çalışmalara başlıyoruz. Kent Konseyi deyince özetle çalışma grupları geliyor. Ortak Akıl, burada 20 kişi oturup karar vermiyor. Eğitimlerimiz oluyor. Teknoloji bağımlılığı ile ilgili çalışma yapılıyor. Üyelerimize sosyal medya eğitimi veriyoruz.”

YÜRÜTME KURULU ÜYESİ DR. SÜLEYMAN BASA:

AKK, SAHİP ÇIKIYOR

“20 kişilik bir yürütme kuruluyuz ama ortak akılda 28 çalışma

grubumuz, 3 meclisimizde 2 bin gönüllü bulunuyor…”

(6)

Ankara’nın yıldızları yok oldu!

Anadolu bozkırının ortasında, -bir iddiaya göre- 3 bin yıllık bir kent Ankara.

Hitit’ten İslami döneme derin bir tarih ve kültürü bünyesinde barındırıyor.

Peki, Ankara’da şehircilik anlamında bu yapıyı koruyan modern, münasip, mütenasip bir gelişmenin tam olarak sağla- nabildiğini, zenginliklerin gün yüzüne çıkarılıp tanıtılabildiğini söylemek mümkün mü?

Filvaki birkaç dönemdir kontrollü bir gelişmeden söz edebiliriz. Birtakım gayretler,

dönüşüm adına bazı çalışmalar var. Alt, üst geçitleri, raylı ulaşım araçları, uydu kentle- riyle modern bir kent oluştururken bir yan- dan da betonlaşıyoruz sanki?! Şehirlerin de bir karakteri var. Dikine büyümeler giderek Ankara siluetini bozuyor, farkında mısınız?

***Söz gelimi trafik neden rahatlamıyor?

Bizde METRO dünyanın ilklerindendir;

İstanbul’da Galata-Karaköy arasında 100 sene önce kuruldu ve işletildi. Bir asırlık gecikmeyle şimdi, bütün şehirlerde toplu taşımayı bu yolla kurtarmaya çalışıyoruz.

Esas olan sağlıklı ve dengeli büyümedir.

Birisi asfalt dökerken ötekisi yeni dökülmüş asfaltı yırtmayacak, doğalgaz, elektrik, su,

kanalizasyon, iletişim, ulaşım koordinasyon içinde kurulacak.

İstanbul’da gazeteciler dene- di; işçi görünümlü adamlar iş makinesi getirdiler, “çalışma var”

levhalarıyla yolu kestiler, “kimsi- niz, ne çalışması yapıyorsunuz?”

diyen biri çıkmadı. DUR diyen, durduran, şehri koruyup gözeten bir idare, bir anlayış olacak. Aksi halde tabi ki biri yapar biri bozar.

***Her bakımdan dengeli, modern, kolay bir şehir olması için göze- tilmesi gereken evrensel ölçütler ve şartlar var. Bunları zamanında gözetmezseniz geleceğin kentini kuramazsınız. Alt yapısı, anıtları, yolu, kaldırımı, yeşil alanı hepsini birlikte düşünmek mecburiyetindesiniz.

İleride tarihi ortaya çıkarmak, dokuyu ko- ruyarak konforu yakalamak büyük sorun olur, büyük harcamalar, büyük istimlakler gerektirir ki sonrasında buna gücünüz yetmeyebilir.

***Mesela ÇATI MİMARİSİ diye bir kavram var. Modern bir şehrin havadan da estetik

görünmesi gerekiyor. Bizde pek duyulmuş değildir. Yer doldu, gelecekte ulaşım yerden çok havadan sağlanacak. “Tepeden bakmak”

değil... Bu şehri, Başkent’i, Ankara’yı havadan gözlemleme imkânınız oldu mu hiç? Çatıları, yılankavi sokakları, kullanılmayan eşyaların doldurulduğu terasları, balkonları görmüş müydünüz?

Aydınlatma da şehir mimarisinin önemli bir parçasıdır mesela. Dünyada sadece şehrin aydınlatılmasıyla ilgilenen yüzlerce dernek, kuruluş var, “Göğü aydınlatmayın” diye slogan da üretmişler; “bırakın karanlık kalsın, yıldızlar kaybolmasın” diyorlar.

Ankara gecelerinde ise rastgele yerleştirilmiş projektörler, köşe başlarında ansızın karşınıza çıkan ışıklı bilbordlarla biz Ankara’nın yıldızlarını yok ettik, semayı göremiyoruz. Vahşi aydınlatmalar insanı kör ediyor adeta!

***Çankaya Belediyesi’ne bir hatırlatmayla yazımızı sonlandıralım. Yaşamkent’de Şenol Güneş Parkının doğusundaki 20 metrelik kaldırım 4 senedir niçin tamamlanmıyor?

Vatandaşlar soruyor. “Belediyenin kar-tuz araçları da bu kış mahalleye hiç uğramadı”

diyorlar. Semt sakinlerinin sokak köpekleriyle de başları dertte. Duyurmuş olalım.

Velhasıl, lafla peynir gemisi yürümüyor, bu şehir başşehir ise özel önem ve özel ihtimam gerekiyor vesselam.

tezcan.ahmet@gmail.com

Ahmet TEZCAN

Y

eni yıl öncesi belediyede çalışan işçilerin en düşük maaşını 3 bin 325 TL yaparak işçinin yüzünü güldüren Gölbaşı

Belediye Başkanı Ramazan Şimşek, Ramazan ayı öncesi çalışanlara müjdeli haberi verdi. İşçinin 1 Temmuz 2020 ve 31 Aralık 2020 tarihleri arasındaki geriye dönük farklarının ödeneceği sözünü veren Şimşek verdiği sözü tuttu. Şimşek yaptığı açıklamada “Büyük bir özveriyle salgın sürecinde görev yapan işçilerimizin toplu sözleşmeden doğan geriye dönük 6 aylık farkları yatırarak verdiğimiz bir sözü daha yerine getiriyoruz. İşçilerimizin ve toplu sözleşmeden doğan geriye dönük 6 aylık farkları, Ramazan ayı öncesinde pazartesi günü hesaplarında olacak.

Güle güle harcasınlar” dedi.

Sık sık Gölbaşı Belediyesi çalışanları ile bir araya gelerek onları dinleyen Başkan Ramazan Şimşek “Özellikle bu salgın

sürecinde herkes evlerindeyken personelimiz gece gündüz demeden çalıştı. Yeni yılda da işçilerimizin maaşlarında düzenleme yaparak Gölbaşı Belediyesi’nde görev yapan en düşük işçi maaşının 3 bin 325 lira olmasına karar vererek işçilerimize verdiğimiz sözü yerine getirmiştik. Şimdi de mübarek Ramazan ayı öncesi bu müjdeyi vermek istedim.

Emekleriniz yadsınamaz. Sizler Gölbaşı’nın kahramanlarısınız. Allah sizlere güle güle harcamayı nasip etsin. Bu mübarek ayı huzur, sağlık ve bol bereketle geçirmenizi dilerim” diye konuştu. . ANKHABER

Gölbaşı’nda başkan Şimşek’ten müjde

Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek,

işçilerin toplu sözleşmeden doğan 6 aylık farklarını Ramazan öncesi karşılayacaklarının müjdesini verdi

İŞÇİLERİN 6 AYLIK FARKLARI RAMAZAN ÖNCESİ VERİLECEK

(7)

8 Nisan 2021 Perşembe

7

Naaşını gören hayattaki son kişi Yekta Güngör Özden:

Atatürk’ün yüzü tıraş olmuş gibi pırıl pırıldı

MÜTHİŞ KALABALIK

1953, 4 Kasım günü Etnografya Müzesine gittim.

Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Men- deres, İçişleri Bakanı Dr. Namık Gedik, Ankara Valisi Kemal Aygün, Belediye Başkanı Atıf Benderlioğlu ve Atatürk’ün son Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak ve müthiş bir kalabalık vardı.

MUMYALANMADI…

O zamanlar soğuk hava deposu olmadığı için naaş 10 metre aşağıda muhafaza altına alınmış ve İstanbul’da ilaçlanmış. Bakın ilaçlanmış diyorum. Mumya ola- rak yanlış biliniyor. İlaçların bileşimine ait yazı reçete biçiminde örnek olarak Atatürk’ün sağ ve sol koltuk altlarına yerleştirilmiş.

ATATÜRK’Ü SEVMEK

Celal Bayar çok güzel bir konuşma yaptı. Hiç unutma- dığım bir tümcesi Şuydu: ‘Seni Sevmek Milli İbadettir.’

Ardından tabut bugünkü mozolenin bulunduğu yer- deki sol sütundan vinçle tam gömüleceği yere indirildi.

Bayar’ın, ‘Buyurun arkadaşlar’ demesiyle devlet erkanı birlikte aşağıya inildi.

10 Kasım 1953 yılında Etnografya Müzesinden Anıtkabir’e

nakli sırasında Atamızın naaşını gören 10 kişiden hayatta kalan tek isim olan Yekta Güngör Özden, o günleri ANKHABER’e anlattı

>> Sema Kumrulu’nun sohbeti internet sitemizde

www.ankhaber.com

(8)

8 Nisan 2021 Perşembe YIL: 1 / SAYI: 24 (İnternet gazeteciliğinde 10. yıl)

Fiyatı: 10 TL Yayının Adı: ANKHABER İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

DURSUN ERKILIÇ Yayın Türü: Yerel, Süreli, Haftalık Gazete

İdare Yeri: Gökkuşağı Mah.

1164. Cadde 16 / 3 Çankaya / ANKARA Hukuk Danışmanı:

Av. Emin ERKILIÇ HABER - REKLAM İRTİBAT:

GSM: 0532 799 73 82 dursunerkilic@gmail.com

bilgi@ankhaber.com Baskıya Hazırlık: ANKHABER Medya

Baskı Tarihi: 8 Nisan 2021 Perşembe ANKHABER, Anadolu Ajansı abonesidir

BASKI:

Bizim Dijital Matbaacılık Ostim, Uzay Çağı Cad, 1128. Sokak No: 6,

Yenimahalle / ANKARA Telefon: (0312) 341 00 02

Gazetemiz Basın Ahlak Yasası’na ve Basın Meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. Yazarların görüşleri kişiseldir ve kendilerini bağlar. İnternet Sitemiz bu görüşlerden sorumlu tutulamaz. (Bkz. Kullanım Şartları ve Gizlilik İlkeleri) Sitedeki

tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Sözleşmesi olmayan yazar, muhabir ve foto muhabirlerine ücret ödenmez.

Haber, köşe yazıları ve fotoğraflar izin alınarak ve kaynak gösterilerek yayımlanabilir.

A

nkara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Ku- rulu Başkanı Gürsel Baran, pandemi nedeniyle finansman sıkıntısı yaşayan reel sektöre en büyük desteği aralarında Halkbank’ın bu- lunduğu kamu bankalarının verdiğini söyledi. Devam eden salgın nedeniyle ATO üyelerinin finansman ihtiya- cının da sürdüğünü belirten Baran, “Üyelerimizin başvu- ru şartlarının yumuşatıldığı koşullarla sağlanacak yeni kredi talepleri var” dedi.

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, ATO Başkanı Gürsel Baran, Yönetim Ku- rulu ve Meclis Üyeleriyle bir araya gelerek reel sektörün sorunlarını dinledi. ATO Du- atepe Hizmet Binası’nda ger- çekleşen toplantıda konuşan Baran, pandemi sürecinde kamu bankalarının reel sektö- re önemli destekler verdiğini belirterek, “Halkbank koro- navirüsle mücadele edilen ve türlü sıkıntıların yaşandığı bu süreçte, ekonominin çeşitli kesimlerine verdiği destek- ler, sağladığı imkânlarla reel sektörün her zaman yanında yer aldı. Reel sektör ve finans sektörünün birlikte ve bir arada güçlü olabileceğinin en güzel örneği oldu” dedi.

Can suyu talebi

Baran, pandemi sürecinde gerçek kişi tacir işletmeleri- nin de faydalandığı Can Suyu olarak ifade edilen finansmanı ATO olarak talep ettiklerini hatırlatarak, yerel radyo ya- yıncılarının lisans belgeleriyle teminat mektubu alabilmele-

rinin de aralarında yer aldığı bir dizi talebin Halkbank tarafından olumlu karşılan- dığını ifade etti. Devam eden salgın nedeniyle ATO üyele- rinin finansman ihtiyacının da sürdüğünü belirten Baran,

“Üyelerimizin başvuru şartları yumuşatılarak yeni kredi ta- lepleri var” dedi.

Çözüm üreteceğiz

Halkbankası Genel Mü- dürü Osman Arslan da, ATO ile Halkbank’ın reel sektörün sorunlarına çözüm üretme konusunda sinerji oluşturdu- ğunu belirterek, “Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Zaten 2008 küresel krizinin etkileri devam ediyordu. Pandemi nedeniyle de dünyada ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Zor şart- lara rağmen biz yine banka- cılık sektörü ve reel sektör olarak birlikte yeni dengeler içerisinde sorunlarımıza çözüm üretmeye gayret ede- ceğiz” diye konuştu. Arslan, konuşmasının ardından ATO üyelerinin finansman destek taleplerini dinledi.

Toplantıda ATO Yönetim

Kurulu ve Meclis Üyeleri tarafından dile getiren talepler şöyle sıralandı:

n Oda kaynağı karşılığın- da düşük faizli kredi talebi.

n Kredi kullandırılmasın- daki prosedürlerin azaltılması.

n Sektörlere yönelik özel destek paketleri.

n Türkiye genelinde 5 milyon kişiyi ilgilendiren, özel okul, sürücü kursu, rehabi- litasyon merkezi gibi eğitim kurumlarının tahsilat sorunu- nun önüne geçmek amacıyla özel kredi destek paketi.

Halkbank Genel Müdürü Osman

Arslan, ATO Başkanı Gürsel Baran ve

meclis üyeleriyle bir araya gelerek reel sektörün

sorunlarını dinledi

ATO’da çözüm arayışı

KİMLER KATILDI?

ATO Başkanı Gürsel Ba- ran başkanlığında gerçek- leşen toplantıya, TBMM Eski Başkanı ve TOBB UYUM Yönetim Kuru- lu Başkanı Cemil Çiçek ATO Başkan Yardımcıları Temel Aktay ve Halil İbra- him Yılmaz, ATO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Murat Ülkü Karakuş, Yö- netim Kurulu Üyeleri Nuh Acar ve Ali Yıldız, Meclis Üyeleri Abidin Memili, Fa- ruk Elmalı, Tahir Tellioğlu ve katıldı.

(9)

GAZETESİ ÖZEL SAYFASI 8 NİSAN PERŞEMBE 2021

H aberin B aşkenti

Türkiye her şeyi üretiyor

Moral veren bir yazı…

Bir işçi arı, yaşadığı süre içinde bir

çay kaşığının 12’de biri

kadar bal yapar.

Bununla beslenir, besler

İNSANA ETKİSİ…

Einstein, “Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır” diye boşuna dememiştir.

ÜRETİM TAM GAZ

İnsanlarımız arı gibi çalışıyor.

Akdeniz’den Trakya’ya kadar denizin nemini alan bölgeler serayla dolu.

>> Ahmet Tek’in ‘Arılar ve İnsanlar’ yazısı internet sitemizde

www.ankhaber.com

Fotoğraf:

S. Ali ÜNAL

(10)

Sokrates niye öldü?

Bir hukukçu felsefeden bahsedecekse Sokrates’in Savunması, bir sosyal bilimci etik üzerine konuşacaksa Kant’ın kategorik imperatifi, tutunduğu dal olarak çıkar karşı- mıza. Bu referans düzeyinde kalmak, inter- nette arama motorundan önüne çıkan yazıyı okuyarak, bilgi sahibi olduğunu sanmaktan daha az olumsuz değildir.

“Sokrates’i Platon yazdı” denir. Kimin yazdığı ya da bugün elimizdeki metinlerin gerçekte kime ait oldukları önemsiz değildir ancak asıl olan, metnin kendisi olsa gerek.

Çünkü düşünce açınmıştır bir kere ve onun üzerinden iz sürülür. Ve tüm adlar metne dışsaldır, ona eklenmiş sembolik ifadelerdir.

*Sokrates’in Savunmasına sık referans verilir. Yeni baskıları farklı yayınevlerinden çıkar. Kim bilir kaç yayınevi ve çevirmen adı vardır üzerinde? Bazı eserlerin tekrarı metnin öneminden midir, telif hakkına tabi olmamasından mıdır, bilinmez?

Savunmayı bilmeyen var mı? Sokrates bireyi ve toplumu belirleyen yasalara karşı gelerek kaçmaktansa, kendisine verilen ceza gereği ölüme gitmeyi tercih eder. Onun bu tercihine referans verilirken, şu indirgeme aradan sıyrılır: Yasalara karşı gelmektense, ölmeyi tercih ederim. Ölümle sonuçlanan tutum yüceltirken, bu yüceliği anlayan ve bir bilen olarak da kişiler, yükselen balonda yer mi tutmuş olurlar?

Sıkılıkla atıfta bulunulsa da bu tercih, sa- vunmanın değil Kriton diyaloğunun konu-

sudur. Savunmayı kaleme alan sadece Platon değildir ancak gerçekleri onun yansıttığı düşünülür. Sokrates, savunma diyaloğunda yasa idealinin izini sürse de, Kri-

ton diyaloğunda yasa realitesini, idealinden daha belirleyici konu- ma taşır. Kaçarsa, yasalara karşı gelmiş olacaktır ve bu şekilde yaşamayı değersiz bulur. Ancak ölüme giderek desteklediği yasa- nın ideali değil, haksızlığa neden olan o gün için var olan olgusu, realitesidir.

Düşünce ideal arayışıdır. Dü- şüncenin sonlanması, arayışın sonlanmasıdır. Sokrates’in ölü-

müyle dahi son bir diyalog isteği içinde ol- duğunu anlıyoruz ancak bu şekilde nasıl bir diyaloğun kapısını aralamış olabilir? Ölüme giderek sanki var olan yasayı var olduğu kadarıyla kutsamıştır. Oysa yaşayarak, ideal yasalara ulaşmak amacına katkı sağlayabilir, diyaloğu sürdürebilirdi.

Savunmanın bir diğer yazarı olan ve ken- di gözlemlerini değil de başkalarından duy- duklarını aktardığı düşünülen Kenophanes, Sokrates’in ölüm tercihini, yaşlılığın getire- ceği zorluklardan kaçmak ya da yanındaki- leri zor durumda bırakmamak gibi kişisel ve günlük gerekçelere dayandırır. Platon’un ortaya koyduğu kadar soylu olmazdı bu ge- rekçeler değil mi?

*Gerekçelerimiz hep soyludur. Soylu

başlıklar atmayı severiz. Diyalog başlığı da entelektüelin, akademisyenin, siyasetçinin cebinden zaman zaman çıkardığı soylu bir araçtır. Araçtır çünkü bir türlü bir amaca ulaşmaz.

İnsan kendisine karşıt olan üzerine düşünmediği, bu yürekliliği göstermediği sürece monolog içindedir ve karşılıklı iki monoloğun toplamı diyalog değildir. Herkes kedisini tekrar etmiştir sadece. Hiç mi gerçeğinde diyalog yaşanmaz?

Olmaz mı, doğru örnekler var ancak aradan sıyrılanlar kadarıyla yetinemeyiz.

*Sokrates’in diyaloglarında düşünce, onu sorgulayan bir sonrakinde kapsanarak aşılır ve ilerleme sağlanır. Bu niteliğiyle diyaloglar, diyalektiği önceler mi dersiniz? Kategorik açıdan farklı şeylerdir ve öncelemez ancak düşündürür.

Diyaloglar değerli de olsalar, diyalektikle örtüşür şekilde ele alınamazlar. Çünkü diyalektik oluş yasasıdır. Kavram karşıtını içinde barındırır ve oluş, bu karşıtlık ilişkisi içinde ikisinin birliğiyle olanaklıdır.

Geçerli olan yasalara uyulmalıdır ve daha ideal bir yasa için o yasalara karşı da gelinmelidir. Yasaya hem uyulur hem karşı gelinir. Bu ikisi birlikte eş zamanlı işler ve ilerleme gerçekleşir. Korkarım, diyalektik kavrayış değil de onu sezdiren diyalog düzeyinde kaldığı için Sokrates, baldıran zehrini içer ve ölüme gider, monolog içindekiler de evlerine…

kuvaysanli@gmail.com

Kuvay SANLI

B

azı insanların ölümü sıradan değildir.

Artık genç sayılan 63 yaşında aramızdan ayrılan Alpaslan Köksal’ın vefatı da bu tür ölümlerden.

Aynı yaştaydık…

Yozgat’ın Gökçekışla köyünden çıkan ana/

babalarımızın ekmek arayışında hayat ikimizi de önce Yozgat’a, beni erkan onu sonradan Ankara’ya savurdu…

Osman Köksal ile birlikte

Türkiye’deki mobilya sektörünün Ana- dolu’daki öncü kuruluşlarından olan Kök- sallar Mobilya faaliyete geçtiğinde henüz söz sahibi değildi…

İkinci kuşak olarak işin başına geçen ağabeyi, ağabeyimiz Osman Köksal ile birlikte firmanın önünü açan, Türkiye ge- neline ürün dağıtımı, satışı yapan konuma

getiren isimlerden oldu.

Ankara’daydı…

Ankara Siteler’deki çok katlı üretim ve satış binasında zaman zaman görüştüğümüzde, çağın gereklerine uygun icraatlarından ve projelerinden söz eder, yakından takip ettiği medya sektörüyle ilgili önerilerde bulunurdu.

Mobilya sektörü aracılığıyla Yozgat, Anka- ra ve Türkiye ekonomisine önemli katkılarda bulundu, insanlara iş/aş vesilesi oldu.

Hastalığa yenildi

Evli ve üç çocuk babası olan Alparslan Köksal bir süredir kanser hastalığı ile mücade- le ediyor, tedavi görüyordu. Ameliyat olma- sına rağmen hayata direndi fakat hastalığa yenildi.

Vefat haberini büyük bir üzüntü ile öğrendim.

Çevresinde sevilen ve sayılan bir kişiliğe sahipti.

Rahmet ve sabır diliyorum…

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet ol- sun. Osman Köksal ağabeyin şahsında ailesi- ne, sevenlerine, Yozgat’a ve mobilya sektörüne başsağlığı ve sabır diliyorum.

. DURSUN ERKILIÇ

Alpaslan Köksal da

aramızdan ayrıldı

(11)

8 Nisan 2021 Perşembe

11

B

üyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, “Benim hayalim Ankaralı- yı, Ankaralı üreticiyi zengin etmek”

sözleriyle hayata geçirdiği ve kırsal kalkınma projelerinin başında yer elan ‘Başkent Market’

Ankara’da giderek yaygınlaşıyor. Halk Ekmek Fabrikası bünyesinde hizmet veren Başkent Marketler kadar Başkent Market Büfelerinin sayısı da her geçen gün artıyor. Koru Metro Durağı’ndan sonra ikinci Başkent Market Büfe Batıkent’te hizmete açıldı.

Talep üzerine sayıları artıyor

Kadın Kooperatifleri ve yerli üretici birlik- lerinin ürettiği doğal ürünleri aracısız şekilde Başkentlilerle buluşturan “Başkent Market”- lerin sayısı artan talepleri karşılamak için her

geçen gün daha da artıyor. Etimesgut, Mamak Şafaktepe, GİMAT, Kızılay ve ASKİ Genel Müdürlüğü ile birlikte 5 Başkent Market hiz- met vermeye devam ederken, Başkent Market Büfeleri de giderek yaygınlaşıyor. Koru Metro Durağı’ndan sonra ikinci Başkent Market Büfe Batıkent’te açıldı.

Üreticiye katkı sağlıyor

Başkan Yavaş’ın “Benim en büyük hayalim Ankaralıyı, Ankaralı üreticiyi zengin etmek”

sözleriyle uygulanan Başkent Market modeli kısa sürede Başkentlilerden de tam not aldı.

Batıkent Türkmenistan Parkı köşesinde (Kardelen Mahallesi Başkent Bulvarı ile 2026 Cadde kesişiminde) hizmete giren ikinci Başkent Market Büfe’nin açılışına katılan Halk

Ekmek Genel Müdürü Dr. Hüseyin Velioğ- lu, hedeflerinin Ankara’nın üretim gücünü harekete geçirmek ve istihdamı teşvik etmek olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Başkent Büfe’mizin ilkini kasım ayın- da Koru Metro Durağında açtık. İkincisini ise Batıkent’te bulunan Türkmenistan Parkı köşesinde açıyoruz. Kaliteli, sağlıklı ve yöresel ürün ağırlıklı, Ankara’nın dış ilçelerinden gelen ürünlerin satıldığı büfemizi Batıkent halkının hizmetine sunduk. Değerli Başkanı- mız Mansur Yavaş’ın kırsal kalkınma projesiy- le Ankara’nın sağlıklı ve kaliteli ürünleri dış kooperatiflerimize özellikle de kadın koope- ratiflerimize ürettirmeye başladık. Eriştesi, makarnası, turşusu aşağı yukarı 700 kalem ürünün yer aldığı Başkent Market’ler sayesin- de 8 kooperatifte şu an 43 kişi sürekli çalışma- ya başladı.”

Kent genelinde 7 Satış Mağazası, 410 Büfe, 1 Glütensiz Büfe, 5 Başkent Market ve 2 Baş- ket Market Büfe ile hizmet vermeyi sürdüren Halk Ekmek Fabrikası, hizmet ağını genişlet- mek ve pandemi döneminde ekonomik zorluk çeken küçük esnafa maddi destek sağlamak için bayilik uygulamasını da başlattı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, pandemi sürecinde geçti- ğimiz yıl düzenlediği “6 Milyon Tek Yürek”

kampanyası bu yıl Ramazan ayı öncesinde yeniden başladı. Başkan Yavaş, “Cumhuri- yetin başkentini, iyiliğin başkenti yaptınız.

Ekonomik sıkıntıların ve salgının dalgaları varsa iyiliğin de ikinci dalgası var ve biz şimdi onu başlatıyoruz” dedi. Hayırsever vatandaşlar bu yıl da “ankaratekyurek.com”

adresi üzerinden “Su Ver”, “El Ver”, “Bilet Ver”, “İftar Ver” ve “Afiyet Ver” uygulamala- rıyla ihtiyaç sahiplerinin yüzünü güldürecek.

Ankara yine tek yürek

Başkent Büfe Batıkent’te

ABB Başkanı Yavaş’ın kırsal kalkınma projeleri kapsamında hayata geçirdiği “Başkent Market”lere

ilgi artıyor. Market sayısı Ankara’da 5 olurken, Batıkent’te ise Başkent Market Büfe’nin ikincisi açıldı

(12)

H ABER H eybesi

GAZETESİ ÖZEL SAYFASI 8 NİSAN PERŞEMBE 2021

>> Hasan YILMAZ’ın

“Değneğin Yoksa, Cesur Olsan Kaç Yazar” başlıklı yazısı internet sitemizde

www.ankhaber.com

KÖY GÜVENCEYDİR

Köy çocukları için her yer park, bahçe, piknik alanı; her ev kendi evleri gibidir. Baktığı- nızda köyü görebiliyorsanız her yer oyun alanınızdır. Gözden ıraklaşıp geceye kaldığınızda tedirginlik başlar.

ISSIZLIK KÖTÜ…

Bir arkadaşımla yakın köy- de yaşayan teyzesine gittik.

Gün batımı yaklaşınca teyzesi bana“Sen yalnız gidersin” dedi.

Korkum çoban köpekleriydi.

Uzaktan köyümüzün ışıklarını görünce rahatladım.

TESTTEN GEÇTİM

Köye yaklaştığımda koyunla- rın çan sesleri geldi… Bir süre sonra bir köpek ürüdü. Sonra ötekiler. Yere çömelip bekle- dim… O gün hem arkadaşıma güvenimi yitirdim, hem de cesaret testinden geçtim.

Bizler doğduğumuzda kötülük nedir bilmeyen masumlardık. Sonra

ailemizden, çevremizden, okulumuzdan,

arkadaşlarımızdan değişik huylar edindik.

Kimimiz temiz kaldı;

kimimiz kire pasa bulandı

Fotoğraf:

S. Ali ÜNAL

Arkadaş güven

cesaret

testi…

(13)

8 Nisan 2021 Perşembe

13

Neler yapıldı?

-3-Geçen yılın 2 Aralık tarihinden bu yılın 3 Şubat’ına kadarki sürede 9 bölüm halinde bu köşede yayımlanan yazılarımda ayrıntılı biçimde anlattığım gibi; Yozgatlı Dernekler Federasyonu olarak Tanıtım Günleri ve di- ğer etkinlikler, programlar, faaliyetlerle çok önemli ve etkili işler yaptık.

Arzu edenler o yazıları gözden geçirerek neler yaptığımızı ayrıntılı biçimde görebilir.

Düzenlediğimiz etkinliklere Yozgat’taki tüm ilçe ve belde belediye başkanları, tüm kaymakamlıklar, tüm kamu kurum ve kuru- luşlarının temsilcileri ile Yozgat’ta ve diğer illerde faaliyet gösteren tüm sivil toplum kuruluşları temsilcileri, özel sektör kuru-

luşları ve ilimizdeki tüm diğer taraflar iştirak etmiş, aktif katkı sunmuşlardır.

Türkiye’nin farklı illeri ile dünyanın değişik ülkelerinde örgütlenmiş olan Yozgatlılar Birlik ve Dayanışma Vakfı, İstanbul Yozgatlılar Federasyonu, Bursa Yozgatlılar Federasyonu, Kayseri Yozgatlılar Federasyonu, Avusturya Yozgatlılar Federasyonu,

Hollanda Yozgatlılar Federasyonu, Almanya Yozgatlılar Federasyonu, Fransa Yozgatlılar Federasyonu ve Belçika Yozgatlılar Derneği gibi Yozgatlı sivil toplum örgütleri de tanıtım faaliyetine etkin katkı ve katılım

sağlamışlardır.

Ankara’da faaliyetlerini sürdüren Yozgatlı is adamları ve bürokratlar da programlar süresince etkin bir katılım ve destek sağlayarak tanıtım günlerinin hedeflenen sonuçları vermesini sağlamışlardır.

Yozgat Tanıtım Günleri Etkinlikleri yaklaşık 150 bin kişi tarafından ziyaret edilmiştir.

Bu süre zarfında tam bir mobilizasyon sağlanmış ve Yozgat yöresine ait maddi ve manevi tüm kültür değerlerinin tanıtılmasına yönelik faaliyetler düzenlenmiştir. Yukarıda da belirttiğim gibi, önceki yazılarımda tüm ayrıntılar bulunabilir.

(DEVAM EDECEK)

ahmetkoc56@gmail.com

Ahmet KOÇ

Mamak Belediyesi tarafından, Mamak geneli okullarda

dezenfekte çalışmaları yapılıyor.

Gerçekleştirilen dezenfekte çalışmaları kapsamında okulların;

sınıfları, koridorları, tuvaletleri, kantinleri, kapalı spor salonları ve diğer ortak kullanım alanları temizlendi. Dezenfekte işlemlerinin ilçedeki tüm okullarda devam edeceği ifade edildi.

Öğrenci ve öğretmenlerin sağlığını korumak adına okullarda dezenfekte çalışmalarına

aralıksız devam ettiklerini ifade eden Mamak Belediye Başkanı Murat Köse, “Öğrenci

ve öğretmenlerimizin sağlığını korumak için dezenfekte çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Ekiplerimiz, okulların ortak kullanım alanlarını dip bucak temizliyor. Ebeveynlerimizin gönlü rahat olsun, ilçemizdeki tüm okulları yüz yüze eğitim için güvenli hale getireceğiz” dedi.

Mamak Belediyesi, okullarda başlattığı dezenfekte çalışmalarında sınıf, koridor, tuvalet,

kantin ve spor salonlarını temizliyor

Mamak’ta güvenli

ve hijyenik okullar

(14)

Cengiz Aytmatov’un Cemile’si (5)

Töreye aykırı…

Hikâyenin ortalarında masum akraba ilişkileri olarak anlatılırken, birden bire yazar, Seyit’in duygu dünyasını

ortaya sermekte, olayın seyri de- ğişmektedir.

“İşte o zaman, yerde uzanıp yattığım o anlarda birden anladım, Cemile’yi sevdiğimi, evet sevmiş- tim ve bu benim ilk çocukluk ilk gençlik aşkımdı.” Bu cümle, hikâ- yeden çıkarıldığı zaman, akraba ilişkilerinde masum, samimi bir sevginin dışında bir şey kalma- maktadır. Hikâyenin bütünün de

okuyucu böyle bir cümle veya duygu kay- masını beklememektedir. Masumiyete gölge düşmektedir.

Kırgız Türk kültürü veya köken olarak akraba olduğumuz için Anadolu Türklüğü- nün örf ve adetlerinde olmayan bu durumu, usta bir yazarın sehven yazdığına pek inan- mıyorum. Sosyolojik açıdan incelenmesi gerek vaka olarak görüyorum. O zamandan bu zamana eğer bu gibi ilişkiler normal kar- şılanıyorsa sosyolojik olarak ciddi bir şekilde incelenmelidir. Veya kültürel, dini yozlaşma- nın olması için kasıtlı mı yazılmış, buna da

bakmak lazım gelir diye düşünüyorum.

Cemile hikâyesi yazıldığı andan beri hep bir eleştirinin odağında olmuştur.

Üzerinde konuşmak isteyenler ise hep susturulmuş, çeşitli yaftalarla anlattıkları çarpıtılmıştır. Yazarlar ve eleştirmenler her ne kadar sustu- rulsalar da dikkatli okuyucular konunun vahametini anlamışlardır.

Bildiğim, tanıdığım birçok okur genç dimağların zarar görmemesi açısından ya tamamen yasakla- maktadır veya konuyu anlatıp öyle okutmaktadır. Bu benim gözle- mimdir.

Hikâyenin içinde geçen sosyolojik ola- rak irdelenmesi gereken, başka konularda elbette göze çarpmaktadır. Bunlar yayım- landığı anda eleştirilen, savaştaki bir asker karısının, aşığıyla kaçmış olması ve bunu aşk adı altında dokunulmazlık elde etmiş gibi anlatılması, vatan hainliğiyle eş değer tutulmuştur. Başka vahim bir konu da köy içerisinde kocası askerde olan bir kadın için gençlerin ileri geri konuşmaları, sarkıntı- lık etmeleri de, Türk töresinde olmayacak işlerdir ve buna benzer olaylara pek rastlan-

mamıştır. Veya buna benzer olaylar aşk adı altında kutsallaştırılarak anlatılmamıştır.

Dini olarak, inanç olarak, kültür olarak bir topluma mal edilerek yozlaşmayı tetikleyen anlatıları etik bulmamaktayım.

“ Osman, Cemile’ye sarkıntılık etmeye kalkıştı…

- Kedi erişemediği ciğere murdar der. O zaman niye cilve yapıyorsun. Aslında için gidiyor, arzudan kuduruyorsun ama yine de burun kıvırıyorsun.”

Bu cümle bile başlı başına ahlak yozlaş- masını tetiklemekte, Türk töresinde asker karısının ne kadar korunduğuna gölge dü- şürmektedir. Cemile’de burada köy gençleri- nin arzulu bakışlarından hoşlandığı ve onla- rı cezbettiğinden bahsedilmektedir ki, bu da hiç hoş olmayan bir davranış biçimidir.

İnsani haller arasında bu gibi davranışlar olabilir. Yaşanmıştır da ama bunu en hassas olunan aşk ve törede olmayan yanlarıyla anlat- mak bence etik değildir. Hele aşk gibi bir duy- gunun buna malzeme yapılması hiç affedilmez.

(SÜRECEK)

gunerdincaslan1@gmail.com

Güner DİNÇASLAN

. SELMA BORA

A

kdağmadeni Kültür Sosyal Yardımlaş- ma ve Dayanışma Derneğinin Genel Kurulu yapıldı.

Ulucanlar Cezaevi Kültür Merkezi Sanat Sokağında gerçekleştirilen Genel Kurul top- lantısına Altındağ Belediye Başkanı Doç. Dr.

Asım Balcı da iştirak etti.

Balcı’dan destek

Toplantıya katılanlara kısa bir selamlama konuşması yapan Balcı, sivil toplum kuruluş- ları her zaman desteklediklerini, kültürlerini

yaşatmaya çalışan, sanata ve sanatçıya değer veren derneklerin ise her zaman yanında olduklarını belirtti.

Altındağ’da önemli oranda Yozgat nüfusu- na kayıtlı, özellikle de Akdağmadenli vatan- daşların yoğun bir şekilde yaşadığını hatır- latan Başkan Balcı, vatandaş ve onları temsil eden derneklerin istek ve taleplerinin takipçisi olacağını söyledi.

Osman Özdemir

Dernek Başkanı Osman Özdemir de Bele- diye Başkanı Doç. Dr. Asım Balcı’ya teşekkür

ederek, “Faaliyetlerimizde Altındağ Beledi- yesinin desteklerini her zaman yanımızda bulduk. Bu desteğin devam edeceğinden hiç kuşkumuz yok. Amacımız yaşadığımız yani doyduğumuz yere faydalı olurken doğduğu- muz yeri de unutmamak.” dedi.

Özdemir, “Başkan Balcı’nın sanata, sanat- çıya ve kültürel değerleri korumaya çalışan derneğimize ve derneklere vereceği destek daha çok etkinlik yapmamıza imkan sağlaya- caktır” diye konuştu.

Önemli etkinlik

Akdağmadeni Kültür Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği önemli etkinliklere imza atıyor.

2019 yılı içerisinde Selma Bora Küratörlü- ğünde geniş katılımlı “Geçmişten Günümüze Akdağmadeni” adlı kültürel bir program yapılmış ve her kesimden ilgi görmüştü.

Başkan Asım Balcı’nın

onurlandırdığı kongre

(15)

8 Nisan 2021 Perşembe

15

Ukrayna bahane, hedef Türkiye

Bölgemizde hangi gelişme yaşanıyorsa ya doğrudan Türkiye’yi hedef alma ya da dolaylı yoldan önünü kesme amaçlı diyorum ya yeni ‘malzeme’

Ukrayna… Evet, bölgede bir sıkıntı vardı ve Ukrayna - Rusya gerginliği yüzünden kimi zaman kanlı provokasyonlar, saldırılar yaşanıyordu…

Hadise şudur

1-Ukrayna, başta Amerika olmak üzere Batı tarafından gaza getirilerek Rusya’nın sinir uçlarına dokunduruluyor. 2-Rusya, si- niri bozuldukça işgallerle yayılıyor. (Örnek:

Kırım ve Suriye) 3-Bu durum işine gelen Amerika bulanık suda balık avlamak istiyor.

Gerçek şudur

1-Türkiye ile Ukrayna son yıllarda hem Kırım hem de teknoloji transferi ve stratejik alanlardaki iş birliği konularıyla dikkat çekiyor. Bu iş birliği birçok alanda dengeleri değiştirebilecek önem ve anlam taşıyor.

2-Türkiye, elini ayağını bağlayan enerji açığını gidermek, bağımlılığını azaltmak için Akdeniz ve Karadeniz’de doğalgaz ve petrol arayışını sürdürürken, müjde Karadeniz’den geldi. Yani karıştırılmak

istenen yeni bölgeden… 3-Ukrayna ile Rusya arasındaki gerginliğe NATO’yu dahil etmek isteyen Amerika aynı zamanda (5.

Madde yoluyla) Türkiye’yi de baskı altına almaya çalışıyor. 4-Amerika aynı zamanda Montrö’den rahatsız. Yani Çanakkale ve İstanbul boğazlarını uluslararası bir denetime kavuşturmanın hayalini kuruyor ve bunun yollarını arıyor. 5-Amerika aynı zamanda (Lozan’a rağmen) Türkiye’nin mevcut sınırlarını tanımayan tek ülke…

‘Kahpe Amerika’

Bir zamanlar baş belası “Kahpe Bizans” vardı ya, onun yerini “Kahpe Amerika” aldı! “Dost görünen düşman”

denmesi boşuna değil. Türkiye ve boğazlar üzerindeki niyetleri bilinen Amerika, Lozan görüşmeleri sırasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aşamamış, Lozan Antlaşmasını imzalamamıştı. Sınırlarımızı tanımıyor yani. Görüşmeleri yürüten heyetin başkanı İsmet Paşa’nın, Lozan’daki salonun kapısına

“Amerikalıları istemiyoruz” yazılı bir yafta

astırması boşuna değildi.

Savaş rüzgarları

Donbass’da Rusya destekli ayrılıkçıların Ukrayna’yı hedef alan saldırısının ardından, Moskova ile Kiev arasında savaş rüzgarla- rının esmesi ya da estirilmesi, Ukrayna’nın NATO’yu kendi hava sahasında devriye atmaya çağırmasına, yani, bu çağrıyı yap- tırılmasına vesile oldu. Bu gerginlik silahlı çatışmaya dönüşür ve Karadeniz kana bula- nırsa ne olur?

Basit! İlk önce Türkiye zarar görür.

Elbette her ülkeyi etkileyen pek çok geliş- me yaşanır ama Türkiye’nin enerji arama ve üretme yatırımları, Ukrayna ile işbirliği halinde yürütülen çalışmalar ve savunma sanayinin çok önemli projeleri durur ya da zarar görür.

Doğu Akdeniz, Suriye, Irak, Kafkaslar, Balkanlar, Afrika hatta Orta ve Uzak Asya sahalarında askeri, ekonomik, diplomatik atak içindeki Türkiye, ‘can derdine’

düşürülür…

İran ve Irak’ı bahane ederek Türkiye’nin doğusunu, Suriye’yi ve Kıbrıs’ı bahane ederek güneyini, Yunanistan’ı bahane ederek batısını kuşatan Amerika, Ukrayna’yı destek bahanesiyle de sözde Rusya’yı durdurmak isterken asıl darbeyi Türkiye’ye vurmak istiyor.

Hangi ülke nasıl ve ne kadar zarar görür bilmem ama hadise bundan ibarettir.

GÖRDÜĞÜM KÖRDÜĞÜM

Soner AYKAÇ

İ

lçedeki parkları kısa sürede bambaşka bir görünüme kavuşturan Altındağ Belediyesi, Köroğlu Parkı’nı da yenilemek için kolları sıvadı. Parktaki spor aletleri, koşu yolları ve çocuk oyun alanları yenilenecek. Kamelyalar ve banklar ise bakım ve onarımdan geçirile- rek, her yaştan mahalle sakininin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak bir park olması sağlanacak. Daha yeşil bir Altındağ için çalışmaya devam edeceklerini ve ne gereki-

yorsa yapacaklarını söyleyen Başkan Balcı, şunları söyledi: “Altındağlı hemşehrilerimizin aileleriyle birlikte sosyalleşebileceği alanlar oluşturmak için çalışmaya devam ediyoruz.

Tüm mahallelerimizde belirlediğimiz alan- lara, içerisinde spor alanları, kamelyaları ve bankları bulunan, yemyeşil parklar yapıyoruz.

Var olan parklarımızı ise tüm mahalle sakin- lerini sevgiyle kucaklayacak hale getiriyoruz.

Çocuklarımız için oyun alanlarının da olduğu

parklar, spor alanlarıyla da hemşehrilerimi- zi sağlıklı bir yaşama teşvik ediyor. Yepyeni görünümüyle Köroğlu Parkımız herkese, tüm Altındağlı kardeşlerimize hayırlı olsun.”

Balcı, “Özellikle de çocuklarımızın park- larda geçirdiği verimli saatler bizi çok mutlu ediyor. Parkların Altındağlı çocukların neşe- siyle dolması en büyük temennimiz, çünkü biz en çok onların geleceği ve mutluluğu için çalışıyoruz. Her şey çocuklarımız için...” dedi.

Köroğlu Parkı sil baştan yenileniyor.

Altındağ Belediye

Başkanı Doç. Dr.

Asım Balcı’nın talimatlarıyla, Köroğlu Parkı baştan aşağı değişiyor

Köroğlu yenileniyor

(16)

YILDIZLARIN FISILTISI

12

Nisan 2021’de Koç burcunda bir Yeni Ay yaşayacağız. Bu Yeni Ay önümüzde- ki on beş günlük sürecin çok hareketli geçebileceğini anlatıyor. Aslında Koç burcunun negatif yönlerinin güçlü bir şekilde ön plana çıkabileceği bir enerjide olacağız. An haritasına baktığımızda kişisel gezegenlerden Merkür ve Venüs’ün zarar görür pozisyonda olmaları ve Gü- neş/Ay kavuşumunun Plüton ile kare açı yapıyor olması patlayıcı etkileri göstermekte. Özellikle otorite figürü olan kişilerle hırslı, manipülatif ve fevri tutumlar gelişebilir. Bu bakımdan kendimizi güvence altına almak ve sağduyu geliştirebilmek önem arz ediyor.

Buket Nizamoğlu

buniastroloji@gmail.com

KOÇ BURCU’NDA

MANİPÜLATİF BİR YENİ AY

KOÇ VE YÜKSELEN KOÇ: Özel ilişkilerde ve otoriter kişilerle olan kontaklarda patlama- ya hazır bir bombaya dönüşmemeye gayret etmelisiniz.

BOĞA VE YÜKSELEN BOĞA: Gizlide kalmış bilgiler, sırlar ve bazı geçmiş konular açığa çıkabilir. Bu bağlamda sağduyulu olmaya çalışmalısınız.

İKİZLER VE YÜKSELEN İKİZLER:

Arkadaş ve sosyal çevrenizle olan diyaloglar- da aksiyonlu durumlar gelişebilir. Sonradan pişman olacağınız şeyler yapmamaya gayret etmelisiniz.

YENGEÇ VE YÜKSELEN YENGEÇ: İş haya- tınızda patron ya da işveren ile diyaloglara dikkat etmeniz gerekiyor. Ayrıca kariyerinizde manipü-

lasyona açık olabileceğiniz zamanlar…

ASLAN VE YÜKSELEN ASLAN: Varsa yurtdışı kontaklarda gerilimli etkiler oluşabilir.

İletişimde agresif tutumlardan uzak kalmaya çabalamalısınız.

BAŞAK VE YÜKSELEN BAŞAK: Yatırım- larınız ile alakalı mevzularda daha detaycı ve araştırmacı olabilirsiniz. Oluşabilecek aksiliklere karşı tedbirli olmalısınız.

TERAZİ VE YÜKSELEN TERAZİ: Ortak iş yaptığınız kişilerle olan diyaloglarda denge problemi yaşayabilirsiniz. Manipülatif etkilere dikkat!

AKREP VE YÜKSELEN AKREP: Sağlı- ğınızla alakalı konularda daha atak ve girişken olabileceğiniz bir süreç… İş arkadaşlarıyla olan

iletişime biraz sağduyu katmalısınız.

YAY VE YÜKSELEN YAY: Aşk hayatınız ve varsa çocuklarınızla ilgili konularda denge kayıpları gelişebilir. Her koşulda hayattan keyif almaya çabalamak ana felsefeniz olmalı.

OĞLAK VE YÜKSELEN OĞLAK: Aile üyeleriyle veya varsa miras ile ilgili mevzularda gergin etkiler oluşabilir. Geçmişte ve derinlerde kalmış konular yeniden hareketleniyor.

KOVA VE YÜKSELEN KOVA: Kardeş ya da kardeş kadar yakın olduğunuz kişilerle olan kontakların belki biraz gerginleşme ihtimaline karşı daha esnek ve sabırlı olmalısınız.

BALIK VE YÜKSELEN BALIK: Parasal konularda güç elde etme ve bazı derin konuları masaya yatırma vakti…

KOÇ YENİ AY’ININ

BURÇLARA OLASI

ETKİLERİ?

9 Nisan 2021’de kesinleşen ama aslında etkisi başlamış olan Mars-Neptün karesi hayatımızda önemli pasif çözülmelere zemin hazırlayabilir. Mars Astroloji’de aksiyon alma kabiliyetimizle ilişkilendirilir. Neptün gibi bir gezegenle yapacağı kontak ne yazık ki atağa geçmekte zorlanacağımızı işaret etmekte.

Değişken nitelikteki burçlarda gerçekleşen bu kare açının hayatımızda bir yön kaybı yaşamamıza neden olması beklenebilir. Ay- rıca Mars’ın bağışıklığımızla simgelendiğini hatırlarsak önümüzdeki günlerde özellikle bu

malum virüs bağlamında sağlık koşullarımıza dikkat etmemiz gerekiyor.

JUNO RETROSU BAŞLIYOR.

Eski aşklar yeniden gündeme gelebilir.

İsterseniz Juno hakkında kısa bir bilgi vereyim. Juno,Yunan mitolojisinde Jüpiter’in(Zeus) resmi nikahlı eşi olmayı başarabilen tanrıça olarak bilinmektedir.

Bu tanrıça çapkın Jüpiter’le evliliğini yürütebilmek için oldukça mücadele etmiştir. Somut bir gök cismi olarak incelersek Mars ile Jüpiter gezegenlerinin

arasında bulunan asteroit kuşağında yer alır.

Mitolojik bilgileri Astroloji’ye uyarladığımızda ise bu asteroit bizlere evlilik veya aşk ile ilgili mevzularda önemli bilgiler verir. 12 Nisan 2021 itibariyle başlayacak olan Juno retrosu uzunca bir süre etkin olacak. Bu retronun özel hayatlarımıza verebileceği yansıma tabii ki herkesin şahsi doğum haritasına göre değişmekle birlikte; geçmişte kalmış ve ruh eşi formatındaki ilişkilerin yeniden gündeme gelmesi diyebilirim.

Mutlu günler diliyorum.

MARS-NEPTÜN KARESİ BAĞIŞIKLIĞA DİKKAT!

(17)

8 Nisan 2021 Perşembe

17

Ayşe Eren

Seyahat Notları

ayseeren@akdeniz.edu.tr

-2-İstiklal Marşımızı yazan milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u ve Taceddin Dergahını anlatırken yazıyı, “Peki Neden Taceddin Dergahı misafirhanesi” diye bitirmiştik.

Devam edelim.

Taceddin Dergâhı, ilk olarak Kanunî Sultan Süleyman tarafından Hacı Bayram-ı Veli'nin kurduğu Bayramiye Tarikatının bir kolu olan Celvetiler için yaptırılmıştır.

Ziyaretçisi çok

Dergah, 19. yüzyılda manevi özelliği ile bulunduğu mahallesindeki esnafın vergiden muaf tutulmasına sebep olmuştur.

Ankara’da hâlâ manevi değeri devam eden mekan Hacı Bayram Veli Camii ve türbesinden sonra en çok ziyaret edilen

ikinci dini mekandır.

Ersoy’un misafirliği

1920’li yıllarda Ankara’da kiralık ev sayısı oldukça azdır.

Mehmet Akif Ersoy Ankara’ya geldiğinde yüzyıllardır Anadolu’nun birliği ve beraberliği için yoğun çaba gösteren bu dergah misafir etmek ister.

Ersoy’ın tarifiyle…

Mehmet Akif Ersoy Dergah için şöyle bir ifadede bulunur; “Dergâh deyince dervişler, âyinler hatıra gelmesin. Eşraftan birinin âdeta selâmlık dairesi. Ufak bir köşk gibi muntazam yapılmış. İçi dışı boyalı. Döşenip dayanmış, güzel ve geniş bir bahçesi var.

Türlü türlü meyveler. Önünde bir şadırvan, şırıl şırıl sular akıyor”.

Yazıcıoğlu’nun mezarı

Bugün Hamamönü’nde Hacettepe Üniver- sitesi Kampüsü içerisinde yer alan Taceddin Dergahı yapı itibari ile günümüzde camii olarak hizmetine devam etmektedir.

Taceddin Sultanın kabri ile tek çatı altın- da bulunan Camiinin arka bahçesinde çeşitli dönemlere ait mezarlar bulunmaktadır.

En dikkat çeken mezar ise Muhsin Yazı- cıoğlu’nundur. Yazıcıoğlu’nun uçak kazası ile hayata gözlerini yumması sonrasında cenazesi kendisinin vasiyeti üzerinde dergahın bahçe- sine defnedilir.

Şeyh Taceddin ve Türkçe

Şeyh Taceddin duru bir Türkçe kullanmayı tercih ederek Osmanlı İmparatorluğunun si- yasi birliği için dilin ne kadar önemli olduğu- nu bize anlatmaya çalışmıştır.

Şüpheli bir kaza sonrası vefat eden Muhsin Yazıcıoğlu bu mekana defnedilmeyi istemesi- nin sebeplerinden birisinin Şeyh Taceddin’in Ankara’da güçlü bir birlik için çalışmasına bağlayanlar vardır.

Ayrıca Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Mar- şını bu dergahın misafirhanesinde yazması da nedenlerden biri olabilir.

Merhum Yazıcıoğlu, Milli Şairimizin yaşamı ve İslam düşüncesini de kendine yakın bulduğu bilinmektedir.

Ziyaret edebilirsiniz

Bu hafta, farklı dönemlerde gelmiş ve geçmiş üç manevi zatın hatırasını barındıran Taceddin Dergahı’nı ziyarete ne dersiniz?

(BİTTİ)

Mehmet Akif Ersoy Evi Müzesi…

Yazıcıoğlu’nun mezarı ve Şeyh Taceddin ile

önemli manevi mekan

Mehmet Akif Ersoy Ankara’ya geldiğinde yüzyıllardır Anadolu’nun birliği ve beraberliği için yoğun çaba gösteren

Taceddin Dergâhı misafir

etmek ister. Dergahın yer

aldığı mekanın önemli

özellikleri vardır

(18)

. ANKHABER Kültürün, sanatın, edebiyatın insan beynindeki, bedenindeki, ruhundaki yetenek erken yaşlarda kağıda, kaleme, kelama dökülünce ortaya çıkan coşku onu alır bir yerlere götürür.

Kimi zaman televizyon haberlerine, gazete sayfalarına yansıyan ‘küçük

deha’ türü haberler olur ya, habere konu çocuk müzik, tiyatro, resim ve benzeri alanlarda yeteneği ile dikkat çekmiştir… Bu başlığı attıran

‘küçük’ yaştaki çocuk aslında çok büyük bir beceri göstermiş ve takdiri hak eden ürünler ortaya koymuştur. Onlardan biri de Kırıkkale’de yaşıyor.

Ferda Çetin öğretmen ve öğrencisi Elif Azkur

Sohbeti tatlı, şiirleri şairane olan güzel dostlarımdan öğretmen Ferda Çetin, öğrenci- lerini Türkiye’nin geleceğine damga vuracak donanımda yetiştirirken onların yeteneklerini geliştirmesine de katkı sunuyor. Öğrenciler de bu katkının hakkını veriyor.

Örnek: 5. sınıf öğrencisi Elif Azkur.

Karşılıklı etkileşim

Ferda Hoca, geçen yıl mezun ettiği Elif’in resim ve yazı özellikle de şiir yeteneğini gö- rünce onu desteklemiş, teşvik etmiş. Ders- lerinde de çok başarılı olan Elif bu emeğin

karşılığını olağanüstü çalışmalarla vermiş.

Öğretmeninin resmini çizmiş. Ferda Hoca bayılmış bu resme. O doğal olarak öğrencisini yere göğe sığdırmazken, Elif de kendisini an- latan bir yazı ulaştırdı bize:

“Merhaba Elif ben, kendimi tanıtmadan önce, her şey için Ferda Öğretmenime çok ama

çok teşekkür ediyorum. Benim öğret- menim olduğu içinde gerçekten şanslı olduğumu düşünüyorum. On yaşın- dayım, 5. sınıfa gidiyorum. Duygusal bir kişiliğim var, farklı biri olmaya da çalışıyorum. Resim ve karikatür yap- mayı, şiir yazmayı, oyun oynamayı

ve de hayal kurmayı severim.

İleride kendi şiir kitabımı

yazmayı hedefliyorum.”

Geleceği parlak

Bir şiirinde “Dalgalan sen ey al bayrak / Mutluluk saç her yere / Yaşasın Türk Milleti / Yaşan Cumhuriyet” diyen Elif Azkur, eserleri ile takdir toplarken gelecekte kültür/sanat, edebiyat dünyamızın önde gelen isimlerinden biri olacağını gösteriyor.

YAŞI KÜÇÜK, YETENEĞİ BÜYÜK

ELİF AZKUR

(19)

8 Nisan 2021 Perşembe

19

Türk sporu üzerine

Spor, hobi olarak yapıldığında insan ve toplum sağlığı bakımından önemli olduğu gibi, uluslararası alanda elde edilen başarılar yoluyla da bir büyük tanıtım aracıdır…

Türkiye ne yazık ki spor alanında bir tür- lü istenen noktaya gelemiyor, getirilemiyor.

Bilindiği gibi, CHP Spor Kurulu Baş- kanı ve Genel Başkan Başdanışmanıyım.

Bu sıfatımla birçok faaliyetin içinde bulun- dum ve bulunmaya devam ediyorum. Özel çalışmalar yaptığımız gibi sorunlara ilişkin çözüm önerileri de sunuyoruz kamuoyuna.

Örneğin Spor Yasa Taslağı konusu. Taslak adeta yamalı bir bohça, neresinden tutsanız dökülüyor. Bu yasa Türk sporunu ileriye götürmez. Hatta yerinde bile saydırmaz, geriye götürür.

Tokyo Olimpiyatı

Önümüzde bir olimpiyat serüveni var.

Geçmişte büyük başarılara imza attığımız bir yarışma alanı olimpiyatlar. 2004 Atina olimpiyatlarında 220 ülke arasında ülkemizi 22. sıraya taşımıştık. Bu büyük bir başarıydı.

Bugün sporcu sayımız bir türlü artmıyor. Ülke genelinde spor yapan insan sayısı azalıyor. Biz Spor Kurulu olarak kötü gidişe dur diyecek önerilerde bulunuyoruz. Önümüzde Tokyo Olimpiyatları var. Buraya gidecek sporcuların özelliklerine baktığımız öne çıkan bir husus var: Yerel yönetimler spor alanında çok başa-

rılı. Bu açıdan, İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyeleri öne çıkıyor. İBBSK, Spor İstanbul ve ASKİ Spor ile EGO spor kulüpleri adeta sporcu fabrikası. ASKİ’den 3 güreşçi ile İstan- bul Büyükşehirden 11 sporcu olimpiyatlara katılma hakkı elde etti.

Yasa değişmeli

Spor Yasa Taslağı konusunda birçok açıklamada bulundum. Burada özetlemek istiyorum:

Dediğim gibi yamalı bir bohçaya dö- nen 3289 sayılı yasa ile karşı karşıyayız.

Biz, Türk gençliğine hitap edecek bir yasa yapılsın istiyoruz. Geçtiğimiz günlerde bize gönderilen yasa tasarısı itirazlarımız üzeri- ne ilgili komisyondan çekildi. 1993 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığında Genel Müdür Yardımcısı idim. Dönemin bakanını ısrarla ikna ederek federasyon başkanlarının işin mutfağından seçilerek getirilmesini anlat-

tık ve kabul gördü. 1993 yılında yapılan ilk seçimlerin komisyon başkanlığını ben yap- mıştım ancak bugün karşılaştığımız durum Türk sporunun geriye gitmesi ile ilgilidir.

Kanun, Bakanlığa çok yetki vermiştir. Biz yeni yasada amatör spor küplerinin öne çıkacağı spor kulüplerinin önemseneceği yasa beklerken merkeziyetçi bir yasa gördük.

Yeni yasa teklifinde Spor federasyonlarına aday olacaklara delegelerin yüzde 15’nin im- zasını alma mecburiyeti getiriyor. Danıştay üst kurulunun aldığı bir kararla bu uygula kaldırılmıştır. Bu tekrar gündeme getiriliyor.

Şu an federasyon başkanı olan arkadaşlar Tokyo Olimpiyatlarından sonra yapılacak seçimler için şimdiden imza toplamaya başlamış. Burada bir adaletsizlik, haksızlık söz konusudur.

Planlama yok…

Buradan sesleniyorum: Sporda başarılı olmanın sırrı bu kanundadır. Liyakatin öne çıktığı bir ortam oluşmalı. Bakanlıktaki bir bürokrat halterden anlamıyor ama halterin geleceğini belirliyor. Bugün sporda beton- laşma var. Bir spor salonu düşünün içinde sporcu yok, antrenör yok, sağlık görevlisi, hakem yok, seyirci yok boş duran bir tesisin kime ne faydası var merak ediyorum. Tesis yapılmadan önce planlaması yapılmalı. An- cak yapılmıyor…

knuhut@hotmail.com

Kenan NUHUT

T

ürkiye Spor Ya- zarları Derneği (TSYD) Ankara Şubesi’nin Olağan Ge- nel Kurulu gerçekleşti- rildi. İki listeyle gidilen seçimde, Demirören Haber Ajansı (DHA) Ankara Spor Temsilcisi Ercan Ata, oy çoklu- ğuyla TSYD Ankara Şubesi’nin yeni başkanı oldu.

Genel kurul, say- gı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Divan Başkan- lığı’na Doğan Bulgun, katip üyeliklere ise Bilge Horasan ve Mehmet Kısmet seçildi. Kulla- nılan 120 oyun 82’sini alan Ercan Ata, TSYD

Ankara Şubesi’nin baş- kanı olurken 2 oy geçer- siz, 36 oy ise diğer aday Hüseyin Doğru’nun oldu.

Başkanlığını Ercan Ata’nın yapacağı TSYD Ankara Şubesi’nin Yö- netim Kurulu’nda; Mus- tafa Büyükışık, Adem Altan, Orhan Kemal Erkılıç, Erhan Karadağ, Bülent Karadaş ve Ali Burak Ünlü yer aldı.

Ercan Ata yaptığı ilk açıklamada şunları söy- ledi: “Ankara Şubemizi eski günlerine getirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Genel kurula gelen gelmeyen, oy veren vermeyen her- kese teşekkür ederim.”

TSYD Ankara’da

Ercan Ata dönemi

Olağan Genel Kurul’a katılan 120 üyenin 82’sinin oyuyla TSYD Ankara Şubesi başkanlığına seçilen Ercan Ata,

birlik çağrısı yaparak önemli projelerin müjdesini verdi

Olağan seçimli genel kurulda başkan- lığa seçilen Ercan Ata’nın listesinde yer alanların görevleri de belirlendi. Asbaş- kanlığa Mustafa Büyükışık ile Bülent Ka-

radaş getirildi. Yönetim Kurulu Sekreteri Adem Altan, Mali İşler Sorumlusu Orhan Kemal Erkılıç, yönetim kurulu üyeleri ise Erhan Karadağ ve Ali Burak Ünlü oldu.

Yönetimde görev dağılımı yapıldı

(20)

ANGİKAD Girişimci İş Kadınları Derneği’nin 2021-2023 Dönemi için Olağan Genel Kurul toplantısı yapıldı.

Hande Öztürk, bir önceki Başkan Aysu Yavuz’dan bayrağı devraldı.

Öztürk, 2021-2023 Yönetim Dönemi hedeflerini şöyle anlattı:

“Bu yıl itibari ile ANGİKAD üyesi olarak dokuzuncu yılımı bitiriyorum.

Bana layık görülen bu görevi yürütecek olmaktan sadece mutluluk değil aynı zamanda onur duyuyorum. Ekibim ile bu desteğe layık olmak ve ANGİKAD’ı daha ileriye götürmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Atamız Gazi

Mustafa Kemal Atatürk’ün inanılmaz vizyonuyla bizlere armağan ettiği Cum- huriyet devrimlerinin ışığında çalışa- cağız. Çağın değerleri olan inovasyona, dijital dönüşüme ve katma değere güç veren projeler yapacağız. Kadının giri- şimcilik başta olmak üzere her platform- da söz sahibi olması ve güçlenmesi için çalışacağız. Toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadelemizi aralıksız sürdürece- ğiz. Kadına şiddetin önlenmesinin ve İstanbul Sözleşmesi’nin takipçisi olaca- ğız. Ben ve beraberimdeki Vizyon Artı Ekibi, daha güçlü kadınlar ve daha güçlü ANGİKAD için üreteceğiz.”

P

andemi süreci nedeniyle kapalı olan kütüphaneleri mart ayının ilk haftasından itibaren gerekli önlemleri alarak tekrar hizmete açan Yenimahalle Belediyesi, hafta içi sabah 09.00 ve akşam 19.30 saatleri arasında hizmet veriyor.

Ders çalışma ortamı arayan ve sınavlara hazırlanmak isteyen ilçe sakinlerine kütüphane hizmeti veren Yenimahalle Belediyesi; Yenimahalle Kapalı Pazar Yeri ve Sosyal Tesis- leri, Karşıyaka Kapalı Pazar Yeri ve Sosyal Tesisleri, Ata, Serhat, Kale- tepe, Turgut Özal Kültür Merkezi, Demetevler, Ragıp Tüzün Eğitime

Destek Merkezleri ve Meydan AVM belediye ek hizmet binası olmak üzere 9 ayrı noktada ilçe sakinlerine kütüphane hizmeti sunuyor.

Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “İlçenin dört bir yanında gençlerimiz ve sınavlara hazırlanan vatandaşlarımız için hizmete açtı- ğımız kütüphanelerimiz yoğun ilgi görüyor. Gençlerin ve çocukların iyi üniversitelerde okumasını hedefliyor, geleceğin söz sahibi bireyleri Yenima- halle’den çıksın istiyoruz. Pandemi süreci nedeniyle kütüphanelerimizde gerekli tüm önlemleri alıyoruz” dedi.

. ANKHABER

ANGİKAD’ta yeni dönem

H A B E R İ N B A Ş K E N T İ

8 NİSAN 2021 Perşembe

ortamı bulamayan çocuklar, sınavlara hazırlanan gençler için hizmete açtığı kütüphaneleri ilçe sakinleri

tarafından yoğun ilgi görüyor

Yenimahalle’nin kütüphaneleri

Aysu Yavuz Hande Öztürk

Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar

Referanslar

Benzer Belgeler

Mustafa YALÇIN (Afyon Kocatepe Üniversitesi) Müh. Sedat

maddesine istinaden, ÖYP kapsamindaki deste).<.lerdenfaydal amak kaydiyla, 2547 sayili Kanun'wi 35. maddesi uyarinca; lisansüstü e-'tim yaptiklari üniversitelere görevlendirilen

Böyle de demokratik yapısını daha kaybet- miş oldu belediye başkanlarının istediği gibi yasalarda olduğu için yapılmış olmak için ya- pılan bir çalışma bana göre

Genel Kurul tarafından seçilen Kent Konseyi Başkanı ve Kent Konseyi Yürütme Kurulu, konseyin temsil edilmesi, faaliyetler ile ilgili.. kararların alınması ve alınan

- Türkiye’de Şeker Fabrikalarının 3 milyon 151 bin tonu pancar şekeri, 990 bin tonu nişasta bazlı şeker olmak üzere toplam 4 milyon 141 bin ton şeker

Mehmet Zeki AYDIN — Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Ben Anayasa tartışmalarında, din kültürü ahlak bilgisi dersinin zorunlu ya da seçmeli olması

Sorumluluğunu yerel yönetimle- rin üstlendiği toplu taşıma araçla- rı istasyon ve durakların ve halkın yaşam alanlarının birleştiği (sokak, cadde, bulvar,

Bu dersin amacı ‘var olan’ın eleştirisini idealize edilmiş kent ve toplum örnekleri üzerinden açıklayan ütopyacı yaklaşımlarını ortaya koyarak aslında