• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE SİYASAL HAYATI VE KURUMLARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TÜRKİYE SİYASAL HAYATI VE KURUMLARI"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKİYE SİYASAL HAYATI VE KURUMLARI

3. HAFTA: CUMHURİYET DÖNEMİ-II

(2)

Siyasal Gelişmeler

CHP Genel Sekreteri Recep Peker kürsüde inkılap tarihi dersi

veriyor… Atatürk’ün “inkılabın hedefini kavramış olanlar, daima onu muhafazaya muktedir

olacaklardır” sözlerinden yola çıkılarak 1933’teki üniversite reformu sırasında alınan karar gereğince, öğrenciler İnkılap

Enstitüsü’nden sertifika almadıkça mezuniyet hakkı kazanamıyorlardı.

Kasım 1942’de adı ‘İnkılap Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti Rejimi’

olarak değiştirilen dersler her yüksek.ğrenim kurumunun kendi içine alındı. Dersler haftada iki saatti ve zorunluydu

(3)

Siyasal Gelişmeler

Kadınlar, 1935 Meclis seçimlerinde ilk kez seçme ve seçilme hakkını kullandılar… 1935 seçimlerinin bir özelliği CHP’nin bazı yerlerde aday göstermeyerek bağımsızların da seçilmesine imkân veren

uygulamasını sürdürmesiydi. Bu seçimlerde aralarında Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy ve Halil Menteşe gibi tanınmış siyasi figürlerin yanı sıra azınlıklara mensup dört kişi de milletvekili seçilerek Meclise girdi.

Ancak 1935 seçimlerinin daha

önemli özelliği, CHP’nin gösterdiği 18 kadın adayın Meclise girmiş

olmasıydı.

(4)

Siyasal Gelişmeler

10 Kasım’da Atatürk’ün ölümü üzerine TBMM Başkanı Abdülhalik Renda, milletvekillerini yeni cumhurbaşkanını seçmek üzere ertesi gün toplantıya çağırdı. 11 Kasım’da Meclis

toplantısından önce CHP parti grubu toplandı ve burada partinin adayını belirlemek üzere

seçim yapıldı. Beklenenin aksine kimse aday gösterilmedi. Başbakan Celal Bayar, oylamadan

önce şunları söyledi: “Reylerinizi serbestçe vereceksiniz. Parti grubu toplantısı reisicumhur

adayını seçmek içindir. Herkes istediği adayı yazsın. En çok oy alan, umumi heyett e aday

gösterilecektir.”

(5)

Dünyayla ilişkiler

Türkiye’de tek parti iktidarının hüküm sürdüğü yıllar, yani biraz daha geriden alırsak, I.

Dünya Savaşı’nın patlamasından ikincisinin sona ermesine kadar geçen dönem, ünlü tarihçi

Eric Hobsbawm’ın nitelemesiyle tüm dünya açısından bir ‘felaket çağı’ydı. Tüm dünya kırk

yıl kadar süren bu dönemde ‘bir beladan diğerine sendeleyerek’ ilerleyebildi.

(6)

Dünyayla ilişkiler

Türkiye’de tek parti iktidarının hüküm sürdüğü yıllar, yani biraz daha geriden alırsak, I.

Dünya Savaşı’nın patlamasından ikincisinin sona ermesine kadar geçen dönem, ünlü tarihçi

Eric Hobsbawm’ın nitelemesiyle tüm dünya açısından bir ‘felaket çağı’ydı. Tüm dünya kırk

yıl kadar süren bu dönemde ‘bir beladan diğerine sendeleyerek’ ilerleyebildi.

(7)

Dünyayla İlişkiler

Uluslararası ilişkiler açısından bu durum hegemonik bir merkezin yokluğu anlamına geliyordu.

Dünya siyaseti açısından hiçbir ülke belirleyici bir güce sahip değildi. Bu ortamda ‘çevre’ ülkeleri

dış müdahalelere karşı ‘göreli bir özerklik’ kazanabildiler. Türkiye de bu özerklikten yararlanabilen

ülkeler arasındaydı.

(8)

Dünyayla ilişkiler

1930’lu yılların sonunda Nazi Almanya’sının artık bariz hale gelen yayılmacı politikası I.

Dünya Savaşı sonrasında kurulmaya çalışılan dengelerin sürdürülemez olduğunu açığa

çıkarmış ve Avrupa devletleri yeni bir büyük savaş ihtimaline göre hazırlıklarını yapmaya

başlamışlardı. İnönü’nün Türkiye’yi böyle bir savaşın dışında tutmak için gösterdiği çabalar

sonuç verecek ve Türkiye II. Dünya Savaşı’na girmeyecekti ama yine de savaş yılları pek çok

bakımdan yeni sıkıntılar demekti.

(9)

Kültür hayatında eğilimler

- Kemalist iktidar, Cumhuriyet’in ilanından sonra, “muasır medeniyetler seviyesine çıkmak”

- hedefi doğrultusunda belirli bir kültür politikası da oluşturmaya çalıştı. Diğer alanlarda olduğu - gibi kültür alanında hızlı bir Batılılaşma için ne gerekiyorsa yapılacaktı. Böyle hızlı bir

- dönüşümün toplumda belli bir tepki yaratması bekleniyordu ama Cumhuriyet yönetiminin

- çok vakit kaybetmeye de niyeti yoktu.

(10)

Kültür hayatında eğilimler

Başlangıçta biraz zorlama olsa da, yapılacak reformların

zamanla halk tarafından benimseneceği umuluyordu. Basit birer dinsel mekân olmalarının

ötesinde belli bir yaşam tarzını da içeren tekke ve zaviyelerin kapatılması, kılık ve kıyafette

yapılan zoraki değişiklikler, alfabenin değiştirilmesi, dilin radikal biçimde arılaştırılması,

eski Türk müziğinin bir süre yasaklanması gibi örnekler bu bağlamda değerlendirilebilir.

(11)

Kültür hayatında eğilimler

Cumhuriyet rejimi elbett e sadece eskiyi kaldırmakla yetinemezdi, yerine yenisini ve daha

iyisini koyması gerekiyordu. Bunun için, yani ‘yeni kültürü’ yaratmak ve yaygınlaştırmak için

başta eğitim kurumları olmak üzere, basın, Halkevleri, Köy Enstitüleri gibi pek çok araçtan

yararlanılacak, başta tiyatro, edebiyat ve müzik olmak üzere bütün sanat dalları bu iş için

seferber edilecekti.

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkiye Siyasal Hayatı ve Kurumları dersinin amacı; kuruluşundan günümüze uzanan süreçte Türkiye siyasal hayatını belirli bir dönemleştirmeye göre incelemek, her

eğitim, ideoloji ve kültür alanları büyük bir sarsıntıyla yeniden düzenlendi ve kapitalizm öncesi dünyaya ait toplumsal ilişkilerin yerini, kapitalizmin içinde çok

1945-1950 arası dönemde çok partili siyasal yaşamın yeniden ortaya çıkışına bağlı olarak toplumun geniş kitleleri aktif politik hayata dahil olmaya başladı..

1946’da görev başında ölen Washington Büyükelçisi Münir Ertegün’ün naaşını getirmek için İstanbul’a bir ziyaret yaptı; bu ziyaret ABD-Türkiye dostluğunun

Demokrat Parti ( DP ) dönemi (Mayıs 1950-Mayıs 1960), tarım, ticaret ve topraktaki hâkim sınıfl arın bürokrasiyi dışlayarak iktidar bloğunu yeniden kurma girişimiydi..

kanun dışı siyasi faaliyetlerin muhtelif sebeplerine intikal etmek, matbuat meselesi ile adli ve idari mevzuatın ne suretle tatbik edilmekte olduğunu tetkik eylemek üzere

O aralıkta Cumhuriyetçi Mesleki Islahat Partisi, Adalet Partisi, Çalışma Partisi, Memleketçi Parti, Türk İşçi ve Çift çi Partisi,. Mutedil Liberal Partisi, Yeni

Bir toplumsal mücadeleler arenasına dönen Türkiye’de bu mücadelelere konu olan her şey sanatın her dalında, kültürün her veçhesinde kendisine bir ses, bir