TÜRKİYE SİYASAL HAYATI VE KURUMLARI
1. HAFTA: CUMHURİYET DÖNEMİ-I
Türk Devriminin Yönü
Mustafa Kemal Atatürk’ün kişiliğinde cisimleşen Türk Devrimi, Osmanlı devletinin kalıntıları arasından bir ulus devlet çıkartırken, Doğulu ve köylü bir bir halkı burjuva uygarlığının
yörüngesine bağladı.
Osmanlı’dan arta kalan yetmiş iki buçuk milletten tek bir ‘Türk milleti’ yaratılması, bu ‘millet’in
de bir iç pazar oluşturacak şekilde burjuva sınıfı etrafında birleştirilmesine yönelik hamlelerin
yönü yukarıdan aşağıya doğruydu..
Türk Devriminin Niteliği
1923 yılında Cumhuriyet’in ilan edilmesi Türkiye’de 1908’de başlayan burjuva devrim sürecinin tepe noktasını oluşturdu. Böylece 1908 devrimiyle kurulan Meşrutiyet yönetimi ve
1920’de Büyük Millet Meclisi’nin Ankara’da toplanmasıyla oluşan ‘ikili iktidar’ süreci sona
eriyor ve Osmanlı devletinin yerini, Lozan Anlaşmasının çizdiği sınırlar içinde yeni bir devlet
alıyordu.
Ekonomik ve toplumsal koşullar
- Korumacı sanayileşme - Yasal düzenlemeler?
- Yeni kurumlar ve adımlar
1923-45 döneminde izlenen iktisat politikalarını kendi içinde birkaç alt b.lüme ayırmak gerekir.
Cumhuriyet bu yıllar i.inde hep aynı parti tarafından yönetilse de hem Türkiye’nin kendi özgül sorunları hem de dünya ekonomisinde ortaya çıkan gelişmeler 1920’lerde
izlenen iktisat politikalarının 1930’larda ciddi biçimde gözden geçirilmesine ve değiştirilmesine yol açmıştır. II. Dünya Savaşı da 1930’larda uygulanan politikayı geçersiz kılmış ve
hükümetleri yeni önlemlere zorlamıştır.
İktisadi Yönelişler
Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan sanayileşme çabaları 1930’lara kadar özel teşebbüse yatırım teşvikleri
sağlamaya yönelik bir stratejiyi de
içerisinde barındırıyordu. Bu doğrultuda şeker fabrikalarının kuruluşunu
desteklemek amacıyla şeker ithalatının kısıtlanmasını da içeren bazı tedbirler alındı. Bu politikaların meyvesini verdiği ilk örneklerden birisi soyadı kanunu ile beraber Nuri Şeker ismini alacak olan Uşaklı Molla Ömerzade Nuri’nin
girişimiyle kurulan Uşak Şeker Fabrikası idi.
Varlık Vergisi
Bir Varlık Vergisi mükellefinin vezne önündeki naçar bakışı… 11 Kasım 1942’de TBMM
oybirliğiyle servet ve kazanç sahiplerinden bir kereye mahsus
varlık vergisi alınmasını kanunlaştırdı. Vergisini zamanında ödemeyen mükellefl er, borçlarını bedenen çalışarak ödemeye mahkûm edildiler ve
Erzurum Aşkale’ye gönderildiler. Aşkale’ye
yollanan 1229 kişiden 21’i orada bedeniyle borç öderken öldü. Çalışma mükellefiyeti genellikle gayrimüslimlere
uygulanmıştı. Aşkale’de ölen insanların tamamı da gayrimüslimdi
Toplumsal sınıflar
Türkiye’de 1920’li ve 1930’lu yıllar boyunca yaşama geçirilen Kemalist reformların temel amacı, resmi ideolojide ifade edildiği şekliyle Türkiye’yi ‘muasır medeniyetler’ seviyesine çıkarmaktı.
Bununla kastedilen ise, pre-kapitalist üretim ilişkilerine sahip çok-uluslu bir
imparatorluk olan Osmanlı Devleti’nin yerine kapitalist üretim ilişkilerinin egemen olduğu
modern bir ‘ulus-devlet’ yaratmaktı. Bunun için öncelikle Osmanlı’dan kalan kapitalizm öncesi toplumsal ilişkilerin hızla tasfiyesine girişildi. Siyaset, ekonomi, ideoloji, kültür, eğitim ve
hukuk gibi alanlar kapitalist bir toplumsal yapının gerektirdiği biçimde yeniden düzenlendi.
Siyasal gelişmeler
1923’te siyasal devrimin tamamlanmasıyla iktidara yerleşen Kemalist kadrolar, kapitalizmin yerleşmesi ve gelişmesinin önündeki engelleri ortadan kaldırmak için büyük bir hızla toplumu yeniden organize etmeye koyuldular. Toplumsal yaşamın neredeyse bütün alanlarında,
sonradan Atatürk devrimleri diye anılacak olan reformlara girişildi. Siyaset, iktisat, hukuk,
eğitim, ideoloji ve kültür alanları büyük bir sarsıntıyla yeniden düzenlendi ve kapitalizm öncesi dünyaya ait toplumsal ilişkilerin yerini, kapitalizmin içinde çok daha hızlı gelişebileceği
yeni bir toplumsal formasyon aldı.
Siyasal gelişmeler
29 Ekim günü önce Halk Fırkası grubu Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda “Türkiye Devletinin şekl-i hükûmeti, Cumhuriyettir” şeklinde bir değişiklik yapılmasına ilişkin önergeyi kabul ett i. Ardından değişiklik TBMM’de kabul edildi. Aynı gün Mustafa Kemal Paşa Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda yapılan diğer değişikliklere göre bundan sonra TBMM kendi üyeleri içinden cumhurbaşkanını seçecek, cumhurbaşkanı TBMM üyeleri arasından bir başbakan atayacak ve başbakan da yine meclis üyeleri arasından hükûmet üyelerini seçecekti. Hükûmet önce cumhurbaşkanının sonra da meclisin onayına sunulacaktı. Nitekim 30 Ekim’de Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa,
başbakanlığa İsmet Paşa’yı atadı, İsmet Paşa da aynı gün ilk Cumhuriyet hükûmetini ilan ett i.
1 Kasım’da da Fethi Bey TBMM başkanlığına seçildi.