Kaz Dağı Koruma Girişimi platformu tarafından Çanakkale’nin Küçükkuyu beldesinde düzenlenen panele mühendis odalarından temsilciler katılırken yeni madencilik yasası ve ekolojik dengesi masaya yatırıldı.
Küçükkuyu’da düzenlenen panele Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Metalürji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemalettin Küçük, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası temsilcisi Tahir Öngür ve çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (çOMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat _eker konuşmacı olarak katıldılar.
Cemalettin Küçük, "1985-1995 yılları arasında, Türkiye'nin de bulunduğu 90 ülkede, madencilikle ilgili yasal düzenlemeler yapıldığını, ve küreselleşmeyle birlikte birçok devletin madencilik yasasını değiştirdiğini" belirtti. Sözlerine devam eden Küçük, "yeni madencilik yasasının, sağlıklı yaşam hakkını içeren maddeleri sayesinde madencilik lobilerine karşı açılan davalar kazanılmaya başlandı. Daha sonraki süreçte ise 5170 sayılı Madencilik Yasası yeniden gündeme getirilip Türkiye bir hafriyat ülkesine dönüştürüldü" dedi. Maden sahaları ile ilgili olarak ise "Bergama, Eşme ve Seydişehir'deki maden sahalarıyla ilgili alınan yargı kararları uygulanmamaktadır. O zaman hukuku değil gücümüzü toplumsallaştıracağız" diye konuştu.
Jeoloji Mühendisleri Odası’ndan Tahir Öngür ise "maden arama çalışmaları devam ettiği sürece ileriki yıllarda 10-15 ayrı yerde altın işletmesi olacağını, her bir işletmede, rezerv miktarına ve yatağın özelliğine göre 50-300 milyon ton arasında değişen kazılar yapılacağını; bin metre çapında 300-400 metre derinliğinde çukurlar açılacağını, ormanların kaldırılacağını, yeraltı sularının zarar göreceğini ve tabiatın zarar göreceğini" dile getirdi.
Ekolojik denge bozuluyor
Diğer bir konuşmacı Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Şeker "maden çalışmalarının yayılarak devam etmesinin, ekolojik dengeyi bozacağını, açık maden sahalarında yeniden zeytincilik yapmanın, sağlıklı ağaç yetiştirmenin ve yüksek kalitede ürün almanın bir hayal olacağını" belirtti. _eker, "yamaç arazilerin çok fazla olması nedeniyle başta erozyon olmak üzere, ekolojik dengenin bozulmasının söz konusu" olduğunu, "siyanür bulaşığı olan alanlarda" tarım yapmanın mümkün olamayacağını, siyanür adının geçmesinin bile "Körfez yöresi yağlarının mevcut imajını son derece kötü etkileyeceğini" belirtti.
06/10/2007 sol