• Sonuç bulunamadı

2007 Temmuz ay

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "2007 Temmuz ay"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2007 Temmuz ayında ABD’de konut piyasalarına dönük kredi fonlarında meydana gelen çöküş ile ortaya çıkan ve hızla tüm kapitalist ekonomileri etkisi altına alan kriz yeni bir döneme giriyor.

Başlangıçta mortgage (konut piyasaları kredi sistemi) krizi olarak ele alınan ve sadece finansal kriz olarak kabul edilen durumun gerçek yüzü, enflasyon oranlarındaki artış, büyüme oranlarının yavaşlaması, işsizlik ve diğer ekonomik göstergelerdeki bozulmalarla ortaya çıkıyor. Kapitalist ekonominin krizi yeni bir yıkım ve yeniden paylaşımın eşiğinde dolaşıyor.

Kriz derinleşiyor

ABD’nin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu olarak kabul edilen “Federal Deposit Insurance Corp” (FDIC), konut sektöründeki kredi krizinden etkilenen bir bankaya daha el koydu. Silver State isimli bankaya el konulmasıyla birlikte FDIC’nin el koyduğu banka sayısı 11’e ulaştı.

ABD ve Avrupa ekonomilerinde kriz ve durgunluğun yaygınlaştığı dönemde artan enflasyon baskısı ve olumsuz ekonomik göstergeler ile keskin düşüşler yaşayan borsalar geçen hafta, ABD’de işsizlik oranının yıllık yüzde 6.1’e yükselerek 5 yılın zirvesine çıktığının açıklanması ile değer kaybetti.

Petrol fiyatlarının gerilemesi, Yen’in Avro ve Dolar karşısında değer kazanmasıyla durma noktasına gelen carry trade (düşük faiz getiren bir para biriminden borçlanıp, bu parayı yüksek faiz getiren başka bir para birimine yatırmaktır) işlemleri de özellikle geç kapitalistleşen ülkelere dönük finansal sermaye hareketinin azalmasına yol açtı. Perşembe günü ABD borsalarının yüzde 3’lük kayıp vermesinin ardından önce Asya borsaları ardından da Avrupa borsaları sert düşüşler yaşadı. Asya borsaları ortalama yüzde 2.5 gerilerken, Avrupa borsaları da artan enflasyon baskısı ve küçülen Avrupa ekonomisinin verdiği stagflasyon (işsizlik ve enflasyonun bir arada yaşanması) endişeleri ile borsalarında düşüş yaşadılar. İngiltere’de konut satışlarının 1 ayda yüzde 12.7 düşmesi AB’deki küçülme beklentilerinin somut işareti olarak değerlendiriliyor. Son olarak Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Jean-Claude Trichet’nin ekonomik büyümenin aşağı yönlü risklerine vurgu yapması ve ABD’den gelen son ekonomik veriler, dünyanın en b

Büyük hisse senedi piyasalarında düşüşleri hızlandırdı. Almanya Borsasında geçen haftanın son 3 günü kayıp yüzde 6’ya, Fransa’da yüzde 7.56’ya, İngiltere’de yüzde 6.76’ya, Hong Kong’da 5.27’ye, Rus Borsasında yüzde 10’a, ABD’de ise yüzde 4.58’e ulaştı.

Türkiye hızla durgunluğa koşuyor

Bir yandan yıl sonu itibariyle 50 milyar dolara dayanması beklenen cari açık, öte yandan hedeften şaşıp hızla artışa geçen enflasyon, imalat sanayisinde yaşanan durgunluk ve 250 milyar dolarlık dış borç stoku gelecek günlerin neler getireceğinin sinyalleridir. Cari açık için umudunu sıcak paraya bağlayan Türkiye, dünyada yaşanan gelişmelerle birlikte çok derin ve uzun süreli durgunluğun başlangıcındadır. Borsada yabancıların yüzde 70’lik paya sahip olduğu düşünüldüğünde, sıcak para kaçışlarının başladığı muhtemel durumda borsadan geriye ne kalır?

Ayrıca ihracatının büyük bir kısmını Avrupa’ya yapan Türkiye, krizin Avro bölgesini etkisi altına almasından en çok etkilenecek ülkelerin başında.

Aşırı üretim krizi

Yaşanan kriz, kapitalist kâr hırsı ile ortaya çıkan “aşırı üretim” krizidir. Verimlilik ve üretim artış oranlarını emek-gücünü giderek artan oranlarda sömürerek artıran kapitalistler, nihayetinde ellerindeki malları satamaz duruma gelmişlerdir. Kapitalist dünyada yaşanan krizi anlık bir finansal sıkıntı olarak görmek çok büyük bir yanlıştır. Sermayenin farklı görünümleri olabilmektedir. Para sermayede yaşanan krizin üretken sermayeyi ve ticari sermayeyi etkilememesi imkansızdır. çünkü bunların her biri genel olarak sermayenin unsurlarıdır. Kapitalist üretim toplum ihtiyaçlarını aştığında, üretilen ile tüketilen arasında fark ortaya çıkar, bir süreliğine firmalar rekabet ile birbirleri ile savaşırlar, güçlü olan ayakta kalır diğerleri elenir. Fakat bir süre sonra üretim ile tüketim arasındaki fark iyice açılınca sistemin tamamı tıkanır. Bu tıkanmayı aşmak için kapitalist ekonomilerde kredi sistemine başvurulur. Kredi sistemi

(2)

ile tüketici konumundaki halk kesimlerinin, gelirleri olmasa da üretilen malları satın almaları sağlanır. Ancak bu durum sürekli devam etmez. çünkü gelecekteki gelirlerini borçlanarak bugün harcayan kesimler, artık kredileri ödeyemez duruma düşer. Bu noktada kredi sistemi çöker. Türkiye’de sadece kredi kartı borçlarının 100 milyar dolara dayanmış olması bile dünya geneline yayılan krizden ayrı olarak nasıl bir risk ile yaşadığımızı göstermektedir. Kredi sisteminin çöküşü aynı zamanda üretimin de durması anlamına gelir ki bu, bütün ekonomik faaliyetlerin iflasıdır.

Faturayı kim ödeyecek?

Yaşanan kriz sermayenin krizidir. Sermayenin tıkandığı bu süreç, kendisine yeni akış yolları, sömürü alanları bulmasıyla sona erebilir. Bu durumda yaşanan krizin faturası emekçi halk yığınlarına kesilir. Bu noktada emekçileri bekleyen; daha ağır çalışma koşulları, daha düşük ücret seviyeleri, tırpanlanan sosyal haklar, güvencesizlik ve nihayetinde açlık ve yoksulluktur. Sermayenin yeniden paylaşım oyununda çıkış yolu bulup da emekçilerin ortaya çıkacak faturayı ödeyip ödemeyecekleri ise emek mücadelesinin gücüne bağlıdır.

1 trilyon dolar battı, kriz çözülmüş değil

FDIC yetkilisi Henry Paulson, iki dev konut kredisi kuruluşuna el koyma işleminin kriz ortamında düzelmeye yol açmayabileceğini belirtti. Paulson, el koymanın halka ağır bir vergi yükü getireceğini; ikinci bir hamle olarak herhangi bir çeyrekte iki bankanın her birine 100 milyar dolar aktarılacağını, ancak bu hamlelerin de çözüm olmayacağını söyledi.

ABD hükümetinin şu ana kadar yaptığı en masraflı el koyma işlemi, mortgage ve kredi piyasasında çok büyük kayba yol açacak.

IMF yetkilileri, bu krizin dünya piyasasına yükünü en az bir trilyon dolar olarak belirttiler. Şimdilik 1 trilyon dolar olan batışın nereye kadar varacağı kes-tirilemiyor.

Avrupa durdu

Enerji fiyatlarındaki artış gıda ürünlerine de sıçrayınca kapitalist dünya ekonomilerini enflasyon korkusu sardı. Merkez bankaları enflasyonla mücadele etmek için peş peşe faiz artırımlarına başladı. Ancak çok geçmeden dev ekonomilere ilişkin büyüme endişeleri enflasyonla ilgili olumsuz beklentileri bir anda arka plana itti. Avrupa’nın lokomotifi sayılan Almanya, Fransa, İtalya gibi ülkelerde büyüme durma noktasına geldi. Avrupa Merkez Bankası hafta içi yaptığı açıklamada, 2009 için büyüme tahminini yüzde 1.5’ten, yüzde 1.2’ye indirdi. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’de geçen hafta yayımladığı raporla, Avrupa ekonomisinin tahmin edilenden çok daha fazla daraldığı, özellikle İngiltere’nin resesyona yakın olduğu uyarısında bulundu.

İngiltere’de büyüme durma noktasına geldi. Bu bölgedeki büyük ekonomiler arasında resesyon ihtimali en yüksek ülke İngiltere. İngiliz ekonomisini etkileyecek bir durgunluğun Avrupa Birliği ülkelerini de içine alarak genişlemesi

kaçınılmaz. İngiltere’de konut fiyatlarının 1930’lu yılların başında yaşanan büyük kapitalist ekonomik buhrandan bu yana en büyük yıllık düşüş kaydettiği ve geçen ağustos ayından bu yana yüzde 12.7 oranında değer yitirdiği

açıklandı. Ortalama bir evin 12 aylık değer kaybının 25 bin sterlin civarında olduğunu belirten uzmanlar, ev fiyatlarının 2006 yılı Mart ayındaki seviyesine gerilediğinin altını çiziyor.

Döviz kurlarında kırılganlıkların artması, yüksek dış borç, artış trendine giren enflasyon oranları ve ihracat

beklentilerinin kötüleşmesi gibi nedenlerle kapitalist dünya ekonomileri için enflasyonla beraber durgunluk neredeyse kaçınılmaz.

Avrupa’da yaşanan her türlü ekonomik olumsuzluk, dış ticaretinin yarısından fazlasını AB ile gerçekleştiren Türkiye için en önemli risklerden birisidir.

ABD Merkez Bankası da ekonomik faaliyetlerin zayıf görünmeye devam ettiğini bildiren bir rapor yayımladı. ABD Merkez Bankası FED’in başkanı Bernanke’nin “Bu çalkantı henüz geçmedi. Ekonominin geneli üzerindeki etkisi yavaşlayan bir ekonomik faaliyet ve artan işsizlik şeklinde kendini daha fazla gösterebilir” şeklindeki konuşması durumun ciddiyetini gösteriyor.

(3)

İngiltere’de konut piyasası dibe vurdu

İngiltere’de ev fiyatlarının 1930’lu yılların başında yaşanan büyük ekonomik krizden bu yana en büyük yıllık düşüşü kaydettiği ve geçen ağustos ayından bu yana yüzde 12.7 oranında değer yitirdiği açıklandı. Ortalama bir evin 12 aylık değer kaybının 25 bin sterlin civarında olduğunu belirten uzmanlar, ev fiyatlarının 2006 yılı Mart ayındaki seviyesine gerilediğinin altını çiziyor.

İngiltere’de konut satışlarının 1 ayda yüzde 12.7 düşmesi AB’deki küçülme beklentilerinin somut işareti olarak değerlendiriliyor. İngiltere’de konut piyasanın ‘kendine gelebilmesi’ için aylara ihtiyaç olduğu vurgulanıyor. Halifax Genel Müdürü Andy Horby, ev fiyatlarının yeniden yükselişe geçmesi için 18 aylık bir süreye ihtiyaç bulunduğunu savundu.

Borçlanmasının üçte ikisini ABD ve diğer ülkelerden sağlayan İngiliz bankalarının ise bir süre daha bu krizin etkilerini yaşayacağı belirtiliyor.

Kapitalizmin göz bebeği Uzakdoğu sallanıyor

Birçok iktisatçı tarafından, son bir yıldır kapitalist ekonomilerde yaşanan krizin en az uğrayacağı, hatta kazançlı çıkacağı düşünülen Doğu Asya ülkeleri de yaşanan krizden nasibini fazlasıyla alıyor. Yaklaşık 250 milyar dolarlık rezerve sahip Güney Kore’nin, yaptığı müdahalelere rağmen parasının değerini koruyamaması diğer ülkeleri de etkilemeye başladı. Mevcut döviz rezerviyle dünyanın 6. en büyük döviz rezervine sahip ülkesi konumunda olan Güney Kore’de son 10 gündür çok yüklü sıcak para çıkışı yaşanıyor. Petrol fiyatlarının düşmesi ile beraber bozulan ekonomik verilerin diğer petrol ihracatçısı ülkelerin ekonomileri için örnek oluşturması ihtimali yüksektir.

Dünya ekonomisinin ikinci önemli ağırlık merkezini oluşturan Asya’dan gelen bilgiler de başta Çin olmak üzere bölgenin hemen tüm ekonomilerinde GSYİH büyüme hızını birkaç puan aşağı çekecek gelişmelerin yaşanmakta olduğunu gösteriyor.

Çin gibi büyük rezerv biriktiren ülkeler, ABD’nin dış açığını finanse ediyordu. Yaşanan gelişmelerle birlikte Çin’in ABD açığını finanse etmekten vazgeçmesi, krizi daha da derinleştirecek bir etken olarak duruyor.

Mortgage devlerine el kondu

ABD hükümeti, konut piyasasına destek sağlamak ve dünya finans piyasalarında daha fazla çalkantının önüne geçmek için mortgage finansman şirketleri Fannie Mae ve Freddie Mac’e el koyduğunu açıkladı. Bu işlem, şu ana kadar

ABD’de yapılan en pahalı devlet müdahalesi olacak gözüküyor.

Alınan el koyma kararı, ABD yetkililerinin zor durumdaki konut piyasasını canlandırmak ve artık birinci yılını dolduran ve birçok dünya ekonomisini resesyona sürükleyen kredi krizini durdurmak için aldığı bir dizi önlemin en sonuncusu oldu.

Hazine Bakanı Henry Paulson yaptığı yazılı açıklamada, “Konutta bu düzeltme bitmeden ekonomimiz ve

piyasalarımız toparlanamayacak” dedi. ABD’deki yaklaşık 5 trilyon dolarlık mortgage borcu alacaklısı veya garantörü olan Fannie Mae ve Freddie Mac’in çok büyük olduklarını belirten Paulson, “İkisinden birinin batması halinde hem ABD hem de dünya finans piyasaları sarsılacaktır” dedi.

ABD kongresinin izniyle kurulan ve ülkenin konut finansman piyasasının en büyük iki oyuncusu olan şirketler, son dört çeyrekte 14 milyar dolara yakın zarar etmişti.

11 banka gitti sırada yenileri var

(4)

sektöründeki kredi krizinden etkilenen bir bankaya el koydu.

FDIC, Nevada eyaletinin Henderson kentinde bu yıl el koyulan 11’inci banka olan Silver State’in varlıklarının 2 milyar dolar ve mevduatının 1.7 milyar dolar olduğunu açıkladı.

FDIC’den yapılan açıklamada, ticari gayrimenkuller ve arsa geliştirme alanında faaliyet gösteren Silver State isimle bankanın FDIC’ye maliyetinin 450 ila 550 milyon dolar olmasının beklendiği belirtildi.

FDIC, daha önce ikinci çeyrekte sorunlu banka sayısının 117’ye çıktığını açıklamıştı. 8 bin 500 bankanın faaliyet gösterdiği ABD’de, geçen yıl üç banka kapanırken bu yıl şimdiye kadar 11 banka kapandı.

09/09/2008

Referanslar

Benzer Belgeler

Reşîdü’d-dîn Fazlullah da Zahîrüddîn Nîşâbûrî ve Râvendî’de geçen rivayete yakın bir rivayet zikretmekle beraber olayı biraz daha ayrıntılı ele alarak

1990' lı yıllarda başlayan Demir çelik sektörü sorunları, Türkiye'nin ürün çeşitliliği ve üretim yöntemleri açısından da bakıldığında, baş göstermiştir..

- Yer, yön, yöre, bölge bildiren sözcükler birlikte kullanıldıkları özel addan ayrı yazılır ve büyük harfle başlar:c. Doğu Karadeniz, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu,

Eczacıların %47.7’si katı bir kimyasal madde bulunan cam kabın kırılması halinde oluşan kimyasal madde ve cam kap atıklarını direkt çöpe attığını,

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın aylık olarak yayımladığı, Türkiye’deki konutların gözlemlenebilen özelliklerinin zaman içinde kontrol edilerek, kalite

Loberto ve diğerleri tarafından (2018), “The Potential Of Big Housing Data: An Application To The Italian Real-Estate Market” adıyla yayınlanan bu çalışmada veri seti

8 yaptıkları 13 doğumsal retinal büyük damar anomalisi bulunan hastaların bulgularının incelendiği çalışmada, iki olguda ilave hiçbir oftalmik patoloji

219 Vedat Eldem, “Devlet Hizmetinde Çalışanların Refah Seviyesinde Husule Gelen Değişiklikler”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, 1951, Cilt:13,