Allianoi bir kültürdür, bir tarihtir. Allianoi bu toprakların geçmesinin bir belgesidir. Allianoi’ de iki bin yıl önceki hemşerilerimiz-yurttaşlarımız deva bulmuştur. Allianoi bizimdir, bizimle beraber tüm insanlığındır. Allianoi’yi insanlık ailesi adına biz korumakla görevliyiz. Bu görev, tarihe ve insanlığa karşı sorumluluğumuzdan ileri geliyor. Allianoi’yi bir zihniyet kuma-betona gömüyor. Ömrü otuz yıl olan bir baraj için, iki bin yıldır yağmura, soğuğa, rüzgâra, kışa, yok saymaya ve hoyratlığa karşı direnmiş bir kültürel mirası beton bloklara hapsedip kuma gömüyorlar. Gömebilirler mi? Gömdüklerini mi sanıyorlar?
Gömemezler. Bir kültürü, bir tarihi, bir kültürel mirası kuma gömdüğünü zannedenler; kendi yoz, hoyrat, geri, kültürel mirası yok sayan bir zihniyeti toprağa gömdüklerini göremiyorlar! Esasında gömülen Allianoi değildir. Esasında gömülen bir zihniyettir. Gömülen ortaçağ zihniyetidir, kültürel soykırım uygulayan zihniyettir!
10 Ekim 2010 günü önemli bir gündür. Binlerce insanın gömücülüğe tanıklık yaptığı bir gündür. Anılan tarihte güzel kadınlar ve erkekler, aynı yurtta ve çağda birlikte yaşamaktan onur duyacağımız binlerce insaflı-vicdanlı-merhametli güzel insan, ellerinde flamaları-pankartları ve sloganlarıyla, Allianoi’yi gömen zihniyete tanıklık yaparak tarihe not düşmüştür! Tanıklıklarını çektikleri görüntülerle bütün dünyaya da göstermişlerdir. Demek istemişlerdir ki “Su perisini toprağa gömen zihniyeti biz tarihe gömüyoruz!”
Evet, Allianoi de gömülen bir tarihi-kültürel miras değildir. Buna hiçbir hoyratın gücü yetmez. İnsanlığın ortak malı olan kültür değerleri yakıp yıkan birçok zalime tanıklıkla doludur tarih. O zalimler değil, zulme uğrayan değerler tuğla olmuştur insanlığın gelişim duvarında. Allianoi’yi kuma ya da suya gömmeye çalışan zihniyet, tarihin
derinliklerine gömülmüş bir zihniyettir. 10 Ekim 2010 günü yaşam savunucusu güzel insanlar, “yüreklerinin kulakları” herkesten fazla işiten yaşayan peri kızları ve oğulları, son bir kez daha tanıklık etmişlerdir ki, insanlığın geçmişini yok sayan bir zihniyet tarihe gömülmüştür. “çürüyen diş, dökülen et” gibi. Henüz iktidar olmaları kimseyi
yanıltmamalıdır.
_imdi her fırsatta, “Allianoi gün ışığına çıkartılmalıdır” demek yeni bir görev olacaktır. Gömücülerin -ölü seviciler diye okuyabilirsiniz- yüzüne her fırsatta yaptıkları zalimliği vurmak, her vesileyle bu olayı olumsuz bir örnek olarak işlemek görev olmalıdır. O yapılar kum altında kaldıkça, gömücüler rahat uyuyamamalıdırlar. “Eski eser manyakları” (bu lafı bir hekim olan AKP Muğla milletvekili Egeçep kurultayında söylemişti ve ağzının payını almıştı) eski
eserleri –tarihin belgelerini- yok edebileceğini sanan hoyrat ve sığ zihniyeti her gördüğü yerde utandırmalıdır. Allianoi’de, 10 Ekim 2010’da “gömücüler”i protesto eden, gömülmeye itiraz eden iki bin güzel insan, insanlığın vicdanıyla beraberdiler. Bir çağdışı zihniyetin gömülmesine tanıklık ettiler. Dünyanın en cesur işini yaptılar. Somut bir gömülmeye karşı çaresizlik duygusu yaşayan arkadaşlar, kendilerine haksızlık etmemeliler. Tarihsel bir çarenin anahtarı olduklarını unutmamalılar. çünkü gömücüler; eskimiş, çağdışı, yaşam karşıtı bir zihniyeti – ölüm severliği- kuma gömüyorlar.
Davullarla zurnalarla gün ışığına çıkacaktır Allianoi, bundan adım gibi eminim. KARASABAN-12.10.2010
