Kentsel Dönüşüm Projesi nedeniyle hastanelerin kent dışına taşınmak istenmesi vatandaşların ve uzmanların tepkisine neden oldu.
Hasta ve hasta yakınları, özellikle acil durumlar kentin dışında olan hastanelere ulaşılmasının mümkün olmadığını belirterek plana karşı çıkıyorlar. Bu kararların bedelini İstanbul’un çok ağır biçimde ödeyeceğini söyleyen Mimar Mücella Yapıcı ise insanların sağlığı ile oynandığını kaydetti.
‘İstanbul’u zor günler bekliyor’
“Tam teşekküllü hastanelerin kent içinde olmaları ciddi bir biçimde hayat kurtarıyor” diyen Mimar Mücella Yapıcı, İstanbul’un mevcut hastane sayısının zaten yetersiz olduğuna dikkat çekti.
Hastanelerin kent dışına taşınmasının özelleştirme projelerinin mekana yansıması olduğunu vurgulayan Yapıcı, “İstanbul’u çok zor günler bekliyor. Bu kararların bedelini İstanbul çok ağır bir şekilde ödeyecek” diye konuştu. Hastanelerin bulunduğu alanların ‘İstanbul’un yeni kullanıcılarına’ rant alanı olarak sunulduğunu belirten Yapıcı, kentsel dönüşüm projeleri ile rantı ekonomiye katmak adına insanların sağlığı ile oynandığına dikkat çekti.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak’ın, bina, laboratuvar ve hastanelerin yaşlandığı, bunların yenilenmesi gerektiği yönündeki açıklamasına değinen Yapıcı, üniversite ve devlet hastanelerinin yenilenmesi ve güçlendirilmesi için ödenek ayrılmadığını belirterek, “Bazı hastanelerimizin sakıncalı durumları da bu anlamda bahane olarak kullanılıyor” dedi.
Kamu sağlığına ya da eğitime ilişkin eğitim ve üniversite hastanelerinin hepsinin bir anlamda kent içinden alındığına dikkat çeken Yapıcı, Şişli Etfal Hastanesi’nin Seyrantepe’ye götürülmek istenmesini örnek gösterdi.
Bindiğimiz dalı kesiyoruz
Alışveriş merkezilerine ayrılan alanın kişi başına düşen yeşil alandan, sağlık merkezinden ya da okuldan daha fazla olduğunu kaydeden Yapıcı, “Kent içinde bütün kamusal donatı alanları yok ediliyor. Hastaneler de buna dahil. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Bunun sonucu nerede duracak hep beraber göreceğiz” dedi.
Haydarpaşa Hastanesi veya başka devlet hastanelerinin bir bahane ile taşınmaya çalışıldığını söyleyen Yapıcı, “Merkezi iş alanlarında gerçekten insan bırakmamaya niyetliler sanırım, daha doğrusu İstanbul’da emeği ile geçinen halkı burada tutmamaya niyetli oldukları için halkı sürüp zenginleri getirecekler diye düşünüyorum” şeklinde konuştu. Kent içinde olması hayat kurtarıyor
Çapa Tıp Fakültesi’nin taşınmak istenmesine hastalar ve hasta yakınları da tepki gösterdi. Bakırköy’den Çapa’ya gelen Lale Baykara, “Düşünün; acil bir hastayı oraya nasıl yetiştirebilirsiniz? Gece rahatsızlandığında ne yapacak? En azından burası merkezi bir yerde” dedi. Baykara, hastanenin kent içinde olmasının hayat kurtardığını da sözlerine ekledi.
Nevriye Işık ise “Çapa’nın taşınması sorun yaratacak. Ağır hastalar nasıl yetişebilecekler oralara” diye konuştu. Salim Ergün de hastanenin taşınmasının sadece İstanbul dışından gelenler için iyi olabileceğini belirtti.
Kemoterapi tedavisi gören Mehmet Kaygusuz, tıp fakültesinin Halkalı’ya taşınması durumunda bile hastanenin Çapa’da kalması gerektiğini söyledi.
Ayşe Kaygusuz ise insanların yollara mahkum edileceğini ifade etti.
“Kim gidecek oraya? Taşıyacak daha uzak bir yer bulamadılar mı” diye soran Mahmut Kaplan, insanların otobüse, dolmuşa verecek parası olmadığını söyledi.