• Sonuç bulunamadı

TABERÎ VE TARİHÇİLİĞİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TABERÎ VE TARİHÇİLİĞİ"

Copied!
41
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TABERÎ VE

TARİHÇİLİĞİ TABERÎ

VE

TARİHÇİLİĞİ

(2)

Scorecard

Player Won Drawn Lost Points

John Smith 3 0 0 9

Jane Brown 2 1 0 7

Sam White 2 0 1 6

Terry Blue 1 1 0 4

Sally Green 1 0 2 3

Jean Black 0 3 0 3

Tina Scarlet 0 2 2 2

(3)

Example Bullet Point Slide

• Bullet point

• Bullet point

– Sub Bullet

(4)

TABERİ VE

TARİHÇİLİ Ğİ

TABERİ VE

TARİHÇİLİ

Ğİ

(5)

• Taberi veya tam adıyla Ebu Cafer

Muhammed ibn Cerir et-Taberi (Arapça:

ديزييي نييب ريرجنيييب دمحيم رفعج وبيأ

يربطلييا ; Abū Ǧaʿfar Muḥammad Ibn Ǧarīr Ibn Yazīd aṭ-Ṭabarī) tahminen 839 yılında Taberistan (bugünkü Mazenderan bölgesi)

(Farsça:

ناتيسربييت خيیيراييت

)'nın Amol

şehrinde doğmuş, 8. ve 9. yüzyıllarda

yetişmiş, fıkıh, hadis, tarih, dil, tefsir ve

kırâat ilimlerinde çalışmalarıyla kendini

kabul ettirmiş islami Tarihçi'dir

(6)

• Ebu Cafer Taberi, Tabaristan'da Hazar Denizi'ne sahili olan

Mazenderan Eyaleti'ne bağlı Amol şehrinde varlıklı bir ailede tahminen

838-9[1]yılında kış aylarında doğmuş ve

ilk eğitimini burada yapmıştır. O erken

büyümüş[2] yedi yaşında hafız oldu,

sekiz yaşında imam, dokuz yaşında

hadis ezberlemeye başlamıştır.

(7)

• 12[3] yaşında iken doğduğu

memleketi bırakıp, İlim tahsili (fi talab al-'ilm) için Rey, Basra, Kufe, Medine, Suriye ve Mısır gibi şehir ve ülkeleri

dolaştıktan sonra, hilafet merkezi olan

Bağdat'a yerleşmiştir. Kaynaklar onun

hocaları ve talebeleri için uzun bir liste

vermişlerdir.

(8)

• Zamanında hadis, fıkıh (Hanefi, Şafii ve Maliki fıkıhları), kırâat, tarih ve

edebiyat sahalarında meşhur olan birçok âlimden ders almıştır,

yetiştikten sonra da bütün bu ilimlerde eserler vermiştir. Kırk sene süreyle,

her gün kırk varak yazmak suretiyle,

son derece hacimli eserler meydana

getirmiştir.

(9)

• Fıkıhta önceleri Şafii mezhebine mensup iken,

sonradan mutlak müctehidlik mertebesine ulaşmıştır.

Kaynaklar onun, Cerriyye[4] adında sonraları ortadan kalkmış olan bir mezbebin imamı olduğunu

kaydederler. Kaynaklar Taberi'nin,

Ahmed bin Hanbel'den ilim almak üzere Bağdat'a geldiğini ve fakat ancak onun vefatından[5] sonra Bağdat'a ulaşabildiğini, bunun üzerine memleketine dönmeyerek Basra, Kufa ve Vasit'de[5] o saygıdeğer bilginlerden tahsiline devam ettiğini belirtiyorlar.[6]

• 19 Şubat 923[7] yılında Bağdat'ta vefat etmiş ve

muhaliflerinin çokluğu sebebiyle, ölümü gizli tutularak geceleyin vefat ettiği eve defnedilmiştir.

(10)

• İmam Ebu Cafer Taberi'nin yazdığı eserlerin birçoğu kaybolmuş ve

zamanımıza kadar ulaşamamıştır.

Fakat bize kadar ulaşan eserlerinin bile bir ömre sığdırılması zordur ve

Taberi'nin büyüklüğünün en büyük

delilidir. Taberi'nin eserlerinden bazıları şunlardır.

ءافلخلاو كولملاو لسرلا خيرأت, Taʾrīḫ ar-

rusul wa-ʾl-mulūk wa-ʾl-ḫulafāʾ,

(11)

• Bu tarihsel kayıtlar eseri, İslam erken tarihi ve

Emeviler ile Abbasiler hanedanlığı üzerine bugüne kadar önemli bir kaynak oluşturur.

نآرقلا يآ ليوأت نع نايبلا عماج , Ǧāmiʿ al-bayān ʿan taʾwīl āy al-qurʾān veya يربطلا ريسفت, Tafsīr al-

Ṭabarī ,

• Câmiu'l-Beyân an (fî) Te'vîli Âyati'l-Kur'an, 883 yılında tamamladığı bu eseri Taberi Tefsiri olarak da bilinir. Taberi, çok meşhur bir tarihçi olması kadar, "Rivâyet tefsirlerinin anası" olarak kabul

edilen bu tefsiri ile de şöhret olmuştur. 1903 yılında ilk defa Kahire'de 30 cilt kapsayan kitap olarak

basılmıştır.

(12)

• ; Ǧarīriya[4],

• ءءاهقفلا فلتخا ; iḫtilāfu ʾl-fuqahāʾ,

• Bu eseri İhtilâfu Ulemâi'l-Emsar f

Ahkâmi Şerâii'l-İslâm adıyla 1933'de yayımlanmıştır.

• هقفلا لوصأ ; uṣūlu ʾl-fiqh.

• Letâifu'l-Kavl f Ahkâmi Şerâii'l-İslâm:

Usûl-i fıkha dair yazdığı bir eserdir,

(13)

• Kitâbu'l-Kırâât ve Tenzîlu'l-Kur'an,

• Kitâbu Şerhi's-Sünne: Mezhebî ve

itikâdî konuları ihtiva eden eser Mısır ve Bombay (1321)'da basılmıştır,

• Kitâbu Adâbi Menâsiki'l-Hacc,

• Kitâbu'l Mûciz fi'l-Usûl,

• Kitâbu'l-Garîb ve't- Tenzîl ve'l-Aded,

• Kitâbu Âdâbi'l-Kudât

(14)
(15)

• Dünya tarihi kendi içinde, dünya

tarihini tek kitapta toplamaya çalışmış tarihçileri bulundurur. Onlardan biri de Ebu Cafer Taberi'dir. Yani tam ismi ile Ebu Cafer Muhammed ibn Cerir et-

Taberi. Taberi ve onun benzeri

olmayan tarih kitabı Taberi Tarihi

yazımızın konusunu oluşt

(16)

• Ebu Cafer Taberi tahminen 838 – 923 yılları arasında, yani islami ilimlerin zirveye

ulaşmaya başladığı yıllarda yaşamış ve

sayfalarca eser vermiştir. Taberi küçük yaşta almaya başladığı ve daha sonra ünlü ilim

merkezlerini gezerek tamamladığı eğitimi, kıvrak zekası, güçlü anlatımı ve çalışkanlığı ile adını en ünlü islam alimlerinin yanına

yazdırmıştır. Neredeyse tüm islam ilimlerinde eserler vermiştir ve bu eserler arasında en ilgi çekici olanlardan biri de Taberi Tarihi'dir.

(17)

• Fantastik bir anlatım tarzı ve inanılması güç hikayelerle bezenmiş bu kitabın, bin yıl önce yazılmış bile olsa insanı içine çeken bir yapısı var. Peygamber Adem'in yaradılışından

halifeler zamanına kadar geçen uzun süreci ilgi çekici başlıklar halinde toplamış olan bu kitaba islami bir mitoloji kitabı demek yalnış olmaz sanırım. Ancak içinde bulundurduğu fantastik öğeler yüzünden kitabın bütünüyle inanılır olduğunu söylemek elbette güç.

(18)

• Bu yapıt sadece peygamberler tarihini değil, uzak tarihe damga vurmuş ünlü hükümdarların hikayelerini de

barındırıyor. Onlardan biri de bilinen tüm dünyayı fethetmiş ünlü Zülkarneyn, yani nam-ı değer Büyük İskender. İçeriği

oldukça geniş olan bu kitaptan daha

ayrıntılı bir şekilde bahsetmeden önce

Ebu Cafer Taberi ve hayatı hakkında

birkaç önemli noktaya değinelim.

(19)

• Miladi takvime göre 839, hicri takvime göre 224 yılında doğduğu tahmin edilen Taberi'nin ismi doğduğu bölgeden gelir. İlk eğitimini

doğduğu yerde, Tabaristan'ın Amol şehrinde almaya başlar ve dönemin ilim merkezlerini gezerek kendi kişisel öğrenimini sürdürür.

Eğitimine çok küçük yaşlarında bağladığını kendini anlattığı şu satırlardan anlayabiliriz;

"Yedi yaşımda hafız oldum. Sekiz

yaşımdayken insanlara namaz kıldırdım.

Dokuz yaşımdayken hadisleri toplayıp yazmaya başladım. "

(20)
(21)

• Taberî (Ebû Cafer Muhammed b. Cerir et- Taberî) (224-309/838-923)

• Abbasilerin çöküş dönemi olan hicri 3.

yüzyılın önemli ve seçkin alimlerinden olan

Taberî aynı zamanda İslam dünyasının yetiştirdiği ünlü bir tarihçilerden birisidir. O, hicri. 224’te

Taberistan’ın Amel şehrinde doğdu.[1] İlim

tahsiline Amel şehrinde başlayan Taberî, ilim derslerine katılmak için Mısır, Suriye ve Bağdat gibi dönemin alimlerinin toplandığı merkezlere yolculuk yaptı. Hicri 309 yılında ilim tahsili için gittiği Bağdat’ta vefat etti.[2]

(22)

• Abbasilerin çöküş döneminde yaşayan

Taberî İslam Tarihinin yanında hadis, tefsir, fıkıh, kıraat gibi alanlarda da önemli başarılar sağlayan ve bu alanlarda önemli eserler bırakan kişidir. Taberî, Tefsirdeki mahareti ve Câmiu’l-Beyân fi Tefsîru’l-Kurân isimli tefsir eseri ile tanınmaktadır. Bununla birlikte tarih alanındaki Tarihu’r-Rusûl ve’l- Mulûk isimli tarih kitabı da meşhur oldu.

Nitekim o tarih sahasında İslam aleminin Heredot’u sayılır.[3]

(23)

• Birinci kısım, İslam öncesi dönemdir. Bu kısımda Yaratılıştan itibaren Hz. Muhammed’e kadar gelen süreçte gönderilen peygamberlerden bahsedilir.

Taberî bu dönemi anlatırken olayları herhangi bir süzgeçten geçirmeden, olay hakkında duyduğu bütün rivayetleri eserine almakla yetiniyor. Yani o rivayetleri bulduğu gibi duyduğu gibi eserlerine alıyor. Bu sebeple de İsrailiyat meraklısı olarak kabul edilir. Yine tüm rivayetleri doğru yanlış demeden alması sebebi ile kitabı rivayetler hazinesi olarak kabul edilir.[5] Onun bu

özelliğinden dolayı İbn Haldun “Taberî’nin eserinde bilgi yığınından başka bir şey yok.” der.

(24)

• Taberi bu kısmı oluştururken Ahd-i Atîk’ten yararlanması ve İsrailiyyat’ın önemli ravilerinden kabul edilen Vehb b.

Münebbih’ten çokça istifade etmesi ile pek muteber görülmez.

• İkinci kısım ise İslam Tarihi Dönemidir. Bu kısım birinci kısma göre farklıdır. Taberî bu kısımda her rivayeti gelişi güzel eserine almıyor. Rivayetleri kritize ettikten sonra

eserine alıyor. Ancak onun bu kısımdaki dikkatine rağmen Gadir-i Hum ve Hz. Peygamber’in Zeynep binti Cahş ile

evliliği gibi zayıf rivayetler esere dahil olmuştur. Yine Dört halife ve Emevîler dönemini konu edinen Taberî bütün halifelere eşit seviyede yaklaşmış ve şahsi duygulara

kapılmamıştır. Bu sebeple halifelerin hayatları konusunda müracaat bir eserdir. Yine milletler tarihine önem veren Taberî’nin bu eserinde Türklerle alakalı önemli bilgiler mevcuttur. İslam’ın kafkasya’dan Türkler arasına nasıl ulaştığını haber verir.

(25)

• İkinci kısım konu edindiği dönemin kültür ve folklorünü anlatması bakımından ilk ve önemli bir kaynaktır. İkinci kısım kendi arasında belli dönemlere ayrılır. Bunlar:

• 1- Siyer ve Meğazi,

• 2- Ridde savaşları, fetihler( bu konuda Vâkidi Seyf b.

Ömer ve Medaini’den faydalanmıştır, kaynaklarından.

• 3- Cemel, sıffin ve fitne olayları: bu konuda Ebu Mihnef, Seyf b. Ömer ve Medaini’nin eserlerinde istifade etmiştir.

• 4- Emevîler tarihi:Taberi bu bölümde de Ebu Mihnef, Vâkidi, Avâne b. El Hakem , Ömer b. Şebbe (İbn. Şebbe) Medaini ve İbnü’l Kelbi’nin eserlerinden faydalanmıştır.

• 5- Abbasiler[6]

(26)

• Taberi’nin bu eseri rivayet çokluğu ve

karışıklığı ile dikkat çeker. Nitekim eserde bir olayla ilgili bir çok rivayetin olması hatta aynı olay ile ilgili birbirine zıt iki rivayetin olması bu karmaşanın sebebidir.

• Taberî yıllık yöntemini kullanan ilk tarihçidir.

Yıllık yöntemi ile olaylar okuyucunun gözünde canlanır ama olayın yıllara sari olması ile bütünlükte bozulur.

• Eser ilk defa Goeje başkanlığındaki bir heyet tarafından Leiden’de basılmıştır.

Eser Kadir Zakiri Ogan tarafından Türkçeye çevrildi.

(27)

• Dünya tarihi kendi içinde, dünya tarihini tek kitapta toplamaya

çalışmış tarihçileri bulundurur.

Onlardan biri de Ebu Cafer

Taberi’dir. Yani tam ismi ile Ebu Cafer Muhammed ibn Cerir et- Taberi. Taberi ve onun benzeri olmayan tarih kitabı Taberi

Tarihi yazımızın konusunu

oluşturuyor.

(28)

• Tarih-i Taberi Tercemesi

• Ebu Cafer Taberi tahminen 838 – 923 yılları arasında, yani islami ilimlerin zirveye

ulaşmaya başladığı yıllarda yaşamış ve

sayfalarca eser vermiştir. Taberi küçük yaşta almaya başladığı ve daha sonra ünlü ilim

merkezlerini gezerek tamamladığı eğitimi, kıvrak zekası, güçlü anlatımı ve çalışkanlığı ile adını en ünlü islam alimlerinin yanına

yazdırmıştır. Neredeyse tüm islam ilimlerinde eserler vermiştir ve bu eserler arasında en ilgi çekici olanlardan biri de Taberi Tarihi‘dir.

(29)

• Fantastik bir anlatım tarzı ve inanılması güç hikayelerle bezenmiş bu kitabın, bin yıl önce yazılmış bile olsa insanı içine çeken bir yapısı var. Peygamber Adem’in yaradılışından

halifeler zamanına kadar geçen uzun süreci ilgi çekici başlıklar halinde toplamış olan bu kitaba islami bir mitoloji kitabı demek yalnış olmaz sanırım. Ancak içinde bulundurduğu fantastik öğeler yüzünden kitabın bütünüyle inanılır olduğunu söylemek elbette güç.

(30)

• Bu yapıt sadece peygamberler tarihini değil, uzak tarihe damga vurmuş ünlü hükümdarların hikayelerini de

barındırıyor. Onlardan biri de bilinen tüm dünyayı fethetmiş ünlü Zülkarneyn, yani nam-ı değer Büyük İskender. İçeriği

oldukça geniş olan bu kitaptan daha

ayrıntılı bir şekilde bahsetmeden önce

Ebu Cafer Taberi ve hayatı hakkında

birkaç önemli noktaya değinelim

(31)

• Miladi takvime göre 839, hicri takvime göre 224 yılında doğduğu tahmin edilen Taberi’nin ismi doğduğu bölgeden gelir. İlk eğitimini

doğduğu yerde, Tabaristan’ın Amol şehrinde almaya başlar ve dönemin ilim merkezlerini gezerek kendi kişisel öğrenimini sürdürür.

Eğitimine çok küçük yaşlarında bağladığını kendini anlattığı şu satırlardan anlayabiliriz;

“Yedi yaşımda hafız oldum. Sekiz

yaşımdayken insanlara namaz kıldırdım.

Dokuz yaşımdayken hadisleri toplayıp yazmaya başladım. “

(32)

• Temel eğitimi aldıktan sonra uzun bir gezintiye çıkan Taberi, Horosan, Kûfe, Basra, Tahran gibi önemli şehirleri gezdikten sonra Bağdat’a yerleşir. Aslında oraya ilk seferde yerleşmediği biliniyor. Bağdat’a ilk geliş amacının İmam

Ahmed bin Hanbel’i görüp onun toplantılarına katılmak olduğu ve O Bağdat’a varmadan

Hanbel’in öldüğü söylenir. Bağdat’a ilk seferde yerleşmese de daha sonra hayatını Bağdat’ta tamamlar. Öldüğünde yıl 923′dür.

(33)

• Bu noktada Taberi’nin çok çalışkan bir yazar olduğunu ve öldükten sonra arkasında binlerce yazılı metin bıraktığını söylemek gerek. Onların içinde en ön plana çıkan ise Kur’an Tesfiridir. Ancak burada islami ilimler hakkında pek bilgiye sahip olmadığımdan onun inceleme fırsatı bulduğum tek eseri Taberi Tarihi’nden bahsedeceğim.

• Taberi Tarihi’ni kıyaslayabileceğimiz belki de yegane kitap Firdevsi’nin Şehname’sidir. Şehname Taberi Tarihi’nden yaklaşık yüz yıl sonra yazılmıştır ve Pers hükümdarlarının hikayeleri içerir. Taberi Tarihi de ünlü Pers

hükümdarlarından bahseder ancak Şehname’ye göre daha fazla islami metin içerir. Hatta Şehname neredeyse hiç islami öğe içermez, büyük çoğunlukla Pehlevi efsanelerinden

bahseder ve Farsça yazılmıştır. Taberi Tarihi Arapça olarak yazılmış olup çokça peygamberlerin hayatlarından bahseder.

(34)

• Taberi tarihinin en ilgi çekici kısımlarından bazıları da yeryüzündeki insan ırklarının

kökenleri hakkında ortaya attığı ilginç teoriler.

Yani Nuh Peygamber’in hangi oğlunun hangi ırkın atası olduğu gibi tespitler. Bu tespitler

içinde aklıma kazınan bir tanesi de Çingeneler hakkındaydı. Oldukça rahatsız edici bir tabirle aktarılan Çingene ırkının oluşması hadisesine inanmamız elbette mümkün değil. Zaten kitabı inceleyen biri, kitabın gerçeklerden daha fazla efsane ve rivayetlere yer verdiğini unutmamalı.

(35)

• Günümüz diline çevrilmiş haliyle gayet okunabilir hale gelmiş Taberi Tarihi içinde geçen hikaye ve karakterleri ile zengin doğu kültürünü bambaşka bir hava ile sunuyor. Kral

Cemşid’in, Nemrud’un, ve daha nice hükümdarların hayatını, nice nice ülkelerin kurulup yıkılmasını, peygamberlerin

fantastik yaşamlarını görüyorsunuz. Bu bölümlerden en çok hoşuma giden ise Zülkayneyn ve hocası Eflatun’un hikayeleri idi. Büyük iskender nasıl ki dünya tarihinde önemli bir yep kaplamışsa bu kitapta da uzunca bir kısmı kaplıyor.

• Kaynaklar:

• Tarih-i Taberi Tercemesi (Can Kitabevi, Konya 1980. 1. c., 609 s.; 1982, 2. c., 536 s.; 1983, 3. c., 543 s.)

Çeviri: Pek çok kez çevirisi yapılmış olan bu kitabın benim yararlandığım baskısı Osmanlı döneminde çevrilmiş kitabın latin harflerine aktarılmasından ibaretti. Osmanlı

dönemindeki kitabın çevirmeni hakkında bir bilgiye ulaşamadım.s

(36)

This is the sandstone background

• Bullet point

• Bullet point

– Sub Bullet

(37)

Ebu Cafer Taberi, İslam Mitolojisi ve Dünya Tarihi

Ebu Cafer Taberi Tahminen 838 – 923 yılları arasında, yani islami ilimlerin zirveye ulaşmaya başladığı yıllarda, yaşamış ve sayfalarca eserler vermiştir. Taberi küçük yaşta almaya başladığı ve daha sonra ünlü ilim merkezlerini gezerek tamamladığı eğitimi, kıvrak zekası, güçlü anlatımı ve çalışkanlığı ile adını en ünlü islam alimlerinin

yanına yazdırmıştır. Neredeyse tüm islam ilimlerinde eserler vermiştir ve bu eserler arasında en ilgi çekici olanlardan biri de Taberi

Tarihi‘dir.

Fantastik bir anlatım tarzı ve inanılması güç hikayelerle bezenmiş bu kitabın, bin yıl önce yazılmış bile olsa insanı içine çeken bir yapısı var. Peygamber Adem’in yaradılışından halifeler zamanına kadar geçen uzun süreci ilgi çekici başlıklar halinde toplamış olan bu kitaba islami bir mitoloji kitabı demek yalnış olmaz sanırım. Ancak içinde bulundurduğu fantastik öğeler yüzünden kitabın bütünüyle inanılır olduğunu söylemek elbette güç.

(38)

• Bu yapıt sadece peygamberler tarihini değil, uzak tarihe damga vurmuş ünlü hükümdarların hikayelerini de barındırıyor. Onlardan biri de bilinen tüm dünyayı fethetmiş ünlü Zülkarneyn, yani nam-ı değer Büyük İskender. İçeriği oldukça geniş olan bu kitaptan

daha ayrıntılı bir şekilde bahsetmeden önce Ebu Cafer Taberi ve hayatı hakkında birkaç önemli noktaya değinelim.

• Miladi takvime göre 839, hicri takvime göre 224 yılında doğduğu tahmin edilen Taberi’nin ismi doğduğu bölgeden gelir. İlk

eğitimini doğduğu yerde, Tabaristan’ın Amol şehrinde almaya başlar ve dönemin ilim merkezlerini gezerek kendi kişisel

öğrenimini sürdürür. Eğitimine çok küçük yaşlarında bağladığını kendini anlattığı şu satırlardan anlayabiliriz; “Yedi yaşımda hafız oldum. Sekiz yaşımdayken insanlara namaz kıldırdım. Dokuz yaşımdayken hadisleri toplayıp yazmaya başladım. “

(39)

• Temel eğitimi aldıktan sonra uzun bir gezintiye çıkan Taberi, Horosan, Kûfe, Basra, Tahran gibi önemli şehirleri gezdikten sonra Bağdat’a yerleşir. Aslında oraya ilk seferde

yerleşmediği biliniyor. Bağdat’a ilk geliş amacının İmam Ahmed bin Hanbel‘i görüp onun toplantılarına katılmak

olduğu ve O Bağdat’a varmadan Hanbel’in öldüğü söylenir.

Bağdat’a ilk seferde yerleşmese de daha sonra hayatını Bağdat’ta tamamlar. Öldüğünde yıl 923′dür.

• Bu noktada Taberi’nin çok çalışkan bir yazar olduğunu ve öldükten sonra arkasında binlerce yazılı metin bıraktığını söylemek gerek. Onların içinde en ön plana çıkan ise Kur’an Tesfiridir. Ancak burada islami ilimler hakkında pek bilgiye sahip olmadığımdan onun inceleme fırsatı bulduğum tek eseri Taberi Tarihi’nden bahsedeceğim

(40)

• Taberi Tarihi’ni kıyaslayabileceğimiz belki de yegane kitap Firdevsi‘nin Şehname‘sidir. Şehname Taberi Tarihi’nden yaklaşık yüz yıl sonra

yazılmıştır ve Pers hükümdarlarının hikayeleri içerir. Taberi Tarihi de ünlü Pers hükümdarlarından bahseder ancak Şehname’ye göre daha fazla islami metin içerir. Hatta Şehname neredeyse hiç islami öğe içermez, büyük çoğunlukla Pehlevi efsanelerinden bahseder ve Farsça yazılmıştır.

Taberi Tarihi Arapça olarak yazılmış olup çokça peygamberlerin hayatlarından bahseder.

• Taberi tarihinin en ilgi çekici kısımlarından bazıları da yeryüzündeki insan ırklarının kökenleri hakkında ortaya attığı ilginç teoriler. Yani Nuh

Peygamber’in hangi oğlunun hangi ırkın atası olduğu gibi tespitler. Bu tespitler içinde aklıma kazınan bir tanesi de Çingeneler hakkındaydı.

Oldukça rahatsız edici bir tabirle aktarılan Çingene ırkının oluşması

hadisesine inanmamız elbette mümkün değil. Zaten kitabı inceleyen biri, kitabın gerçeklerden daha fazla efsane ve rivayetlere yer verdiğini

unutmamalı.

(41)

Günümüz diline çevrilmiş haliyle gayet okunabilir hale gelmiş Taberi Tarihi içinde geçen hikaye ve karakterleri ile zengin doğu kültürünü bambaşka bir hava ile sunuyor. Kral Cemşid’in, Nemrud’un, ve daha nice hükümdarların hayatını, nice nice ülkelerin kurulup yıkılmasını, peygamberlerin fantastik yaşamlarını görüyorsunuz. Bu

bölümlerden en çok hoşuma giden ise Zülkayneyn ve hocası Eflatun‘un hikayeleri idi. Büyük iskender nasıl ki dünya tarihinde önemli bir yep kaplamışsa bu kitapta da uzunca bir kısmı kaplıyor.

Kaynaklar:

Tarih-i Taberi Tercemesi (Can Kitabevi, Konya 1980. 1. c., 609 s.;

1982, 2. c., 536 s.; 1983, 3. c., 543 s.)

Çeviri: Pek çok kez çevirisi yapılmış olan bu kitabın benim

yararlandığım baskısı Osmanlı döneminde çevrilmiş kitabın latin harflerine aktarılmasından ibaretti. Osmanlı dönemindeki kitabın çevirmeni hakkında bir bilgiye ulaşamadım.

Referanslar

Benzer Belgeler

Au cours des deux premiers mois de l’année en cours, la Turquie a payé 435.5 millions de dollars pour les importations de pétrole brut tandis que pour la même période

1933 - İ934 tiyatro sezonunda «Üç Saat Opereti» ile Şehir T yatrolarına intisab eden ve Türk tiyatrosunun ünlü isimle­ rinden Komik - Şehir Şevki’nin kızı

Kremlin Sarayı’ndan j yapılan açıklamaya f göre, Yeltsin’in naaşı I bugün Moskova’nın en [ büyük kilisesinde düzenlenecek ayinden sonra Novodeviçi

babasının denetiminde öğrendiği gita­ rını, profesyoneller gibi konuşturuyor Şu anda ilkokul beşin­ ci sınıfa giden Cennet Erdoğan da ablası gibi bale yapıyor,

15 aralık tarihine kadar açık ka­ lacak olan sergide sanatçının 25-30 kadar yağlıboya tablosu

Bu çalışmanın amacı Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakülte- si Hastanesi Acil Servisine kene ısırığıyla başvuran hastaların analizini yapmak ve Bolu İl

I.B2.24 Ozlem Osmanagaoglu, Basak Oral, Bilge Cetin, Fadime Kiran (2011) Phylogenetic analysis of some Lactic Acid Bacteria as determined on the basis of their 16S-23S

Tariften hareketle, hayatlarını düzenleyen genel kurallar (kanunlar-yasalar) yapılabilmesi için insanların toplum/devlet hayatına geçmeleri gerektiği açıktır. Bu