TABERÎ VE
TARİHÇİLİĞİ TABERÎ
VE
TARİHÇİLİĞİ
Scorecard
Player Won Drawn Lost Points
John Smith 3 0 0 9
Jane Brown 2 1 0 7
Sam White 2 0 1 6
Terry Blue 1 1 0 4
Sally Green 1 0 2 3
Jean Black 0 3 0 3
Tina Scarlet 0 2 2 2
Example Bullet Point Slide
• Bullet point
• Bullet point
– Sub Bullet
TABERİ VE
TARİHÇİLİ Ğİ
TABERİ VE
TARİHÇİLİ
Ğİ
• Taberi veya tam adıyla Ebu Cafer
Muhammed ibn Cerir et-Taberi (Arapça:
ديزييي نييب ريرجنيييب دمحيم رفعج وبيأ
يربطلييا ; Abū Ǧaʿfar Muḥammad Ibn Ǧarīr Ibn Yazīd aṭ-Ṭabarī) tahminen 839 yılında Taberistan (bugünkü Mazenderan bölgesi)
(Farsça:
ناتيسربييت خيیيراييت)'nın Amol
şehrinde doğmuş, 8. ve 9. yüzyıllarda
yetişmiş, fıkıh, hadis, tarih, dil, tefsir ve
kırâat ilimlerinde çalışmalarıyla kendinikabul ettirmiş islami Tarihçi'dir
• Ebu Cafer Taberi, Tabaristan'da Hazar Denizi'ne sahili olan
Mazenderan Eyaleti'ne bağlı Amol şehrinde varlıklı bir ailede tahminen
838-9[1]yılında kış aylarında doğmuş ve
ilk eğitimini burada yapmıştır. O erken
büyümüş[2] yedi yaşında hafız oldu,
sekiz yaşında imam, dokuz yaşında
hadis ezberlemeye başlamıştır.
• 12[3] yaşında iken doğduğu
memleketi bırakıp, İlim tahsili (fi talab al-'ilm) için Rey, Basra, Kufe, Medine, Suriye ve Mısır gibi şehir ve ülkeleri
dolaştıktan sonra, hilafet merkezi olan
Bağdat'a yerleşmiştir. Kaynaklar onun
hocaları ve talebeleri için uzun bir liste
vermişlerdir.
• Zamanında hadis, fıkıh (Hanefi, Şafii ve Maliki fıkıhları), kırâat, tarih ve
edebiyat sahalarında meşhur olan birçok âlimden ders almıştır,
yetiştikten sonra da bütün bu ilimlerde eserler vermiştir. Kırk sene süreyle,
her gün kırk varak yazmak suretiyle,
son derece hacimli eserler meydana
getirmiştir.
• Fıkıhta önceleri Şafii mezhebine mensup iken,
sonradan mutlak müctehidlik mertebesine ulaşmıştır.
Kaynaklar onun, Cerriyye[4] adında sonraları ortadan kalkmış olan bir mezbebin imamı olduğunu
kaydederler. Kaynaklar Taberi'nin,
Ahmed bin Hanbel'den ilim almak üzere Bağdat'a geldiğini ve fakat ancak onun vefatından[5] sonra Bağdat'a ulaşabildiğini, bunun üzerine memleketine dönmeyerek Basra, Kufa ve Vasit'de[5] o saygıdeğer bilginlerden tahsiline devam ettiğini belirtiyorlar.[6]
• 19 Şubat 923[7] yılında Bağdat'ta vefat etmiş ve
muhaliflerinin çokluğu sebebiyle, ölümü gizli tutularak geceleyin vefat ettiği eve defnedilmiştir.
• İmam Ebu Cafer Taberi'nin yazdığı eserlerin birçoğu kaybolmuş ve
zamanımıza kadar ulaşamamıştır.
Fakat bize kadar ulaşan eserlerinin bile bir ömre sığdırılması zordur ve
Taberi'nin büyüklüğünün en büyük
delilidir. Taberi'nin eserlerinden bazıları şunlardır.
• ءافلخلاو كولملاو لسرلا خيرأت, Taʾrīḫ ar-
rusul wa-ʾl-mulūk wa-ʾl-ḫulafāʾ,
• Bu tarihsel kayıtlar eseri, İslam erken tarihi ve
Emeviler ile Abbasiler hanedanlığı üzerine bugüne kadar önemli bir kaynak oluşturur.
• نآرقلا يآ ليوأت نع نايبلا عماج , Ǧāmiʿ al-bayān ʿan taʾwīl āy al-qurʾān veya يربطلا ريسفت, Tafsīr al-
Ṭabarī ,
• Câmiu'l-Beyân an (fî) Te'vîli Âyati'l-Kur'an, 883 yılında tamamladığı bu eseri Taberi Tefsiri olarak da bilinir. Taberi, çok meşhur bir tarihçi olması kadar, "Rivâyet tefsirlerinin anası" olarak kabul
edilen bu tefsiri ile de şöhret olmuştur. 1903 yılında ilk defa Kahire'de 30 cilt kapsayan kitap olarak
basılmıştır.
• ; Ǧarīriya[4],
• ءءاهقفلا فلتخا ; iḫtilāfu ʾl-fuqahāʾ,
• Bu eseri İhtilâfu Ulemâi'l-Emsar f
Ahkâmi Şerâii'l-İslâm adıyla 1933'de yayımlanmıştır.
• هقفلا لوصأ ; uṣūlu ʾl-fiqh.
• Letâifu'l-Kavl f Ahkâmi Şerâii'l-İslâm:
Usûl-i fıkha dair yazdığı bir eserdir,
• Kitâbu'l-Kırâât ve Tenzîlu'l-Kur'an,
• Kitâbu Şerhi's-Sünne: Mezhebî ve
itikâdî konuları ihtiva eden eser Mısır ve Bombay (1321)'da basılmıştır,
• Kitâbu Adâbi Menâsiki'l-Hacc,
• Kitâbu'l Mûciz fi'l-Usûl,
• Kitâbu'l-Garîb ve't- Tenzîl ve'l-Aded,
• Kitâbu Âdâbi'l-Kudât
• Dünya tarihi kendi içinde, dünya
tarihini tek kitapta toplamaya çalışmış tarihçileri bulundurur. Onlardan biri de Ebu Cafer Taberi'dir. Yani tam ismi ile Ebu Cafer Muhammed ibn Cerir et-
Taberi. Taberi ve onun benzeri
olmayan tarih kitabı Taberi Tarihi
yazımızın konusunu oluşt
• Ebu Cafer Taberi tahminen 838 – 923 yılları arasında, yani islami ilimlerin zirveye
ulaşmaya başladığı yıllarda yaşamış ve
sayfalarca eser vermiştir. Taberi küçük yaşta almaya başladığı ve daha sonra ünlü ilim
merkezlerini gezerek tamamladığı eğitimi, kıvrak zekası, güçlü anlatımı ve çalışkanlığı ile adını en ünlü islam alimlerinin yanına
yazdırmıştır. Neredeyse tüm islam ilimlerinde eserler vermiştir ve bu eserler arasında en ilgi çekici olanlardan biri de Taberi Tarihi'dir.
• Fantastik bir anlatım tarzı ve inanılması güç hikayelerle bezenmiş bu kitabın, bin yıl önce yazılmış bile olsa insanı içine çeken bir yapısı var. Peygamber Adem'in yaradılışından
halifeler zamanına kadar geçen uzun süreci ilgi çekici başlıklar halinde toplamış olan bu kitaba islami bir mitoloji kitabı demek yalnış olmaz sanırım. Ancak içinde bulundurduğu fantastik öğeler yüzünden kitabın bütünüyle inanılır olduğunu söylemek elbette güç.
• Bu yapıt sadece peygamberler tarihini değil, uzak tarihe damga vurmuş ünlü hükümdarların hikayelerini de
barındırıyor. Onlardan biri de bilinen tüm dünyayı fethetmiş ünlü Zülkarneyn, yani nam-ı değer Büyük İskender. İçeriği
oldukça geniş olan bu kitaptan daha
ayrıntılı bir şekilde bahsetmeden önce
Ebu Cafer Taberi ve hayatı hakkında
birkaç önemli noktaya değinelim.
• Miladi takvime göre 839, hicri takvime göre 224 yılında doğduğu tahmin edilen Taberi'nin ismi doğduğu bölgeden gelir. İlk eğitimini
doğduğu yerde, Tabaristan'ın Amol şehrinde almaya başlar ve dönemin ilim merkezlerini gezerek kendi kişisel öğrenimini sürdürür.
Eğitimine çok küçük yaşlarında bağladığını kendini anlattığı şu satırlardan anlayabiliriz;
"Yedi yaşımda hafız oldum. Sekiz
yaşımdayken insanlara namaz kıldırdım.
Dokuz yaşımdayken hadisleri toplayıp yazmaya başladım. "
• Taberî (Ebû Cafer Muhammed b. Cerir et- Taberî) (224-309/838-923)
• Abbasilerin çöküş dönemi olan hicri 3.
yüzyılın önemli ve seçkin alimlerinden olan
Taberî aynı zamanda İslam dünyasının yetiştirdiği ünlü bir tarihçilerden birisidir. O, hicri. 224’te
Taberistan’ın Amel şehrinde doğdu.[1] İlim
tahsiline Amel şehrinde başlayan Taberî, ilim derslerine katılmak için Mısır, Suriye ve Bağdat gibi dönemin alimlerinin toplandığı merkezlere yolculuk yaptı. Hicri 309 yılında ilim tahsili için gittiği Bağdat’ta vefat etti.[2]
• Abbasilerin çöküş döneminde yaşayan
Taberî İslam Tarihinin yanında hadis, tefsir, fıkıh, kıraat gibi alanlarda da önemli başarılar sağlayan ve bu alanlarda önemli eserler bırakan kişidir. Taberî, Tefsirdeki mahareti ve Câmiu’l-Beyân fi Tefsîru’l-Kurân isimli tefsir eseri ile tanınmaktadır. Bununla birlikte tarih alanındaki Tarihu’r-Rusûl ve’l- Mulûk isimli tarih kitabı da meşhur oldu.
Nitekim o tarih sahasında İslam aleminin Heredot’u sayılır.[3]
• Birinci kısım, İslam öncesi dönemdir. Bu kısımda Yaratılıştan itibaren Hz. Muhammed’e kadar gelen süreçte gönderilen peygamberlerden bahsedilir.
Taberî bu dönemi anlatırken olayları herhangi bir süzgeçten geçirmeden, olay hakkında duyduğu bütün rivayetleri eserine almakla yetiniyor. Yani o rivayetleri bulduğu gibi duyduğu gibi eserlerine alıyor. Bu sebeple de İsrailiyat meraklısı olarak kabul edilir. Yine tüm rivayetleri doğru yanlış demeden alması sebebi ile kitabı rivayetler hazinesi olarak kabul edilir.[5] Onun bu
özelliğinden dolayı İbn Haldun “Taberî’nin eserinde bilgi yığınından başka bir şey yok.” der.
• Taberi bu kısmı oluştururken Ahd-i Atîk’ten yararlanması ve İsrailiyyat’ın önemli ravilerinden kabul edilen Vehb b.
Münebbih’ten çokça istifade etmesi ile pek muteber görülmez.
• İkinci kısım ise İslam Tarihi Dönemidir. Bu kısım birinci kısma göre farklıdır. Taberî bu kısımda her rivayeti gelişi güzel eserine almıyor. Rivayetleri kritize ettikten sonra
eserine alıyor. Ancak onun bu kısımdaki dikkatine rağmen Gadir-i Hum ve Hz. Peygamber’in Zeynep binti Cahş ile
evliliği gibi zayıf rivayetler esere dahil olmuştur. Yine Dört halife ve Emevîler dönemini konu edinen Taberî bütün halifelere eşit seviyede yaklaşmış ve şahsi duygulara
kapılmamıştır. Bu sebeple halifelerin hayatları konusunda müracaat bir eserdir. Yine milletler tarihine önem veren Taberî’nin bu eserinde Türklerle alakalı önemli bilgiler mevcuttur. İslam’ın kafkasya’dan Türkler arasına nasıl ulaştığını haber verir.
• İkinci kısım konu edindiği dönemin kültür ve folklorünü anlatması bakımından ilk ve önemli bir kaynaktır. İkinci kısım kendi arasında belli dönemlere ayrılır. Bunlar:
• 1- Siyer ve Meğazi,
• 2- Ridde savaşları, fetihler( bu konuda Vâkidi Seyf b.
Ömer ve Medaini’den faydalanmıştır, kaynaklarından.
• 3- Cemel, sıffin ve fitne olayları: bu konuda Ebu Mihnef, Seyf b. Ömer ve Medaini’nin eserlerinde istifade etmiştir.
• 4- Emevîler tarihi:Taberi bu bölümde de Ebu Mihnef, Vâkidi, Avâne b. El Hakem , Ömer b. Şebbe (İbn. Şebbe) Medaini ve İbnü’l Kelbi’nin eserlerinden faydalanmıştır.
• 5- Abbasiler[6]
• Taberi’nin bu eseri rivayet çokluğu ve
karışıklığı ile dikkat çeker. Nitekim eserde bir olayla ilgili bir çok rivayetin olması hatta aynı olay ile ilgili birbirine zıt iki rivayetin olması bu karmaşanın sebebidir.
• Taberî yıllık yöntemini kullanan ilk tarihçidir.
Yıllık yöntemi ile olaylar okuyucunun gözünde canlanır ama olayın yıllara sari olması ile bütünlükte bozulur.
• Eser ilk defa Goeje başkanlığındaki bir heyet tarafından Leiden’de basılmıştır.
Eser Kadir Zakiri Ogan tarafından Türkçeye çevrildi.
• Dünya tarihi kendi içinde, dünya tarihini tek kitapta toplamaya
çalışmış tarihçileri bulundurur.
Onlardan biri de Ebu Cafer
Taberi’dir. Yani tam ismi ile Ebu Cafer Muhammed ibn Cerir et- Taberi. Taberi ve onun benzeri olmayan tarih kitabı Taberi
Tarihi yazımızın konusunu
oluşturuyor.
• Tarih-i Taberi Tercemesi
• Ebu Cafer Taberi tahminen 838 – 923 yılları arasında, yani islami ilimlerin zirveye
ulaşmaya başladığı yıllarda yaşamış ve
sayfalarca eser vermiştir. Taberi küçük yaşta almaya başladığı ve daha sonra ünlü ilim
merkezlerini gezerek tamamladığı eğitimi, kıvrak zekası, güçlü anlatımı ve çalışkanlığı ile adını en ünlü islam alimlerinin yanına
yazdırmıştır. Neredeyse tüm islam ilimlerinde eserler vermiştir ve bu eserler arasında en ilgi çekici olanlardan biri de Taberi Tarihi‘dir.
• Fantastik bir anlatım tarzı ve inanılması güç hikayelerle bezenmiş bu kitabın, bin yıl önce yazılmış bile olsa insanı içine çeken bir yapısı var. Peygamber Adem’in yaradılışından
halifeler zamanına kadar geçen uzun süreci ilgi çekici başlıklar halinde toplamış olan bu kitaba islami bir mitoloji kitabı demek yalnış olmaz sanırım. Ancak içinde bulundurduğu fantastik öğeler yüzünden kitabın bütünüyle inanılır olduğunu söylemek elbette güç.
• Bu yapıt sadece peygamberler tarihini değil, uzak tarihe damga vurmuş ünlü hükümdarların hikayelerini de
barındırıyor. Onlardan biri de bilinen tüm dünyayı fethetmiş ünlü Zülkarneyn, yani nam-ı değer Büyük İskender. İçeriği
oldukça geniş olan bu kitaptan daha
ayrıntılı bir şekilde bahsetmeden önce
Ebu Cafer Taberi ve hayatı hakkında
birkaç önemli noktaya değinelim
• Miladi takvime göre 839, hicri takvime göre 224 yılında doğduğu tahmin edilen Taberi’nin ismi doğduğu bölgeden gelir. İlk eğitimini
doğduğu yerde, Tabaristan’ın Amol şehrinde almaya başlar ve dönemin ilim merkezlerini gezerek kendi kişisel öğrenimini sürdürür.
Eğitimine çok küçük yaşlarında bağladığını kendini anlattığı şu satırlardan anlayabiliriz;
“Yedi yaşımda hafız oldum. Sekiz
yaşımdayken insanlara namaz kıldırdım.
Dokuz yaşımdayken hadisleri toplayıp yazmaya başladım. “
• Temel eğitimi aldıktan sonra uzun bir gezintiye çıkan Taberi, Horosan, Kûfe, Basra, Tahran gibi önemli şehirleri gezdikten sonra Bağdat’a yerleşir. Aslında oraya ilk seferde yerleşmediği biliniyor. Bağdat’a ilk geliş amacının İmam
Ahmed bin Hanbel’i görüp onun toplantılarına katılmak olduğu ve O Bağdat’a varmadan
Hanbel’in öldüğü söylenir. Bağdat’a ilk seferde yerleşmese de daha sonra hayatını Bağdat’ta tamamlar. Öldüğünde yıl 923′dür.
• Bu noktada Taberi’nin çok çalışkan bir yazar olduğunu ve öldükten sonra arkasında binlerce yazılı metin bıraktığını söylemek gerek. Onların içinde en ön plana çıkan ise Kur’an Tesfiridir. Ancak burada islami ilimler hakkında pek bilgiye sahip olmadığımdan onun inceleme fırsatı bulduğum tek eseri Taberi Tarihi’nden bahsedeceğim.
• Taberi Tarihi’ni kıyaslayabileceğimiz belki de yegane kitap Firdevsi’nin Şehname’sidir. Şehname Taberi Tarihi’nden yaklaşık yüz yıl sonra yazılmıştır ve Pers hükümdarlarının hikayeleri içerir. Taberi Tarihi de ünlü Pers
hükümdarlarından bahseder ancak Şehname’ye göre daha fazla islami metin içerir. Hatta Şehname neredeyse hiç islami öğe içermez, büyük çoğunlukla Pehlevi efsanelerinden
bahseder ve Farsça yazılmıştır. Taberi Tarihi Arapça olarak yazılmış olup çokça peygamberlerin hayatlarından bahseder.
• Taberi tarihinin en ilgi çekici kısımlarından bazıları da yeryüzündeki insan ırklarının
kökenleri hakkında ortaya attığı ilginç teoriler.
Yani Nuh Peygamber’in hangi oğlunun hangi ırkın atası olduğu gibi tespitler. Bu tespitler
içinde aklıma kazınan bir tanesi de Çingeneler hakkındaydı. Oldukça rahatsız edici bir tabirle aktarılan Çingene ırkının oluşması hadisesine inanmamız elbette mümkün değil. Zaten kitabı inceleyen biri, kitabın gerçeklerden daha fazla efsane ve rivayetlere yer verdiğini unutmamalı.
• Günümüz diline çevrilmiş haliyle gayet okunabilir hale gelmiş Taberi Tarihi içinde geçen hikaye ve karakterleri ile zengin doğu kültürünü bambaşka bir hava ile sunuyor. Kral
Cemşid’in, Nemrud’un, ve daha nice hükümdarların hayatını, nice nice ülkelerin kurulup yıkılmasını, peygamberlerin
fantastik yaşamlarını görüyorsunuz. Bu bölümlerden en çok hoşuma giden ise Zülkayneyn ve hocası Eflatun’un hikayeleri idi. Büyük iskender nasıl ki dünya tarihinde önemli bir yep kaplamışsa bu kitapta da uzunca bir kısmı kaplıyor.
• Kaynaklar:
• Tarih-i Taberi Tercemesi (Can Kitabevi, Konya 1980. 1. c., 609 s.; 1982, 2. c., 536 s.; 1983, 3. c., 543 s.)
Çeviri: Pek çok kez çevirisi yapılmış olan bu kitabın benim yararlandığım baskısı Osmanlı döneminde çevrilmiş kitabın latin harflerine aktarılmasından ibaretti. Osmanlı
dönemindeki kitabın çevirmeni hakkında bir bilgiye ulaşamadım.s
This is the sandstone background
• Bullet point
• Bullet point
– Sub Bullet
Ebu Cafer Taberi, İslam Mitolojisi ve Dünya Tarihi
Ebu Cafer Taberi Tahminen 838 – 923 yılları arasında, yani islami ilimlerin zirveye ulaşmaya başladığı yıllarda, yaşamış ve sayfalarca eserler vermiştir. Taberi küçük yaşta almaya başladığı ve daha sonra ünlü ilim merkezlerini gezerek tamamladığı eğitimi, kıvrak zekası, güçlü anlatımı ve çalışkanlığı ile adını en ünlü islam alimlerinin
yanına yazdırmıştır. Neredeyse tüm islam ilimlerinde eserler vermiştir ve bu eserler arasında en ilgi çekici olanlardan biri de Taberi
Tarihi‘dir.
Fantastik bir anlatım tarzı ve inanılması güç hikayelerle bezenmiş bu kitabın, bin yıl önce yazılmış bile olsa insanı içine çeken bir yapısı var. Peygamber Adem’in yaradılışından halifeler zamanına kadar geçen uzun süreci ilgi çekici başlıklar halinde toplamış olan bu kitaba islami bir mitoloji kitabı demek yalnış olmaz sanırım. Ancak içinde bulundurduğu fantastik öğeler yüzünden kitabın bütünüyle inanılır olduğunu söylemek elbette güç.
• Bu yapıt sadece peygamberler tarihini değil, uzak tarihe damga vurmuş ünlü hükümdarların hikayelerini de barındırıyor. Onlardan biri de bilinen tüm dünyayı fethetmiş ünlü Zülkarneyn, yani nam-ı değer Büyük İskender. İçeriği oldukça geniş olan bu kitaptan
daha ayrıntılı bir şekilde bahsetmeden önce Ebu Cafer Taberi ve hayatı hakkında birkaç önemli noktaya değinelim.
• Miladi takvime göre 839, hicri takvime göre 224 yılında doğduğu tahmin edilen Taberi’nin ismi doğduğu bölgeden gelir. İlk
eğitimini doğduğu yerde, Tabaristan’ın Amol şehrinde almaya başlar ve dönemin ilim merkezlerini gezerek kendi kişisel
öğrenimini sürdürür. Eğitimine çok küçük yaşlarında bağladığını kendini anlattığı şu satırlardan anlayabiliriz; “Yedi yaşımda hafız oldum. Sekiz yaşımdayken insanlara namaz kıldırdım. Dokuz yaşımdayken hadisleri toplayıp yazmaya başladım. “
• Temel eğitimi aldıktan sonra uzun bir gezintiye çıkan Taberi, Horosan, Kûfe, Basra, Tahran gibi önemli şehirleri gezdikten sonra Bağdat’a yerleşir. Aslında oraya ilk seferde
yerleşmediği biliniyor. Bağdat’a ilk geliş amacının İmam Ahmed bin Hanbel‘i görüp onun toplantılarına katılmak
olduğu ve O Bağdat’a varmadan Hanbel’in öldüğü söylenir.
Bağdat’a ilk seferde yerleşmese de daha sonra hayatını Bağdat’ta tamamlar. Öldüğünde yıl 923′dür.
• Bu noktada Taberi’nin çok çalışkan bir yazar olduğunu ve öldükten sonra arkasında binlerce yazılı metin bıraktığını söylemek gerek. Onların içinde en ön plana çıkan ise Kur’an Tesfiridir. Ancak burada islami ilimler hakkında pek bilgiye sahip olmadığımdan onun inceleme fırsatı bulduğum tek eseri Taberi Tarihi’nden bahsedeceğim
• Taberi Tarihi’ni kıyaslayabileceğimiz belki de yegane kitap Firdevsi‘nin Şehname‘sidir. Şehname Taberi Tarihi’nden yaklaşık yüz yıl sonra
yazılmıştır ve Pers hükümdarlarının hikayeleri içerir. Taberi Tarihi de ünlü Pers hükümdarlarından bahseder ancak Şehname’ye göre daha fazla islami metin içerir. Hatta Şehname neredeyse hiç islami öğe içermez, büyük çoğunlukla Pehlevi efsanelerinden bahseder ve Farsça yazılmıştır.
Taberi Tarihi Arapça olarak yazılmış olup çokça peygamberlerin hayatlarından bahseder.
• Taberi tarihinin en ilgi çekici kısımlarından bazıları da yeryüzündeki insan ırklarının kökenleri hakkında ortaya attığı ilginç teoriler. Yani Nuh
Peygamber’in hangi oğlunun hangi ırkın atası olduğu gibi tespitler. Bu tespitler içinde aklıma kazınan bir tanesi de Çingeneler hakkındaydı.
Oldukça rahatsız edici bir tabirle aktarılan Çingene ırkının oluşması
hadisesine inanmamız elbette mümkün değil. Zaten kitabı inceleyen biri, kitabın gerçeklerden daha fazla efsane ve rivayetlere yer verdiğini
unutmamalı.
• Günümüz diline çevrilmiş haliyle gayet okunabilir hale gelmiş Taberi Tarihi içinde geçen hikaye ve karakterleri ile zengin doğu kültürünü bambaşka bir hava ile sunuyor. Kral Cemşid’in, Nemrud’un, ve daha nice hükümdarların hayatını, nice nice ülkelerin kurulup yıkılmasını, peygamberlerin fantastik yaşamlarını görüyorsunuz. Bu
bölümlerden en çok hoşuma giden ise Zülkayneyn ve hocası Eflatun‘un hikayeleri idi. Büyük iskender nasıl ki dünya tarihinde önemli bir yep kaplamışsa bu kitapta da uzunca bir kısmı kaplıyor.
• Kaynaklar:
• Tarih-i Taberi Tercemesi (Can Kitabevi, Konya 1980. 1. c., 609 s.;
1982, 2. c., 536 s.; 1983, 3. c., 543 s.)
Çeviri: Pek çok kez çevirisi yapılmış olan bu kitabın benim
yararlandığım baskısı Osmanlı döneminde çevrilmiş kitabın latin harflerine aktarılmasından ibaretti. Osmanlı dönemindeki kitabın çevirmeni hakkında bir bilgiye ulaşamadım.