• Sonuç bulunamadı

Laparoskopik ve açık kolesistektomi sonrası metabolik ve endokrin değişiklikler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Laparoskopik ve açık kolesistektomi sonrası metabolik ve endokrin değişiklikler"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

End.-uıp. ve Minimal İnvaziv Ce"alıi 1995; 2:36-42

Laparoskopik ve açık kolesistektomi sonrası metabolik ve endokrin

değişiklikler

Nusret AKYÜREK (,.), Erdoğan M. SÖZÜER (**), Ahmet TUTUŞ (,.**), Zeki YILMAZ(**), Fevzi KUŞ (****)

ÖZET

l..aparoskopik kolesistektomi ilk defa 1987'de Fran­

sa'da uygulandıktan sonra çok popüler bir ope­

rasyon yöntemi oldu. Laparoskopik (n:20) ve �çık kolesistektomi (n:20) sonrası metabolik ve endokrin değişiklikleri karşıla.ştırdık. Ameliyat öncesi, ame­

liyat sonrası hemen ve 24 saat soruası venöz kan alındı, kan glukozu, plazma kortizolü, adrenokorti­

kotropik hormon (ACTH) ve 13 endoıfin analizi ya­

pıldı. Ameliyat süresi, cerrahi kanama ve hastanede kalma süresi laparoskopik kolesistektomide. anlamlı olarak azdı (p<0.05). Ameliyat sonrası ağrı skoru ve analjezik kullanımı lapa.roskopik kolesistektomide anlamlı olarak azdı (p<0.05). Metabolik ve akut faz cevaplan (hipertermi, glukoz, plazma kortizolü ve ACTH) açık kolesistektomi ile karşılaşhnldığında laparoskopik kolesistektomide azdı, fakat iki grup arasında anlamlı fark yoktu (p>0.05), ameliyat son­

raıu � endorfin kortsantrasyonlan açık kolesistek­

tonti gl'\lb\lnda laparoskopik kolesistektomiye göre azd1.

Anahtar kelimeler. Kolesistektomi, metabolik değişiklik, endokrin değişiklik

GİRİŞ

Laparoskopik kolesistektomi 1987'de ilk defa Fransa'da taruhldığmdan beri Dünya'da po-

(•) Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana­

bilim Dıı!ı, Yard. Doç. Dr.

(••) Erciyes Universitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana­

bilim Dalı, Doç. Dr.

(• .. ) Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana­

bilim Dalı, Yard. Doç. Dr.

( .. ••) Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana­

bilim Dalı, Dr.

SUMMARY

Metabolic and endocrine changes after open and laparoscopic clıolecı1stectomy

Laparoscopic cholecystectomy, initially perfomıed in France in 1987, has become a popular operation, has many advantages. We have compared metabolic and endocrine changes after laparoscopic cho­

lecystectomy (n: 20), with those after open cho­

lecystectomy (n:20). Venous blood samples were laken before operation, just after and 24 h later pos­

toperatively. Blood levels of glucose, cortisole, ad­

renocorticotrophic hormone (ACTH) and 13 en­

dorphine were analysed. The duration of operation, amount of hemorrhagie, mean hospital stay were significanUy shorter in the laparoscopic cho­

lecystectomy group (p<0.05). Pain scores and anal­

gesic usage we.re significantly decreased in the la­

paroscopic cholecystectomy group (p<0.05).

However the results were not significantly different between the two groups (p>0.05), the metabolic and acute phase resposes (such as hyertermia, plama cor­

tisol, ACTH and glucose levels) were less after la­

paroscopic cholecystectomy compared with open cholecystectomy. 13 endorphine concentrations were less in the open cholecstectomy group than la­

paroscopic cholecystectomy group after surgery.

Key words: Cholecystectomy, metabolic changes, endocrine changes

pülaritesi oldukça artmışbr. Laparoskopik ko­

lesistektominin açık kolesistektomiye olan avan­

taj ve dezavantajları günümüzde hala tartışıl­

maktadır <20>. Laparoskopik kolesistektominin ameliyat travmasının nispeten daha hafif ol­

ması, hastanede kalış süresinin kısalığı, normal aktiviteye ve işe dönme süresinin kısalığı, ağrı için gerekli analjezik miktarının azlığı ve koz­

metik nedenler gibi avantajları vardır 03>_ Bo­

yutu ne olursa olsun ameliyat bir travmadır ve

bu travma vücutta metabolik-endokrin

(2)

N. Akyı'irek ve ark. Laparoskopik ve açık kolesistektomi sonrası melnbolik ve eııdokriıı değişiklikler

cevaplar zincirini başlatan bir nedendir. Çünkü organizma travmaya karşı homeostasisini an­

cak bu şekilde koruyabilir. Bu değişiklikler ara­

sında kan şekeri değişiklikleri, stres hor­

monlarında artış, vücut ısısı değişiklikleri ve ağrı ile yakın bağlantısı olduğu kabul edilen en­

dorfin düzeyindeki değişiklikler sayılabilir <2>.

Bu cevapta travmanın şiddeti, süresi, stres fak­

törleri, sepsis halinin olup olmaması ve iltihabi değişiklikler gibi faktörler de etkili olmaktadır C17,2n. Açık kolesistektomide ağrı daha fazla ol­

makta, insizyonal hemi, yara infeksiyonu riski artmakta, hastanede yatış ve normal aktiviteye dönüş süreleri uzamakta ve pulmoner fonk­

siyon bozuklukları görülmektedir (11)_ Bunların yanında endokrin ve metabolik cevapta daha üst düzeyde olmaktadır C13,ı9) Laparoskopik ko­

lesistektomide ise organizmanm homeostasisi­

nin açık kolesistektomiye göre daha kısa sürede ve daha az değişikliklerle kolayca sağlandığı görüşü ileri sürülmektedir. Buna bağlı olarak laparoskopik kolesistektomjde ağrı duyusunun az olduğu, analjezik gereksinimine daha az ih­

tiyaç duyulduğu bilinmektedir (10). Her iki tek­

niğlıı stres hormon düzeyleri üzerindeki et­

kilerini karşılaştıran fazla çalışma yokhır. Yine kan endorfin düzeylerlıü karşılaştıran çalış­

maya ise rastlanılmamıştır.

Bu yüzden postoperatif ağrı, endokrin ve rne­

tabolik değişiklikler yönfu1den laparoskopik ve açık kolesistektomiyi karşılaştıran bir çalışma yaptık.

GEREÇ ve YÖNTEM

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cer­

rahi Anabilim Dah'nda 1993 yılında 20 açık ve 20 laparoskopik kolesistektomi olgusu bu ça­

lışmaya dahil edildi. Olguların hepsinde pre­

operatif olarak ultrasonografi ile tanı konmuş safra kesesi taşı vardı. Olguların dağılımı Tablo l'de görülmektedir. Olgular 12 saat aç bırakıl­

dıktan sonra ameliyata alındı. Bütün olgulara halothan-azot protoksit-tracrium kombiı'lasyon­

Ju aynı tip anestezi uygulandı. Halothan in­

halasyon anesteziği indüksiyon safhasında % 1.5-3, idame olarak % 0.7-1 oranında verildi.

İzofloran ise indüksiyon safhasında % 0.5-2.5,

idame olarak % 0.7-2 oranında verildi. Azot protoksit ise % 66 N20 ve % 34 02 karışımında 6 litre/ dak hacimle verildi. Kas gevşetici olarak Atrokuryum bezilat 0.3-0.6 mg/kg/ saat, pan­

curonium bromide ise başlangıç dozu olarak 0.02-0.06 mg/kg, ilave doz olarak ise 0.01-0.02 mg/kg olarak verildi. Bütün olgulara ameliyat süresince Ringer laktat solüsyonu ve ameliyat sonrası 80 mi/saat olarak 12 saat süre ile % 5 Dextroz solüsyonu verildi. Açık kolesistektomi ve laparoskopik kolesistektomi yapılan ol­

gulara ameliyat sonrası 6. saatte sulu gıdalar başlandı. Açık kolesistektomilerde 12-16 cm arasında değişen uzulukta sağ subkostal in­

sizyon uygulandı. Laparoskopik kolesistekto­

milerde "four-puncture tekniği" uygulandı. İn­

suflasyon için karbondioksit gazı kullanıldı.

Her iki olgu grubunda da unipolar elektrokoter kullanıldı. Hiç bir olguya drenaj uygulanmadı.

Açık kolesistektomi yapılan iki olguda int­

raoperatif kolanjiografi yapılırken laparoskopik kolesistektomi yapılan olgularda intraoperatif kolanjiografi uygulanmadı. Ameliyat öncesi ha­

zırlık dahi] ekstubasyon işlemine kadar geçen süre ameliyat süresi olarak değerlendirildi.

Ameliyat süresince oluşan kanama miktarı mi­

Witre olarak ölçüldü. Ameliyat öncesi, ame­

liyatta ekstübasyon işlemi sonrası ve ameli­

yattan 24 saat sonra rektal ısı ölçümleri yapıldı ve antekubital venden kan alındı. Alınan kan­

dan kan şekeri (n:<130 mg/ dl), adrenokortiko­

trofik hormon (ACTH) (n:0-37 pg/ml), kortizol (h:8-28 mg/ dl) ve � endorfin düzeylerine ba­

kıldı. Kan alınır alınmaz buz ihtiva eden ka­

vanozlarda tüp içerisinde korunarak radioim­

münassey laboratuvarına iletildi.

Plazma kortizol seviyesıni ölçmek ıçın venöz yoldan alınan kan EDT A'lı tüplere konarak plazması ayrıştırıldı. Sonra radioimrnünoassey (RIA) analizi yapılana kadar -20°C'de saklandı.

RIA çabşmasmdan önce plazma örnekleri oda ısısında çözüldü ve kortizol kiti (Amerlex­

Cortisol, USA) kullanılarak plazma kortizol se­

viyeleri kantitatif olarak tespit edildi.

Plazma ACTH seviyesinj ölçmek için alınan venöz kan buz içerisindeki EDT A'lı tüplere ko­

narak 2-8°C'deki ısı ortamında bekletildi. Sonra

(3)

4°C'de soğutmalı santrifüjde plazması ayrıldı.

A ynlan plazma plastik tüplere konuldu. RIA incelemesine kadar -20°C'de saklandı. RIA ça­

lışmasından hemen önce plazma örnekleri buz banyosunda çözüldükten sonra Double An­

tibody l125 ACTH immünoassey kiti (DPC, KAC 01, USA) kullanılarak plazma ACTH de­

ğerleri kantitatif olarak ölçüldü.

� endorfin, 1 Incher (USA) kiti kullanılarak ra­

dioimmünoassey yöntemi ile ölçüldü. Kreigir ve ark. geliştirdikleri metodun modifikasyonu olan ve Furui ve ark. uyguladıkları bir yöntem­

le � endorfin ekstrasiyonu yapılarak ölçümleri yapıldı. Burada spesifik peptidin sentetik for­

muna karşı üretilen antiserumun �llanıldığı kitde bu ekstrakte edilen örneklerden ölçümler kompotetif RIA yöntemiyle yapıldı (5,8). Her iki olgu grubumuzda ameliyat öncesi analjezik alanlar ve almayanlar ayrıldı. Ağrı yönünden olgular ameliyatta ekstübasyon işlemi sonrası, ameliyattan 4, 12, 18 ve 24 saat sonra değerlen­

dirildi.

Olgular ameliyat sonrası subjektif olarak az ağrı duyanlar, hareketle ağrı duyanlar ve anal­

jezik almaya rağmen ağrı duyanlar olmak üzere sınıflandırıldı. Analjezik olarak bütün olgulara 15 mg/kg dozda dipiron verildi. Akut kolesistit olgularında preoperatif olarak 4 gün süre ile se­

falosporin grubu antibiyotik ve dipiron 30-60 mg/kg/gün, pitofenon HCl 0.15-0.30 mg/kg/

gün, fenpirevinium bromür 0.001--0.002 mg/

kg/ gün doz kombinasyonunda analjezik ve­

rildi. Verilerin istatistiki analizinde Student's-t testi kullanılmıştır.

End.-Lap. ve Minimal lııvaı.iv Cerrahi 1995; 2:36-42

SONUÇLAR

Laparoskopik ve açık yöntemle 20'şer olguya kolesistektomi yapıldı. Laparoskopik kolesis­

tektomi yapılan 20 olgudan 14'ü kadın 6'sı er­

kek, açık kolesistektomi yapılan 20 olgudan ise 17'si kadın, 3'ü erkekti. Açık kolesistekomi ya­

pılan olgularda yaş dağılımı 25-70 arasında (or­

talama 59.5), laparoskopik kolesistektomi ya­

pılan olgularda ise yaş dağılımı 23-68 arasında (ortalama 36) değişmektedir. Tüm olgularımı­

zın genel yaş ortalaması 42.8'dir. Açık kolesis­

tektomi yapılan olgulardan 4'ünde, laparosko­

pik kolesistektomi yapılan olgulardan 3'ünde akut kolesistitli hali vardı (Tablo l ). Açık ko­

lesistektomi yapılan olgulardan 11 'inde ilave hastalık vardı.

Bu hastalıklar 3 olguda hipertansiyon, 1 olgu­

da konjestif kalp yetmezliği, 2 olguda duode­

num ülseri, 1 olguda karaciğer sirozu, 1 olguda koroner arter hastalığı, 1 olguda miyokard hi­

pertrofisi ve 2 olguda kronik obstrüktif akciğer hastalığı idi. Laparoskopik kolesistektomi ya­

pılan 5 olguda ilave hastalık vardı. Bu hastalık­

lar ise 1 olguda koroner arter hastalığı, 1 olguda ürolitiasis, 1 olguda hipertansiyon ve 2 olguda kronik obstrüktif akciğer hastalığı idi (Tablo 2).

Açık kolesistektomilerde ameliyat sonrası Di­

piron analjezisi 2-5 gün (ortalama 2.8 gün) ve­

rilmiştir. Laparoskopik kolesistektomilerde ise ameliyat sonrası Dipiron analjezisi 1-2 gün (or­

talama 1.4 gün) verilmiştir. Açık kolesistekto­

milerde hastanede kalma süresi 2-7 gün (or­

talama 5.3 gün), ameliyat süresi 60-180 dakika (ortalama 96 dakika), ameliyat süresince oluşan

Tablo 1. Açık ve laparoskopik kolesistektomi yapLlan olguların klinik detaylan.

Kadın Erkek

Yaş Hastanede kalma (gün) Ameliyat süresi (dakika) Kanama miktan (mi) Rektal ısı ("C) Preop Postop erken Postop 1. gün Akut kolesistit İlave hastalık

Açık kolesistektomi (n) 17 3

59.5 (25-70) 5.3 (2-7) 96 (60-180) 95 (6()..240) 37.2 (36.8 -38.4) 37.4 (36.8 -38.4) 37.6 (37.2 - 38.2)

11 4

Laparoskopik kolesistektomi (n) 14 6

36(23-68) 2.2 (1-4) 132 (60-240)

60 (50-175) 37.6 (36.6 - 38.3) 37.5 (36.7 - 38.2) 37.7 (37.4 - 38.1)

3 5

p

<0.05

<0.05

<0.05

< 0.01

>0.05

>0.05

>0.05

>0.05

>0.05

>0.05

<0.05

(4)

N. Akyiirek ve ark. 1.ııpnroskopik ve açık kolesistektomi sonrası metabolik ve endokrin değişiklikler

Tablo 2. İlave hastahklanrun kolesistektomilere göre da­

ğılımı.

KOAH Hipertansiyon Koroner hast.

Miyokard hipertrofisi Konjestif kalp yetmez.

Duodenum ülseri K.araciğer sirozu Urolitiasis Toplam

Açık Laparoskopik kolesistektonıi kolesistektomi

2 3 1 1 2 1 1 11

2 1 1

1 5

kanama miktarı 60-240 ml (ortalama 95 ml), rektal ısı ölçümleri preoperatif 36.8-38.4°C (or­

talama 37.2°C), postoperatif erken dönem 36.8- 38.40C (ortalama 37.4°C), postoperatif 1. gün 37.2-38.2°C (ortalama 37.6°C), arasında de­

ğişmektedir. Laparoskopik kolesistektomilerde hastanede kalına süresi ise 1-4 gün (ortalama 2.2 gün), ameliyat süresi 60-270 dakika arasında (ortalama 132 dakika), ameliyatta oluşan ka­

nama miktarı 50-175 mi (ortalama 60 ml), rektal ısı ölçümleri ise; preoperatif 36.6-38.6°C (or­

talama 37.6°C), postope-ratif erken dönemde 36.7-38.2°C (ortalama 37.5°C), postoperatif 1. gün 37.4-38.1 °C (ortalama 37.7°C) arasında de­

ğişmektedir (Tablo 1).

TARTIŞMA

Laparoskopik kolesistektominin hastanede kal­

ma süresinde kısalık, ameliyat sonrası az ağrı hissedilmesi ve ağrı için gerekli analjezik mik­

tarının azlığı, ameliyat sonrası normal aktivi­

teye ve işe dönme süresinin kısalığı ve koz­

metik yönünden açık kolesistektomiye göre avantajları vardır 03,16,20>. Bizim çalışmamızda da literatüre uygun olarak hastanede kalma sü­

resi ortalama 2.2 günle açık kolesistektomilere göre kısadır (p<0.06).

Buna karşılık ortalama ameliyat süresi ise la­

paroskopik kolesistektomilerde 132 dakika ola­

rak bulunmuştur kj, bu da açık kolesistektomi­

lerden daha uzun bir süredlı (p<0.05). Genel olarak laparoskopik kolesistektornilerde ortala­

ma ameliyat süresi 90 dakika olarak bildiril­

mektedir (1,lS)_ Burada ameliyat deneyiminin ve

farklı cerrahlar tarafından ameliyatlann yapıl­

masının etkisi olabilir. Ameliyat süresince kan kaybı laparoskopik kolesistektomilerde açık ko­

lesistektomilere göre anlamlı olarak az olmak­

tadır (p<0.05). Burada diğer çalışmalarla uy­

gunluk bulunmaktadır 07,2U. Kan kaybmın mi­

nimal olması doku travmasının ve ameliyat in­

sizyonunun daha küçük olduğunu açıklayabi­

lecek bir parametre olarak da düşünülebilir.

Vücut ısısının artması travmaya cevapta fiz­

yolojik parametrelerden biridir <2,7). Ancak bi­

zim ameliyat öncesi ve sonrası dönemlerde rek­

tal ısı ölçümlerinde her iki grup arasında an­

l�ı bir fark yoktu (p>0.05, Tablo 1). Litera­

türde de buna benzer sonuçlar bildirilmektedir

(17,21)

Travmada ve-kritik hastalıklarda hlpermetabo­

lizma, iskelet kas yıkınunda artış ve glukoz in­

toleransı ile insülin rezistansı spesifik değişik­

liklerdir. Eğer bu metabolik değişikliklere bağlı olarak protein kaybı ve nitrojen kaybı uzar ve artarak devam ederse organ yetmezliği ve ölümle sonuçlanabilir. Travmada ilk saatlerde kortizol, glukagon ve epinefrin daima yüksel­

me gösterir. Bu hormonların doku metaboliz­

ması ve metabolik değişiklikler üzerinde bazı etkHeri vardtr. Epinefrin aminoasjtlerin kaslar tarafından tutulumunu artırırken, kortizol kas­

ların erimesini arttırmaktadır. Kan şekeri üze­

rine korti.zol ve epinefrinfa aynı yönde artırıcı etkileri vardır.

Sonuçta travmada metabolizmada artış, glukoz intoleransı, sodyum retansjyonu, insüline r_e­

sistans hali, negatif nitrojen dengesi, protein yı­

kımında artış, intraseUüler glutarnin konsant­

rasyonunda artış olmaktadır <2,7). İnsülin majör anabolizan bir hormondur, protein serbestleş­

mesini azaltırken aminoasitlerin kaslar tarafın­

dan tutulumunu ise artırır. Ancak travmanın erken dönemlerinde insülin salırumı baskılan­

mış durumdadır. Bu nedenle ve antiinsüliner hormonların etkIBi ile kan şekeri yüksek bu­

lunmaktadır <2

>.

Bizim çalışmamızda açık ko­

lesistektomi ile laparoskopik kolesistektomi arasında preoperatif ve postoperatif kan şekeri değerleri açısından anlamlı bir fark yoktur

(5)

End.-Lap. ve Minimal İııvnziv Cerralıi 1995; 2:36-42

Tablo 3. Açık kolesistektomi yapılan olgularda kan şekeri, ACTH, kortizol, P endorfin değerleri (X±SX).

Gün Kan Şekeri ACTH Kortizol Endorfin

Preop 10.5.40± 14.74 34.69±9.13 18.11±1.89 70.35±15.86

Postop erken 174.85±16.13 120.64±19.19 25.10±3.36 92.65±20.71

Postop ı. gün 129 .82±9. 96 24.85±4.15 17.06±2.08 103.44±25.59

Tablo 4. Laparoskopik kolesistektomi yapllan olgularda kan şekeri, ACTH, Kortizol, P endorfin değerleri (X±SX).

Gün Kan Şekeri ACTH Kortizol Endorfin

Preop 97.21±4.62 19.24±1.64 18.28±2.23 115.14± 16.67

Postop erken 159.13±10.48 101.62±11.92 29.59±5.07 138.09±16.99

Postop 1. gün 109.52±7.41 27.63±4.87 13.31±1.71 100.06±16.30

(p>0.05). Ancak preoperatif ve postoperatif de­

ğerler karşılaştırıldığında açık kolesistekto­

milerde laparoskopik kolesistektomilere göre kan şekeri değerlerinin yüksek bulunduğu gö­

rülmektedir. Aynı durum kan ACTH ve kor­

tizol değerleri içinde söz konusudur. Buradan da laparoskopik kolesistektom.ide doku ha­

sarının az olduğu ve organizmanın travma şid­

detine daha az maruz kaldığı antiinsüliner hor­

mon ve stres hormon değerlerindeki bu farklı­

lıklardan anlaşılmaktadır. Yani laparoskopik kolesistektom.ide doku hasarının az olabileceği kanaati ortaya çıkmaktadır. Kan endorfin de­

ğerleri ise birçok parametrelerin etkisi altında­

dır. Bunlar anestezi türü, iltihabi olaylar, ol­

gunun önceden kullandığı ilaçlar olarak sa­

yılabilir <9>.

Bizim çalışmamızda laparoskopik kolesistek­

tomi uygulanan olgularda açık kolesistektom.i uygulanan olgulara göre ame)jyat öncesi 13 en­

dorfin değerleri daha yüksek bulunmuştur. Bu­

rada açık kolesistektomi uygulanan olgu gru­

bunda ilave sistem hastalığının fazla olmasının, akut kolesistit sayısının çok olmasının ve bun­

larda antispazmodik ve a11aljezik tedavinin rolü olabilir (Tablo 2). Ancak her iki grupta da pos­

toperatif dönemlerde kan 13 endorfin düzeyleri artmaktadır. Burada travmaya cevapta ön hi­

pofizden endorfin salınımının artamasının, anesteziye bağlı olarak salınımın daha da art­

masııun rolü olabilir. Laparoskopik kolesistek­

tomide açık kolesistektom.iye göre 13 endorfin seviyesi anlamlı olmasa da yüksek bu-

lunmuştur. Bu yükseklik postoperatif dönemde de devam etmektedir. Laparoskopik kolesistek­

tomide 13 endorfin değerindeki yükseklik farkı açık kolesistektomiye göre analjezik gereksini­

minin daha az olduğunu açıklamada yardımcı olabilir. Kan 13 endorfin değerleri açısından her iki grup arasında anlamlı bir fark olmamasma karşın (p>0.05), ağrı yönünden karşılaştırma yapıldığında uygulanan analjeziye rağmen açık kolesistektomilerde daha çok olgu ağrı duy­

maktadır. Ayrıca analjezik ihtiyacı laparosko­

pik kolesistektomide ortalama 1.4 gün ve gün­

lük ortalcıma vücut ağırlığı başına 52.S mg/kg/

gün dipiridon ile analjezi sağlanabilmiştir. Bu açıdan açık kolesistektomi ile aralarında an­

lamlı fark vardır (p<0.05, Tablo 7).

Yapılan çalışmalarda da açık kolesistektomi sonrası analjezi için narkotik gerekirken la­

paroskopik kolesistektomilerde asetaminofen ile ağrı hissedilmediği bildirilmekte, ancak bu­

nun açıklaması yapılamamaktadır n9>_ Yine bir çalışmada açık kolesistektom.i ile laparoskopik kolesistektomi arasında lineer ağrı skalamasın­

da anlamlı olarak fark bulw1muştur ve ame­

liyat sonrası 24 saatte laparoskopik kolesistek­

tomide beHrgin olarak az dozda morfine ihtiyaç duyulmuştur. Yine bu çalışmada her iki grup kolesistektom.ide postoperatif 10 ve 30. gün­

lerde analjezik ve lineer ağrı skorlaması açı­

sından aralarında anlamlı bir fark bulunma­

mışhr 00

>.

Ayrıca kan 13 endorfin değerlerinde laparoskopik kolesistektomide preoperatif dö­

neme göre postoperatif dönemde düşme gö-

(6)

N. AkıJiirek ve ark. Laparoskopik ve açık kolesistektoıni sonrası metabolik ve endokrin değişiklikler

Tablo 5. Açı.k ve laparoskopik kolesistektomilerde preoperatü ve postoperatif kan şekeri, ACTH, Kortizol ve b endorfin de­

ğerlerinin karşılaştırılması (1)

Preop (t) p Postop-erken (1) p Postop 1. gün (1) p

Kan şekeri 0.57 >0.05 0.84 >0.05 1.67 >0.05

ACTH 1.82 >0.05 0.88 >0.05 0.42 >0.05

Kortizol 0.06 >0.05 0.72 >0.05 1.39 >0.05

Endorfin 1.90 >0.05 1.71 >0.05 1.30 >0.05

Tablo 6. Açık ve laparoskopik kolesistektomilerde ağn değerlendirilmesi ve analjezik ihtiyacı.

Açık kolesistektomi (n) Laparoskopik kolesistektorni (n) p Az ağnduyan

Hareketle ağrı duyan

Analjeziye rağmen ağrı duyanlar 4

16

5 14

1

<0.05

<0.05

<0.05

Tablo 7. Açık ve laparoskopik kolesistektomilerde postoperatif analjezik uygulama süresi

Ameliyat Ort. gün Günlük doz En az En çok Ortalama

Açık kolesistektomi Laparoskopik kolesistektomi

2.8

1.4

rülürken açık kolesistektomide preoperatif dö­

neme göre postoperatif dönemde yüselme de­

vam etmektedir (Tablo 3, 4). Sonuç organizma­

nın homeostasis temininde laparoskopik ko­

lesistektomide daha avantajlı olduğunu dü­

şündürmektedir.

Ameliyat travmasında metabolik ve endokrin değişiklikler en çok postoperatif erken dönem­

de ve özellikle ilk 4 saatte görülüp 24-48 saat içinde düşme olmaktadır <2,3,4,12,13>. Nitekim bizim çalışmamızda da ameliyat sonrası erken dönemde rnetabolik ve endokrin değişikliklerle ilgili parametrelerde artış görülmekte ve bu ertma postoperatif 1. günde düşmektedir (Tab­

lo 3, 4, 5).

Anestezi tipi ile travmada endokrin cevap ara­

sında ilişki vardır. Mesela yüksek doz fentanil anestezisi ile stres hormon blokajı sağlanabil­

diği, buna karşın diazepamsız nitröz oksit­

fentanil kombinasyonunun optimal hormona) değişikliklere neden olduğu ileri sürülmekte­

dir. Ayrıca yine epidural anestezi yöntemleri ile sempatik blokajla stres hormon blokajının sağ-

6000 mg

4000mg 60 mg/kg

45 mg/kg 90 mg/kg 75 mg/kg 60 mg/kg 52.5 mg/kg

!anabildiği ve cerrahi uygulamada uygun bir yöntem olarak yerini alabileceği bildirilmekte­

dir C6>. Yine bir çalışmada da alçak doz fentanil anestezisinde yüksek doza göre ya da halothan anestezisine göre akut faz reaktan üretiminin anlamlı olarak az olduğu tespit edilmiştir <18>.

Biz de çalışmamızda olgu gruplarımızın etki­

lenmemesi için aynı tür anestezi tekniğini uy­

guladık. Ancak anestezi türü ile çalışma sonuç­

larımız arasında bir ilişki kurmayı hedefleme­

dik. Bu konuda ileri çalışmalar yapılabileceğini düşünüyoruz.

Laparoskopik cerrahi günümüzde genel kabüJ görmüştür ve cerrahide kalıcı, önemli bir yeri olduğu kesindir. Laparoskopik cerrahide trav­

maya cevap kriterlerinden olan C reaktif pro­

tein ve interleukin-6 ilk 6-12 saatte maksimum artış göstermekte, sonraki 24-48 saatte normal değerlere inmektedir <7,12,13,14>. Yine yapılan bir çalışmada normal değerlere dönüş laparosko­

pik kolesistektomide 24 saat içinde olurken açık kolesistektomilerde 48 saate kadar uzamaktadır C7,12>. Yani organizmanın sitokinler açısından değerlendirildiğinde laparoskopik kolesistekto-

(7)

mide açık kolesistektomiye göre cevabı hem miktar açısından daha az, hem de süre açı­

sından daha kısadır. Bizim çalışmamızda da bu değerlerin erken dönemde normal değerlere düşmesi laparoskopik kolesistektomilerde daha belirgindir.

Sonuç olarak laparoskopik kolesistektomide si­

tokinler açısından travmaya cevap daha ılımlı olmaktadır ve organizmanın homeostasisi daha kısa sürede temin edilmektedir. Laparoskopik kolesistektomilerde � endorfin düzeyi açısın­

dan bir oranh kurulamasa da subjektif bir pa­

rametre olan ağrı değerlendirmesinde ve anal­

jezik ihtiyacında anlamlı bir fark vardır.

KAYNAKLAR

1. Bailey RW, Zucker KA, Flowers JL,.Scovill WA, Graham SM, Imbembo AL Laparoscopic cho­

lecystectomy: experience with 375 consecutive pa­

tients. Ann Surg 1991; 214:531-41.

2. Bessey PQ, Lowe KA. Early hormona! changes aJ­

fect the catabolic response ıo trauma. Ann Surg 1993;

218:476-91.

3. Cruickshank AM, Fraser WO, Burns HJG, Van Damme J, Shenkin A. Response of serum in­

terleukin-6 in patients undergoing elective surgery of varying severity. Clin Science 1990; 79:161-65.

4. Erte! W, Faist E, Nestle C, Hueltner L, Storck M, Schildberg FW. Kinetics of interleukin-2 and in­

terleukin-6 synthesis follojing major mechancal tra­

uma. J Surg Res 1990; 48:622-28.

5. Furui T, Satoh K, Asona Y. Increase of � en­

dorphin levels in cerebrospinals fluid but not in plas­

ma in patients with cerebrospinal infarction. J Ne­

urosurg 1984; 61:478-751.

6. Giesecke K, Hamberger B, Jarnberg PO, Kling­

stedt C, Persson B. High-and low-dose fentanyl ana­

esthesia: Hormona! and metabolic responses during cholecystectomy. Br J Anaesth 1988; 61:575-82.

7. Joris J, <:;lgarini 1, Legrand M, Jacquet N, De Gro­

ote O, Franchimont P, Lamy M. Metabolic and res­

piratory changes after cholecystectomy performed via laparotomy or laparoscopy. Br J Anaesth 1992;

AJındığı tarih: 18 Mayıs 1994

Yazışma adresi: Dr. Nusret Akyürck, Erciyes Üniv. Tıp Fa­

kültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, 38039-Kayseri

Eııd.-1.ııp. ve Miııimnl lııvaziv Cerrnlıi 1995; 2:36-42

69:341-45.

8. Kreiger OT, Liotta AL. 1-luman plasma im­

münreactive � lipoprotein: correlation with basa!

and stimulated plasma ACTH concentrations. Life Scill 1977; 11:1771-78.

9. Levy EM, Mcintosh T, Black PH. Elevation of cir­

culating � endorphin levels with .concomitant dep­

ression of immune parameters after traumatic injury.

J Trauma 1986; 26:246-49.

10. McMahon AJ, Baxter JN, Anderson JR, Ramsay G, Galloway O, Russell IT, O'Dwyer PJ. As­

sessment of pain after laparoscopic cholecystectomy and minicholecystectomy. Br J Surg 1992; 79:1224.

11. McMahon AJ, Baxter JN, Kenny G, O'Owyer PJ.

Ventilatory and blood gas changes during la­

paroscopic and open cholecystectomy. Br J Surg 1993; 80:1252-54.

12. McMahon AJ, O'Dwyer PJ. Comparison of me­

tabolic responses to laparoscopic and mi­

nilaparotomy cholecystectomy. Br J Surg 1993;

80:1255-58.

13. Mealy K, Gallagher H, Barry M, Lennon F, Tray­

nor O, Hyland J. Physiological and metabolic res­

ponses to open and laparoscopic cholecystectomy. Br J Surg 1992; 79:1061-64.

14. Murata A, Ogawa M, Yasuda T, Nishijima J, Oka Y, Ohmachi Y, Hiraok N, Ninobu T, Uda K, Mori T.

Serum interleukin-6, C-reactive protein and PSTI as acute phase reactants after major thoraco-abdonılnal surgery. lmmunol Invest 1990; 19:271-78.

15. Paulino-Netto A. A review of 391 selected open cholecystectomies for comparison with laparoscopic cholE>cystectomy. Am J Surg 1993; 166:71-73.

16.Perissat J. Laparoscopic cholecysectomy: The Eu­

ropean Experience. The Am J Surg 1993; 165:444-49.

17.Roumen RMH, VanMeurs PA, Kuypers HHC, Kraak WAG, Sauerwein RW. Serum interleukin-6 and C-reactive protein responses in patients afler la­

paroscopic or conventional cholecystectomy. Eur J Surg 1992; 158-541,44.

18. Simpson PJ, Radford SG, Lockyer JA. The inf­

luence of anaesthesia on the acute phase protein res­

ponse to surgery. Anaesth 1987; 42:690-96.

19. Soper NJ, Barteau JA, Oayman RV, Ashley SW, Ounnegan DL Comparison of early postoperative results for laparoscopic versus standard open cho­

lecystectomy. Surg Gynecol Obstet 1992; 174:114-118.

20. The Southern Surgeons Club. A prospective analysis of 1518 laparoscopic cholecystectomies. N Engl J Med 1991; 16:1073-78.

21. Tompkins RK. Commentary: Laparoscopic cho­

lecystectomy: threat or opportunity. Arch Surg 1990;

125: 1245-47.

Referanslar

Benzer Belgeler

lann postoperatif hastanede kalış sürelerinin daha kısa olduğu, analjezi açısından daha az narkotik kullanımına ihtiyaç duydukları, oral beslenmeye daha çabuk

Sonuç olarak, LK'nin semptomati.k safra kesesi taşı bulunan olgularda hastanede yatış ve işe başlama süresini kısaltması, postoperatif komp­. likasyonları azaltması

Gebelikte en sık yapılan cerrahi girişim, akut apandjsit nedeniyle yapılan apendektomidir. sıklıkla kolesistektomi yapılmaktadır Cl, 2 &gt;. Genelde kabul edilen

zanması için geçmesi gereken süre 3-6 hafta olarak bildirilirken; laparoskopik ko­.. lesistektomi için hastanede kalma süresi

Akut kolesistitli vakalarda açığa dönme oranının ve komplikasyon riskinin daha yüksek olduğu akılda tutularak daha dik·. katli ve tedbirli

akut kolesistit olduğu için, diğer iki hastaya da safra kesesi yatağından kanama endişe olduğu için dren konuldu.. Çalışmaya alınan hastalarda yaş, cins, ek hastalık,

fiiflli Etfal Hastanesi T›p Bülteni, Cilt: 44, Say›: 1, 2010 / The Medical Bulletin of fiiflli Etfal Hospital, Volume: 44, Number 1, 2010 3 Resim 2: Esnek port bat›na giriliyor,

likasyon oranı olm.asına karşın, risk faktör- leri (Plastrone kese, ampiyemli kese, eski ameliyatlara bağlı yapışıklıkhr, anormalla- boratuar bulguları, yandaş