• Sonuç bulunamadı

İkinci Meşrutiyetten Harf İnkılâbına kadar süreli yayınlarda yeralan eğitim görüşleri ve cumhuriyet eğitimine yansımaları (1908 - 1928)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İkinci Meşrutiyetten Harf İnkılâbına kadar süreli yayınlarda yeralan eğitim görüşleri ve cumhuriyet eğitimine yansımaları (1908 - 1928)"

Copied!
618
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İKİNCİ MEŞRUTİYETTEN HARF İNKILÂBINA KADAR SÜRELİ YAYINLARDA YERALAN EĞİTİM GÖRÜŞLERİ VE CUMHURİYET

EĞİTİMİNE YANSIMALARI (1908 - 1928)

SAVAŞ KARAGÖZ

DOKTORA TEZİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(2)

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ...(….) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Savaş

Soyadı : Karagöz

Bölümü : Eğitim Programları ve Öğretimi

İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : İkinci Meşrutiyetten Harf İnkılâbına Kadar Süreli Yayınlarda

Yeralan Eğitim Görüşleri ve Cumhuriyet Eğitimine Yansımaları (1908 - 1928)

İngilizce Adı : Educational Views on Periodicals Starting With The Second Constitutionalist Period to Alphabet Reform And Their Reflection To Republic Education (1908-1928)

(3)

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Savaş KARAGÖZ İmza: ………..

(4)
(5)
(6)
(7)

TEŞEKKÜR

İkinci Meşrutiyetten Harf inkılâbına kadar olan dönemde sosyal, siyasal alanda olduğu gibi kültür ve eğitim alanında da büyük değişim ve gelişmeler yaşanmıştır. II. Meşrutiyet ile harf inkilabı arasını kapsayan dönem, eğitimle ilgili her alanda yazıların yazıldığı görüş ve önerilerin sunulduğu ve Türk Eğitim düşüncesine büyük bir katkı sağladığı devre olmuştur. 1908-1928 yılları arası eğitimle ilgili görüş ve öneriler ağırlıklı olarak süreli yayınlarda yer almıştır. Harf inkilabı öncesi süreli yayınların Osmanlıca olması o döneme ait eğitimle ilgili düşüncelerin günümüze aktarımını geçiktirmiştir. Bu çalışma vasıtasıyla o dönemde yayınlanan Tedrisat-ı İptidaiye Mecmuası (Tedrisat Mecmuası), Muallim Mecmuası, Muallimler Mecmuası, Maarif Vekâleti Mecmuası, Muallimler Birliği Mecmuası, Yeni Fikir dergilerinde yer alan eğitim konuları günümüz Türkçesine aktarılarılarak bu geçikmenin önüne geçilmiş olduğu düşünülmektedir.

İncelenen süreli yayınlarda, eğitimle ilgili konular, bu konularla ilgili görüş ve önerilerin sınıflaması yapılmış, dile getirilen bu görüşlerin Cumhuriyet dönemi eğitime yansımasının nasıl olduğu üzerinde durulmuştur.

Bu çalışma 4 bölümden oluşmaktadır. 1. Bölümde tezin giriş kısmına ve kavramsal çerçeveye, 2. Bölümde tezin yöntem kısmına yer verilmiştir. 3. Bölümde 1908- 1928 yılları arasında yayımlanan eğitim ile ilgili dergiler analiz edilerek, eğitimle ilgili konular belirlenmiş, bu konular incelenerek, Cumhuriyet dönemi eğitimine yansıması değerlendirilmiştir. 4. Bölümde ise sonuç ve öneriler sunulmuştur.

Bu çalışmanın önemini ve gereğini engin tecrüberiyle bana benimseten ve böyle bir çalışmanın ortaya çıkmasında değerli zamanlarını benden esirgemeyen saygıdeğer danışmanım, sayın hocam Prof. Dr.Tayyip DUMAN’a, değerli yardımlarından dolayı Prof. Dr. Yücel GELİŞLİ’ye, Prof. Dr İsmail GÜVEN’e, Türk eğitim tarihi alanında sürekli olarak kendilerinden feyz aldığım Prof. Dr. Ülker AKKUTAY’a, Prof. Dr. Ersoy TAŞDEMİRCİ’ye, Prof. Dr. Mustafa Ergün’e ve Doç. Dr. Mustafa ŞANAL’a, değerli aile büyüklerim Halil-Fatma ve Ahmet- Necla KARAGÖZ’e, Kayseri Rehberlik ve Araştırma Merkezi personeline, tüm çalışmalarım boyunca benden desteğini esirgemeyen sevgili eşim Işıl’a, tüm yorgunluklarımın ilacı olan kızlarım Nisa ve Sena’ya tüm içtenliğimle teşekkür ederim.

(8)
(9)

İKİNCİ MEŞRUTİYETTEN HARF İNKILÂBINA KADAR SÜRELİ YAYINLARDA YERALAN EĞİTİM GÖRÜŞLERİ VE CUMHURİYET

EĞİTİMİNE YANSIMALARI (1908-1928) (Doktora Tezi)

KARAGÖZ, Savaş GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Haziran 2014

ÖZ

Bu çalışmanın amacı 1908-1928 yılları arası süreli yayınlarda yer alan başlıca eğitim konularının belirlenerek, bu konulara ilişkin görüş ve önerilerin incelenmesi ve Cumhuriyet dönemi eğitimine yansımasının değerlendirilmesidir

Bu araştırmada 1908-1928 yılları arası eğitim alanında yayın faaliyetlerini sürdüren Tedrisat-ı İptidaiye Mecmuası (Tedrisat Mecmuası), Muallim Mecmuası, Muallimler Mecmuası, Maarif Vekâleti Mecmuası, Muallimler Birliği Mecmuası ve Yeni Fikir dergilerinde yer alan eğitim konuları bu konularla ilgili görüş ve öneriler belirlenmiş, daha sonra bu görüş ve önerilerin Cumhuriyet dönemi eğitime yansıması üzerinde durulmuştur. Bu nedenle geçmişe yönelik olarak yapılan bu araştırmanın verilerini toplamak için tarama modeli kullanılmıştır.

Araştırmanın verileri belge tarama yoluyla toplanmıştır. Var olan kayıt ve belgeleri inceleyerek veri toplama anlamına gelen belge tarama; belli bir amaca dönük olarak kaynakları bulma, okuma, not alma ve değerlendirme işlemlerini kapsamıştır.

İncelenen dergilerde ele alınan eğitim konuları, milli terbiye, derslerin işlenişi, çocuk eğitimi, okullarımız, öğretmen yetiştirme, darülfünun, okuma yazma ve dil öğretimi, eğitim programları, özel eğitim, psikolojik danışma ve rehberlik, halk eğitimi, kadın eğitimi, mesleki eğitim başlıkları altında incelenerek değerlendirilmiştir.

İncelenen dönem içinde okullarımızda milli terbiyeye gerekli önemin verilmediği, okuma ve yazma konusunda güçlükler çekildiği, milli dilin önemine vurgu yapılarak, mutlaka konuşma ve yazı dilinde Türkçenin kullanılması gerektiği üzerinde durulmuş, elişleri, resim, müzik, beden eğitimi gibi derslere önem verilmesi gerektiği ısrarla dile getirilmiştir. Çağdaş ve ileri bir toplum olabilmek için halk eğitimine önem verilmesi gerektiği belirtilerek, bu konuda özellikle İskandinav ülkelerinden yararlanılması tavsiye edilmiştir. Klasik ezberci zihniyetin yerine yaparak yaşayarak öğrenmeyi temele alan yeni tip mektep sistemlerinin o günün pedagojik anlayışına daha uygun olduğu düşünülmüş ve okulların eğitim programlarının bu düşünce çerçevesi içinde yenilenmesinin önemli olduğu dile getirilmiştir. Cumhuriyet döneminde batıdaki mesleki ve teknik aynı zamanda sanat eğitimi konusunda yabancı ülkelerden uzmanlar davet edilmiş fikirlerine başvurulmuştur.

(10)

İncelenen süreli yayınlarda dile getirilen konularla ilgili fikir ve önerilerin Cumhuriyet dönemi eğitime yansıması olarak, kadın eğitimi, halk eğitimi, mesleki eğitim, mecburi eğitim, öğretmen yetiştirme, eğitim programlarının düzenlenmesi, lise ders programlarının yenilenmesi olarak karşımıza çıkmış, ilköğretimin eğitim programları değişmiştir. İş eğitimi, sanat eğitimi ve meslek eğitimi ile ilgili yabancı uzmanların fikirlerinden yararlanma yoluna gidilmiştir.

Bilim Kodu :

Anahtar Kelimeler : Talim ve Terbiye, Eğitim Görüşleri, Süreli Yayın, II. Meşrutiyet Dönemi, Cumhuriyet Eğitimi

Sayfa Adedi : 620

(11)

EDUCATIONAL VIEWS ON PERIODICALS STARTING WITH THE SECOND CONSTITUTIONALIST PERIOD TO ALPHABET REFORM AND THEIR

REFLECTION TO REPUBLIC EDUCATION (1908-1928) (Ph. D)

Savaş Karagöz GAZİ UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES July 2014

The present study aimed to specify the basic education subjects partaking in the periodicals between 1908 and 1928, to investigate views and suggestions related to those subjects and to evaluate their reflections on the education of Republic period.

In the present study, the education subjects and opinions and suggestions related to these subjects that took part in the magazines between 1908 and 1928; namely, Tedrisat-ı İptidaiye Magazine (Tedrisat Magazine), Muallim Magazine, Muallimler Magazine, Maarif Vekaleti Magazine, Muallimler Birliği Magazine, Yeni Fikir were determined and the reflection of these opinions and suggestions on the education of Republic period was emphasized. For this reason, screening method was used in order to collect the retrospective data of the current study.

The data of the current study was collected via document review. Document review which means collecting data by investigating existing records and documents included finding related resources, reading, note taking and evaluation processes. Periodicals were inspected and a translation from Ottoman Turkish into Turkish was made.

The education subjects in the inspected periodicals were investigated under the same heading as follows National nurture, teaching of lessons, children education, our schools, teacher training, Ottoman University, literacy, language teaching, education programs, special education, psychological counseling and guidance, public education, women education, and vocational education and then evaluated.

The findings showed that the necessary national nurture wasn’t given at schools in the inspected period, having difficulties in literacy, the importance of national language and using Turkish in both spoken and written language were emphasized and giving importance to the courses like handcrafts, art, music, and physical education was stated. It was suggested that in order to be a modern and contemporary community, the public education should be given importance and Western countries especially Scandinavian countries should be benefited. It was thought that the new education system based on learning with doing and experiencing is more appropriate to the pedagogical understanding of that era instead of classical learning based on memorizing. Thus, it is important to change the curriculums according to this new approach. In the Republic period, experts from foreign countries were invited and their opinions about vocational, technical issues and arts education were asked. The reflection of opinions and suggestions in the

(12)

public education, vocational education, compulsory education, training teachers, the regulation of the education programs, and the renewing of high school lesson programs. Thus, education programs were changed in primary schools. Foreign expert views were taken for job training, art training and vocational education in order to improve the teachers’ teaching skills. Suggestions was made for the problems of 1908-1928 which still exist such as foreign language teaching, national nurture training, and qualification problems of teachers. Suggestions were given in order to solve these problems.

Science Code :

Key Words : Instruction and Education, Educational Views, Periodicals, Second Constitutionalist Period, Republic Education

Page Number : 620

(13)

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ... ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... iii

TEŞEKKÜR ... vii

ÖZ ... vi

İÇİNDEKİLER ... x

TABLOLAR LİSTESİ ... xiii

KISALTMALAR LİSTESİ ... xiv

BÖLÜM 1 ... 1 1.GİRİŞ ... 1 1.1. Problem Durumu ... 1 1.2. Amaç ... 4 1.3. Önem ... 5 1.4. Varsayımlar ... 6 1.5. Sınırlılıklar ... 6 1.2.KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 7 2.YÖNTEM ... 21 2.1. Araştırmanın Modeli ... 21

2.2.Çalışma Evreni ve Örneklemi ... 21

2.3.Veri Toplama Aracı ... 34

2.4. Verilerin Analizi ... 35

BÖLÜM 3 ... 38

BULGULAR VE YORUM ... 38

3.1. 1908-1928 YILLARI ARASI YAYINLANAN SÜRELİ EĞİTİM DERGİLERİNDE ELE ALINAN BAŞLICA EĞİTİM KONULARI ... 38

3.2. MİLLİ TERBİYE ile İLGİLİ GÖRÜŞLER ... 42

3.2.1. Ziya Gökalp’in Milli Terbiye ile İlgili Görüşleri ... 43

3.2.2. Sâtı Bey’in Milli Terbiye ile İlgili Görüşleri ... 47

3.2.3. Ethem Nejat’ ın Milli Terbiye ile İlgili Görüşleri ... 49

3.2.4. İsmail Hakkı Bey’in Milli Terbiye ile İlgili Görüşleri ... 51

3.2.5. Zeki Mesut (Alsan) Bey’in Milli Terbiye ile İlgili Görüşleri ... 52

3.2.6. Sadrettin Celal Antel’in Milli Terbiye ile İlgili Görüşleri ... 56

3.2.7. Necmettin Sadak’ın Milli Terbiye ile İlgili Görüşleri ... 58

3.2.9. Ali Haydar Taner’in Milli Terbiye ile İlgili Görüşleri ... 63

3.3. MEKTEPLERİMİZ ve YENİ MEKTEP ANLAYIŞI ile İLGİLİ GÖRÜŞLER .. 69

3.3.1.Mekteplerimiz ile İlgili Görüşler ... 70

3.3.2. Yeni Mektep, Tecrübe Mektepleri, Yeni Hayat Mektepleri, Emek Mektebi ve Sanatoryum- Açık Hava Mektepleri ile ilgili Görüşler ... 114

3.3.3. Mekteplerimizin Yeni Teşkilatı Hakkındaki Görüşler ... 146

3.3.4. Okullarda Disiplin Anlayışına İlişkin Görüşler ... 155

3.3.5. Avrupa’ya Öğrenci Gönderilmesi ile İlgili Görüşler ... 159

3.4. DARÜLFÜNUN ile İLGİLİ GÖRÜŞLER ... 161

3.5. ÖĞRETMEN YETİŞTİRME ile İLGİLİ GÖRÜŞLER ... 172 3.5.1. Darülmuallimin (Erkek Öğretmen Okulu) ve Darülmuallimatla(Kız Öğretmen

(14)

3.5.2. Darülmuallimat (Kız Öğretmen Okulu) ile İlgili Görüşler ... 191

3.5.6. Tatbikat Mektebi İle İlgili Görüşler ... 198

3.6. EĞİTİM PROGRAMLARI ile İLGİLİ GÖRÜŞLER ... 205

3.6.1.Öğretimde Plan ve Programa İlişkin Görüşler ... 205

3.6.2. Öğretimde Programa Değerlendirmeye İlişkin Görüşler ... 222

3.6.2.1. Lise Müfredat Programlarının Değerlendirilmesi ... 222

3.6.2.2. Kimya Ders Programının Değerlendirilmesi ... 224

3.6.2.3. Tarih Ders Programının Değerlendirilmesi ... 224

3.6.2.4. Riyaziye Programının Değerlendirilmesi ... 226

3.6.2.5. Kimya Ders Programının Değerlendirilmesi ... 227

3.6.2.6. Malumatı Vataniye Programının değerlendirilmesi ... 228

3.6.2.7. Felsefe ve İçtimaiyat Programının değerlendirilmesi ... 228

3.6.2.8. Türkçe Edebiyat Programlarının değerlendirilmesi ... 230

3.6.2.9. Tabiat Programlarının Değerlendirilmesi ... 231

3.6.2.10. Elişi ders programının değerlendirilmesi ... 232

3.6.2.11. Mektep Müsamerelerinin değerlendirilmesi ... 236

3.7. DERSLERİN İŞLENİŞİ ve USULÜ TEDRİS ile İLGİLİ GÖRÜŞLER ... 239

3.7.1. Öğretim İlke ve Yöntemleri (Usulü Tedris) ile İlgili Görüşleri ... 239

3.7.2. Derslerin İşlenişi ve Usulu Tedris ile İlgili Görüşler ... 247

3.7.2.1. Resim Dersinin İşlenişi ve Usulu Tedris ile İlgili Görüşler ... 247

3.7.2.2. El İşleri Dersinin İşlenişi ve Usulu Tedris ile İlgili Görüşler ... 251

3.7.2.3. Tarih Tedrisatı ve Usulu Tedrisi ile İlgili Görüşler ... 254

3.7.2.4. Kıraat Tedrisatı ve Usulu Tedrisi ile İlgili Görüşler ... 256

3.7.2.5. Terbiye-i Bedeniye ve Jimnastik Tedrisatı ve Usulu Tedrisi ile İlgili Görüşler ………258

3.7.2.6.Malumatı Medeniye ve Vataniye Tedrisatı ve Usulu Tedrisİ ile İlgili Görüşler ... 263

3.7.2.7.İlmi Tabiiye, Tabiat Tetkiki, Eşya Tedrisatı ve Usulü Tedrisİ ile İlgili Görüşler . 264 3.7.2.8. Riyaziyat(Matematik), Hendese ve Hikmet (Fizik) Tedrisatı ve Usulu Tedrisleri ile İlgili Görüşler ... 269

3.7.2.9. Musiki Tedrisatı ve Usulu Tedrisi ile İlgili Görüşler ... 271

3.7.2.10. Felsefe Tedrisatı ve Usulü Tedrisi ile İlgili Görüşler ... 274

3.7.2.11. Hıfzıssıhha Tedrisatı ile İlgili düşünceler ... 276

3.7.2.12. Ziraat Tedrisatı ve Usulü Tedrisi ile İlgili Görüşler ... 276

3.7.2.13. Dini Terbiye - Dini Tahsil, Terbiye-i Ahlakiye Tedrisi ve Usulu Tedrisi ile İlgili Görüşler ... 278

3.8. OKUMA YAZMA VE LİSAN ÖĞRETİMİ ile İLGİLİ GÖRÜŞLER ... 284

3.8.1. Elifba Öğretimi ile İlgili Görüşler ... 285

3.8.2. Türkçe ile İlgili Görüşler ... 292

3.8.3. Yabancı Dil Öğretimi ile İlgili Görüşler ... 300

3.9. HALK EĞİTİMİ ile İLGİLİ GÖRÜŞLER ... 309

3.10. MESLEKİ EĞİTİM ile İLGİLİ GÖRÜŞLER ... 325

(15)

3.13. ÖZEL EĞİTİM ile İLGİLİ GÖRÜŞLER ... 406

3.14. PSİKOLOJİK DANIŞMAVE REHBERLİK ile İLGİLİ GÖRÜŞLER ... 432

3.14.1. Terbiyevi Testler (Psikolojik Testler) ... 454

3.14.2. Mesleki Rehberlik ... 461

3.15. 1908-1928 YILLARI ARASI EĞİTİM DERGİLERİNDE YER ALAN GÖRÜŞLERİN CUMHURİYET DÖNEMİ EĞİTİMİNE YANSIMASI ... 466

BÖLÜM 4 ... 487 SONUÇ ve ÖNERİLER ... 487 4.1. SONUÇLAR ... 487 4.2. ÖNERİLER ... 531 KAYNAKLAR ... 532 EKLER... 565 Ek 1. İncelenen Süreli Eğitim Dergilerde Ele Alınan Konular

Ek 2. Darülmuallimin Ve Darülmuallimat Nizamnamesi Ek 3. Dilsiz Sağır Mektepleri Nizamnamesi

Ek 4. Ecnebi Mektepler Hakkında Talimatname

Ek-5. 1927 Tarihli Halk Dershane Ve Konferansları Talimatnamesi

(16)

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa No Tablo 1: 1908-1928 Yılları Arasında Yayın Hayatında Bulunmuş

Olan Süreli Yayınlar………22

Tablo 2: Çalışmanın Örneklemini Oluşturan Dergiler Listesi………...………...23

Tablo 3. 1908-1928 Yılları Arası Yayınlanan Süreli Eğitim Dergilerinde Ele Alınan Başlıca Eğitim Konuları ve Sayıları………..39

Tablo 4: 1915 tarihinde İstanbul’da bulunan Ecnebi Mektepler………...…..97

Tablo 5. Darülmuallimin 1919 Yılı Mezunları………...……….. 178

Tablo 6: Darülmuallimin 1921 Yılı Mezunları ………...…...180

Tablo 7: 1923 Darülmuallimin Mezunları………...181

Tablo 8: Çocukların Uyku Vakitleri ve Uyku Saatleri- 1331(1915) ………..….400

Tablo 9: 1901 Yılında Kıtalara Göre Özel Eğitim Okul, Öğrenci Ve Öğretmen Sayıları……….….…416

(17)

KISALTMALAR LİSTESİ AGE :Adı Geçen Eser

AGL : Adı Geçen Layiha AGM : Adı Geçen Makale AGR : Adı Geçen Rapor BKNZ : Bakınız

MBM : Muallimler Birliği Mecmuası MVM : Maarif Vekâleti Mecmuası

MVTM : Maarif Vekaleti Tebliğler Mecmuası TİM : Tedrisat-ı İptidaiye Mecmuası TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi S : Sayı

s : Sayfa c. : Cilt

(18)

BÖLÜM 1

Bu bölümde araştırmanın problemi, amacı, önemi üzerinde durulmuş ve araştırmayla ilgili varsayım, sınırlılıklar ve tanımlara yer verilmiştir.

1.GİRİŞ 1.1. Problem Durumu

Çağdaş bir toplum olmaya karar veren Türkiye’de, İkinci Meşrutiyet Döneminden itibaren başta eğitim olmak üzere sosyal, siyasal ve ekonomik alanda yoğun çalışmaların başlatıldığı, bunun sonucunda önemli gelişmelerin yaşandığı görülmüştür. Türkiye’nin modern bir toplum olma yolundaki çabaların geçmişine bakıldığında temelinde özellikle eğitim çalışmalarının yer aldığı görülmektedir (Duman, 1991).

Eğitimle ilgili olan bu çalışmaların neler olduğunun ortaya çıkarılması ve geleceğe yönelik fikir vermesi açısından ilgili dönemlerin incelenmesi gerekir. Geçmiş yıllarda eğitimle ilgili yapılan çalışmaları ise eğitim tarihi vasıtasıyla öğrenilmektedir.

Eğitim tarihinde deneyim ve düşünce birikiminin önemli bir yeri vardır. Fakat eğitim tarihi alanına ilişkin yapılan değerlendirmelerde bu zengin birikimden yeterince yararlanılmadığı görülmektedir. Oysa eğitim politikasının oluşturulmasında rol oynayanların, uygulama boyutunda önemli görevler üstlenen öğretmenlerin ve aydınların bu birikimlerden yararlanması, geleceğe ilişkin dersler çıkarması gerekmektedir. Eğitimimizin istenilen seviyeye gelmesi ve bilgi toplumuna uygun niteliklere sahip bireylerin yetiştirilebilmesi için; eğitim tarihinin iyi bir şekilde değerlendirilmesi, geçmiş dönemden ders alınıp kararlılıkla uygulamaya sokulması gerekmektedir (Akyüz, 2004, Güçlü, 2011).

Türk eğitim tarihini bilmek, tarihi karşılaştırma yoluyla günümüzü daha iyi değerlendirme imkânı sağlar. Eğitim bilimlerini ve uygulamalarını anlamak için sadece günümüzü bilmek yetmez, tarihi derinliği de bilmemiz gerekir. Tarihsel geçmiş ve birikim bilinmeden yeni fikir ve uygulamalar geliştirmek zordur. Tarihi bilmeden geçmişten gelen gelişmenin

(19)

izlediği yolu ve gelişmenin yönünü de keşfedemeyiz. Tarih bilmeden tarihi kökleri olan bir toplum yaratamayız; çocuklar ve gençler özgüvenleri zayıf ve gelecek azimleri olmayan kişiler olurlar. Gerçek sadece şu anki durum değildir; onun tarihi kökleri ve gelecek boyutu da vardır; eğitim tarihi bilmek günün daha iyi sorgulanmasını ve geleceğin daha iyi değerlendirilmesini sağlar (Akyüz, 2008, Ergün, 2011).

Eğitim tarihi bir toplumun, bir ülkenin, bir kişi veya kurumun geçmişte kalmış ama gelecek kuşaklar için değerli olabilecek fikir, organizasyon ve uygulamalarıdır. Tarih, insanlığın ve insan topluluklarının ortak bilincidir. Nasıl fert insan geçmişini hatırlamayınca şimdiki zamanı bilinçli olarak değerlendiremiyor ve geleceği sağlıklı planlayamıyorsa; tarih bilincinden yoksun bir insanlık ve insan topluluğu da aynı vaziyette bulunuyor demektir. Bu nedenle her toplumun, kendi eğitim faaliyetlerinin geçmişini ve tecrübelerini doğru olarak bilmesi, bunlardan yararlanarak günümüzü daha sağlıklı değerlendirmesi ve geleceğe yönelik sağlam planlar yapması mümkün olabilecektir (Ergün, 2008).

Türk eğitim tarihi alanında araştırma yapmak, Türk eğitim tarihini öğrenmek öğretmenler, eğitimciler, öğretmen adayları ve eğitim politikasını belirleyenler için büyük önem taşımaktadır (Akyüz, 2010).

Eğitim tarihi çalışmaları bellekte birikenlerin kitlelere yeniden hatırlatılarak, yapılan ya da yapılması olası yanlışlardan dönmeyi hedefler. Eğitimin başlangıcı insanlık kadar eski olsa da bir bilim olarak gelişimi çok yenidir. Bunun yanında her toplum atalarından getirmiş olduğu birikimleri düzenli ve ayrıntılı olarak incelenmesinde yarar vardır (Güven, 2012). 20. yüzyılın ilk onbeş yılı bütün dünyada eğitim düşüncesinin hızla değiştiği, eski okulu ve eğitim sistemini yeren çağdaş eğitim akımlarının doğduğu bir dönemdir. İkinci Meşrutiyet döneminde, sistemsiz de olsa, bütün çağdaş düşünceler, Türkiye'ye aktarılmaya çalışılmıştır. Eğitim düşüncesi alanında gerek Batıdan gelen süreli yayınlar gerek Avrupa'ya giden öğrenci ve araştırmacıların eser ve makaleleri v.s. çağdaş pedagojiyi Türkiye'ye daha mükemmel denilebilecek bir biçimde yansıtmıştır. İkinci Meşrutiyet dönemi Türkiye tarihinde eğitim üzerine en çok yazının yazıldığı, eğitim sorunlarıyla en çok ilgilenilen ve deneyimler kazanılan bir dönem olmuştur (Ergün, 1996).

İkinci Meşrutiyet döneminin ülkeye getirdiği özgürlük ortamında her alanda olduğu gibi eğitim ve kültür alanında da ortaya çıkan yayın organları, eğitimin bilim olarak kabul edilmesinde, batı dünyasındaki önemli eğitimcilerin fikirlerinin, batıda uygulanan eğitim

(20)

sistemlerinin ve çağdaş eğitim akımlarının tanınmasında ve bu görüşler ışığında ülkenin eğitim sorunlarının tartışılarak çözümler aranmaya sağlanmasında önemli katkılar sağlamıştır. Bu dönem ülke ihtiyaçlarına uygun milli bir eğitim biçiminin arayış dönemi olmuş yeni bir nesil yetiştirme düşüncesini hayata geçirerek toplum yapısını değiştirecek, tüketici memurlar yerine üretimci, girişimci şahsiyetler yetiştirecek bir eğitim sistemi kurulmak istenmiştir (Duman ve Dilaver, 2011).

Tarih araştırmalarında özgün arşiv belgeleri yanında dergiler de birincil kaynaklar arasında yer almaktadır. Dergilerin üç ayrı önemi; kendi döneminde en çok etki yaratmış siyasi ve toplumsal görüşleri kaydetmesi, olaylara ilişkin kayıtlar sağlaması ve habercilik dışı konulara ilişkin araştırma sonuçları sunmasıdır (Şimşek, 2002). Süreli yayınlar tarih araştırmalarında olduğu kadar, eğitim tarihi araştırmalarında da önemli kaynaklardandır. Çünkü dergiler; faaliyette bulunduğu dönemi canlı olarak aktarmakta, günümüzün eğitim sorunlarına ışık tutabilmektedir (Güçlü, 2011).

Süreli yayınların milletlerin fikir ve sanat hayatında büyük ve önemli bir yeri vardır; çünkü yeni fikirler ve görüşler kitaplardan önce süreli yayınlarla tartışılır ve okuyucuya tanıtılır. Avrupa düşünce sisteminin model olarak alındığı Tanzimat devrinde başlayan süreli yayınlar değişik isim altında Meşrutiyet ve Cumhuriyet Dönemine intikal etmiştir. Dergilerde yer alan yazılar, düşünce ve kültür noktasında oldukça önemlidir. Bu yazılar sayesinde kültürün, sanatın, edebiyatın, siyasî ve sosyal tarihin, eğitimin çeşitli safhaları kolayca takip edilebilmektedir (Şen, 2009).

Akyüz (2011)’ün Sarıhan (2009)’dan aktardığı gibi, Mücadele döneminde eğitimdeki dönüşümlerine bakıldığında Kurtuluş mücadelesi, eğitimi derinden etkilemiş, eğitim de bu mücadeleye katkıda bulunmuştur.

Eğitim tarihi ile ilgili yapılan araştırmalarda dönemlerin eğitim düşüncesi ve uygulamalarının tüm yönlerden aydınlatılabilmesi için bu dönemlerde eğitimle ilgili kaynaklara başvurulması gerekmektedir. Bu kaynaklar arasında süreli yayınlar önemli bir yer tutmaktadır. Süreli yayınlar, kronik olarak siyasal, sosyal ve ekonomik alandaki önemli gelişmeleri tespit eden tarihi belgelerdir. Yenilikçi fikir, görüş ve düşüncelerin açıklanmasında ve toplumun aydınlatılmasında önemli rolü olan bu dergiler aynı zamanda sosyal hayatın şekillenmesinde de önemli etki gücüne sahiptir (Şimşek, 2002).

(21)

de bugünkü eğitim sorunlarımızı en iyi biçimde çözebilmek için geçmişten bir takım dersler çıkarmaktır (Akyüz, 2004).

1908-1928 yılları arasında ülkemizde birçok olay ve değişiklikler meydana gelmiştir. Bu değişikler toplumsal yaşamda büyük etkiler yaratmıştır. Her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temellerinin atıldığı bu devirlerde sosyal ve siyasal değişimlerin yanı sıra eğitim alanında da önemli değişiklikler meydana gelmiştir.

Osmanlı son dönemlerinden Türkiye Cumhuriyeti'ne geçilirken eğitim öğretim alanında yaşanan dönüşümlerin araştırılıp ortaya konması büyük önem taşımaktadır. Bir ülkede eğitim ile toplumsal dönüşümler arasında sıkı ilişkiler bulunduğu genel kabul gören bir görüştür. Hatta az gelişmiş ülkelerde eğitim geliştirilirse yoksulluğun ortadan kalkacağı, ülkenin kalkınıp refaha kavuşacağı kanısı yaygındır. Ancak, eğitim çok önemli olmakla beraber, toplumsal dönüşümlerde tek etken değildir. Ayrıca, eğitim, toplumsal dönüşümlerde etkili olurken bizzat kendisi de dönüşüme uğrar. Toplumsal dönüşüm mutlaka "toplumsal gelişme" anlamına da gelmez. Toplumsal dönüşümler, "ileri" ve "geri" gidişler şeklinde gerçekleşebilir (Akyüz, 2011).

Bu dönüşümlerin 1908-1928 yılları arasında yayımlanan eğitim dergilerine yansıdığı düşünülmektedir. II. Meşrutiyet döneminin ilk altı yılında eğitim alanında meydana gelen gelişmeler ayrıntılı olarak Ergün (1978) tarafından “II. Meşrutiyet Dönemi Eğitim Hareketleri (1908-1914)” başlığı altında, genel olarak dönemin gazetelerine (Sabah, Tasvir-i Efkar, Tanin, İkdam, Tercüman-ı Hakikat v.b.) göre incelendiğinden, bu çalışmada ise 1908 – 1928 tarihleri arasında yayınlanan eğitim dergileri incelenmiştir.

1908-1928 yılları arasında yayınlanan eğitim dergilerinde yeralan eğitim konularının ve bu konulara ilişkin görüşlerin neler olduğunu ve bu görüşlerin Cumhuriyet dönemi eğitime nasıl yansıdığının bilinmesi Türk eğitim tarihi açısından büyük önem taşımaktadır.

1.2. Amaç

Bu çalışmanın temel amacı, 1908-1928 yılları arası süreli yayınlarda yer alan eğitim konuları ve bu konulara ilişkin görüşleri inceleyerek, Cumhuriyet dönemi eğitimine yansımasını değerlendirmektir. Bu amaca ulaşmak için aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:

(22)

1-1908-1928 yılları arasında yayımlanan dergilerde ele alınan başlıca eğitim konuları nelerdir?

2-1908-1928 yılları arasında yayımlanan dergilerde ele alınan eğitim konularına ilişkin görüşler nelerdir?

3-Dergilerde ele alınan konuların ve görüşlerin cumhuriyet dönemi eğitimine yansıması nasıl olmuştur?

1.3. Önem

Milletlerin varlıklarını devam ettirebilmelerinde eğitim önemli bir araçtır. Eğitimin kendisinden beklenen bu fonksiyonu yerine getirebilmesi için günün koşullarına uygun olarak reforme edilmesi gerekmektedir. Bunu yaparken, geçmişte bu konuyla ilgili sunulan görüş, öneri ve uygulamaların dikkate alınıp incelenmesi gerekir.

Türk eğitim tarihinin amaçları incelendiğinde, amaçlardan birinin de bugünkü eğitim problemlerini en iyi biçimde çözebilmek için geçmişten bir takım dersler çıkarıp çıkaramayacağımızın tartışılması olduğu görülmektedir (Akyüz, 2004).

Eğitim alanında yapılan görüş ve önerilerin daha etkili olabilmesi için, bu görüşlerin tarihi temelleri, tarihsel bir süreç içinde ele alınıp değerlendirilerek günümüz koşullarına uygun bir şekilde analizinin yapılması gerekir.

Bu düşünceden hareketle Türk eğitim sisteminin problemlerinin değerlendirilip analiz edilebilmesi ve çözüme kavuşturulabilmesi için geçmişteki görüş, uygulama ve önerilerin iyi bilinmesi gerekir. 1908-1928 yılları arası eğitimdeki gelişmelerin aydınlatılması günümüz eğitim sistemindeki değişim ve gelişimlere temel olacağından dolayı bu konu önem arz etmektedir.

Bu çerçevede 1908-1928 yılları arasındaki eğitimle ilgili görüş ve uygulamaların bilinmesi günümüz eğitim problemlerini anlamak adına çok önemlidir. Çünkü bu dönem sosyal, siyasal, ekonomik ve eğitim reformları açısından önemli değişim ve dönüşümlerin yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde ele alıanan eğitimle ilgili görüş ve uygulamaların yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti eğitimine önemli yansımalarının olduğu görülmüş ve bu yansımaların daha sağlam temellere otutturulması için bu araştırmanın yapılması önemli bulunmuştur. Ayrıca bu çalışmanın önemi, günümüzde eğitim adına yapılacak olan

(23)

1908-1928 yılları arası süreli yayınlarla ilgili çalışmalara bakıldığında genellikle bir tek süreli yayının ele alınıp incelendiği görülmüştür. Bu durum eğitimle ilgili çalışmaların, sınırlı kalmasına sebep olmuştur. Birden çok derginin incelendiği bu çalışmanın, bu sınırlılığı ortadan kaldırdığı için de önemli olacağı düşünülmektedir.

1.4. Varsayımlar

Araştırmada incelenen dergiler, yayınlandığı dönemlerdeki eğitim konularını ve bu konularla ilgili görüşleri içermektedir.

1.5. Sınırlılıklar

1- Bu araştırma, 1908-1928 yılları arası yayınlanan Tedrisat-ı İptidaiye Mecmuası (Tedrisat Mecmuası), Muallim Mecmuası, Muallimler Mecmuası, Maarif Vekâleti Mecmuası, Muallimler Birliği Mecmuası ve Yeni Fikir dergisi ile sınırlıdır

2- Araştıma incelenen konularla sınırlıdır.

3- Eğitim dergilerinde yer alan görüşlerin Cumhuriyet dönemi eğitimine yansıması 1928 Harf inkılâbına kadar olan dönemle sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Basın: Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat (TDK,2012), yazılı, sesli yada görsel tüm kitle iletişim araçları (Dil Derneği Türkçe Sözlük 1998)

Dergi: Dergi, Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanan Türkçe sözlükte (1998); siyaset, edebiyat, teknik, ekonomi gibi konuları inceleyen ve belirli aralıklarla çıkan süreli yayın, mecmua olarak tanımlanmıştır.

Süreli Yayın: Süreli yayın, Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanan Türkçe sözlükte (1998); belirli aralıklarla çıkan, tamamlanma sorunu bulunmayan ve her sayısı birden çok yazarın yazılarından oluşan bir yayın türü olarak tanımlanmıştır.

(24)

1.2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Dergi, düzenli aralıklarla yayımlanan, belirli bir ya da birkaç ilgi alanına ilişkin haber, makale, eleştiri, inceleme, deneme ve araştırma gibi yazıları çeşitli edebi türleri bunun yanında eğitimle ilgili görüş ve önerileri içeren ve genellikle resimli olan basılı yayınlardır ( Ana Britannica, 1997, Büyükbaykal, 2013).

Derginin bir başka tanımına bakıldığında ise düzenli aralıklarla yayımlanan bilim, edebiyat, sanat, siyaset, hukuk, eğitim gibi v.b. alanlarda haber, makale, deneme, inceleme, araştırma eleştiri türünde yazılar içeren süreli yayın veya mecmua olarak görülmektedir( Dictionnarie Larousse, 1993; Büyükbaykal, 2013).

Kimi zaman dergi sözcüğünün karşılığı olarak kullanılan magazin, Arapça depo ya da eşyaların saklandığı yer anlamındaki mahzen sözcüğünün çoğulu olan "mehâsin"den geldiği bilinmektedir. Çeşitli yazarların makale ve öykülerini bir araya getiren dergiler, gazetelerden farklı olarak tanımlanmaktadır. Haftada bir (haftalık), iki haftada bir, ayda bir (aylık), iki ayda bir, yılda dört kez (üç aylık) gibi belirli aralıklarla düzenli olarak yayımlandıklarından dolayı dergilere "süreli yayın" da denilmektedir. Dergi, süreli yayınların gazete dışındaki en önemli türüdür. Eski dildeki adıyla “Mecmua” derlemek, toplamak anlamlarını taşıyan kelimelerden almıştır. Ülkemizde mecmua ya da dergi kavramı, kitaba yakın olan ve yılda en çok 3-4 kez yayınlanan “ruvue”, “Rewiew”lerden gazeteye yakın olan ve haftada ya da 15 günde bir yayınlanan “magazine” kadar tüm süreli yayınları kapsayacak şekilde algılanmakta ve kullanılmaktadır( Kocabaşoğlu, 1984; Büyükbaykal, 2013).

İlk dergiler, bilinen en eski dergi olan ve Hamburg’da yayımlanan “Erbauliche Monaths-Unterredungen”i - Örnek Aylık Düşünceler (1663-1668) çok geçmeden öteki Avrupa ülkelerinden çıkan benzer yayınlar izlemiştir. Bilim alanındaki gelişmeleri tartışma ve yayma gereğinden doğan bu ilk dergiler, hemen her alana ilişkin yazıları kapsamışlardır1

. Avrupa kıtasında ilk dergiler 1600‟lü yılların ortalarında yayınlanmıştır. Bu dergileri

(25)

sırasıyla 1668 yılında yayınlanan “Giornale de Letterati” ve 1682 yılında yayınlanmaya başlanan “Acta Eruditorum” adlı dergiler izlemiştir (Varlık, 2010; Saylan,2013).

Dünyada 17. yüzyılda bir takım sosyal, kültürel ve bilimsel gelişmenin sonucu olarak dergiler ortaya çıkmıştır. Batıda 17. yüzyıldan itibaren kurulmaya başlayan ve 18. yüzyılda en parlak dönemini yaşayan ilmî cemiyetler, bilimin ilerlemesi ve yaygınlaşmasını ve bilim adamları arasındaki iletişimi sağlamak için süreli yayınları kullanmaya başlamışlardır. Bu amaçla geliştirilen ilk süreli yayınlar, bilim adamları arasındaki iletişimi sağlayarak bilimsel tartışmalara sayfalarını açmışlardır (Şimşek, 2001; Güran Yiğitbaşı, 2014).

Batı'da 17. yy' da ortaya çıkan dergiciliğin ülkemize gelişi iki yüzyıl gecikme ile 19. yy' da olmuştur. Bunun en önemli nedeni bilindiği gibi matbaanın ülkemize geç gelmesi dolayısıyla, basın hareketlerinin ülkemizde çok geç başlamıştır. Ancak ilk gazetenin yayımlanmasından kısa bir süre sonra dergicilik ülkemizde yaygınlaşmaya başlamıştır. Zaman içinde, koşulların gelişmesiyle birlikte dergi türlerinde önemli bir artış yaşanmış ve her türlü dergi ülkemizde de yayımlanmaya başlamıştır. Dergiler toplumların yaşam biçimlerini, siyasal koşullarını, gelişim aşamalarını anlamak için gazeteler kadar önemli birer yayın organıdır. Bu nedenle dergicilik tarihimizin de araştırılması gerekledir (Gönenç, 2007).

Osmanlı Devletinde matbaanın kullanımı batılı ülkelere göre geç olması özellikle eğitim ve bilim alanında Avrupa’dan geri kalmasına neden olmuştur. Matbaanın alınmasından sonrada bu geçikmenin önüne geçilememiş ve bir asır daha beklemek zorunda kalınmıştır. Ancak matbaa, eğitim alanında doğrudan ve dolaylı olmak üzere eğitimin batılılaşmasına katkı sağlamıştır ( Güven, 2010).

Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki Rönesans ve Reform hareketleri sonucu meydana gelen her alandaki gelişmenin uzağında kalması birçok alanda devleti geri bırakmıştır. Yenileşme hareketlerine öncelikle devlete ait kurumlardan başlayan yönetim Tanzimat fermanının ilanından sonra eğitim alanında da yenileşme hareketlerine başlamıştır (Gelişli, 2000).

Eğitim, eğlendirme ve toplumsallaştırma işlevleriyle öne çıkan dergiler, Türkiye’de ise basın tarihi içerisinde ayrı bir yere sahiptir. Ülkemizde yazılı basın ifadesi öncelikle gazeteleri akla getirmekte ve gazetelerin geçmişi dergilere kıyasla daha eskiye dayanmaktadır. İlk gazete Vakayi-i Mısriye 1828’de Mısır’da yarısı Türkçe yarısı Arapça olarak yayınlanmıştır (Güran Yiğitbaşı 2014).

(26)

Türk dergicilik tarihindeki ilk girişimlerin yaşandığı dönem, Tanzimat Dönemidir. XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türk dergiciliği açısından önemli bir gelişme gerçekleşmiş, günlük gazetelerle birlikte haftalık, 15 günlük ve aylık dergiler yayımlanma-ya başlamıştır. İlk Türk dergileri tıpkı Avrupa’da olduğu gibi ilmî cemiyetlerin yayımlanma-yayın organı olarak ortaya çıktığından, Türk dergiciliği bilim dergiciliği olarak gelişmeye başlamıştır (Topuz, 2003, Şimşek 2001, Güran Yiğitbaşı 2014).

Osmanlı’da ilk dergiler tanzimattan sonra Osmanlının batıya yönelmesi sonucu batıda yaşanan bilimsel ve teknik gelişmeleri Osmanlı okuyucusuna aktarmak amacıyla yayımlanmıştır. Osmanlıda İlk Türkçe dergi 1849-1851 yılları arasında toplam 28 sayı olarak çıkan Vakayı-i Tıbbiye’dir. Bu dergiyi 1862-1867 yılları arasında Mecmua-i Fünun, 1862-1864 yılları arasında Mir’at, 1864’te Mecmua-i İberi İntibah, 1865-1866 yıllarında Ceride-i Askeriye, 1866-1873 yıllarında Mecmua-i İbretnüma ve Takvim-i Ticaret, 1867’de Aile-i Vatan ve Tuhfet-ül Tıp, 1873’de Cüzdan isimli dergilerin çıkarılmıştır (Oğuzhan, 2013).

Tanzimatın ilanından sonra başlayan eğitimdeki yenileşme hareketi I. Meşrutiyet döneminde devam etmiş ve II. Meşrutiyet döneminde en hızlı dönemini yaşamıştır. Bu hareket, II. Meşrutiyet dönemi eğitim-öğretim alanındaki gelişmelerin yanı sıra, Batılı kurumların da Osmanlı toplumuna girmesinde önemli rol oynamıştır (Güven, 2003).

II. Meşrutiyet’in karışık politikası yüzünden ilk günlerde fikir hayatının bir anarşi görümünde olduğunu belirten Ülken (2010)’a göre; Basın hürriyetinin uzun zaman açlığa duyulan çeşitli çetışmalarla birlikte birçok fikirlerin birden bire yayılmasına imkân verdiği ve buna bağlı olarakta dergi ve gazete sayılarında artışlar meydana gelmiştir.

Meşrutiyet yılları aynı zamanda batıda hümanizmin itibarının devam ettiği yıllardır. Batıda ortaya çıkan bu akım, diğer alanlarda olduğu gibi ahlaki anlayışta da Osmanlı toplumunu önemli ölçüde etkilemiştir. Fransız devrimi sonucu ortaya çıkan üç temel ilkeden “Kardeşlik” ilkesiyle paralel gelişme gösteren hümanist anlayış, Osmanlıda Tanzimat öncesine dayanan ve o dönemde henüz modası tam olarak geçmemiş olan “Osmanlıcılık” anlayışıyla da uyumlu düşmektedir. II. Meşrutiyet döneminin hümanist ahlak anlayışı, dönemin siyasal sorunlarının etkisiyle, milli değerleri en önde tutan bir çizgide gelişme göstermiştir (Gurbetoğlu, 2007).

(27)

işlevleri bulunmaktadır. Bu temel işlevlerin yanında basının; insanları eğitmek ve eğlendirmek, bireysel ve toplumsal sorunlara ilgi çekmek, yaşam koşullarının iyileştirilme çabalarına katkıda bulunmak gibi yararlarından da söz edilebilir. Kitle iletişim araçları, toplumsal yaşamın belirli alanlarında olduğu gibi, eğitim alanında da çok önemli bir işleve sahiptir (Şimşek, 2001).

II. Meşrutiyet dönemi Osmanlının en çalkantılı yılları olmuştur. Trablusgarp (1911) ve Balkan (1912–1913) savaşlarının kaybedilmesi, bu bölgelerin elden çıkmasının ortaya çıkardığı siyasal-sosyal, ekonomik ve ahlaki sıkıntılar, Osmanlı toplumunda büyük bir moral çöküntüsü oluşturmuştu. Elden çıkan vatan topraklarında işgalcilerin uyguladıkları zulüm ve katliamlar, bunun sonucu oluşan göçlerle yaşanan dramlar ve ardından Birinci Dünya Savaşının çıkması (1914), Osmanlı toplumunda yıkım etkisi yapmıştı. Bu yıllarda, ülkenin içinde bulunduğu buhrandan kurtulması için aydınların yoğun bir şekilde çare arayışlarına tanık olunmaktadır. Cumhuriyetin kadroları, ilkeleri ve eğitim uygulamaları için çok önemli bir tecrübeyi barındırması nedeniyle, Türk eğitim tarihinde ayrı bir öneme sahip olan II. Meşrutiyet yılları, aynı zamanda Cumhuriyet dönemi için bir tür laboratuar olarak da nitelendirilmektedir (Akyüz, 2010).

Siyasi, idari, hukuk, eğitim gibi gelişmelerin yanı sıra düşünsel alanda ki Batılılaşma II. Meşrutiyet ile gelişmiş, Cumhuriyet ile birlikte doruk noktasına ulaşmıştır. Aynı zamanda eğitim alanında görülen değişmelerde Cumhuriyet Döneminin şekillenmesinde etkili olmuştur. Dolayısıyla II. Meşrutiyet Dönemi yenileşme hareketleri Cumhuriyet Dönemi inkılâplarının hazırlayıcısı olmuştur. (Aslan, 2008).

Balkan Savaşlarından sonra ülkenin ayakta kalmasını sağlayacak yegâne unsurun eğitim olduğunu anlayan aydın görüşlü insanlar, memleketin eğitim dinamiğini yeniden şekillendirmek için aralarında fikri ayrılıklar olmasına karşın yoğun ve aktif bir çalışma gayretinde bulunmuşlardır. Meşrutiyet döneminde eğitimin çağdaşlaşması için siyasi çalkantılar, savaşlar ve ekonomik yokluklar içerisinde memleketin her köşesinde eğitim kurumları açılmaya çalışılmış, Avrupa görmüş aydın eğitimcilerimizin gayretleri sonucunda eğitim hayatımız açısından reform sayılabilecek kararlar hayata geçirilmiştir (Kaya, 2008).

Ergün (1996)’e göre, siyasî hayat ve fikir hareketleri birden canlanmış, yayın özgürlüğüne kavuşma yanında, özellikle Balkan Savaşları, aydınları toplumsal sorunları ve dertleri acımasız bir dille ortaya koymaya itmiştir. Eğitim sorunları da, üzerinde önemle durulan bir alan olmuştur. Tartışılan başlıca eğitim sorunları ve eğitim akımları şunlardır:

(28)

a) Politik akımlar (Osmanlıcılık, İslâmcılık, Türkçülük, Batıcılık, Sosyalizm) ve eğitim, b) Millî ve kültürel eğitim

c) Seçkinler eğitimi-kitle eğitimi

d) Anglo-Sakson eğitimi (eğitimde pragmatizm), e) Toplumu kurtarıcı öğretmen görüşü,

f) Kızların eğitimi g) Halk eğitimi

h) İş, üretim, köy ve çevre eğitimi i) Eğitimde çocuktan hareket j) Beden eğitimi.

Osmanlı Devletinde, gerilemenin en önemli nedenlerinden biri eğitim olarak görülmüş ve bu alanda XIX. yy.da ve XX. yy. başlarında bir dizi yenilik gerçekleştirmiştir. Ancak devletin Birinci Dünya Savaşı sonunda fiilen sona ermesi ve Anadolu’nun işgal edilmesiyle birlikte eğitim işleri savaş koşulları altında devam etmek zorunda kalmıştır. Millî Mücadelenin kazanılması ve 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle Türk toplumunun siyasi, sosyal, hukuki ve ekonomik yapısını değiştirecek inkılâp hareketlerine eğitim ve kültür alanları da dâhil olmuştur. Böylece ülkeyi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkaracak, yeni nesillerin daha millî, çağdaş ve laik bir eğitim almalarını sağlayacak bir sistem ortaya konmuştur (Demirtaş, 2008).

Zorlu bir uluslararası ve ulusal savaşın sonucunda çok uluslu imparatorluk yıkıntıları üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, çağdaşlaşmak için yapması gereken işlerin en başında eğitim öğretimin iyileştirilmesi ve yaygınlaştırılması gelmektedir (Okmak, 2009 ).

Günümüzde gelişmiş toplumlar arasında yer alabilmek, bilgi toplumunun niteliklerine sahip olabilmek için eğitime önemli görevler düşmektedir. Bu nedenle eğitim sistemimizin değişen ve gelişen koşullara cevap vermesi gerekmektedir. Fakat eğitim sistemimizin değişen ve gelişen şartlara cevap verebilmesi için geçmişimizin iyi bir şekilde analiz edilmesi ve bu analizlerden günümüz için dersler çıkarılması gerekmektedir. Çünkü gelecekle ilgili alınan kararların anlamlı olması, geçmiş dönemin en iyi şekilde analiz

(29)

Batı dünyasında gelişen endüstrileşmeyle birlikte okul yapılarındaki mesleki ve teknik, sanat eğitimi alanındaki değişiklikler Cumhuriyet dönemi yöneticilerinin dikkatini çekmiştir. Özellikle cehaletin ortadan kaldırılması ve milli bir kalkınmanın sağlanması için Atatürk’ün fikir ve düşünceleri doğrultusunda Avrupa’dan yabancı uzmanlar davet edilerek görüşlerinden yararlanma yoluna gidilmiştir. Davet edilen bu uzmanlar arasından J. Dewey, A. Kuhne ve Omar Buyse’nin önerileri cumhuriyet dönemi eğitim sisteminin gelişmesine katkı sağlamıştır (Akkutay,1996).

Özellikle Balkan Savaşlarından (1912-1913) sonra, toplumda eğitim konularına ilgi artmış, âdeta herkesin "gözü açılmış, eğitim işleri yalnızca Maarif Nezaretinin işi olmaktan çıkmıştır. Ancak, Balkan Savaşları felâketlerinden çıkarılan, "toplum olarak uyuşukluktan silkinip, çalışıp çaba harcayarak toparlanma gerektiği, yoksa devletin daha büyük felaketlerle karşılaşacağı" gibi dersler, düşünceler ve özeleştiriler, ne yazık ki, çabuk unutulmuştur. Balkan Savaşları ve felaketlerinden sonra toplumda, "çökmekte olan devleti eğitim ve öğretmenler kurtaracaktır" şeklinde bir görüş benimsenmiştir. Fakat bu, genellikle, bir slogan görünümünden öteye gidememiştir Meşrutiyet dönemi eğitiminde özellikle yöntem ve tekniklere ilişkin yenilikler görülmekle beraber, Baltacıoğlu’na göre, eğitime ortak ve kesin bir "amaç" gösterilememiştir. Her alanda ortaya çıkan düşünce ve davranış çeşitliliği ve farklılığı, eğitim için böyle ortak ve kesin bir "amaç" belirlenmesini engellemiştir (Akyüz, 2011).

Buradan hareketle Türk eğitim sorunlarının iyi bir şekilde değerlendirilip analiz edilebilmesi ve çözüme kavuşturulabilmesi için geçmiş dönem önemlidir (Güçlü, 2011). Tarihin ve toplumsal yapının üzerine bir takım incelemeler yapılacaksa, başvurulacak ilk kaynaklardan biri, dönemin atmosferini/tartışmalarını/sosyo-ekonomik ve sosyo-politik görünümünü verecek olan, en genel tanımıyla basın diyebileceğimiz kaynaklara yönelik genel bir bakışın gerekliliğidir (Fırat, 2005, Güçlü, 2011).

Dergiler yeni üretilen bilgilerin halka iletilmesinde önemli bir yere sahiptir, dergiler dönemi canlı bir şekilde karakterize etmektedir. İçinde bulunduğu döneme tanıklık eden dergilerin eğitim öğretim işlevi de görmektedir. Bilgilerin yenilenmesinde ve aktarılmasında rol oynayan dergilerin dünya düşünce hayatında olduğu kadar Türk düşünce hayatında da önemli bir yere sahiptir (Doğan, 1997).

O dönemde yayınlanan dergiler, Yeni Türkiye Cumhuriyeti eğitiminin düşünce yapısının oluşmasında II. Meşrutiyet döneminde eğitimle ilgili ele alınan konuların ve görüşlerin

(30)

aktarımında önemli rol oynamışlardır. Bu nedenle son yıllarda, Cumhuriyet dönemi eğitiminin adeta laboratuarını oluşturan II. Meşrutiyet ve onu takip eden evrelerde çıkan süreli yayınlar üzerinde yapılan araştırmaların arttığı görülmektedir. Nitekim bu konuda yapılan bir çalışmada, II. Meşrutiyetin ilanından 1927 yılına kadar 1531 tane yayın imtiyazı alındığı tesbit edilmiştir (Gazel ve Ortak, 2006). Bunlardan 1250’sinin II. Meşrutiyet döneminde alınmış olması dikkat çekicidir.

Gazel ve Ortak (2006) tarafından yapılan bu çalışmada, İkinci Meşrutiyetten 1927 yılına kadar yayın imtiyazı alan gazete ve mecmular, izledikleri politikalara ve ele aldıkları konulara göre sınıflandırılarak bu dönemde çıkan dergilerin adları verilmiştir:

Kadınlarla ilgili olanlar: Arnavut Kadını, Asar-ı Nisvan, Genç Kadın, Genç Kızlar Alemi, Hanım, Hanım Duygusu, Kızlar Alemi, Küçük Hanım, Şura-yı Nisvan, Kadın Duygusu, Kadın Dünyası, Kadın Hayatı, Kadın Kalbi, Kadınlık Hayatı, Kadınlar Alemi, Hanımlara Mahsus Gazete, Hanımlar Alemi, Aile Hayatı, Aile Ocağı, Anne Bebek Mecmuası.

Çocuklarla ilgili olanlar: Çocuk Dostu, Çocuk Derneği, Keşşâf Çocuk, Çocuk Dünyası, Çocuk Hayatı, Çocuk Kalbi, Çocuk Postası, Çocuk Yurdu,

Ekonomiyle ilgili olanlar: Âlem-i Ticaret ve Sanayi, Alım Satım Şirketi, Ceride-i Maliye, Hayat-ı Ticarî, İktisadiyat Mecmuası, İstanbul Piyasa Gazetesi, İstanbul Ticaret Rehberi, İş ve Ticaret.

Sanatla ilgili olanlar: Asara-ı Nefise-i Musikiye Mecmuası, Dans, Foto-Sine-Spor, Genç Sanatkâr, Sanat ve Hayat, Sanat-ı Temaşa, Tiyatro ve Temaşa Mecmuası, Sinema, Sinema Manzaraları,

Bilimsel olanlar: Baytarî Mecmuası, Fen, Fen ve Sanat, Fenn-i Baytarî, Fennî Mecmua, Genç Kimyager, Hukuk Mecmuası, Hukuk ve İktisad Mecmuası, İctimaiyat, Osmanlı Tarih ve Edebiyat Mecmuası, Tababet-i Baytariye, Tarih Encümeni Mecmuası.

Mizahla ilgili olanlar: Cadaloz, Eşek, Gıdık, Guguk, Hacivat, Kahkaha, Karikatür, Şaka, Şair Nedim, Püsküllü Bela, Kalem, Curcuna, Çoşkun Kalender, Davul, Kel Hasan, Laklak, Cingöz, Hokkabaz, Geveze, Dalkavuk, Koca Nasreddin, Falaka.

Sağlıkla ilgili olanlar: Diş Tabibleri Mecmuası, Diş Tababeti, Doktor, Eczacı, Genç Tabib, Sağlık, Sıhhat, Tıp ve Hayatiyât Mecmuası.

(31)

Siyasî mücadeleye yönelik olanlar: Alemdar, Ati, Cenin, Darbe, Islahat, İfham, İkdam, İktiham, Renîn, Sabah, Senin, Serbestî, Takdirât Takvimli Gazete, Tanin, Tanzimat, Tasvir-i Efkâr, Teminât, Tenbihât, Tesisât, Teşkilât, İttihat, Ahali, Mizan, Hukuk-ı Umumiye, Şura-yı Ümmet, Osmanlı, Volkan.

Dini ağırlıklı olanlar: Ceride-i Sofiye, Sada-yı Din, Tarik-i Hidayet, İlmiye, Mikyas-ı Şeriat, Hikmet, Sırat-ı Müstakim, El-Medrese, Sebilürreşad.

Edebiyat ve düşünceyle ilgili olanlar: Genç Kalemler, Türk Yurdu, Türk Ocağı, İçtihat, Resimli İstanbul, Musavver Muhit, Şehbal gibi.

Görüldüğü gibi bu sınıflamada “eğitimle ilgili dergiler” başlığı yer almasa da araştırma ile ilgili bazı dergilerin diğer sınıflamalar içerisinde yer aldığı görülmektedir.

1.2.1. Konuyla İlgili Araştırmalar

Yapılan literatür taraması sonucunda 1908-1928 yılları arasındaki eğitimle ilgili dergileri inceleyerek değerlendiren bir çalışmaya rastlanmamıştır. Ancak bu tarihler içerisinde, belli zaman dilimlerini kapsayan eğitimle ilgili bazı dergilerle ilgili çalışmaların yapıldığı görülmüştür.

Bu çalışma konusuyla doğrudan ilgili, en kapsamlı ve özgün çalışma “İkinci Meşrutiyet Devrinde Eğitim Hareketleri (1908-1914)” adıyla Ergün (1996 ) tarafından yapılmıştır. Doktora tezi olarak hazırlanan bu araştırmada, İkinci Meşrutiyetin ilanından Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girişine kadar geçen dönemdeki eğitim hareketleri; düşünce ve uygulamalar açısından sistemli olarak incelenmiştir. Ancak Ergün’ün bu çalışmasında, 1908-1914 tarihleri arasındaki eğitim hareketleri incelenmiş ve ağırlıklı olarak gazetelerden yararlanılmıştır. Tarafımdan yapılan bu çalışma dönemin dergilerine dayalı olarak yürütülse de, Ergün’ün adı geçen bu çalışması araştırmamıza rehberlik etmiştir.

1.2.2. Konu ile İlgili Yapılan Tezler

Yükseköğretim Kurumu tez tarama merkezi tez veri sayfası tarandığında araştırmamıza konu olan dergilerle ilgili aşağıda ismi verilen araştırmalara rastlanılmıştır.

II. Meşrutiyet Dönemi süreli yayınlarıyla ilgili bir diğer çalışma ise Bayram (2010)’ ın II. Meşrutiyet Dönemi Yayın Organlarından Sırât-ı Müstakîm’ de Kadın ve Aile, isimli

(32)

Yüksek lisans tez çalışmasıdır. Bu çalışmada her yönüyle batıcılık fikir akımını benimseyenler ile Sırât-ı Müstakîm aydın ve yazarının fikirlerinin karşılaştırılması yapılmıştır. Sırât-ı Müstakim yazarlarının ayrıca Batılılar tarafından dile getirilen kadın erkek eşitliği, kadın hakları ve özgürlükleri, kadın iş gücünün ekonomiye kazandırılması gibi konular üzerinde durduğu tesbit edilmiştir.

II. Meşrutiyet Dönemi çocuk dergileri üzerinde yapılan diğer bir çalışma ise Deniz (2010) tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, Mektepli, Mini Mini, Çocuk Dostu, Küçükler Gazetesi örneklem olarak seçilerek bu dergilerdeki dini motifler incelemiştir.

Okmak (2009)’ tarafından çözümleme yöntemiyle Türkiye Muallimler Birliği Mecmuasında yer alan eğitim konularının sistematik tahlili yapılarak, yalnızca günümüz Türkçesine aktarılmıştır

Kaya (2009) tarafından “Tedrîsât Mecmûası Fihristi ( 1- 69. Sayılar) ve Örnek Metin Çalışması”nda, incelenen mecmûada yer alan makale ve ders örneklerinin Latin Harfleri ile yazılmasının önemli olduğu belirtilmiş ve bu çalışma o dönemin eğitimle ilgili güncel konularını ele almıştır.

Türker (2008) doküman incelenmesi yöntemiyle hazırladığı II. Meşrutiyet Devri Eğitim Hareketleri ve Günümüze Yansımaları isimli tez çalışmasında, adı geçen dönemde eğitim alanındaki gelişmeleri ve günümüze yansımalarını incelemiştir. Bu dönemde eğitim birliği düşüncesinin gündeme geldiği, eğitim ve öğretime dönük yayınların çoğaldığı, okul, ders kitabı, metot ve öğretmen kavramlarının ele alındığı ve bu gibi olumlu gelişmelere rağmen geçmişteki ve o andaki eğitim tarihi tecrübelerinden yeterince yararlanılamadığı sonucuna ulaşmıştır.

Küçük (2008) tarafından Talebe Defteri Dergisi (1-67 sayılar) “İndeks, Seçme Metinler, Değerlendirme ve Sözlük” başlığı altında incelenmiştir. Aynı dergi Şendil (2008) tarafından da tahlili fihrist ve seçilmiş yazılar yönünden değerlendirilmiştir.

Aslan ( 2008)’ tarafından incelemesi yapılan, II. Meşrutiyet dönemi eğitim dergilerinden biri de Bağçe (Bahçe) mecmuasıdır. Bahçe dergisi, II. Meşrutiyetin ilanından önce 1904– 1905 yılları arasında yayın hayatında yer etmiş olan Çocuk Bağçesi adlı süreli yayının devamı niteliğindedir. Bahçe dergisi, 1908 Temmuz’unda Selanik’te yayımlanmaya başlanmıştır. Bahçe dergisinin aynı zamanda yazarlık eğitimi bakımından da önemli

(33)

Gurbetoğlu(2007)’ nun, II. Meşrutiyet Döneminde Yayımlanan Çocuk Dergilerinin Eğitim Açısından İncelenmesi adlı doktora tezinde dönemin çocuk dergileri incelenerek, bu konudaki görüşler “dönemin çocukluk anlayışı”, “çocuk ve eğitim”, “çocuk ve zeka”, “çocuk ve çevre”, “çocuk hakları ve görevleri”, “itaat kültürü ve saygı”, “çocuk ve oyun”, “çocuk oyunları” başlıkları altında değerlendirilmiştir.

Gül (2006) tarafından “Sebillürreşad (Sırat-ı Müstakim) dergisine göre batılaşma problemi” isimli tez çalışmasında II. Meşrutiyet döenmi 20. yüzyıldaki Türk fikir hayatının bir laboratuarı gibi değerlendirilmiş ve Sebilürreşad’ında bu dönem içinde İslamcı bir yayın politikası takip etmiştir. Özellikle Batılılaşma hareketlerinde Avrupa toplumlarının taklit edilmemesi gerektiğini vurgulayan dergi, milli değerlere sahip çıkmanın önemi üzerinde durmuştur.

Gündüz (2005)’ ün II. Meşrutiyet Dönemi Eğitim ve Modernleşme Aracı Olarak Süreli Yayınlar (İçtihat, Sebilü'r-Reşat, Türk Yurdu) doktora tezinde II. Meşrutiyet döneminin fikir akımları üzerinde durulmakta, bu akımlarla ilgili kapsamlı bilgiler verilmektedir Tarafımızdan da ele alınan dönemle ilgisi bulunmamakla birlikte, çocuk dergileri açısından diğer bir inceleme ise Şimşek(2002) tarafından yapılan bir doktora tezidir. Bu çalışmada Tanzimat ve Mutlakıyet Dönemi çocuk dergileri eğitim açısından incelenerek, önce dergilerin genel tanıtımı yapılmış, sonra dergilerin eğitim, insan, çocukluk ve değer anlayışları değerlendirilmiş, ayrıca dergilerde yer alan öğretim konuları analiz edilmiştir. Ayrıca Tanzimattan Cumhuriyet Dönemine kadar olan süreçte yayınlanan birçok dergi araştırmalara konu olmuştur. Araştırmaya konu olan bu dergilerden çocuk eğitimiyle ilgili 81, kadın eğitimiyle ilgili 20 ye yakın tezin yapıldığı Yüksek Öğretim Kurumu Ulusal tez veri sayfasından tespit edilmiştir.

1.2.3. Konu ile İlgili Yayınlanan Makaleler

Erkek (2012) 1327 (1911) yılında Ethem Nejat ve A. Ferid Beyler tarafından Manastır kenti Darülmuallimin’de yayınlanmaya başlayan “Yeni Fikir Dergisi” üzerine yapmış oldukları çalışmada, derginin yayınlandığı ilk sayılardan itibaren eğitim konularına ağırlık verildiği ifade edilmiş ve derginin bir meslek dergisi kimliğine büründüğü belirtilmiştir. Ayrıca Erkek(2012) tarafından yapılan bu çalışmaya göre, derginin Balkan Savaşlarının oluşturmuş olduğu siyasi ve sosyal havadan etkilenerek, derginin sekizinci sayısından

(34)

itibaren Türklük ve Türkçülük ile ilgili yazıların ağırlık kazandığı görülmüş ve bununla bağlantılı olarak eğitimin milli karakteri üzerinde durulmuştur. Yeni Fikir Dergisi’nin bu özelliği dolayısıyla Osmanlı Devletinde yayınlanan ilk Türkçü eğitim dergisi olduğuda ifade edilmiştir.

Duman ve Dilaver (2011) tarafından yapılan bir araştırmada II. Meşrutiyet Döneminde eğitimle ilgili kurulan derneklerden birisi olan Milli Talim ve Terbiye Cemiyeti ve bu cemiyetin yayın organı olan Milli Talim ve Terbiye Cemiyeti Mecmuası incelenmiştir. Önce adı geçen cemiyetin kuruluşu, amacı ve faaliyetleri tanıtılarak, derginin içindekiler kısmında yer alan yazı başlıkları değerlendirilmiştir.

Sağlam (2009)’ın II. Meşrutiyet Dönemi Türk Basınında “Rübab Dergisinin Yeri ve Önemi” isimli çalışmasında, II. Meşrutiyet’in sağladığı özgürlük ortamının fikir, sanat ve siyaset dünyamızı derinden etkileyerek, uzun yıllar kendisinden söz ettirecek gazete ve dergilerin çıkarılmasına imkân sağladığı, bu bakımdan meşrutiyetin ilânı yeni ve çok güçlü bir basın dünyasının ortaya çıkmasına zemin oluşturturduğu, bununla birlikte basın hayatımıza kuvvetli bir dinamizm getirdiği ifade edilmiştir.

Rübab dergisi farklı tarihlerde farklı bakış açısıyla Polat (2003) tarafından ise “II. Meşrutiyet Devri Türk Kültür-Edebiyat ve Basın Hayatının Bir Yansıtıcısı Olarak Rübap Dergisi” şeklinde incelenmiştir. Bu çalışmada bütün süreli yayınların, kendi dönemlerini değişik ölçülerde aksettirdiği belirtilmiştir. Rübap dergisinin ise sıradan bir yansıtıcı değil, temsil kabiliyeti olan bir yayın organı olduğu, Rübap dergisinin pek çok tarafıyla II. Meşrutiyet Devrini yansıtmak açısından, yoğun malzemeye sahip olan dergilerden biri olduğu ifade edilmiştir. Rübab dergisinde ele alınan konulara bakıldığında, II. Meşrutiyet Devri Türkiye’si hakkında genel bilgilerin elde edinileceği de araştırmada dile getirilmiştir.

Şen (2009)’ Tanzimat Devri Periyodikleri ve Dergicilik isimli çalışmasında, Tanzimat döneminde yayınlanmış olan dergilerin, Âfak, Armağan, Kırkanbar, Âsâr-ı Perâkende; Bağçe, Bahar; Bahâriyye-i Edebiye, Dağarcık, Dolab, Envâr-ı Zekâ, Maarif, Mecmua-i Fünûn, Mecmua-i Muallim, Mekteb, Nihâl, Şafak olduğu belirtilmiştir. Ayrıca bu çalışmada dergilerin, dönemin kültürel, sosyal ve siyasal yaşantısını takip edebilmemiz için oldukça önemli kaynaklar olduğu ifade edilmiştir. İncelenen bu dergilerde fen, felsefe, tarih, coğrafya, edebiyat ve eğitimle ilgili birçok yazının bulunduğu, çeşitli alanalara ait

(35)

olan bu yazıların tanzimat dönemi batılılaşma yolunda atılan adımların da önemli göstergeleri olduğu belirtilmiştir.

Ergün (2009) II. Meşrutiyet Dönemindeki Eğitim Reformlarının Türk Modernleşmesindeki Yeri isimli sempozyum bildirisinde, İkinci Meşrutiyet döneminin her bakımdan kendisinden sonra gelen Cumhuriyet Dönemini çok derinden etkilediğini ifade etmiştir. Bu dönemde ortaya çıkan tecrübeler ve kazanılan yeni siyasal ya da fikri gelenekler, yapılan münakaşalar, gerçekleştirilmeye çalışılan reform hareketleri, Cumhuriyet döneminde yapılan inkılâplara ışık tutmuştur. Ayrıca Ergün’e göre, Cumhuriyet dönemindeki Türk eğitim düşüncesini, eğitim yapısını ve mevzuatını anlayabilmek için İkinci Meşrûtiyet dönemi eğitimini iyi bilmek gereklidir. İkinci Meşrûtiyet döneminin, Türk eğitim tarihinde eğitim üzerine en çok yazının yazıldığı, eğitim sorunlarıyla en çok ilgilenilen ve deneyimler kazanılan bir dönem olmuştur.

Gurbetoğlu (2007), II. Meşrutiyet Dönemi Çocuk Dergilerinde Ahlak Eğitimi ve Ahlaki Değerler (1908–1918) isimli çalışmasında, II. Meşrutiyet döneminin Osmanlı basını için adeta yeniden doğuş dönemi olarak nitelendirilebilir olduğunu ifade etmiştir. Araştırmada II. Meşrutiyet döneminde oluşan özgür ortamın ülke ve toplumun sorunlarını ayrıntılı olarak tartışılmasına fırsat verdiği, dergilerde tartışılan çocuk eğitimi ile ilgili fikirlerin, çok sayıdaki süreli yayınlar yoluyla geniş halk kitlelerine ulaştırıldığı vurgulanmıştır. Gazel ve Ortak (2006) tarafından yapılan çalışmada 1908- 1927 yılına kadar yayın imtiyazı alan gazete ve dergiler yayın dili açısından incelenmiştir; Tek bir dilde yayınlanan dergiler ve imtiyaz alarak yayınlananlar dergiler olmak üzere iki kategoriye ayrılmıştır. Tek bir dilde yayınlananların; 748’sinin Türkçe, 86’sının Ermenice, 112’sinin Rumca, 6’sının İngilizce, 9’unun İbranice veya Musevice, 2’sinin Farsça, 14’ünün Arapça, 1’i Sırpça, 76’sı Fransızca, 2’i Almanca, 2’si Rusça, 2’si Arnavutça, 5’i İspanyolca, 1’i Bulgarca ve 1’i Urduca yayınlandığı tespit edilmiştir. Ayrıca; 4 tanesinin Ermeni harfli Türkçe, 3’ünün Rum harfli Türkçe olarak yayınlandığı da belirtilmiştir.

Başar (2003), “Sâtı Bey ve Eğitim ile İlgili Görüşleri”, isimli çalışmasında, Mustafa Sâtı el-Husri’ nin (Sâtı Bey, el –Husri ismini 1918’den sonra kullanmaya başlamış) Osmanlı Devleti II. Meşrutiyet Döneminin önemli pedagoglarından biri olduğu vurgulanmıştır. “Usul-i cedit” hareketinin temsilcisi olan Sâtı Bey’in, ayrıca Fransız Eğitimi’nden etkilenerek Darülmualim’de yetiştirdiği öğretmenlere ve kaleme aldığı yazılarına değinmiştir.

(36)

Polat (2001)’ın diğer çalışması ise 15 Ocak 1922-1923 yılları arasında Sivas’ta Sivas muallimler birliği tarafından yayınlanan “Dilek” mecmuasını incelemesidir. Bu incelemede Millî Mücadele meşalesinin parladığı ilk şehirlerden olan Sivas’ta yayın hayatına atılan Dilek mecmuasının Türk’ün dileğini dile getirmek maksadıyla yayımlandığı belirtilmiştir, Derginin muhtevasının daha ziyade eğitimle alâkalı olduğu tespit edilmiş ve her sayıda eğitim-öğretim konusuyla ilgili en az üç tane araştırma-inceleme mevcut olduğuda ifade edilmiştir.

Ergün(1979–1982)’ Emrullah Efendi Hayatı, Görüşleri ve Çalışmaları konulu yazısında Emrullah Efendinin Tuba Ağacı nazariyesine açıklık getirmiş ayrıca, Emrullah Efendinin Türk eğitim düzenine prensipler, yasa ve yönetmelikler ve sağlam bir örgüt kurma çalışma ve girişimleriylede çok yararlı olduğunu ifade etmiştir.

Akyıldız (1997)’ II. Meşrutiyet Dönemi (1908–1918), isimli eserinde II. Meşrutiyet Döneminde ortaya çıkan eğitim hareketlerinden ve bu döneme ışık tutan aydınlardan, bu aydınların görüşlerinin günümüze yansımalarına değinmiştir.

Ekinci (1997) “İkinci Meşrutiyetten Cumhuriyet'e Geçiş Sürecinde Bilimsel Türkçülük Çabalarına Bir Örnek; Yeni Mecmua” isimli dergi incelemesinde, "Türkçülük" düşüncesini bilimsel temellere dayandırmak, Türk ulusal kültürünü araştırmak amacı ile Ziya Gökalp' in üncülüğünde yayınlanmaya başlayan "Yeni Mecmua" dergisinin özellikleri üzerinde ayrıntılı bir şekilde durmuştur. "Yeni Mecmua" nın sırasıyla, "Servet-i Fünun", "Genç Kalemler", "Türk Yurdu" dergilerinden sonra kültürel yapımızda büyük izler bırakmış olduğunu, Türkçülük hareketinin bu dergi sayesinde edebiyatta ve şiirde meyvelerini vermeye başladığını ifade etmiştir. Ayrıca "Yeni Mecmua” dergisi sayesinde Türk düşünce dünyası için, değer biçilmez bir okuma, düşünme ve öğrenme alanı oluşturduğu fikri verilmiştir.

Çalışmamıza kaynaklık etmesi açısından Milli Kütüphane, Hakkı Tarık Us Koleksiyonu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphanelerinin süreli yayınlar bölümü incelendiğinde, eğitimle ilgili dergilerin de şunlar olduğu tespit edilmiştir. II. Meşrutiyet Dönemi öncesi eğitim dergileri olarak Terbiye (1880-1881), Çocuklara Kıraat(1882), Fünun ve Medrese (1884), Numune-i Terakki (1887) görülmesine karşılık, II. Meşrutiyetle birlikte basın sansürünün2

kalkmasıyla birlikte gazete ve süreli yayınlarda ki artış kendisini eğitim

(37)

dergilerinde de göstermiş ve çok sayıda eğitim dergisi yayımlanmıştır. 1908-1928 yılları arası yayın hayatına başlayan eğitim dergileri tarihlerine göre sıralandığında ise, Yeni Mektep (Tevfik Fikret1908), Envarul-ulum (1910), Daruşşafaka (1911), Yeni Fikir Ethem Nejat (1911), Yeni Mektep Sabri Cemil (1911), Tedrisat Mecmuası (1909), Talebe Defteri (1913), Türk Yavrusu (1913), Resimli Mektep Âlemi (1913), Türk Çocuğu İzmir (1914), Milli Talim ve Terbiye Cemiyeti Mecmuası (1916), Muallim (1916), Edebiyat Fakültesi Dergisi (1916), Muallim (1916), Halkalı Ziraat Mektebi (1917), Öksüz Yurtları (1917) Çırak Mektepleri (1918), Yeni Nesil (1921), Tedrisat-ı İptidaiye Mecmuası (1225/) Anadolu Terbiye Mecmuası (1922), Milli Mefkûre (1922), Terbiye ve Oyun (Selim Sırrı 1922), Muallimler Birliği (1922-1927), Muallimler Mecmuası (1922-1927), Türkiye Cumhuriyeti Muallimler Birliği Umumi Kongresi Zabıtları, Talebe mecmuası (1923), Çanta (1924), İlk Terbiye ve Tedrisat (1924), Terbiye Mecmuası (1924), Altın Kalem (1924), Maarif Vekâleti Mecmuası (1925-1928), Maarif Salnameleri, Maarif Vekâleti Tebliğler Mecmuası (1926-1928), Kurtuluş Yolu Muallimler Birliği İskilip (1926), Oku İşleri (1927) Kırım Maarif Komiserliği tarafından yayınlanmıştır. Terbiye Mecmuası, Resimli Mecmua, Gençlik (1928), Muallim Almanağı (1928-1929), Musavver Küçük Osmanlı, Musavver Çocuk Postası, Şen Yuva olduğu görülmektedir.

birlikte farklı görüşleri temsil eden kişi ve gruplar, kendilerini en iyi ifade edebilecekleri alan olarak basını görerek gazete ve dergileri görmüşlerdir. Bu yüzden devrimden sonra Osmanlı basın hayatında adeta bir yayın patlaması yaşandı. Farklı dillerde ve farklı düşüncelerde yüzlerce gazete, mecmua, siyaset, mizah, kadın, edebiyat ve eğitim dergisi yayın hayatına başlamıştır.

Şekil

Tablo 1: 1908-1928 Yılları Arasında Yayın Hayatında Bulunmuş Olan Süreli Yayınlar 3
Tablo 2: Çalışmanın Örneklemini Oluşturan Dergiler Listesi
Tablo  3.   1908-1928  Yılları  Arası  Yayınlanan  Süreli  Eğitim  Dergilerinde  Ele  Alınan  Başlıca Eğitim Konuları ve Sayıları
Tablo 4: 1915 tarihinde İstanbul’da bulunan Ecnebi Mektepler
+5

Referanslar

Benzer Belgeler

Bilimsel tarih araştırmaları için bilim adamlarını özendiren Mustafa Kemal Paşa, ulusal bir tarih anlayışının geliştirilmesi ve Türk tarihinin bilimsel olarak

Görüşümüze göre de, artık belirli sektörler bakımından gece çalışma süresinin yedi buçuk saatin üzerine çıkmasının (işçinin de yazılı onayını almak şartıyla)

Her ne kadar bu açıdan literatürde bazı yazarlar yaptırımlar terimi ile zorlayıcı tedbirler terimini eş anlamlı kullansalar da, 5 BM Uluslararası Hukuk Komisyonu

Altı iş günlük ve bir yıllık sürelerin uygulanmasında ortaya çıkan hukuki sorun, sadece sürelerin uygulama alanı ve hükmün emredicilik yapısıyla ilgili değildir. Bir

Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”) da bir kararında 14 , bilgisayar programının koruma sınırlarını belirlemeye çalışmış, bu bağlamda Bern Konvansiyonu, TRIPS ve

Alacaklı tarafından kefile yapılan bu ödeme teklifinin geçerliliği ise herhangi bir şekle bağlı değildir (TBK m 184, II); fakat alacağın devrine ilişkin teklifin

Her ne kadar istinafa başvuran taraftan, istinaf sebeplerini ve gerekçesini dilekçesinde göstermesini beklemek gerekir ise de, bu gereklilik, istinaf.. mahkemesinin

Mevcut çalışma ile; Hatch Kanunu kapsamında, Amerikan kamu görevlileri için nasıl bir kurumsal düzen oluşturulduğu, buna neden gerek duyulduğu, bu anlamda ne