Orman Genel Müdürlüğü(OGM) Gazi yerleşkesi 1950’ li yıllarda başlayıp günümüze değin uzanan süreçte
oluşturulan içinde yönetim yapıları hizmet konutları, yemek salonları ve konukevi gibi çok sayıda yapının yanında; çeşitli ağaç ve ağaççık türlerinin güzel örneklerinin yer aldığı parklar ve ağaçlık alanları (meşşcere dnilse yeridir) kapsamaktadır.
Gazi Yerleşkesi, Atatürk Orman Çiftliği(AOÇ) sınırları içinde kalmaktadır. Alan; Ankara Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 2,6.1992 tarih ve 2436 Sayılı kararıyla “Doğal ve Tarihi Sit” olarak tescil edilmiş daha sonra ise 7.5.1998 tarih ve 5742 Sayılı kararla “1.Derece Doğal ve Tarihi Sit “ yapılmıştır.
Bilindiği gibi yaklaşık bir yıldır yerleşkenin başka kuruluşlara verileceği/devredileceği söylentisi dolaşmaktadır. Söylentilerin doğru olup olmadığı sorulduğunda ilgililerden tatmin edici yanıt alınamamıştır. Öte yandan bir şirkete ağaç röleve planı yaptırılmıştır. Röleve planının ihale yoluyla yapılmadığı ve şirkette orman mühendisi
çalıştırılmadığı bilgisi alınmıştır. 1. derece Doğal ve Tarihi Sit olan yerleşke için Koruma Amaçlı İmar Planı yaptırılması amacıyla OGM çalışma başlatmıştır. Yapılan çalışmanın hukuka uygun olmadığı TMMOB tarafından ortaya konması sonucunda, Plan yapımını Ankara Büyükşehir Belediyesi üstlenmiştir. 29 nisan 2011 tarihinde belediyede yapılan Koruma Amaçlı İmar Planı bilgilendirme toplantısı da yasa ve yönetmeliğe uygun
yapılmadığından; toplantıya katılan 15 kişi tarafından tutanak düzenlenmiştir. İlgili belediye uyarıları dikkate almadığı gibi hukuksuzluğu görmezden gelerek planı yapmıştır. Planın askı süresinde TMMOB Şehir ve Bölge Plancıları Odası itirazda bulunmuştur.
OGM’nin başvurusu üzerine 1.Derece Doğal ve Tarihi Sit “ olan yerleşke 10.8.2011 tarihinde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla “3. Derece Doğal Sit” durumuna getirilmiştir. Böylelikle yerleşkede yapılaşma için bütün kolaylıklar sağlanmıştır. OGM yetkilisi, birim sorulularını toplayıp; “bayramdan sonra taşınacak biçimde hazırlığınızı yapın” emrini vermiştir.
Binlerce ormancı çalışanın bulunduğu, ormancılığın tarihini, birikimini ve belleğini yok edecek bu yaşamsal kararı; birkaç yetkili nasıl alabilir? Yerleşkeyi boşaltın diyenler; nereye taşınılacağını bile söyleyememektedir. Türkiye’nin en eski herbaryumlarından birisi olan Araştırma Herbaryumunu, basım ünitesini, laboratuvarları, kitaplıkları,
ağalandırma alanı ve tescil edilmiş 3 adet anıt ağacı gözden çıkaranlar; bu sorumluluğun altından nasıl kalkacak, meslektaşlarının ve halkın yüzüne nasıl bakacak?
Şeffaf olacağız, sivil toplumun görüşlerini alacağız söyleminin açılımı buymuş meğer. “Devlet ormancılığından millet ormancılığına geçiyoruz” söylemi ise; yılların emeği, alınteri, toplumun ortak varlığı olan değerleri dağıtmak anlamına geliyormuş. 1937’de devlet orman işletmeciliğine geçişte ilk olarak kurulan Karabük Orman İşletmesi alnının TOKİ’ ye devri ile başlatılan süreç; günümüzde OGM’yi “arsa ofisi” konumuna getirmiş bulunmaktadır. OGM yerleşkesinin ardından İstanbul Bölge Müdürlüğü yerleşkesinin de TOKİ’ye verildiği duyumu alınmıştır. Maden kanunu, Turizmi Teşvik Kanunu, Yenilenebilir Enerji Kanunu ve 2B düzenlemeleriyle; ormanlar arsa ve kaynak olarak görülerek sermayeye sunulmuştur. Gidişata bakılırsa; bütün varlıklara göz dikilmiş, ormancılık gözden çıkarılmıştır.
Deyim yerindeyse bozkır yeşertilerek Başkent Ankara’nın en önemli yeşil alanlarından birisi durumuna getirilen Gazi Yerleşkesi, Başkent halkı ve ormancı çalışanlar hiçe sayılarak yok edilemez. Yok edilişine seyirci kalınamaz,
kalmayacağız. 18.8.2011 Ahmet Demirtaş