• Sonuç bulunamadı

SEBZECİLİK SEKTÖRÜ: DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "SEBZECİLİK SEKTÖRÜ: DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ"

Copied!
23
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SEBZECİLİK SEKTÖRÜ: DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ

Ruhsar YANMAZ1 Ahmet BALKAYA2 Selen AKAN1*

H. Çağlar KAYMAK3 Gölge SARIKAMIŞ1 Kâmile ÖNAL ULUKAPI4 Dr. Onur KARAAĞAÇ5 İsmail GÜVENÇ6 Ertan Sait KURTAR7

Funda ERYILMAZ AÇIKGÖZ8 ÖZET

Sebzeler ülkemizin tarım ürünleri içinde yurt dışı satış şansı yüksek olan grup içinde yer almaktadır. Türkiye yaklaşık 30 milyon tonun üzerindeki üretim değeri ile Dünya’da sebze üretiminde söz sahibi olan ülkeler arasında 4. sırada yer almaktadır.

Sebzecilik sektörü tohumculuk, fidecilik, örtüaltı yetiştiriciliği, sulama, gübreleme, tarımsal savaş sistemleri, akıllı tarım teknikleri, ambalaj ve pazarlama sektörlerini de bünyesinde toplayan büyük bir sektördür. Ülkemizin ekoloji çeşitliliği nedeniyle Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz Bölgelerinde hem açıkta, hem örtüaltı hem de sanayi sebzeciliği şeklinde olan yetiştiricilik, Marmara, Ege, İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde açıkta sofralık ve endüstri sebzeciliğine yönelmiştir.

Ülkemizde sebzecilik sektörünün alt yapısının giderek iyileştirilmesi ile dış satım olanaklarının artışı sonucu üretim modeli aile sebzeciliğinden modern sebzeciliğe yönelmiştir. Bununla birlikte sebzeciliğin hala küçük ölçekli işletmelerde yapılması, ürünlerin dış pazardaki rekabet güçlüğü, üreticinin kooperatifler altında bir araya gelememesi, uygulamada aşırı gübre ve tarımsal ilaç kullanımının kontrol edilememesi, iç ve dış pazar isteklerine uygun ve gereksinmeyi karşılayacak tür ve çeşitlerde üretimin yetersizliği dış satımımızı sınırlandırmaktadır. Son yıllarda sorunları aşmada Ar-Ge çalışmaları ve sektörler arası işbirliğinin artması, farklı özel sektör kuruluşlarının geniş alanlardaki üretime yatırım yapması da sektörün çehresinin değişmesinde etkili olmaktadır.

Türkiye’de üretilen sebze türlerindeki çeşitlilik ve üretim miktarının yeterli ve hatta gereksinmenin üzerinde olmasına rağmen, üretimde kullanılan girdilerde dışa bağımlılık devam etmektedir. Üretilen sebzenin ancak %4’ünün ihraç ediliyor olması da pazarlamanın hala en önemli problem olma önceliğini koruduğunu göstermektedir.

Sebzecilik sektörü, gelecekte de uluslararası rekabette güçlü yanlarımızdan birini oluşturacaktır. Bu gücü korumak ve artırmak için dış pazarlardaki yerimizin garanti altında olması gerekmektedir.

Burada sunulan makalede, ülkemizin sebzecilik sektörünün mevcut potansiyeli, üretim ve tüketim aşamasında yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri tartışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Sebzecilik, sorunlar, dış alım, dış satım, öneriler, Türkiye

1 Prof. Dr.,/1*Dr., Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, Ankara

2 Prof. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, Samsun

3 Prof. Dr.,Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, Erzurum

4 Dr., Akdeniz Üniversitesi Teknik Bilimler MYO, Antalya

5 Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu, Amasya

6 Prof. Dr.,Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, Kahramanmaraş

7 Prof. Dr.,Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, Konya

8 Prof. Dr.,Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, Teknik Bilimler meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü, Tekirdağ

(2)

1. GİRİŞ

Türkiye 1 milyar ton olan Dünya sebze üretimi içinde 30.032.727 ton üretimi ile %2.78’lik bir paya sahiptir (FAO 2017, TÜİK 2018a). Türkiye, üretim yönünden Çin, Hindistan ve ABD’den sonra dördüncü sırada yer almaktadır. Ülkemizde 50’nin üzerinde sebze türü yetiştirilebilmektedir. Bu türlere ek olarak egzotik bazı sebze türlerinin de ülkemizde üretilebilme şansı bulunmaktadır (Açıkgöz Eryılmaz 2012).

Dolayısıyla Türkiye, yetiştirilen sebze türlerinin sayısı ve çeşitliliği bakımından da Dünya ülkeleri arasında önemli bir konuma sahiptir.

Sebzecilik sektörü birim alandan elde edilen gelirin diğer bazı tarım kollarına göre daha fazla olması, üretim teknolojisine uyum sağlayabilmesi, sebzecilik sektöründe endüstri sebzeciliğinin öneminin artması ve Dünya’da tüketim talebi olan yeni sebze tür ve çeşitlerinin devreye girmesiyle 1980’li yıllardan itibaren boyut değiştirmiş, sebze tüketimine olan iç ve dış talebin artışı, farklı sektörlerdeki sanayicilerin sebzecilik sektörüne yaptıkları yatırımlarla aile sebzeciliği modelinden modern sebzecilik modeline geçmiştir.

Sebzecilik sektöründe teknolojinin tarımın tüm alanlarına girmesi, teknolojinin gerektirdiği kimyasal girdilerin, modern sulama yöntemlerinin kullanılması, verim ve kalitesi yüksek tür ve çeşitlerin geliştirilmesi üretimi ve kaliteyi artırmıştır. Üretimin ve kalitenin artışı Türkiye’nin dış pazarlarda ürünlerini pazarlama şansını sürdürmesini sağlamaktadır.

Son yıllarda üretimde aşırı yapay kimyasal girdi kullanımıyla sağlık değeri ön plana çıkmış, kimyasal kalıntı riskinin artışıyla çevreyle dost üretim sistemlerine dönüş olmuştur. Türkiye pek çok gelişmiş ülkeye göre kimyasallarla bulaşmamış temiz topraklara sahiptir. Bu nedenle gerek organik tarım, gerekse de iyi tarım ile yetiştiricilik için avantajlı durumdadır.

Türkiye’deki sebzecilik sektörü, farklı endüstri dallarını içinde bulundurmaktadır.

Tohumculuk, fidecilik, örtüaltı sistemleri, tarım makinaları teknolojisi, gübre ve ilaç sektörü, ambalaj, kozmetik ve ilaç endüstrisi ile yakın ilişkilidir. Bu nedenle üretimde teknolojinin kullanılması bu yan sektörlerin gelişimini tetiklemektedir. Sonuç olarak bugünkü koşullardaki görüntüsü ile sebzeciliğin küçük işletme modelinden modern sebzeciliğe doğru bir değişim içinde olduğu görülmektedir.

Ülkemizde sebze üretimi ekolojik koşullara bağlı olarak açıkta tarla veya örtüaltı sebzeciliği şeklinde yapılmaktadır. Açıkta sebze yetiştiriciliği sofralık ve sanayilik üretime, örtüaltı yetiştiriciliği ise sofralık üretime yönelik olarak yapılmaktadır. Türkiye sebze üretiminde başarılı ama pazarlamada başarısız bir ülke görünümündedir.

Doğal olarak bu sektörün diğer bahçe bitkileri sektörlerinde olduğu gibi üretimle ilgili yapısal ve ekonomik sorunları bulunmaktadır.

Burada sunulan çalışmada Türkiye’deki sebzecilik sektörü ekonomik açıdan olduğu kadar, araştırma ve özel kuruluşlarla ilişki boyutunda da değerlendirilerek, sektörün güçlü, zayıf ve geliştirilebilir yönleri ortaya konulmuş ve tartışılmıştır.

2. MEVCUT SEBZE ÜRETİMİ VE ÜRETİM ÖZELLİKLERİ 2.1. Üretim Alanı ve Üretim

Türkiye’nin 1961-2018 yılları arasındaki toplam sebze ekiliş alanı, üretim miktarı ve verim düzeyinde meydana gelen değişim Çizelge1’de verilmiştir. Çizelge 1

(3)

incelendiğinde, 1961-2000 yılları arasında üretim alanı ve miktarında düzenli bir artışın olduğu ve her 20 yıllık periyotta üretimin yaklaşık iki kat artış gösterdiği görülmektedir. Türkiye’de 1980’li yıllardan sonra ekonomik modelin değişimi, serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte izlenen tohum ve girdi ithalatının etkisiyle çeşitlerin iyileştirilmesi, üretim tekniklerinde modernleşme sebzecilik sektörünün büyümesinde etkili olmuştur. Sebze üretimi 2010’lu yıllarda 25 milyon ton iken, 2018 yılında 30 milyon tonun üzerine çıkmıştır. Üretim alanı ve miktarındaki artış verimliliğin artışında da görülmektedir. Ülkemizdeki ortalama verim değeri 2000 yılından beri 12-36 t/ha arasında değişmektedir (Çizelge 1). Ancak üretim miktarını üretim alanına bölerek hesaplanan verimlilik hesaplamaları; Türkiye’deki ekolojik özelliklerin, üretim tekniklerinin bölgelere göre önemli farklılık göstermesi nedeniyle sağlıklı değildir. Bunun yerine verimliliğin tür bazında, bölgelere göre ayrı ayrı hesaplanması daha doğru yorumlar sağlayacaktır. Yine de Dünya genelindeki ülkelerle karşılaştırıldığında verim değerleri Dünya ortalamasının üzerindedir.

Çizelge 1. Türkiye’nin Sebze Üretiminin Yıllara Göre Değişimi Yıl Üretim (ton) Alan (ha) Verim (ton/ha)

1961 6.618.315 547.700 12

1980 13.028.270 725.400 18

2000 24.605.162 999.200 25

2010 25.900.999 1.089.700 24

2015 29.552.290 848.542 35

2016 30.266.897 847.459 35

2017 30.869.967 839.639 37

2018 30.032.827 820.668 36

(TÜİK 2018a, b)

2005-2018 yılları arasında sebze türlerine ve ürün gruplarına göre üretim alan ve miktarı Çizelge 2’de verilmiştir. Çizelge 2’ye göre Türkiye’de yetiştirilmekte olan ve üretim değerleri istatistiklerimizde yer alan sebze türlerinin sayısı mantar ve diğer sebzeler dahil 48 adettir. Bu sayıya, ülkemizde yetiştirilmekte olan ve yöresel olarak değerlendirilen çoğu yapraklı olan sebze türü ile ülkemize son yıllarda yurt dışından getirilerek adaptasyon çalışmaları yapılan sebze türleri dahil değildir. Çizelge 2’de verilen 39 türün 9 adeti meyvesi yenilen, 12 adeti yaprağı yenen, 5 adeti baklagil sebzeleri, 4 adeti soğansı ve yumruları yenen, 3 adeti çiçek ve çiçek tablası yenen ve 5 adeti kökleri yenen sebze türlerine aittir. Ülkemizde en fazla üretilen sebze türleri meyvesi yenen sebze türleridir ve toplam üretimimizin %79’unu oluşturmaktadır.

Meyvesi yenilen sebze türlerini %11 ile soğansı-yumru ve kök sebzeleri, %5 ile yaprağı yenen sebzeler ve %2’lik oranla da baklagiller izlemektedir (TUİK, 2018c) (Şekil 1).

Çizelgeye 2’ye göre meyvesi yenilen türlerden en fazla üretim artışı görülen türler;

sofralık domates, salçalık domates, sivri biber, salçalık biber, hıyar, sakız kabağı ve acurdur. Meyvesi yenilen sebze türlerinden sonra üretiminde en fazla artış görülen yaprağı yenilen sebze türleri kırmızı baş lahana, beyaz baş lahana, kıvırcık yapraklı salatalar, göbekli marul; çiçek tablası yenilen türlerden karnabahar, brokoli ile kökleri tüketilen sebzelerden havuç ve kırmızı turptur. Son yıllarda fonksiyonel gıda değeri ve ürün kalitesi yönünden tüketici taleplerinin artması ve pazarda diğer lahana grubu

(4)

sebzelere göre daha yüksek fiyatlarla satılma şansı bulan karnabahar, brokoli ve kırmızı baş lahana üretiminde belirgin artışlar görülmektedir (Balkaya vd. 2017).

Çizelge 2. Sebze Üretim ve Alanının Ürün Grupları ve Tür Bazında Yıllara Göre Değişimi

Sebze türleri

Yıl

2005 2010 2015 2018

Üretim

(ton) Alan

(da) Üretim

(ton) Alan

(da) Üretim

(ton) Alan

(da) Üretim

(ton) Alan

(da) Meyvesi

yenen

sebzeler 8.799.000 6.047.980 8.247.642 5.623.573 23.136.971 5.052.874 23.147.529 6.060.162

Bamya 36.000 76.910 36 748 77.153 30.574 58.179 29.111 51.580

Biber 1.829.000 804.930 1 986 700 811.615 2.191.888 765.192 2.455.584 768.484 Domates 1.050.000 2.011.160 10 052 000 1.791.247 12.615.000 1.871.637 12.150.000 1.694.837 Hıyar 1.745.000 461.740 1.739.191 394.564 1.822.636 378.105 1.848.273 356.583

Kabak 305.500 281.010 341.034 513.963 354.535 707.218 529.57 1.367.238

Karpuz 3.970.000 1.165.460 3.683.103 956.598 3.918.558 935.458 4.031.174 863.610 Kavun 1.825.000 925.430 1.611.695 795.713 1.719.620 790.524 1.753.942 735.176 Patlıcan 930.000 307.890 846.998 267.540 805.259 234.210 836.284 199.292

Acur 23.500 13.450 25.621 15.180 33.082 18.862 42.631 23.362

Baklagil

sebzeleri 793.500 801.600 807.292 776.762 886.580 760.985 832.895 694.774 Fasulye 555.000 560.500 587.967 531.340 640.836 501.218 580.949 455.263

Bezelye 122.000 96.770 90.191 94.443 112.638 112.748 107.344 97.433

Börülce 13.500 17.960 16.591 20.100 18.043 22.028 17.657 20.327

Bakla 49.000 60.920 41.929 50.567 35.359 41.408 38.921 40.484

Barbunya 54.000 65.450 70.614 80.312 79.704 83.583 88.024 81.267

Çiçek veya çiçek tablası yenen sebzeler

161.500 89.300 214.142 107.052 261.320 127.286 334.220 156.347

Karnabahar 117.000 55.800 158.579 67.913 182.266 76.082 225.151 88.823

Brokoli 8.500 5.710 26.493 15.495 46.353 25.481 69.592 37.950

Enginar 36.000 27.790 29.070 23.644 32.701 25.723 39.477 29.574

Soğan ve sürgünleri yenen sebzeler

2.705.012 1.159.300 2.408.714 939.311 2.371.849 876.862 2.469.913 845.678

Sarımsak 109.000 132.460 98.170 114.666 119.223 128.936 143.207 153.976 Soğan 2.270.000 906.610 2.065.478 735.115 2.020.880 667.825 2.073.579 613.435

Pırasa 326.000 120.200 244.812 89.100 231.678 79.908 252.958 77.779

(5)

Sebze türleri

Yıl

2005 2010 2015 2018

Üretim

(ton) Alan

(da) Üretim

(ton) Alan

(da) Üretim

(ton) Alan

(da) Üretim

(ton) Alan

(da)

Kuşkonmaz 12 30 254 430 68 193 169 488

Kökleri yenen

sebzeler 587.300 181.190 713.338 185.387 759.459 178.176 871.073 201.464

Havuç 388.000 94.940 533.353 111.876 534.988 101.003 642.837 123.478

Turp 170.000 70.800 155.673 62.696 200.249 66.323 196.984 64.767

Kök Kereviz 21.000 11.220 14.758 7.426 15.801 7.816 21.603 9.511

Şalgam 2.300 1.660 1.693 841 1.393 650 1.530 691

K. Pancar 6.000 2.570 7.861 2.548 7.028 2.384 8.119 3.017

Yaprakları yenen

sebzeler 1.411.750 793.200 1.413.047 724.826 1.523.955 709.757 1.603.612 716.317 Ispanak 238.000 219.020 218.291 187.726 208.403 165.789 225.174 163.910 BB Lahana 492.000 166.990 491.228 149.807 514.344 142.229 516.951 132.494

K. Lahana 91.000 36.980 118.170 40.948 178.679 49.384 187.948 51.190

Y. Lahana 92.000 74.240 81.953 61.457 71.118 56.732 57.034 49.752

Br.Lahanası 900 680 1.651 1.045 2.534 1.493 3.343 1.927

Marul 424.000 226.470 419.298 209.894 447.492 211.977 487.543 214.619

Maydanoz 57.000 49.090 56.332 48.671 57.728 49.641 78.961 64.268

Nane 7.750 8.710 11.772 11.733 14.945 10.577 14.511 10.134

Tere 1.600 3.020 2.380 3.329 9.236 6.653 6.517 6.556

Roka 2.750 3.470 4.058 4.066 9.110 7.017 12.930 10.381

Dereotu 2.000 2.250 2.978 2.978 4.488 4.777 8.318 8.573

Semizotu 2.750 2.280 4.936 3.172 5.878 3.488 4.382 2.513

Mantar 17.000 - 21.559 - 39.495 - 46.144 -

Toplam 14.475.062 90.725.70 19.299.811 11.016.300 28.979.629 7.705.940 29.305.386 8.674.742 (TÜİK 2018c)

Şekil 1. Sebze Üretiminin Sebzelerin Tüketilen Kısımlarına Göre Dağılımı Çizelge 3’de ülkemizde 2005-2018 yılları arasında en fazla üretilen 10 sebze türünün üretim miktarı ve üretim alanı değerleri verilmiştir. Çizelgeye göre ülkemizde meyvesi yenilen sebze türlerinden domates, biber, kavun, karpuz, hıyar, patlıcan ve taze fasulye; kökleri yenen sebzelerden havuç, soğanları yenen sebzelerden soğan ve yaprakları yenilen sebze türlerinden de beyaz baş lahana ilk 10’a giren sebze türleridir.

(6)

Çizelge 3. Türkiye’de En Fazla Üretilen 10 Sebze Türünün Üretim ve Üretim Alanı Değerleri

Tür

Yıl

2005 2010 2015 2018

Üretim

(ton) Alan

(da) Üretim

(ton) Alan

(da) Üretim

(ton) Alan

(da) Üretim

(ton) Alan

(da) Domates 10.050.000 2.011.160 10.052.000 1.791.147 12.615.000 1.871.637 12.150.000 1.694.837 Karpuz 3.970.000 1.165.460 3.683.103 956.598 3.918.558 935.458 4.031.174 863.610 Soğan 2.270.000 906.610 2.065.478 735.115 2.020.880 667.825 2.073.549 613.435 Biber 1.829.000 804.930 1.986.700 811.615 2.307.456 792.617 2.554.974 786.524 Hıyar 1.745.000 461.740 1.739.191 394.564 1.822.636 3.781.105 1.848.273 356.583 Kavun 1.825.000 925.430 1.611.695 795.713 1.719.620 790.524 1.753.942 735.176 Patlıcan 930.000 307.890 846.998 267.540 805.259 234.210 836.284 199.292 Taze

Fasulye 555.000 560.500 587.967 531.340 640.836 501.218 580.949 455.263 Havuç 388.000 94.940 533.353 111.876 534.988 101.003 642.837 123.478 BB Lahana 492.000 166.990 491.228 149.807 764.141 142.229 516.951 132.494

(TÜİK 2018d)

Türkiye’nin Sebze Üretiminin İllere Göre Durumu

Türkiye farklı ekolojik koşullara sahip olduğundan her sebze türünün yetiştirilebileceği ekolojik koşulları bulmak mümkündür. 2018 yılı illere göre üretim değerleri Çizelge 4’de verilmiştir. Çizelgeye göre Antalya ilinin ilk 10 ile göre en yüksek üretim değeri ve alana sahip olduğu görülmektedir. Antalya ili hem örtüaltı hem de açıkta sebze yetiştiriciliğinin ön plana çıktığı ve Türkiye’nin üretiminin önemli bir kısmını karşılayan bir ilimizdir. Çizelgeden ılıman iklime sahip illerin üretimde ilk sıralarda yer aldığı, bununla birlikte İç Anadolu bölgesinde de Ankara, Konya ve Kayseri illerinin üretim ve alan olarak bu illeri izlediği görülmektedir.

Çizelge 4. 2018 Yılı Türkiye’nin İllere Göre Sebze Üretim Miktarları ve Üretim Alanları (TÜİK,2018e) Üretici İller Üretim

(ton) Üretim

Alanı (da) Verim (ton/da)

Antalya 4.606.070 560.569 8,21

Bursa 2.299.562 469.648 4,89

Mersin 2.232.156 341.489 6,53

Adana 1.806.463 348.342 5,18

İzmir 1.782.978 445.533 4,00

Manisa 1.393.133 321.254 4,33

Ankara 1.160.464 373.307 3,10

Konya 1.084.894 300.170 3,61

Samsun 768.931 257.140 2,99

Kayseri 79.798 347.181 0,22

(7)

2.2 Sebzelerin Dış Ticaret Değeri ve Rekabet Gücü

Türkiye’nin 2014-2018 yılları arasındaki toplam yaş sebze ihracat miktarı, ihracat değerleri ve yıllık değişimleri Çizelge 5’te verilmiştir. Dış satım miktarı yıllar içinde değişim gösterse de ortalama 1.156,400 t’dur. Bunun karşılığında elde edilen gelir ise 584 milyon $ dır. Bu değerlere göre sebze üretiminin ancak %4’e yakın kısmı dış satımda yer almaktadır ki bu da üretim miktarımız ve ürün çeşitliliğimiz dikkate alındığında son derece düşük bir değerdir. Çizelge 5’deki yıllara göre değişim oranları da incelendiğinde ihracattaki artış oranlarının çok düşük yüzdelerde olduğu ve umut verici olmadığı dikkat çekmektedir.

Çizelge 5. 2014-2018 Toplam yaş sebze ihracat miktarı ihracat değerleri ve yıllık değişimleri

Yıllar İhracat miktarı

(bin ton) Yıllık değişim

(%) İhracat değeri

(milyon $) Yıllık deği- şim (%)

2014 1.166 16 709,9 1

2015 963 -17 590,7 -17

2016 1.076 12 463,3 -22

2017 1.267 18 563,2 22

2018 1.308 3 593.2 5

Ortalama 1.156 - 584,06 -

Kaynak: (Trademap 2019)

Çizelge 6. En çok dışsatımı yapılan ilk 10 yaş sebze türünde yıllara göre dışsatım miktarı (1000t)

Sebze türü 2014 Sebze türü 2015 2016 2017 2018 Toplam değişim

(%)

1 Domates 591,6 Domates 543,8 479,9 525.8 538.5 -9

2 Biber 82,7 Biber 89,3 98,6 95.8 128.7 56

3 Hıyar-kornişon 103,7 Hıyar-kor-nişon 70,6 48,1 49.9 66.9 -35

4 Kabak 54,1 Kabak 51,1 60,3 49.1 67.7 25

5 Soğan-şalot 225,3 Soğan-şalot 87,5 97,3 235.2 101.7 -55

6 Patlıcan 20,8 Patlıcan 20,9 25,1 23.7 25.8 24

7 Mantar 0,4 Mantar 0,8 0,6 0, 5 1.3 225

8 Havuç-turp 43,9 Havuç-turp 53,2 69,9 61.1 87.5 99

9 Marul-hindiba 5,7 Patates 11,4 173,8 191.5 258.1 2164

10 Diğer sebzeler 2,7 Diğer sebzeler 2,3 2,2 2.6 3.1 15

Kaynak: (Trademap 2019)

Çizelge 6’da 2014-2018 yılları arasında en fazla dış satımı yapılan 10 sebze türüne ait veriler görülmektedir. Toplam değişim rakamlarına göre biber, kabak, patlıcan, mantar, havuç ve patates ihracat miktarlarında artış, domates, hıyar ve soğan ise azalma görülen türler olmuştur. Özellikle 2014 yılında en fazla ihracatı yapılan yaş sebze listesinde yer almayan patatesin, 2018 verilerine göre önemli bir dış satım ürünü haline geldiği görülmektedir. Dışsatım açısından satılan ürün

(8)

miktarından daha çok elde edilen gelir daha önemlidir. Son yıllarda mantarın dışsatım miktarı artmasına rağmen elde edilen gelirde düşüş meydana gelmiştir (Çizelge 7).

Çizelge 7. Yıllara göre en çok dışsatımı yapılan ilk 10 yaş sebze türünün ihracat değerleri (milyon$)

Sebze türü 2014

(m$) Sebze türü 2015 (m$) 2016

(m$) 2017 (m$) 2018

(m$)

Toplam değişim

(%)

1 Domates 430,1 Domates 367,1 238,3 288,7 291,9 3,2

2 Biber 80,4 Biber 78,2 90,9 96,9 118,6 48

3 Hıyar-kornişon 77,5 Hıyar-kor-nişon 47,8 28,3 34,09 41,3 -47

4 Kabak 34,5 Kabak 31,09 34,1 31,4 40,4 17

5 Soğan-şalot 37,1 Soğan-şalot 17,9 10,8 38,7 16,8 -55

6 Patlıcan 14,04 Patlıcan 12,9 12,4 12,3 15,1 8

7 Mantar 6,1 Mantar 8,7 4,7 6,0 1,3 -79

8 Havuç-turp 6,3 Havuç-turp 7,6 10,4 8,7 13,7 117

9 Marul-hindiba 4,4 Patates 1,3 19,8 25,7 10,3 692

10 Diğer sebzeler 4,5 Diğer seb-zeler 3,5 3,1 4,3 4,6 2 Kaynak: (Trademap 2019)

Çizelge 8’de Ülkemizin 2014-2018 yılları arasında en fazla dışsatım yaptığı ilk 20 ülke ve dışsatım miktarları verilmiştir. Çizelgeye göre Rusya Federasyonu (%- 81), Bulgaristan (%-14) ve Moldova (%-42) dışında diğer ülkelerle olan dışsatımımız artmıştır. En yüksek artış İsrail’e yapılan sebze ihracatında olmuştur. En fazla dışsatım yapılan ülkeler listesinde 2016 yılından sonra İsviçre’nin, 2014 yılından sonra ise Yunanistan’ın yer almadığı görülmektedir. Bu ülkelerin yerine listeye Azerbaycan- Nahcivan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) girmiş ve ülkemizin bu ülkelere yaptığı dışsatım miktarı her yıl artış göstermiştir. Ülkemizin yaş sebze dışsatım miktarlarının ülkelere dağılımı incelendiğinde, 2018 verilerine göre en fazla ihracat yapılan ilk üç ülke Irak, Suriye, Rusya Federasyonu olmuştur.

Dışsatıma konu olan sebze türlerinin önemli bir bölümü örtüaltında yetiştirilebilme şansına sahip türlerdir. Bu da ülkemize yıl boyu dışsatım şansı vermektedir. Bununla birlikte dışsatım miktarı çok düşük düzeydedir. Bunda taze sebzelerin muhafaza ömrünün az olması, dış satım yapılan ülkelerin ürün standartlarına uyulmaması, ambalaj malzemelerinin yetersiz düzeyde oluşu, taşıma kanalları ile ilgili sorunlar yanında ülkenin dış politikası ile ilgili olarak yaşanan sorunlar da etkili olmaktadır

(9)

Çizelge 8. Ülkemizin en fazla dışsatım yaptığı ilk 20 ülke ve dışsatım miktarı (1000 t)

Ülke 2014 2015 2016 2017 2018

Toplam değişim (%)

Rusya 533,3 Rusya 465.3 Rusya 34,9 Rusya 97,2 102,2 -81

Almanya 32.7 Almanya 32.1 Almanya 40,9 Almanya 43.9 46.8 43

Romanya 38.1 Romanya 39.8 Romanya 67,4 Romanya 69.9 95.1 150

Bulgaristan 85.8 Bulgaristan 65.1 Bulgaristan 60,5 Bulgaristan 50.1 74.06 -14

Irak 152.3 Irak 76.8 Irak 172,4 Irak 284.3 289.9 90

S. Arabis-

tan 20.3 S. Arabis-tan 47.1 Suudi Ara-bistan 83,5 Suudi Ara-bistan 93.4 86.1 324

Ukrayna 57.9 Ukrayna 21.1 Ukrayna 46,3 Ukrayna 46.4 73.1 26

Gürcistan 70.5 Gürcistan 53.9 Gürcistan 128,5 Gürcistan 101.8 92.1 31 Beyaz Rus-

ya 21.5 Beyaz Rus-ya 16.8 Beyaz Rus-ya 108,1 Beyaz Rus-ya 124.4 54.3 153

İsrail 0,1 İsrail 10.9 İsrail 19,5 İsrail 21.8 50.1 50000

Hollanda 8.9 Hollanda 8,1 Hollanda 12,6 Hollanda 16,8 15,9 79

Avusturya 6.4 Avusturya 7.2 Avusturya 8,6 Avusturya 9.6 8,4 31

Moldova 25.5 Moldova 15.9 Moldova 13,0 Moldova 12.1 14,8 -42

Fransa 2,9 Fransa 2.8 Fransa 3,0 Fransa 3.3 3,2 10

Birleşik

Krallık 3,6 İngiltere 3,6 Birleşik Krallık 4,6 Birleşik Krallık 5.09 5.5 53

Suriye 13.9 Suriye 33.4 Suriye 132,3 Suriye 118.5 128.6 825

Polonya 9,1 Polonya 4,5 Polonya 16,3 Polonya 19.5 19,9 119

İsviçre 3.5 İsviçre 3.4 İsviçre 3,4 BAE 8.8 12,1 -

Bosna-Her-

sek 10.8 Bosna-Her-sek 7.8 Bosna-Her-sek 9.8 Bosna-Her-sek 8.7 12,7 18 Yunanis-

tan 7,3 Azerbay-

can-Nahci-

van 2.6 Azerbay-

can-Nahci-

van 20,7 Azerbay-

can-Nahci-

van 29.2 31,8 -

Kaynak: (Trademap 2019)

Ülkemizin 2014-2018 yılları arasında sebze dışsatım değerlerinin ülkelere göre dağılımının görüldüğü Çizelge 9’a göre Rusya Federasyonu (-81), Moldova (-18), Bulgaristan (-11) ve Fransa (-4)’ya yapılan dışsatımımızda düşüş olmuştur. Buna karşılık, İsrail (%29400), Suriye (%545), Suudi Arabistan (%290), Romanya (153) ve Polonya (%113)’ya yapılan dışsatım değerlerinde artış görülmüştür. 2018 verilerine göre, en yüksek ihracat değerine sahip ilk üç ülke; Romanya, Rusya Federasyonu ve Almanya olarak sıralanmıştır.

Türkiye 30 milyon ton sebze üretmesine ve ancak %4,3’ünü ihraç etmesine rağmen az da olsa değişen miktarlarda dış alım yapmaktadır (Çizelge 10). Türkiye toplam sebze dışalımı 2014 yılında 12.984 ton iken, 2018 yılında 5.728 ton olmuştur. 2014-

(10)

2018 yılları arasında sebze türlerine göre dışalımı miktarı incelendiğinde patates, domates, soğan ve sarımsak en fazla dışalımı yapılan türlerdir. Bununla birlikte, sarımsak dışalımı 2014 yılında 2.702 ton iken 2018 yılında 420 tona gerilemiştir.

Benzer şekilde, patates dışalımı da 9.563 tondan 2.984 tona düşmüştür.

Çizelge 9. Ülkemizin en fazla dışsatım yaptığı ilk 20 ülke ve dışsatım değeri (milyon $)

Ülke 2014 Ülke 2015 Ülke 2016 Ülke 2017 2018 Toplam değişim (%)

Rusya Fe-

derasyonu 382,1 Rusya Federasyonu 332,4 Rusya Fede-rasyonu 20,6 Rusya Federas-

yonu 38,1 72,3 -81

Almanya 42,6 Almanya 40,1 Almanya 46,5 Almanya 53,4 52,1 22

Romanya 33,9 Romanya 33,03 Romanya 54,5 Romanya 72,9 85,6 153

Bulgaristan 44,9 Bulgaristan 25,1 Bulgaristan 22,4 Bulgaristan 26,6 39,9 -11

Irak 28,9 Irak 17,3 Irak 38,8 Irak 49,5 37,7 30

Suudi Ara-

bistan 6,7 Suudi Ara-

bistan 15,7 Suudi Ara-bistan 31,1 Suudi Ara-bistan 29,9 26,1 290

Ukrayna 35,8 Ukrayna 14,4 Ukrayna 24,6 Ukrayna 23,5 37,9 6

Gürcistan 18,4 Gürcistan 13,8 Gürcistan 35,9 Gürcistan 29,7 25,6 39 Beyaz Rus-

ya 17,3 Beyaz Rusya 11,06 Beyaz Rusya 53,4 Beyaz Rusya 68,7 30,1 74

İsrail 0,1 İsrail 10,3 İsrail 15,1 İsrail 15,4 29,5 29400

Hollanda 10,9 Hollanda 9,6 Hollanda 13,2 Hollanda 18,6 16,4 50

Avusturya 7,5 Avusturya 7,9 Avusturya 8,4 Avusturya 10,8 8,5 13

Moldova 13,6 Moldova 7,5 Moldova 6,0 Moldova 7,8 11,2 -18

Fransa 5,4 Fransa 4,8 Fransa 4,2 Fransa 5,0 5,2 -4

Birleşik

Krallık 5,07 Birleşik Krallık 4,4 Birleşik

Krallık 5,0 Birleşik Krallık 6,1 6,6 30

Suriye 2,9 Suriye 3,9 Suriye 17,0 Suriye 17,3 18,7 545

Polonya 8,6 Polonya 3,8 Polonya 12,6 Polonya 18,4 18,3 113

İsviçre 4,5 İsviçre 4,8 İsviçre 4,3 BAE 2,3 4,4 -

Bosna-Her-

sek 5,1 Bosna-Her-

sek 3,2 Bosna-Her-

sek 4,3 Bosna-Her-sek 4,2 6,0 18

Yunanistan 3,1 Azerbay- can-Nahci-

van 0,8 Azerbay-

can-Nahci-

van 7,3 Azerbay-

can-Nahci-

van 7,04 5,7 -

Kaynak: (Trademap 2019)

(11)

Çizelge 10. 2014-2018 Yıllarında Sebze Dış Alım Miktarının Türlere Göre Dağılım (ton)

2014 2015 2016 2017 2018 Pay (%)

Domates 107 494 787 553 1042 18

Soğan 0 196 204 71 495 9

Salata-Marul 101 1.769 274 533 70 1

Hıyar - 245 691 2 26 0.5

Biber 197 67 251 32 235 4

Kuşkonmaz 58 60 75 86 66 1

Kereviz 2 2 4 4 3 0,05

Havuç 29 - - 15 22 0,4

Kabak 136 147 122 19 25 0,4

Lahana 61 1960 166 99 271 5

Patlıcan - 15 93 - 34 0,6

Sarımsak 2.702 2.651 2.513 415 420 7,3

Patates 9.563 7.810 2.749 998 2984 52

Diğer 28 2 21 142 35 0,6

Toplam 12.984 15.418 7.950 2.969 5.728 100

Kaynak: (Trademap 2019)

Uluslararası sebze ticaretini sınırlayan en önemli iki faktörden biri sebzelerde taşıma sırasında ortaya çıkan kayıplar, diğeri de sebzelerin iklim kontrollü koşullarda yetiştirilebilme şansının olması nedeniyle her ülkenin sebze üretim miktarının yeterli düzeye ulaşmasıdır (Yanmaz vd. 2015). Bu iki önemli faktöre rağmen Türkiye taze sebze dışsatım şansı yüksek olan ülkelerden biridir ve pazardaki yeri her yıl güçlenerek artmaktadır. Dünya genelinde en fazla dışsatımı yapılan sebze türleri patates (24 milyon ton), domates (16.5 milyon ton), soğan (16.4 milyon ton) ve biber (7.5 milyon ton)’dir (Trademap, 2019). Alınacak tedbirlerle, Türkiye gelecek yıllarda da sebze dış ticaretindeki yerini koruyup daha iyi noktalara gelebilir.

Sebzeler çoğunlukla taze olarak tüketilmekte ise de işlenmiş sebze üretimimiz de giderek artış göstermektedir. 2018 yılında kurutulmuş sebzelerde 527 milyon TL ve dondurulmuş sebzelerde 392 bin TL’lik ihracat yapılmıştır. Kurutulmuş ve dondurulmuş sebzelerde en büyük pazarlar ABD, İtalya, Çin ve Almanya’dır.

2.3 Türkiye’de Sebze Tüketimi ve Alışkanlıklardaki Değişim

2015 yılından günümüze kadar olan süreçte Türkiye’de yıllara göre mevcut sebze tüketiminin değişimi Çizelge 11’de verilmiştir. Çizelgeye göre kişi başına yıllık sebze tüketimimiz toplam üretime göre son 4 yıl ortalaması olarak 276 kg civarındadır.

Kişi başına tüketim miktarı, Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de genellikle üretim miktarının nüfusa bölünmesi veya bir kişinin günlük gereksinmesinin 200 g sebze olduğu kabul edilerek, bu değerin nüfusa bölünmesi ile hesaplanmaktadır. Bu hesaplama şekilleri, farklı koşullarda yapılan araştırma verilerine dayanmadığı için tüketimle ilgili değerlendirmelerin yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Ülkemizde yapılan araştırmalara göre, Türk halkının beslenmesinde ilk sırayı tahıl ürünleri, 2. sırayı da sebzeler almaktadır. Sebze tüketimi bölgelere göre değişmekte, batı bölgelerde sebze tüketimi artarken, doğu bölgelerimizde sebze tüketimi sınırlı düzeyde kalmaya devam etmektedir (Yanmaz vd. 2015).

(12)

Çizelge 11. Türkiye’de Sebzelerin Yıllara Göre Kişi Başı Tüketim Miktarı (kg/yıl)

Sebze Türleri 2014 2015 2016 2017

Bakla (taze) 0,4 0,4 0,4 0,4

Bamya 0,4 0,3 0,3 0,3

Bezelye 1,2 1,2 1,2 1,1

Biber 23,4 23,7 25 26,2

Domates 119,5 118,6 116,3 116,9

Havuç 5,9 5,2 5,4 5,4

Hıyar 18,4 19 18,8 18,5

Ispanak 2,3 2,3 2,3 2,3

Kabak (sakız) 3,2 3,2 3,6 4,5

Karpuz 43,4 43,3 43,2 43,5

Kavun 19,2 19 20,3 19,6

Kuru soğan 19,8 21 21,2 22,4

Kuru sarımsak 0,9 0,9 0,9 1

Lahana 8,2 8,4 8,5 8,4

Marul 5 4,9 5,2 5,3

Patlıcan 9,2 8,8 9,2 9,4

Pırasa 2,4 2,5 2,4 2,2

Semizotu 0,1 0,1 0,1 0,1

Fasulye 7,2 7,1 7 6,9

Taze soğan 1,3 1,5 1,5 1,6

Turp 2,2 2,3 2,2 2,2

Sebze Toplam 274,9 276,2 276,5 278,6

(TÜİK 2017).

Tüketim miktarı yönünden değerlendirmeye alınan 21 sebze türünde kişi başına tüketim miktarı incelendiğinde en fazla tüketilen türlerin büyük çoğunluğunu Patlıcangiller (151,4 kg/yıl) ve Kabakgiller (86,1 kg/yıl) familyasına giren sebze türlerinin oluşturduğu görülmektedir. Sebzelerin sağlık değerlerine ilişkin bilimsel çalışmaların sonuçları alındıkça öne çıkan sebze türlerine gelecek yıllarda talebin daha çok artacağı tahmin edilmektedir.

TÜİK verilerine göre Türkiye’deki seçilmiş bazı sebze türlerine göre yeterlilik durumu Şekil 2’de görülmektedir. Buna göre Türkiye’de gerek toplam sebze üretimi ve gerekse seçilmiş türlerde yeterlilik düzeyi %100’ün üzerindedir (TÜİK 2018f).

(13)

Şekil 2. Türkiye’de en fazla üretilen Sebze Türlerinde Üretimin Gereksinmeyi Karşılama Oranı

(TÜİK 2018f).

2.4 Sebzecilik Sektörünün Yapısı

Ülkemizdeki sebzecilik yıllar içinde gelişme göstererek önemli bir sektör halini almıştır. Türkiye’de sebze yetiştiriciliği sofralık ve sanayilik üretime yönlenmiştir.

Sofralık üretim genellikle açıkta yapılmaktadır. Buna karşılık, ülkemizin sahil kesiminde yer alan bölgelerde örtüaltı yetiştiriciliği gelişmiştir. Örtüaltı yetiştiriciliği iç bölgelerde mikroklima alanlarda turfandacılığa yönlenmiştir.

Çizelge 12. Türkiye’de örtüaltı alanları (1000 da) Yıl Cam Sera Plastik Sera Yüksek

Tünel Alçak Tünel Toplam

2014 81 299 113 157 649

2015 80 309 113 162 664

2016 80 329 113 170 692

2017 86 355 120 191 752

2018 78 369 114 211 772

(Anonim 2018a)

Türkiye örtüaltı varlığı bakımından Çin, Güney Kore ve İspanya’nın ardından dördüncü sırada yer alırken, Avrupa’da ise İspanya ile birlikte ilk sırada yer almaktadır.

Örtüaltı tarımı, alçak plastik tüneller, yüksek tüneller, plastik ve cam seralardaki üretimi içine almaktadır. Örtüaltı yetiştiriciliğinde Antalya, Mersin ve Muğla illeri ilk sıralarda yer almaktadır. Yıllara göre örtüaltı alanlarımızdaki değişim Çizelge 12’

de verilmiştir. Toplam örtüaltı alanımız 2017 yılında 752. 000 da, iken 2018 yılında

%2,6 artış ile 772.000 da ulaşmıştır. Örtüaltı üretimi 2017 yılında 7.383.880 tondan 2018’de 7.535.511 tona çıkmıştır. Örtü altı üretim miktarının %48’i domatese, %14’ü hıyara, %11’i de karpuza ayrılmıştır.

(14)

Ülkemizde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan destek, hibe ve krediler ile modern şartlarda üretim yapan örtüaltı işletmeleri hızla artmaktadır. Desteklemeler sonucu sera alanları iç bölgelerde de artış göstermiştir. Seraların modernleşmesi sonucu birim alandan alınan verim 2018 yılı rakamlarına göre 10 ton/da civarındadır.

Sebzecilik sektörü bir yandan sebze üretimi yapan işletmelerin ülke ekonomisine katkısını artırırken, üretimin modernleşmesi ile üretime girdi sağlayan tohumculuk, fidecilik, seracılık, sulama, gübreleme, bitki sağlığı, mekanizasyon, pazarlama ve muhafaza teknikleri de büyüyen sektörler haline gelmiştir.

Aşağıda bu sektörlere ilişkin kısa bilgiler verilmiştir.

2.5 Tohumculuk Sektörü

Türkiye’de sebze tohumculuğu sektöründe tohum gereksinmesinin karşılanmasında yıllar içinde kamu kurumlarının payı %1’in altına düşerken özel kuruluşların payı % 100’e çıkmıştır. Sebze tohumculuğu sektöründe yer alan özel tohumculuk şirketleri yapı olarak; tamamen yabancı sermayeli, ulusal şirketler ile ortak ve tamamen ulusal sermayeli kuruluşlar olmak üzere 3 gruba ayrılmaktadır. Bu kuruluşlar tarafından tohum gereksinmesi üretim ve dışalım yolu ile karşılanmaktadır.

Ülkemizin sebze tohumu üretimi, 2010 yılında 2 500 t iken, 2015 yılında 2 782 t’a çıkmış, 2018 yılında ise 2 042 t’a gerilemiştir (Yanmaz vd. 2015; www.tarimorman.

gov.tr). Bugünkü koşullarda sebzeciliğin ticarete konu olduğu işletmelerde çeşit faktörünün üretim kalitesinde önemi anlaşılmış ise de son yıllarda hibrit tohumlar ile GDO’lu tohumların eşdeğer tutulması nedeniyle ata tohumlarına dönüş girişimleri, yerli ve milli tohum adı altındaki kavram kargaşaları, sertifikalı tohum kullanımı aleyhine bildirimlere dönüşmüştür. Bu tür bilimsel temellere dayanmayan girişimler ticari tohum üretimine zarar vermektedir. Buna rağmen örtüaltında yetiştirilen türlerde hibrit tohum kullanımı % 100 oranına ulaşmış, açıkta yetiştiricilikte de domates, hıyar, soğan, havuç, brokoli, lahanada hibrit tohum kullanımı yaygındır. Çizelge 13’de kamu ve özel sektör tohum dağıtım miktarı ile özel sektör payı verilmiştir.

Çizelge 13. Yıllara Göre Kamu ve Özel Sektör Tohum Üretimi (t) ve Özel Sektörün Üretimdeki Payı

Yıllar Kamu Özel sektör Toplam Özel sektör payı (%)

2005 3,0 1 939 1 942 100

2010 7,0 2 493 2 500 100

2015 3,0 2 779 2 782 100

2017 1,9 3 830 3 832 100

2018 1,0 2 041 2 042 100

(Anonim 2018b).

Ülkemizde sebze tohum üretimi ve tedariki özel tohumculuk şirketleri tarafından yapılmakta ise de tohum gereksinmesinin önemli bir bölümü hala yurt dışından dışalım yaparak karşılanmaktadır. Bununla birlikte, Tarım ve Orman Bakanlığı istatistik verilerine göre tohum dış alımımız yıllar içinde azalma eğiliminde ise de değer olarak önemli bir değişikliğin olmadığı dikkat çekmektedir (Çizelge 14). Nitekim 2010 yılında 2 093 t olan tohum dış satımımızın 2018 yılında 730 t’a düştüğü görülmekte, ancak buna rağmen tohum dışalım değerlerini karşılayamadığı görülmektedir.

(15)

Çizelge 14. Yıllara Göre Tohum Üretimi, Dışalımı ve satım değerleri (Anonim, 2018c).

Yıllar Üretim

(t) Dış alım

(t)* Dış alım

(1000 dolar) Dış satım (t)* Dış satım (1000 dolar)*

2005 1 942 1 691 49 065 515 4 990

2010 2 591 3 185 107 298 2 093 16 173

2015 2 782 811 115 162 141 14 754

2017 3 832 972 108 730 333 19 602

2018 2 042 1 145 89 715 730 20 216

*: 2014-2018 yılı rakamlarına kabak, kuru sarımsak, kuru soğan dahil değildir.

2.6 Fidecilik Sektörü

Ülkemizde 1995’li yıllardan sonra gelişen sektörlerden biri de fidecilik sektörüdür.

Sebze fidesi yetiştiriciliği önceleri sadece domates, biber, patlıcan hıyar ve karpuzla sınırlı iken günümüzde serin iklim sebzelerinin pek çoğunda fide yetiştiriciliği yaygınlaşmaya başlamıştır. Üretimde hibrit çeşitlerin kullanımının yaygınlaşması ile fidecilik sektörünün gelişimi hız kazanmıştır. Ülkemizde 1996 yılında 3 fide şirketi varken, bugün fide şirketi sayısı 151’e çıkmıştır. Bununla birlikte bu konuda sağlıklı verilere ulaşmak mümkün olmamaktadır. Başlangıç yıllarında fide şirketleri Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde yaygın iken, bugün ülke genelinde üretim yapan fide firmaları bulunmaktadır. Fidebirlik’ten elde edilen verilere göre 151 üyenin 136 adeti sebze, 15’i ise çilek fidesi üretmektedir (Anonim 2018d).

Ülkemizdeki fide üretim tesisleri alt yapı yönünden incelendiğinde modern işletmeler olduğu görülmektedir. Toprağın sterilizasyonu, tohum ekimi, ekim sonrası yetiştiricilik koşulları yönünden gelişmiş ülke standartlarının yakalandığı söylenebilir.

Fide şirketlerinin önemli bir bölümü, tohum şirketlerine aittir. Böylece her tohum firması kendi çeşitlerinin fidelerini üreterek üreticiye adına doğu fide üretimi yapmaktadır.

2.7 Sebze İşleme Sektörü

Ülkemizde sebze üretiminin yaklaşık %25’i işlenerek tüketilmektedir. Marmara ve Ege Bölgesi uzun yıllardan beri endüstri sebzeciliğinin merkezi konumundadır.

Bölgede sanayiciler ve üreticiler arasında sözleşmeli üretim modelinin benimsenmiş olması, alt yapının gelişmesinin sağlanması sonucu bugünkü koşullarda dünya pazarlarında söz sahibi olan işlenmiş sebze üreten kuruluşlarımız bulunmaktadır.

Ülkemizde sebze işleme sanayisinde en çok işlem gören tür domates ve biberdir.

Bunu patates, bezelye, havuç, fasulye, bamya, patlıcan, kabak, barbunya, sarımsak, soğan ve hıyar izlemektedir.

Sanayi sebzeciliği denilince akla ilk olarak salça üretimi (domates ve biber) gelmekte, bunu konserve, kurutma, közleme, turşu, dondurulmuş ürün, sebze suyu, yemek ve çorba sektörü izlemektedir. Sebzeler işleme sektöründe önemli bir rol almasına rağmen, sadece salçalık domates ve biber üretim miktarı istatistiklerimize yansımıştır. 2018 yılı rakamlarına göre domatesin %30’u, biberin ise %37’si salça olarak işlenmektedir (TÜİK 2018g). Diğer türlerle ilgili olarak istatistiki bilgi bulunmamaktadır. Gelecek yıllarda işlenmiş sebzelerin dış pazarlardaki payının artacağı düşünülmektedir. Bu nedenle bu sektörle ilgili detaylı durum değerlendirme raporlarına gerek duyulmaktadır.

(16)

Ülkemizde üretilen sanayi domatesinin %85-86’sı salça, konserve, sos, ketçap, püre ve meyve suyu sanayinde, %10’u kurutma sanayinde ve kalan %4’ü de sofralık olarak tüketilmektedir. 1970’li yıllarda Ege ve Marmara bölgelerinde başlatılan sanayi domatesi üretiminden elde edilen salça başta olmak üzere diğer ürünlerin (konserve, domates suyu, püre, sos, sebze suyu, vb.) ihracatı ile ülkemiz ekonomisine önemli oranlarda katkılar sağlanmaktadır (Yanmaz vd. 2015).

Patates de sanayi sebzeciliğinde değerlendirilen diğer bir sebze türüdür. Patates sanayide parmak patates (dondurulmuş) ve cips olarak değerlendirilmektedir. Ancak ülkemizde üretilen patatesin (4.795.000 ton) ancak %8’lik oranı (400.000 ton) sanayide kullanılmaktadır.

Ülkemizde konserve amaçlı üretim domates, bezelye, fasulye, bamya, patlıcan, biber, barbunya ve havuç gibi sebze türleri ile yapılmaktadır. Salça sanayinde olduğu gibi özellikle Ege ve Marmara bölgelerinde konuşlanan bu sektör hammadde ihtiyacını da bu bölgelerden karşılamaktadır.

Turşu ve salamura üretimi amaçlı yapılan başta biber ve kornişon hıyar üretimi ise yine Ege, İç Ege, Marmara ve Orta Anadolu bölgelerinde yapılmaktadır. Özellikle Uşak, Afyon ve Ankara ilinde üretilen turşu ve salamura yurt dışına satılarak değerlendirilmektedir.

Dondurulmuş sebze ve yemeye hazır sebze (ready to eat) üretim sanayisi de ülkemizde Ege ve Marmara bölgesinde gelişme göstermiştir. Taze fasulye, bezelye, bamya, barbunya, brokoli, karnabahar, brüksel lahanası, havuç ve patates dondurulmuş sebze sektöründe en çok kullanılan türlerdir. Son yıllarda yıkanmış ve kesilmiş olarak paketlenerek satışa sunulan yapraklı sebzeler (ıspanak, marul, kereviz) de günümüz sanayi sebzeciliğinde önemli bir sektör konumuna gelmiştir.

Ülkemizde çok eski zamanlardan beri kullanılan sebze kurutma faaliyeti ise son yıllarda yerel ürünlere olan talebin artması ile yeniden gündeme gelmiştir. Başta domates olmak üzere hemen hemen tüm sebzelerin (biber, patlıcan, taze fasulye, bamya, brokoli, havuç karnabahar, lahana, pırasa, kereviz, soğan, sarımsak, dereotu, maydanoz) kurutulduğu görülmektedir. Son verilere göre ülkemizde 18-20 bin ton kuru domates üretimi yapıldığı ve bunun da yaklaşık % 97 oranında (hemen hemen tamamının) ihraç edildiği göz önüne alındığında kuru domates üretiminin ülkemiz tarımındaki önemi iyi anlaşılabilmektedir. Diğer sebze türlerinde de üretilen kuru sebze ürünlerinin hem ihracat şansının olması hem de yurt içinde marketlerde pazarlanması yanında özellikle çorba, çocuk maması, hazır yemek sanayinde ve beşeri ilaç sanayinde talep görmesi bu üretim sektörünün geleceğinin olduğunu da göstermektedir. Diğer yandan kuru ürünlerin özellikle pestisit ve gübre kalıntıları yönünden daha az risk taşıması bu ürünlere olan talebi her geçen gün artırmaktadır.

Bununla birlikte yöresel olarak kurutulmuş halde satılan ürünlerde kurutma koşullarına bağlı olarak ihracatta sıkıntılar yaşanabilmektedir.

Sanayi sebzeciliğinde çeşit faktörü önemlidir. Şu anda domates, biber, hıyar, brokoli, karnabahar ve havuçta sanayilik hibrit çeşitler kullanılmaktadır. Sanayi sebzeciliği yapan firmalar hazır fide kullanarak üretimin kalitesini artırma yoluna gitmektedir.

Dünyadaki gelişmeler dikkate alındığında sanayi sebzeciliği yönünden sahip olduğumuz potansiyelin avantajlı hale dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu amaçla

Referanslar

Benzer Belgeler

Günümüzde kompozit doku transplantasyonlarýnda çalýþan araþtýrmacýlarýn þu andaki en büyük hedefi, donor spesifik immuntoleransý indüklemek ve ömür boyu

Van İli Tarım Sektörü Yatırım Kılavuzu, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından 2014 Yılı Doğrudan Faaliyet Desteği Programı kapsamında desteklenen, yürütücüsü Van

TRB 1 Bölgesinde bitkisel üretime dayalı tarımsal kalkınma için stratejik planda ön plana çıkan özellikler olan; bitkisel ürünlerin işlenmesi ve gıda

Bkz: Konya İli Tarım Sektörü Yatırım Kılavuzu 2013, sayfa; 10-12.... Avrupa, Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki 1,5 milyar müşteriye kolay

Tablodan da görüleceği üzere Şubat 2013’te yürürlüğe giren yönetmelik son- rasında, 2019 1. Çeyrek dönemine kadar verilen toplam lisans sayısı 476 olup verilen lisans

Çalışmanın hazırlanması aşamasında ağırlıklı olarak saha bilgisine başvurulmuş olup, bu amaçla Samsun İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Ondokuz Mayıs Üniversitesi

Fosfomisin, tek doz halinde kullanılabilmesine bağlı olarak hasta uyumunun daha iyi olması, diğer antibiyotiklerle çapraz direncin çok nadir olması ya da hiç olmaması, dü-

Doğada- ki element döngülerinde çok kilit bir rol oynayan redoks tepkimelerinde yer almayan fosfor, ayrıca diğer önemli elementlerin aksine, doğal sistemler- de