• Sonuç bulunamadı

Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme 1 A Review of a Range Fountain on Isparta-Eğirdir-Atabey Caravan Road

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme 1 A Review of a Range Fountain on Isparta-Eğirdir-Atabey Caravan Road"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

148

Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme

1

A Review of a Range Fountain on Isparta-Eğirdir-Atabey Caravan Road

Submission Type: Research Article Received-Accepted: 11.06.2020 / 08.07.2020 pp. 148-167

Journal of Universal History Studies (JUHIS) • 3(2) • December • 2020 • Doğan Demirci

Süleyman Demirel University, Associate Professor, Department of Art History, Isparta, Turkey Email: dogandemirci@sdu.edu.tr Orcid Number: 0000-0002-9402-1827

Cite: Dem rc , D. (2020). Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme . Journal of Universal History Studies , 3 (2) , 148-167 . DOI: 10.38000/juhis.751571

1 This article is analyzed by two reviewers and it is screened for the resemblance rate by the editor/ Bu makale iki hakem taraf ndan incelenmiş ve editör taraf ndan benzerlik oran taramas ndan geçirilmiştir.

* In this article, the principles of scientific research and publication ethics were followed/ Bu makalede bilimsel araşt rma ve yay n etiği ilkelerine uyulmuştur.

(2)

Journal of Universal History Studies (JUHIS) • 3(2) • December • 2020 • pp. 148-167

149 Öz

Eski bir kervanyolu güzergah nda, Isparta-Eğirdir-Atabey yol kavşağ nda yer alan “Taş Çeşme” cephe kompozisyonu, sade olan süslemesi ve yap m malzemesi ile sağlam say labilecek durumda günümüze ulaşabilmiştir. Çeşme, kervan yolunun kenar nda yer almas nedeniyle bir menzil çeşmesi özelliği taş maktad r. Yol kavşağ nda yer alan bu tarihi çeşme üzüm bağlar n n aras nda ve toprak seviyesinin biraz alt nda kalm ş olmas nedeniyle muhtemelen yoldan görülememiş ve fazla bilinmediği için araşt rmac lar taraf ndan katalog ve envanterleme çal şmas d ş nda incelenmemiştir. “Taş Çeşme”nin plan, cephe düzeni ve malzeme-işçilik yönünden incelendiğinde çeşmenin Klasik Osmanl Döneminde yap lm ş olmas muhtemel görünmektedir. Fazla süsleme eleman bulunmayan çeşmenin baz büyük illerdeki çağdaşlar na göre arkaik denilebilecek bir üslupla yap lm ş olduğu anlaş lmaktad r. Bu haliyle “Taş Çeşme”, Isparta’n n en bilinen eski tarihli çeşmesi olmaya aday durumdad r. Çeşme yaklaş k yar s na kadar toprağa gömülü olduğundan yap lacak bir temizlik kaz s yla çeşmenin yalağ , ayna taş , testi sekisi ve hatta kitabesinin bile bulunmas ihtimali vard r. Özellikle kitabesine rastlan rsa çeşmenin dönemine ait baz bilgilere sahip olma ihtimali oldukça fazlad r.

Anahtar Kelimeler: Taş Çeşme, Menzil Çeşmesi, Osmanl Çeşmeleri, Su Yap s , Hazneli Çeşme.

Abstract

“Taş Çeşme” located on the road junction of Isparta-Eğirdir-Atabey on an old caravan route can be considered intact with its nearly facade composition, simple decoration the construction material has reached today. “Taş Çeşme” is features a range fountain because it is located on the edge of the caravan road. This historical fountain located at the road junction is probably not seen from the road because it is located between the vineyards and slightly below the soil level, and since it is not known much, it has not been investigated by the researchers except the catalog and inventory study. When “Taş Çeşme” is examined in the terms of the plan, facade layout and material-workmanship, it is possible that the fountain was built during the Classical Ottoman Period. It is understood that the fountain, which does not have much ornamental elements, was built in an archaic style compared to its contemporaries in some big provinces. As such, “Taş Çeşme” is a candidate to be the oldest fountain of Isparta. Since the fountain is buried in the soil until about half, there is a possibility that the trough, mirror stone, jug steps and even inscription of the fountain will be found as a result of a cleaning excavation. Especially if the inscription is encountered, it is very likely to have some information about the period of the fountain.

Keywords: Taş Fountain, Range Fountain, Ottoman Fountains, Water Structures, Fountain With Water Reservoir.

(3)

Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme / Doğan DEMİRCİ

150 Giriş

Su, insanlar n, hayvanlar n ve bitkilerin yaşamlar n devam ettirmeleri için yeri doldurulamayan çok önemli bir yaşam kaynağ d r. Bundan dolay tarih boyunca pek çok medeniyet suyu kullanm şlar ve suyun etraf na yerleşmişlerdir. İslam dini aç s ndan suyun ayr ca bir önemi bulunmaktad r. İslam Dini’nin kutsal kitab olan Kur’an- Kerim’de suyla ilgili baz ayetler vard r. Suyla ilgili olan bu ayetler de din aç s ndan suyun önemini oldukça artt rmaktad r. Yine bundan dolay İslam kültürü olarak tarih boyunca hay r amac yla çok say da çeşme yapt r lm ş ve yapt r lan çeşmelerin büyük çoğunluğunun üzerlerindeki kitabelerde suyla ilgili olan ayetler yaz lm şt r. Söz konusu ayetlerin içerisinde Kur’an- Kerim’de, Enbiya Suresi’nin 30. ayeti olan …ve bütün canlıları sudan meydana getirdiğimizi bilmezler mi? İnanmıyorlar mı?.. mealindeki ayeti2 ile Nur Suresi’nin 45. ayeti olan Allah, her canlıyı sudan yarattı... Mealindeki3 ayetler genellikle çeşmelerin üzerindeki kitabeler içerisinde en çok yaz lanlar d r. Bunun yan s ra Kur’an okunmas nda, dua edilmesinde ya da tespih çekilmesi gibi dini mahiyetli işlerde her zaman abdestli olunmas zorunluluğunun da suya ve çeşmelere çok önem verilmesinin temel nedenlerinden birisi olduğu baz kaynaklarda belirtilmektedir (Arseven, 1984, s. 100; Özkartal, 2015, s. 28).

Ayr ca bu konuda önemli hadislerin olduğu görülmektedir. Mesela Sa’d İbn Ubade Resululah (sav)’a gelerek “Hangi sadaka daha hay rl ve değerlidir?” diye sorduğunda Hz. Peygamber “İnsan ve hayvanlar n su ihtiyaçlar na cevap vermektir” diyerek cevap vermiştir. Bunun üzerine Sa'd’ n, Medine'de bir çeşme yapt rm ş olduğu söylenmektedir (Ebû Davut, Zekât 41; İbn Hanbel, Müsned, 5/284; 6/7).

Osmanl ca sözlüklerde Farsça kökenli olan çeşm kelimesi göz anlam na gelmektedir (Eyice, 1993, s. 277-287; Ödekan, 1987, s. 396; Devellioğlu, 2003, s. 156). XIII-XIV. yüzy llarda çeşme kelimesinin karş l ğ olarak Arapça sıkaye, ayn ya da meska terimlerinin kullan ld ğ da görülmektedir (Önge, 1981, s. 1- 15). Kitabe ve yaz larda “El-Maska” olarak geçen kelimenin çeşme yap lar nda hazneli yani dolma çeşme, maslak anlam nda kullan ld ğ anlaş lmaktad r (Turfan, 1953, s. 1). Çeşme yap lar , kullan m alanlar na ve mimarilerine göre belli başl tiplere ayr lmaktad rlar. Arseven çeşmeleri; genellikle hay r sahiplerinin mahallelerde yapt rd klar , cephesinin önünde testi koymak ve dinlenmek için yap lm ş karş l kl iki seki taş bulunan çeşmelere basit mahalle çeşmeleri, meydanlardaki büyük çeşmelere ise anıtsal çeşmeler olarak baz tiplere ay rmaktad r. Yine Arseven bununla beraber camilerin d ş nda ve içinde abdest almak için yap lm ş çeşmelerin bulunduğu, ayr ca, konaklarda ve baz evlerin bahçelerinde akan su sesini dinlemek için çeşmelerin yap ld ğ n söylemektedir (Arseven, 1984, s. 100). Hemen her medeniyette inşa edilen çeşme yap lar su mimarisinin önemli bir bölümünü meydana getirmektedir. Bu su yap lar bazen evlerin bahçelerinde, meydanlarda, duvar kenarlar nda bazen de yol güzergâhlar üzerinde yap lm şlard r.

Araşt rmac lar taraf ndan incelenen çeşmelerle ilgili farkl şekillerde grupland rmalar yap lm şt r.

Çeşmeler ile ilgili yap lan araşt rmalarda; çeşmeler farkl biçimlerde ele al nm ş, buna göre grupland r lmalar da farkl olmuştur. Yaz l kaynaklarda çeşmelerin bazen plan özellikleri öne ç kart l rken bazen çeşmeleri oluşturan mimari ögeler vurgulanarak bunlar ön plana al nm şt r. Her bir yazar n farkl bir bak ş aç s yla ele

2 Enbiya Suresi’nin 30. Ayetine ilişkin Diyanet İşleri Başkanl ğ ’n n eski Kuran- Kerim meali“…ve bütün canl lar sudan meydana getirdiğimizi bilmezler mi? İnanm yorlar m ?” Diyanet İşleri Başkanl ğ ’n n yeni meali “ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar m ?” şeklindedir. Bkz. Doç. Dr. Halil Altuntaş - Dr. Muzaffer Şahin, D.İ.B. Kuran- Kerim Meali, Yeni Matbaac l k, Ankara 2011.

3 Nur Suresi’nin 45. Ayetine ilişkin Diyanet İşleri Başkanl ğ ’n n eski Kuran- Kerim meali “Allah bütün canl lar sudan yaratm şt r”

Diyanet İşleri Başkanl ğ ’n n yeni meali “Allah, bütün canl lar sudan yaratt ” şeklindedir.

(4)

Journal of Universal History Studies (JUHIS) • 3(2) • December • 2020 • pp. 148-167

151

ald ğ çeşme mimarisi yine farkl biçimlerde değerlendirmelere neden olmuştur.

Çeşmelerin grupland r lmalar na ilişkin olarak; Semavi Eyice inşa edildikleri konumlara (Eyice, 1993, s. 278), Ayla Ödekan konumlar ve fiziksel biçimlerine (Ödekan, 1992, s. 281-297), Y lmaz Önge konumlar na ve çal şma durumlar na göre (Önge, 1997, s. 41) çeşmeleri kategorize etmişlerdir. Bunlarla birlikte Enver Behnan Sapolyo konumlar na göre şad rvan, mahalle, meydan, köşebaş , cami, oda, çukur ve an tsal çeşmeler (Şapolyo, 1967, s. 11-12), Celal Esat Arseven buna benzer biçimde yine konumlar na göre mahalle, cami, şad rvan, an tsal çeşmeler, oda çeşmeleri ve musluklar biçiminde (Arseven, 1983, s. 388-389), Ayhan Aytöre farkl olarak çeşmeleri şehir içi ve şehir d ş çeşmeleri olmak üzere önce iki ana gruba ay rm şt r (Aytöre, 1962, s. 57-58). Haşim Karpuz ve O. Nuri Dülgerler’in ise Konya Çeşmeleri’ni konumlar ile birlikte cephe düzenlerine ve kaynaktan beslenme biçimlerine göre üç ayr grupta İnceledikleri görülmektedir (Karpuz ve Dülgerler, 2006, s. 321).

Genel olarak konumlar na göre yap lan çeşmeler, bağ ml -bağ ms z olmak üzere iki grupta incelenmiştir Cephe düzenlerine göre çeşmeler nişsiz düz cepheli, derin nişli eyvanl , sivri kemerli, yuvarlak kemerli, bas k kemerli, iki cepheli olmak üzere toplam 6 ayr grupta incelenmiştir. Bunlar n yan s ra su haznesine varl ğ na göre, toprağa yar gömülü olup olmad klar na göre de gruplara ayr ld klar görülmektedir.

Yerleşim yerlerindeki çeşmelerin yan s ra; k rlarda ve aç k arazilerde yap lan çeşmelerin olduğu bunlar n genellikle deposuz, yerdeki kaynaktan beslenen ve hayvanlar n sulanmas için yalaklar n n bulunduğu basit çeşmelere “Çoban Çeşmesi”, şehirleraras yollarda yer alan genellikle depolu olan çeşmelere ise “Menzil Çeşmeleri” ad verilmektedir (Eyice, 1993, s. 278).

Kervanyolu Üzerindeki Taş Çeşme’nin Konumu ve Kaynaklar

Isparta İl Merkezine yak n, Isparta-Eğirdir-Atabey yol kavşağ nda, kavşağ n tam karş s nda üzüm bağlar n n içerisinde bir çeşme yap s bulunmaktad r. Kervan yollar n n şimdiki karayollar n yaklaş k olarak takip ettiği belirtilmekte olduğundan (Bolak, 1985, s. 120)4 bu güzergâh oldukça önemli kabul edilmelidir.

Isparta merkezi civar nda, buradaki antik kentleri de besleyen yak n bir kaynağ n n bulunmas amac yla yap lan yüzey araşt rmas esnas nda Atabey yolu kavşağ na yak n bir alanda, Isparta-Eğirdir yolunun hemen güney kenar nda bağlar n içerisinde kalm ş olan ve çal şmam z n içeriğini teşkil eden bu çeşme yap s yla karş laş lm şt r.5 Çeşmeyle ilgili yaz l literatür taramas yap larak yaz l kaynaklar incelenmiştir. Çeşmenin iki farkl tezde sadece katalog içerisine dâhil edildiği, çeşme yap s na k saca değinildiği ayr nt l olarak incelenmediği görülmüştür. Bunlardan birisi olan Mine Akbaş’ n Isparta İli ve İlçeleri Türk Dönemi Çeşmeleri isimli tezinde çeşmenin ad n n “Taş Çeşme” olarak yaz ld ğ (Akbaş, 2012, s. 70-72), yine diğer bir tez çal şmas olan Sad k Ersümer’in Isparta ve Atabey’de Türk Mimari Eserleri isimli tezine (Ersümer, 1968, s. 25) dayanarak çeşmenin XIV. yy. sonu ya da XV. yy. baş na tarihlendirildiği görülmektedir. Bu tezlerde eserler katalog olarak çal ş lm ş, konumlar ve mimarilerinden k saca bahsedilmiş, eserler detayl olarak ele al nmam şt r. Ayr ca çeşmenin plan ve cephe çizimlerinde hatalar olduğu da görülmektedir.

Çeşmenin bulunduğu alana daha sonra farkl zamanlarda gidilerek çeşme yap s yine farkl

4 Günümüzdeki karayollar n n; daha önce bu güzergâhtan geçmekte olan kervanyollar n takiben düzenlendiği söylenmektedir.

5 Seleukeia Sidera (Bayat) Antik kentine su götüren kanallar n tespiti ve bunun kaynağ n n bulunmas için taraf m zdan yap lan bir yüzey araşt rmas nda antik su kanallar n n yeri taraf m zdan tespit edilmiş, kanal güzergah üzerinde pek çok su künküne (pöhrenk) ve antik kente uzanan antik taş örgü kanallara rastlan lm şt r. Suyun kaynağ n n da Büyükgökçeli Kasabas üzerindeki (bugün havuzlar n bulunduğu yerde bulunan) kaynak suyu olabileceği tahmin edilmiştir.

(5)

Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme / Doğan DEMİRCİ

152

tarihlerde incelenmiş, fotoğraflar çekilmiş ve ölçüleri al nm şt r.6 Isparta-Eğirdir Karayolu kenar nda olmas na rağmen yoldan görülemeyen bu çeşmenin bir bölümü toprak alt nda kalm şt r. Daha sonra yap lan araşt rmalarda Merhum Prof. Dr. Y lmaz Önge’ye ait “Türk Mimarisinde Selçuklu ve Osmanl Dönemlerinde Su Yap lar ” isimli kitab nda (Önge, 1997, s. 59) bu yap yla ilgili yazm ş olduğu bir iki cümlesi önemli bir kaynak olarak dikkatleri çeşmenin üzerine çekmiştir. Ayn zamanda yap n n tarihlendirilmesinde büyük oranda yard mc olmuştur. Önge’nin muhtemelen “Y lank ran Çeşmesi”7 ile stil kritiği yaparak Y lank ran Çeşmesi’nin bir benzeri olarak nitelediği ve ayn dönemde yap lm ş olabileceğini söylediği bu çeşmenin kitabesine ise rastlan lmam şt r.8 Bununla beraber çeşmenin cephesinde, üstte kitabe olabilecek bir boşluğun olduğu, bu k sm n muhtemelen sonradan y k ld ğ görülmektedir.

Çeşmenin Isparta’da Tapu Kadastro Müdürlüğü’ne ait Tapu kayd sorgulamas nda çeşmenin bulunduğu alan n Isparta Merkez Aliköyü arazisi içerisinde kald ğ , Tapunun 108-2 ada/parsel numaras n n doğusunda ve 107-7 ada/parsel numaras n n ise kuzeyinde kald ğ , Karayollar genişletme s n rlar dahilinde olduğundan muhtemelen buraya ayr ca numara verilmediği görülmektedir (Fotoğraf-1).

Civarda yap lan araşt rmada çeşmenin bulunduğu arazi yak nlar nda konut ve benzeri bir yerleşimin olmad ğ , günümüzde sonradan kurulan bir iki fabrikada ise çeşmenin ad n bilen kişinin olmad ğ görülmektedir. Ancak daha önceki tezlerde (Akbaş, 2012, s. 70-72; Ersümer, 1968, s. 25) yap lan bir adland rma biçimiyle “Taş Çeşme” ad n n kullan lmas n n uygun olacağ düşünülmüştür.

Çeşmenin Mimarisi

Çeşmenin yaklaş k yar s toprak seviyesinin alt nda kalm şt r. Çeşmenin güney yönünde ayr ca stabilize bir yol daha bulunmaktad r. Bu yol bağ, bahçe ve tarlalar n içerisine doğru gitmektedir (Fotoğraf-2).

Çeşme “meska” tabir edilen hazneli tip dolma çeşme grubundand r (Önge, 1997, s. 6).9 “Meska” ya da

“maska” kelimesinin “Maslak” kelimesinin benzeri ve ayn zamanda Maslak gibi hazneli çeşme yap lar na verilen bir isim olduğu, bu tabirin hazneli dolma çeşmeler için kullan ld ğ söylenmektedir (Turfan, 1952, s.1).

Çeşme kuzeydoğu-güneybat yönünde uzanan düzgün dikdörtgen planl d r. (Çizim-1) D ştan d şa kenarlar 7.80 x 3.90 metre ölçülerindedir. İçten al nan ölçüleri ise 5.81 x 2.50 metredir. Tek olan an tsal cephesi doğu yöne bakmaktad r. Suyun akt ğ ön cephesi (yüzü) dikey durumda dikdörtgen formdad r. Ön cephede tamamen düzgün kesme köfke taş kullan lm şt r. Çeşmenin d ş köşelerindeki taşlar dökülmüş olduğundan bu ölçülerin d ştan 8 m. x 4 m. gibi olacağ düşünülebilir.

Çeşmenin ön cephesinin köşeleri y k lm ş durumdad r. Düzgün kesme taşlar n köşelere isabet eden yerlerde dökülmesine rağmen buradaki taşlar n yan duvarlar n ayr lmamas için birbirlerine geçme olarak inşa edildikleri tahmin edilmektedir. Ön cephe kalkan duvar biçiminde su haznesinden 48 cm kadar tonoz yüksekliğini gizleyecek biçimde yüksek tutulmuştur. Ön cephede kalkan duvar n kal nl ğ 70 cm dir. Üst k sm nda saçaklar iki d ş bükey silme ve bunun üzerinde de k sa bir saçakla son bulmaktad r (Fotoğraf-3).

Çeşme nişinin içerisinde üstte kare formlu bir havaland rma penceresi vard r. Havaland rma penceresinin üst k sm düzgün kesme taşlarla oluşturulmuş bas k kemerlidir. Havaland rma penceresinin alt nda olmas

6 Alan çal şmalar nda yard mc olan ve plan çizimini gerçekleştiren Arş. Gör. Ali R za Bilgin’e teşekkür ederim.

7 Y lank ran Çeşmesi Isparta Merkezi’nin en eski mahallesi olduğu söylenen Sülübey Mahallesi’nde bulunmaktad r. Kitabelerindeki Arapça Miladi 1135, Farsça ebced hesab yla Miladi 1519 gibi farkl tarihler nedeniyle inşa tarihi tart şmal d r.

8 Önge taraf ndan sözü edilen ve “Isparta-Eğirdir şosesinde Kuleönü Mevkii’nde” olduğu belirtilen çeşme bu makalenin konusunu oluşturmaktad r.

9 “Meska” ibaresi XIII ve XIV. Yüzy llarda su yap lar yla ilgili olarak geçen terimlerin içerisindedir. Yaln zca Isparta Y lank ran Çeşmesi’nde kullan lm şt r.

(6)

Journal of Universal History Studies (JUHIS) • 3(2) • December • 2020 • pp. 148-167

153

gereken ayna taş ve lüle muhtemelen toprak seviyesinin alt nda kalm şt r.

Ön cephesi hariç çeşmenin diğer yerlerinde düzgün kesme taşlar kullan m na rastlanmam şt r. Yan ve arka cephelerinde üst s rada ve köşelere yak n olan yerlerde kireç taş cinsinden yass taşlar, diğer k s mlarda ölçüleri 75x35 cm ye kadar varan iri moloz taşlar kullan lm şt r. Yan ve arka cephelerinde köşeye yak n yerlerde kullan lan ve düzgün olmayan yass taşlar n en büyüğü ise 40x15 cm ölçülerindedir. Taşlar n aralar nda bağlant olarak kireç harc kullan lm şt r (Fotoğraf-4)(Çizim-3).

Çeşmenin üst örtüsü yuvarlak tonozdur. Ancak tonoz örtü d ş cepheden fazla izlenememektedir.

Tarlan n sahibi taraf ndan çeşmenin kenarlar na ahşap dikmeler konularak üzüm bağ için bir çardak oluşturulmuştur. Ayr ca tonoz örtü üzerinde toprak kütleleri oluşmuş, yabani otlar yetişmiştir. Bu nedenle tonoz döngü d şar dan oldukça gizlenmiştir (Fotoğraf-5). Çeşmenin bat yönünde bulunan arka k sm k smen y k lm ş durumdad r. Buradaki aç kl ktan bak ld ğ nda hazne k sm n n içerisi, tonoz örtü sistemi ve havaland rma penceresi rahatl kla görülebilmektedir.

Arka cephesinin güneybat köşesinde blok taş içerisine oyularak yerleştirilmiş bir pişmiş toprak künk vard r. Çeşmenin haznesine suyun buradan dolduğu anlaş lmaktad r (Fotoğraf-6). Buradaki künke suyun nereden geldiği bilinememektedir. Bu tür dolma çeşmelerde gelen su akan sudan fazla olmazd . Çeşmenin etraf oldukça yeşil ot ve bitkilerle kapl d r. Muhtemelen yak nlarda döneminde bir su kaynağ olmal yd .

Diğer an tsal çeşmelerde olduğu gibi en süslü bölümü suyun akt ğ cephe yani ön cephesi olmaktad r. Ön cephesinin önce bahsedildiği üzere büyük bir bölümü toprak alt nda kalm şt r. Ön cephesinin toprak seviyesinden itibaren ölçülebilen yüksekliği 185 cm dir. Muhtemelen bu ölçü çeşme ön cephe yüksekliğinin yar s kadard r.

Cephenin üst bölümü yekpare köfke taşlar n yan yana getirilmesiyle bir bütünlük oluşturmaktad r.

Buras iki s ra d ş bükey silmeden sonra k sa bir saçak ile sonlanmaktad r. Saçak k sm n n alt nda yatay konulmuş düzgün kesme köfke taşlarla bunlar n aralar na dikey yerleştirilmiş birer s ra tuğla vard r (Çizim-2).

Niş kemerindeki ilk taş s ras dökülmüştür. İkinci taş s ras ndan itibaren niş derinliği 55 cm olarak ölçülmüştür. Niş kemerini oluşturan ilk taş s ras n n dökülmesi nedeniyle sanki iç içe kademeli iki kemer varm ş gibi bir izlenim vermektedir. Niş kemerinin kilit taş n n en geniş yeri 33 cm. derinliği ise 18 cm dir. Bu haliyle çeşmenin nişi oldukça derin say lmaktad r. Niş kemeri ve kavsaras kavisli olarak kesilmiş düzgün köfke cinsinden kesme taşlarla oluşturulmuştur. Nişin içerisi çeşme ayna taş n n bulunduğu cephe ve havaland rma penceresi de ayn biçimde düzgün köfke kesme taşlarla yap lm şt r (Fotoğraf-7).

Tuğlalar çeşmenin yaln zca ön cephesinde kullan lm şt r ve tek yüzleri yeşil s rl d r. S rl yüzleri d şar bakacak biçimde yerleştirilmiştir. Tuğlalar n üzerindeki s r tabakas günümüzde hala aç kça görülmektedir. Burada yer alan alt s radaki tüm taşlar yaklaş k ayn boyutlarda ve düzende olup taş s ralar n n aralar nda ikişer adet yatay düzende tuğla s ras bulunmaktad r. Yani tüm cephenin üst k sm iki s ra tuğla dizisi ve tek s ra taş dizisi ile bir kompozisyon oluşturmaktad r. Tüm tuğlalar n asl nda yeşil s rl olduklar baz lar n n ise s r tabakalar n n sonradan silindiği anlaş lmaktad r. Tuğlalar yaklaş k ayn ölçülerdedir.

Bölünmemiş tam tuğlan n boyutlar 28x28x4 cm olarak ölçülmüştür (Fotoğraf-8).

Cephede niş kemerinin hemen üzerinde her iki yana ayn mesafede düzgün kare formlu bir boşluğun olduğu görülmektedir. Bu boşluğun kitabe aynas olmas oldukça güçlü bir ihtimaldir. Buna göre

(7)

Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme / Doğan DEMİRCİ

154

kare formlu bir kitabenin daha önce burada yer ald ğ daha sonralar bunun yerinden söküldüğü ve ya da düşmüş olabileceği rahatça söylenebilir (Fotoğraf-9). Kitabe boşluğu 39x46 cm olarak ölçülmüştür. Isparta merkezindeki en eski tarihli Y lank ran Çeşmesi’nde üç parça kitabe bulunmaktad r. Bunlardan ikisi 1519 Miladi tarihli Farsça, diğeri 1135 Miladi tarihli Arapça’d r. Farsça kitabeler kare formlu olup mermer malzemeden kabartma olarak yap lm şt r. Böcüzade gibi baz araşt rmac lar taraf ndan kitabelerden birisinin buraya ait olamayacağ da söylenmektedir (Böcüzade, 2012, s. 12). Bununla beraber Taş Çeşme’de ise 37x45 cm ölçülerinde olan Farsça kitabenin tam olarak s ğabileceği bir boşluk vard r.

Ön cephenin yan kenarlar tamamen y k lm ş olup eksik parçalar çeşme yak nlar nda görülememiştir. Y k lan köşelerde köfke taş malzemeden yap lm ş iki d ş bükey profilli çerçevesi olduğu düşünülebilir.10

Çeşmede ön cephede kullan lan düzgün kesme taşlar n ölçüleri genel olarak birbirine yak nd r.

Ancak yan cephelerde, köşelere yak n olarak kullan lan kesme taşlar n ölçüleri bazen değişebilmektedir.

Örneğin taşlardan baz lar ön cephede yaklaş k olarak 50x20 cm civar nda ölçülmüş iken kuzey cephede bu ölçü 58x16 cm civar na ç kabilmektedir.

Çeşmenin haznesi zamanla toprak dolmuştur. Buradan ölçülebilen hazne iç yüksekliği 120 cm dir (Fotoğraf-10). Çeşmenin yan cephelerinde ve arka cephesinde özellik gösteren başka bir husus bulunmamaktad r.

Taş Çeşme’nin Çağdaşı; Yılankıran Çeşmesi

Isparta’da bugüne kadar tespiti yap labilen en eski tarihli çeşme merkez Sülübey Mahallesi’nde halk aras nda “Çukur Çeşme” olarak bilinen Y lank rkan” ya da “Y lank ran” Çeşmesidir (Önge, 1997, s. 59).

Bu çeşmenin tarihini baz araşt rmac lar çeşmenin Ebced ile yaz l kitabelerine dayanarak Selçuklu Dönemi’ne tarihlendiren araşt rmac ve tarihçiler bulunmaktad r (Süldür, 1951, s. 15; Kat rc oğlu, 1958, s. 23;

Komisyon, 1973, s. 98; Komisyon, 1983, s. 149).

Kitabeler incelendiğinde; Arapça kitabesi Hicri 529 / Miladi 1135 tarihini gösterirken Farsça kitabesi Hicri 925 / Miladi 1519 yani takdim-i tehirli bir rakam göstermektedir.11 Bunlardan Isparta Tarihi kitab n n yazar olan Böcüzade Süleyman Sami geç bir tarihi gösteren bu Farsça mermer kitabenin çeşmenin kitabesinin Nesih tarz nda olduğu, Selçuki taz ndaki özgün taşlar ndan olmad ğ n çeşmenin yan k sm na sonradan konulmuş olabileceğini söylemektedir (Böcüzade, 2012, s. 12). Buna karş l k Merhum Y lmaz Önge Y lank ran Çeşmesi’ni Farsça kitabesine dayanarak göre Miladi 1519 y l na yani Klasik Osmanl Dönemi’ne ait olabileceğinden söz etmektedir (Önge, 1997, s. 59).12 Önge Y lank ran Çeşmesine ilişkin

10 Y lank ran Çeşmesi’nin ön yüzü tamamen tahrip olmuş ancak yandaki profilli parçalardan tabana yak n bir k sm günümüze ulaşabilmiştir. Profilli parçalar bu şekilde iki d ş bükey profillidir.

11 Osman Turan Isparta’n n fethiyle ilgili olarak İbn Bibi’nin vermiş olduğu 1204 tarihinin ikinci bir fetih tarihi olabileceğinden bahsetmiştir. Emecen konuyla ilgili olarak; “Ancak ibn Bibi'nin verdiği bilgi yeni tart şmalara yol açm ş olduğunu, baz araşt rmac lar onun Isparta'y değil deniz kenar ndaki bir başka şehri, muhtemelen Patara'y kastettiğini, Barida'n n daha önce Türkler'in eline geçmiş olduğunu yazm şlard r. Osman Turan ise I. G yaseddin Keyhusrev'in Uluborlu'da melik olarak askerleriyle 1196'da Menderes havzas na kadar ilerlediği bilgisinden hareketle Isparta'n n daha önceleri zaptedilmiş, ancak III. Haçl Seferi veya kardeşler mücadelesi s ras nda yeniden elden ç km ş olabileceğini, ibn Bibi'nin kayd n n daha sonra şehrin yeniden fethiyle ilgili bulunduğunu, dolay s yla Uluborlu, Eğridir ve Atabey'e nisbetle Isparta'da kesin hakimiyetin geç bir tarihte sağland ğ n ” söylemektedir. Bkz. Feridun Emecen

“Isparta” maddesi, TDİA, s. 194; Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye Tarihi, İstanbul 1984, s. 265-267.

12 Yazar notu: Önge Bu çeşmeyi taraf ma Lisans Bitirme Tezi konusu olarak vermiş ve çeşmeden “tarihçileri birbirine düşüren çeşme olarak bahsetmiştir”. Önge ayn zamanda Arapça kitabedeki 529 Hicri rakam n da, eserinde -yanl şl kla olmal - 925 olarak okumuştur.

Tarihi gösteren bu rakamlar bilerek mi ya da bilmeden mi böyle okuduğunu bilemiyoruz.

(8)

Journal of Universal History Studies (JUHIS) • 3(2) • December • 2020 • pp. 148-167

155 olarak şöyle devam etmektedir;

Farsça kitabesi arkaik Osmanlıca neshi ile yazılmıştır (Önge, 1997, s. 58). …….Klasik Devir Osmanlı çeşmeleri arasında Anadolu’nun bölgesel özelliklerini taşıyan değişik ve önemli bir örnektir. Muhtemelen aynı tarihlerde yapılmış benzeri bir çeşme Isparta-Eğirdir şosesinde Kuleönü Mevkii’nde bulunmaktadır (Önge, 1997, s. 59).

Burada bahse konu olan “Isparta-Eğirdir şosesinde Kuleönü Mevkii’nde” bulunan çeşme çal şmam z n konusunu oluşturmaktad r.

Y lank ran Çeşmesi’nin fazlaca onar m gördüğü, beşik tonozlu haznesi ve cephedeki çok az bir k s m hariç özgün durumunu yitirmiş olduğu söylenebilir. Çeşmeyi yak n bir tarihte inceleyen ve incelemelerini bir bildiri ile sunan Ferruh Toruk, Önge’nin de belirttiği gibi “çeşmenin kemerinin 0.20 metre enindeki aln n 0.04 metre kal nl ğ nda ince yeşil s rl bir tuğla bordürün kuşatt ğ n , çeşmenin yak n tarihlerde tamir gördüğünü ama bu tamirat n kimler taraf ndan ve ne zaman yap ld ğ n n bilinemediğini” ifade etmekte,

“depremden y k ld ğ düşünülen yap n n cephesinin üst k sm n n yeniden gelişigüzel örüldüğünü, bu nedenle kitabelerin yerlerinin değiştiğini, ön cephenin çerçeve profilasyonuna ait taşlar n tamir esnas nda moloz taş gibi kullan ld ğ n ” da vurgulamaktad r (Toruk, 2000, s. 93).

Unutulmamal d r ki Y lank ran Çeşmesi farkl dönemlerde yap lan tadilatlar neticesinde özgün durumunu yitirmiş olup orijinal yap m malzemesi ve süslemesinden günümüze çok az bir k s m kalabilmiştir (Akaslan ve Demirci, 2013, s. 71). Çeşme muhtemelen yak n tarihlerde bile tamiratlar görmüştür ve bu tamirat n kimler taraf ndan yap ld ğ bilinmemektedir (Toruk, 2000, s. 95). Y lank ran Çeşmesi’nin cephesindeki eğreti konulmuş kesme ve moloz taşlar ile kitabelerin çeşmenin cephesinde asimetrik ve düzensiz biçimde yer al yor olmalar , çeşmenin birkaç defa onar m gördüğü izlenimini kuvvetle uyand rmaktad r. Hatta beşik tonozu örten üst yap n n kaplama taşlar n n da bu şekilde değiştirildiği düşünülebilir (Akaslan ve Demirci, 2012, s. 236).

Değerlendirme

Çeşmenin tüm süsleme ögeleri diğer baz çeşme yap lar nda olduğu gibi an tsal olan ön cephesinde toplanm şt r. Kesme taş ve tuğla ile münavebeli olarak almaş k düzende yap lan bu çeşmenin bölgedeki bir benzerine Y lank ran Çeşmesi haricinde rastlan lmamaktad r. Çeşme bu yönüyle ilginçtir. Elimizdeki parçalardan yararlanarak yap lan bir restitüsyon çiziminde çeşmenin üst bölümünün Fotoğraf-11’de görüldüğü gibi olmas gerektiği düşünülmektedir. Çizimde görülen 1519 tarihli Farsça kitabe Y lank ran çeşmesine ait olup ölçüleri tam olarak Taş Çeşme’deki kitabe boşluğuna uymaktad r. Ancak buradaki tamamlamada restitüsyon amaçl olarak kullan lm şt r.

Çeşmenin saçağ n n nas l bittiği konusunda bir fikir sahibi değiliz. Saçak oldukça tahrip olduğundan bittiği seviyeyi gösteren sağlam bir parça günümüze kadar gelememiştir. Ayr ca burada genellikle nişli çeşmelerde görülen ve nişin üzerinde yer alan köşelik, yan sütunçeler ve rozet uygulamas n n yap lmad ğ pek çok süslemeli çeşmeye oranla daha sade olduğu görülmektedir.

Selçuklu döneminden günümüze ulaşan baz örneklere göre genellikle çeşmelerin oldukça sade yap lar olduğu söylenmektedir (Denktaş, 2002, s. 873).13 Taş Çeşme’nin toprak üstündeki k sm ndan

13 Bu konuda Denktaş şöyle demektedir; “ Günümüze gelebilen Selçuklu çeşmeleri genellikle medrese, han, cami ve tekke yap lar n n ön cephelerine ya da iç avlular na aç lan cümle kap lar n n yak nlar ndaki bir eyvan içerisine, yap lar n önünden geçen yola ya da

(9)

Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme / Doğan DEMİRCİ

156

hareketle süsleme elemanlar olarak yanlarda ve üstte köfke taş ile yap lm ş ikişer d ş bükey silme çerçeve vard r. Bunun yan s ra cephedeki almaş k taş tuğla dizisinin ve niş üzerindeki kitabesinin de çeşmenin ön yüzüne ayr bir hareket getirdiği düşünülebilir. Toprak alt nda kalan ayna taş , musluk ve dinlenme sekilerinin durumunu bilemediğimiz için bunlar hakk nda herhangi bir şey söylemek mümkün olmamaktad r. Y lmaz Önge hazneli yani depolu çeşmelerin XV. yüzy ldan itibaren görülmeye başlad ğ n , üzerlerinin tonoz örtüyle kapat ld klar n ve böyle çeşmelerde hazneye dolan suyun musluktan akan sudan fazla olamayacağ n söylemektedir (Önge, 1997, s. 15; Denktaş, 2002, 874). Yine Klasik Dönem Osmanl çeşmelerinde su haznesinin yan s ra salma veya burma lüleli musluklar n, tas nişlerinin, testilik sekilerinin, yalaklar n meydan çeşmelerinin vazgeçilmez ögeleri olduğu vurgulanm şt r (Önge, 1997, s. 15; Karakuş ve Diğerleri, 2006, s.

27).

XV. yüzy lda yap m na başlanan arkas nda su haznesi bulunan çeşmelerin süslemesiz sade olarak yap lm ş olduğunu, bununla beraber yine XV. yüzy ldan itibaren mevcut çeşme örneklerinde birtak m değişiklikler görüldüğü, tonozlu veya kubbeli su deposunun bir cephesinde kemerli ve özellikle derince bir niş içine yerleştirilmiş çeşmeler yap lmaya başland ğ da baz kaynaklarda belirtilmektedir (Çakar, 2019, s. 34).

Çeşmelerle ilgili olarak ilimiz çevresinde yap lan incelemelerde ve literatür araşt rmalar nda;

cephesinde s rl tuğla kullan lan ve niş içerisi hariç olmak üzere özgün cephe mimarisi almaş k düzende yap lm ş olan bir başka çeşme yap s yla karş laş lmam şt r. Baz illerde almaş k düzende –taş ve tuğla s ralar ile- yap lm ş çeşme yap lar n n bulunduğu görülmektedir. Örneğin Bursa merkezindeki ekseriya çeşme yap lar (Çetinkaya, 2012) ile Kocaeli merkezinde çok az bir çeşme yap s n n (Ölmez, 2012) taş tuğla almaş k düzende yap ld klar ancak bu çeşmelerin nişlerinin sivri kemerli, tuğla kirpi saçakl olduklar ve nişlerin içlerinin de kesme taş ile değil, diğer cepheleri gibi almaş k düzende yap lm ş olduklar görülmektedir. Ayr ca Bursa ve Kocaeli merkezindeki çeşmelerin tuğlalar n n s rs z ve sade olduklar , bununla beraber Anadolu’da incelenmiş olan diğer çeşme yap lar ya tamamen tuğla malzeme ile yap lm ş ya da niş kemeri, köşelikleri, kirpi saçaklar gibi k s mlar nda k smen tuğla malzemenin kullan ld ğ görülmektedir. Bursa çeşmelerinin birçoğunun Erken Osmanl Döneminde yap lm ş olduklar anlaş lmaktad r. Taş Çeşme’nin k rsal alanda yap lm ş olmas ve kervan yolu kenar nda yer almas nedeniyle Bursa ve Kocaeli gibi illerin merkezindeki çeşmelere göre cephe düzeni ve yap m tekniği itibariyle daha az da olsa benzerlik taş d ğ söylenebilir.

Taş Çeşme’de kullan lan tam tuğla boyutlar 28x28x4-4,5 cm olarak ölçülmüştür. Hüsrev Tayla Selçuklu Dönemi’nde inşa edilen tuğla yap l baz eserlerin 18.5-21 x 9.5 cm ile 20 x 3-4 cm aras tam tuğlalara sahip olduklar n n tespit edildiğini, bir genellemeye gidilirse, iki kenar 20-21 cm ve 21-22 cm, kal nl klar 3.5-5 cm aras nda olan kare formlu tam tuğlalar n XIII. yüzy l süresince Anadolu’da kullan lan boyut olduğunu söylemekte, bununla beraber iki kenar 23-25 cm, kal nl klar değişken olanlar n ise daha çok XII. yüzy l sonlar ile XIII. yüzy l başlar nda üretilmiş olabileceğini belirtmektedir (Tayla, 2007, s. 519). Yine Tayla’ya göre Erken Osmanl Dönemi’nde 40-44 cm kenar boyutu ve XVI. Yüzy lda 28-30 cm kenar boyutu daha çok kullan lan bir ölçü olmaktad r. XVII. yüzy lda ise 23-24 cm. kenar, 2,7-3-3.5 cm kal nl k en çok kullan lan ölçülerdir. Bu s n fland rmaya göre Taş Çeşme’nin özgün olan 28 x 4-4,5 cm ölçülerindeki tam tuğla boyutlar XVI. Yüzy lda kullan lan tuğla boyutlar na karş l k geldiğinden muhtemelen XVI. yüzy lda meydana aç lan yüzlerine inşa edildikleri mevcut örneklerden anlaş lmaktad r. En basit çeşme örneği 1204 tarihli K z lören (Emir Kutlu) Kervansaray 'n n ön cephesindeki fevkani köşk mescidin alt ndaki duvar üzerinde görülmektedir. D ş görünüşü ile hiçbir özelliği olmayan çeşme çok sadedir. Sade ve basit çeşmelerin bir diğer örneği de 1239 y l nda inşa edilen Ağz karahan' n cephesindedir. Bu çeşme de zemin kaplamas aras na yerleştirilmiş, lüleli bir su haznesi ile zemindeki bir yalaktan ibarettir. Bu iki örnek Selçuklu yap lar nda rastlanan en basit çeşme tipinin erken tarihli ilk örnekleridir”.

(10)

Journal of Universal History Studies (JUHIS) • 3(2) • December • 2020 • pp. 148-167

157 yap lm ş olabileceği kabul edilebilir (Tayla, 2007, s. 519).

Sonuç

Kervan yollar n n şimdiki karayollar n yaklaş k olarak takip ettiği düşünülürse bu çeşme hem Eğirdir İlçesi’ne hem de Atabey İlçesi’ne ulaşan tarihi bir yolun ortak noktas nda bulunmaktad r. Atabey İlçesi’nde Miladi 1224 tarihli Gazi Atabey Ertokuş Medresesi, Eğirdir İlçesi’nde ise 1237 Miladi tarihli II.

G yaseddin Keyhüsrev Kervansaray bulunmaktad r. Ayr ca Eğirdir İlçesi’nde Dündar Bey Medresesi ve H z r Bey Camisi gibi Beylikler Dönemine ait pek çok eser vard r. Bu nedenle bahsi geçen yol önemli bir güzergah olmal d r. Atabey Ertokuş Medresesi ve yine Eğirdir’de Dündar Bey Medresesi, Eğirdir’den devamla Gelendost Ertokuş Kervansaray ’n n çok geç dönemlere kadar kullan lan yap lar olduğu bilinmektedir. Günümüzde yap lm ş olan fabrika ve birkaç bağ evi haricinde etrafta yap laşman n olmad ğ ve çeşmenin aç k alanda ve yol kenar nda menzil çeşmesi olarak yap ld ğ anlaş lmaktad r.

Çeşmenin bu önemli güzergâh n üzerinde yer almas çeşmenin çok eski bir tarihte inşa edilmiş olabileceği konusunda kuvvetli bir fikir vermektedir. Ayr ca, bağlar n aras nda kalan bu çeşmeye ilişkin stil kritiği yap ld ğ nda; Y lmaz Önge’nin söylediği gibi bugün Sülübey Mahallesi’nde bulunan ve kitabesine göre 1519 y l na tarihlenen Y lank ran çeşmesi ile plan, cephe düzeni ve süsleme olarak hemen hemen örtüştüğü görülmektedir. Elde olan verilerle hareket edildiğinde her iki çeşmenin de adeta birebir ayn olduklar ve çağdaş olabilecekleri söylenebilir. Bundan hareketle cephe kompozisyonunun dönemin bir anlay ş olabileceği ya da inşa eden ustalar n n da ayn kişiler olabileceği görüşü ileri sürülebilir.

Çeşme ön cephede niş kemerinin üzengisinden itibaren toprağ n alt na gömülüdür. Dolay s yla ayna taş , testilik sekileri ve lülesi toprak alt nda kalm şt r. Bu ögelerin durumu ile bilgi edinilmesi için burada bir kaz n n yap lmas gerekmektedir. Burada yap lacak bir temizlik kaz s sonucunda kitabesine rastlan lmas da mümkündür. Eğer kitabesi toprağa gömülü durumda ise, Isparta’n n çok eski olan bir kervan yolunun üzerindeki bu çeşme kitabesinin bize tarih, yapt ran kişi ya da o dönemin sosyal ekonomik durumunu yans tabilecek baz bilgiler vermesi bile mümkün görünmektedir. Y lank ran Çeşmesi’ndeki 1519 ebced tarihli Farsça kitabelerden birisinin Taş Çeşme’deki kitabe boşluğuna tam uymas başka bir soruyu yani kitabenin birisinin buradan taş nm ş olabileceği konusunu da gündeme getirmektedir. Y lank ran Çeşme’siyle stil kritiği yap larak Taş Çeşme’nin mimari plan, cephe düzeni ve malzeme-teknik olarak adeta birebir benzediği, hatta çağdaş olabileceği Prof. Dr. Y lmaz Önge’nin Türk Mimarisinde Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde Su Yapıları isimli eserinde belirtilmektedir. Yine Önge, Y lank ran Çeşmesi’nde bulunan kitabelerin en geç tarihlisi olan 1519 tarihini çeşmenin yap m tarihi olabileceğini kabul etmiştir. Ancak Taş Çeşme’nin ölçüleri ve süsleme elemanlar aç s ndan daha arkaik yani önce tarihli gibi görünmesini ile birlikte hazneli çeşmelerin tonoz örtülü olarak yap lmalar n XV. Yüzy ldan itibaren başlad ğ düşünülürse kervanyolu üzerindeki Taş Çeşme’nin de en geç XVI. yüzy l başlar civar na tarihlendirilmesi mümkün görülmektedir.

Çeşmenin Klasik Osmanl dönemine tarihlendirmesini destekleyecek bir diğer husus ise çeşmede kullan lan tuğlalar n boyutlar olmaktad r. Çeşmede 28 x 4-4.5 cm boyutlar nda tuğlalar kullan lm şt r. Hüsrev Tayla bu boyutlardaki tuğlalar n XVI. Yüzy lda kullan ld klar ndan bahsetmektedir.

Kitabesi, vakfiyesi veya herhangi bir kayd bulunmayan yap lar için tarihsel değerlendirmelerde güçlük çekilmekte, bu nedenle tarihlendirmeler doğal olarak, Anadolu’da günümüze kadar yap lm ş araşt rma ve incelemelere göre ve bu yap lar kriter al narak yap labilmektedir. Daha önce yap lm ş araşt rma ve incelemeler sonucunda kaynaklar n verdiği bilgilerin ş ğ nda tarihsel aç dan bir sonuca varmak mümkün

(11)

Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme / Doğan DEMİRCİ

158

olabilmektedir. Tarihlendirmede sonuç olarak Anadolu’daki çeşme yap lar yla ilgili yap lan araşt rmalar sonucundaki tüm genelleme ve bilgilere göre yap labilecek bir karş laşt rmada; yerel olarak “Taş Çeşme”nin çağdaş kabul edilen Y lank ran Çeşmesi gibi 1519 y l na yak n bir tarihte; Yavuz Sultan Selim döneminde hatta II. Bayezid dönemi gibi daha erken bir tarihte yap lm ş olmas mümkün görünmektedir. Bu yüzy llar yaklaş k olarak Osmanl lar n Isparta’da hüküm sürdüğü tarihlerdir. Ancak bununla beraber Hamidoğullar Beyliği bu bölgeye çok uzun y llar hükmetmiştir. Yine de daha doğru bir tarihlendirmenin, çeşme yap s nda bir kaz n n yap lmas veya çeşmede kullan lan malzemelerin analiziyle mümkün olabileceğini burada belirtmek gerekir.

Taş Çeşme bak ms z olup, hazne içerisine bağ n sahibinin bahçede kulland ğ özel eşyalar n n konulduğu görülmektedir. Çeşmenin bir k sm toprağa gömülü vaziyettedir. Buradaki kaz sonucunca ulaş labilecek bir kitabe ya da tarihlendirmeye ait bir verinin hem bu çeşmenin hem de bunun bir benzeri olduğu söylenen Y lank ran Çeşmesi’nin tart şmal olan yap m tarihini ayd nlatmas beklenebilir. Ayr ca çeşme “Taş nmaz Kültür Varl ğ Olarak” kay t alt na al narak korunmal d r.

(12)

Journal of Universal History Studies (JUHIS) • 3(2) • December • 2020 • pp. 148-167

159 Kaynakça

[1] Akaslan, Mustafa ve Demirci(2012), Doğan, “Y lank ran Çeşmesi”, Pisidia Araşt rmalar -I Sempozyumu Bildiri Kitab , Isparta. (226-245)

[2] Akaslan, Mustafa ve Demirci, Doğan(2013), “Isparta’n n Bilinen En Eski Tarihli Y lan rkan Çeşmesi’nde Yap lan Çal şmalar n Değerlendirilmesi”, Vak flar Dergisi, Say 39, Haziran, Ankara.

(63-74)

[3] Akbaş, Mine(2012), Isparta İli ve İlçeleri Türk Dönemi Çeşmeleri, SDÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yay nlanmam ş Yüksek Lisans Tezi), Isparta.

[4] Altuntaş, Halil - Şahin, Muzaffer (2011), D.İ.B. Kuran- Kerim Meali, Yeni Matbaac l k, Ankara.

[5] Arseven, Celal, Esad(1983), “Çeşme”, Sanat Ansiklopedisi, c.1, İstanbul. (388-389)

[6] Arseven, Celal, Esat(1984), Türk Sanat , Cem Yay nevi, İstanbul.

[7] Aytöre, Ayhan(1962), “Türklerde Su Mimarisi”, I. Milletleraras Türk Kongresi Tebliğler, Ankara. (45- 69)

[8] Bolak, Ahmet, Ayd n(1985), “Vak flar”, Vak f Haftas Dergisi, Say 2, V. G. M. Yay n , Ankara, (120- 121).

[9] Böcüzade Süleyman, Sami(2012), Isparta Tarihi, (Haz rlayan Hasan Babacan), Isparta Valiliği, Isparta.

[10] Çakar, Dilek(2019), Muğla İli Türk Dönemi Çeşmeleri, SDÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi ABD, (Yay nlanmam ş Yüksek Lisans Tezi), Isparta.

[11] Çetinkaya, Ebru(2012), Bursa Çeşmeleri, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi ABD (Yay nlanmam ş Yüksek Lisans Tezi), Bursa.

[12] Denktaş, Mustafa(2002), “Anadolu Türk Mimarisinde Çeşmeler”. Türkler Ansiklopedisi, C. 7, Ankara. (872-877)

[13] Devellioğlu, Ferit(2003), Osmanl ca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ayd n Kitabevi, Ankara.

[14] Emecen, Feridun(1999), “Isparta”, TDİA, Cilt 19. (194-201)

[15] Ersümer, Sad k(1968), Isparta ve Atabey’de Türk Mimari Eserleri, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi, (Yay nlanmam ş Lisans Tezi), İstanbul.

[16] Eyice, Semavi(1993), “Çeşme", TDİA, C. 8, İstanbul. (277-287)

[17] Karakuş, Rahmi ve diğerleri(2006), İstanbul Tarihi Çeşmeler Külliyat , Cilt 1, Forart Bas mevi, (Editör:

H. Necdet Ertuğ), İstanbul.

[18] Karpuz, Haşim ve Dülgerler, Nuri(2006), “Konya Çeşmeleri Üzerine Bir Tipoloji Denemesi”, Sanatta Anadolu Asya İlişkileri, Prof. Dr. Beyhan Karamağaral ’ya Armağan, Ankara. (317- 331)

[19] Kat rc oğlu, Nuri(1958), Bütün Isparta, Ankara.

[20] Komisyon(1973), Isparta İl Y ll ğ , Isparta Valiliği, Ankara.

(13)

Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme / Doğan DEMİRCİ

160

[21] Komisyon(1983), Isparta İl Y ll ğ , Isparta Valiliği, Ankara.

[22] Ödekan, Ayla(1987), “Çeşme", Eczac baş Sanat Ansiklopedisi, Cilt 2, İstanbul. (396)

[23] Ödekan, Ayla(1992), “Kent İçi Çeşme Tasar m nda Tipolojik Çözümlemeler”, Semavi Eyice’ye Armağan, İstanbul. (281-297)

[24] Ölmez, Figen(2012), Kocaeli Çeşmeleri, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi ABD (Yay nlanmam ş Yüksek Lisans Tezi), Ankara.

[25] Önge, Y lmaz(1997), Türk Mimarisinde Selçuklu ve Osmanl Dönemlerinde Su Yap lar , TTK, Ankara.

[26] Önge, Y lmaz(1981), “Türk Su Mimarisinde Suluk Ad n Verdiğimiz Çeşmeler”, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, Say 1, Konya. (1-15)

[27] Özkartal, Zeki(2015), “Bir Kültürel Miras m z Isparta Y lank rkan Çeşmesi”, Akdeniz Sanat Dergisi, C. 8, Say 15, Antalya. (26-36)

[28] Süldür, Enver(1951), Isparta Tarihi, Cilt I, İzmir.

[29] Şapolyo, Enver, Behnan(1967), ‘Türk Çeşmeleri’ Önasya, cilt 3, Say 27. (11-12)

[30] Tayla, Hüsrev(2007), Geleneksel Türk Mimarisinde Yap Sistem ve Elemanlar , Cilt 1, Mas Matbaac l k, İstanbul.

[31] Toruk, Ferruh(2001), “Isparta’da Y lank rkan Çeşmesi” Göller Bölgesi Hoşgörü Y l ve İnanç Turizminde Göller Bölgesi Sempozyumu, 07-08 Eylül 2000, Isparta. (98-112)

[32] Turan, Osman(1984), Selçuklular Zaman nda Türkiye Tarihi, İstanbul.

[33] Turfan, Kemal(1953), 30.06.1953 tarihinde Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne Sunulan 37 Numaral Eski Eser Fişi, Ankara. (1-3)

(14)

Journal of Universal History Studies (JUHIS) • 3(2) • December • 2020 • pp. 148-167

161 EKLER

Çizim 1: Çeşmenin plan

Çizim 2: Taş Çeşme’nin ön cephe çizimi

(15)

Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme / Doğan DEMİRCİ

162

Çizim 3: Çeşmenin güneydoğu cephesi çizimi

Fotoğraf 1: Çeşmenin yerinin uydu görüntüsü (www. https://parselsorgu.tkgm.gov.tr/ Erişim Tarihi: 25.12.2019)

(16)

Journal of Universal History Studies (JUHIS) • 3(2) • December • 2020 • pp. 148-167

163

Fotoğraf 2: Çeşmenin kuzeyinde Isparta-Eğirdir karayolu, güneyinde toprak yol

Fotoğraf 3: Taş Çeşme’nin kuzeydoğu yöndeki ön cephesi

(17)

Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme / Doğan DEMİRCİ

164

Fotoğraf 4: Çeşmenin güneydoğu yan cephesi

Fotoğraf 5: Üst örtü sistemi

(18)

Journal of Universal History Studies (JUHIS) • 3(2) • December • 2020 • pp. 148-167

165

Fotoğraf 6: Çeşmenin arka cephesi ve sol alt köşede suyun akt ğ pişmiş toprak künk

Fotoğraf 7: Havaland rma penceresi ve niş içerisindeki duvar örgüsü

(19)

Isparta-Eğirdir-Atabey Kervanyolu Üzerindeki Menzil Çeşmesi Üzerine Bir İnceleme / Doğan DEMİRCİ

166

Fotoğraf-8 Yeşil s rl tuğla s ras

Fotoğraf 9:Kitabe boşluğu

(20)

Journal of Universal History Studies (JUHIS) • 3(2) • December • 2020 • pp. 148-167

167

Fotoğraf 10: Haznenin içerisi ve ayd nlatma penceresi

Fotoğraf 11: Taş Çeşmenin toprak üstündeki bölümünün olas görünümü

Referanslar

Benzer Belgeler

Böylelikle Ay’a yerlefltiri- len alg›lay›c›lar sayesinde Günefl içinde gerçekleflen süreçlerin ve uzak karade- lik ve süpernovalardan gelen kozmik

Kareköklü say›lar›n paydas›n› rasyonel yapmak için, paydan›n eflleni¤i ile pay ve payda çarp›l›r.. ÖRNEK

3- Düflük riskli kalp d›fl› cerrahi planlanan, iskemik koroner hastal›¤› (‹KH) varl›¤› bilinen ve noninvazif olarak yüksek risk ol- mad›¤› gösterilen hastalara

pestai’de bulunan Allocreadium isoporum’un konak yaş gruplarına göre değerlendirilmesi... pestai’de bulunan Allocreadium isoporum’un konak boy gruplarına

Bu çal›flmada, bir sonlu-farklar algoritmas› yard›m›yla elektrik özdirenç yönteminde yayg›n olarak kullan›lan Schlumberger, Wenner, pol-pol ve dipol-dipol

Elde edilen her iki karstik model için iyi çözüm verdi¤i düflü- nülen Wenner ve dipol-dipol dizilimlerine göre elde edilen sonuçlar fiekil 12’de üç-boyutlu ola-

Karstik-1 modelinin Wenner dizilimine göre ters-çözüm sonuçlar›: (a) dirençli, (b) iletken karstik yap›, (c) dirençli, (d) iletken durum için veri ve model rms

Manyetik araştırmalarda, kaynak manyetizasyonunun ve bölgesel yer manyetik alanının düşey olarak yönlenme- diği durumlarda manyetik belirtinin en yüksek değerleri kaynak