• Sonuç bulunamadı

Erken ve Geç

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Erken ve Geç "

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk Kardiyol Dern. Arş. 18: 205-208, 1990

Puhnoner Valvüloplastide Dönem Elektrokardiyografik Perkütan Balon

Erken ve Geç

Değişiklikler

Dr. Sengiii

ÇEHRELİ,

Doç. Dr. Ca n ÖZER, Prof'. Dr. Siber GÖKSEL, Doç. Dr.

Yalçın

SÖZÜTE K

Türkiye Yüksek

IJııisas /lasıanesi,

Kardiyoloji

Kliniği,

;\nkara

ÖZET

IJu

çalışmada

Türkiye Yüksek

IJııisas /lasıcmesi

Kar- diyoloji

Kliniği'nde yapılan

32

perküıan

balon pul-

mOiıer valvüloplasıi

olgusunda

işlem sırasmda, ayrıca

erken ve geç dönem

sonrasında oluşan elekırokardi­

yografık değişiklikler değerlendirildi. Işlem sırasında

2

olguda

(%

6) sinüzal bradikardi, 13 olguda

(%

40) ventriküler ve supraventriküler

eksırasisıoller,

4 olgu- da

(%

12) geçici

kompleı sağ

dal

bloğu,

1 olguda

(%

3) nodal

taşikardi

gözlendi.

Işlem

sonrasmda 1 olguda

(%

3)

2. derecede

;\V blok ve ardmdan

hızlanmış

idi- yonoc/al

ritm

geçici olarak

gelişti. Işlem

öncesi 404±39 msn olan QTc süresinin

valvüloplasıi sonrası

uzayarak 24 saalle en yüksek

değerlere

(449±34 msn, p<O.OI)

ulaştığılll

ve giderek

aza/ıp

1 ay sonraki konirollerde ( 41 0±20 msn, p>O .05)

yaklaşık başlangıç değerlerine döndüğünü

gözledik.

Başlangıçta

tüm

olguların

ortalama QRS

aksı

118±30 dereceydi ve 24 olguda

(%

75)

sağ venırikül Jıipertro­

fisi

vardı. 6-24

ay sonraki konirollerde (25 olgu) QRS

aksı

121±29 dereceden 105±30 dereceye

düştü

(p<0.05)

.

Bu

25 olgww1ı başlangıçta

19'wu/a

sağ

ventrikül

Jıipertrofısi örneği vardı.

Bu ömek, hasta-

ların

4'ünde kayboldu,

JO'wıda

geriledi, 5'inde

lıiç değişmed i.

Sonuç olarak

işlem sırasında

ve

sonrasında

tehlikeli ya da

kalıcı

bir

riım

ve ilctim

bozukluğu gözlememiş olmamıza karşın,

balon kaleterlerin

şişirilme

sırasırula iletim

sistemi üzerinde travmalik etkilerinin

olabildiğini saptadık.

Anahtar

kelime/er:

Perkütan balon pulmoner valvü/oplasti,

elektrokardiyografı

Alındığı t:ırih: 28 Mart 1990

Konjcııital

pulmoner stenozun tedavisinde balon ka- teterlcrin Scmb (t) ve Kan C

2) tarafından kullanılışın­

dan bu yana perkiitan balon pulmoner valvüloplasti (PBPV) birçok

lıemodinami laboratuvarında başarıyla uygul:ın:ın

bir yöntem

olmuştur. Geniş sayıda

olgu-

ları

içeren

yayınlarda

erken ve geç dönem

sonuçların

iyi

olduğu,

çok az

sayıda

yan etki

gözlcndiği

bildiril-

nıektedir (3-6).

Dilatasyon

işlemi sırasında

hipotan- siyonun

yanısıra,

aritmiler en önemli yan ctki lerdir.

Baş;u-ılı

bir PBPV

işleminelen

sonra önceden var olan EKG

bulguları

geç dönemlerde gerileyebilir, tama- men kaybolabii ir. Biz bu

çalışmamızda

PBPV uygu-

ladığımız

olgu larda balon di fatasyon

işlemi sırasında, ayrıca

erken ve geç dönem

sonrasında oluşan

EKG

değişikliklerini

belirlemeyi

amaçladık.

MAl'ERYEL ve METOD

Çalışma,

Türkiye Yüksek ihtisas Hastanesi Kardiyo- loji

Kliniği Hemodinanıi Laboratuvarı'nda

Mart 1987 -Ocak 1990 tarihleri

arasında

PBPV uygulanan 32 olgu üzerinde

yapıldı. Olguların

12'si

kadın,

20'si erkek olup

yaşları

7-59 (ortalama 23±11) idi. Pul- moner stenoz

tanısı

klinik, EKG, radyoloj ik, ckokar- diyografik ve hemodinam ik verilerle konuldu. 4 ol- guda patent foramen ovale, 1 olguda küçük atriyal septal defekt, 1 olguda kronik böbrek

yetersizliği vardı.

PBPV

işlemi

literatürde

belirtildiği şekilde yapıldı

C

2·4).

Schneider

firmasının

7-12 French, 3x7mm-3x 15

nını'lik, toplanı çapı

15-31 mm trefoil balon kateterleri dilaL< 'lsyon

işleminde kullanıldı.

Ba- lon kateter

çapları başlangıçta

pulmoner anulustan o/o 30-40, son 1 O olguda ise o/o 50-60

oranında

daha

geniş

olacak

şekilde sapuındı.

Bütün olgularda tck balon

kullanıldı.

205

(2)

Hastaların

balon dilatasyon

işlemi sırasında

EKG'leri belirli bir derivasyanda

basınç kayıtları

ile birlikte Electronics for

Medicine'ın

Honeywell model çok

ka- nallı

fizyolojik sinyal izleme

cihazı

ile rrionitorize edildi,

kayıtlar aynı firmanın ı8cmx53

mm'lik LW tipi Simultrace Recording

kağıtlarına yapıldı.

Bunun

dışında ı2

derivasyonlu EKG'Ier PBPV

işleminden

önce, hemen sonra,

ı2,24,48,72.

saatlerde ve

ı

(30 olgu), 3 (28 olgu), 6 (25 olgu),

ı2

(23 olgu) ve 24 (12 olgu) ay sonra

tekrarlandı.

Ritm ve iletim bo-

zukluğu

olan olgular için erken kontroller da ha

sık aralıklarla yapıldı.

EKG'lc r

işlem sırasında hız,

arit- mi ve QTc intervali,

diğer

zamanlarda ise, bunlara ek olarak QRS ekseni

(7), sağ

ventrikül hipertrofisi

<7)

ve

diğer

bulgular yönünden

değerlendirildi.

QTc intervali QRS kompleksinin veT

dalgasının

bi- timinin en be lirgin

olduğu

dcrivasyonlarda ölç üldü,

değişken

intcrvalli trasclcrdc en uzun bulunan

değer

alındı.

QTc intcrvali Bazctt formülüne (=QT/'-'R-R) göre

hesaplandı (8).

İstatistiksel değerlendirmeler

Studcnt-t testi ilc

yapıldı.

BULGULAR

PBPV uygulanan 32 olgunun

işlem

öncesi kalp

hızı

·94±ı7

dk,

işlem sonrası 9ı±ı7/dk

(p>0.05),

sağ

ve ntrikül sistolik

basıncı işlem

öncesi

ı40±45

mmHg,

işlem sonrası

63±24 mmHg

(p<O.OOı),

pul- moner arte r sistolik

basıncı işlem

öncesi

ı6±3

mmHg,

işlem sonrası

20±6 mmHg

(p<O.OOı), sağ

ventrikülle pulmoner arter

arasındaki

sistolik gradi- yent

işlem

öncesi I 23±45 mmHg,

işlem sonrası

42±22 mmHg (p<0.001 ) bulundu ve sistolik gradi- yent azalma

oranı %

64±13'dü. Rcz idü gradiycnt 22 olguda

(%

69) 50 mmHg ve

altında,

10 olgudaysa

(%

31) 50 mmHg'nin üstündeydi.

PBPV

işlemi sırasında

2 olguda

(%

6) sinüzal bradi- kardi, 13 olguda (% 40) ventrikülcr ve supraven- trikülcr ekstrasistoller , 2 olguda (% 6)

yaklaşık ıo

sn süreli komlct

sağ

dal

bloğu,

1 olguda

(%

3) 40 sn süreli ve 100/dk

hızlı

nodal

taşikardi

gözlendi.

ı

ol- guda

(%

3) dilmasyon

işlemi

binikten hemen sonra

1.

derecede A V blok,

ardından

Mobitz tip II 2. dere- cede AV blok gözlendi. Daha sonra koroner

bakım

ünitesinde

izlendiği

s üre içinde vcntrikül

hızı

80/dk 206

Türk Kardiyol Dern. Arş. 18: 205-208, 1990

QTc (msn)

ı 2 34 5 6 ı ay 3 ay 6 ay

Şekil 1. Perkütan balon pulmoner valvüloplasti uygulanan olgularda QTe intervalindeki değişimler. İşlemden 24 saat sonra en yüksek değerlere ulaşmakta ve ı ay sonra yaklaşık

eski değerlere inmekledir (1: işlemden önce, 2: hemen sonra, 3: ı2 saat, 4: 24 saat, 5: 48 saat, 6: 72 saat sonra).

hızlanmış

idiyoncdal rilmle devam etti. 6. günden sonra normal sinüs ritminc döndü .

Ayrıca

2 olguda

(%

6) PBPV

işlemi

bittikten sonra ilk

ı2

saa t içinde komplet

sağ

dal

bloğu

gözlendi ve

yaklaşık

3-4 saat devam etti. Bu 2 olguda dilarasyon

işlemi sırasında

he rhan gi bir aritmi

gözlcnmemişti.

PBPV

işlemi sırasında

veya

sonrasında

iletim

bozukluğu

saptanan 6 hastadan 4 'ü büyük balon kateter

kullanmış olduğumuz olgulardı.

QTc inte rvali

işlem

öncesi 404±39 msn,

işlem

so- nunda 430±73 msn (p>0.05), 12 saat sonra 446±36 msn (p<O.Ol), 24 saat sonra 449±34 msn

(p<O.Oı),

48 saat sonra

437±ı9

msn (p<0.05), 72 saat sonra

43ı±28

m sn (p<0.05),

ı

ay sonra (30 olgu) 4 10±20 m sn (p>0.05), 3 ay sonra (28 olgu) 407± 17 m sn (p>0.05) ve 6 ay sonra (25 o lgu) 408±26 msn (p>0.05) bulundu. PBPV

işleminden

sonra QTc in- tcrvali e n yüksek

değerlere

24 saat sonra

ulaştı

ve or- talama

artış başlangıç değerlerinin

%

ıl.l'iydi. ı

ay sonraki kontrollerde

yaklaşık

eski normal

değerlere inmiş

bulundu

(Şekil

1).

EKG'de

sağ

ventrikül hipertrofisi

başlangıçta

olgu-

larımızın

24'ünde

(%

75)

vardı.

Tüm

olguların

orta- lama QRS

aksı ıı8±30

dcreec bulundu . PBPV

işleminden

6-24 ay sonraki kontrollerde (25 olgu) QRS

aksı

121±29 dcreecden

ı05±30

dereceye

düştü

(p<0.05). Bu süreç sonu kontrolleri

yapılan

25 olgu-

nun

başlangıçta ı9'unda

EKG'dc

sağ

ventrikül hipcr-

trofisi

bulguları vardı. Bunların

4'ünde

(%

21) bu

bulgular tamamen kayboldu. Bu 4 olguda da rez idü

(3)

S. Çelıreli ve ark: Perkütan Balon Pulmoner Valvüloplastide Erken ve Geç Dönem

~l'l .. il 2. l'crkiitan balon pulmoner valvüloplasıi uygulanan bir olgunun işlem öncesi (üst) ve 24 ay sonrası (alt) EKG'Ieri. Bu olguda pulmoner valvülc ait gradiyent ı 19 mmllg olup rczidü gradiycnl 25 mmllg'idi.

gnıdiyent

SO mmHg'nin

altındaydı (Şekil

2).

Sağ

vcntrikül hipcrtrofisi

bulgularının gcrilcdiği

1 O olgu- dan

(%

S3) S'indc, hiç

değişınediği

S olgudan

(%

26) 1 'inde reziclii gradiycnt SO mmHg'nin

alundaydı.

TARTIŞMA

Balon valvüloplasti ve anjiyoplasti

işlemleri sıra­

sında

geçici aritmiler genellikle

olmaktadır.

Bunlar, balon

şişirildiğindc

ckstrasistollcr ve balon indiril- diktcn son ra da geçici bradikardilerdir.

Bunların dışında işlem sırasında

geçici 3. derecede AV blok

(9), sonrasında

ascmptomatik vcntriküler

cksı.rasistol­

ler

(10), hızlanmış

vcntriküler ritm

(l 1),

ventrikülcr fibrilasyon

(12.ı3)

ve

kalıcı

3. derecede AV blok

(14,15) bildirilmiştir.

Bu ritm ve ilctim bozukluk- larının sebebi kcsinleşmemiştir. Radtke ve ark.

<16) tarafından

önemli bir kamplikasyon görülm cyip öncrilmcktc

olmasına rağmen

büyük

balonların

proksimal

kısmının şişirilme sırasında

atriyovcnt- rikül cr

düğümc çarpabileccği

ve ilctim sistemi üzerinde travma tik etki yapabileceği de 1i'lcri sürülmcktcdir

4).

Bizim serimizele de ilctim bozuk-

luğu sapıanan

6 olgunun 4'ünde büyük balon kul- lan

ıl

m

ı ştı.

Balon anjiyoplasti ve valvüloplasti

işlemlerinden

sonra QTc intcrvalinde meydana gelen uzama da önemli ventriküler

aritınilere

predispozisyon yarata- bilmcktcdir. Martin ve Stanger <

10) yaptıkları çalışmada

bu tür

işlem

uygulanan

olguların

QTc in- tervallerinin,

işlemden

hemen sonra uzamaya

başladığını

ve 16-24 saatte en yüksek

değere ulaştığını gözlcmişlcrdir.

Bizim

olgularımızda

da QTc intcrvalinde

işlemden

hemen sonra uzama

başladı,

en yüksek

değerleri

ise 24 saat sonraki EKG'lerde

saptadık.

1 ay sonraki EKG'Ierdc QTc in- tcrvalinin

yaklaşık

olarak

işlem

öncesi kontro l

değerlere

tekrar

döndüğünü

gözledik. Bu olgu larda QTc intervalindeki

uzamanın

kesin nedeni belli

değildir,

ancak balon elitatasyon

sırasında oluşan

tck

taraflı

"aftcrload"

artışının bazı

refleks aktiviteleri

başlatabilcccği,

miyokardiyal

değişikliklere

neden

olabileceği

veya miyokardiyal sempatik rcscptörleri etki leyerek rcpolarizasyonu

uzatabiieceği

il eri

sürütınektedir <10•17). Olgularıınızda

önemli bir vcnt- rikülcr aritmi gözlemcdik. Ancak,

hastalarıınıza

Hal- ter monitör

uygulamadığımız

için ilk 24 saatlik monitor gözleminde

bazı aritınileri saptayamamış

olabiliriz. QTc intcrvalindcki

uzamanın

R on T fc-

noıncninc

yol

açabilıncsi

nedeniyle bu

olguların

monitörize edilm esinin

yararlı olduğu'<iüşünccsin­

dcyiz.

PBPV

işleminden

6-24 ay

sonrası

EKG kontrolleri

yapılan olgularımızda

QRS

aksında

121±29 derecc- den 1 05±30 clcrcccyc bi r

düşüş saptadık. İşlem

öncesi

sağ

ventrikül hipertrofisi bulunan 19 olgudan 4'ündc

(%

21) bu bulgular tamamen kayboldu. 10 olguda

(%

53) ise geriledi. Rczidü gradiycnt ilk grubun ta-

mamında,

ikinci grubun ise

y~ırısıncla

SO

mmHg'nın altındaydı. Sağ

vcntrikü l hipcrtrofisi

bulgularının

hiç

değişınediği

S olgudan

(%

26) 4'ündc rcziclü gradiycnt SO mm Hg'dcn fazlayel

ı.

PBPV, henüz 5-1 O

yıl

gibi daha uzun dönem kontrolleri olmamakla beraber, pulmoner stcnoz un t edavisinele etkin bir yöntcmd ir.

Rczidü gradiycntin

düşük olduğu

olgularda

eliğer

la- boratuar

çalışmalarına

ek olarak EKG'dc

sağ

vcnt- rikül hipcrtrofisi

bulgularında

da belirgin

iyileşme saptanmaktadır. Geniş

serilere dayanan daha uzun süreli

sonuçları alınmış yayınlarda

da benzer

şekilde

EKG

bulgularında

düzclmc,

sağ vcnı.rikül

hiperu-ofi- sinde gerileme ya da normale dönme bildirilmektedir

{5,6, ı 8)

207

(4)

KAYNAKLAR

1. Semb DKH, Tjönneland S, Stake G, Aa- byholm G: Balloon valvulotomy of congenital pul- monary valve stenosis with tricuspid valve insuffi- ciency. Cardiovasc Radio! 2:239, 1979

2. Kan JS, White RIJr, Mitchell SE, Gard- ner TJ: Percutaneous balloon valvulop!asty: a new method for treating congenital pulmonary va!ve sten- osis. N Eng J Med 307:540, 1982

3. Lababidi Z, Wu JR: Percutaneous balloon pul- monary va!vuloplasty. Am

1 Cardiol 52:560,

1983 4. Kan JS, White RIJr, Mitchell SE, Ander- son JH, Gardner T J: Percutaneous trans! um ina!

balloon valvuloplasty for pulmonary va!ve stenosis

.

Circulation 69:554, 1984

S. Rao PS, Fawzy ME, Solymar L, Mardini MK: Long-term results of balloon pulmonary valvu- loplasty of valvar pulmonic stenosis. Am Heart J 115 :1291, 1988

6. Fontes VF, Sousa EMR, Esteves CA, Sil- va MVD, Cano MN, Maldonado G: Pu!monary valvoplasty-experience of 100 cases. Int J Cardiol 21:335, 1988

7. Goldman MJ: Principles of Clinical E!ectrocar- diography, Ca!ifornia, Lange Medical Publ, 1982. p.

29, 110

8. Dazett HC: An analysis of the time relationship of electrocardiograms. Heart 7:353, 1920

9. Tynan M, Daker EJ, Rohmer J, et al: Per- cutaneous balloon pulmonary

valvuloplasıy.

Br Heart

J

53:520, 1985

10. Martin G, Stanger P: Transient prolonga- tion of the QTc interval after balloon valvuloplasty

208

Türk Kardiyol Dern. Arş. 18: 205·208, 1990

and angioplasty in children

.

Am

1 Cardiol

58:1233

1986 •

ı

1. Rocchini AP, Kveselis DA Crowley D Dick M, Rosenthal A: Percutaneo~ s balloon vaı:

vuloplasty for treatment of congenital pulmonary val- vular

sıenosis

in children. JACC 3:1005, 1984 12. Kan JS, White RIJr, Mitchell SE, Farmlet EJ, Donahoo JS, Gardner TJ: Treat- ment of restenosis of coarctation by percutancous trans! um ina! angioplasty. Circulation 68:1087, 1983 13. Suarez de Lezo J, Fernandez R, Sancho M,

~t ~1:

Pe:cutaneous. transluminal angioplasty for

aortıc ısthmıc coarctatıon

in infancy. Am J Cardiol 54:1147, 1984

14. Lo RNS, Lau KC, Leung MP: Compl ete heart bl ock aftcr balloon dilatation for congenital pulmonary stenosis. Br Hcart J 59:384, 1988

ıs.

Palacios I, lllock PC, Urandi S, et al:

Percutancous balloon valvotomy for patients with se- vcrc mitral stcnosis. Circulation 75:778, 1987 16. Radtke W, Keane JF, Fellows KE, Lang P, Lock JE: Percutancous balloon valvotomy of congcnital pulmonary stcnosis using oversizcd bal- loons.

1ACC

8:909, 1986

17. Levine JH, Guarnieri T, Kadish AH, White RI, Ca!kins H, Kan JS: Changes in myocardial rcpolarization in

patienıs

undergoing bal-

lo~n

valvulopasty for congcnital pulmonary stenosis:

evıdcnce

for contrac tion-exci tation fecdback in hu- mans. Circulation 77:70, 1988

18. Khan MAA, Youser SA, Mullins CE:

Percutaneous transluminal balloon pulmonary

valvııl~­

plasty for the relief of pulmonary valve

sıenosis

with

special reference to double-balloon technique. Am

Heart J 112:158, 1986

Referanslar

Benzer Belgeler

ilk ha/on olarak diişiik profilli pe1jii:yon balon kateteri (PBK) kullamlmış hastalarda balon anji- yoplastiye ilişkin girişimsel haşan ı·e

Bizim ilk hastamızda pulmoner ka- paktaki delik çok küçük olduğundan kılavuz telin üzerinden çok ince (4. 1F) kateterle bile pulmoner ar- tere girilememiştir ve

değerlendirildi. Geri kalan altı hastada ise PDA'nın şekli ve çapının belirlenmesinde direkt enjeksiyon ile elde edilen görüntüler çok net değildi.. Saltık ve

IABP'ım arteryel P02'yi yükseltip ortalama pul- moner arter basıncı ve pulmoner arter tıkalı basıncını düşürdüğü ve özellikle genç olan hastalarda erken

nırlayıcı diğer bir etken olarak değerlendirilebilir. Sonuç olarak; a) uzun balonlar özellikle uzun lez- yonlard a kısa balonlarla olduğu kadar başarılı ve

kontrol angiografi yapılarak işleme son verildi. Mi- tral kapak üzerindeki basınç farkı balon dilatasyon önce ve sonrasındaki invaziv ölçümlerle, mitral ka- pak alanı

Yöntemin s ınırlı avantajlarını belirten yayınlar ol- mak birlikte, kapak altı apareyinde gelişebilecek ha- sara bağlı ağır mitral yetersizliği ve balon

Balon dilatasyonu öncesi ortalama 77±22 mmHg olan basınç farkı dilatasyondan hemen sonra ortalama 24±13 mmHg idi: İki olguda 1+, diğer bir olguda ise 2+ olan aon