• Sonuç bulunamadı

Koroner Anjiyoplastide Ilk Balon Olarak .

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Koroner Anjiyoplastide Ilk Balon Olarak . "

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tiirk Kardiyol Dem Arş 1997; 25:338-342

Koroner Anjiyoplastide Ilk Balon Olarak .

Perfüzyon Dilatasyon Kateter Kullanımının

Etkinlik ve Güvenilirliği

Yrd. Doç. Dr. Endcr

SEMİZ,

Doç. Dr. Oktay SANCAKTAR, Yrd. Doç. Dr. Selim Y ALÇINKA YA, Prof. Dr.

Necıni

DEGER

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakiiltesi, Kardiyoloji Anahi/im Dalı, Antalya

ÖZET

Bu çalışmada. ilk ha/on olarak diişiik profilli pe1jii:yon balon kateteri (PBK) kullamlmış hastalarda balon anji- yoplastiye ilişkin girişimsel haşan ı·e komplikas_vonlanm

araştırdık. Çalışma gmhu 30 PBK hastasım içeriyordu.

(ortalama yaş 53 .R± 10.3 yıl). Yirmidört hastada (%RO)

kararsız angina t><•kroris vardı. Dilare edilen damariann

% 47'si LAD. o/c 50'si RCA ve% 3'ii LCX idi. Orw/ama%

çap darlı.~ı '7c 92±7.36 olarak saptandı. Lezyonmmfoloji- leri irihan ile; Tip A% /3; Tip Bl % 17; Tip 82% 60;

Tip C% /0 sıklıMIIIda idi. Le:yonlamı% 73'ii tromhotik giiriiniiyordu. Ortalama total inf/asyon zamanı

13.58±7.19 dk. total inflosyon sayısı2.87 ± 1.25. uygula- nan ortalama ı·e maksimum basınç/ar, sırası ile, 5.16±0.88 ı·e 5.92± 1.33 atm idi. Anjiyografik başa n o ra-

lll o/c 97 olarak bulundu. Bir akut myokard infarktiisii (o/oJ) hariç tutuldu.~unda. başka bir major karıliyak olay ( iiliim ya da koroner arter "bypass" cerrahisi) saptcmma- dı. iki ıliseksiyon (% 7) ve 2 yan dal oklii:yonu (% 7) gii- riildii.

Sonuç olarak; stentleme, direkt ya da rorasyonel koroner aterektomi ı·e trans/uminat ekstraksiyon kmerer teknoloji- si maliyet/ai de gii: iiniinde bulımdurulduğwula. yiiksek riskli (daha irregiiler, steıwtik velı•eya trom!Jotik) le:yon- lann dilatasyonwıda ilk ha/on olarak PBK'/amı kullaıumı

etkin ve giil·enilir giiriinmektedir.

Anahtar kelime/er: Korona cmjiyoplasti, pe1ji'i:_von ha- /on kateteri.

Kompleks

nıorfolojili lezyonların

geçilememesi ve takip eden diseksiyon, perkütan

transluminal koro-

ner anjiyo plast i (PTKA)'n in

nıajor sınırlamaların­

dandır. İşiemierin %

4-1 1 'inde ortaya

çıkan

akut ok- lü

zyon, sıklıkla

akut myokard infarktüsü

(AMİ),

ko- roner "bypass" (KABG)

gerekliliği

ya da ö iUm ile

sonuçlanınaktadır ( 1-4).

Perfüzyon balon kateteri (PBK)'nin

kullanıma

gi rmesi ile, pasif koroner pcr- füzyonun

sürekliliği

korunarak iskemi

azaltılmış

ve

Alındığı tarih: t 3 Ocak 1997, rcvizyon 31.3.1997 ..

Yazı~ıııa adresi: Yrd. Doç. Dr. Eııdcr Semiz Akdeniz Universilesi

Tıp Fakiiliesi Kardiyoloji Aııabiliııı Dalı 07058 Antalya Tel: (0 2-12) 227 43 31 - 227 43 43 Fax: (0 242) 227 44 90

daha uzun süreli intlasyonlara olanak

sağlanabilıniş­

tir

(5).

Uzun süreli balon

intlasyonlarının

kompl ikas-

yonları azalttığı

ve

kısa-süreli

anjiyografik sonuçla-

rın

daha olu mlu

olduğu

ileri

sUrülmüştür

<6-X>.

PBK'Iar

başlıca,

akut diseksiyon ve akut oklüzyonun

tedavisinde ve acil

KABG'

yc

veri

lccek olgularda is-

kcmi yi azaltmak

anıacı

ile

kurtarıcı

("bailout") kate- terler olarak

kullanılınaktadırlar.

Ancak.

PBK'ların

PTKA'da ilk balon kateteri olarak

kullanılmalarına

yöne lik

yapılmış çalışmalar

fazla

değildir.

Bunun nedeni, klasik balon kateterierine

kıyas

ile. PEK'la-

rın

yüksek profilli

olmaları

ve ileri derecede stenotik ve morfol ojileri kompleks

tezyonların geçilebilıne­

sindcki zorluktan

kaynaklanıyor

olab ilir. Son

llar­

da,

düşük

profilli ve tlcksib ilitclcri

arıtırılmış

perfüz- yon balon kateterleri (RX Flowtrack E 40_

Lifesırc­

am E gibi)

geliştirilmiştir.

Bu

ara~tırına.

PTKA ama-

ilc il k balon olarak

düşük

profilli PBK

kullanılmış

olgulard aki

girişimsel

ve anjiyografik

başarıyı araş­

rmak

üzere

planlanmıştır.

MA TERYEL ve METOD

Hasta grubu: Ağustos 1993-Tenınıuz 1995 arasında. bölü- mümüzde PTKA girişimi amacı ilc ilk balon olarak PBK

kullanılmış toplam 30 hasta (25 erkek. 5 kadın: yaz ortala-

nıası 53± 1 O yıl) çalışmaya alındı. Olguların Cfo 20'sinde ka-

rarlı, % 80'indc kararsız angiııa pcktoris saptandı. Hastala-

rın % 30'u önceden nıyokard infarktüsü geçirmişti. Olgula-

rın 24'ündc (% 80) sigara içme öyklisii. 5'iııde (% 17) dia- betes nıcllitus. 12'sinde (% 40) hiperkolesıerolenıi. 9'uııda (% 30) hipertansiyon ve 12'sinde (% 40) ailcdc koroner ar- ter hastalığı öyküsü vardı. Post-infarkilis angina tanıınia­

yan kararsız angina pckıorisli olgulardan c;r 20'sine troııı­

bolitik tedavi uygulanınıştı. Koroner risk faktörleri ve yu-

karıda sözü edilen klinik özellikler tablo l'de özctleıımi~­

tir.

Çalışma protokolu: Koroner anjiyograınlarında klinikten sorumlu olduğu düşünülen koroner nrıerde en az% 70 ora- nında darlık gösteren olgularda PTKA i~leıni gerçe.klqıi­

rildi. Tüm işleınierde Judkins yaklaşımı. 7 F kılavuz katc-

(2)

Tablo ı. Hasta özellikleri

Hasta sayısı Yaş (yıl)

Erkek

Kararlı angina pektoris

Kararsız angina pektoris Önceden myokard infarktüsü Koroner risk faktörleri

Sigara Diabetes mellitus Hiperkolesterolemi Hipertansiyon Aile öyküsü Trombolitik tedavi

n

30 53.80±10.37

25 6 24

9

24 5 12 9 6

%

83 20 80 30

80 17 40 30 20

ter ve I 75 cm uzunluğunda koroner kılavuz tel kullanıldı.

İlk balon olarak kullanılan PBK'Iarın hepsi de düşük pro- filli ve tleksibilitesi artırılmış balon kateterler (RX Flowt- rack TM 40 ya da Lifesırcam TM) idi. Girişim öncesi 10.000 Ü ve 100-200 ı.ıgr nitrogliserin uygulandı. İşlem boyunca aktif pıhtılaşma zamanı (ACT) 250 saniye üzerin- de tutulmaya çalışıldı. İşlem sonrası rezidüel darlığın % 50'nin altında bulunduğu, PTKA öncesi darlıkta % 35'den fazla dilatasyon sağlanan ve herhangi bir majör kardiyak olay (ölüm. AMİ ve acil KABG) görülmeyen girişimler başarıkabul edildi. Rezidüel stenozun% 50'nin üzerinde

bulunduğu, kılavuz telin ilgili lezyonlardan geçirilemediği

ya da majör kardiyak olay saptanan işlemler başarısız ola- rak nitelendirildi.

Başarılı PTKA gerçekleştirilen hastalarda, aktif koagülas- yon zamanı (ACT) 250 saniye üzerinde tutulacak şekilde

heparin infüzyonuna 1 gün süre ile devam edildi. Kontren- dikasyon bulunmadığı durumda, her hastada aspirin, nitrit ve kalsiyum kanal blokeri tedavisine başlandı. EKG ve en- zim değişikliği sapıanınayan asemptoıııatik olgular, işlem sonrası ortalama 3. Günde taburcu edildiler.

BULGULAR

Anjiyografik veriler tabl o 2'de

sunulmuştur.

Hedef

damarların

yüzdesi; LAD

% 47; RCA% 50 ve LCX

%3 idi

. AHA/ACC lezyon sınıflamasına

göre; A tipi

lezyon% 13, Bl

tipi

% 17, B2 tipi% 60 ve

C tipi

% 10 oranında saptandı.

PTKA öncesi ortalama% dar-

lık oranı %

92,00±7.36 idi.

Lezyonların % 73'ünde

trombüs

saptandı. Lezyonların % 60'ı

10

ının'den kı­

sa,% 30'u 11-19 mm

arasında,% lO'u 20 ının'den

uzun idi. Lezyonların %

77'si eksantrik,

%

50'sinin konturu irregü1e

r,% 13'ü açılı

(>45°),%

1

7'si kalsi- fik,

% 7'si bifürkasyon yerleşimli idi.

% 60

oranında

Tablo 2. Anjiyografik veriler

n o/o

Lezyon yerleşimi

LAD 14 47

RCA ıs

so

LCX ı 3

Lezyon morfolojisi (*)

TipA 4 13

Tip Bl

s

17

TipB2 18 60

Tip C 3 lO

Lezyon stenozu (o/o)

-

92.00±7.36

Tronıbüs 22 73

Uzunluk (mm)

<10 IR 60

11-19 9 30

>20 3 lO

Eksantrik 23 77

İrregüler kontur ıs

so

Açı (>4S0) 4 13

Kalsiyum 5 17

Bifürkasyon lezyonu 2 7

Hasta damar sayısı

ı 18 60

2 lO 33

3 2 7

LAD: Sol ön inen arter; RCA: Sa.~ koroner arter: LCX: Sol sirkiimf/eks arter;

(*)Modifiye AHAIACC tezyon mf/ ama sı.

bir damar

hastalığı, % 33 oranında

2 damar

hastalığı,

% 7 oranında

3 damar

hastalığı vardı.

Girişim sonrası

anjiyografik

başarı %

97

oranında

elde edildi

. Ortalama rezidüel

darlık oranı %

19.00±

12.62 idi.

Majör kardiyak olay olarak 1

AMİ oluştu;

ölüm ya da acil KABG

saptanmadı.

Yan dal oklüzyonu 2 (% 7)

olguda

görüldü. 2 olguda (% 7) diseksiyon ortaya

çıktı. Başarısız

olunulan

I

olguda

direkt koroner

aterektomi (DKA)

sonrası

PTKA tek- rarlanarak anjiyografik

başarı

elde edildi. Balon çap-

ları

olarak; 2,5

ının'lik %

20, 3.0

ının'lik %

67, 3.5

ının'lik

balon ise%

13 oranında kullanıldı. İşlem

ön- cesi heparin

%

43

, lem sırasında intrakoroncr

troınbolitik

tedavi % 10

oranında kullanıldı.

5.

16±0.88 atmosfer değerinde

ortalama

basınç;

5.92±

1.33 atmosfer değerinde

maksimum

basınçlar uygulandı.

Total inflasyon

zamanı,

13.58±7.19 daki- ka olarak

saptandı. Total

inflasyon

sayı

ortalama 2.87±

1.25 idi. Girişimsel

özellikler tablo 3'de özet-

lenmiştir.

339

(3)

Türk Kardiyol Dern Arş 1997; 25:338-342

Tablo 3. Girişimsel özellikler

n %

Başanlı PTKA 29 97

Başansız PTKA ı 3

Rezidüel darlık (%)

-

ı9.00±12.62

Majör kardiyak olay

Ölüm

o o

AMİ ı 3

AciıKABG

o o

Yan dal oklüzyonu 2 7

D iseksiyon 2 7

S te nt

o o

DKA ı 3

Balon çapları (mm)

2.5 6 20

3.0 20 67

3.5 4 ı3

Işlem öncesi heparin ı3 43 İşlem sırasında intrakoroner

trombolitik tedavi 3 lO

Ortalama basınç (atm) 5.ı6±0.88

-

Maksimum basınç (atm) 5.92±1.33

-

Total inflasyon süresi (dk) 13.58±7.19

-

Total inflasyon sayısı 2.87 1.25

PTKA: Perkiitan transluminal koroneranjiyoplasti; AMİ:

Akılf myokard in[arktiisii; KABG: Koroner arter "bypass" cer- rahisi; DKA; Direkt koroneraterektomi.

TARTIŞMA

İlk

olarak I 988'de

tanıtılan PBK'Iarın,

yüksek riskli

lezyonların

ya da

PTKA'nın

neden

olduğu

diseksi-

yonların

tedavisinde oldukça

yararlı oldukları

bilin- mektedir

(9).

Akut oklüzyon) u olgularda

PEK'ların kullanımı

ile klinik sonuçlarda önemli derecede dü- zelme rapor

edilmiştir (10).

Son

yıllarda sıkça

kulla-

nılmakta

olan DKA, rotasyonel atereiCtomi, stent implantasyonu ve transluminal ekstraksiyon kateter (TEK) teknolojisi de yüksek riskli

bazı lezyonların

ve

PTKA'nın

neden

olduğu diseksiyonların

tedavi- sinde

başarı

ile

kullanılmaktadır.

Bununla beraber, bu son stratejilerin

kullanımlarının

daha

pahalı

ve bazen daha riskli

olabileceği

ve bu tekniklerin

öğ­

renme sürelerinin daha

tamamlanmamış olabileceği konuları

da bir

takım dezavantajları

beraberinde ge- tirmektedir

(9).

Yapılan

bir

takım çalışmalarda (ıı-13)

uzun

s

üreli

inflasyonların komplikasyonları azaltabileceği

ve kompleks stenoz morfolojisi

. olan hastalarda anjiyog-

rafık sonuçların

daha

başarılı bulunabileceği

bildiril-

miştir. Çalışma

grubumuzun

darlık

yüzdesi, irregüler konturlu ve trombotik lezyon

oranları beklenildiği

üzere oldukça fazla idi

(sırası

ile %92,00±7.36, %50 ve %73); zira bu olgular ileri derecede

darlığı

bulu-

nan, yüksek oranda

irregülarite ve trombosite öze

l- likleri dolayısı ile girişimleri

beraberinde yüksek risk

getirebileceği düşüncesi

ile, ilk balon olarak dü-

şük

profili ve esnek

PEK'ların

tercih

edildiği

olgu-

lardı. Girişim sonrası başarı oranı

yüksek (%97) bu-

lunmuş

ve

1 olgu (AMİ) dışında başka

bir majör kar- diyak olaya

rastlanmamıştır.

PBK

kullanımının başarı oranları %80-96 arasında

bildirilmektedir

(6, 14-16).

Daha az

sayıda

ve

düşük basınçda

balon

dilatasyonlarının,

koroplikasyon insi-

dansını etkileyebileceği

rapor

edilmiştir ( 15).

Derece- derece

artırılan düşük basınçlar

uygulamak sureti ile

kullanılan düşük

profilli

PEK'ların

majör diseksiyon

oranlarını azalttığı

ileri

rülmüştür (1 2. ı 3. 17).

Waksman ve

arkadaşlarının

61 hastada ilk balon ola- rak

kullandıkları düşük

profilli PBK'lar

ile

retres- pektif olarak

yaptıkları araştırmada (IR);

PTKA

başa­

rısı

% 93.4 hastane-içi majör kardiyak olay o larak KABG'ye verilen

Q-dalgalı AMİ

geçirmekte o lan 1 olgu (% I .6) rapor

etmişlerdir.

Bu

çalışmanın

ve bi- zim

araştırmamızın

hemen hemen benzer

sonuçları olduğu

görünmektedir.

Doğal

olarak,

düşük basınç uygulanması

daha az ha- ro-travmaya,

dolayısı

ile

gelişınesi olası

daha az d i- seksiyon ve daha az majör kardiyak o laylara neden

olacaktır. Düşük basıncın

derece derece

artırılarak

lezyon indentasyonunun

kaybolduğu en düşük basın­

cın kullanılmasına

ve gereksiz yüksek

basınçtan

ka-

çınılmasına çalışılması

da, yine daha az baro-travma daha az koroplikasyon

oluşması

riski neden i ile arzu edilen bir yöntem olarak kabul edilebilir.

Çalışmanın e

le

alındığı aynı

dönemde

(Ağustos

1993-Temmuz 1995), bölümümüzde klasi k balon kateteri (KBK)

kullanılarak yapılan

PTKA

girişimi sayısı 246'dır.

Erkek hasta

oranı %84 (206/246),

grubun

yaş ortalaması

54±10

yıldır. 246 olgudaki gi-

rişim başarı oranı % 86'dır. ı 5 (%6)

akut oklüzyon ve

ı

?'si majör, to plam

28

(%ll) diseksiyon

görül

-

müştür.

Akut oklüzyon

gelişen ı5 hastanın 6'sıııda

(%2) tekrar-PTKA

başarılı olmuş; başarısız olunan 9

olgunun

3

tanesinde

(% 1) AMİ gelişmiş,

bu

üç ol- gunun 2'si

kaybedilm

iş; 2'si (%ı) (majör diseksiyon

gelişen olgulardı)

acil KABG'ye

verilmiş; 3 hastanın

(4)

2'si kardiyojenik şok tablosu-l tanesi de ileri derece- de bradikardi ve daha sonra tam atriyo-ventriküler blok tanıları ile kaybedilmiş (2'si AMİ'yi takiben iş­

leme bağlı toplam 5 ölüm -%2); hemodinamik duru- mu iyi olan 1 olgu medikal takibe alınmıştır. Disek- siyon gelişen 28 olgunun 22'sinde tekrar-PTKA ile diseksiyonlar yapıştırılmış; 2'si (%1) majör diseksi- yonu takiben akut oklüzyon gelişmesi ve hemodina- mik durumun bozulması nedeni acil KABG'ye;

üçüncü ve 5. hastane günlerinde ikişer hasta olmak üzere toplam 4 hasta (%2) daha KABG operasyonu- na (hastane-içi KABG'ye verilme oranı % 2.4) veril-

miştir. Girişime ilişkin ve hastane-içi toplu majör kardiyak olayların oranı, sırası ile, % 3 ve % 5'tir.

Başarısız olunulan % 14 olguda (yukarıda belirtilen majör kardiyak olaylar dahildir), 20 hastada koroner kılavuz tel lezyondan geçirilememiş (%8), 7 ~astada kılavuz tel lczyondan geçirilmiş ancak klasik. balon kateteri Iezyona oturtulamamıştır (%3).

Her iki grupdaki girişimler aynı dönemde yapılmış­

tır. PBK ve KBK gruplarının karşılaştırılmasının ça-

şmamızın asıl amacı olmaması ile birlikte, PBK

kullanılan grubun işlem başarısı KBK grubunkinden daha iyi, majör kardiyak olay sıklığı ise oldukça da- ha az görünmektedir. Bu araştırma, ortalama darlık

derecesi, lczyon irregülarite ve trombüs içeriği oranı

yüksek bulunan bir grupta bile PBK ile iyi sonuçlar

alınabileceğini ve yüksek risk lezyonların tedavisin- de ilk balon olarak düşük profilli PEK'ların güvenli

kullanılabileceğini göstermektedir. Ayrıca, daha az

sıklıkta ancak daha uzun süreli inflasyonlar ile, PBK

kullanılan hastalarda daha az iskemiye yol açarak,

işlem sırasında hastanın göğüs ağrısı ve diğer semp-

tomlarını azaltmak ve kendisini daha rahat hissetıne­

sini sağlamak da arzu edilen bir durum olacaktır.

Stent implantasyonu, DKA, rotasyonel aterektoıni ve TEK teknolojilerine kıyasla, PEK'ların PTKA'da ilk balon olarak kullanımlarının işlem maliyeti açısın­

dan daha uygun olacağı konusu da göz önünde bu-

lundurulması gereken bir diğer noktadır.

Retrospektif bir araştırma olması çalışmamızın

majör sınırlamasını oluşturmaktadır. Kantitatif koro- ner anjiyografi ünitemizin bulunmaması dolayısı ile

ölçüınierin kalitatif (görsel) temelde yapılmış olması çalışmamızın bir diğer kısıtlamasıdır. PTKA'da ilk balon olarak PEK'ların kullanılması amacı ile, grup- lardaki hasta sayısının artırılarak, ileriye yönelik,

KBK kontrol gruplu ve randamize bir araştırma planlanmasının, restenoz ve uzun süreli klinik takip

sonuçlarını da içerecek bir çalışmanın yapılmasının yararlı olacağı kanısındayız.

KAYNAKLAR

1. Detre KM, Holınes DR, Holubkov R, et al. Ineidence and consequences of peri-procedural occlusion. The 1985-

ı 986 National Heart, Lung, and Bıood Institute Percutane- ous Transluminal Coronary Angiopıasty Registry. Circula- tion 82: 739-750, ı990

2. Ellis SG, Roubin GS, King SB III, et al. Angiograp- hic and elinical predictors of acute closure aftcr naıive

vesse1 coronary angioplasty. Circulation 77: 372-379, r -'1988.

3. De Feyter P J, van den B ra nd M, Jaarman G, et al.

Acute coronary artery occlusion during and after percuta- neous transluminal coronary angioplasty registry. Circula- tion 82: 739-750, ı 990.

4. Marquis JF, Schwartz L, Aldridge H, Majid P, Hen- derson M, Matushinsky E. Acute coronary artcry occlu- sion during percutaneous transluminal coronary angiop-

ıasty treated by rcdilatation of the occluded artery. J Am Co ll Cardio1 4: 1268-ı 271, ı 984.

S. Stack RS, Quigley PJ, Collins G, Phillips HR III:

Perfusion ballon caıheter. Am J Cardiol 61: 77G-80G,

ı988

6. Quigıey PJ, Hinohara T, Phillips HR, et al. Myocar- dial protection during coronary angioplasty with an auıo­

perfusion balloon catheter in humans. Circulation 78:

1128-ı 134, ı988

7. Kaltenbach M, Bayer

J,

Walter S, Kıepzig H,

Schınidt SL. Prolonged application of pressure in translu- minal coronary angioplasty. Cathet Cariovasc Diagn 10:

213-9, 1984

8. Dean J, Kereiakes ML, Knudston MO, et al for the PBC Study Group: Prolonged dilatation improvcs iııiıial

results during PTCA of complex coronary stenosis: Re- sults from a randomized trial. J Am Coll Cardiol 290A.

1993

9. Grassınan ED, Johnson SA, Leya F, et al. Prcdictors of successful PTCA using coronary perfusion balloon caı­

heters. J Invas Cardiol 7: 20-24, 1995

10. Scott NA, Weintraub WS, Carlin SF, et al. Recent changes in the manageınent and outcome of acutc closuı·c

after percutaneous transluminal coronary angioplasıy. Am J Cardiol 71: 1159-I 163, 1993

11. Quigely PJ, Kereiakas DJ, Hinohara T, ct al. Effi- cacy of gradual prolonged autopcrfusion aııgioplasıy: Im- mediate elinical outconıe and angiographic follow-up. J

Anı Coll Cardiol 155A. 1989

12. Farcot Jc, Stix: BG, Cribler A, Bourdarias .Jl', La- tec B. Gradual, low-pressure and prolonged (I O ıııiııutcs)

341

(5)

Türk Kardiyol Dern Arş 1997; 25:338-342

protected intlations decrease complications and improve results of proximal LAD angioplasty. Eur Heart Journal 12:214, 1991. .

13. llia R, Cabin H, McConnell S, Cleman M, Remetz M. Coronary angioplasty with gradual versus rapid ballo- on intlaiions: Initial results and complications. Cathet Car- diovasc Diagn 29: 199-202,1993

14. Leitschuh ML, Mills RM, Jacobs AK, et al. Outco- me after major dissection during coronary angioplasty using the perfusion balloon catheter. Am J Cardiol 67:

1056- 1060. 1991

lS. Tenaglia AN, Quigly P J, Kereiakes DJ, et al.

Coronary angioplasty performed with gradual and pro- longed intlation using a perfusion balloon catheter: Proce-

dural success and rcstenosis rate. Am Heart J 124: 585, 1992

16. Jackman JD, Zidar JP, Tcheng JE, et al. Outconıc

after prolonged balloon intlations of >20 minutes for initi- ally unsuccessful percutaneous transluminal coronary an- gioplasty. Am J Cardiol69: 1412-1417, 1992

17. Shawl FA. Minimally invasive angioplasty: A tech- nique that minimizes the arterial ırauma and thus rcduces

conıplications (abstr). Cather Cardiovasc Diagn 29: 82, 1993

18. Waksman R, Ghazzal ZMB, Scott NA, Douglas .JS, King III SB. Efficacy and safety of us ing perfusion dilata- tion catheter as initial balloon in coronaı·y angioplasıy.

Cathet Cardiovasc Diagn 32: 319-322, 1994

Referanslar

Benzer Belgeler

rilen hastada distal ekstremile iskemisi gelişmesi üzerine intraaortik balon iskemik ekstremileden karşı ekstremi/eye nakledilmeye çalışıldı.. Ancak başarılı

Bizim ilk hastamızda pulmoner ka- paktaki delik çok küçük olduğundan kılavuz telin üzerinden çok ince (4. 1F) kateterle bile pulmoner ar- tere girilememiştir ve

değerlendirildi. Geri kalan altı hastada ise PDA'nın şekli ve çapının belirlenmesinde direkt enjeksiyon ile elde edilen görüntüler çok net değildi.. Saltık ve

IABP'ım arteryel P02'yi yükseltip ortalama pul- moner arter basıncı ve pulmoner arter tıkalı basıncını düşürdüğü ve özellikle genç olan hastalarda erken

nırlayıcı diğer bir etken olarak değerlendirilebilir. Sonuç olarak; a) uzun balonlar özellikle uzun lez- yonlard a kısa balonlarla olduğu kadar başarılı ve

kontrol angiografi yapılarak işleme son verildi. Mi- tral kapak üzerindeki basınç farkı balon dilatasyon önce ve sonrasındaki invaziv ölçümlerle, mitral ka- pak alanı

Yöntemin s ınırlı avantajlarını belirten yayınlar ol- mak birlikte, kapak altı apareyinde gelişebilecek ha- sara bağlı ağır mitral yetersizliği ve balon

Balon dilatasyonu öncesi ortalama 77±22 mmHg olan basınç farkı dilatasyondan hemen sonra ortalama 24±13 mmHg idi: İki olguda 1+, diğer bir olguda ise 2+ olan aon