• Sonuç bulunamadı

yapıyoruz? Mimar Nizamettin Doğu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "yapıyoruz? Mimar Nizamettin Doğu"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

inıyan evlerin tamamen İmhasına başlanmıştı. Sıhhat ve sos-yal muavenet Bakanlığının neşrettiği istatistiklerden; iki bu-çuk senedenbeı-i programın normal bir şekilde tatbik edildiği anlaşılmaktadır. Mezkûr programa göre; beş sene zarfında, yani 1938 nihayetine kadar 280,000 ev boşaltılacak ve bu sebep-le 1,250,000 kişi eski binalardan yeni binalara nakli mekân edecektir.

1935 senesi nihayetinde 68,780 binanın inşaatı bitmiş ve 41,517 sinin de bitmesi yaklaşmıştır. Programa nazaran ya-pılacak evlerin kısmı küllisinin son iki sene zarfında bitiril-mesi tesbit edildiğinden, ilk iki sene zarfında elde edilen bu netice memnuniyetbahş görülmektedir.

B o ş e v l e r d e n v e r g i !

İngilteı-ede boş evlerden vergi alınması hakkında teklif edilen kanun projesi Saylavlar meclisi tarafından 125 reye karşı 254 reyle reddedilmiştir. Projenin münakaşası sırasında; böyle bir kanunun inşaat işlerine yardım eden malî müessese-ler üzerinde fena bir tesir yapacağı, gayri menkulmüessese-lere karşı rağbet ve itimadın münselip olacağı ve bunların neticesi ola-rak da memleketteki yapı faaliyetinin haleldar olacağı bazı saylavlar tarafından ileri sürülmüş ve bu fikirler tamamen tesbit edilmiştir.

İSVİÇRE Y a p ı â l e m i n d e k r i z :

İsviçreli Müteahhidler cemiyetinin senelik toplantısı ra-porlarına göre, 1935 senesinde yapı âleminde büyük bir dur-gunluk hüküm sürmüştür. Memleketin her ııııntakasında hay-ret edilecek derecede yapı faaliyeti durmuştur. Yapılan ista-tistikler neticesinde, bir sene evveline nisbetle inşâatın % 40 derecesinde azaldığı görülmektedir. İsviçrede endüstri âle-minde çalışan insanların 1/5 nin yapı endüstrisine ait olduğu düşünülürse, işsiz kalan amele ve işçinin mühim bir yekûna baliğ olduğu kolayca meydana çıkar.

Yapı krizi en ziyade büyük şehirlerde hüküm sürmekte-dir. Bunun muhtelif sebepleri meyanında birincisi olarak; son seneler zarfında (Geneve, Berne, Bâle, Zürich ve Lau-sanne gibi) belli başlı şehirlerde, ihtiyaçtan fazla miktarda yeni inşaat yapılması gösteriliyor.

İkinci sebep olarak ta; sanayi merkezinde, ziraat mın-takalarında ve turist şehirlerindeki umumî krizin İsviçre ulu-sal ekonomisini sarsması ve binnetice bundan yapı endüstri-sinin de müteessir olması gösterilmektedir.

Umumî işsizler yekûnunun % 44 ıtü yapılarda çalışan iş-çi ve ustalar teşkil etmektedir.

M ü t e a h h i d l e r i n i m t i h a n ı :

İsviçre Federal Hükümeti, hudutları dahilinde müteah-hidlik edebilecekleri tefrik için, namzedleri bir ihtisas imti-hanına mecbur tutmuştur. İlk defa olarak (Winterthure, Bienne, Lausanne) şehü-lerinde 1935 senesinde yapılan müte-ahhidlik imtihanlarına 36 kişi iştirak ederek, yapı san'atle-rine dair bilgilerle ticarî ve iktisadî bazı branşlardan imtihana tâbi tutulmuşlardır. Bunlardan 28 i muvaffak olarak m ü -teahhid unvanını taşımağa ve bu yolda icrayı san'at etmeğe hak kazanmışlardır. 1936 senesi imtihanını kazanan 71 kişiye, Müteahhidler cemiyetinin senelik toplantısında, Müteahhid titri ve diplomaları merasimle verilmiştir. Bunlar meyanın-da dikkate şayan hâdise olarak, (Lausanne) şehrinde bu mes-lekte 50 senelik mazisi olan 73 yaşındaki müteahhid (Bello-ı-ini) nin dahi fazla ihtiyarlığına rağmen, imtihana girmek is-temesi ve muvaffakiyetle diploma alması zikredilmektedir.

ROMANYA

İ n ş a a t v e e n d ü s t r i s a h a s ı n d a k a l k ı n m a : Romanyada, 1935 - 1936 seneleri zarfında, endüstri ala-nında bir salâh görülmektedir. Bilhassa inşaat işlerindeki te-kâmül ve faaliyet memnuniyeti mucip olacak şekildedir. Gayri menkullere karşı rağbet artmakta ve kapitalistler en sağlam plâsmanları ev, arsa ve toprakta aramaktadırlar. Nitekim bü-yük şehirlerde ve bahusus hükümet merkezinde bübü-yük (Block-houses) 1er yükselmekte, Bükreş günden güne imar edilmek-tedir. Yeni yapılan binalar bütün modern konfora malik olup kıymetleri iki milyar ley tahmin edilmektedir.

RUSYA U. S. S. R. M o s k o v a d a u r b a n i z m :

Moskova şehrini yeni teşkilâta göre tanzim eden plân Sovyetler tarafından kabul edilmiştir. Bu plâna göre, eskiden on kazaya göre taksim edilen şehir yirmi dört kazayı ihtiva edecektir. On senelik bir programla yeni plâna tatbik edilecek, şehir yeni kaza teşkilâtına göre genişletilecek ve etrafı or-man ve parklardan yeşil bir çemberle ihata edilecektir. Bugün 3,600,000 nüfusu olan Moskovamn yeni plânları müstakbel ih-tiyaca göre, takriben 5,000,000 luk bir kütlenin yaşamasına mü-sait bir şekilde tanzim edilmiştir.

K e n d i k e n d i m i z e :

Ne y a p ı y o r u z ?

M i m a r N i z a m e t t i n D o ğ u

Daha dün koca Sinanı bir kere daha andık ve onun yüz-lerce sene evvel bırakmış olduğu yüzyüz-lerce şaheserin hayranı olanlar, hayranlıklarını haykırdılar.

Sinamn eserleri karşısında insan gayri ihtiyari dalıp dü-şünüyor: biz de mimarız ve Sinanın devrinde yaptığını, biz de kendi devrimizde yapmaya memuruz ve bunu bizden bekliyen-ler var. Sinandan başımı döndürüp etrafa bakıyorum, bir şey arıyorum. Bulamamış ve görememiş olacağım ki yüzümün kı-zardığını hissediyorum ve Sinanın karşısındaki hiçliğimizin ız-tırabını duyuyorum.

(2)

Biz her zaman ve fırsatta Sinanın ahfadı olduğumuzu ;öylüyöruz, fakat bunu ne ile isbat ediyoruz, bunun içirr ne 'aptık ve ne yapıyoruz, yalnız Türk olmak ve mimar unva-ıına sahip olmak buna yeter mi? Böyle giderse belki on asır ;onraki nesiller de Sinanı Türk mimarlığının: bir sonu gibi ıııacak.

Sinan devrinin şaheserleri arasında doğduk ve yaşıyo-ruz, öğrenmeyi ve tetkiki kolaylaştıran her türlü vesaite ma-ikiz, Devlet para döküp çoğumuzu başka memleketlerde do-aştırıyor, çalışacak btiyiik bir imar sahası var, iş çok. Pek ilâ istediğimiz, eksiğimiz nedir? Neden tarihe kalabilecek ııymette ve güzellikte bir duvar da biz dikemiyoruz? Adeta ııevzu kıtlığından dem vuran acemi romancıya benziyoruz.

Bazen lüzumsuz yere ve hiç sebep ve mana yokken es-cileri taklid etmeye ve modernize etmeye kalkıyoruz ve bu su-•etle orijinal ve hakikî bir san'at eserinin meydana gelemi-/eceğini düşünmüyoruz.

Bazan garplının yaptığını, basit bir görüşle haricî ve yâ-bancı bir kabuk ve cilâ gibi kopye edip değerli bir şey yap-tığımıza kani oluyoruz, bazan cahil ve zevksiz müşteriyi tat-min edip beş on kuruş cebe atmakla mimarlık ve iş yaptığı-mızı zannediyoruz, başka bir zaman işi ehline bırakmayı ka-bul edecek derecede kültür ve hüsnü niyet sahibi müşterinin de, hakikî ve mimarî eser böyle olur diyip gözünü boyuyoruz. Mimarın kıymeti kazandığı yapının miktar ve yaptığı işin adedile ve eserin kıymeti .de mal sahibinin memnuniyetinin derecesile ölçülür zannedip var kuvvetimizle o yoldan yürü-yoruz. Halbuki bu yol bizi dev adımlarla san'attan uzaklaştı-rıyor.

Vakitsiz şan, şeref ve fazla para hırslarından bir parça kendimizi kurtarıp eser üzerinde samimî ve hakikî bir san'at ve bilgi ile çalışsak zannederim o zaman geçtiğimiz yolda kü-çük bir iz bırakabilir ve bu suretle bir parça da vazifemizi yapmış oluruz.

B a y N a d i r N a d i y e

Cumhuriyet gazetesinin üç nisan tarihli nüshasında (Türk ressamlarının Rusya sergileri) hakkında bir yazınız çıktı. Tanınmış Rus ressamı Grabar'dan da bahsediyordunuz. Onun her ekolü tecrübe ettiğini hepsinde de muvaffakiyet gösterdiğini, dolayısile de bulunmaz bir profesör olduğunu ileri sürüyordunuz. Yenilik ve hususiyet yaratamadan, şu veya bu ekolü taklid ederek ömür tüketmek san'atkârlar için şe-refli bir akıbet değildir. Bu itibarla methiniz Grabar'ı mem-nun edeıııiyecektir. (Geııç Türk ressamları) na ayırdığınız sa-tırlara gelince: maalesef, onların da maali yanlış ve tesiri menfidir.

I — Türk ressamları sergisine üç grup san'atkâr iştirak etmiş! Acaba bu gruplanmanııî sebebi ne imiş, aralarında ne gibi iddia farkları varmış? Tahlil ve tasrih edilmemiş. Sade müstakillerden Ali ile Fahri Güzel san'atler birliğine zamme-dilerek, âdeta san'at ve fikir faikiyetinin kemmiyette olduğu isbata kalkışılmış.

II — Bazı kimseler, gençliğin hüsnü niyetle dolu gale-yanlarım hafiflik; yeni ve taze ruhla yaptıkları tenkidleriııi hamlık; maziden aldıkları ders ve üstün istidatlarile göster-dikleri hususiyetlerini de miiptedilik telâkki ederler. Onların

(genç) demesi zımnen hafif, ham ve mtiptedi demektir. Bunu siz de bilirsiniz. Yalnız, sizin bilmediğiniz: genç ressamlardan en ufağının otuz beş yaşını doldurmuş olduğudur.

III — Çallı (Bu gençler istisnasız hepsi benim

talebem-dir) demiş. Evet, (gençler) in hepsi Çallıya talebelik etmiş-lerdir. Fakat, onlar üzerinde hocalık hakkı iddia eden sade o değildir. Hofman, Simon, Lath ve Laıırens de vardır. Onlara ilk resim terbiyesini veren, resmi sevdiren, ressamlığa teşvik eden rüştiye hocaları da vardır. Bu hakları gizliyecek kadar cür'et gösteren Çallı, Rusyada beğenilen ressamlarımız meya-nında kendini saymamakla mahviyet göstermişse, bu da sizi cezb içindir. Nitekim, onun yerine söz alarak (gençler) i bu-günkü seviyelerine çıkaranın daha yüksek olacağı zehabile, Çallının belki en fena bir portresini (canlılık şaheseri) yap-mışsınız.

Naklen yazılan satırlarınızda Çallının sistematik hata-lar, tavsif ve iftiharlarla faikiyet teminine çalışan edası ko-kuyor. Neşriyat yaparken, herhangi bir ressamın şahsı ve ge-rekse birliği hesabına tarafgirane hareket edebileceğini ha-tırlayınız; daha başka menbalardan da malûmat toplama-nız lâzımdı. Zira, halkımızın san'at ve san'atkârlar hakkın-da çok sahih ve salim malûmata ihtiyacı vardır. Onlara yan-lış fikirler ve haberler okııtmakdansa susmak çok daha faideli olacaktır.

Ressam Mahmut Cüda Bu mektubu ressam MahmutCûdadan aldık. Aynen neş-rediyoruz.

Referanslar

Benzer Belgeler

Belirli bir hedef organ için toksik olarak sınıflandırılmaz (tek maruz kalma). Spesifik hedef organ toksisitesi (STOT) –

• Yangına veya elektrik çarpmasına neden olabileceğinden, verilen güç kablosundan başka güç kablosu kullanmayın.. • Sağlanan güç kablosu bu makinede kullanıma

• Yangına veya elektrik çarpmasına neden olabileceğinden, verilen güç kablosundan başka güç kablosu kullanmayın.. • Sağlanan güç kablosu bu makinede kullanıma

Yaz Okulu Gelirleri Tezsiz Yüksek Lisans Gelirleri Tezli Yüksek Lisans Gelirleri Sosyal Tesis İşletme Gelirleri Uzaktan Öğretimden Elde Edilen Gelirler. Uzaktan Öğretim

Hane Halkına Yapılan Transferler Yurt Dışına Yapılan Transferler Mamul Mal Alımları Menkul Sermaye Üretim Giderleri Gayri Maddi Hak Alımları Gayrimenkul Sermaye Üretim

Verilen Çekler Hesabı Verilen Gönderme Emirleri Hesabı Tübitak Özel Hesaplarına İlişkin Gönderme Emirleri Hesabı BAP Özel Hesaplarına İlişkin Gönderme Emirleri

Do¤al say›lar› da kapsayacak flekilde, ç›karma ifllemine göre kapal› olan, toplama ifllemine göre her eleman›n tersi bulunan, daha genifl bir küme

 Sefalotoraksta küçük bir çift keliser(ağız organı), büyük bir çift pedipalp,ucunda kuvvetli kıskaç ve 4 çift yürüme bacağı bulunur..  Abdomen- 7