• Sonuç bulunamadı

Resimleyen Nezahat Melis Eraydın

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Resimleyen Nezahat Melis Eraydın"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Resimleyen Nezahat Melis Eraydın

(2)

Müthiş editörüm Müren Beykan’a...

BÖLÜMLER

Ben de mi Brütüs ? 9 Benim Çılgın Ailem 16 Şimşeğin Gözleri 24 Dedem Evde Sıkılıyor 32 Annem Hepimizi Korkuttu 36 Babam Tepetaklak 41

Ameliyat mııı ? 45

Minik Bizi Bekliyormuş 48 Evin Yeni Bireyi 53

Evin Topografyası Değişti 58 Annem Geldiiii ! 64

Belkıs’la Bahtiyar 68

Annemin Pamuk’la Tanışması 71 Eyvah, Karıncalar Mutfağı Keşfetti ! 79 Dedem Yerçekimine İnanmıyor ! 89 Dedem Pomakça Şarkı Söylüyor 98 Kerem Kayboldu ! 103

Çiçekli Sandviç 106 Hızır Yetişti ! 110 Dedem Âşık Oldu 117 Büyük Gün 123 Düğünümüz Var ! 130

(3)

EV DEĞİL ÇARŞAMBA PAZARI 9

Ben de mi Brütüs?

Bazen çalışkan bir öğrenci ya da herkesçe güveni- len, akıllı uslu bir çocuk olmak, ağır bir yük gi- bi baskı yapar insana. O baskı giderek büyür bü- yür, seni esir alır. Daha çok sorumluluk, daha çok başarı, daha çok çalışma, daha daha, uzar gider...

Özgürlüklerin tümüyle elinden alınıyor sanırsın.

Hep düzgün, ağırbaşlı, geçimli bellenmişsin çün- kü. Âşık bile olamazsın dilediğince. Off, bu kor- kularla yaşamak zor ! Kırk yılda bir dersi kırman bile olay haline gelebilir. Çalışkansın, iyi çocuk-

(4)

sun ya, hayatında çılgınlıklara yer yoktur. Üstelik,

“çılgınlar kulübü” gibi bir evin fertlerinden biri ol- san da...

Diyelim bir gün, çalışamadığın için kötü not aldın, büyük sorun olur. Ya da bir arkadaşına se- sini yükseltip tartıştın, duymayan kalmaz. Öğret- menler bir bir çağırıp öğüt verir. Annem, neyse ki başka bir okulda öğretmen, ama bizim okulda ar- kadaşları var, her şeyi ispiyonluyorlar ona.

Mesela, annemin arkadaşından gelen tatsız bir haber sonrası evdekiler sıraya girer. Annen, baban, deden, yeri geldikçe yüzüne çarparlar bu “korkunç”

kabahati ! ‘Sen de mi Brütüs ?’ der gibidir herkes.

“Bak bunu senden hiç beklemezdik !” gibi dokun- durmalar gelir. Sınıfın haylaz öğrencileri, grupları- na bir kişiyi daha kattıkları için gert gert dolaşırlar ortalıkta. ‘O da artık bizden,’ der gibi... Her zaman

“cici” çocuk olmak mümkün değil. Bazen koşullar zorlar, sen de yaparsın.

Pazar gecesi olağanüstü heyecanlı bir macera filmine takılıp çok geç saatte uyumam, ertesi gün- kü derslere çalışmama engel oldu. Annemin en çok söylediği “insanlık hali” denen şey bana da oldu ! Ne vardı büyütecek ? Olamaz mı yani ? Bana hâlâ küçük çocuk gibi davranmalarından bıktım.

O akşam film bittiğinde öyle yorgunluk his-

settim ki, küt diye yatağa attım kendimi. İyisi mi saati kurup erken kalkar çalışırım dedim. İyi niye- te bak ! Oysa, yorgunluktan ikide bir saatin zilini kapatıp tekrar uykuya dalınca, telaşla odama gelen annemin haykırışıyla fırlayabildim yataktan.

“SİNAAAAAN ! Çok geç oldu ! Hadi oğlum, çabuk hazırlan ! Çabuk, çabuk !”

“Anne, ben bugün okula gitmeyeceğim, ken- dimi iyi hissetmiyorum, kötüyüm.”

Yüzü karıştı, telaşlandı annem. Elini alnıma koydu, ateşime baktı.

“Ateşin yok ! Kalk yüzünü yıka, hadi topar- lan yavrum, bir şeyler ye ! Birazdan açılırsın,” dedi.

“Böyle sudan sebeplerle okula gitmemezlik etme !”

diye de ekleyip noktayı koydu. Öğretmen damarı tuttu yine. Bizi de öğrencileri gibi görüyor. Okul- dan asla kaytarılamaz !

Sesimi çıkaramadım. Anneme direnmek ola- naksızdır. Sözcükleri da-da-da-da diye soluksuz öy- le bir sıralar ki, robotlaşır, uygulamaktan kurtula- mazsın.

İşte o robot, yani ben, sonunda okul yolunda bul- du kendini. Her zamanki yenilgi ! Bahardan kal- ma hava, okulu kırma isteğimi iyice alevlendirdi.

(5)

12 Leyla Ruhan Okyay

‘Ah anne, biraz beni anlasan ! Her zaman, “Koca- man adam oldun,” diyen sizsiniz. Çocuk değilim artık, on iki yaşındayım, insaf !’ diye içimden söy- lenirken, birden gözlerim parladı. Az ötede Ahmet, Elif, Görkem yolun ortasında durmuş, hararetli hararetli konuşuyordu. Elif’in varlığı beni mıkna- tıs gibi onlara çekti. Arı Maya gibi uçup yanlarına kondum ve Ahmet hemen bombayı patlattı.

“Sinan, biz bugün okulu kırıp biraz dolaşaca- ğız, belki lunaparka gideriz, gelir misin ?”

‘Oh, gökte ararken, yerde buldum çözümü !’

Yüreğim havalandı, gözlerim parladı. Sevinçten ne diyeceğimi bilemedim. Ama bir yandan da korku sardı her yanımı. İlk aklıma gelen, annem oldu el- bette. “Evet,” demeyi öyle istiyordum ki ! Üstelik, dünyalar güzeli Elif de vardı, nasıl demezdim ?

“Şey... bizimkiler... bilmem ki !” gibi bir şeyler geveledim, ama Ahmet susturdu.

“Abi, biz çalışamadık bugünkü derslere, hava da çok güzel, yarına iyi çalışırız, ne dersin ?”

Tam da benim düşüncemi dile getirmişti Ah- met.

“Ben de çalışamadım,” diye atıldım. Yine de içimdeki kurt kemirip duruyordu: ‘Anneme... öğ- retmenimiz Ziya Bey’e ne derim ?’ Yıldırım hızıy- la aklımdan geçen düşünceler, konuşmamı, karar

EV DEĞİL ÇARŞAMBA PAZARI 13

vermemi engelliyor, beynim yanıyordu. Öyle put gibi dikilip kaldım karşılarında.

“Hadi Sinan, bir kereden sorun olmaz. Ben an- nemlere söyledim, sen de söylersin,” diye ısrar etti Elif.

‘Nasıl hayır derim sana ?’ dedim içimden. ‘Ah, Elif ! Ne cesursun, hem de dürüst ! Keşke ben de böyle kolayca söyleyebilsem.’ Sonra birden, ‘Baba- ma anlatırım belki, o beni anlayabilir,’ düşüncesi iyi geldi, rahatladım.

“Yarın matematik dersi var,” dedi Ahmet. “Ona çalışır gideriz hiç değilse. Zaten iki hafta sonra da sınav var. Hem, öğretmen, ‘Bu sınav, karne notu- nu çok etkileyecek, ona göre,’ dedi, unutmayın.”

Ahmet de Görkem’i beğeniyor, biliyorum. Bel- ki sırf onun için kırıyor okulu. ‘Yoksa sınıfın en ça- lışkanı Ahmet, biraz olsun çalışmıştır mutlaka,’ di- ye düşünürken, Elif yanıma geldi.

“Sinan, istersen matematik sınavına birlikte ça- lışırız,” diye fısıldadı. “Belki annen de yardım eder.

Ne dersin ?”

İşte o dakka havalandım yine. Yer gök birleş- ti. ‘Yupp-piii !’ diye sevinç taklaları attı yüreğim.

“Hadi Sinan, bu teklif kaçmaz,” diye dürtük- ledi Ahmet.

“Tamam ya, ben de geliyorum,” deyiverdim.

Referanslar

Benzer Belgeler

Geçmifl zamanlara ait yunus fosillerin- de görülen arka üyelerin, günümüz yunuslar›nda bu flekilde aniden ortaya ç›k›fl› da bir atavizm örne¤i kabul edi- liyor..

1-) Yaşlılarla iletişim kurmayı önemseyin. 2-) Yaşlılara geçmiş deneyimleriyle ilgili soru sorun… Bir ömür biriktirdiklerini öğrenmeye çalışın. 3-)

-Gölsel ortamlarda; göllerin riizgar enerjisine kapalı bölgele ­ rinde oluşan bataklık veya turba- linyiı alanlarında laminalı olma ­ yan, canlı eşelemesine

Kiralık Konak Yakup Kadri Karaosmanoğlu Seniha, Naim Efendi Sodom ve Gomore Yakup Kadri Karaosmanoğlu Sami Bey, Leyla Ateşten Gömlek Halide Edip Adıvar Ayşe, Peyami, Binbaşı

Üstün sertlik ve tokluğu bir araya getiren Hardox ® aşınma plakası, en zorlu ortamlarda her türlü ekipman, parça ve yapının servis ömrünü uzatmak için tercih

Vertisoller tipik olarak bazalt gibi bazik kayaçların üzerinde, mevsimsel olarak nemli veya yarı kurak iklim koşulları altında oluşurlar. Vertisoller ekvatorun 50° N and

Başlıca nedeni yüksek süt verimli ineklerin gebelik döneminde aşırı beslenmesi ve doğumdan sonra enerji eksikliği sonucu hızlı kilo kaybı ve

Daha çok yeşil alan yaratmak amacıyla, kentleri gizlice sebze, meyve ve çiçeklerle donatan gerilla bahçıvanlar, önceki gece Hollywood topraklar ına el attı....