• Sonuç bulunamadı

"ABD’siz bir çözüm arayan her kimse, e

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""ABD’siz bir çözüm arayan her kimse, e"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

"ABD’siz bir çözüm arayan her kimse, eğer dik duracaksa, ayakta kalacaksa bu sorunu emekçilerin inisiyatifiyle halkları bir araya getirerek çözmek, bunun için sonuna kadar uğraşmak zorundadır. Anti-emperyalizm mi istiyorsunuz, o zaman halkların kardeşliğini sağlamak için sonuna kadar uğraşacaksınız."

Kapak Dosyası:

Onların ABD’siz Bir çözümü Yok…Bizim Var!

Kürt sorunu çözülemez ise iki yoldan biriyle aşılmak zorundadır. Bunlardan birincisi fiilen Türkiye’deki Kürt

bölgesinin Barzani kanalından adım adım ABD’ye bağlanmasıdır. Siyasi sınırlar bakımından bölünmeden, halkların birbirinden ayrılmasının bugün uygulanmakta olan bu biçimi, her iki halkın emekçilerine ödetilen ağır bedeller üzerine inşa edilmiş bir yağma düzeninden başka bir şey değildir. Egemen sınıflar çözüyormuş gibi böbürlenirken, aslında Dimyat’a gidemeyeceğini anladıklarından bulgurun yarısı için pazarlık yapmaya çalışıyor. Diğer çözüm mü? Bu ABD’den oynayacakları role ilişkin talimat bekleyenlerin altüst edilmesinden başka bir şey değil. Kürt sorunu çözülemez hale gelmiş tek meseleleri değil. Onların ABD’siz bir çözümü yok mu? Bizim var.

Başbakan’ın Oval Ofis Münasebetleri:

Nihayet beklenen görüşme gerçekleşti. Türkiye 5 Kasım’a kilitlenmişti. Herkes Tayyip Erdoğan’ın George W. Bush ile yapacağı görüşmeyi bekliyordu. Sabahın sekizinden gece yarılarına kadar sokaklarda “bir gece ansızın gelebiliriz” diye bağıran kalabalıklar, 1 Kasım’da operasyon konusunda görüşlerini rapor halinde Başbakanlığa ileten

Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve kuvvet komutanları, “yeter artık şu PKK’ye haddini bildirelim” diye inleyen köşe yazarları, her gün saldırı olacak korkusuyla yaşayan Kürtler ve her Türkün asker doğmadığını bilen fakat söyleyemeyen Türkler, herkes 5 Kasım’ı bekliyordu. O gün geldiğinde televizyonlarının başında kaygıyla bekleyen insanlar son zamanların bu en önemli açıklamalarından hemen hemen hiçbir şey anlamadılar…

DTP Kapatma Davası: Kürt Sorununa Bir Düğüm Daha:

‘Kürt meselesi’nde bölgeye ekonomik iyileştirme yapılarak halkın refahı sağlanacak, AB’ye uyum çerçevesinde Boşnaklara ve çerkezlere verilen anadilde yayın hakkı kadar bir hakla sözüm ona ‘meselenin’ kültürel ayağı da çözülmüş olacaktı değil mi? Bu Kürtler de daha ne istiyorlardı, akıllı olsunlardı… Eski kandırmacada toplumun, dışlanmasından doğal bir şey olmayan ‘pis’ kesimi olarak gösterilen Kürt emekçileri yenisinde memnuniyetsiz, asıl niyeti ortaya çıkmış ‘terörist’ haline getiriliyor kitlelerin gözünde. Oysa soruna adını koyarak başlanmalı…

Fatura Sekiz Gariban Askere Kesildi:

Yoksul aileler çocuklarının askerden sağ salim dönmelerini beklerken, askerlik gibi sorunlar yaşamayacak kadar zengin ve statü sahibi olanlar, umursamadıkları insanların ölmemelerini kendilerine onur meselesi yapacak kadar onurlular ancak. Yüzsüzlükleri mide bulandırıcı!

Amerikan çuvalı İpekten miydi?

Görüyoruz ki söz konusu ABD olduğunda, sadece gazetecilere aslan kesilebilen Tayyip Erdoğan o zamanlar ülke onuruyla pek de ilgilenmiyormuş. Üstelik o dönem, ABD Savunma Bakanı Rumsfeld’in yaptığı açıklamada 11 askerin başına çuval geçirilmesi olayının, doğrudan ABD yönetiminin bilgisi dahilinde olduğunu ve haklı nedenlere

dayandığını söylerken, aynı zamanda “Türk hükümetinin Kuzey Irak’taki koalisyon faaliyetlerine karşı zararlı bir harekete yetki vermeyeceğini ve desteklemeyeceğini biliyoruz” diyerek AKP hükümetini olayın dışında tuttuğunu ifade etmişti. Onur zedelenmeleri kimin teşebbüs ettiğine bağlı olarak değişiklik gösterenlerin, halden hale girerek onurdan, gururdan bahsetmeleri kimlerin onurunu, gururunu okşuyor?

Aralık sayısında öne çıkan diğer başlıklar: Nükleer Barbarlık:

(2)

Enerji gibi önemli ve hayati bir konudaki toplumsal örgütlenme biçimimizin eleştirisi ve alternatifinin ortaya konulması ise çok daha derin bir analiz gerektirir.

Öyle ise önce nedenlerimizi sonra da alternatifleri tartışalım.

Biz nükleer enerjiye karşıyız ama neden? Doğayı kirlettiği için mi? İnsan sağlığına olumsuz etkileri olduğu için mi? Yoksa nükleer savaş silahları üretimine giden yolda bir kilometre taşı olduğu için mi? Aslında hem hepsi için hem de hiçbiri için…

Metin Özuğurlu ile konuştuk

Siyasetini Arayan Sınıf ve Sınıfını Arayan Siyaset

Son 30 yıla bakacak olursak, sosyalistlerin kullandığı dilin ve siyaset algılayışının maddi yaşam koşullarının dışına çıktığını görüyoruz. Bundan dolayı da sosyalistlerin bulunduğu şu anki noktadan maddi yaşam koşullarına

müdahalede bulunmasının pek imkanı yok gibi.

Solculara Ajitasyon çekmek Tuncay Özkan’a mı Kaldı?

Tuncay Özkan 12 Eylül’de işkence görmüş solculara, ‘siz bu günler için mi işkence gördünüz’ diye seslenmişti. Sözümona eski solculara ajitasyon çekiyor. Evet, şimdi bu soruya cevap verebiliriz. Solcular bu günler için işkence görmeyi göze almadı.

Toplumculuk sırtından geçinmeyi bırakın Haydi Gidin, Kendiniz Gibi Olun!

NTV’de yayınlanan “Haydi Gel Bizimle Ol” adlı programda, manken/oyuncu Aysun Kayacı’nın “yine büyük bir gaf yaptığını”, seyretmedim ama okudum. O program çerçevesinde ortada gaf denecek fazla bir şey de yok aslında: Ata Demirer denize daldığında allahı bulduğunu mu anlatıyormuş neymiş, Kayacı da “benden de selam söyle” diyecek olmuş. E ne var bunda? Her şey cesurca konuşulacak ya!

Podyum Değil, Yoksul Mahallesi:

Sosyalizm düşmanları ne kadar kudursa yeridir: Sınıf tavrı! Ellerinden gelse Chavez’le konuklarını bir kaşık suda boğacaklar…

Bir desen-yaşam özdeşliği Abidin Dino’nun Elleri:

Sadece bir ressam ya da karikatürist de değildi. Hem bir heykeltıraş hem bir yazar hem bir dekoratör hem bir gazeteci hem bir seramikçi hem bir siyasetçi... Hem tüm bu işleri layığıyla yapan hem de “Bugün gerçekten bir ressam mıyım? Ressamlık her ne kadar en büyük tutkum ise de, bugün bile ressamlık denen uğraşın sınırlarında bir yerlerde

görüyorum kendimi, o da güçlükle” diyebilecek kadar alçakgönüllü... Marksizmin Esaslı Bir Özeti Olarak Anti-Dühring:

Başka bir deyişle, Eugene Duhring o kadar çok mesele üzerine o kadar çok şey söylemiştir ki Engels kısa bir Dühring eleştirisi yapmak yerine, Dühring’in karşısına bir bütün olarak Marksizmin kendisini koymuştur…

Pal Sokağı çocukları 100 yaşında Nemeçsek’i anımsamak...

Ferenc Molnar’ın 1906’da kaleme aldığı, “çocuk klasikleri” kategorisinde değerlendirilse de, aslında bu türün hemen her kitabı gibi büyüklere

(3)

devamı www.yarinlar.org 'da

adres: Karanfil sokak 17/11 Kızılay/ANKARA telefon: 0312 418 83 29

0312 417 52 88

eposta: bilgi@yarinlar.org

Referanslar

Benzer Belgeler

From the findings of the current study we can conc- lude that, infiltration of gallbladder bed with lidocai- ne during laparoscopic cholecystectomy is associa- ted with

Sivil top­ lum örgütü mutlaka Arnavutköy den çıkmalı” dedik ve çok iyi bir halk önderi olduğunu bu mücadeleyle birlikte gör­ düğümüz ve şimdi ne yazık ki

[r]

9- Bütün kenarları eşit üçgen şeklinde bir tarlanın çevresi 105 m ise bu tarlanın iki kenarının uzunluğu ne kadardır. (

misketi oldu. Problem 2) Dayımın bahçesinde16 fidan vardı. Dayım bahçesine 16 fidan daha dikti. Problem 3) Fırıncı Osman Amca, sabah 58 tane, öğleden sonra ise 34 tane

1980’li yıllardan önce yapılaş- mış otopark alanı yeteri kadar ayrılmamı ve sokak parklanma- sı yüksek seviyede olan alanda otomobil sahipliğindeki artışla otopark

Beni kendime siz yabancılaştırdınız, sen bile en büyük kazığı atmadın mı bana deyince yine mi eski defterler deyip kalktı masadan.. Masa da onun- la kalkıp

Köy Muhtar ı Şevki Aksoy ile birlikte ağaç kesiminin yapıldığı alanda toplanan köy halkı, maden alımı için doğanın tahrip edilerek ağaçların bilinçsizce