• Sonuç bulunamadı

BİR ANA ÇOCUK SAĞLIĞI MERKEZİNE BAŞVURAN KADINLARA VERİLEN MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İLE İLGİLİ EĞİTİMİN DEĞERLENDİRİLMESİ *

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BİR ANA ÇOCUK SAĞLIĞI MERKEZİNE BAŞVURAN KADINLARA VERİLEN MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İLE İLGİLİ EĞİTİMİN DEĞERLENDİRİLMESİ *"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BİR ANA ÇOCUK SAĞLIĞI MERKEZİNE BAŞVURAN KADINLARA VERİLEN MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İLE İLGİLİ

EĞİTİMİN DEĞERLENDİRİLMESİ

*

Serap PARLAR

**

, Ali İ.BOZKURT

***

, Nimet OVAYOLU

****

* 8.Ulusal Halk Sağlığı Kongresi’nde poster bildiri olarak sunulmuştur (23-25 haziran 2003, Sivas)

** Arş. Gör., Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir

*** Doç. Dr., Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Denizli

**** Yrd. Doç. Dr. , Gaziantep Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Gaziantep ÖZET

Amaç: Bu araştırma sağlık personelince meme kanseri ve KKMM hakkında verilen eğitimin, kadınlarda meme kanseri ve KKMM ile ilgili bilgi ve bu bilginin davranışlara etkisinin ortaya çıkarılması amacıyla gerçekleştirilmiştir.

Yöntem: Çalışmamıza Gaziantep il merkezindeki Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması (AÇSAP) merkezine 2002 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında başvuran 101 kadın alınmıştır. Kadınlara meme kanseri ve KKMM hakkında sorular içeren bir anket araştırmacı tarafından uygulanmıştır. Daha sonra aynı araştırmacı tarafından anket uygulanan tüm kadınlara meme kanseri ve KKMM hakkında birebir eğitim verilmiş, broşür dağıtılmış ve meme modeli kullanılarak KKMM’ni uygulama tekniği öğretilmiştir. Kadınlar bir ay sonra kontrole çağrılmıştır. Bir ay sonra bu kadınlardan 53’üne ulaşılmış ve eğitimin etkinliği anket uygulanarak ve uygulama yaptırılarak değerlendirilmiştir.

Bulgular: Başlangıçta kadınların %54,7’si meme kanserinin belirtileri, %56,6’sı KKMM’ne ilişkin bilgi sahibi değil iken; bir ay sonraki değerlendirmede kontrole gelen kadınların tamamının bu konularda bilgi sahibi olduğu belirlenmiştir.

Eğitimden önce sadece 18 kadın (%33,9) KKMM yapmış iken;

eğitim sonrası birinci ayda bu sayı 48’e (%90,6) yükselmiştir.

Eğitim öncesi sadece 7 kadın (%13,2) KKMM uygulamasını doğru olarak yapabilmiş iken; eğitim sonrası bir ay sonraki değerlendirmede KKMM’ni doğru olarak yapanların sayısı 39’a (%73,5) çıkmıştır.

Anahtar Sözcükler: Meme Kanseri, Eğitim, Kendi Kendine Meme Muayenesi.

ABSTRACT

An Evaluatıon Of Educatıon Related To The Breast Cancer And Breast Self Examınatıon Gıven To The Women Applıed To Mother And Chıld Health Care Center

Purpose: This study was conductud in order to assess the effect of the trainings given by health personnals about BC and BSE in women knowledge and behavior.

Material and Method: Totally 101 women who applied to the mother and child health centre in the Gaziantep province were included in to the study and a questionnaire about BC and BSE was applied to these women. After the application of this questionnaire, an applied education about BSE and BC was given to women individually. Following this education; women were called to centre four weeks later . Only 53 of women came four weeks later.

Findings: The rate of women did not know symptoms of BC was 54.7% and that of women who did not know BSE was 56,6% before education. Four weeks later it was understood that all of the women knew about these two topics after education.

It was found that 18 women (33,9%) applied BSE before the education and this rate was elevated to 90,6% (48 women) four weeks later. The rate of true application of BSE was found as 13,2% (7 women) before the education and it was significantly elevated to 73,5 %, (39 women) after four- week education.

Key Words: Breast Cancer, Education, Breast Self Examination.

GİRİŞ

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Yaşam boyunca yaklaşık her on kadından birisi bu hastalığa yakalanmaktadır. Yine yakalananların üçte

biri yaşamlarını bu hastalık nedeniyle kaybetme riskiyle karşı karşıyadır. Meme kanseri kadınlarda kanser ölümlerinde ilk sırayı almaktadır (Jarrell et al. 1986, Kutluk ve Kars 1992, Newceek 1989, Öztürk ve ark.

2000).

(2)

Meme kanseri bu kadar yaygın olmasına karşın, genellikle yavaş bir gelişme hızı gösteren ve tanısı erken yapıldığında oldukça başarılı tedavi sonuçları elde edilebilen bir kanser türüdür. Meme kanserinin erken tanısında kendi kendine meme muayenesi (KKMM)’nin önemi oldukça fazladır. 20 yaşından büyük kadınların her ay KKMM uygulaması, erken tanı için önerilen uygulamalar içerisinde ilk sırada yer almaktadır (Gerald ve Dodd 1992; Semiglazov ve Moiseenko 1987). Bu nedenle 20 yaşını geçen her kadının KKMM’ni öğrenmesi ve düzenli bir şekilde uygulaması olası bir meme kanserinin erken tanısını ve tedavisini sağlayacaktır (Kaymakçı 2001). Meme kanserlerinin %80-90’ının bu yolla tanınabildiği, kanserin erken tanısında KKMM’nin önemli başarı sağladığı bildirilmektedir (Kutluk ve Kars 1992, Öztürk ve ark. 1999, Öztürk ve ark. 2000). Ayrıca KKMM maliyet gerektirmeyen ve üstelik kadının mahremiyetinin korunduğu, evinde tek başına rahatlıkla uygulayabileceği bir muayene yöntemidir (Kaymakçı 2001). Kadın sağlığı açısından büyük önem taşıyan bu konudaki eğitimlerin yaygınlaştırılması ve daha etkin bir şekilde verilmesi, kadının KKMM’si sonucu tespit ettiği bir değişiklikte ne yapması gerektiğini bilmesini ve zaman kaybetmeden bir sağlık kurumuna başvurmasını sağlayacaktır.

Bu çalışmada meme kanseri ve KKMM hakkında sağlık personelince verilen eğitimin, kadınlarda meme kanseri ve KKMM ile ilgili bilgi ve bu bilginin davranışlara etkisinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.

YÖNTEM

Bu çalışma Gaziantep il merkezinde bulunan Asiye Ragıp Oral Ana- Çocuk Sağlığı merkezine başvuran kadınlarda gerçekleştirilmiştir. 2002 yılının Temmuz ve Ağustos aylarını kapsayan dönemde, aile planlaması hizmeti almak üzere merkeze başvuran toplam 101 kadın araştırmaya alınmıştır. Aile planlaması hizmeti almak üzere başvuranların tercih edilmesinin nedeni; bu kişilerin normalde bir ay sonra kontrole gelmelerinin gerekmesi ve alınanların benzer nitelikte olacağının düşünülmesidir. Konu ile ilgili 34 sorudan oluşan (meme kanseri belirtilerini bilme durumu, KKMM uygulamayı bilme ve uygulama ile ilgili soruları içeren)

bir form araştırmacılar tarafından bire bir görüşme tekniği ile uygulanmıştır. Anket yoluyla geçmişte en az bir kez KKMM uygulaması yaptığı öğrenilen kadınlara KKMM uygulaması yaptırılmış ve uygulama araştırıcı tarafından değerlendirilmiştir. Uygulama değerlen- dirilirken, Sağlık Bakanlığı’nca yayınlanan Ulusal Aile Planlaması Hizmet Rehberi esas alınmıştır (Ulusal Aile Planlaması Hizmet Rehberi 2000).

Daha sonra araştırmaya alınan tüm kadınlara

“meme kanseri ve KKMM” hakkında bire bir eğitim verilmiş, broşür dağıtılmış ve meme modeli kullanılarak KKMM’ni doğru uygulama tekniği öğretilmiştir. Eğitimler ayrı bir odada, araştırıcı tarafından meme maketi kullanılarak yapılmış ve doğru uygulama sağlanıncaya kadar sürdürülmüştür. Ayrıca doğru uygulamayı gösteren resimli bir broşür verilmiştir. Kadınlar bir ay sonra kliniğe çağrılmış ve gelenlere ikinci bir anket formu uygulanarak bilgilerindeki değişiklikler saptanmıştır. Ayrıca, kadınlara tekrar KKMM uygulaması yaptırılmış ve uygulama aynı araştırmacı tarafından değerlendirilmiştir. Başlangıç verilerimiz 101 kadını kapsamakla beraber karşılaştırmalarımız hem başlangıçta hem de bir ay sonraki kontrole gelen 53 kadından elde edilen verilere dayanmaktadır.

Verilerin istatistiksel analizi bilgisayarda SPSS programında yapılmıştır ve Mc Nemar testi kullanılmıştır.

BULGULAR

Araştırmaya alınan ve bir ay sonra kontrole gelen 53 kadının demografik özellikleri Tablo 1’de verilmiştir.

Araştırmaya alınan ve bir ay sonra kontrole gelen 53 kadının yaşları 17 ile 46 arasındadır. Yaş ortalaması 29.0

± 6.6 yıldır (ortanca 28 yıl). Kadınların %83.0’ü ev kadınıdır. Eğitim durumları incelendiğinde, %22.6’sının okuryazar olmadığı ve %45.3’ünün ilkokul mezunu olduğu görülmektedir. Kadınların hepsi evli ve en az bir çocukları vardır. Evlilik süresi ortalaması 9.1 ± 6.5 yıl olarak bulunmuştur. Kadınların şu ana kadar yaptıkları doğum sayısı ortalaması 2.8 ± 1.6 ilk doğumda kadının yaş ortalaması 21.1 ± 4.0 olarak bulunmuştur.

Kadınların ilk adet yaşı ortalaması 13.5 ± 1.4 olarak bulunmuştur

.

(3)

Tablo 1. Araştırmaya Alınan Kadınların Bazı Özelliklerine Göre Dağılımı

Sayı %

Yaş grubu (yıl) ≤ 20 4 7.5

21-25 15 28.3

26-30 14 26.4

31-35 11 20.8

≥36 9 17.0

Öğrenim düzeyi Okuryazar(OY)değil-OY 12 22.6

İlkokul mezunu 24 45.3

Ortaokul mezunu 7 13.2

Lise mezunu ve + 10 18.9

Meslek Ev hanımı 44 83.0

Memur 3 9.4

İşçi 2 7.5

Evlilik süresi (yıl) 0-5 19 35.8

6-10 18 34.0

≥ 11 16 30.2

Doğum sayısı 1 9 17.0

2 21 39.6

3 10 18.9

4 4 7.5

5 + 9 17.0

TOPLAM 53 100.0

Tablo 2. Araştırmaya alınan kadınlarında eğitim öncesi ve sonrası meme kanseri ve KKMM ile ilgili bilgilerin karşılaştırılması

Eğitim Öncesi Eğitim Sonrası

Sayı (n) % Sayı (n) %*

MEME KANSERİ BELİRTİSİ OLARAK İFADE EDİLEN**

Kitle 19 35.8 49 92.4

Memede büyüme 9 17.0 39 73.6

Kanlı akıntı 6 11.3 40 75.5

Meme ucunda çukurlaşma 6 11.3 35 66.0

Meme ucunda renk değişimi 4 7.5 40 75.5

Koltuk altında şişme 3 5.7 32 60.4

KKMM İLE İLGİLİ İFADELER

“KKMM meme kanserinin erken tanısı için yapılır” 13 24.5 53 100.0

“KKMM ayda bir yapılmalıdır” 9 17.0 50 94.3

“KKMM adetten bir hafta sonra yapılmalıdır” 5 9.4 47 88.7

“KKMM‘ ne gebelik döneminde de devam edilmelidir” 12 22.6 53 100.0

“KKMM‘ ne menapozda da devam edilmelidir” 21 39.6 53 100.0

* Verilen tüm karşılaştırmalarda eğitim öncesine göre p<0,01 düzeyinde istatistik fark saptanmıştır.

** Soruya birden fazla cevap verilmiştir.

Araştırmaya katılan kadınların eğitim öncesi ve sonrasında meme kanseri ve KKMM hakkında bilgileri Tablo 2’ de karşılaştırılmıştır.

Eğitim öncesi, kadınların sadece %45.3’ü “meme kanserinin belirtileri hakkında bilgim var” yanıtını vermiş

iken; eğitim sonrası birinci ayda kadınların tamamı bu konuda bilgisi olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca kadınların meme kanserinin belirtilerini doğru söyleyebilme oranları da eğitim öncesine göre önemli artışlar göstermiştir.

(4)

Benzer bir gelişme KKMM konusunda gözlenmiştir. Başlangıçta KKMM hakkında bilgisi olanların oranı %43,4 iken; eğitim sonrası birinci aydaki kontrolde kadınların tamamı KKMM hakkında bilgileri olduğunu ifade etmişlerdir. Verilen eğitim ile KKMM hakkında doğru bilgi sahibi olanların sayısı da artmıştır.

Eğitim öncesi sadece 13 kadın (%24,5) KKMM’nin meme kanserinin erken tanısı için yapıldığını bilmiş iken, kontrolde kadınların tamamı bu amaçla yapıldığını bilmiştir.

KKMM’nin ayda bir yapılması gerekliliğini bilen kadın sayısı başlangıçta sadece 9 (%17,0) iken, kontrolde 50 kişiye (%94,3) yükselmiştir. Benzer bir düzelme KKMM’nin yapılacağı zamanı ve nedenini bilmede gözlenmiştir. “KKMM adetten bir hafta sonra yapılmalıdır” diyen kadın sayısı başlangıçta beş iken (%9,4); kontrolde 47’ye (%88,7) yükselmiştir. Biri hariç

tüm kadınlar (46 kadın) bu dönemde yapılmasının nedenini doğru olarak bilmişlerdir. İlk ankete göre kadınların %22,6’sı gebelik sırasında, % 39,6’sı menapoz döneminde de KKMM yapılmalı diye ifade etmişlerdir. Buna karşın eğitim öncesi uygulanan ankette kadınların tamamından “bu dönemlerde KKMM yapılmaya devam edilmeli” yanıtı alınmıştır (Tablo II).

Eğitim sonrası sadece bilgide değil; KKMM uygulayan ve doğru uygulayan kadın sayısında da önemli artışlar gözlenmiştir. Başlangıçta o ana kadar sadece 18 kadın KKMM yapmış iken; birinci aydaki kontrolde bu sayının anlamlı bir yükselme ile 48’e çıktığı görülmektedir (p<0.001, Tablo III). Birinci aydaki kontrolde KKMM’ni hiç uygulamamış olan 5 kadın uygulamama nedeni olarak “vaktinin olmaması, zaman ayıramama unutmayı” göstermiştir.

Tablo 3. Kadınların eğitim öncesi ve sonrası dönemde KKMM uygulaması yapma durumlarının karşılaştırılması

KKMM Yapılma Durumları

Yapan Yapmayan Toplam Eğitim Verilme

Durumları

Sayı % Sayı % Sayı %

Eğitim Öncesi 18 37.5 35 62.) 53 100.0

Eğitim Sonrası 48 90.6 5 9,4 53 100.0

X 2 =30, p<0.001

Tablo 4. Kadınların eğitim öncesi ve sonrasındaki KKMM uygulama durumlarının karşılaştırılması

KKMM Yapma Durumu KKMM doğru

yapan KKMM eksik-

yanlış yapan KKMM hiç

yapmayan Toplam Eğitim Verilme Durumları

Sayı % Sayı % Sayı % Sayı % Eğitim öncesi 7 13.2 11 20.7 35 66.0 53 100.0 Eğitim sonrası 39 73.5 9 17.0 5 9.4 53 100.0

X 2 =21, P<0.001 İstatistiksel analizde “Eksik-yanlış yapan” ve “KKMM’ni hiç yapmamış” gruplar birleştirilmiştir

Hem başlangıçta hem de bir ay sonraki kontrolde geçmişte KKMM uygulamış olan kadınlara bu muayeneyi nasıl yaptıklarını göstermeleri istenmiştir ve araştırmacı tarafından değerlendirilmiştir. Araştırmanın başında geçmişte KKMM uygulamış olan 18 kadın içerisinden

sadece 7’sinin KKMM uygulamasını doğru olarak yapabildiği saptanmıştır. Buna karşın eğitim sonrası kontrolde KKMM uygulaması yapmış 48 kadından 39’unun KKMM’ni doğru olarak uyguladığı gözlenmiştir (p<0.001,Tablo IV).

(5)

TARTIŞMA

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Kadınlar kendileri için büyük bir risk oluşturan bu hastalık ve erken tanı yöntemleri konusunda bilgili olmalıdır. Ancak ülkemizde kadınlar arasında yapılan araştırmalarda çok değişik sonuçlar elde edilmekle birlikte genelde bu konularda ciddi bilgi eksiklikleri olduğu göze çarpmaktadır. Otuz yaş üzeri kadınlarda yapılan bir araştırmada kadınların sadece %74,0’ünün meme kanseri belirtilerini bilebildikleri (Aydemir ve ark.

1994), iki ayrı çalışmada ise meme kanserinin lokal belirtilerini bilen kadın oranının sırasıyla %34.0 ve

%48.0 olduğu saptanmıştır (Aydemir 1990; Günel ve ark. 1995).

Meme kanseri belirtilerinin bilinmesinin yanı sıra; kadının KKMM yapabilmesi de büyük önem taşımaktadır. Meme kanserinin erken tanısı için yapılan KKMM basit, herkes tarafından uygulanabilen, özel araç ve gereç gerektirmemesi ve maliyetinin olmaması gibi özellikleri nedeniyle nitelikli bir erken tanı yöntemidir.

Meme kanseri olgularında, memedeki kitlenin ilk önce kadının kendisi tarafından fark edildiği dikkate alındığında KKMM’sinin meme kanserinin erken tanısı için etkin bir yöntem olduğu söylenebilir. Yapılan çeşitli çalışmalarla KKMM uygulaması yapan kadınlarda uygulamayanlara göre meme kanserinin daha erken dönemde saptanabildiği ortaya çıkarılmıştır (Akyolcu ve Kanan 1987; Dorcas 1998; Feldman 1981; Kutluk ve Kars 1992).

Meme kanserinin erken tanısında çok önemli bir yeri olan KKMM’nin ülkemiz kadınları tarafından pek tanınmadığı ve yeterince kullanılmadığı bir çok çalışmada gösterilmiştir (Aydemir ve ark. 1994;

Demirhan ve ark. 2002; Günel ve ark. 1995; Öztürk ve ark. 2000).

Kadınların meme kanserine yönelik bilgi ve yaklaşımlarını değerlendiren bir çalışmada; kadınların

%44.2’sinin KKMM konusunda bilgilerinin olduğu ve

%39,3’ünün KKMM yaptığı saptanmıştır (Aydemir 1990). Demirhan ve ark. (2002) kadınların yaklaşık yarısının (%42.7) KKMM’sini bildiklerini, buna karşın sadece 1/3’nün (%29.5) doğru olarak uyguladıklarını saptamışlardır. Yine 30 yaş ve üzeri grubu kadınlarda yapılan bir çalışmada da, kadınların %53.7’nin KKMM yöntemini bildikleri saptanmıştır. Ancak aynı çalışmanın sonuçları bu kadınların sadece %39.0’unun KKMM uyguladığını belirtmektedir (Aydemir ve ark. 1994).

Yapılan diğer bir çalışmada kadınların yarısından fazlası KKMM uyguladıklarını ifade etmişlerdir. Ancak önerildiği gibi ayda bir kez KKMM uygulayan kadın oranı

%15.0’den daha az bulunmuştur (Fung 1998). Bir ay sonra izlemi yapılabilen 53 kadın esas alındığında ise KKMM bilenlerin oranı %43.4, geçmişte uygulama yapmış olanların oranı %34.0 ve KKMM doğru olarak uygulayabilenlerin oranı ise %13.2 olarak bulunmuştur.

Verilerimiz ülkemizdeki diğer çalışma sonuçları ile karşılaştırıldığında birbirine oldukça yakın bulunmuştur, ancak genelde düşük sonuçlar elde edildiği görülmektedir.

Meme kanserinin erken tanısında önemli bir yeri olan KKMM’nin yaygınlaştırılmasında ve doğru olarak uygulanmasında eğitimin etkisini araştıran pek çok çalışma yapılmıştır (Günal 2000; Kangmin et al 2002;

Marien et al 2003; Strickland et al 1997). Yapılan bir çalışmada, eğitim sonrası değerlendirmede eğitim öncesine göre kadınların KKMM bilme oranının %53.5, uygulama oranının ise %39.0 oranında arttığı belirtilmiştir (Aydemir ve ark. 1994). Bir diğer çalışmada, kadınların KKMM ilişkin bilgi ve uygulamaları belirlenip ardından eğitim programı düzenlenmiştir.

Eğitim sonrası (6 ay sonra) eğitim ve kontrol grubu üzerinde son durum değerlendirilmiştir. Düzenli olarak her ay KKMM yapanlar eğitim grubunda %19.0’dan

%67.7’ye, kontrol grubunda ise %54.0’e çıktığı ve iki grup arasındaki farkın anlamlı olduğu gözlenmiştir (Öztürk ve ark. 2000). Çalışmamızda eğitimden bir ay sonraki kontrol sonuçları değerlendirildiğinde hem bilgide, hem de KKMM uygulaması yapan kadın sayısında çok ciddi artışlar gözlenmiştir. Ayrıca KKMM uygulamasını doğru olarak yapanların oranı da artmıştır.

Eğitim öncesi kadınların %43.4’ü KKMM hakkında bilgi sahibi iken; eğitim sonrası birinci aydaki değerlendirmede kadınların tamamının bu konuda bilgi sahibi olduğu belirlenmiştir. Verilen eğitim ile KKMM hakkında doğru bilgi sahibi olanların sayısı da artmıştır.

Eğitim öncesi kadınların sadece %24.5’i KKMM’nin meme kanserinin erken tanısı için yapıldığını bilmiş iken, eğitim sonrası birinci ayda kadınların tamamı bu amaçla yapıldığını belirtmişlerdir. Eğitim öncesi kadınların büyük çoğunluğunun KKMM’sini meme kanserinin erken tanısı için yapıldığını bilmemeleri bu konuda eğitimin gerekliliğini göstermektedir. KKMM’nin premenopozal kişilerde her ay adetin bitiminden sonraki 5.günde, post menopozal kişilerde de herhangi bir zamanda ayda bir kez yapılması önerilmektedir (Kaymakçı 2001, Yiğit

(6)

1998). Bu çalışmada başlangıçta kadınların sadece

%17.0’si KKMM’nin ayda bir kez yapılması gerekliliğini bilirken, kontrolde bu oran %94.3’e yükselmiştir.

Bilgideki artışın yanı sıra uygulamadaki artışlar da oldukça ciddi oranlardadır. Hem KKMM uygulaması yapanların oranı, hem de bu uygulamayı doğru olarak yapabilenlerin oranı artmıştır. Eğitim öncesi o ana kadar sadece 18 kadın (%34.0) KKMM’ni yapmış iken;

eğitimden bir ay sonra bu sayı 48’e (%90.6) yükselmiştir. Yine eğitim öncesi sadece 7 kadın (%13.2) KKMM uygulamasını doğru olarak yapabilmiş iken;

eğitimden bir ay sonraki değerlendirmede; KKMM’ni doğru olarak yapanların sayısı 39’a (%73.5) çıkmıştır.

Bu oranlar bize eğitim sonrası sadece bilgide değil, KKMM uygulamalarının sayısında ve doğruluğunda da önemli artışlar olduğunu göstermektedir. Tüm bu veriler KKMM uygulama sayısı ve sıklığında eğitim programının etkinliğini göstermektedir.

Yapılan eğitimlerin etkinliğinde kullanılan yöntem ve eğitim araçlarının varlığı da önemlidir. Yapılan iki ayrı çalışmada öğretim araç ve yöntemlerinin (broşürler, görsel ve işitsel araçlar, demonstrasyon, bireysel eğitim, video kullanımı) KKMM’ni doğru bir şekilde uygulamada önemli olduğunu belirtmişlerdir (Agars ve McMurray 1993, Janda et al 2002). Başka bir çalışmada öğretim araç ve yöntemleriyle yapılan eğitim ile KKMM uygulama sayısı %40.0’dan %55.0’e, doğruluğu ise 55.0’den

%70.0’e arttığı saptanmıştır (Strickland et al 1997).

Çalışmamız sırasında da göğüs maketi kullanılarak birebir eğitim verilmiştir. Ayrıca resimli bir broşür kullanılmıştır. Bir ay sonraki değerlendirmede sonuçlarımız oldukça olumludur.

Sonuç olarak verilen eğitim ile meme kanseri ve KKMM konusunda bilgi ve sağlık davranışlarında görülen olumlu değişimler kadınların yapılan eğitimden olumlu yönde etkilendiğini göstermektedir. Bu nedenle kadınlarda KKMM uygulama becerileri geliştirilmelidir.

Verilecek eğitimlerin programlanmasında kadınların eğitim düzeyi dikkate alınmalı, ancak daha da önemlisi eğitimlerin etkin bir şekilde verilmesi için gereken çaba gösterilmelidir. KKMM periyodik aralıklarla ve bilinçli bir şekilde yapıldığında etkili olabilmektedir. Kadınlara düzenli ve periyodik aralıklarla pratik yapma sorumluluğu kazandırılmalı ve kadın sağlığı açısından büyük önem taşıyan bu konudaki eğitimler yaygınlaştırılmalıdır.

KAYNAKLAR

Agars RN, McMurray A (1993) An evaluation of comparative strategies for teaching breast self examination, J Adv Nursing, 18:1595-1603.

Akyolcu N, Kanan N (1987) Kadınlarda, Kendi Kendine Meme Muayenesinin Yaşam Süresine Olumlu Etkisi. Hemşirelik Bülteni, 2(8):72-74.

Aydemir G (1990) 15-49 Yaş Evli Kadınların Kendi Kendine Meme Muayenesi İle İlgili Bilgileri. Ege Üniversitesi Hemşirelik YO Dergisi, 6(3):1-10.

Aydemir G, Saçaklıoğlu F, Altıner N, Yalçın S, Vatansever K, Kılınç G, Çetin A (1994) 30+ Yaş Grubu Kadınların Meme Kanseri Belirtileri ve Kendi Kendine Meme Muayenesi İle İlgili Bilgilerin Değerlendirilmesi, 4. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi, Didim, s.638-640.

Demirhan H, Özen İ, Bostancı M, Zencir M (2002) Pamukkale Üniversitesi Kredi ve Yurtlar Kurumu Kız Öğrencilerinde Kendi Kendine Meme Muayenesi İle İlgili Bir Araştırma, Sağlık ve Toplum, 2(3):81-84.

Dorcas HR (1998) Meme Kanseri, Çev.Edit. İnanç N.

Hemşireler İçin Kanser El Kitabı, IV. Akşam Sanat Okulu Matbaası, I.Baskı, s. 259-274.

Feldman JG (1981) Breast self examination relationship to stage of breast cancer at diagnosis, Cancer, 1981, 47, 2740.

Fung SY (1998) Factors Associated with breast self- examination behaviour among Chinese Women in Hong Kong.

Patient Education and Counseling, 33:233-243.

Gerald D, Dodd M (1992) American Cancer Society guideliness on screening for breast cancer, Cancer suppl, 69(1):143-5.

Günal SY, Günal Aİ (2000) 22-55 Yaş Çalışan Kadınların Meme Kanserine Yönelik Davranışları, Sağlık ve Toplum, Yıl:10, Sayı:1, s. 21-24.

Günel N, Öztaş D, Üner A, Yamaç D, Akı Z, Çoşkun U (1995) 20 ve Üzeri Yaş Grubu Kadınların Meme Kanserine Yönelik Bilgi ve Davranışların Değerlendirilmesi, Türk Onkoloji Dergisi, 10(2):60.

Jarell BE, Rosato FE (1986) The Breast Surgery, Horwal Pub.

Comp.Media. Pennoc.

(7)

Kangmin Z, Hunter S, Bernard LJ, Kathleen PW, Chanel LR, Lloyd CE, Ziding F, Robert SL (2002) An intervention study on screening for breast cancer among single African- American women aged 65 and older, Preventive Medicine, 34:536-545.

Kaymakçı Ş (2001) Meme Hastalıkları Hemşireliği. Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova.

Kutluk T, Kars A (1992) Kanser Konusunda Genel Bilgiler, Türk Kanser Araştırma Birliği, Ankara, s.5.

Marien L, Susan M, Sara J (2003) Mujeres Felices por ser Saludables: a breast cancer reduction program for Latino women. Preventive Medicine, 36:36- 546.

Janda M, Stanek C, Newman B, Obermair A, Trimmel M (2002) Impact of Videotaped Information on Frequency and Confidence of Breast Self-Examination Breast Cancer Research and Treatment, 73 (1): 37-43.

Newceek MA (1989) Factors influencing black women’s breast self examination practice, Cancer Nursing An Int J for Cancer Care, 12(6):339-343.

Öztürk M, Engin V.S, Kişioğlu A.N (1999) The practice of breast self examination among women at Gülistan district of Isparta, Eastern Journal of Medicine, 4(2):47-50.

Öztürk M, Engin VS, Kişioğlu AN, Yılmazer G (2000) Effects of education on knowledge and attitude of breast self examination among 25 + years old women, Eastern Journal of Medicine, 1:3-17.

Semiglazov VF, Moiseenko VM (1987) Breast-self examination for the early detection of breast cancer, WHO, 65(3):391-396.

Strickland CJ, Feigl P, Upchurch C, King DK, Pierce HI, Grevstad PK (1997) Improving breast self–examination compliance: A Southwest onkology group randomized trial of three interventions, PreventiveMedicine, 26:320-332.

Ulusal Aile Planlaması Hizmet Rehberi (2000) Aile Planlaması ve Üreme Sağlığı, Damla Matbaacılık, Cilt 1, Ankara, s.87-102.

Yiğit R (1998) Meme Kanseri ve Hemşirenin Bu Konuda Yapabileceği Eğitim, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi. Eylül- Aralık, 4(3):291-300.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Kadınların kendi kendine meme muayenesi hakkında bilgi alma durumlarına göre CSİMÖ’inde yer alan engel algısı, güven algısı ve sağlık motivasyonu alt

The effect of static magnetic field on lipopolysaccharide induced excessive immune reaction.. – in vivo investigations on

Kâhya kadın usulcacık kulağına varınca, kukla yuvarlağı ağzına atrr gibi yaptı; hafif tertip boğuldu.. Rakıs faslına sıra gelmiş, yahudi kızları zilleri

Sentinel lymph node biopsy results were tumour-positive in nine (15%) patients in whom axillary dissection was required and performed under general anesthesia.. After

Meme ameliyatından sekiz yıl sonra yapılan kranial MRG’sinde (Manyetik Rezonans Görüntüleme) sol frontalde ve serebellar orta hatta büyük kistik kitle lezyonları tespit

Olguların tümü kadın olup, moleküler özelliklerine göre tümörler luminal A, luminal B, triple negatif veya bazal-benzeri ve Her2 pozitif olmak üzere 4

Pearson's coefficient of correlation (r) was introduced to calculate the frequency of the interaction between the two variables.The researcher decided to determine

Sırası ile birinci de- rece yakınlarda meme kanseri hikayesi, ikinci derece yakınlarda meme kanseri hikayesi, doğum yapmamış olma, emzirmeme ve yaş, meme kanseri gelişimi için