Online eğitim programımızın geçen ünitesinde “Simple Present Tense”
(Geniş Zaman) konusunu işlemiştik. Bu ünitemizde ise bir başka “Tense” olan
“Present continuous Tense” (Şimdiki Zaman) konusunu öğreneceğiz. Şimdiki zaman içinde yaptığımız eylemleri anlatırken ve konuşurken bu zamanı kullanırız. Şayet gelecek zaman edatıyla beraber kullanıyorsak gelecek zamanı anlatırız.
Dilerseniz örneklerimize bir bakalım.
Ben koşuyorum, Sen geliyorsun, o dinliyor, gibi.
Yukarıdaki cümlemizi “Simple Present Tense” (Geniş Zaman) olarak düşünelim.
Örneğin,
“I run” yani “Ben koşarım.” Bu cümleyi
“Present Continuous Tense” (Şimdiki
Zaman) şekline çevirmemiz için özneden sonra “to be” yardımcı fiilimizi “am, are, is” (auxiliary verbs) olarak çekip fiilimizin sonuna da “ing” ekini mutlaka getirmemiz gerekir.
Böylece, “Present Continuous Tense”
(Şimdiki Zaman) ile ilgili olarak cümlemizi doğru bir şekilde kurarız.
Şimdi isterseniz bu çatıyı bir tablo şeklinde inceleyelim.
Özne to be fiili fiil + ing
I am running
Ben koşuyorum.
ONLINE İNGİLİZCE
PRESENT CONTINUOUS TENSE ŞİMDİKİ ZAMAN
Limasollu Naci Öğr etim Yayınları
Ergenekon Cad. No:42 Şişli 34380 İstanbul Tel: (0212) 230 89 09 Faks: (0212) 230 18 49
PRESENT CONTINUOUS TENSŞİMDİKİ ZAMAN E
“to be” fiilimizi hangi özneyle nasıl kullanacağımızı iyice anlamamız için aşağıdaki tabloya bir göz atalım.
İsterseniz şimdi de karşılaştırmalı olarak
“Present Continuous Tense” (Şimdiki Zaman) cümlelerini “Simple Present Tense” (Geniş Zaman) cümleleri ile beraber yazalım.
(Simple Present Tense) I learn English.
Ben İngilizce öğrenirim.
(Present Continuous Tense) I am learning English.
Ben İngilizce öğreniyorum.
DİKKAT: Present Continuous Tense ile genellikle now (şimdi) zaman edatı kullanılmaktadır.
Örneğin,
She is cleaning her room now.
Şimdi o, odasını temizliyor.
He is going fishing now.
Şimdi o, balık tutmaya gidiyor.
Şimdi “Present Continuous Tense” ile ilgili çeşitli örnekler yapalım.
Aslı is watching a soap opera at TV now.
Şimdi Aslı televizyonda bir pembe dizi seyrediyor.
Ali is reading a grammar book in English.
Ali İngilizce gramer kitabı okuyor.
A dog is barking a lot outside.
Bir kopek dışarıda çok havlıyor.
Laura is visiting her aunt now.
Şimdi Laura teyzesini ziyaret ediyor.
Hale is listening to pop music now.
Şimdi Hale pop müzik dinliyor.
Your father is playing football in the garden now.
Şimdi babanız bahçede futbol oynuyor.
My friend is travelling Italy now.
Şimdi arkadaşım İtalya’ya yolculuk yapıyor.
Özne to be fiili
I am
You are
He She It
is
We are
You are
They are
Limasollu Naci Öğr etim Yayınları
Ergenekon Cad. No:42 Şişli 34380 İstanbul Tel: (0212) 230 89 09 Faks: (0212) 230 18 49
I am talking on the phone now.
Şimdi ben telefonda konuşuyorum.
Two boys are chatting with each other.
İki erkek çocuk birbirleriyle sohbet ediyorlar.
The teacher is giving some homework to her students now.
Şimdi öğretmen öğrencilerine bazı ev ödevleri veriyor.
The guest is washing his hands before having lunch.
Misafir öğlen yemeği yemeden once ellerini yıkıyor.
The ants are carrying their food to their nests now.
Şimdi karıncalar yemeklerini yuvalarına taşıyorlar.
He is writing a poem to his fans now.
Şimdi o, hayranlarına şiir yazıyor.
The singer is singing her songs to the audience.
Şarkıcı seyircilere şarkılarını söylüyor.
The famous football players are going to the party at the stadium.
Meşhur futbolcular stadyumdaki partiye gidiyorlar.
I am sleeping for four hours.
Ben dört saattir uyuyorum.
The hungry cat is drinking two cups of milk.
Aç kedi iki kap süt içiyor.
The girls are eating oranges and apples.
Kız çocuklar portakalları ve elmaları yiyorlar.
PRESENT CONTINUOUS TENSŞİMDİKİ ZAMAN E
The soldier is sending a letter to his family now.
Şimdi asker ailesine mektup yolluyor.
The children are laughing at the clowns in the circus.
İnsanlar sirkte palyaçolara çok gülüyorlar.
Mary and Ashley are playing their flutes in the chorus.
Mary ve Ashley koroda flütlerini çalıyorlar.
Jale is having lunch with her neighbours.
Jale komşularıyla öğle yemeği yiyor.
Ali is fixing his broken bicycle in the garage.
Ali garajda kırık bisikletini tamir ediyor.
Kemal is working for 5 hours at his office.
Kemal ofisinde beş saattir çalışıyor.
The swimmers are jumping to the swimming pool now.
Şimdi yüzücüler yüzme havuzuna atlıyorlar.
Ece is brushing her teeth after dinner.
Ece akşam yemeğinden sonra dişlerini fırçalıyor.
Sıla is drawing a picture on the board now.
Şimdi Sıla tahtaya bir resim çiziyor.
The little bird at the apple tree is trying to fly.
Elma ağacındaki küçük kuş uçmayı deniyor.
My friend is reading a French book.
Arkadaşım Fransızca bir kitap okuyor.
Limasollu Naci Öğr etim Yayınları
Ergenekon Cad. No:42 Şişli 34380 İstanbul Tel: (0212) 230 89 09 Faks: (0212) 230 18 49
JOHN AND JILL ARE GOING TO THE LIBRARY
John is going to the library.
John kütüphaneye gidiyor.
John is choosing a book.
John bir kitap seçiyor.
John is doing his homework.
John ödevini yapıyor.
John is writing six pages in his notebook.
John defterine altı sayfa yazıyor.
John is preparing to go out.
John dışarı çıkmaya hazırlanıyor.
John is leaving the library at four o’ clock.
John saat dörtte kütüphaneyi terk ediyor.
Jill is bringing some books from the library.
Jill kütüphaneden bazı kitaplar getiriyor.
Jill is putting the books on the teacher’s table.
Jill kitapları öğretmenin masasına koyuyor.
John is asking some questions to Jill about the books.
John Jill’e kitaplar hakkında bazı sorular soruyor.
Jill is giving true answers to John about the books.
Jill John’a kitaplar hakkında doğru cevaplar veriyor.
The teacher is telling some adventure stories to the students from the books.
Öğretmen öğrencilerine kitaplardan bazı macera hikayeleri anlatıyor.
PRESENT CONTINUOUS TENSŞİMDİKİ ZAMAN E
IN, AT
YER BİLDİREN EDATLAR
“In” ve “at” İngilizce dilbilgisinde yer bildirmek için kullanılan edatlardır.
IN: İçine, içerisinde, içinde demektir.
Sınırlı olabilen, sınırlanan yerleri ifade etmek için kullanılır.
Örnek vermek gerekirse,
in my wallet
Cüzdanımda (cüzdanımın içinde)
in the kitchen.
Mutfakta (mutfağın içinde)
in İzmir.
İzmir’de (İzmir’in içinde)
AT: -de,-da,-ye,-ya anlamlarını
vermektedir. “in”de olduğu gibi içindelik bildirmez. Sınırlanamayan, sınırlı
olamayan ya da sınırın önemli olmadığı yerleri bildirmek için kullanırız. Genellikle ülkeler ve şehirler için “in” edatını,
mahalleler ve semtler için ise “at” edatını kullanırız.
Örnek vermek gerekirse,
He lives in Istanbul at Beyoğlu.
DİKKAT: Ev, yuva ve vatan anlamlarına gelen “home” için “at” yer edatı kullanılır.
Örneğin,
She is at home.
O, evdedir.
DİKKAT: “house” ev anlamına geldiği halde bina, yapı anlamı taşıdığı için daha çok “in” edatı kullanılır.
Örneğin,
She is in the house.
O, evin içindedir.
DİKKAT: “at” edatını daha çok
sandalyede ya da masa başında outran kişiler için kullanırız.
Örneğin,
Mary is at the table.
Mary masadadır.
Harry teaches German at school.
Harry Almanca’yı okulda öğretir.
Limasollu Naci Öğr etim Yayınları
Ergenekon Cad. No:42 Şişli 34380 İstanbul Tel: (0212) 230 89 09 Faks: (0212) 230 18 49
Yukarıdaki örneklerimizde de fark ettiğiniz gibi okulun binasından çok genel anlamı vurgulandığı için “at” edatını kullanırız.
Vurgulamak istediğimiz okul binası, okulun içi ise “in” edatını kullanmamız uygun olur.
Örneğin:
He is in the theatre.
O, tiyatrodadır.
Zamanla cümle içinde örnek yaparken edatların nerelerde kullanıldığını çok daha iyi kavrayacaksınız. Gelecek ünitelerimizde de bu konuda örneklere rastlayacaksınız.Siz de bu ünitemizde geçen konuları tekrar edip değişik örnek cümleler kurmaya çalışın.
Şimdi “in” ve “at” edatlarını kullanark çeşitli örnekler yapalım.
There is a dog in the hut.
Kulübede bir köpek var.
The football players train in the campus every day.
Her gün futbolcular kampüste idman yaparlar.
William lives in Brazil, in Sao Paulo.
William Brezilya’da, Sao Paulo’da yaşar.
Sarah sells lottery tickets in the street.
Sarah caddede (sokakta) piyango biletleri satar.
DİKKAT: Yukarıdaki cümlede geçen
“in” edatını cadde ve sokağın sınırsız olduğunu bildiğimiz halde istisna bir kural olarak kullanırız.
Jerry drives in the city every Saturday.
Jerry her Cumartesi şehirde araba kullanır.
His letters are in his file.
Onun mektupları onun dosyasının içindedir.