• Sonuç bulunamadı

Yeni Türk Ticaret Kanunu Bülteni Kanunun getirdikleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Yeni Türk Ticaret Kanunu Bülteni Kanunun getirdikleri"

Copied!
28
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yeni Türk Ticaret Kanunu Bülteni

Kanunun getirdikleri

(2)

Önsöz

Ali Çiçekli TTK İş Geliştirme Ortağı, SMMM,CPA

Ali Çiçekli

TTK İş Geliştirme Ortağı, Yeni Türk Ticaret Kanunu (“Yeni TTK”)

bültenimizin Haziran sayısına hoşgeldiniz.

Yeni TTK ‘nın yürürlüğe gireceği tarih olan 1 Temmuz 2012 tarihine 15 günden az bir süre kaldığı şu günlerde, kamuoyunda Yeni TTK hakkında yapılan tartışmalar yoğunlaşarak devam ediyor.

Yeni TTK’nın uygulama esaslarına yönelik ikincil yönetmeliklerin önemli bir kısmının henüz açıklanmamış olması şirketlerin yeni kanuna hazırlık sürecini zorlaştırıyor. Yeni TTK’nın değiştirilecek maddelerine ilişkin hazırlıkların 1 Temmuz 2012 tarihine kadar yetiştirilmeye çalışıldığı ancak sözkonusu değişikliklerin yetişmemesi durumunda yürürlük tarihinin ötelenebileceğine dair basında çıkan haberler kamuoyunun ilgisini daha da fazla bu konuya yöneltiyor. Yeni TTK’nın başta Uluslarası Finansal Raporlama Standartlarına göre defter tutma, bağımsız denetim, ortakların şirketlere borçlanma yasağı, internet sitesi, hapis cezalarına ilişkin maddeler olmak üzere yaklaşık 45 - 50 maddede değişikliklerin olması bekleniyor.

Ancak sözkonusu değişikliklerin hala resmi olarak açıklanmamış olması şirketlerin uyum süreçlerini yavaşlatıyor.

Yeni TTK’nın ticaret hayatına getirdiği zorunlulukları fırsat olarak gören fi rmalar, özellikle şirketlerin muhasebe altyapısını ve kayıt düzenin UFRS ile uyumlu hale getirmek için çalışmalarına devam ediyor, kurumsal yönetimin temel unsurları olan içkontrol, risk yönetimi ve içdenetim sistemlerinin kurulması projelerini sürdürüyor.

Yeni TTK’ya hazırlık sürecinde sizlere yardımcı olabileceğini düşündüğümüz bilgileri aylık bültenlerimiz ve ipad ve iphone uygulamalarımız ile sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz.

Bir önceki sayımızda, Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 5) , Deloitte Türkiye TTK Uygulaması, Şirketler Topluluğu, Sıkça sorulan sorular konularına değinmiştik.

Bir önceki sayımızda, Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 5) ,Deloitte Türkiye TTK Uygulaması, Şirketler Topluluğu, Sıkça sorulan sorular konularına değinmiştik.

Bu sayımızdan sonra sizlerle üç ayda bir paylaşmayı planladığımız bültenlerimiziz Yeni TTK’ya uyum ve hazırlık sürecinize faydalı olması dileğiyle bir sonraki sayımızda görüşmek dileğiyle.

(3)

UMS 37 Karşılıklar, şarta bağlı yükümlülükler ve varlıklar

uygulama örneği

UMS 37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar Standardının ele alındığı bu

bölümde Standardın içeriği ve pratikte nasıl uygulayacağı incelenmektedir.

Bu Standardın amacı; uygun muhasebeleştirme kriterleri ve ölçüm esaslarının karşılıklar, şarta bağlı borçlar ve varlıklara uygulanmasını ve kullanıcıların bunların nitelikleri, zamanlamaları ve tutarlarını anlamalarını sağlamak üzere gerekli bilgilerin mali tablo eklerinde gösterilmesini sağlamaktır.

1. Kapsam

UMS 37 aşağıda yer alan durumlardan

kaynaklananlar hariç olmak üzere karşılıkların, şarta bağlı borçların ve şarta bağlı varlıkların

muhasebeleştirme ve açıklama esaslarını belirler;

• ekonomik açıdan dezavantajlı sözleşmeler hariç, belirli koşullar altında yürürlüğe

girecek olan sözleşmelerden kaynaklananlar;

• başka bir Standart ile düzenlenmiş olanlar.

Bu standart UMS 39 Finansal Araçlar:

Muhasebeleştirme ve Ölçme kapsamına dahil olan fi nansal araçlara uygulanmaz.

2. Tanımlar

Bu standartta yer alan terimlerin anlamları aşağıdaki gibidir:

Varlık: Geçmiş olayların sonucu olarak bir işletme tarafından kontrol edilen ve gelecekteki

ekonomik faydalarının işletmeye akması beklenen bir kaynaktır.

Zımni kabulden doğan yükümlülük: Bir

(a) geçmişteki uygulamalar, yayımlanmış politikalar veya yeterince belirli cari açıklamalarla,

işletmenin belirli sorumlulukları üstleneceğini diğer şahıslara taahhüt etmesi, ve

(b) bunun sonucunda, işletmenin bu sorumlulukları yerine getireceği konusunda diğer şahıslar

nezrinde geçerli bir beklenti yaratmış olması.

Şarta bağlı varlık:Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve işletmenin tam anlamıyla kontrolünde

bulunmayan, bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride gerçekleşip,

gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit edilecek olan bir varlıktır.

Hukuki yükümlülük:Aşağıda sayılanlardan kaynaklanan bir yükümlülüktür:

• bir sözleşme (açık ya da zımni hükümleri aracılığıyla),

• yasal düzenleme, veya

• diğer kanuni uygulamalar.

Borç: Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve ifası halinde ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkmasına neden olacak mevcut yükümlülüktür.

Sorumluluk doğuran olay: İşletmenin söz konusu yükümlülüğü yerine getirmekten başka

gerçekçi bir alternatifi nin olmaması sonucunu doğuran, hukuki veya zımni kabulden doğan, yükümlülük yaratan olaydır.

(4)

Yükümlülük: Belirli bir şekilde davranmayı veya uygulamayı gerektiren bir görev veya

sorumluluktur. Yükümlülükler, bağlayıcı bir sözleşme veya kanuni hükümler gereğince

yapılması zorunlu bir hale gelebilir. Bununla birlikte, yükümlülükler aynı zamanda olağan iş

uygulamalarından, geleneksel yaklaşımdan ve iyi iş ilişkileri sağlamak veya adil bir tarzda

hareket etme arzusundan da kaynaklanabilir.

Ekonomik açıdan dezavantajlı sözleşme:

Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için mutlaka katlanılması gereken maliyetin, söz konusu sözleşme kapsamında elde edilmesi beklenen ekonomik faydayı aştığı sözleşmedir.

Karşılık: Gerçekleşme zamanı veya tutarı belli olmayan yükümlülüktür.

Yeniden yapılandırma: Yönetim tarafından planlanan ve kontrol edilen bir programdır ve aşağıdakilerden herhangi birinin değişmesi sonucunu doğurur:

• işletme tarafında yapılmakta olan bir faaliyetin kapsamı, veya

• söz konusu faaliyetin ifa şekli.

3. Karşılıklar ve diğer yükümlülükler Karşılıklar, gelecek bir tarihte yapılacak harcamanın zaman ve tutarının kesin olmaması

nedeniyle, diğer yükümlülüklerden (ticari borçlar ve tahakkuklar gibi) ayırt edilebilir.

Ticari borçlar, alınan veya tedarik edilen mal veya hizmetler için ödenen, faturası kesilen veya tedarikçi ile resmi olarak anlaşılan borçlardır. Bu tür bir ödemenin tutarı faturalandırıldığı

Tahakkuklar, çalışanlara ait tutarlar da dahil olmak üzere (örneğin; tahakkuk eden ücretli izine ilişkin tutar) alınan veya tedarik edilen mal veya hizmetlere ilişkin olarak ortaya çıkan ancak henüz ödenmemiş, faturası kesilmemiş veya tedarikçi ile resmi olarak anlaşılmamış olan borçlardır. Bazen tahakkukların zamanlamasını ve tutarını tahmin etmek gerekse bile,

belirsizlik genel olarak karşılıklardan çok daha azdır.

Tahakkuklar genellikle ticari veya diğer

borçların bir parçası olarak raporlanırken karşılıklar ayrı olarak raporlanır.

Karşılık veya şarta bağlı yükümlülük?

Karşılıklar mevcut bir yükümlülük olduklarından ve yükümlülüğün ifası için ekonomik fayda

içeren kaynakların işletmeden çıkması gerekeceğinden muhasebeleştirilirler.

Şarta bağlı yükümlülükler ise Karşılık

Şarta bağlı yükümlülük

Geçmiş olaydan kaynaklanan halihazırdaki yükümlülük Kaynak çıkışı

Geçmiş olaydan kaynaklanan olası yükümlülük

Kaynak çıkışı muhtemel

Kaynak çıkışı muhtemel değil

Ölçülebilir

Ölçülemez

=

=

+

ve /veya

ve /veya +

(5)

4. Muhasebeleştirme

Bir borcun, karşılık olarak muhasebeleştirilebilmesi için aşağıda belirtilen üç koşulun

karşılanması gereklidir.

1. bir işletmenin geçmiş bir olaydan kaynaklanan mevcut bir yükümlülüğünün olması,

2. ekonomik faydalar içeren kaynakların işletmeden çıkışlarının olası olması,

3. yükümlülük tutarının güvenli bir biçimde tahmin edilebiliyor olması.

Bu koşulların karşılanmaması durumunda herhangi bir karşılık ayrılmamalıdır.

1. Bir borcun muhasebeleştirilmesi ile ilgili üç koşuldan birincisi; geçmiş bir olay sonucunda bir işletmenin üçüncü bir tarafa karşı hukuki veya zımni kabulden doğan bir yükümlülüğünün mevcut olmasıdır. Bir işletmenin geçmiş bir olay nedeniyle mevcut bir yükümlülüğünün

bulunmaması durumunda herhangi bir karşılık muhasebeleştirilmemelidir. Bilanço tarihi itibariyle, mevcut bir yükümlülüğün var olması ihtimali böyle bir yükümlülüğün var

olmaması ihtimalinden fazla ise, işletme karşılığın muhasebe kaydını yapar. Eğer bir işletme (geçmiş bir olaydan kaynaklanan mevcut veya muhtemel bir yükümlülük sonucunda)

ekonomik faydaların işletmeden çıkması olasılığı ile karşı karşıya kalırsa, o zaman söz konusu

faydaların işletme dışına çıkmaları olasılığının düşük olup, olmadığı değerlendirilmelidir.Eğer

ekonomik faydaların işletme dışına çıkma olasılığı düşükse, o zaman hiçbir işlem yapılmaz,

Mevcut bir yükümlülük doğuran geçmişteki bir olay, sorumluluk doğuran olay olarak

adlandırılır. Sorumluluk doğuran olay, işletmenin söz konusu yükümlülüğü yerine

getirmekten başka gerçekçi bir alternatifi nin olmaması sonucunu doğuran, hukuki veya zımni bir kabulden doğan yükümlülük yaratan olaydır.

Konuya ilişkin uygulama örneği

Bir telefon şirketi, ön camına müşterilerine bayram günleri süresince yeni bir telefon alırlarsa

ikincisini bedavaya vereceklerini bildiren bir ilan koyar. Bu nedenle müşteriler bir telefon

fi yatına iki telefon alacakları beklentisi içindedirler.

Burada sorumluluk doğuran bir olay söz

konusu mudur? Eğer öyleyse, sorumluluk doğuran olay aşağıdakilerden hangisidir?

1. İlanın pencereye asılması.

2. İlk telefonun satışı.

3. Sorumluluk doğuran herhangi bir olay yoktur.

İlanı pencereye koymak suretiyle şirket müşterilerinde eğer bir telefon alırlarsa ikinci bir telefonun bedelsiz olarak verileceğine dair geçerli bir beklenti yaratmıştır.

Bunun için sorumluluk doğuran olay telefonun satışıdır. Bu zımni kabulden doğan bir

yükümlülük örneğidir.

(6)

2. Bir borcun muhasebeleştirilmesi ile ilgili üç koşuldan ikincisi mevcut yükümlülüğü yerine getirmek amacıyla ekonomik fayda içeren kaynakların işletme dışına çıkma olasılığının

bulunmasıdır. Belli bir olayın gerçekleşme olasılığının gerçekleşmeme olasılığından daha

fazla olduğu durumlarda, kaynakların işletme dışına çıkmasının ya da diğer bir olayın

gerçekleşmesinin olası olduğu kabul edilir.

3. Bir borcun muhasebeleştirilmesiyle ilgili üç koşuldan sonuncusu ise yükümlülüğün tutarına ilişkin güvenilir bir tahmininin yapılabilmesidir.

Tahminlerin kullanımı, fi nansal tabloların

hazırlanmasının gerekli bir bölümüdür ve bunların güvenilirliğini zayıfl atmaz.

Güvenilir tahmin yapılamayan çok nadir durumlarda, söz konusu borç şarta bağlı borç olarak fi nansal tablo dipnotlarında açıklanır. Eğer her üç koşulda karşılanıyorsa bir karşılık muhasebeleştirilir aksi takdirse, herhangi bir

karşılık muhasebeleştirilmemelidir.

Aşağıda bulunan tablo karşılıklar ve şarta bağlı yükümlülüklerin doğru bir şekilde

muhasebeleştirilmesi ve açıklanması için kullanılabilecek bir karar verme sürecini göstermektedir.

Yükümlülük doğuran bir olay sonucu halihazırda yükümlülük?

Muhtemel kaynak çıkışı?

Olası yükümlülük?

Uzak?

Güvenilir ölçüm?

Evet

Hayır

Evet

Evet

Hayır Evet

Hayır Evet

(7)

5.Hukuki ve zımni kabulden doğan yükümlülükler

Bir yükümlülüğün hukuki mi yoksa zımni kabulden doğan bir yükümlülük mü olduğunu

tespit etmek için belirli yollar vardır:

Hukuki bir yükümlülük, bir sözleşme ( açık veya zımni hükümleri aracılığıyla), yasal

düzenleme veya diğer kanuni uygulamalar sonucunda meydana gelen bir yükümlülüktür.

Örneğin, bir şirket bir sözleşmeyi ihlal ettiği gerekçesi ile suçlu bulunursa tazminat ödemesi gerekecektir. Yükümlülüğün tutarı ve zamanı belli değildir.

Zımni kabulden doğan bir yükümlülük bir işletmenin aşağıdaki fi illerinden kaynaklanan bir yükümlülüktür:

• geçmişteki uygulamalar, yayımlanmış politikalar veya yeterince belirli bazı cari

açıklamalarla, işletmenin belirli sorumlulukları üstleneceğini diğer tarafl ara taahhüt

etmesi, ve

• bunun sonucunda işletmenin bu sorumlulukları yerine getireceği konusunda diğer tarafl ar nezrinde geçerli bir beklenti yaratmış olması.

Örneğin, bir mağaza müşterilerinin aldıkları mallardan memnun kalmadıkları durumda paralarının iade edileceğini belirten bir garanti reklamı yapar. Herhangi bir yazılı sözleşme veya hukuki yükümlülük olmamasına rağmen bu durumda mağaza vermiş olduğu garantiyi yerine getireceğine dair geçerli bir beklenti yaratmaktadır.

Konuya ilişkin uygulama örneği:

Bir borcun muhasebeleştirilmesi için aşağıdaki kriterlerden hangilerinin karşılanması

zorunludur?

1. Güvenilir bir şekilde ölçülebilen bir yükümlülük mevcuttur .

2. Ekonomik faydaların işletme dışına çıkması olasıdır.

3. Gelecekteki olaylarla mevcudiyeti teyit edilecek olan bir yükümlülük mevcuttur.

4. Ekonomik faydaların işletmenin dışına çıkması muhtemeldir.

5. Geçmiş olaylardan kaynaklanan mevcut bir yükümlülük mevcuttur.

6. Gelecekte faaliyet zararlarının oluşması olasıdır.

Doğru cevaplar : 1, 2 ve 5

Konuya ilişkin uygulama örneği:

Bir maden şirketi çevreyi kirletmektedir ve şirketin toprağı kirlettiğine ilişkin açık bir kanıt

bulunmaktadır Kirliliğe sebep olan tüm işletmelere kirletilen toprağı temizleme zorunluluğu

getiren bir kanun yürürlüğe girmiştir.

Bu durumda söz konusu şirket aşağıdaki

nedenlerden dolayı bir borç muhasebeleştirmelidir:

• mevcut bir yükümlülük vardır - temizlik

• geçmiş bir olay vardır - toprağın kirletilmesi

• şirket kirletilen toprağı temizlemek zorunda kalacağı için ekonomik faydaların işletme dışına akması olasıdır

(8)

6. Şarta bağlı yükümlülükler

İşletmeler, şarta bağlı yükümlülüklerini mali tablolara yansıtmazlar.

Şarta bağlı bir yükümlülük ya:

• geçmiş olaylardan kaynaklanan, ve

• işletmenin tam anlamıyla kontrolünde

bulunmayan bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride gerçekleşip

gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit edebilecek olanolası bir yükümlülük, ya da geçmiş olaylardan kaynaklanan ancak aşağıdaki nedenlerden ötürü mali tablolara yansıtılmayan mevcut bir yükümlülüktür:

• yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden

çıkma ihtimali yoktur, veya

• yükümlülük tutarı yeterince güvenilir olarak ölçülememektedir.

Konuya ilişkin uygulama örneği:

Altı ay önce bir şirketin satış ekibi ile önemli müşterileri arasında yapılan bir toplantıda, şirketin Satış Müdürü müşteri memnuniyeti taahhüdüne ilişkin bir konuşma yapmış, hatta bu konuşmasında gecikmiş ürünler için bir gecikmeli teslimat cezası ödenmesini önermiştir.

Müşteriler bu fi kri hemen benimsemiş ve teslimatların gecikmesi durumunda müşterilere malların perakende satış fi yatları üzerinden %5’lik bir tutarın geri ödenmesine karar

verilmiştir.

Bu şirket her zaman malları müşterilerine zamanında teslim etmiştir. Ancak, iki ay önce ülkede işlerin durmasına sebep olan bir grev yaşandığından ötürü ve şirketin tüm

teslimatlarında gecikmeler olmuştur. Henüz hiçbir müşteri gecikmeli teslimattan dolayı

verilmesi kararlaştırılan ıskonto talebinde

bulunmamıştır ancak şirketin hukuk departmanı bu hususta talepte bulunulması halinde kanunun müşterilerden yana olacağını söylemektedir.

İşletme aşağıdaki sebeplerden ötürü bir karşılık muhasebeleştiremez çünkü:

• Müşterilerden hiçbiri henüz şirkete karşı bir talepte bulunmadığı için ekonomik faydaların şirket dışına akması olası değildir,

• Şirketin müşterilerine karşı vermiş olduğu sözden ötürü ekonomik faydaların şirket dışına

çıkması olasılığı vardır,

• Ekonomik faydaların şirket dışına çıkışının gerçekleşip, gerçekleşmeyeceği ancak

müşterilerin söz konusu indirimi talep etmesi ile teyit edilecektir.

Bunun için şirket şarta bağlı bir yükümlülük açıklamalıdır. Şarta bağlı borçlar, bir karşılık muhasebeleştirilebileceği için (tutar hakkında güvenilir bir tahmin yapılamaması halinde), ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkmalarının muhtemel hale gelip,

gelmediğinin tespiti amacıyla sürekli olarak değerlemeye tabi tutulur.

(9)

Şarta bağlı yükümlülüklerin açıklanması Aşağıdaki koşulların mevcudiyeti durumunda şarta bağlı bir yükümlülük açıklanır:

• geçmiş olaylardan kaynaklanan ve işletmenin tam anlamıyla kontrolünde bulunmayan bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın

ileride gerçekleşip, gerçekleşmemesi ile

mevcudiyeti teyit edilebilecek olan muhtemel bir yükümlülük olması, veya

• geçmiş olaylardan kaynaklanan ancak yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkma

ihtimalinin bulunmaması veya yükümlülük tutarı güvenilir biçimde ölçülemediği için fi nansal

tablolara yansıtılmayan mevcut bir yükümlülük olması,

Ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkma olasılığının uzak olduğu durumlarda

mali tablo dipnotlarında şarta bağlı bir yükümlülük açıklanması gerekli değildir.

Konuya ilişkin uygulama örneği:

Mevcut bir yükümlülüğün olduğu ve söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda içeren kaynakların işletme dışına çıkma ihtimalinin bulunduğu, ancak borcun güvenilir biçimde ölçülemediği bir durumu örnek olarak ele alın. Uygulanması gereken doğru işlem aşağıdakilerden hangisidir?

1. Yükümlülüğün muhasebeleştirilmesi.

2. Mali tablo dipnotlarında şarta bağlı yükümlülüğün açıklanması.

3. Hiçbir şey yapmamak.

Mevcut bir yükümlülük vardır ve ekonomik fayda içeren kaynakların işletme dışına çıkma

ihtimali bulunmaktadır, ancak yükümlülük güvenilir biçimde ölçülemediğinden işletme mali

tablo dipnotlarında şarta bağlı yükümlülüğü açıklamalıdır (ancak, borcun güvenilir biçimde ölçülemediği bu tarz durumların nadiren meydana geldiğini göz önünde bulundurun).

Cevap 2

Konuya ilişkin uygulama örneği:

Şimdi mevcut bir yükümlülüğün bulunduğu ve söz konusu yükümlülüğü yerine getirmek için

ekonomik faydaların işletmeden çıkma ihtimalinin uzak olduğu fakat borcun güvenilir bir

şekilde ölçülebildiği bir durumu örnek olarak alın.

Bu durumda uygulanması gereken doğru işlem aşağıdakilerden hangisidir?

1. Borcun muhasebeleştirilmesi.

2. Mali tablo dipnotlarında koşullu bir borcun açıklanması.

3. Hiçbir şey yapmamak.

Doğru seçenek hiçbir şey yapılmamasıdır, çünkü;

kaynakların gelecekteki olaylar nedeniyle işletmeden çıkma ihtimali uzaktır.

(10)

Cevap 3

Konuya ilişkin uygulama örneği:

Şimdi güvenilir biçimde ölçülebilen mevcut bir yükümlülüğün olduğunu fakat ekonomik faydaların işletme dışına çıkma ihtimalinin olmadığını ve mevcudiyeti ancak bir olayın ileride meydana gelmesi ile teyit edilebilecek bir durumu düşünün. Bu durumda ne yapılmalıdır?

1. Borç muhasebeleştirilir.

2. Mali tablo dipnotlarında şarta bağlı bir borç açıklanır.

3. Hiçbir şey yapılmaz.

Güvenilir biçimde ölçülebilen mevcut bir yükümlülük vardır. Ancak ekonomik faydaların işletme dışına çıkışı olası değildir, sadece bir ihtimaldir. Bunun için, borcun

muhasebeleştirilmesinden ziyade mali tablo dipnotlarında şarta bağlı bir borç açıklanmalıdır.

7. Şarta bağlı varlıklar

İşletme şarta bağlı varlıklarını mali tablolarına yansıtmaz. Şarta bağlı varlıklar, genellikle, ekonomik yararların işletmeye girişi olasılığını doğuran, planlanmamış veya diğer

beklenmeyen olaylardan oluşur.

Bir önceki örnekte, müşterilerden birinin tedarikçiye karşı geç teslimattan dolayı bir dava

açması durumunda ekonomik faydaların talepte bulunan işletmeye (müşteri) akma olasılığı

vardır. Bu durum ancak mahkemenin kararı ile teyit edilecektir.Müşterinin söz konusu

ekonomik faydaların işletmeye girişi üzerinde hiçbir kontrolü yoktur, bu nedenle varlık şarta

bağlıdır.

Şarta bağlı varlık nedir?

UMS 37 uyarınca şarta bağlı varlık, geçmiş olaylardan kaynaklanan ve işletmenin tam

anlamıyla kontrolünde bulunmayan, bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın

ileride gerçekleşip, gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit edilebilecek olan varlık olarak tanımlanır.

Şarta bağlı varlıklar, genellikle, ekonomik faydaların işletmeye girişi olasılığını doğuran,

planlanmamış veya diğer beklenmeyen olaylardan oluşur. Bunun bir örneği bir işletmenin

yasal işlemler sonucunda elde etmeye çabaladığı sonucu belli olmayan hak talebidir.

Şarta bağlı varlıklarla ilgili uygulamanın, ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeye girişi

olasılığına bağlı olarak nasıl değiştiğini gösteren önemli unsurlarından bazıları aşağıda ele alınmaktadır.

Muhasebeleştirme

Bir işletme, hiçbir zaman elde edilemeyecek bir gelirin muhasebeleştirilmesi sonucunu

doğurabileceğinden, mali tablolarında şarta bağlı bir varlık muhasebeleştirmemelidir.

Ancak, gelirin elde edilmesi neredeyse kesin ise, mali tablolarda bir varlığın

muhasebeleştirilmesi uygundur.

Açıklama

Şarta bağlı bir varlık, sadece ekonomik faydaların işletmeye girişi olası ise mali tablo

dipnotlarında açıklanmalıdır (varlığın niteliğine ilişkin kısa bir açıklama ile birlikte).

(11)

İzleme

Şarta bağlı varlıklar, ilgili gelişmelerin mali tablolarda doğru olarak yansıtılmasını sağlamak amacıyla sürekli olarak değerlendirmeye tabi tutulur.

Ekonomik faydanın işletmeye girmesinin neredeyse kesin hale gelmesi durumunda ilgili

varlık ve buna ilişkin gelir, değişikliğin oluştuğu dönemin mali tablolarına yansıtılır.

Ekonomik fayda girişinin olası hale gelmesi durumunda, işletme söz konusu koşullu varlığı, varlığın içeriğine ilişkin kısa bir açıklama ile birlikte, mali tablo dipnotlarında gösterir.

8. Ölçüm prensipleri

Bir borcun muhasebeleştirilmesi için karşılanması gereken koşullardan biri borcun güvenilir bir biçimde ölçülebilir olmasıdır.

En gerçekçi tahmin nedir?

• En gerçekçi tahmin, işletmenin yükümlülüğün yerine getirilmesi için bilanço tarihi

itibariyle makul olarak ödeyeceği tutardır.

• İşletme yönetimi en gerçekçi tahmini

belirlenirken, mevcut bilgilere ve deneyimlerine dayanarak kendi karar mekanizmasını kullanır.

Gerektiğinde bağımsız uzmanların raporları da kullanılabilir.

• Tutara ilişkin koşullardaki belirsizlikler dikkate alınır.

Bu, olasılıklar kavramını ortaya çıkarır.

Muhasebeleştirilecek olan tutara ilişkin koşullardaki belirsizlikler nedeniyle olasılık derecesi farklılık gösterecektir.

Hesaplama- en gerçekçi tahmin

Borcun tutarına ilişkin tahminler, benzer olaylara ilişkin tecrübeler ve bazı durumlarda uzman görüşleriyle (örneğin; mühendisler veya avukatların görüşleri) desteklenmek suretiyle işletme

yönetiminin takdiri ile belirlenir. Tutarın belirsiz olduğu durumlarda tahminin güvenilir

olmasını sağlamak için aşağıda yer alan iki yöntem kullanılabilir:

Beklenen değer : Karşılığın çok sayıda kalemden oluştuğu durumda, ilgili yükümlülük her türlü getiriyi bunlara ilişkin olasılıklara göre ağırlıklandırılmak suretiyle tahmin edilir.

Karşılığın tutarı, belirli bir tutarın zarar olasılığına bağlı olarak farklılık gösterecektir. Sürekli bir muhtemel sonuç aralığının bulunduğu ve bu aralıktaki her bir noktanın diğerine benzediği durumlarda söz konusu aralığın orta noktası kullanılır.

En muhtemel sonuç : Tek bir sorumluluğun ölçüldüğü durumlarda, en muhtemel sonuç, borcun en gerçekçi tahmini olabilir.Bu, tüm muhtemel sonuçların değerlendirilmesi ve en muhtemel olan için karşılık ayrılması anlamına gelir ancak, bu yaklaşım kullanılırken bile

diğer olası sonuçlar dikkate alınmalı ve düzeltmeler buna göre yapılmalıdır.

(12)

“Beklenen Değer” Yöntemine ilişkin bir uygulama örneği

Burada en gerçekçi tahminin elde edilmesi için

“beklenen değer” yönteminin kullanıldığı çok sayıda kalemden oluşan bir duruma ilişkin bir örnek verilmektedir.

Bir işletme mallarını, satış sonrası altı ay boyunca her türlü hasarın onarımı ile ilgili

masrafl arın karşılanacağı garantisi ile birlikte satmaktadır.

Muhtemel sonuçlar

Bu örneğimizde üç muhtemel sonuç bulunmaktadır:

• Hatalı mal yoktur - eğer satılan ürünlerde hiçbir hata yoksa, herhangi bir tamir masrafı

oluşmayacaktır.

• Önemsiz hatalar - eğer satılan ürünlerin tamamında önemsiz hatalar varsa, tamir masrafl arı 1 milyon YTL olacaktır.

• Önemli hatalar – eğer satılan malların

tamamında önemli hatalar varsa, tamir masrafı 4 milyon YTL olacaktır.

Geçmiş deneyim

İşletmenin geçmiş deneyimi gelecek yıl için aşağıdakileri öngörmektedir:

• Satılan malların %75’inde herhangi bir hata olmayacaktır

• %20’sinde önemsiz hatalar olacaktır

• %5’inde önemli hatalar olacaktır

Hesaplama

Beklenen değer

Verilen rakamlarla, karşılığa ilişkin beklenen değer aşağıdakilerin bir ağırlıklı ortalaması

olarak hesaplanabilir:

(0 x %75) + (%20 x 1 milyon YTL) + (%5 x 4 milyon YTL) = 400.000 YTL

Bu yöntem 400.000 YTL (0,4 milyon YTL) değerinde olan en gerçekçi tahmini verir.

En muhtemel sonuç

Bu sonucun en muhtemel sonuç ile

karşılaştırılmasında, en muhtemel sonuç malların büyük

çoğunluğunun hiçbir hatasının olmayacağıdır.

Bunun nedenle eğer işletme bu yöntemi

kullansaydı en muhtemel sonuç sıfır olacağından herhangi bir karşılık ayırmamayı tercih

edecekti.

Konuya ilişkin uygulama örnekleri

1. Bir işletme garanti kapsamındaki bir varlığın önemli bir parçasını değiştirmekle

yükümlüdür. Her bir değişim 1m tutarındadır.

Geçmiş tecrübelere göre, tek bir problem

olma olasılığı %30, iki problem olma olasılığı %50 ve üç problem olma olasılığı %20’dir.

2. Bir işletme garanti kapsamındaki bir varlığın önemli bir parçasını değiştirmekle

yükümlüdür. Her bir değişim 1m tutarındadır.

Geçmiş tecrübelere göre, tek bir problem

olma olasılığı %40, iki problem olma olasılığı %30 ve üç problem olma olasılığı %30’dir.

(13)

Cevaplar

1. Yüksek olasılık iki hata olmasıdır ve bunun maliyeti 2m olacaktır. Beklenen değer

1.9m’dir (%30 x 1m + %50 x 2m + %20 x 3m).

Beklenen değer yüksek olasılık tutarı olan 2m’yi desteklemektedir.

UMS 37.40’a göre, yüksek olasılık tutarı ile beklenen değer birbirine yakın değilse,

olasılıklardan hangisi beklenen değere en yakınsa onun kullanılması uygundur.

2. Yüksek olasılık tek bir hata olmasıdır ve bunun maliyeti 1m olacaktır. Beklenen değer

1.9m’dir (%40 x 1m + %30 x 2m + %30 x 3m). Bu durumda, yüksek olasılık olan 1m’nin

olasılığı sadece %40’dır. Maliyetin daha yüksek olma olasılığı %60’dır. Beklenen değere en yakın olasılık 2m, yani iki hata olasılığıdır.

9. Geri ödemeler ve tazminatlar Bazı durumlarda, bir işletme bir karşılığa ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmesi için gerekli harcamaları başka bir taraftan talep edebilir. Bu duruma örnek olarak bir borç karşısında

yaptırılmış olan bir sigorta poliçesi gösterilebilir. Söz konusu taraf, işletme tarafından ödenen

tutarları işletmeye geri verebilir veya doğrudan kendisi ödeyebilir.

Tanım: Bir karşılığa ilişkin yükümlülüğün karşılanması için gerekli harcamaların bir kısmının veya tamamının diğer bir taraf tarafından tazmin edilmesi beklendiğinde, ilgili tazminat ancak

ve ancak, işletmenin yükümlülüğü yerine getirmesi durumunda tazminatın elde edileceğinin

kesine yakın olması durumunda

muhasebeleştirilmelidir. Bu tür tazminatlar şarta bağlı bir varlığı temsil eder dolayısıyla da muhasebeleştirilemezler.

Muhasebeleştirme: İşletmenin yükümlülüğü yerine getirmesi durumunda tazminatın elde

edileceğinin kesine yakın olması durumunda, söz konusu tazminat, ayrı bir varlık gibi işleme

tabi tutulur. Tazminat için muhasebeleştirilen tutar, karşılık tutarını geçmemelidir.

Herhangi bir karşılık gideri, buna ait tazminata ilişkin muhasebeleştirilen tutar düşüldükten sonra bulunacak net tutarıyla gelir tablosunda yer alabilir.

İşletmenin sorumlu olduğu durumlar: İşletmenin, üçüncü tarafın ödemeyi yapamamasından ötürü yükümlülük tutarının tamamından sorumlu olacağı durumlarda, yükümlülüğün tutarının tamamı için bir karşılık muhasebeleştirilir.

İşletmenin borcu ödemesi halinde tazminatın elde edileceğinin kesine yakın olması

durumunda, beklenen tazminat ayrı bir varlık olarak muhasebeleştirilir.

(14)

İşletmenin sorumlu olmadığı durumlar: Bazı durumlarda, işletme üçüncü tarafın üzerinde anlaşıldığı şekilde ödemeyi yapamaması halinde ihtilaf konusu maliyetlerden sorumlu

olmayacaktır. Bu durumda, işletmenin söz konusu maliyetlere ilişkin herhangi bir

sorumluluğu olmaz ve bunlar karşılık tutarına dahil edilmez.

İşletmenin müştereken sorumlu olduğu durumlar:

Bir işletmenin müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu yükümlülükler, söz konusu yükümlülüklerin diğer tarafl arca yerine

getirilmesinin beklendiği ölçüde koşullu bir borç olarak değerlendirilir.

10. Ekonomik açıdan dezavantajlı sözleşmeler

UMS 37, ekonomik açıdan dezavantajlı sözleşmeler dışında, belirli koşullar altında

yürürlüğe girecek sözleşmelerden kaynaklanan karşılıklar ve şarta bağlı borçlar için

uygulanacak muhasebeleştirme ve açıklama hükümlerini düzenlemez.

Gelecekteki borçlar ve faaliyet zararları UMS 37 kapsamında muhasebeleştirilmemelidir.

Ancak gelecekteki zararın ekonomik açıdan dezavantajlı bir sözleşme ile ilgili olması durumunda, UMS 37 hükümleri uyarınca muhasebeleştirilmesi uygundur.

Bir sözleşme, sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için mutlaka katlanılması gereken maliyetlerin, söz konusu sözleşme kapsamında elde edilmesi beklenen ekonomik faydaları aşması durumunda ekonomik açıdan dezavantajlıdır. Bu, kaçınılmaz

biçimde net zarar durumu ile sonuçlanan bir sözleşmedir.

Bir işletmenin ekonomik açıdan dezavantajlı bir sözleşmeye sahip olması durumunda bir karşılık/borç muhasebeleştirilmelidir.

Tanım: UMS 37, ekonomik açıdan dezavantajlı bir sözleşmeyi, sözleşmede yer alan

yükümlülükleri yerine getirmenin kaçınılmaz maliyetinin yine aynı sözleşmeden alınması beklenen ekonomik faydayı geçtiği sözleşmeler olarak tanımlar.

Bir sözleşmeye ilişkin kaçınılmaz maliyetler, sözleşmeden çıkmanın en düşük net

maliyetini, diğer bir ifadeyle sözleşmeyi yerine getirmenin maliyeti ile sözleşme şartlarının yerine getirilmemesinden kaynaklanan her türlü tazminat veya cezanın düşük olan tutarını yansıtır.

Kapsam: Birçok sözleşme diğer tarafa herhangi bir tazminat ödemeksizin iptal edilebilir, bu

nedenle ortada herhangi bir yükümlülük olmaz.

(15)

Diğer bazı sözleşmeler, sözleşmeye taraf olanların her biri için hak ve yükümlülükler doğurur.

Olayların bu tür sözleşmeleri ekonomik açıdan dezavantajlı hale getirmeleri durumunda, ilgili sözleşme UMS 37 standardının kapsamına girer.

Değer düşüklüğü zararları: Ekonomik açıdan dezavantajlı bir sözleşme için ayrı bir karşılık ayrılmadan önce, işletme ilk önce söz konusu sözleşmeye tahsis edilmiş varlıklardaki değer düşüklüğünden kaynaklanan her türlü zararı muhasebeleştirir.

11. Gelecekteki zararlar

Gelecekteki faaliyet zararları borç tanımını karşılamaz. Bu durum, bilanço tarihinde herhangi bir geçmiş olay veya mevcut yükümlülük olmamasından kaynaklanır.

Bunun için, gelecek dönemlerde zarar edileceği beklentisi bir varlık veya varlıklarda değer

düşüklüğü olabileceğinin bir göstergesidir ve UMS 37’nin kapsamı dışında kalır.

Gelecekteki zararlar ekonomik açıdan dezavantajlı sözleşmelerden farklıdır.

Bir sözleşmenin ekonomik açıdan dezavantajlı olarak nitelendirilebilmesi için, yükümlülüğün yerine getirilmesi için katlanılması gereken maliyetler kaçınılmaz olmalıdır. Toplam nakit çıkışları sözleşme kapsamındaki toplam nakit girişlerini aşmalıdır. Gelecekteki faaliyet

dönemlerinde zarar olması durumunda işletmeyi bilanço tarihindeki zararla devam etmeye zorlayıcı herhangi bir şey yoktur.

12. Yeniden yapılandırma i şlemi i çin ayrılan karşılık

Standart, yeniden yapılandırma işlemini, yönetim tarafından planlanan ve kontrol edilen ve

aşağıdakilerden herhangi birinde önemli değişikler doğuran bir program olarak tanımlar:

• işletme tarafından yapılmakta olan faaliyetin kapsamı, veya

• söz konusu faaliyetin ifa şekli.

Yeniden yapılandırma işlemi işletme açısından zımni kabulden doğan bir yükümlülük doğurabilir.

Yeniden yapılandırmaya bağlı olarak zımni kabulden doğan bir yükümlülük

doğurabilecek olaylara ilişkin örnekler:

• Bir iş kolunun satışı veya sona erdirilmesi.

• Bir ülke ya da bölgede yer alan iş yerlerinin kapatılması veya faaliyetlerin bir bölge ya da ülkeden diğerine taşınması.

• Bir yönetim kademesinin kaldırılması gibi, yönetim yapısındaki değişiklikler.

• İşletme faaliyetlerinin niteliğinde ve konusunda önemli etkileri olan temel

yapılandırmalar.

(16)

Zımni kabulden doğan bir yükümlülük nasıl değerlendirilmelidir?

Zımni kabulden doğan bir yükümlülüğün olup, olmadığı belirlenirken işletmenin

aşağıdakilere sahip olması gerekmektedir:

• yeniden yapılandırma işlemine ilişkin ayrıntılı bir plan olması.

• plan tarafından etkilenecek olanlar nezrinde geçerli bir beklentinin yaratılmış olması.

Yeniden yapılandırma işlemine ilişkin bir karşılığın muhasebeleştirilebilmesi için bir karşılığa

ilişkin tüm muhasebeleştirme kriterlerinin karşılanmış olması gerektiğine dikkat edilmelidir.

Yukarıda sağlanan bilgiler, ilgili standardın uygulaması hakkında genel bir bilgi sağlamak amacıyla sunulmuştur ve standardın bütününün yerini tutmazlar. Bu uygulama örneğinde

standardın “sunum” ve “açıklama” gerekliliklerine yer verilmemiştir. Bu konularda daha

detaylı bilgi için “UFRS Sunum ve Açıklama Kontrol Listeleri”ne başvurabilirsiniz. Bu kontrol

listeleri, kullanıcıya Uluslararası Finansal Raporlama Standartları'nın ("UFRS") "Sunum" ve

"Açıklama" gerekliliklerinin yerine getirildiğinin belirlenmesinde yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır.

Yukarıda yer verilen konuyla ilgili ek bilgiye ihtiyaç duyduğunuzda lütfen tarafımızla irtibata

geçiniz.

(17)

Yeni Türk Ticaret Kanunu

kapsamında şirketlerin yeniden yapılanmaları

Yeni Türk Ticaret Kanunu (“Yeni TTK”) ile yeniden yapılanma modelleri ve tek kişilik ortaklıklar detaylı olarak düzenlenmiştir. Bu itibarla, ticaret hukuku mevzuatında kapsamlı olarak ele alınan şirketlerin yeniden yapılanmaları daha güvenli bir hale getirilmektedir. Her bir şirketin ve şirketler topluluğu söz konusu ise şirketler topluluğunda yer alan şirketlerin yapılarının Yeni TTK’nın yürürlük tarihi olan 1 Temmuz 2012 tarihinden önce değerlendirilmesi şirketlerin ve şirketler topluluğunun menfaatine olacaktır.

Şirketin veya şirketler topluluğu bünyesinde yer alan her bir şirketin faal olup olmadığı, faal oldukları farklı konular, münhasıran yürürlükteki TTK’da yer alan zorunlulukları yerine getirmek için pay edinimi gibi hususlar dikkate alınmak suretiyle,

• Tek kişilik ortaklık

• Birleşme

• Bölünme

• Nev’i değişikliği

işlemlerinin Yeni TTK’ nın yürürlüğe girmesinden önce veya sonra yapılması durumları ayrı ayrı değerlendirilerek şirketlerin yönetimleri tarafından bu konularda karar verilmesi önem arz etmektedir.

Söz konusu yeniden yapılanma modellerinin uygulanması sırasında yeni şirket kurulmasına ihtiyaç duyulabilir.

Yeni şirket kuruluşu

Öncelikle bir yatırımcının hangi nev’i şirket kurması gerektiğini tespit etmesi uygun olacaktır.

Yeni TTK uyarınca anonim şirket ile limited şirketin başlıca özellikleri karşılaştırmalı olarak aşağıda özetlenmektedir:

Anonim şirket Limited şirket

Yürürlükteki TTK’da olduğu gibi 50.000 TL esas sermaye ile kurulabilecektir.

Kayıtlı sermaye sistemi ile kurulmak istenmesi halinde 100.000 TL ile kurulabilecektir.

10.000 TL esas sermaye ile kurulabilecektir.

Bağımsız denetime tabi olacaktır. Bağımsız denetime tabi olacaktır.

Kuruluşta ve özellikli işlemlerde işlem denetimi söz konusu olacaktır.

Kuruluşta ve özellikli işlemlerde işlem denetimi söz konusu olacaktır.

Halka açılma imkânı söz konusudur. Halka açılma imkânı söz konusu değildir.

Pay devri kolayca gerçekleştirilebilir. Pay devri kolayca gerçekleştirilebilir.

Ana sözleşmede öngörülmüş önemli bir sebebin

Lerzan Nalbantoğlu / Vergi ve mali hukuk işleri danışmanı

(18)

Bu durumda, eğer hisse devrini şartsız olarak sınırlandırmak isteniyorsa limited şirket olarak yapılanmanın uygun olacağını düşünüyoruz.

Ancak, kurulacak olan şirketin ileride halka açılması planlanıyor ise şirketin anonim şirket olarak kurulması gerekecektir. Bununla birlikte, pay sahiplerinin kamu borcundan sorumlu olup olmayacağına ilişkin bir değerlendirme yapılması halinde pay sahibinin kamu borçlarından sorumlu olmaması için şirketin anonim şirket olarak kurulması gerekecektir.

İkinci olarak cevaplanması gereken soru, şirket/

şirketler topluluğu tarafından yeni bir şirketin kurulmasına ihtiyaç duyulması halinde de, söz konusu yeni şirketin Yeni TTK’nın yürürlüğe girmesinden önce mi veya sonra mı kurulmasının şirket menfaatine olacağıdır. Bu soruyu

cevaplandırabilmek için Yeni TTK uyarınca şirket kuruluşu ile ilgili olarak gereken belgelerin tespit edilmesi gerekmektedir:

Anonim şirket kuruluşu:

• Gayrimenkul, menkul (taşıt, makine vb), sınai mülkiyet hakları (marka, patent, endüstriyel tasarım vb.) varlıklar sermaye olarak konulacak ise söz konusu varlıkların değerlerinin bilirkişiler tarafından belirlenebilmesi için kurulacak şirketin merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesine yapılacak başvuru neticesinde ilgili mahkeme tarafından atanan bilirkişilerce

“Değerleme Raporu” düzenlenmelidir.

•“Ana Sözleşme” hazırlanmalı kurucu pay sahibi/

pay sahipleri tarafından imzalanmalıdır ve ana sözleşme notere onaylatılmalıdır.

Ayrıca, imzaları onaylayan noterce, Ana Sözleşme'ye esas sermayeyi oluşturan payların tamamının kurucular tarafından ana sözleşmede taahhüt olunduğuna ilişkin şerh konulmalıdır.

•Ana Sözleşme'de esas sermayeyi oluşturan payların nakden ödenmesi taahhüt edilmiş olması halinde, taahhüt edilen payların itibari değerlerinin en az % 25’i bir bankaya, kurulmakta olan şirket adına açılacak özel hesaba yatırılmalıdır ve söz konusu durumu teyid eden ve yetkili ticaret sicili müdürlüğüne hitaben ilgili banka tarafından düzenlenen “banka mektubu”

alınmalıdır.

• Mahkemece atanan bilirkişiler tarafından değerleri belirlenen gayrimenkuller tapu siciline, marka, patent, taşıt gibi varlıklar da özel sicillerine kurucular tarafından şerh verdirilerek şirket adına kaydettirilmeli, taşınırlar da güvenilir bir kişiye tevdi edilmeli ve bu işlemler belgelendirilmelidir.

• Şirketin kuruluşu Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın iznine tabi ise kurucular tarafından Bakanlığa başvuru yapılmalı ve kuruluş izni alınmalıdır.

• Kuruluş işlemlerinin denetlenebilmesi için, kurucu pay sahibi/pay sahipleri tarafından bir veya birden fazla işlem denetçisi atanmalıdır ve “işlem denetimi raporu” alınmalıdır.

• Kurucu pay sahibi/pay sahipleri tarafından

“Kurucular Beyanı” hazırlanmalı ve

imzalanmalıdır. Kurucular beyanı, vaz edilen sermayenin türünü, sermaye taahhütlerini, devralınan bir işletme varsa ona ilişkin raporları, satın alınan malvarlığı unsurlarının fi yat ve maliyetini, şirket taahhütlerini içermelidir.

(19)

• Ana Sözleşme, kurucular beyanı, ayni sermaye vaz edilmiş ise değerleme raporu, nakdi sermaye vaz ediliyor ise taahhüt edilen

sermayenin en az % 25’inin bankaya yatırıldığına dair banka mektubu kuruluş işlemlerini

denetlemek için atanan işlem denetçisine ibraz edilerek şirketin kuruluşunun Yeni TTK’ya uygun olduğunu teyid eden “işlem denetçisi raporu”

alınmalıdır.

• Ana Sözleşme, kurucular beyanı, değerleme raporu, banka mektubu ve işlem denetçisi raporu ile şirketin tescili ve ilanı için şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicili müdürlüğüne başvuru yapılmalıdır.

Yeni TTK’nın yürürlük tarihi olan 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren kurulacak bir şirket, Bakanlığın iznine tabi ise Bakanlıktan izin alınmasını izleyen 30 gün içinde, Bakanlığın iznine tabi değil ise ana sözleşmedeki imzaların noterce onaylanmasını izleyen otuz gün içinde şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil edilmeli ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmelidir.

Ayrıca, yukarıda da belirtildiği üzere, Yeni TTK uyarınca esas sermayeyi oluşturan payların nakden ödenmesi taahhüt edilmiş ise taahhüt edilen payların itibari değerlerinin en az % 25’i bir bankaya şirket tarafından kullanılabilecek şekilde açılacak özel hesaba yatırılmalıdır ve banka tarafından düzenlenen banka mektubu alınmalıdır.

Bakiye % 75’lik kısmın, şirketin tescilini izleyen 24 ay içerisinde ödenmesi gereklidir.

Yeni TTK uyarınca bir limited şirketin kurulabilmesi için yürürlükteki TTK’dan farklı olarak taahhüt edilen sermayenin nakit kısmının şirketin

kurulduğu anda ödenmesi ve kurucular beyanının hazırlanması şartlarını getirmiştir. Bu durumda, limited şirketin nakden ödenmesi öngörülen sermayesinin tamamı (yürürlükteki TTK’ya göre % 25’lik kısmı tescil tarihinden itibaren üç ay içinde, bakiye % 75’lik kısmı 3 yıl içinde ödenebilmektedir) kuruluş anında nakit olarak şirkete ödenmesi şartı getirilmiştir.

Yukarıda açıklanan kuruluş belgeleri ve sermayenin ödeme zamanı dikkate alınınca yeni bir şirket kurulması planlanıyor ise, söz konusu şirketin Yeni TTK’nın yürürlüğe girmesinden önce kurulması değerlendirilebilir.

Tek kişilik ortaklık

Yeni TTK ile anonim şirketlerin ve limited

şirketlerin bir veya birden fazla gerçek ya da tüzel kişi tarafından kurulmasına imkân tanınmıştır.

Bu itibarla, anonim şirketlerin en az beş kişi tarafından ve limited şirketlerin en az iki kişi ile kurulabilmesine ilişkin zorunluluk kaldırılmıştır. Söz konusu kurucu pay sahibi/pay sahipleri gerçek kişi veya tüzel kişi olabilecektir.

(20)

Yeni TTK anonim ve limited şirketlerde pay sahibi sayısının bire düşmesi halinde, bu hususun özel olarak tescil ve ilanını öngörmüştür. Şöyle ki, anonim şirkette pay sahibi sayısı bire düşerse, durum, bu sonucu doğuran işlem tarihinden itibaren yedi gün içinde yönetim kuruluna yazılı olarak bildirilir. Yönetim kurulu bildirimi aldığı tarihten itibaren yedi gün içinde, şirketin tek pay sahipli bir anonim şirket olduğunu tescil ve ilan ettirir. Ayrıca, hem şirketin tek pay sahipli olarak kurulması hem de payların tek kişide toplanması hâlinde tek pay sahibinin adı, yerleşim yeri ve vatandaşlığı da tescil ve ilan edilir. Aksi hâlde doğacak zarardan, bildirimde bulunmayan pay sahibi ve tescil ve ilanı yaptırmayan yönetim kurulu sorumludur. Yine, limited şirkette ortak sayısı bire düşerse durum, bu sonucu doğuran işlem tarihinden itibaren yedi gün içinde müdürlere yazıyla bildirilir. Müdürler, bildirimin alınması tarihinden başlayarak yedinci günün sonuna kadar, şirketin tek ortaklı olduğunu, bu ortağın adını, yerleşim yerini ve vatandaşlığını tescil ve ilan ettirirler, aksi hâlde doğacak zarardan sorumlu olurlar. Aynı yükümlülük, şirketin bir ortakla kurulduğu hâllerde de geçerlidir.

Tek kişilik ortaklık halinde, bir şirket, tek kişilik ortaklık sayesinde, bağlı şirketlerini kurarken başka bir ortağa ihtiyaç duymayacaktır. Yine, bir dernek veya vakıf, şirket kurarken başka bir ortağa gereksinimi olmayacaktır. Yeni TTK uyarınca bir gerçek kişi de bir anonim şirketi veya bir limited şirketi tek başına kurabilecektir ve tek başına yönetebilecektir.

Birleşme

Yeni TTK ile mevcut sistemimizde uygulanan ancak yeterli yasal dayanaktan yoksun olan birleşme detaylı olarak düzenlenmiştir. Yeni TTK uyarınca, bir şirketin diğerini devralması, teknik terimle

“devralma şeklinde birleşme” veya yeni bir şirket içinde bir araya gelmeleri, teknik terimle “yeni kuruluş şeklinde birleşme” yoluyla birleşebilirler.

Bu itibarla, iki tür birleşme söz konusudur: (1) Devralma yoluyla birleşme (2) Yeni kuruluş yoluyla birleşme. Devralma yoluyla birleşmede şirketlerin malvarlığına değer biçilir. Devrolunan şirketin diğerine sağladığı katkı oranında devralan şirkette sermaye artırımı yapılır.

Sermaye şirketleri; sermaye şirketleriyle,

kooperatifl erle ve devralan şirket olmaları şartıyla, kollektif ve komandit şirketlerle birleşebilirler.

Şahıs şirketleri; şahıs şirketleriyle, devrolunan şirket olmaları şartıyla, sermaye şirketleriyle, devrolunan şirket olmaları şartıyla, kooperatifl erle birleşebilirler. Bu itibarla, sermaye şirketleri şahıs şirketlerini devralabilirler, ancak, şahıs şirketleri sermaye şirketlerini devralamazlar. Kooperatifl er;

kooperatifl erle, sermaye şirketleriyle ve devralan şirket olmaları şartıyla, şahıs şirketleriyle

birleşebilirler. Borca batık durumdaki veya tasfi ye halindeki şirketlerin birleşmesine imkân tanınmıştır.

Yeni TTK uyarınca sermayesiyle kanuni yedek akçeleri toplamının yarısı zararlarla kaybolan veya borca batık durumda bulunan bir şirket, kaybolan sermayeyi veya gerekiyorsa borca batıklık durumunu karşılayabilecek tutarda serbestçe, tasarruf edilebilen özvarlığa sahip bulunan bir şirket ile birleşebilir. Tasfi ye hâlindeki bir şirket de, malvarlığının dağıtılmasına başlanmamışsa ve devrolunan şirket olması şartıyla, birleşmeye katılabilir.

(21)

Birleşmeyle, devralan şirket devrolunan şirketin malvarlığını bir bütün hâlinde devralır. Dolayısıyla, devrolunan şirketin tüm malvarlığı, hakları ve borçları külli halefi yet yoluyla devralan şirkete geçer. Birleşmeyle devrolunan şirket sona erer ve ticaret sicilinden silinir. Yeni TTK ile birleşmenin aşamaları ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir:

(1) Birleşme sözleşmesinin hazırlanması (2) Birleşme raporunun hazırlanması ve her iki şirketin yönetim kurulları tarafından imzalanması (3) Birleşme raporunun işlem denetiminden geçirilmesi

(4) Pay sahiplerinin incelemesine sunma

(5) Genel Kurul tarafından karar alınması/onanması (6) Ticaret siciline tescil ve ilan

(7) Alacaklılara ilan.

Yeni TTK uyarınca birleşmeye ayni sermayeye ilişkin hükümler uygulanmayacaktır. Bu itibarla, mahkeme tarafından atanmış bir bilirkişinin değerleme yapmasına gerek yoktur. Ayrıca, yürürlükteki TTK’nın 404. madde hükmü nedeniyle yaşanan sorunlar (ayni sermayenin devrine ilişkin yasağın yeni TTK ile kaldırılmış olması sebebiyle) ortadan kalkacaktır.

Devrolunan şirketin ortaklarının, mevcut ortaklık paylarını ve haklarını karşılayacak değerde, devralan şirketin payları ve hakları üzerinde istemde bulunma hakları vardır. Bu istem hakkı, birleşmeye katılan şirketlerin malvarlıklarının değeri, oy haklarının dağılımı ve önem taşıyan diğer hususlar dikkate alınarak hesaplanır. Birleşme, devrolunan şirketin

malvarlığı karşılığında, bir değişim oranına göre devralan şirketin paylarının, devrolunan şirketin ortaklarınca kendiliğinden iktisap edilmesiyle gerçekleşir. Birleşmeye katılan şirketler, birleşme sözleşmesinde, ortaklara, devralan şirkette, pay ve ortaklık haklarının iktisabı ile iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir ayrılma akçesi arasında seçim yapma hakkı tanıyabilirler. Birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde, sadece ayrılma akçesinin verilmesini öngörebilirler.

Birleşme sırasında, ortakların durumunun korunmasına (denkleştirme akçesi) ve şirket borçlarının güvence altına alınmasına yönelik hükümler getirilmiştir. Yeni TTK uyarınca, birleşmeye katılan şirketlerin alacaklıları birleşmenin hukuken geçerlilik kazanmasından itibaren üç ay içinde istemde bulunurlarsa, devralan şirket bunların alacaklarını teminat altına alır. Birleşmeye katılan şirketler; alacaklılarına, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde, tirajı ellibinin üstünde olan yurt düzeyinde dağıtımı yapılan üç gazetede yedişer gün aralıklarla üç defa yapacakları ilanla ve ayrıca internet sitelerine konulacak ilanla haklarını bildirirler. İşlem denetçisi, birleşmeye katılan şirketlerin serbest malvarlıklarının, ödenmesine yetmeyeceği bilinen bir alacakları bulunmadığını veya böyle bir alacak istemi beklenmediğini doğruladığı takdirde ilan yükümlülüğü ortadan kalkar. Devralan şirket alacağın birleşme dolayısıyla tehlikeye düşmediğini bir işlem denetçisi raporuyla ispat ederse, teminat verme yükümlülüğü ortadan kalkar. Diğer alacaklıların zarara uğramayacaklarının anlaşılması

(22)

Ayrıca, Yeni TTK uyarınca küçük ölçekli şirketlerde,

% 100 grup şirketlerinde ve devralan devrolana

%90 sahipse kolaylaştırılmış birleşme söz konusu olabilecektir. % 100 grup şirketlerinde şirketler birleşme sözleşmesinde Yeni TTK tarafından gösterilmiş bulunan kayıtlara yer vereceklerdir ve birleşme raporunu düzenleme, birleşme sözleşmesini denetleme ve inceleme hakkını sağlamakla ve birleşme sözleşmesini genel kurul onayına sunmakla yükümlü değillerdir. Devralan şirket devrolunan şirketin %90’ına sahip ise birleşme sözleşmesinde Yeni TTK tarafından gösterilmiş bulunan kayıtlara yer vereceklerdir ve birleşme raporunu düzenlemeye ve birleşme sözleşmesini genel kurul onayına sunmakla yükümlü değillerdir.

Bölünme

Kurumlar Vergisi Kanunu dışında Yeni TTK’da bölünmeyle ilgili usul ve esaslara yönelik düzenlemeler ilk kez yer almaktadır.

Bölünme, Yeni TTK’nın gerekçesinde de ifade edildiği gibi “sermaye şirketlerinin malvarlıklarını tamamen veya kısmen kendilerinden ayırarak tasfi yesiz olarak ve kısmî küllî halefi yet yoluyla başka sermaye şirketlerine devretmeleri ve bunun karşılığında bölünen şirketin ortaklarının devralan şirketlerde ortak konumunu ipso iure elde etmeleridir.”

Sadece sermaye şirketleri ve kooperatifl er bölünebilecektir. Bölünme sonrasında da sadece sermaye şirketleri ve kooperatifl er ortaya çıkabilecektir.

Tam ve kısmi bölünme: Tam bölünmede “şirketin tüm malvarlığı bölümlere ayrılır ve diğer şirketlere devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap ederler. Tam bölünüp devrolunan şirket sona erer ve unvanı ticaret sicilinden silinir.” Kısmî bölünmede ise “bir şirketin malvarlığının bir veya birden fazla bölümü diğer şirketlere devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap ederler veya bölünen şirket, devredilen malvarlığı bölümlerinin karşılığında devralan şirketlerdeki payları ve hakları elde ederek yavru şirketini oluşturur.”

Mevcut şirkete veya yeni kurulacak şirkete bölünme: Mevcut şirkete bölünme (bölünen şirketinin malvarlığı kısmen veya tamamen mevcut iki şirkete devredilir) veya yeni kuruluş yoluyla bölünme (bölünen şirket yeni iki şirket kurar, malvarlığını tamamen veya kısmen onlara devreder). Yeni TTK’da kurucuların asgari sayısına ve ayni sermaye konulmasına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı öngörülmüştür.

(23)

Simetrik bölünme (oranların korunduğu bölünme) ve asimetrik bölünme (oranların korunmadığı bölünme): Simetrik bölünmede devreden şirket ortaklarına bölünmeye katılan tüm şirketlerde, mevcut payları oranında şirket payları tahsis edilir.

Pay sahiplerinin bölünen şirkette sahip oldukları pay oranları korunur. Asimetrik bölünmede ise birden fazla şirkete bölünme oluyorsa bölünen şirketin pay sahipleri mevcut paylarına göre devralan şirketlerin birinden az diğerinden daha çok pay alabilirler. Pay sahibi, devralan veya yeni kurulan şirkette daha çok pay alıp devreden şirketten çıkabilir. Pay sahipleri devralan veya yeni kurulan şirketlerin tümüne veya bazılarına katılmayabilir.

Yeni TTK ile bölünmenin aşamaları ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir:

(1) Bölünmeye esas bilanço, bölünme sözleşmesi veya bölünme planının hazırlanması

(2) Bölünme raporunun hazırlanması (3) Bölünme raporunun işlem denetiminden geçirilmesi

(4) İlgililerin incelemesine sunma

(5) Alacaklılara çağrı yapılması ve alacaklıların güvence altına alınması

(6) Genel Kurul tarafından karar alınması/onanması (7) Ticaret siciline tescil ve ilan.

Ortakların ve şirket alacaklılarının korunması, güvence altına alınmıştır. Bölünmeye katılan şirketlerin alacaklıları, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde, tirajı ellibinin üstünde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan en az üç gazetede yedişer gün aralıklarla üç defa yapılacak ilanla ve sermaye şirketlerinde ayrıca internet sitesine

birlikte, işlem denetçisi raporunda herhangi bir tehlike olmadığını belirtirse söz konusu teminat zorunluluğu ortadan kalkacaktır.

Ayrıca, Yeni TTK uyarınca bölünme sözleşmesi veya bölünme planıyla kendisine borç tahsis edilen şirket, bu suretle birinci derecede sorumlu bulunan şirket, alacaklıların alacaklarını ifa etmezse, bölünmeye katılan diğer şirketler, ikinci derecede sorumlu şirketler, müteselsilen sorumlu olurlar.

İkinci derecede sorumlu olanlara, ancak belirli koşullarda başvurulabilir.

Tür değişikliği

Yeni TTK, tür değişikliklerini kapsamlı olarak düzenlemektedir. Yeni TTK’ da yer alan yeni kurallar uyarınca tür değiştirmenin aşamaları ortaya konulmuş, tür değiştirmenin hangi şirketler arasında ve ne şekilde gerçekleştirileceği ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Buna göre bir sermaye şirketi başka türde bir sermaye şirketine veya bir kooperatife; bir kollektif şirket; bir sermaye şirketine, bir kooperatife veya bir komandit şirkete;

bir komandit şirket; bir sermaye şirketine, bir kooperatife veya bir kollektif şirkete; bir kooperatif bir sermaye şirketine dönüşebilir.

Tür değiştirmede ortakların şirket payları ve hakları korunur. Oydan yoksun paylar için sahiplerine eşit değerde paylar veya oy hakkını haiz paylar verilir. İmtiyazlı payların karşılığında aynı değerde paylar verilir veya uygun bir tazminat ödenir. İntifa senetleri karşılığında aynı değerde haklar verilir veya tür değiştirme planının düzenlendiği tarihte gerçek değer ödenir.

(24)

Tür değiştirmede, yeni türün kuruluşuna ilişkin hükümler uygulanır; ancak, sermaye şirketlerinde ortakların asgari sayısına ve ayni sermaye

konulmasına ilişkin hükümler uygulanmaz. Bilanço günüyle tür değiştirme raporunun düzenlendiği tarih arasında altı aydan fazla zaman geçmişse veya son bilançonun çıkarıldığı tarihten itibaren şirketin malvarlığında önemli değişiklikler meydana gelmişse ara bilanço çıkarılır.

Yönetim organı bir tür değiştirme planı düzenler.

Plan yazılı şekle ve genel kurulun onayına tabidir.

Tür değiştirme planı; şirketin tür değiştirmeden önceki ve sonraki ticaret unvanını, merkezini ve yeni türe ilişkin ibareyi, yeni türün şirket sözleşmesini, ortakların tür değiştirmeden sonra sahip olacakları payların sayısını, cinsini ve tutarını veya tür değiştirmeden sonra ortakların paylarına ilişkin açıklamaları içerir.

Bununla birlikte, Yönetim organı tür değiştirme hakkında yazılı bir rapor hazırlar. Söz konusu raporda; tür değiştirmenin amacı ve sonuçları, yeni türe ilişkin kuruluş hükümlerinin yerine getirilmiş bulunduğu, yeni şirket sözleşmesi, tür değiştirmeden sonra ortakların sahip olacakları paylara dair değişim oranı, varsa ortaklar ile ilgili olarak tür değiştirmeden kaynaklanan ek ödeme ile diğer kişisel edim yükümlülükleri ve kişisel sorumluluklar, ortaklar için yeni tür dolayısıyla doğan yükümlülükler hukuki ve ekonomik yönden açıklanır ve gerekçeleri gösterilir. Tüm ortakların onaylaması hâlinde küçük ölçekli şirketler tür değiştirme raporunun düzenlenmesinden vazgeçebilirler.

Şirket, tür değiştirme planını, tür değiştirme raporunu, tür değiştirmede esas alınan bilançoyu

Şirket, tür değiştirme planını, tür değiştirme raporunu, denetleme raporunu, son üç yılın fi nansal tablolarını, varsa ara bilançoyu, genel kurulda karar alınmasından otuz gün önce merkezinde ve halka açık anonim şirketlerde Sermaye Piyasası Kurulunun istediği yerlerde ortakların incelemesine sunar.

Yönetim organı tür değiştirme planını genel kurula sunar, tür değiştirmeyi ve yeni şirketin sözleşmesini tescil ettirir. Tür değiştirme tescil ile hukuki geçerlilik kazanır. Tür değiştirme kararı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.

Yukarıda da açıklandığı üzere şirketlerin ve şirketler topluluğunun yeniden yapılandırılması modelleri Yeni TTK ile kapsamlı bir biçimde düzenlenmiştir.

Ne var ki, Yeni TTK dikkate alınarak yapılacak yeniden yapılandırmanın vergi süzgecinden de geçirilmesi gerektiğinin unutulmaması gerekir. Yeni TTK kapsamında şirketlerde yapılan düzenlemelerin kontrol edilmesi ve vergisel düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesi yapılanmanın daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır. Yeni TTK ile birlikte vergi düzenlemelerin kaydedileceği hesapların yapılandırılması ve vergi hesaplaması için optimum düzenlemenin yapılması söz konusu olacaktır. Şirketlerin özel durumları söz konusu ise (teşvik mevzuatından yararlanan şirketler, ar-ge faaliyetinde olanlar, bazı vergi indirim ve istisnalara tabi olanlar gibi), söz konusu özel durumların da göz önünde bulundurulması yapılanmanın en doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi için önem arz etmektedir. Çok uluslu şirketlerin Türkiye’de kurdukları iştiraklerinin yeniden yapılanmalarının aynı şekilde vergisel bakımdan da değerlendirilmesi uygun olacaktır. Yine, şirketler topluluğu

yapılandırmasında, vergisel düzenlemeleri de

(25)

Yeni Türk Ticaret Kanunu hakkındaki gelişmeleri takip edebilmek için artık bilgisayarınızın başında olmanıza gerek yok. Deloitte’un geliştirdiği

“Deloitte Türkiye TTK Uygulaması” ile Yeni Türk Ticaret Kanunu ile ilgili tüm gelişmeleri akıllı telefonlarınızdan ve tabletlerinizden de takip edebilirsiniz.

"Deloitte Türkiye TTK Uygulaması” ile 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek Yeni Türk Ticaret Kanunu ile ilgili mevzuattaki son gelişmelere, güncel haberlere, her ay yayınladığımız TTK Bültenleri’ne, uyum haritasına, TTK yayınlarımıza ulaşabilirsiniz. TTK Uygulaması ile ayrıca, fi rmanızın TTK’ya ne derece hazır olduğunu, geliştirilmesi gereken alanların belirlenmesine yardımcı olmak amacıyla hazırladığımız TTK Metre isimli anketimize de ulaşabilirsiniz.

Deloitte TTK uygulamasını nasıl kullanabilirim?

Deloitte’un bu yeni uygulamasına aşağıdaki linklerden :

http://itunes.apple.com/tr/app/deloitte-ttk/

id518611097?mt=8

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.

tikle.deloitte

ve akıllı telefonlarınızın/ tabletlerinizin uygulama menülerinden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Daha fazla bilgiye ulaşmak için :

http://www.deloitte.com/view/tr_TR/tr/

hizmetlerimiz/yeniturkticaretkanunuhizmetleri/

ttkuygulamasi/index.htm

Deloitte Türkiye TTK Uygulaması

(26)

Sıkça sorulan sorular

Yeni TTK şirketlere nasıl bir sinerji katacak?

Anonim şirketlere getirilecek olan teşkilat yönergesi ile birlikte şirketlerde yetki matrisleri ortaya çıkacak ve bunun ile beraber şirket yönetiminde kimin kime karşı sorumlu olduğu daha da belirgin hale gelecek. Bu da şirket içindeki hiyerşanin belirginleşmesini sağlayacak ve şirketler daha etkin bir yönetime geçmiş olacak. Şirketlere getirilen kurumsal yönetim ilkelerinin belirlenmesi dolayısıyla şirketler daha kurumsal bir hale gelecek.

Ayrıca Yeni kanun ile beraber şirketlere getirilecek olan fi nansal tablolaların internet sitesinde açıklanması zorunluluğu ile şirketler fi nansal tablolalarını düzenli olarak kamuoyu ile paylaşacak ve bu da şirketlerin rakiplerinin şirketlerin stratejileri hakkında bilgi sahibi olmasini sağlayabilir bu da aynı sektördeki diğer şirketlerin strateji belirlemelerinde göz önüne alınacak hususların başında gelecektir. Ayrıca tüm şirketlerin UFRS'ye uyumlu mali tablo hazirlama zorunluluğu ile tüm şirketler daha şeffaf hale gelecek bu da şirketlere yapılacak yatırımlar konusunda yatırımcılılara daha fazla bilgiler sunulacak ve şirketlere yatırıcımıların ulaşması kolaylaşacaktır.

Caner Özsaran / Kıdemli denetim müdürü

(27)

Ali Çiçekli Ortak,

TTK Hizmetleri Lideri acicekli@deloitte. com

Timuçin Cengiz Direktör, TTK ve Aile Şirketleri Hizmetleri Koordinatörü

tcengiz@deloitte. com Yeni TTK hizmetleri ekibi

Gökhan Alpman Ortak

galpman@deloitte. com

Vergi Hizmetleri Ahmet Cangöz Ortak

acangoz@deloitte. com Kurumsal Risk Hizmetleri

Evren Sezer Ortak

esezer@deloitte. com Danışmanlık Hizmetleri

Denetim Hizmetleri

Cem Sezgin Ortak

csezgin@deloitte. com

(28)

Deloitte Türkiye

Sun Plaza

Maslak Mah. Bilim Sok. No:5 34398 Şişli, İstanbul Tel: 90 (212) 366 60 00 Fax: 90 (212) 366 60 30

Armada İş Merkezi A Blok Kat:7 No:8 06520, Söğütözü, Ankara Tel: 90 (312) 295 47 00 Fax: 90 (312) 295 47 47

Punta Plaza 1456 Sok. No:10/1 Kat: 12 Daire: 14 – 15 Alsancak, İzmir Tel: 90 (232) 464 70 64 Fax: 90 (232) 464 71 94

Zeno Center İş Merkezi Odunluk Mah. Kale Cad.

No: 10 b Nilüfer, Bursa Tel: 90 (224) 324 25 00 www. deloitte. com. tr

Referanslar

Benzer Belgeler

TFRS çek/senet reeskontları için geçerli olacak Reeskont Faiz Gideri ve Reeskont Faiz Geliri muhasebe hesap kodları, Muhasebe Bağlantı KodlarıTFRS Düzeltmeleri

TFRS çek/senet reeskontları için geçerli olacak Reeskont Faiz Gideri ve Reeskont Faiz Geliri muhasebe hesap kodları, Muhasebe Bağlantı KodlarıÆTFRS Düzeltmeleri Muhasebe

Kanunda müdürlerin ve yönetimle görevli kişilerin görevlerini tüm özeni göstermek suretiyle ve şirket menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde koruyarak yapmaları

Kanunda müdürlerin ve yönetimle görevli kişilerin görevlerini tüm özeni göstermek suretiyle ve şirket menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde koruyarak yapmaları

 6552, 6736 ve 7020 sayılı yasalara göre, bir takvim yılında iki veya daha az taksitin ödenmemesi halinde, ödenmeyen bu taksitler son taksiti izleyen aydan

şirketin diğer şirket üzerinde, bir veya birkaç bağlı şirket aracılığıyla hâkim olmasını ifade eder. 2) Yeni TTK madde 198’de edinilen veya elden

TMS’ye uyumlu kanuni mali tabloların hazırlanmasındaki yol haritası. Burak

Yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte 01.01.2013 tarihinden itibaren sermaye şirketlerinin muhasebe kayıtlarını ve finansal tablolarını, Türkiye Muhasebe