• Sonuç bulunamadı

Gelişmekte olan ülkeler sahip oldukları makro ekonomik istikrarsızlıklar nedeniyle krizlere karşı daha kırılgandır. Küreselleşme sonrası krizler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Gelişmekte olan ülkeler sahip oldukları makro ekonomik istikrarsızlıklar nedeniyle krizlere karşı daha kırılgandır. Küreselleşme sonrası krizler"

Copied!
33
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Gelişmekte olan ülkeler sahip oldukları makro ekonomik istikrarsızlıklar nedeniyle krizlere karşı daha kırılgandır.

Küreselleşme sonrası krizler giderek sıklaşmıştır.

Bir ülkede yaşanan kriz diğer ülkeleri de etkilemektedir.

(3)

Borca dayalı kalkınma politikaları, 1982 yılından sonra Meksika başta

olmak üzere Latin Amerika ülkelerinin dış borç krizine girmesine neden oldu.

(4)

1990 yılında John Williamson’ın borç krizi ve ekonomik sorunlar yaşayan Latin Amerika ülkeleri için oluşturduğu reçete, gelişen

piyasa ekonomileri için önemli bir dönüm noktasıdır.

Washington Konsensüsü diye adlandırılan bu reçete on maddeden oluşmaktadır.

(5)

Mali disiplin

Sağlık, eğitim ve altyapı gibi kamu harcamalarının yüksek ekonomik getiri sağlayan ve gelir dağılımını düzeltecek şekilde yeniden ayarlanması

Vergi reformu (düşük oranlı ve geniş tabanlı vergi)

Faiz oranlarının liberalizasyonu

Rekabetçi kur politikası

Dış ticarette liberalizasyon

Doğrudan yabancı yatırımların serbestleştirilmesi

Özelleştirme

Deregülasyon (piyasaya giriş-çıkıştaki engellerin kaldırılması)

Mülkiyet haklarının güvenceye alınması

(6)

Ancak bu politika beklenen başarıyı gösterememiştir.

Önceleri hızlı büyüyen Latin Amerika ülkeleri yeniden durgunluğa girmiş, serbest piyasa sistemine geçen Doğu Bloku ülkelerinde ekonomik sorunlar derinleşmiştir.

1997 yılında Asya ülkelerinin, daha sonra

Rusya, Türkiye ve Arjantin’in yaşadığı krizler sistemle ilgili sorunları açığa çıkarmıştır.

(7)

Doğu Asya ülkeleri Washington

Konsensüsü’nü farklı ama başarılı bir şekilde uygulamışlardır.

Söz konusu 10 madde içinde yalnızca makro ekonomik istikrara ve ticaretin

serbestleşmesine önem vermişler, ticarette ithalatı serbestleştirmekten çok ihracata

ağırlık veren bir sanayileşme politikasını benimsemişlerdir.

(8)

Doğu Asya ülkeleri verimliliğe, teknolojiye, eğitim, sağlık ve yoksulluğun ortadan

kaldırılması gibi sosyal politikalara öncelik vermişlerdir.

(9)

Washington Konsensüsü’nün Şartları

Güney Kore Tayvan

1.Mali disiplin Genellikle evet Evet

2.Sağlık, eğitim ve altyapı gibi kamu harcamalarının yeniden yönlendirilmesi

Evet Evet

3.Vergi reformu Genellikle evet Evet

4.Birleşik ve rekabetçi döviz kurları

Evet (sınırlı bir süre dışında) Evet 5.Mülkiyet haklarının

korunması

Evet Evet

6.Deregülasyon Sınırlı Sınırlı

7.Ticari liberalizasyon 1980’lere kadar sınırlı 1980’lere kadar sınırlı 8.Özelleştirme Hayır 1950 ve 60’larda

hükümet birçok kamu girişimleri gerçekleştirdi.

Hayır 1950 ve 60’larda hükümet birçok kamu girişimleri gerçekleştirdi.

9.Doğrudan yabancı yatırımlarda serbestleşme

Doğrudan yatırım kesinlikle yasak

Doğrudan yatırım devlet kontrolünde

10.Finansal serbestleşme 1980’lere kadar sınırlı 1980’lere kadar sınırlı

(10)

Güney Kore ve Tayvan’da ilkelerin bir kısmı benimsenirken geri kalanı ülkelerin

amaçlarına uygun hale getirilmiştir.

Örneğin, serbest piyasa kuralları belli

ölçülerde uygulanırken doğrudan yabancı sermaye hareketlerine her iki ülke de yakın durmamıştır.

Bilgi teknolojisi alanında yatırım yapmış ve makro ekonomik istikrarı sağlamışlardır.

(11)

Yasal/siyasi reform

Düzenleyici kurumlar

Yolsuzluğun önlenmesi

İşgücü piyasalarındaki esneklik

Dünya Ticaret Örgütü anlaşmaları

Finansal kurallar ve standartlar

Tedbirli sermaye açılımı

Sosyal güvenlik ağı

Yoksulluğun azaltılması

(12)

Ülkeler neden katılıyor?

Kalkınmanın finansmanı

Teknik uzmanlığa erişmek

Ekonomik istikrarı artırmak

Diğer bölgesel ve uluslararası ekonomik örgütlere üyeliği kolaylaştırmak

(13)

1945’de 30 Kurucu üye 2005’de 184 üye

(14)

Ödemeler bilançosu

dengesizliklerinden kaynaklanan döviz açığının giderilmesi

Döviz kurlarının istikrarının sağlanması

Üye ülkelere ihtiyaç duydukları dövizin sağlanması

Kambiyo denetiminin ve ithal kısıtlamalarının kaldırılması

(15)

Bir geçiş kapısı olarak IMF

Bir ülke IMF’ye üye olmadan Dünya Bankasına üye olamaz.

Diğer kuruluşların aksine IMF’de üyeler eşit oy hakkına sahip

değildir.

(16)

United States 17.1%

Japan 6.2%

Germany 6.0%

France England5.0%

5.0%

175 Countries 48.6%

Saudi Arabia 3.2%

China 3.0%

Italy Russia 3.3%

2.8%

(17)
(18)

1980’lerin ortalarına kadar büyüme ile ilgili sorunlar IMF’nin gündeminde yer almazdı.

İlk kez 1985’de Baker Planı ile IMF ve Dünya Bankası “sürdürülebilir büyüme için bir program” tanımı yapmıştır.

Ancak Barro ve Lee (2002)

çalışmalarında IMF programları

uygulayan ülkelerde ilk beş yılı izleyen beş yılda büyümenin negatif yönde

etkilendiğini bulmuşlardır.

(19)
(20)

Klasik Yaklaşım: İstikrar politikalarına önem vermez.

Üçret ve fiyat esnekliklerinden dolayı tam istihdam sağlanır. Devlet müdahalesine karşı çıkılmıştır.

KeynesyenYaklaşım: İstikrarsızlık durumunda

kamunun daraltıcı yada genişletici para ve maliye politikalarıyla müdahalesi önerilir.

Monetarist Yaklaşım: İstikrarsızlığın giderilmesinde özellikle para politikası uygulamalarına öncelik

verilmelidir.

Arz Yanlı Ekonomi Yaklaşımı: Uzun dönemli istikrarın sağlanması için arz yanlı politikalara önem

verilmelidir.

(21)

İstikrar paketleri, acil müdahaleyi gerektiren mevcut sorunları (yüksek enflasyon,

rezervlerin erimesi, sermaye kaçışı, cari açık) çözmeye yöneliktir.

Yapısal Uyum Programları, gelecekteki ekonomik büyümeyi engelleyici faktörleri (yapay düşük döviz kuru, yüksek gümrük vergileri, ithalat kısıtlamaları, yüksek vergi) ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.

(22)
(23)

Enflasyonun artış hızının düşürülmesi için para arzı artış hızını düşürmek,

Ödemeler bilançosu açığını kapatmak için devalüasyon yapmak,

Dış ticaret, sermaye ve fiyatlarda ekonomik liberalizasyon politikası uygulamak

Bütçe açığı ve borç stokunun azalması için kamu harcamalarının azaltılması, gelirlerin artırılması ve faiz dışı fazla yaratılması

(24)

Seçim kaygısı taşıyan politikacıların sıkı bütçe politikasını ve iç talebi düşürmek için geliri

düşürme politikasını uzun süre uygulaması zordur.

Bu nedenle demokratik olmayan ortamlarda daha kolay uygulanabilmektedir.

(25)

Sıkı para ve maliye politikaları iflasa, resesyona ve işsizliğe neden olabilir.

Talebin ve gelirin azalması satın alma gücünü, durgunluğu ve sosyal sorunları artırır.

Devalüasyon sonrası ithal ürünlerin fiyat artışı maliyetleri ve fiyatları yükseltir.

Devalüasyon ve faiz yüksekliği borç servisini ve borç alma gereksinimini yükseltir.

(26)

Ücret ve fiyat kontrollerini içeren gelirler politikasının izlenmesi,

Ücret ve fiyatların dondurulması, sabit döviz kuru uygulanması, para reformu ile yeni para birimine geçilmesi,

Sıkı maliye politikası uygulanması.

(27)

Etkin bir fiyat dondurma politikasının

uygulanabilmesi için toplumsal uzlaşma şarttır.

Politikaları uygulayacak kadrolara toplumun güveni tam olmalıdır.

Bu nedenle konunun kapsamlı biçimde

tartışılabildiği demokratik bir ortamın var olması gerekir.

Yüksek enflasyon ve hiper enflasyonun bulunduğu ülkelerde başarılıdır. Kronik

enflasyonda başarılı sonuç verememektedir.

(28)

Fiyat ve ücretlerin dondurulması, kısa dönemde

enflasyon beklentilerini kırması sonucunda fiyat-ücret spiralini durdururken istikrar programının kamuoyu üzerindeki inandırıcılığını da artırmaktadır.

Enflasyonun gelirler politikası aracılığı ile durdurulması nispeten daha kolaydır. Fakat enflasyonu düşük

seviyelerde tutmak için mali desteğe ihtiyaç vardır.

Fiyatların dondurulması ekonomide kıtlık ve karaborsa gibi maliyetlere yol açabilecektir.

Fiyat kontrollerinin diğer bir maliyeti de, orta ve uzun vadede nispi fiyatların bozulmasına yol açmasıdır.

(29)

1. Fiyat ve ücretlerin dondurulması

2. Sabit döviz kuru uygulaması

3. Mali disiplin ve parasal reform uygulamalarının bütünüdür.

1985’ten sonra Arjantin, Brezilya, Meksika, İsrail gibi ülkelerde uygulanmıştır.

Bir defalık uygulanma şansı vardır.

(30)

Siyasi partilerin oy kaygısı, uzun vadeli program uygulamaktan çekinmesi,

Sorunun teşhisinde ortaya çıkan gecikmeler,

Sorunun çözümü için uygulanacak politikaların gecikmesi,

Kişi ve kurumların olumsuz beklentilerinin kırılamaması.

(31)
(32)

Toplumun tüm kesimlerinin uzlaşması,

Bir makro göstergeyi iyileştiren politikanın diğer göstergeyi olumsuz etkilemesi,

Para ve maliye politikalarının birbirini destekler biçimde uygulanması.

(33)

7 Eylül 1946 Kararları

4 Ağustos 1958 İstikrar Kararları

10 Ağustos 1970 İstikrar Kararları

24 Ocak 1980 Kararları

4 Şubat 1988 İstikrar Kararları

5 Nisan 1994 İstikrar Kararları

26 Haziran 1998 IMF ile Yakın İzleme Programı

3 Mayıs 2001 Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı

Referanslar

Benzer Belgeler

“Konya Etnografya Müzesi‟nde Bulunan Küçük Muhsine Halılarının Ġncelenmesi” adlı tez çalıĢması kapsamında 27 adet Küçük Muhsine Halısının, teknik,

Her bir halka arz yöntemi için şirketlerin net aktif değeri değişkeni açısından pay piyasasında halka arz öncesi ve sonrası durumları arasında

İlk aşamada uluslararası ekonomik birimler tarafından kabul görmüş ve kullanılan CAMELS analiz yöntemiyle, Türk Bankacılık Sektörünün 2002/2013 yılları

Gelişmiş ülkelerde inovasyonun daha çok Ar-Ge ve beşerî sermaye yatırımlarına bağlı olarak ortaya çıktığı, gelişmekte olan ülkelerde ise inovasyonun

— İsveçten dönünce, diye anlattı; Maarif Nazırı Emrullah Efendiye gittim.. — Şimdi ne

Bu klinik araştırmada 1 Ocak-31 Aralık 2013 tarihleri arasında Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığına, Türkiye genelindeki hastanelerden oküler

Th he es se e c ca an n b be e:: Musculoskeletal clinics/programs, myofascial pain, fibromyalgia, chronic pain, arthritic conditions, hand rehabilitation clinic,

Bu makineler örme boşluklu (spacer) kumaş üretimi için uygun makinelerdir. Diğer düz örme makinesi de şuanda kullanılmamakta olan düz ters örgü makinesidir. V