• Sonuç bulunamadı

DİLEKÇELER IV: ADLÎ DİLEKÇELER III HUKUK DİLİ VE ADLİ YAZIŞMALAR. Yrd. Doç. Dr. Emel HANAĞASI ÜNİTE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DİLEKÇELER IV: ADLÎ DİLEKÇELER III HUKUK DİLİ VE ADLİ YAZIŞMALAR. Yrd. Doç. Dr. Emel HANAĞASI ÜNİTE"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÜNİTE

7

DİLEKÇELER III

HUKUK DİLİ VE ADLİ YAZIŞMALAR

Yrd. Doç. Dr. Emel HANAĞASI

(2)

Dar ve teknik anlamda Anayasa yargısından ise, kanunların ve diğer

bazı yasama işlemlerinin, Anayasaya

uygunluğunun yargısal merciler tarafından

denetimi anlaşılır

Anayasa Mahkemesinin temel görevi, anayasaya uygunluk denetimi yapmaktır.

VI. ANAYASA YARGISINA İLİŞKİN DİLEKÇELER

Geniş anlamda anayasa yargısı, doğrudan doğruya anayasaya uyulmasını sağlamak amacını güden her türlü yargı işlemini veya anayasa hukuku sorunlarının yargısal usuller içerisinde bir karara bağlanması sürecini ifade eder (Arslan/Tanrıver, s. 49 vd.). Dar ve teknik anlamda Anayasa yargısından ise, kanunların ve diğer bazı yasama işlemlerinin, Anayasaya uygunluğunun yargısal merciler tarafından denetimi anlaşılır.

Türk hukukunda, dar ve teknik anlamda Anayasa yargısını gerçekleştirmek ve Anayasa ile verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere, bir yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesi kurulmuştur. Anayasa Mahkemesinin kuruluşu, görev ve yetkileri ve yargılama usulü konuları, 1982 Anayasası’nın 146-153. maddeleri ile 1982 Anayasası’nda 07.05.2010 tarihinde gerçekleştirilen değişikliklere paralel olarak hazırlanmış bulunan 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü ile düzenlenmiştir.

Anayasa Mahkemesinin temel görevi, Anayasa’ya uygunluk denetimi yapmaktır. Kısaca “norm denetimi” olarak anılan bu görev çerçevesinde Anayasa Mahkemesi, kanunların, TBMM İçtüzüğü’nün ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin veya bunların belirli madde ve hükümlerinin Anayasa’ya şekil ve esas açısından uygunluğunu denetler (Anayasa m. 148, I; 6216 s. K. m. 35 vd.). Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler.

Anayasa Mahkemesi norm denetimi görevini, “soyut norm denetimi” ya da

“somut norm denetimi” olmak üzere iki değişik yoldan yerine getirir. Birincisine

“iptal davası yolu”, ikincisine “itiraz (def’i) yolu” da denir.

Soyut norm denetimi (iptal davası yolu), Anayasa’da belirtilen bazı organların bir kanun aleyhine doğrudan doğruya Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açmaları ile gerçekleşen denetimdir. Bu durumda kanunun uygulandığı somut bir olay veya dava yoktur. Anayasa’ya aykırılık iddiası ve denetimi herhangi bir dava ile ilgili olmaksızın, soyut olarak gerçekleştirildiği için iptal davası yoluna

“soyut norm denetimi” de denilmektedir. Anayasa’da kimlerin, hangi süreler içinde ve hangi gerekçelerle Anayasa Mahkemesi’nde doğrudan doğruya bir iptal davası açabileceği ayrıntılı olarak belirtilmiştir (Anayasa m. 148, I; 150).

Somut norm denetimi (itiraz/defi yolu) ise, bir mahkemede görülmekte olan bir davanın karara bağlanmasının, o davada kullanılacak hukuk normunun Anayasa’ya uygun olup olmamasına bağlı olması hâlinde yapılan denetimdir.

Somut norm denetimine, ancak kanunlar veya kanun hükmünde kararnameler konu olabilir. Anayasa’nın 152. maddesine göre, bir davaya bakmakta olan

(3)

Kural olarak iptal davası açma hakkı, Cumhurbaşkanı’na, TBMM üye tamsayısının

en az beşte biri tutarındaki milletvekiline (110 milletvekili) ve İktidar ile Anamuhalefet Partisi

Meclis Gruplarına tanınmıştır

(herhangi bir) mahkeme, önüne gelen uyuşmazlığı çözmek için uygulamak durumunda olduğu bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, anılan hükümlerin iptal edilmesi istemiyle dosyayı Anayasa Mahkemesine gönderir.

Anayasa Mahkemesinin temel görev ve yetkisi olan norm denetiminin yanında ek görev ve yetkileri de vardır:

Anayasa Mahkemesi, bir yandan siyasi partilerin mali denetimlerini yaparken (Anayasa, m. 69, III), diğer yandan da Anayasa’nın koyduğu kurallara aykırı hareket eden siyasi partilerin kapatılmaları veya devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları talebiyle açılan davaları karara bağlar (Anayasa, m. 69, IV).

Anayasa Mahkemesi, aynı zamanda, (Anayasa’nın 84. maddesinin birinci, üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre) yasama dokunulmazlığı kaldırılan veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilen milletvekillerinin durumuyla ilgili itirazları da karara bağlar (Anayasa m. 85).

Anayasa Mahkemesinin bir diğer görevi de Anayasa’da gösterilen kişileri görevleriyle ilgili suçlardan dolayı “Yüce Divan” sıfatıyla yargılamaktır (Anayasa, m.

148, VI, c.1).

Son olarak, Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruları karara bağlar (Anayasa, m. 148, I, III-V; 6216 s. K. m.45). Bu kurum, Avrupa hukukunda genellikle

“Anayasa şikâyeti” olarak anılmaktadır. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 45-51. maddelerinde bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar hükme bağlanmıştır. Bu hükümler 23.09.2012 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

1. Soyut Norm Denetimi (İptal Davası Yolu)

Kural olarak iptal davası açma hakkı, Cumhurbaşkanı’na, TBMM üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki milletvekiline (110 milletvekili) ve İktidar ile Anamuhalefet Partisi Meclis Gruplarına tanınmıştır (Anayasa, m. 150) (İktidarda birden fazla siyasi partinin bulunması hâlinde, iktidar partilerinin dava açma hakkını en fazla üyeye sahip olan parti kullanır). Ancak, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası sadece Cumhurbaşkanınca veya TBMM üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir (Anayasa, m. 148, II).

Anayasa değişiklikleri ile kanunların şekil yönünden Anayasa’ya aykırılıkları iddiası ile doğrudan doğruya iptal davası açma hakkı, bunların Resmî Gazete’de yayımlanmalarından başlayarak on gün; kanun hükmünde kararnamelerle Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün veya bunların belli madde ve hükümlerinin şekil

(4)

ve esas, kanunların ise sadece esas yönlerinden Anayasa’ya aykırılıkları iddiasıyla doğrudan doğruya iptal davası açma hakkı, bunların Resmî Gazete’de yayımlanmalarından başlayarak altmış gün sonra düşer.

İptal davalarında, dilekçede, Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin Anayasa’nın hangi maddelerine aykırı olduğunun ve gerekçelerinin belirtilmiş olması zorunludur (6216 s. K. m. 38, 6).

İptal davası başvuru dilekçesinde şu hususlar yer alır: a) İptali istenen kurallar ve bunların her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine aykırılık oluşturduğu, b) Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmesi, c) Yürürlüğü durdurma talebi varsa, yürürlüğün durdurulmaması durumunda doğacak olan telafisi imkânsız zararların açıklanması, ç) Dava dilekçesinin elektronik ortamda kayıt örneği, d) Dava dosyasında sunulan belgelerin tarih sırasına göre başlıklar hâlinde sıralandığı dizi pusulası.

İptal davası iktidar ve Anamuhalefet Partisi Meclis gruplarınca açılmakta ise grup genel kurulu kararının onaylı örnekleri ile dava dilekçesinde imzası olanların, grup başkanı veya vekili olduklarını belirleyen onaylı belge örneklerinin dava dilekçesi ile birlikte Genel Sekreterliğe verilmesi gerekir (6216 s. K. m. 38, 5;

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü m. 45, 3).

Dava, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri oranındaki üyeleri tarafından açılmakta ise dilekçede, kendilerine Mahkemece tebligat yapılmak üzere, iki üyenin adının gösterilmesi gerekir (6216 s. K. m. 38, 2).

Ayrıca bu durumda, dava dilekçesi ile birlikte davayı açanların sıra numarasıyla ad ve soyadlarının, seçildikleri bölgelerinin ve imzalarının yer alması ve bu dilekçenin imzaları içeren her bir sayfasının o sayfada ad ve soyadları ile imzaları bulunanların milletvekili ve imzalarının da kendilerine ait olduğunun ayrı ayrı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya belirleyeceği görevli tarafından imza ve mühür konulmak suretiyle onaylanmış olarak Genel Sekreterliğe verilmesi zorunludur (6216 s. K. m. 38, 4). Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’ne göre de iptal davası, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının en az beşte biri oranındaki milletvekilleri tarafından açılmakta ise dava dilekçesine şu belgeler eklenir: a) İptali istenen kurallar ve bunların her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine aykırılık oluşturduğu, b) Dava dilekçesindeki imzaların ilgililere ait olduğunu gösteren Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ya da belirleyeceği bir görevlinin imzalı ve mühürlü onay belgesi, c) Davayı açanların sıra numarasıyla adları ve soyadları ile seçildikleri bölgeler ve imzalarını içeren liste, ç) Dava ile ilgili tebligatların yapılacağı milletvekili ya da milletvekillerinin adlarını gösteren belge.

(5)

Bir davaya bakmakta olan mahkeme, bu davada uygulanacak bir

kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya

aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri

sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu

kanısına varırsa gerekçeli karar ile itiraz

başvurusu yapar.

İptal başvuruları, dava açma konusunda kendisine yetki verilen Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden en az birisi tarafından, dava dilekçesinin bizzat Genel Sekreterliğe sunulmasıyla yapılır. Cumhurbaşkanı’nca açılacak iptal davalarında ise başvuru dilekçesi, Cumhurbaşkanı’nca bu konuda yetkilendirilen kişi tarafından teslim edilir. Başvuru dilekçesini teslim eden kişiye başvurunun yapıldığına dair bir belge verilir (6216 s. K. m. 38, 3; Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü m. 44, 1).

İptal başvurularına ilişkin dava dilekçelerinin Genel Sekreterlikçe Yazı İşleri Müdürlüğüne havale edildiği tarihte dava açılmış sayılır (6216 s. K. m. 38, 3;

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü m. 44, 1).

2. Somut Norm Denetimi (İtiraz/Defi Yolu)

Bir davaya bakmakta olan mahkeme, bu davada uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa gerekçeli karar ile itiraz başvurusu yapar (6216 s. K. m. 40; Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü, m. 46).

Gerekçeli kararda; a) Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmesi, b) Yürürlüğü durdurma talebi varsa, yürürlüğün durdurulmaması durumunda doğacak olan telafisi imkânsız zararların açıklanması gerekir.

İtiraz başvurusunda gerekçeli başvuru kararının aslı şu belgelerle birlikte Anayasa Mahkemesi’ne sunulur: a) Başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneği, b) Dava dilekçesi, iddianame veya davayı açan belgeler ile dosyanın ilgili bölümlerinin onaylı örnekleri, c) Dava dosyasında sunulan belgelerin tarih sırasına göre başlıklar hâlinde sıralandığı dizi pusulası.

İtiraz başvuruları, ilgili mahkeme tarafından posta yoluyla ya da UYAP üzerinden yapılır (Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü, m. 44, 2).

İtiraz başvurularına ilişkin dava dilekçelerinin Genel Sekreterlikçe Yazı İşleri Müdürlüğü’ne havale edildiği tarihte dava açılmış sayılır (6216 s. K. m. 38, 3;

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü m. 44, 1).

Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz (6216 s. K. m. 41, 1).

3. Bireysel Başvuru

Herkes, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller

(6)

Bireysel başvuru, ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya

da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından

yapılabilir.

kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir. Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz.

Bireysel başvuru, ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir (6216 s. K. m.46, 1). Kamu tüzel kişileri bireysel başvuru yapamaz. Özel hukuk tüzel kişileri sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilir (6216 s. K. m.46, 2). Yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan haklarla ilgili olarak yabancılar bireysel başvuru yapamaz (6216 s. K. m. 46, 3).

Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren on beş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler. Mahkeme, öncelikle başvurucunun mazeretinin geçerli görülüp görülmediğini inceleyerek talebi kabul veya reddeder (6216 s. K. m. 47, 5).

Bireysel başvurular, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün ekinde örneği bulunan ve Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesinde yayımlanan başvuru formu kullanılarak resmî dilde yapılır (Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü, m. 59, 1).

Başvuru formunda şu hususlar yer alır (6216 s. K. m. 47, 3; Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü, m. 59, 2): a) Başvurucunun adı, soyadı, vatandaşlık numarası, doğum tarihi ve yeri, uyruğu, cinsiyeti, mesleği ve adresi, varsa telefon numaraları ve elektronik posta adresi, b) Başvurucu tüzel kişi ise unvanı, adresi ve tüzel kişiliği temsile yetkili kişinin kimlik bilgileri, varsa telefon numaraları ve elektronik posta adresi, c) Kanuni temsilcisi ya da avukatı varsa, kanuni temsilcisinin ya da avukatının adı, mesleği ve adresi, varsa telefon numarası ve elektronik posta adresi, ç) Kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti, d) Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar, e) Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının dayanakları, f) Başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar, g) Başvuru yollarının tüketildiği veya başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarih, ğ) Başvuru mazeret nedeniyle süresi içinde yapılamamışsa buna dair açıklamalar, h) Başvurucunun talepleri, ı) Başvurucunun Mahkeme önünde devam eden bir başka başvurusu varsa numarası, i) Varsa kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebi ve bunun gerekçeleri, j) Kısa mesaj (SMS) veya elektronik posta yoluyla bilgilendirme

(7)

Başvuru evrakında herhangi bir eksiklik

bulunması hâlinde, Mahkeme yazı işleri tarafından eksikliğin

giderilmesi için başvurucu veya varsa

vekiline on beş günü geçmemek üzere bir süre

verilir ve geçerli bir mazereti olmaksızın bu

sürede eksikliğin tamamlanmaması durumunda başvurunun

reddine karar verileceği bildirilir.

yapılmasını isteyip istemediği, k) Başvurucunun varsa avukatının ya da kanuni temsilcisinin imzaları.

Başvuru formuna şu belgeler ya da onaylı örnekleri eklenir (Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü, m. 59, 3) : a) Kanuni temsilci veya avukat vasıtasıyla takip edilen başvurularda başvurucuyu temsile yetkili olduğuna dair belge, b) Harcın ödendiğine dair belge, c) Nüfus cüzdanı örneği, başvurucu yabancı ise geçerli kimlik belgesi, ç) Tüzel kişilerde tüzel kişiliği temsile yetki belgesi, d) Nihai karar ya da işlem tebliğ edilmişse tebellüğ belgesi, e) Dayanılan belgelerin asılları ya da onaylı örnekleri, f) Tazminat talebi varsa uğranılan zarar ve buna ilişkin belgeler, g) Başvuru süresinde yapılamamışsa varsa mazereti ispatlayan belgeler.

Başvuru formu okunaklı ve başvurunun esasına yönelik özlü bilgileri içerir şekilde hazırlanır (Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü, m. 60, 2). Başvuru formunun ekler hariç on sayfayı geçmesi hâlinde başvurucunun ayrıca başvuru formuna olayların özetini eklemesi gerekir.

Başvurucu, başvuru formunun ekinde sunduğu belgeleri, tarih sırasına göre numaralandırarak her bir belgeyi tanımlayıcı başlıklar hâlinde dizi pusulasına bağlar (Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü, m. 60, 3).

Başvurucu ihlal iddiasına dayanak gösterdiği belgelere herhangi bir nedenle erişememesi hâlinde bunun gerekçelerini belirtir. Mahkeme gerekli gördüğü takdirde bu bilgi ve belgeleri resen toplar.

Başvurucuların, adreslerinde veya başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde bunu Mahkemeye bildirmeleri zorunludur.

Başvuru evrakında herhangi bir eksiklik bulunması hâlinde, Mahkeme yazı işleri tarafından eksikliğin giderilmesi için başvurucu veya varsa vekiline on beş günü geçmemek üzere bir süre verilir ve geçerli bir mazereti olmaksızın bu sürede eksikliğin tamamlanmaması durumunda başvurunun reddine karar verileceği bildirilir (6216 s. K. m.47, 6).

Bireysel başvuru, bizzat başvurucu, kanuni temsilcisi ya da avukatı tarafından yapılabilir (Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü, m. 61). Avukat veya kanuni temsilci aracılığıyla yapılan başvurularda temsile dair yetki belgesinin sunulması zorunludur (bk. ayrıca 6216 s. K. m.47, 6). Başvurucunun avukatı ya da kanuni temsilcisi varsa onunla yapılan yazışmalar ya da ona yapılan tebligatlar başvurucuya yapılmış sayılır.

Bireysel başvurular harca tabidir (6216 s. K. m.47, 2). 02.07.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’na Bağlı (I) sayılı Tarifenin “A) Mahkeme Harçları” başlıklı Bölümünün ilk cümlesinde belirtilen bireysel başvuru harcı Maliye Veznelerine yatırılır (Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü, m. 62). Adli yardım talepleri, genel

(8)

hükümlere göre başvuruların kabul edilebilirliği hakkında karar verecek Bölüm veya Komisyonlar tarafından hükme bağlanır.

Bireysel başvurular, Mahkemeye şahsen yapılabileceği gibi diğer mahkemeler ya da yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla da yapılabilir (6216 s. K. m. 47, 1; Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü, m. 63, 1).

Usulünce hazırlanan başvuru formu, harç tahsil makbuzuyla birlikte yukarıda belirtilen yerlere teslim edildiğinde başvurucu ya da temsilcisine alındı belgesi verilir ve bu tarih, başvurunun yapıldığı tarih olarak kabul edilir.

Mahkemeler ya da yurt dışı temsilciliklerine teslim edilen başvuru formu ve ekleri gerekli kayıt işlemleri yapılıp fiziki ve elektronik ortamda Mahkeme’ye gönderilir. Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hâllerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu; elektronik ortamda, güvenli elektronik imza kullanılarak başvuru yapılabilmesine ilişkin karar alabilir.

ÖRNEK-

ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA (Yürürlüğü Durdurma İstemlidir)

DAVACI (İptal İsteminde Bulunan): Anamuhalefet Partisi olan A Partisinin TBMM Grubu adına Grup

Başkanvekilleri; B (Ankara), C (İstanbul) ve D (İzmir).

(Yetki belgesi ilişiktedir) İPTALİ İSTENEN KANUN

HÜKÜMLERİ : ……….

DAVA KONUSU : ………. İbaresinin iptallerine ve iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemi.

(9)

Uyuşmazlık yargısı, adli, idari ve askerî yargı

mercileri arasında ortaya çıkan görev (yargı yolu) ve hüküm

uyuşmazlıklarının giderilmesini konu alan

yargısal faaliyet çeşididir.

İPTALİ İSTENEN KANUNUN YAYIM

TARİHİ : ……….

İPTALİ İSTENEN HÜKÜMLER : ……….

İPTAL NEDENLERİ/ GEREKÇE : ……….

YÜRÜRLÜĞÜ DURDURMA

İSTEMİNİN GEREKÇESİ : ………..

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle

……… aykırı olduklarından iptallerine ve uygulanmaları hâlinde giderilmesi güç ya da olanaksız zarar ve durumlar doğacağı için, iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesine ilişkin istemimizi saygı ile arz ederiz.

DAVACILAR (İptal İsteminde Bulunanlar)

(İmzalar)

EKLER:

1. ………

2. ………

VII. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNE İLİŞKİN DİLEKÇELER

Uyuşmazlık yargısı, adli, idari ve askerî yargı mercileri arasında ortaya çıkan görev (yargı yolu) ve hüküm uyuşmazlıklarının giderilmesini konu alan yargısal faaliyet çeşididir. Bu yargı kolu, farklı yargı kollarına dahil iki ayrı yargı yeri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarının ortadan kaldırılmasına yönelik bir işlev yürütür. Bu yargı türünde yetkili yargı yeri, Anayasa ile görevlendirilmiş, bağımsız bir yüksek mahkeme olan Uyuşmazlık Mahkemesidir (bk. Anayasa, m.

158; 12.06.1979 günlü ve 2247 sayılı “Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanun).

Uyuşmazlık Mahkemesinin görevi, adli, idari ve askerî yargı mercileri arasındaki görev (yargı yolu/yargı kolu) uyuşmazlıklarını ve hüküm uyuşmazlıklarını inceleyerek, kesin bir biçimde çözüme kavuşturmaktır (Anayasa, m. 158). Buna göre, Uyuşmazlık Mahkemesinde; hukuk mahkemeleri ile idare mahkemeleri (veya Danıştay, vergi mahkemeleri veya Askerî Yüksek İdare Mahkemesi) arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıkları; Danıştay (veya idare mahkemeleri veya vergi mahkemeleri) ile Askerî Yüksek İdare mahkemesi arasındaki görev ve hüküm

(10)

Uyuşmazlık Mahkemesinin görevleri

iki bölüme ayrılır.

Bunlardan biri, “görev (yargı yolu/yargı kolu) uyuşmazlığı”, diğeri ise

“hüküm uyuşmazlığı”dır.

Görev (yargı yolu) uyuşmazlıkları da

“olumlu görev uyuşmazlığı” ve

“olumsuz görev uyuşmazlığı” olmak

üzere ikiye ayrılır.

uyuşmazlıkları ve adli yargı ceza mahkemeleri ile askeri mahkemeler arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıkları çözümlenir.

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görevleri iki bölüme ayrılır. Bunlardan biri,

“görev (yargı yolu/yargı kolu) uyuşmazlığı”, diğeri ise, “hüküm uyuşmazlığı”dır.

Görev (yargı yolu) uyuşmazlıkları da, “olumlu görev uyuşmazlığı” ve “olumsuz görev uyuşmazlığı” olmak üzere ikiye ayrılır.

Olumlu görev uyuşmazlığı, “başka bir yargı düzeninin görevi içine girdiği gerekçesi ile görevsizlik itirazının mahkemece reddi üzerine, görev alanı korunmak istenen yargı düzeni içinde yer alan Başsavcının, görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi’nden istenmesi” olarak tanımlanabilir (Şeref GÖZÜBÜYÜK/

Turgut Tan, İdare Hukuku, C. II, 5. B., Ankara, 2012, s. 220; ayrıca bk. 2247 s. K. m.

10, I). Olumlu görev uyuşmazlığı, adli, idari ve askerî yargıya bağlı ayrı iki yargı mercine açılan ve tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davalarda bu yargı mercilerinin her ikisinin kendilerini görevli sayan kararlar vermiş olmaları, görev kararlarına karşı itiraz yolunun açık olduğu ceza davalarında ise bu kararların kesinleşmiş bulunması durumunda ortaya çıkar (2247 s. K. m. 17, I).

Uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makam; reddedilen görevsizlik itirazı adli yargı yararına ileri sürülmüş ise Cumhuriyet Başsavcısı, idari yargı yararına ileri sürülmüş ise Danıştay Başsavcısı, askeri ceza yargısı yararına ileri sürülmüş ise Askerî Yargıtay Başsavcısı, askeri idari yargı yararına ileri sürülmüş ise bu Mahkemenin Başsavcısıdır (2247 s. K. m. 17, IV).

Yetkili başsavcının Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şarttır (2247 s. K. m. 17, II). Görev itirazının reddine ilişkin karara karşı itiraz yolunun açık bulunduğu ceza davalarında ret kararı kesinleşmeden uyuşmazlık çıkarma istenemez (2247 s. K. m.

17, V).

Görev itirazının yargı mercince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi hâlinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebilmesi, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı mercince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlıdır (2247 s. K. m. 17, III).

Olumsuz görev uyuşmazlığı ise adli, idari ve askerî yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş bulunması hâlinde söz konusu olur (2247 s. K. m. 14, I). Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir.

(11)

Hüküm uyuşmazlığı adli, idari ve askerî yargı mercilerinden en az ikisi

tarafından görevle ilgili olmaksızın kesin olarak

verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya

ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri

aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine

getirilmesi olanaksız bulunan hâllerde ortaya

çıkar.

Hüküm uyuşmazlığı ise, adli, idari ve askerî yargı mercilerinden en az ikisi tarafından görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hâllerde ortaya çıkar (2247 s. K. m. 24, I). Ceza kararlarında da hüküm uyuşmazlığı olabilir. Ceza davalarında hüküm uyuşmazlığının olabilmesi için sanığın, fiilin ve maddi olayların aynı olması gerekir (2247 s. K. m. 24, II).

Hüküm uyuşmazlığının giderilmesi için, taraflar ya da ilgili makam, doğrudan doğruya Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur (2247 s. K. m. 24, III). Bu hâlde olumsuz görev uyuşmazlığının çıkarılması ile ilgili usul kuralları uygulanır.

Uyuşmazlık Mahkemesinin görev alanına giren konularda, ilgililerin hüküm uyuşmazlığı ve görev uyuşmazlığını giderilmesi amacıyla yapacakları başvurularda (dilekçelerde), işin niteliği gereği, şu hususların bulunması gerekir (Yılmaz, s. 121):

1. Başvuru, doğrudan doğruya Uyuşmazlık Mahkemesi’ne yapılıyorsa,

“UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA” başlığı; başvuru, uyuşmazlıkla ilgili mahkemeye yapılıyorsa, “UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA Sunulmak Üzere ….. MAHKEMESİNE” başlığı,

2. İstem sahibinin ve karşı tarafın adı, soyadı, T.C. numarası, adresi (ve varsa vekilinin adı soyadı, adresi),

3. İstemin konusu

4. Olaylar/istem nedenleri, 5. İstem sonucu

6. İstemde bulunanın imzası, 7. Varsa ek (ekler).

ÖRNEK-

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA Sunulmak Üzere

ANKARA 3. İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA (Dosya Esas No: 2005/115)

İSTEMDE BULUNAN (DAVACI) : A. (T.C. numarası), (adresi)

VEKİLİ : Av. V, (adresi)

KARŞI TARAF (DAVALI) : Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. R. Ç.

(12)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile güvence altına alınmış

olan temel haklarının çiğnenmesinden şikâyetçi olan bireylerin

başvurularını belirli koşullar altında değerlendiren bir

uluslararası mahkemedir.

İSTEM KONUSU : Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen görevsizlik kararından sonra mahkemenizde verilerek kesinleşen görevsizlik kararıyla ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemidir.

OLAYLAR :

1) Müvekkilim adına Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açmış olduğumuz dava, Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1.2.2003 tarihli ve Esas…../Karar…. sayılı kararıyla görev açısından reddedilmiş ve bu karar kesinleşmiştir (EK 1).

2) Bunun üzerine müvekkilim adına Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı açtığım dava, bu kez mahkemenizin 1.3.2008 tarihli ve Esas……/Karar….. sayılı kararıyla yine görev açısından reddedilmiş ve bu karar da kesinleşmiştir (EK 2).

3) Kesinleşen iki görevsizlik kararı üzerine müvekkilimizin mağduriyetini giderecek tek yol olumsuz görev uyuşmazlığının Mahkemenizce giderilmesidir.

İSTEM SONUCU : Yukarıda açıklanan nedenlerle, ortaya çıkan görev uyuşmazlığının giderilebilmesi için, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesini saygılarımla dilerim. 07.04.2011

Davacı Vekili

(İmzası)

EKLER:

1. Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin …tarih ve Esas…/Karar…sayılı kesinleşen kararı

2. Ankara 3. İdare Mahkemesinin …tarih ve Esas…/Karar…sayılı kesinleşen kararı

VIII. AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE BAŞVURU

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile güvence altına alınmış olan temel haklarının çiğnenmesinden şikâyetçi olan bireylerin başvurularını belirli koşullar altında değerlendiren bir uluslararası mahkemedir. Uluslararası bir antlaşma olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa devletlerinden birçoğu, bireylerin bazı temel haklarına saygı gösterme

(13)

yükümlülüğü altına girmiştir. Bu haklar, Sözleşme’de ve sadece bazı ülkelerce kabul edilmiş olan, Sözleşme’ye Ek 1, 4, 6, 7 ve 13 numaralı Protokollerde gösterilmiştir.

AİHS’nin güvence altına aldığı temel haklar Sözleşme’nin 1 ila 18. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu çerçevede, üye devletlerin kabul ettiği hak ve özgürlükler şunlardır: Yaşama Hakkı (AİHS, m. 2), işkence yasağı (AİHS, m. 2), kölelik ve zorla çalıştırma yasağı (AİHS m. 4), özgürlük ve güvenlik hakkı (AİHS, m.

5), adil yargılanma hakkı (AİHS, m. 6), kanunsuz ceza olmaz ilkesi (AİHS, m. 7), özel hayatın ve aile hayatının korunması (AİHS, m. 8), düşünce, vicdan ve din özgürlüğü (AİHS, m. 9), ifade özgürlüğü (AİHS, m. 10), toplanma ve örgütlenme özgürlüğü (AİHS, m. 11), evlenme hakkı (AİHS, m. 12), etkili başvuru hakkı (AİHS, m. 13).

AİHS’yi kabul eden devletlerin kabul ettikleri yükümlülüklerine uymalarını sağlamak için bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kurulmuştur (AİHS, m. 19).

Devamlı olarak görev yapan Mahkemenin çalışma yeri, Avrupa Konseyi’nin Strazburg’daki çalışma yeridir. Ancak Mahkeme gerekli gördüğü takdirde, Avrupa Konseyine üye devletlerin sınırları içinde herhangi bir yerde çalışabilir.

Mahkeme, AİHS’yi kabul eden devletlerin sayısına eşit sayıda yargıçtan oluşur (AİHS, m. 20). Yargıçlar Mahkemeye kendi adlarına katılırlar (AİHS, m. 21, 2).

Mahkemeye seçilecek yargıçla, en üstün ahlaki vasıflarla donanmış olması gereken yargıçlar, yüksek yargısal görevleri icra için gerekli niteliklere sahip veya alanında uzmanlığı herkesçe malum hukukçu olmalıdırlar (AİHS, m. 21, 1).

Yargıçlar, Sözleşme’yi kabul eden her devlet adına, bu devletin sunacağı üç adaylık liste üzerinden Parlamenterler Meclisi tarafından oy çokluğu ile seçilirler (AİHS, m.

22).

Yargıçlar görev süreleri içinde bağımsızlık, tarafsızlık ve tam gün çalışma esasına dayalı bir görevin gerektirdiği hazır bulunma koşulları ile bağdaşmayan hiçbir görev üstlenemezler; bu fıkranın uygulanmasından doğabilecek her sorun Mahkeme tarafından karara bağlanır (AİHS, m. 21, 3).

Mahkeme nezdinde, görev ve kuruluşu Mahkeme İçtüzüğü’nde belirlenen bir Yazı İşleri Müdürlüğü bulunur (AİHS m. 25). Tek yargıç düzeninde çalıştığında Mahkeme’ye, Mahkeme Başkanı’nın otoritesi altında görev yapan raportörler yardım eder. Raportörler, Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğü mensubudur.

AİHS’yi kabul etmiş her üye devlet, diğer bir üye devlete karşı Sözleşme ve Protokolleri’nin hükümlerinin ihlali iddiası ile Mahkemeye başvurabilir (AİHS m.

33). Bunun yanı sıra AİHS ve Protokolleri’nde tanınan hakların Sözleşme’yi kabul eden devletlerden biri tarafından ihlalinden zarar gördüğü iddiasında bulunan her gerçek kişi, hükümet dışı her kuruluş veya kişi grupları AİHM'ye başvurabilir. AİHS altında imzası bulunan devletler bu hakkın etkin bir biçimde kullanılmasına hiçbir suretle engel olmamayı da sözleşme ile yükümlenmiştir (AİHS, m. 34).

(14)

Genel bir kural olarak başvurunun yapıldığı tarih, başvurunun konusunu -özet şeklinde

olsa bile- başvurucunun ilk mektubunu gönderdiği tarihtir.

AİHM İçtüzüğü’nün 45. maddesi uyarınca, Mahkemeye yapılan başvuru yazılı olarak sunulur ve başvurucu veya başvurucunun temsilcisi tarafından imzalanır. Bir başvurunun hükümet dışı bir örgüt veya bir bireyler grubu tarafından yapılması hâlinde, başvuru bu örgütü veya grubu temsil etmeye yetkili kişiler tarafından imzalanır. Bir başvuruyu imzalayan kişinin yetkisi olup olmadığı sorunu hakkında ilgili Daire veya Komite karar verir. Başvurucuların Sözleşme’nin 36. maddesine göre temsil edilmeleri hâlinde, başvuruya, temsilci veya temsilciler tarafından bir vekâlet veya yetki belgesi eklenir.

Mahkeme önüne bir dava getirmek isteyen üye devlet veya devletlerin, Mahkemenin Yazı İşleri Müdürlüğüne yapacağı başvuru aşağıdaki noktaları içerir (AİHS İçtüzüğü, m. 46): a)Aleyhine başvuru yapılan Sözleşmeci Devletin adı;

b)Maddi olaylara ilişkin beyan; c)İddia edilen Sözleşme ihlal(ler)inin ve ilgili savlara ilişkin bir beyan; d)Sözleşme’nin 35. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kabuledilebilirlik ölçülerine (iç hukuk yollarının tüketilmesi ve altı aylık süre kuralına) uyulduğuna ilişkin bir beyan; e)Başvurunun amacı ve zarar gördüğü iddia edilen taraf veya taraflar namına Sözleşme’nin 41. maddesine göre istenen adil karşılıkla ilgili genel bir talep ve f) Devlet temsilcisi ve temsilcileri olarak atanan kişilerin adları ve adresleri ile birlikte g)İlgili her türlü belgenin ve özellikle başvurunun konusuyla ilgili yargısal olan veya olmayan kararların birer kopyası.

Mahkemeye yapılan bireysel başvuru ise Mahkeme Başkanı aksine karar vermedikçe, Mahkemenin Yazı İşleri Müdürlüğünün hazırladığı başvuru formu ile yapılır. Başvuruda şunlar yer alır (AİHS İçtüzüğü, m. 47): a)Başvurucunun adı, doğum tarihi, milliyeti, cinsiyeti, mesleği ve adresi; b)Temsilcisi varsa, temsilcisinin adı, mesleği ve adresi; c)Aleyhine başvuru yapılan Sözleşmeci Taraf Devletin veya Devletlerin adı; d)Maddi olaylara ilişkin az ve öz bir beyan; e)İddia edilen Sözleşme ihlal(ler)ine ve ilgili savlara ilişkin az ve öz bir beyan; f) Başvurucunun, Sözleşme’nin 35. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kabuledilebilirlik ölçülerine (iç hukuk yollarının tüketilmesi ve altı aylık süre kuralına) uyduğuna dair az ve öz bir beyan ve g)Başvurunun amacı ile birlikte, başvurucunun Sözleşme’nin 41. maddesine göre bulunmak istediği adil karşılıkla ilgili talebin genel olarak belirtilmesi ve bunların yanında h)İlgili her türlü belgenin ve özellikle başvurunun konusuyla ilgili yargısal olan veya olmayan kararların birer kopyası.

Başvurucular ayrıca; Sözleşme’nin 35. maddesinin birinci fıkrasındaki kabuledilebilirlik ölçülerinin (iç hukuk yollarının tüketilmesi ve altı aylık süre kuralı) yerine getirildiğini göstermek amacıyla, bilgi ve belgeleri ve kararları sağlar ve şikâyetlerini başka uluslararası soruşturma ve çözüm organları önüne götürüp götürmediğini bildirir (AİHS İçtüzüğü, m. 47, 2).

Kimliklerinin kamuya açıklanmasını istemeyen başvurucular, Mahkeme önündeki yargılama hakkında kamunun bilgi edinmesi şeklindeki normal kuraldan

(15)

Mahkemenin resmî dilleri İngilizce ve

Fransızca’dır.

ayrılmayı haklı kılabilecek sebepleri gösterir ve sunar. Daire Başkanı, kimliğin saklı tutulmasına, istisnai ve gerçekten gerekli hâllerde izin verebilir.

Genel bir kural olarak başvurunun yapıldığı tarih, başvurunun konusunu - özet şeklinde olsa bile- başvurucunun ilk mektubunu gönderdiği tarihtir. Bununla birlikte Mahkeme, haklı sebeplere dayanarak, başvuru tarihi olarak başka bir tarihi kabul edebilir (AİHS İçtüzüğü, m. 47, 5).

Başvurucular, adres değişiklikleri ve başvuruyla ilgili koşullardaki değişiklikler hakkında Mahkeme’yi bilgilendirmeye devam eder (AİHS İçtüzüğü, m. 47, 6).

AİHM’ye başvurulabilmesi için, öncelikle, uluslararası hukukun genel olarak kabul edilen ilkeleri uyarınca iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekir. Mahkemeye başvuru süresi, iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra ve iç hukuktaki kesin karar tarihinden itibaren altı aylık bir süre içinde başvurulabilir (AİHS, m. 35. 1) Bu süre hak düşürücü süredir.

AİHM'ye ilk başvuru bir faks ile elektronik ileti ile ya da mektupla yapılabilir.

Ancak bu başvurunun faks ya da e-mail yoluyla yapılması hâlinde bunun daha sonra posta ile gönderilecek başvuru metniyle doğrulanması gerekmektedir.

Mahkemeye bir başka başvuru yolu da doğrudan başvuru formu doldurulmasıdır.

Mahkemeye yapılacak başvuru ile ilgili bütün yazışmalar aşağıdaki adrese gönderilmelidir:

Monsieur le Greffier de la Cour européenne des Droits de l’Homme Conseil de l’Europe

F–67075 Strasbourg Cedex- FRANCE

Başvurular, herhangi bir harca tabi değildir. Ayrıca Mahkemenin resmî dilleri İngilizce ve Fransızca’dır. Mahkemeye başvurular bu dilde yapılabileceği gibi Türkçe de yapılabilir.

(16)
(17)

Değerlendirme sorularını sistemde

ilgili ünite başlığı altında yer alan “bölüm sonu testi” bölümünde

etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Anayasa mahkemesine soyut norm denetimi yolu ile başvuruda hazırlanacak dilekçede aşağıdakilerden hangisi yer almaz?

a) İptali istenen kurallar ve bunların her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine aykırılık oluşturduğu

b) Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmesi

c) Yürürlüğü durdurma talebi varsa, yürürlüğün durdurulmaması durumunda doğacak olan telafisi imkânsız zararların açıklanması d) Dava dilekçesinin elektronik ortamda kayıt örneği

e) İktidar partisinin ismi

2. Aşağıdakilerden hangisi uyuşmazlık mahkemesinin görev alanına girmez?

a) İdare Mahkemesi ile Aile Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlığı b) Askeri Yargıtay ile Danıştay arasındaki görev uyuşmazlığı

c) Askeri Yargıtay ile Yargıtay arasındaki hüküm uyuşmazlığı

d) İdare Mahkemesi ile Vergi Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlığı e) Danıştay ile AYİM arasındaki görev uyuşmazlığı

3. Başka bir yargı düzeninin görevi içine girdiği gerekçesi ile görevsizlik itirazının mahkemece reddi üzerine, görev alanı korunmak istenen yargı düzeni içinde yer alan Başsavcı’nın, görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesi nedir?

a) Olumlu görev uyuşmazlığı b) Olumsuz görev uyuşmazlığı c) Olumlu hüküm uyuşmazlığı d) Olumsuz hüküm uyuşmazlığı e) Yargı yolu

4. Adli, idari ve askerî yargı mercilerinden en az ikisi tarafından görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hâllerde ne ortaya çıkar?

a) Olumlu görev uyuşmazlığı b) Olumsuz görev uyuşmazlığı c) Hüküm uyuşmazlığı

d) Yargı yolu e) Yargı hakkı

(18)

5. Aşağıdakilerden hangisi AİHS’nin güvence altına aldığı haklardan değildir?

a) Yaşama hakkı

b) Özgürlük ve güvenlik hakkı c) Evlenme hakkı

d) Adil yargılanma hakkı e) Hakaret özgürlüğü

6. AİHM’nin çalışma yeri neresidir?

a) Londra b) Paris c) Berlin d) Strazburg e) Lahey

7. Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açma hakkı aşağıdakilerden hangisine tanınmamıştır?

a) Cumhurbaşkanı

b) Mecliste grubu olan partiler c) 110 milletvekili

d) İktidar meclis grubu

e) Ana muhalefet meclis grubu

8. Aşağıdakilerden hangisi, Anayasa Mahkemesine yapılacak iptal davası başvuru dilekçesinde bulunması gereken hususlardan biri değildir?

a) İptali istenen kurallar ve bunların her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine aykırılık oluşturduğu

b) Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğu

c) Yürürlüğü durdurma talebi varsa, yürürlüğün durdurulmaması durumunda doğacak olan telafisi imkânsız zararların açıklanması d) Dava dilekçesinin elektronik ortamda kayıt örneği

e) TBMM Başkanı’nın imzası

(19)

9. Somut norm denetimine (itiraz/defi yoluna) ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

a) İtiraz başvuruları, posta yoluyla ya da UYAP üzerinden yapılır.

b) İtiraz başvurularına ilişkin dava dilekçelerinin Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliği tarafından Yazı İşleri Müdürlüğüne havale edildiği tarihte dava açılmış sayılır.

c) Bir davaya bakmakta olan mahkeme, bu davada uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa gerekçeli karar ile itiraz başvurusu yapar.

d) İtiraz başvuru dilekçesinde görülmekte olan davanın taraflarının imzasının bulunması gerekir.

e) Gerekçeli kararda; Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmesi gerekir.

10. Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından itibaren kaç yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz?

a) 10 b) 1 c) 5 d) 15 e) 20

Cevap Anahtarı 1.E; 2.D; 3.A; 4.C; 5.E; 6.D; 7.B; 8.E; 9.D; 10.A

(20)

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK KAYNAKLAR

Hakan PEKCANITEZ/Muhammet ÖZEKES/Oğuz ATALAY, Medenî Usûl Hukuku, Ankara 2011

Baki KURU/Ramazan ARSLAN/Ejder YILMAZ, Medenî Usûl Hukuku, Ankara 2011

Ejder YILMAZ, Adlî Yazı ve Yazışma Usulleri, 3.B., Ankara 2010

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve

MADDE 42 – 2863 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (a) fıkrasının birinci paragrafında yer alan “etkileĢim çevresine iliĢkin” ibaresi “etkileĢim-geçiĢ sahası”

a) Tutanakta sözü edilen veya dosyaya konduğu belirtilen belgeler de tutanağın eki sayılır. b) Tahkikat ve yargılama sırasında yapılan işlemler teknik araçlarla kayda

a) Satışı artırmak gibi ticari amaçlarla veya bir şeye veya bir fikre rağbet sağlamak gibi maddi veya manevî bir menfaat temini amacıyla gazete ve dergilerde yazı,

MADDE 6 – (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ilan edilen olağanüs- tü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde

d) (Değişik: 10/10/2011-KHK-657/10 md.) Orman rejimine alınacak yerlerin kamulaştırma işlemlerini yürütmek, e) Genel Müdürlükçe verilecek benzeri görevleri yapmak.

a) Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları ve sulak alanların ayrılması, korunması, planlanması, düzenlenmesi, geliştirilmesi,

“en fazla sekiz kişiye” ve “diğer beş kişiye” ibaresi “diğer on kişiye” şeklinde, dördüncü fıkrasının (c) bendinde yer alan “en az 5 yıllık” ibaresi “birinci