• Sonuç bulunamadı

.oj , ~.)4-" 4..-

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ".oj , ~.)4-" 4..-"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MÜSLÜMANLARDA SEKİNE KAVRAMı.

Ignaz GOLDZIHER (1850-1921) Türkçesi: Mehmed S. HATİBOGLV

Hz. Muhammed'in Yahfıdilikten aldığı dini tabirler arasında shek- nina kelimesi vardır ki, bunu o, görünüşte tam arabça olan sekine

4..-

lafzına çevirmişbulunmaktadır!. Bu kelime, göreoeğimiz üzere ancak, I(ur'an'ın Medine devresine aid kısımlarında mcvc~ddur,' dolayısiyle, kur'ani vahyin daha ileriki safhasına aiddir.

Zahirde saf arabça görünen bu terimin asıl manası mü1eakıhen kay- bolmuşdur. Bli kelime, Arab dilinin kendi kaynaklariyle açıklanmak istenmiş ve pek erkenden, asli manasından tecrid edilmesi gibi bir so- nuca varılmıştır. Arab edebiyatında 'nadir olmayan o tarih yanlışlık- lapından birisine dayanılarak, bu terimin, müşrik şair Nibiğa'nm, melik Amru'bnu'l-Hilrie'e ka'l'şıirad ettiği bir Cahiliyye devri hitabesinde bu- -lunabilcccğinc inanılmıştır2• Bu metinde sekine kelimesi, vakar kelimesi ile birlikte kullanıldığı için, bundan, asıl arabça sekine'nin değil, fakat müslüman dini tabirinin karşısında olunduğu neticesinin çıkarılabileceği zannedilmiştir.

• Yahudi asıllı Macar islaıniyatçısı~ bu fransızca incelemesi, 1893'te Patis'te yaYlnlan- mış olan Revue de I'Hisloire des Religions'un 28. cildinin ilk 13 sahifesinde çıkmıştır. Mütea- kıben 1. Golziher, Gesammelle Sehriften, III, e. 296-308 'de neşredilmişdir.- Biz notlara müselsel rakam verdik ve kaynakların yeni baskılardaki yerlerini köşeli parantezler içinde göstermiye çalıştık. Yıldızlı notlar ile "Hz." ililvesi vc MSH rumuzlu ibareler bize aiddir.

1 Abraham Geiger'in Was haı Muhammed aus dem Juclenıhume aufgenommen? (Muham- med Yahudilerden ne aldı?), (1833, s. 57 v.d.) isimlitemelincelemesindenberi bu konu yeniden ele alınmış dellildir. _She1china'nın Yahudtlerce nasıl anlaşılıyor olduğu hakkında (ki, harici bir alametle hissedilen Tanrı varlı~ demektir) şu eserlere bakılabilir: Uopold Löw, Gesammelle Sehrif ten (Szegedin, 1889, I, s. 182); Hanılmrger, ,Realeneyelopiidiefür Bibe und Talmud, 2. kısım, s.

1080-1082.

2 Ağani. XIV, 3, 22; Ahlwardt, Divans of ıhe si", andenı Arabic poets, s. 177, 5:

"~j~_~ Jli)l J

~.)4-" ~....ı\J,,'

Sekine tiıbiri, gayr-ı dini !isarıda da, mesela şair

, ,

Cerir'in kansına yazdığı mersiyede geçmektedir Kamil, Wright bask., s; 723, 5 [s. 1197:]

JlijJ "~~"'" ~ ~' ..

.oj

senden bana ,ekine ve vakar kaldı".

(2)

144 i. GOLDZIHER

Müslümanların umumiyetle sekine'den anladıldarı şeyin tek ve tam bir tarifini vermek pek mümkin değiIdir3• Aşağıdaki kayıdları, bu ke- limenin delalet ettiği mananın gelişimini tarihi .olarak tesbit etmekte delil hizmeti görsünler için veriyoruz.

i

Her şeyden önce bu tabiI'in Kur'an'daki. kullanılışlnı gÖzden geçir- mek gerekmektedir:

a) 2. Bakara, 249 (248): İsrailoğulları (Saül =) Tilul'u me- lik tanımayı reddettikleri zaman, "peygam!ıerleri onlara dedi:

[.. -ıS'J'"

JT !J;

lt~~J~),Y ~ ot:j~J!l::l1

r~ 0i ,,~L.~T 01 ... ].

onun hükümdarlığının alameti, size (tabut'un) sandığın gelmesidir, ki bu sandıkta Rabbinizden sekine ve, MUsi ailesi ilc Hirunailesi tarafından terk edilmiş şeylerin kalıntısı vardır. Melekler onu taşıyacaktıc. Gerçek- ten de bunda, eger mü'minler iseniz, sizin için bir delil vardır".

b) 9. Tevbe, 26: (Hicretin 8. senesindeki) Huneyn harbi mevzuun- da, Hz. Muhammed'in taraftarları, sayı üstünlüklerine rağmen, başlan- gıçta mağlub old~kları zaman: [ ••.

.uJ.••) J&o ~

.ıiı\

J;:t ( ... ]

"Allah, peygamberi üzerine ve gerçek inananlar üzerine sekine'sini in- dirdi ve sizin asla gÖrmediğiniz ordular indirdi ve kafir olanları ceza- Iandırdı" .

ct

9. Tevbe, 40: "Siz ona şayed yardımcı olmazsanız, şüphesizdir ki ki Allah onun yardımına gelmiştir; kafirler kendisinden uzaklaştıkları zaman •• (ve) mağarada oldukları zaman ve arkadaşma: üzülme,. şüp- hesiz Allah bizimledir, dediği zaman Allah sekine'sini onun üzerine in- dirdi ve sizin görmediğiniz ordularla onu takviye etti".

d) 48. Feth, 4: "İmanlarma iman katsınlar için (yanı imanları faz- lalaşsm diye) mü'minlerin kalbierine sekine'yi indiren Odur".

. e) Aynı Sılı'e, 18: "Sana ağaç altında bey'at ettikleri zaman Allah mü'minlerden razı oldu; kalbierinde olanı biliyordu ve onlar üzerıne seki- ne'yi indirdi ve y~kın bir zafer ile onları mükiifatlandırdı".

f) Aynı Sılı'e, 26: "Kafil'ler kalbIerine boş gurılru, putperestliğin boş gurılrunu koyduklarında, Alla1, peygamberi üzerıne v.e mü'minler üzerıne sekine'sini indirdi ve onları takva sözüne tabi kıldı".

3 Bu deyimin lslam mistiğindeki kuııa.D.ı.ıışlile burada meşgulolacak değiliz .

•• Müellifin ayeti bu şekilde tercemesi yanlıştır: "Karirler onu (Mekke'den) çıkardıklan zaman" olmalıdır, MSH.

(3)

MÜSLÜMANLARDA SEKİNE KA VRAMJ 145

Bazı müslüman müfessirler sekine'ye, huzur, sükunet (~~

'if i)

~;t...J,

manası ve~iı'ler. Onlar, burada, arabça ~ fiilinden gelme aslen arabça bir lafzın bahis konusu olduğunu farzetmek hatasına düşmüş göriinmektedirler. Bunun bir idhal malı kelime olduğunu kimse düşünmemektedir; yabancı rnenşeIi arabça kelimeler listelerinde, dini lisanın bu ıstılahına yer verilmernektedir •••. Kur'andan yukarıda zik- rettiğimiz metinlerden, 2. Bakara, 249 (248) ayet i müstesna, diğer hep.

sinde, her nekadar bunlardaki (4::':Ç.,...) (~ekinesini) şekli, bahis konusu şeyin, burada: insanların sübjektif bir ruh hali değil de, Allahtan gelen objektif bir realiıcolduğunu gösteriyorsa da, mutad tefsir, doğruyu söy- lemek gerekirse, kabule şayanbir mana takdim etmektedirı. Fakat seki ne'nin gerçek,' görünebilir bir şeyolarak tefsiri, daha yukarıda zik.

rediimiş 2. Suredeki parçada kendisinikabul ettir~ektedir, burada geç.

tiği şekliyle sekine,

Musa

ve Harun'dan muhafaza edilmiş Mtıralar ola- rak, Saül tıı.rafından ele geçirilmiş sandıktaS bulunmaktadır. Yine ben- . zer bir anlayışladır ki, Ali taraftarı tahrikçi Muhtar, Ali'den geldiği . farzedilen kürsiyi, harbin eiveivli zamanında, kendi. adamları önünde dolaştırtlirak, onları teşci için şöyle bağırıyordu: "Onun uğruna har- bedin, zira, Benu İsrail için sekine ne ise, bu da sizin için odur"6. Bu noktaya daha ileride tekrar döneceğiz. Şimdilik sekine'llin, ruhun süh- jektif hali veya karakterin tavsifi olarak tefsirillin müslüman dini ede- biyatının en eski tabakasında mevcud olduğunu göstermek bize yeterli- dir. Bu kelime, Hadislerde de bazı izler bırakmıştır. Bu vakıanın en mü- kemmel tasdiki, sekine'nin zıddı olarak ileri sürülen şeyin incelenmesiyle ortaya çıkmaktadır.

Bu noktada pek maniclar bir Hadis hükmü vardır7, ki bunda, çölde oturan Bedeviler, hayvan yetiştirmeIcle meşgul yerleşik halkın zıddı

••• Son devir müfessirlerindel1 SUriyeli aıim Cemalüddin Kbımi'nin (ö. 1914) bu keli.

menin ibriinice asıldan geldiği iddiasına işaret ettiğini belirtelim, Mehasinu't-Te'ı;i/, III, 647, M5H.

. .

.

,

4 Bıizı müfessirler, bumetinlerdeki sekine tabirine: ~ '~J' yardım, merhamet manaları vererek bu güçlüğü iziile etmektedirler. Lisanu'I.Arab, XVII, s. 76 [XIII, 213-214, Beyrüt bal.

5 Freytag, Arabça luğatında, oldukça hafiflikle ttibut kelimesini Nuh'un gemisine ba~la.

lomaktadır. [İbn Hum da (ö. 1064) aynı maoayı verir, Fasl 1,122, mH]

6 Mııberred, Wright bask., s. 600 [s. 1014].

7 M,walta, IV, 197"[8. 970]. Bııhari, 59. Bed'u'I-Halk, r. 17 [15], çeşidli rivayetler. Mus;

lim, I, 137-138 [1. İman, 21, r. 85]. Krş. Demiıri, II, s. 221 [II, HO], gaııem maddesi.

(4)

146 i. GOLDZIHER

yapılmaktadır: ( •.

J;;":4]1) "Övünme

ve

büyüklenmc at, deve

sahibi kimselerde, yaygaracılarda, çadırda oturanlarda bulunur; fakat sekine, davar sahibIerindedir".

Sekine'ye atfedilen manayı zıddiyle tanımakta bir başka fırsatı aşa.

ğıdaki bilgide buluyoruz: "Namaza çağrıldığı zaman, ona koşarak git- meyiniz, ona, üzerinizde seki ne olarak gidini:ı8; ondan yetişebildiğinizi kılınız; yetişemcmiş olduğunuz (rekatları) ayrıca tamamlayınız9• "Ma.

lik'in rivayetinde bazıları, .•

~~.JI~

J yani" üzerinizde sekine olarak"

metni yeiinc, teşvik mahiyetinde: '~~1I

f:ı~

J ibaresini koyarl~r ki, bu, Buharideki benzer metinde şu şekle vücud vermiştir: f:,lç.J

~4,

yani, sekine sizin üzerinize bir vazifcdir"IO.

Bu tezadlardan çıkaıı netice şudur ki, sekine, bir taraftan: böbürlen- menin, gurur ve tahrikçiliğin zıddı olarak, diğer taraftan da: aceleciJiğin, .telaşın mukabili olarak kullanılmıştır. Bu anlayış çerçevesinde demek oluyor ki sekine'ye şu manaların verilmesi gerekmektedir: ihtiyatlı, sakin, vakarb olma hali. Daha sonraki edebiyatta, müttakilerin ve ve- ltlerin. vasfı olarak pek sıkça geçen bu kelime, işte Lu manada kullanıl- mıştır.

Müslümanlar, bilindiği üzere, Eski ve Yehi Alıid'in arabça terce- melerini tanıdıktan 'sonra ve Yahiidilerle Hıristiyanların, bilhassa bun.

laTIn islam olanlarının şifahi rivayetlerine dayanarak, biblik eserlerden, bilhassa peygamber kitablanndaıı sayısız metin nakilleriyle. İslamın herşeyden eski oluşu ile ilgili en eski inancı, yani, Yahftdi ve Hıristiyan- ların Kitab-} Mukaddeslerinin Hz. Muhammed'i daha önceden haber vermiş oldukları inancını isMt etmek gayretine düşmüşlerdir. 1878 senesindeki bir tebliğimde, müslüman cedel kitablarmdan derlenmiş bu neviden metinlerin bir listesini yapmıştım! i. Bu tarihten sonra, Budapeşte'den Dr. Schreiner, İslamın bünyesindeki bu teşebbüslerin tarjhine dairl2 kıymetli ilaveler kazaudırmıştırB• Ekseriya bunlar,.

8 Bir rivayet: " ..ıL;..,ı1 J :ve v~ıir"ı ekliyor.

9 Mııvatıa, I,126[68-69]. Krş. Muslim, II, 136 [5. Me.acid, 28, r. 151-155].

10 10. Kitôbu'I.Ezôn, r. 21. 22 [1,156-]. .

i i Ueber mııhammedanisehe Polemik gegen AhI41-Kiıab, Zeiısehrifı der deutseh"en morgen.

landiselıen Gesellse1ıaft, XXXII, s. 373 v.d-. [GS, II, 1-(.]

12 Schreiner, Zıır Gesehiehıo der Polemik zwisehen JIlden und Muhammedanem, a.y., XLI i (1868), s. 625 v.d.

13 lslam kitiibi¥atıwn bu cedel ve reddiye eserlerinden birisi basılmış buluwnaktadır:

Disputatia pro religiane 1I'Iohammedanoruln adversus Chrisıianos, F.].van den Ham bask. (Leyde, 1690). Bu kitab 1535 senesinde Ebu'l.Fadl el.Miliki tarafmdan yazılmıştır.

(5)

MÜSLÜMANLARDA SEKİNE KAVRAMı 147

peygamberlerin, en hayali şekilde tanzim edilmi~, tamamiyle umumi mahiyette beyanlarıdır ve onlara, müstakbel Muhamıned'e ve İslama dair azçok açık im/Har dahil edilmiş hulunmaktadır; bunlara dayanarak, Yahudi ve Hiristiyanların, kendi eski ve doğru metinlerinden bu kısım- la.rı çıkarmış oldukları, veya, Muhammed ve İslamla ilgili tahirlerion- lardan atarak metinleri tahrif etmiş oldukları tasdik edilmektedir.

Bu metinler.den hirisi (~~\) Esaie'ye isnad edilmiş hir gaybi haberdir, aşırı ,derecede hayali süslemeleri hav) olan Kitah-ı Mukadde- sin müshet hatırlatmaları bunda Muhammedin bir portresini temin . edecektir. Diğerleri meyanında şöyle denmiştir: "Onu her güzel şeyle desteklerim ve bütün yüksek vasıfları ona veririm; bürdesini sekıneden, elbisesini adaletten yaparıml4 CEsaıe şerlıi, XI, 5)15.Görüyoruz ki burada

-

sekiM tamamen ahlaki manada,,j (adalet, sadakat) benzer tabiri gibi,

'. .

sadece bir karakter vasfını belirtmek üzere kullanılmıştır. Aynı şekilde şair EI-Kumeyt (ö. Miladi 744(-Hicrl 126)Ehl-i Beyti şu şekilde övmek-

,. /' i & i. J, J .

tedir: ~\

j

4:.:"-'1

JAI

J ~~\

ı.i

~~~_LI

J-I

J "sefalet devrinin cömerdleri, toplantı yerlerinin seki ne adamları" i6.

Bu aynı manada olarak kelime, pek sık şekilde vakilr tabiri ile birlikte kullanılmıştır. Şair et~Tiü, şiirlerinden birisinde, Abbasi halifesi el-Mu'tasun'ın (218-227 (833-84) nezdinde, tahtına v[nis ola- rak emir AI-Vasık'ı seçsin için şöyleee istirharnda bulunmaktadır:

JtiJJ ~ l=t:....J~""!J

Ü.iJ'ö~

Jij~IJ~.;•••;J "her yerde şefkat-

" ", "" ,

.--

le muamele ve o yerleri sekine ve vakarIa idare etmesi için"17. Bu tavsi£, kendilerine sekine,vakilr atfedilen salih ve veli kimselere sıkça verilmekle kalmamakta (ki bu ta?irleri, benim evvelee iddiaettiğimşekilde, bir çeşit hale olarak anlamamak gerekir)l8, aynı zamanda, mukaddes yerlerin tav .sifinde çok defa kullanılmakta, onların "takdis edilmiş mahal", "kudsi bir

14 Arabçada da, elbiselere iyi veya kohi vasıflar yeren istiare son derece yaygın. Zirdık.

redebileceğimiz pekçok misal arasında şu iiyet yeterli olacaktır: <$jA:JI ..rL:J ' takvii elbise.i (7. A'riıf 25/26. Fab.mddin Razi kendi tef.irinde, 74. Muddessir, 4. ayet dolayısiyle (c.vnı, So

350) bu nevi dil husiısiyetleri üzerinde uzun uzun durmaktadır.

15 Sa'lebi, AriJisıı'I-Meculi. (Müslümanların Ehl.i Kitab kaynaklı efsıinderi), Kiihirc (1297),8.318.- İbn Zufr, Hayrıı'l-bişer bi Hayri'I.Beşer (bıı eoer, Müsliimanlarca kullanılmı~ bü- tün Ehl-i Kitah metinler; kül1iyiıtınl ihtivii etmektedir, Kfıhire taş haskm, 1280, s. 23.

16 Lisunlı'I-Arab, -r.1 inaddesi, XII, s. 81 [X, 212).

17 İbn Ra.,ik el.Kayruva~i, EI-Unıdefi mehıisirıi'ş.Şi'r, Tunus bask.,.s. 32, 5.

(6)

148 I. GOLDZIHER

hürmet telkin ('den" vasıflarını helirtmek üzere, bilhassa .bir azizin me.

zarı hakkında kullamlmaktadırl8•

II

Seki ne kelimesinin bu müeerred manasmı her defas(nda kat'iyyen ihtidai olarak göz önüne almamak gerekir. İşaret ettiğimiz Hadislerin teşekkül ettiği devirden önceki bir zamanda - bu devri daha açıklıkla acaba kim tayine cesaret edebilirdi? -;-sekine'den, nıhmı sübjektif bir hali veya şahsın iç ahlakının bir "asfı değil, fakat, daha ziyade hakiki, objektif, dış yüzü ile görünen ve hissedilebilir şekilde tezahür' eden bir- şeyanlaşılıyordu. Bu daha eski anlayışııı dikkate şayan bir misali bir hadiste bulunmaktadır ki, bu hadis çeşitli şekilde rivayet edilmekle beraber esa"ta bir değişiklik yoktur. Bu rivayetin, meselenin çözümünde hüküm sahibi olduğu zannında)'ılli. İsli/mın en eski zamanlarında, Pey- gamberi üzerıne ve mü'minler üzerine Allahın indirdiği Sfkine'den an- laşılan neydi? .

Sahabl El-Bera ibn <Azib'in bir hadisinde şöyle denmektedir: "Bir adam el-Kehf suresini okuyol' (Kur'ılııııı 18. suresi, burada ,Decius'un yaptığı zulmün ve Yedi Uyuyanlar'ın kıssası vardır), yanında iki d~.

ğümle bağlanmış. atı vardır. Birden hayvan hareket etmeye başlar.

Kur'an okuyan zatı bir bulutun kuşattığı

(~C;~...;-,~C_ }/~:: :,,,J

~ £

<L::~&:. ~~ Ji) ve ona gittikçe yaklaştığı görülür. Sabah olun- ca adam Peygamberin huzuruna varıp başından geçeni anlatmıştır. Pey- gamber o zaman şöyle demiştir: Bu, Kur'an sebebiyle inen sekine'dir".

Buhari'nin20 ve, önemsiz şekil farklılıklariyle fakat esasta tamamen aynı olarak Tirmizi'nin21 bize rivayetleri bu şekildedir. Yalnız Tirmizi'nin şu şeklini nakledelim: "Ktir'an ile inen sekine"22 ..

Bunun yanı sıra, kıssanın muhtevaSllll azçok değiştiren rivayet fark- lılıklarını tesbit etmek gerekir. Buhari'nin verdiği bir rivayette23, Kur-

i

) 8 RcL'uC de I'Histair. des Religions, II, s. 271 (1880). Haleye delalet eden başka tôbirler de "ardır. Bu konuyu adı geçen Revue'de tekrar ele almak istiyorum.

19 Es.Salt'ta, Josue'ye iıid olduğu söylenen meziınn kitabesinde, Zeitsehrift de. deu~chen

Palaeo/ina- Verei ••e., II, (1879), s. 15, 29. ,

20 Kitabu'l-lIIeniıkıb, r. 25 (Krehl bask. Il, s. 407 [IV, 180]; Muslim, I, 547-); Kitaou Fadiıili'I-Kur'alı, r. il (III, 399 [VI, 104]. Kıssanm daha basit bir takdimi olarak görülmesi ge- rekeıı bu metinde, Kur'iınuı ziihid okuyucusu, oulutu görerek .e16nı vermektedir. Metinlerin har- fi karşılaştırılnıasuıdan ortaya çıkacak diğer bazı ilaveler de vardır.

2İ IL 145 [V, 161, r. 2885]. .

22 Bk. Demiri, I, s,293 [298,] hısiııı maddesi. 23. Kitiıbu't-Tefsir, r. 258 (Krehl bask. III, s. 334 [VI, 45]).

(7)

MÜSLÜMANLARDA SEKİNE KAVRAMl 149

an okuyan kişi, atı harekete getirenin ne olduğunu anlamak için, gözleri- niyukan_kc.ldırmakta,jakat hiçbir şey görememektedir (~~.i.

t

J .Jl::ı:..).

Yine Buhari'de24, ki Usdu'I'G<'ibe'de de nakledilmiştiı.25:

ı:.ıT.;ı1

ii"i} J.:~~~IJ ;;~_L\

JJ. .i'

lo.;"~ "Kur'an kıri"tatiesnasında se- kınenin ve meleklerin inişi" başlığı altında benzer hir kıssa buluyoruz. Sa- habi Useyd ibn Hudayr burada şöyle rivayet etmektedir: geceleyin Ba- kara suresini okuyorken, yanında bağlı durumda olan atı hareket et.

meye başlar. Kıraatini kestiğinde, at da hemen durur. Aynı sahne bir- kaç defa tekrarlanır. Küçük oğlu Yahya yakınındadır. Hareketi esnasın.

da atın bir zarar vermesinden korkarak, oğlunu kendi tarafına çeker ve artık atı görmemek için gözlerini göğe çevirir. Sabah olunca (geceleyin' olan şeyleri) Peygambere anlatır ... Useyd, hareket halindeki atın Yahya'- ya za!arı dokunacağından korkmasına rağmen, Peygamber kendisini Kur'an okumaya devam teşvikinde bulunmuştur. ~'Gözlerimi göğe kaldır- dım, bir de baktım ki, bulut gibi bir şey, içinde parıldayan şeyler var

,

-

}

(C~L,al\

J~.•\

~!

D:1.\1 J..)

Onu görmeyecek şekilde uzaklaştım.

Peygamber bana dedi: Bunlar Meleklerdir senin sesini duymak üze- re yaklaşmaktadırlar; kıraate devam etseydin, (o kadar yakına) gelirlerdi ki, herkes onları seyredebilir ve halkın gözünden gizlenemezlordi".

İşte burada, bu kıssanın teşekkülü devrinde, sekine'nin temsil ettiği şe)'in gerçekten kavranabilir bir tasvirini buluyoruz. İlk Müslü- manların shekhına mevzuunda, Exode, XXIV, 16 v.d.; XL, 34. v.d.;

Sayılar, ıX, 15 v.d., v.s.'ye göre, kendilerinin yahudi öğretmenlerinden öğrenebildikleri hususlarla bu tasviı. en iyi şekilde uyuşmaktadır.

III

Müslüman Kur'an müfessirlerinin dahi, 2. Bakara, 249 (248). aye- tindeki sekine'yi, insan ruhunun dışında, Allahın kendi seçkin kullarına gönderdiği reel: maddi bir şey ~lduğunu nasıl kabul etmek durumunda kaldıklarını' daha önce söylemiş bulunuyoruz. Bununla beraber burada:

iç barış, huzur manasını kabul ettirmeye de gayret edilmiştir, bu takdir- . de, bu ruh halini [yani sekine'yi] tevlid eden şey, sandığın mevcudi-

. yetidir. Fakat, Kur'anın en eski müfessiri İbn Abbas "Bakara suresin- deki müstesna, Kur'anda geçen büro? sekıneler "sükunet" manasında-

24 Kitabu Fadaili'I.Kur'an, r. 15.(Krelıl bask. ll., s. 40U [VI~106]).

25 1,8.92 [1,112].

(8)

150

ı.

GOLDZIHER

dır"26 şeklinde heyanda bulunmaktadır. Saül'ün sandığına konulmuş sckınc'nin mahiyetini ızah için en acaib hikayeler düşünülmüştür ••••.

Bunlardan sııdece hiJ'isini zikretmek isterim: sekine, iki kanadı ile, ze.

herced ve yakııttan yapılma kedi başlı melez bir canavar olacaktır. 'İb- raniIerin ordusunda bu anlayı~ın bulunuşu onlara zafer sağlıyacaktı.

Sekine'nin kedi timsaliyle teşkil ettiği birlik, Hz. Muhammedin haya.

tiyle ilgili rivayetlerde de vardır. Bilindiği üzere, Peygamberin kalbini iki melek temizlemi~ ve ona peygamberlik mührünü basmışlardır." O zaman -rivayete gö~e Peygamber böyle anlatmaktadır- meleklerden birisi, beyaz kedi şeklindeki sckınc'yi çağırdı ve o kalbime konuldu,

( i..

~ ~~lti •

't.

.~i ~..-

/.r..

A ~J..'

ı.t).

r

~:>...~ "11 \

ç.~f)

"27.

Bu aca;b tasvıri anlayahilmek için, onu, içinden çıktığı daha umumi mahiyetteki görüşlerc bağlamak la2.ımdır Hiç şübhesiz eski müşrik tc.

lakkilerden mülhem olan islamı efsane, insanları kuşatan ve onlara re- fakat eden beşer üstü kudretIerehayvani şekiller vermiştir. Aralı put.

peresdiği cinn'leri, her çeşitten vahşi hayvan şeklinde tasvir eder2B,

veya hiç olmazsa onları birbiriyle birleştirir29• Bu anlayış şekli, İslamda değerini yitirmiş değildir. Tabiatiyle yeni dinin unsurlarınca tasvib gör.

müş bir şekil altında ortaya çıkmaktadırlar.

26 Geiger'de n.) •

• ~•• Müslümanlardan nakledilen bu nevi mütenwz açıklamalann muhtemelen onlara Yahüdllerden geçtiğini belirten San'ah alim Şevkini (ö. 1834) şöyle aiyor: "Bu çeşit mütenakız tefsirlerin Hz. Peygamberden mervi olması doğru değildir ... Bize gereken şey, buna benzer husus- larda Sekine'nin lugat manıisına başvurmaktır ki, bu da malumdur ... ", Feıhu'l-Kadir, 1, 239, MSH

27 Ka&ıallıini, VII, 8.60.- Li&ıinu'I.Arab, XV, 264 [IX, 348-9]. hff ma,l.; XVII, 76 [XIII, 213-4]. slo road. Bazı müelliflere göre sekine, iki başh şiddetli fırtınadır. Bu sekine'nin )'ardımiy.

ledir ki Hz. İbrlihim Kabe'yi Mekke'de inşa etmiştir. Krş. Grünbaom, Neıte Beitrage :ur semi.

ıisehen Sagenkunde (Leyde, .1893), s. 199.

28 Bu noktada en iyibilgiler, W. Roberl.on Smith 'in Lectures on ıhe religion of the Semi- le&'inde bulunmaktadır (Edimbourg, 1889), I, s. 120 v.d.

29 Bk. Wellhausen, Reste arabischen Hewenthums (Skizzen und Vararbeiten, ll, s. 137.

Öyle görünüyor ki, tilki, pek hususi şekilde, einn'lerin ~inek hayvanı olarak görülmüştür. Bundan dolayıdır ki Arablar onu avlamazlardı. tnamrlardı ki tilki avı, ceza olarak, mallarının elden git- mesine sebeb olurdu. Krş. Dem,ri, sim' Illad., 11,33[1,5071. Bu anlayış, einn'lerin ışıklıgörünüm.

ler olduğu fikrinin Illitik ifadesinden başka bir şey değildir. Bu husus, A',i'nııı şu beytinden de anlaşılmaktadır:

,J~

trlj\~

J .

'J:U~,j~

"kıııkanın sırtina benzer niceıs"'yerler (geçtim): eırafla geceleri cinn'ler ı,ık taşımaktadır", (Lislinu'l-Arab. bld mad., IV, 65 i [iii, 96]). Çölün bir kalkanın sırtına benzetilişi üzerine lık. Schwarzloze, Die Waffcn dcr alIen Araber (Leyde, 1886, s. 354).

(9)

MÜSLÜMANLARDA SEKfNE KAVRAMı 151

Bunun pek şayan-ı dikk~t bir misali, Hz. Muhammed.in hayat hi.

kayesiyle bir başka kıssada mevcut bulunmaktadır30, kısaca arzedelim:

1

dişe kabilesinden bir Bcdevi, satmak üzere Mekke pazaruia develer getirmiştir. (Hz. Muhanunedin azgın düşmanı) Ebu Cehil onları satın aİır, fakat parasmı bir türlü ödemez. Bedevinin sabrı taşmaya başla- mıştır. Kurey~lilerc hitaben, Ebu Cehilden alamadığı parasmı kimin alıvereceğini sorar. Kendisi, (heıiüz tanımadığı) Hz. Muhammed'e gön- derilir. Birlikte serkeş borçlunun evine giderler. Hz. Muhammed kapıyı vurarak Ebu Cehil'den 7.3valll Bedevi'nin talebini yerine getirmesini isteı. Hz. Muhammed'in hu merhametsiz düşinanı onu görünce sapsarı kesilir, titremeye başlar, Bed~viye parasını hemen ödeyeceğini söyler ve öder. Ebu Cebl'in arkadaşları, Hz. Muhammedin hu gayP' sert muha- lifj üzerinde yapabildiği hu tesirden hayretleı içind(~ kalmışlardır, sorar- lar: "Yazıklar olsun sana, bu ne hal yahu? Vaİlahi şimdiye kadar höyle bir şey yaptığını hiç görmedik!" Buna Ebu. Cehl'in karşılığı şöyle ol- muştur: "Bildiğim sadece şu, e"imin kapısmı vurdu, sesini işittim ve beni bir korku sardı. Yanına çıktım, bir de ne göreyirn! başının üstünde erkek bir deve. Ömrümde, kafası, hoynu ve dişleri höyle olaıı hir deve asla görmedim. Vaııahi, teklifi geri çevirseydiin, deH heni yutacaktı".

Böylece Hz. Muhammed tarafından bu durumda Ebu Cehil karşı- sında gösterilen karşı konulmaz kudret, Peygamberin haşı üzerindeki, başkalarına görülmeyen devenin mevcudiyetine atfedilmiştir. Ona re- fakat eden görünmez kudret, kuvvetli bir hap"an şeklinde tahayyül edilmiştir.

Husı1.siyle kedi, tabiat üstü kuvvetlerIc ınünasebattar kılınmıştır.

Mü~rik şair Teabbata Şerren31, kafasıııı kopardığı Cul ilc olan müciıdele si- ni ~öyle anlatmaktadır: "ı:.ıWlI

J~

~LI

~.,J}'- c:' "",J.) J

ı:.ı~ \~\

yarık dilli kedi başı gibi çirkin bir başta iki gözü vanJ.ı"32. İslami efsa- 'nede de kedi, Şeytanııı hayvani şekiııerinden. hirisidir33. Gördük ki,

30 ıbn Hişam, Das Leben MI/hanım_ds, Wüstenfeld hask., 5.257-258 [1,389-390].

31 (HiereHelı 80 sene kadar önce (l\Iillidi 540 senelerinde) ülmüştür. lUSH).

32 Ağani, XVIII, s. 210. 23. Krş. Robertson Smith, u.y., ,. 121,.not 2.

33 Yılun hiiviyetindeki Şeytan konusundn,G. van Vloten'in Feesıbıtndel aa" Prof. M.].

de Goeje aangeboden'deki incelemesine bakını1. (Leyde, 1891), s. 35-ı3: De ııiıdrıılrking a•..<jajıtiıı . ar-raginı en hel sleeııen lt1<'rpenbij Mi,,,ı. Peygambere şe)'l,uı bir keni.şeklinde görünmektedir, Demiri, II, 449, 15, hirr madde, [IL 357. Demiri'nin bir hadisi eksik nakletmesi y'ü1.iinden Goldziher'iıı yanıldığı görülmektedir. Bahis konusu had:,tc H1.. Peygamber Kedi)'i şeytan olarak değil, şeytanı kediden duha .zarurlı kim" olar"k göstermektedir, bk. J'\oIıısned. IL 301; Darimi, 9. Kitabu'I-Eşribe. 24, r. 2134. MSH].

(10)

152

ı.

GOLDZIHER

sadece zararlı ve dlişman kudretler değil, fakat hayırlı ve faydalı kuv- vetler de kedi şeklinde görünmektedir. Hayırlı kudretler ile zararlı kud- retlerin eisimleşmesinıle kedinin oynadığı bu ikili rol, ki bu durumda 'beyaz veya siyah bir kedi bahis konusudur, M. Angelo de Guhernatis'in de gösterdiği üzere, diğer halkların inanç ve huraratında da bul~ınma~- tadır3.1.

Vardığımız neticelere mutlak bir kat'iyet damgası vurmaksızın, İ~lamda sekfne kavramının gelişimini tesbit etmek için, yukarıda zikri •.

gcçen bilgiler üzcrinı~ dayanılahileeeğini düşünüyoruz. Şöyle ki, başlan- gıçta, bu kavram maddi ve görünen bir şeye deBlet etmekte, yerüstü kudretierin varlığı hu şekilde ortaya çıkmaktadır. Kur'anın ilgili yerlerin- de bu kelimeyi bu şekilde anlamak gen~kir. Sekine, Allah tarafından gön- deriImiş' görünmez ('emaatlcre refakat etmekte vc ağaç altında ibadet edcnleri kuşatmaktadır. Bu görüş noktasından kalbiere girmiş sekine, bazı tefsir giiçlükleri çıkarabilecek tek husustur. Daha sonra, ve bu son kısınıla tam uyum halinde şu fikir teşekkül etmektedir ki, sekine herhangibir dış, görünen, maddi bir şey değil fakat. insana Allah tarafın- dan ilka edilmiş hir insanın iç lıi'ilidir. Bundan böyle sekilJe kavramı, Yahudi an'anesinden alınma tasvir sıfatiylc sahih bulunduğu asli ma-.

n~dan tamamiyle ayırılmıştır, ve diğcr taaftan bıı değişiklik, tasavvuf ve kelam yoliyle, kdimenin

~\J

J.Ji'e, yani iç uJdınlığı manasına eş şekilde kullanılmasına yol açmıştır.

Nihayet, gerçektcn de dikkate şayandır ki, .••ekine tabirinin tama- miyle uı'ubça kullaıulış ve tatbikine rağmen, kelimenin yahudi aslı, bazı müellifl~r tarafından tereddiidsiiz kabul edilmiştir. Muteber sayı- labilen Hadislerden alınma bir tek misal bu noktada kafi gelecektir.

Sahih &ddedilen kitahlarda, bildiğim kadariyle bu Hadis meveud değil- dir, fakat bu ondan istifade değerini azaltmaz: "Allahın Resfilü şöyle ıledi: Hakikat, Ömer'in diline ve kalbine konulmuştur. - Ve Ali, Allahın Heslılünün şöyle dediğini nakletmektedir: Sekinc'nin Ömer'in dili üze-

t'" t co J J..~

rinde konuşuyor olmasJnı uzak görmezdik (Jk;.i ~=-::>-Ji01 ~_~ \:.J L.

,).E-0\_J Jç.) 35. Ümer'i teheil yolunda hulunmuış Lu Övgü ibaresini, Mi'Jsi ilc ilgili hir yahudi hikmetinin harfiyyen kopyası olarak alıyorum,

3'1 Die Thiere in der illdogermulIist:lım J\1)'lhologie, nı. böliirn (almanca hask., Leipzig, 11\79. s. 31\6 v.d.

35 Bağavi, Mesabih,,' .•-Sunne (Kühire, 129.1), Il, s. 196. [Mişkô/,ı'l-Mesabih III, 227,ı.

6035]. Krş. Zehebi. Zurkani'nİn )Iu\'l,tta şerhi, I, 123. [Arab~ası verilen ibüre Hz. Peygambere değil, Hz. Ali'ye ,.iddir, MSH].

(11)

MÜSLÜMANLARDA SEKtNE KAVRAMı 153

hu hikmcte göre, shekhina ~fısfı'nın hoğaıından konuşmaktadır" (mit- tôkh gerônô shel Mosp.eh)36. i

Bu rivayet, -,-helki de Şiilerle cedelleşme kasdiyle-Ömer'in ıncrte"

Lesini Peygamberinkine yaklaştırmaya hizmet edecekti. Hz. Muhamme- de, iıynı gaye ile şöyle söyletiliyor değilmidir: "Benden sonra hir pey- gamber daha olsaydı, bu şÜl-'hesiz Ömer olurdu!"3?, Ve bir ba~ka uy"

durma heyanda, Ömer'in tamamen Mftsa~ya benzediği söylenmiştir38.

Sekine'nin Ömer'in ağzından konuşuyor olduğunu işitmek; demek ki hiç dt~ hayret verici birşey dt~ğildir, Şüphesiz hiçbir tam müsliiman, sekine'nin bıırada. yahfıdi ibüresindeki mütekahil 'sh"khina kelimesi ile aynı mılIl.ada olduğunu, Ömer'in dilinden konuşanın hizzat Aııah ol.

duğunu söylemeı, zıra Illi takdirde Ömer'i Peygamber mertebesüıe Çl~

karnuş olur. Fakat bizim için bu incelemede mühim olan tek husus, yahudi iharesinin. Müslümanlar tarafından bu şekilde taklid ve tatbik edilmiş olduğunu göstermekten ibarettir.

~6 Herkesçe malıim bu rivilyetin en e"ki kaynağını maalesef hulamıyornm. Dostlarım arasıııılaki Talmııd miitehassıslan da hana hir işarette hulnnamad.lar. Hımn işaret Iııftunda bulunacak!ara peşinen teşekkür ederim.

~7 Tirmizi, Sıınen, II, 293[V, 619, r. 36861. Kr. Mııhammedanische Sıııdien, ll, s. 106.

38 Zehebi, Mi:iinlı'I.I'lidal, L~. 19 y.ukarda [i, 119. r. ,ı681.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yavaş tüy lenen (K) erkek civcivlerde ise primer kanat tüyleri örtü tüyleri ile eşd eğer hatta örtü tüyleri daha uzundur (1 ,9).. Ayak rengine göre cinsiyet

Sol göz alt kapa¤›nda 6 ayd›r giderek büyüyen kitle flikayeti ile göz hastal›klar› klini¤imize baflvuran 65 ya- fl›ndaki bayan hastan›n muayenesinde, sol göz alt

-In the roots of vascular cryptogams (pteridophytes), e.g have a single tetrahedral apical cell. it is generally thought that by its division this gives rise to all the tissues of

Soru kökünde Mike ve Jack için hangi film uygundur ifadesi sorgulanıyor.. Bunlar 16 yaşında oldukları için, D

En el segundo, compararon los elementos de la oración y sus características sintácticas; del estudio de las equivalencias y la clasificación de las diferencias extrajeron

Eşi olan (karşılıklı aynı seviyede uzanan) sekiler akarsuyun düşey olarak derine kazmasının, akarsu yatağının yanal erozyonundan daha hızlı olduğu yerlerde meydana

Bir başka ifadeyle, akarsu tarafından bir jeomorfolojik eşik aşılarak yataktaki depolanmayı veya net depolanmanın olmadığı sabit durumu sona erdiren kazılma

Yapıtın son kitabı olan beşinci kitapta ise, yine özgürlük, zorunluluk gibi konuların yanı sıra, varlık düzeninin yapısı ve bu düzende Tanrı’nın yerini