• Sonuç bulunamadı

Yeni Standart Işık Kaynağı: Gama Işını Patlamaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Standart Işık Kaynağı: Gama Işını Patlamaları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bilim ve Teknik

8

NASA gökbilimcileri, gama ışını patlamalarının bir özelliğini keşfettik-lerini ve bu sayede pek çoğu yeryüzün-deki teleskopların göremediği uzak Evren bölgelerinde meydana gelen bu patlamaların gerçek uzaklığını belirle-yebileceklerini açıkladılar. Evrenbilim-ciler, buluşun Evren’in geometrisinin belirlenmesine yardımcı olacağını ve Büyük Patlamadan sonra ilk dev yıldız-ların ne zaman ve nerede oluştuğu so-rusunu yanıtlayacağını düşünüyorlar.

Gama ışını patlamaları, günde bir-kaç kez, uzayın değişik bölgelerinde meydana geliyor ve süreleri birkaç sa-niyeden, bir dakikaya kadar değişiyor. Bunların, Büyük Patlama dışında mey-dana gelen en şiddetli patlamalar oldu-ğu düşünülüyor.

NASA Goddard Uzay Uçuş Merke-zi’nden Dr. Jay Norris başkanlığındaki ekip, Dünya yörüngesindeki Compton Gama Işını Teleskopu’nun gönderdiği verileri incelediklerinde, tek bir patla-madan yayılan değişik enerjideki gama ışınlarının, Dünya’ya farklı sürelerde eriştiğini belirlemişler. Yapılan

gözlem-lere göre, daha yüksek enerjideki gama ışınları Dünya’ya, görece düşük enerji-li olanlardan daha önce geenerji-liyor. Bu za-man farkı, patlaza-manın tahmini doruk parlaklığını ve uzaklığını gösteriyor. Araştırmacıların belirlemelerine göre, daha parlak patlamalardan gelen yük-sek ve düşük enerjili gama ışınlarının ulaşım sürelerindeki fark daha kısa.

Gama ışını patlamalarının ilk kez 1960’lı yılların sonunda fark edilmesi-ne karşın, gökbilimcilerin çoğu bunla-rın çok uzaklarda, Evren henüz çok gençken meydana geldiği konusunda ancak son yıllarda anlaşmaya vardılar. Patlamalar, gama ışını enerjilerinde çok hızla sönükleşiyor ve yerleri kolay be-lirlenemiyor. Bu nedenle optik teles-kopların patlamadan geriye kalan ışığı zamanında yakalayıp, uzaklığını belir-lemeleri zorlaşıyor. Şimdiye değin bin-lerce gama ışını patlaması görülmesine karşın, bunların yalnızca birkaçında uzaklık belirlenmesine yardımcı olacak optik fosil ışık ya da “evsahibi gökada” görülebilmiş. Buna karşılık Goddard ekibinin buluşu, yalnızca gama ışını

ve-rileriyle patlamanın uzaklığını belirle-me olanağı sağlıyor.

Patlamanın gerçek parlaklığı, ışınla-rın kırmızıya kayma derecelerinden, ya da şimdi fotonların ulaşım sürelerinde-ki farklardan belirlenebiliyor. Dünya yörüngesindeki gama ışını detektörle-riyse, bu ışınımın, geldiği andaki par-laklığını ölçüyorlar. Gerçek parlaklıkla görünen parlaklık arasındaki bu fark, kaynağa olan uzaklığı güvenilir bir bi-çimde veriyor.

Daha önce Amerikalı gökbilimci Henrietta Leavitt, Cepheid adı verilen değişken yıldızların gerçek parlaklıkla-rıyla, değişim süreleri arasında benzer bir ilintiyi ortaya koyarak yakın göka-daların uzaklığını başarıyla belirleyen bir standart ışık kaynağı elde etmişti. Ancak uzak gökadalarda yıldızlar tek tek görülemediğinden, bu standart kaynak işe yaramıyor. Bu nedenle gök-bilimciler uzak gökadalar için, orta bü-yüklükteki yıldızlardan arta kalan be-yaz cücelerin, yakınlarındaki bir yıldız-dan kütle çalarak 1,4 Güneş kütlesine erişmeleriyle meydana gelen ve çok uzaklardan görülebilen Ia türü süper-novaları, standart ışık kaynağı olarak kabul etmekteydiler. Bunlarda da pat-lama enerjisi değişmediğinden, görü-nür parlaklıklarındaki farklılıklar, uzak-lıklarını ortaya koyuyor. Ancak gama ışın patlamaları çok daha güçlü oldu-ğundan, gökbilimciler bunların, süper-nova patlamalarının bile optik teles-koplarımızca görünemediği uzaklıklar için, güvenilir bir standart kaynak ola-bileceği görüşündeler.

NASA basın bülteni, 23 Kasım 1999

Yeni Standart Işık Kaynağı:

Gama Işını Patlamaları

Şimdiye değin Chandra uydu-suyla X-ışını gökbilimi alanında te-keli elinde bulunduran ABD’ye, üs-tün nitelikli bir başka teleskopu 10 Aralık’ta uzaya gönderen Avrupa ra-kip çıktı. Avrupa Uzay Ajansı ESA’nın, Ariane-5 roketiyle fırlattığı 15 metrelik dev teleskop, XMM (X-Ray Multimirror Mission) teleskopu adını taşıyor.

Bazı gökbilimciler, 689 milyon dolara mal olan XMM’in, Chand-ra’ya göre beş kat daha duyarlı oldu-ğunu öne sürerken, bazılarıysa Chandra’nın ince ayrıntıyı görmekte daha başarılı olduğunu belirtiyorlar.

Chandra, uzaya fırlatıldığı geçen Temmuz ayından bu yana gönderdi-ği ayrıntılı görüntülerle gökbilimci-ler için giderek büyüyen bir bilgi ha-zinesi sağlıyor.

Fırlatıldıktan üç gün sonra güneş panelleri, teleskop kapağı başarıyla açılan ve yıldız izleme ve yön bulma sistemleri denenen XMM, görüntü-leri, altından yapılmış ve eşmerkez-li daireler biçiminde dizilmiş 58 ta-kım ayna yardımıyla toplayacak. Araçta, biri siyah-beyaz , biri de renkli görüntü çekebilen iki ayrı ka-mera bulunuyor. Teleskopun, Ev-ren’in en uzak bölgelerindeki X-Işı-nı kaynakları ve kara delikler konu-sunda önemli bilgiler sağlaması bekleniyor.

http://www.discovery.com/news/briefs/brief1.html?ct=38556d87 http://news.bbc.co.uk/hi/english/sc/tech/newsid_563000/563249.stm

X-Işını Gökbilimine Avrupada Katılıyor

Referanslar

Benzer Belgeler

TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi, biri 3 metre diğeri 5 metre çaplı iki yeni teleskobun kurulması için de çalışmalara başladı.. Dünyanın büyük gözlemevlerindeki

Sadece BATSE gama ışını verileri kullanılarak gama ışını kaynağının hassas uzay koordinatları belirlenemediği için, patlamalarla bağlantılı ardıl ışımanın

Ancak, bundan 3,5 milyar yıl sonra, Dünya’nın zaten sıcaklıktaki değişimlere çok duyarlı olan biyoküre- si Güneş’in genişleyip daha fazla ısıt-.. ması nedeniyle

Eğer hipernovalarla gama ışını patla- maları gerçekten aynı şeyse, hipernova kabuklarının incelenmesi, bize gama ışını patlamaları konusunda bilmediği- miz pek çok

• Fakat ülkemizde elektrik enerjisi gereksinimini karşılamak için vazgeçemeyeceğimiz enerji üretim kaynağıdır. • Termik santrallerden başka hidroelektrik, nükleer

Fakat bu sistemler için ana sistemin kapalı çevrim suyundan harici olarak açık bir soğutma suyu çevrimi daha gerekmektedir.. Hava soğutmalı kondenserlerde ise sistemin suyu

• Nükleer santral, nükleer reaktörün yakıt olarak radyoaktif maddeleri kullanarak elektrik enerjisi üretmesidir.. Fosil yakıtlı santraller, kömür, petrol gibi

Alternatör ve uyartım dinamosu: Dizel santrallerde, dizel motor yardımıyla. üretilen mekanik enerji doğrudan doğruya veya bir dişli grubu vasıtasıyla