• Sonuç bulunamadı

RESİM-İS EĞİTİMİ ANABİLİM DALINDA YAZI DERSİNİN GRAFİK TASARIM DERSİNE KATKISININ DEĞERLENDİRİLMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "RESİM-İS EĞİTİMİ ANABİLİM DALINDA YAZI DERSİNİN GRAFİK TASARIM DERSİNE KATKISININ DEĞERLENDİRİLMESİ"

Copied!
100
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

RESĐM-ĐŞ ÖĞRETMENLĐĞĐ ANABĐLĐM DALI

GÜZEL SANATLAR EĞĐTĐMĐ BÖLÜMÜ

RESĐM-ĐŞ EĞĐTĐMĐ ANABĐLĐM DALINDA

YAZI DERSĐNĐN

GRAFĐK TASARIM DERSĐNE KATKISININ

DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

YÜKSEK LĐSANS

TEZĐ

Melike BAKAR FINDIKCI

Danışman: Prof. Hülya ĐZ BÖLÜKOĞLU

ANKARA Ekim, 2009

(2)

JÜRĐ ÜYELERĐNĐN ĐMZA SAYFASI

Melike BAKAR (FINDIKCI)’nın “Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-Đş Eğitimi Anabilim Dalında Yazı Dersinin Grafik Tasarım Dersine Katkısının Değerlendirilmesi” başlıklı tezi 01.12.2009 tarihinde, jürimiz tarafından Resim-Đş Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı Đmza

Üye (Tez Danışmanı): Prof. Hülya ĐZ BÖLÜKOĞLU ... ... Üye : Prof. Dr. Temel ÇALIK ... ... Üye : Yar. Doç. Yusuf Baytekin BALCI ... ...

(3)

ÖNSÖZ

Bu araştırma, Yazı dersinin yeterliliğinin ve Yazı dersinde edinilen bilgi ve deneyimlerin Grafik Tasarım dersinde hangi düzeyde kullanıldığının belirlenmesi açısından önemlidir. Bir Grafik Tasarım ürününün başarılı olabilmesi, mesajını hedef kitlelere iletmesi, oluşturduğu özgün düzenlemelerle kitlelerin dikkatini çekmesine ve okunabilir olmasına bağlıdır. Bu nedenle Yazı, Grafik Tasarım dersi için önem teşkil etmektedir.

Araştırmada, Eğitim Fakültesi Resim-Đş Eğitimi Anabilim Dalında Yazı dersinin, Grafik Tasarım dersine katkısının olup olmadığını belirlemek amaçlanmıştır. Yazı dersinin daha iyi işleyebilmesi ve Grafik Tasarım dersine daha olumlu katkılarının olması umulmaktadır.

Bu araştırmanın gerçekleşme aşamasında beni yönlendiren ve tez danışmanım olarak yardımlarını esirgemeyen hocam Sayın Prof. Hülya ĐZ BÖLÜKOĞLU’na, yöntemler kısmının oluşturulmasında içtenlikle ve sabırla sorularımı yanıtlayarak araştırmanın gerçekleşmesinde büyük emeği geçen Arş. Gör. Türker KURT hocama saygılarımla beraber teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca tezimin her aşamasında sabır ve desteğini gördüğüm eşime, aileme, tüm hocalarıma ve arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.

(4)

ÖZET

GÜZEL SANATLAR EĞĐTĐMĐ BÖLÜMÜ RESĐM-ĐŞ EĞĐTĐMĐ

ANABĐLĐM DALINDA YAZI DERSĐNĐN GRAFĐK TASARIM

DERSĐNE KATKISININ DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

BAKAR FINDIKCI, Melike

Yüksek Lisans, Resim-Đş Öğretmenliği Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Hülya ĐZ BÖLÜKOĞLU

Ekim- 2009, 100 sayfa

Bu araştırmanın amacı, Yazı dersinden elde edilen kazanımların Grafik Tasarım dersinde uygulanabilme düzeyini ölçmektir.

Araştırmanın evrenini, Türkiye’deki Eğitim Fakültelerinin Güzel Sanatlar Eğitimi Resim-Đş Öğretmenliği Programında yer alan 28 üniversitenin Grafik Tasarımı Anasanat atölye öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise; Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-Đş Eğitimi Anabilim Dalı 4. Sınıfına devam etmekte olan önceki dönemlerde Yazı dersi almış ve Anasanat atölyesi Grafik olan öğrenciler oluşturmaktadır.

Bu araştırmada, tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modeli, geçmişte olmuş ya da halen var olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır. Bu bağlamda araştırmacı tarafından anket geliştirilmiştir.

Araştırma, pilot ve asıl uygulama olmak üzere iki basamakta gerçekleştirilmiştir. Pilot uygulama, Yazı dersi almış olan Grafik Anasanat Atölyesi 3. sınıf öğrencilerinden 45 kişiye yapılmıştır. Asıl uygulama, Yazı dersi almış olan Grafik Anasanat Atölyesi 4. sınıf öğrencilerinden 60 kişiye uygulanmıştır.

(5)

Araştırma verilerinin çözümlenmesinde, SPSS bilgisayar programından yararlanılmıştır. Elde edilen veriler tablolar halinde sunulmuştur.

Öğrencilerin, araştırmadan elde edilen bulgulara dayalı olarak, sanat eğitimcisi yetiştirilen öğretim kurumlarındaki Resim-Đş Öğretmenliği Programında Yazı Dersinin programdaki yeri, öğrenme-öğretme süreci, Yazı Dersi ve Grafik Tasarım Dersi arasındaki ilişki gibi bazı konularda güçlükler yaşadıkları söylenebilir.

(6)

ABSTRACT

EVALUATION of CONTRIBUTION of the WRITING LESSON to the GRAPHIC DESIGN LESSON in FINE ARTS EDUCATION DEPARTMENT,

ART EDUCATION DEPARTMENT Bakar Fındıkcı, Melike

Master Student in Department of Art Education Thesis Consultant: Prof. Hülya ĐZ BÖLÜKOĞLU

October – 2009, 100 pages

Aim of this research is to measure the applicability of the gaining which are acquired from the writing course, in the Graphic Design course.

Universe of the research is the students from Graphic Design Main Arts Workshop in the Fine Arts Education Department in 28 universities in Turkey. Sampling of the research is students whose Main Art Workshop is Graphic and who took the Writing course in previous terms and continuing to the 4th class in Fine Arts Education Department, Education Faculty, Gazi University.

Screening model is used in this research. Screening model is a research approach that aims to describe a situation which has happened before or exist now, as it is. Therefore survey is developed by the researcher.

Research is realized in two steps as pilot and actual application. Pilot application is made to the 45 students who took the Writing course and are 3rd class in Graphic Main Art Workshop. Main application is made to the 60 students who took the Writing course and are 4th class in Graphic Main Art Workshop.

In the analysis of the research data, SPSS computer program is used. Datas which are collected are represented as tables.

(7)

According to the research findings, it can be said that students who have difficulty in the issues such as relevance of the Writing course in the program of the Fine Arts Education in an education institution which educates art teacher, learning-teaching process, relationship between Writing course and Graphic Design course.

(8)

ĐÇĐNDEKĐLER

JÜRĐ ÜYELERĐNĐN ĐMZA SAYFASI ... ii

ÖN SÖZ ... iii

ÖZET ...iv

ABSTRACT ...vi

ĐÇĐNDEKĐLER ... viii

TABLOLAR LĐSTESĐ ...xi

ŞEKĐLLER LĐSTESĐ ... xii

RESĐMLER LĐSTESĐ ... xiii

BÖLÜM I 1. GĐRĐŞ ... 1 1.1. Problem Cümlesi ... 1 1.2. Alt Problemler ... 1 1.3. Araştırmanın Amacı ... 2 1.4. Araştırmanın Önemi ... 2 1.5. Varsayımlar ... 3 1.6. Sınırlılıklar ... 4 1.7. Tanımlar ... 4 BÖLÜM II 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 5 2.1. Yazının Tarihçesi ... 5

2.2. Yazı Tasarımının Ustaları ... 15

2.3. Yazı ve Grafik Tasarımını Etkileyen Akımlar ... 20

2.4. Gutenberg Matbaası ... 34

(9)

2.6. Tasarım ... 37

2.7. Grafik Tasarım ... 37

2.8. Grafik Tasarımın Tarihi ... 40

2.8.1. Grafik Tasarımda 50’li ve 60’lı Yıllar ... 41

2.9. Türkiye’de Grafik Tasarım ve Grafik Tasarım Eğitimi ... 45

BÖLÜM III 3. YÖNTEM ... 51

3.1. Araştırmanın Modeli ... 51

3.2. Evren... 52

3.3. Örneklem ... 52

3.4. Veri Toplama Aracı ... 52

3.4.1. Geçerlilik ve Güvenirlik ... 53

3.5. Verilerin Toplanması ... 57

3.6. Verilerin Analizi... 57

BÖLÜM IV 4. BULGULAR VE YORUMLAR ... 59

4.1. Uygulamaya Đlişkin Bulgular ve Yorum ... 59

4.2. Anketlerin Değerlendirilmesine Yönelik Bulgular ve Yorum ... 59

4.2.1. Cinsiyet ile Đlgili Bulgular ve Yorumlar ... 59

4.2.2. Mezun Olunan Lise Türü ile Đlgili Bulgular ve Yorumlar ... 61

4.2.3. Yazıyla Đlgili Bilgilerin Çoğunun Nerede Öğrenildiğine Đlişkin Bulgular ve Yorumlar ... 63

4.2.4. Yazı Dersinde Yazıyla Đlgili Verilen Temel Bilgiler ile Đlgili Bulgular ve Yorumlar ... 65

(10)

4.2.6. Logo ve Logotype Tasarımı Yaparken Yazının Önemi ile Đlgili

Bulgular ve Yorumlar ... 70

4.2.7. Afiş Tasarımında Dikkat Çekmesi ve Afişin Konusunu Anlatması Bakımından Yazı Karakterlerinden Yararlanma ile Đlgili Bulgular ve Yorumlar ... 72 BÖLÜM V 5. SONUÇ VE ÖNERĐLER ... 74 5.1. Sonuç ... 74 5.2. Öneriler ... 77 KAYNAKÇA ... 79 EKLER ... 83 Ek 1: Yazı Dersinin Grafik Tasarım Dersine Katkısı Đle Đlgili Öğrenci Görüşlerini Belirleme Anketi ... 84

Ek 2: Anket Đzni ... 86

(11)

TABLOLAR LĐSTESĐ

TABLO Sayfa

1. Geçerlik ve Güvenirlik ... 54 2. “Yazı Dersinin Grafik Tasarım Dersine Katkısı” Anketinde Yer Alan Alt

Boyutların, Cronbach Alpha Değerleri ve Madde Toplam Korelasyonları ... 57 3. Cinsiyet Değişkenine Göre U Testi Sonuçları ... 59 4. Araştırmaya Katılan Öğrenci Görüşlerinin Lise Türüne Göre Karşılaştırılmasına Đlişkin KruskalWallis H-Karşılaştırma Testi Sonuçları ... 61 5. Yazı - Grafik Değişkenine Göre U Testi Sonuçları ... 63 6. “Yazı Dersinde Yazıyla Đlgili Verilen Temel Bilgiler” Boyutunda Yer Alan

Maddelere Đlişkin Dağılım ... 65 7. “Grafik Tasarımda Yazının Önemi” Boyutunda Yer Alan Maddelere Đlişkin

Dağılım ... 68 8. “Logo ve Logotype Tasarımı Yaparken Yazının Önemi” Boyutunda Yer Alan Maddelere Đlişkin Dağılım ... 70 9. “Afiş tasarımında dikkat çekmesi ve afişin konusunu anlatması bakımından yazı karakterinden yararlanma” Boyutunda Yer Alan Maddelere Đlişkin Dağılım ... 72

(12)

ŞEKĐLLER LĐSTESĐ

ŞEKĐL Sayfa

Şekil 1. Garamond Yazı Karakteri ... 15

Şekil 2. Bodoni Yazı Karakteri ... 16

Şekil 3. Caslon Old Style Yazı Karakteri ... 16

Şekil 4. Egyption Yazı Karakteri ... 17

Şekil 5. Futura Yazı Karakteri ... 17

Şekil 6. Times New Roman Yazı Karakteri ... 17

Şekil 7. Helvetica Yazı Karakteri ... 18

Şekil 8. Goudy Yazı Karakteri ... 18

Şekil 9. Gill Sans Yazı Karakteri ... 19

(13)

RESĐMLER LĐSTESĐ

RESĐM Sayfa

Resim 1. Celî Divanî üslubunda düzenleme (1957) ... 9

Resim 2. Ahmed Hilmi - Aslan Formu... 10

Resim 3. Arap harflerinin insan gövdesiyle ilişkisi ... 11

Resim 4. Jules Chéret , Litografi (1889) ... 21

Resim 5. Aubrey Beardsley, Kitap Đllüstrasyonu (1893-94) ... 22

Resim 6. Eugene Grasset, Tiyatro Afişi (1889) ... 23

Resim 7. Théophile-Alexandre Steinlen, Gölge Oyunu için Afiş (1896) ... 23

Resim 8. Ardengo Soffici, Typogramlar (1915) ... 24

Resim 9. El Lissitzky, Beyazları Kırmızı Kamayla Vurun (1919) ... 26

Resim 10. El Lissitzky, Kitap Kapağı Tasarımı (1925) ... 26

Resim 11. Alfred Leete, Savaş Afişi (1915) ... 27

Resim 12. Joost Schmidt, Bauhaus Sergi Afişi (1923) ... 28

Resim 13. Eric Gill, Harf Tasarımı ... 29

Resim 14. Piet Zwart, Broşürden bir sayfa (1931) ... 30

Resim 15. Josef Müller-Brockmann, Konser Afişi (1954) ... 30

Resim 16. Otto Storch, Mc Call’s dergisinden sayfa tasarımı (1959) ... 31

Resim 17. Gene Federico, Dergi Đlanı (1953) ... 31

Resim 18. Herb Lubalin, Logo Tasarımı (1967) ... 32

Resim 19. Günther Kieser, Essen Caz Yaşamı Konseri için Afiş ... 32

(14)

BÖLÜM I

1. GĐRĐŞ

Bu bölümde problem, alt problemler, araştırmanın amacı, araştırmanın önemi, varsayımlar ve sınırlılıklara yer verilirken; araştırmada kullanılan bazı terimlere de tanımlar kısmında yer verilmiştir.

1.1. Problem Cümlesi

Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-Đş Eğitimi Anabilim Dalında Yazı dersinde verilen bilgilerin eğitim gereksinimlerini yeterli düzeyde karşılamaması ve bu ders kapsamındaki öğretilen bilgileri öğrencilerin özellikle Grafik Tasarım dersinde kullanamamaları durumu gözlenerek bu araştırmanın yapılması gerekli görülmüştür.

Yapılan araştırma ile öğrencilerin hangi konular üzerinde eksiklerinin olduğunu belirlemek ve Yazı dersinin içeriği irdelenmek istenmiştir. Bu problem durumunun tespiti ile problem cümlesi aşağıdaki şeklini almıştır.

Eğitim Fakültelerinde Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-Đş Eğitimi Anabilim Dalında Yazı dersinin Grafik Tasarım dersine katkısı nedir?

1.2. Alt Problemler

1. Yazı dersinde yazıyla ilgili hangi temel bilgiler verilmektedir?

2. Grafik Tasarımda yazının önemi nedir?

(15)

4. Afiş tasarımında dikkat çekmesi ve afişin konusunu anlatması bakımından yazı karakterlerinden ne ölçüde yararlanılır?

1.3. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, öğrencilerin Yazı dersinden elde ettikleri kazanımları Grafik Tasarım dersinde uygulayabilme derecesini ölçmek ve Yazı dersinin eğitimdeki önemini vurgulamaktır.

1.4. Araştırmanın Önemi

Görsel iletişimin tarihi yazının bulunuşu ile başlamaktadır (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.287). Görsel iletişimin en önemli öğelerinden biri olan yazı, gerek bilgi ve mesajın aktarılmasında gerekse bir yapının cephesinde estetik bir öge olarak çağlar boyunca kendini göstermiştir (Uçar, 2004, s.95). Yazı ve tipografi geçmiş ve günümüzün grafik tasarım sürecinde sözel ve görsel iletişimin önemli bir parçası olarak devamlılığını korumuştur. Kişi ya da kişilerin gereksinimleri, insan hayatında iletişimi zorunlu kılmıştır. Đnsan bu iletişim ihtiyacını gidermek için birçok yol bulmuştur. Đlk olarak resimle başlayan mesaj iletme yöntemi, yazı ile devam etmiştir. Yazı ve yazı ile iletişimin bütün alanlarında kullanılan harf, sayı, sembol, çizgi ve noktalama işaretlerini kapsayan tipografi, mesajı bilgi olarak vermenin dışında görsel olarak da iletilebilmektedir. Yazı, grafik tasarımın tüm biçimlerinde, sıradan sözcüklerden ziyade, iletişimin gücünü arttırmak ve kalıcılık sağlamak amacıyla kullanılır.

Grafik Tasarım görsel iletişim sanatı olduğuna göre bir grafik tasarımın problemi daima iletişimle ilgilidir. Đletişimse, grafik tasarımın hayati unsurudur (Becer, 1999, s.28,34). Doğru mesaj iletmek için daima doğru tasarım ve doğru yazı karakteri kullanılmalıdır.

(16)

Bu bağlamda mesajı iletirken, yazı karakteri seçiminde estetik, uygunluk, okunurluk ve okutabilirlik üzerinde düşünülmesi gerekir. Đçerik ne kadar güzel olursa olsun, okunması zor, çirkin bir yazı ile yazılmışsa okumadaki zorluk, anlamayı ve o güzelliği de bulandırır. Harfler ve sözcükler arasındaki yanlış espaslamalar yapıldığında yazılar, bozuk bir ritim içinde sıralanan ve bu nedenle güçlü ve canlı mesajlar iletmeyen siyah damlacıklara dönüşürler.

Grafik tasarım dinamik bir anlatımı gerektirir. Sanat yapmayı amaçlamaz, ama etkileyici bir iletişim kurabilmek için sanatsal ifade biçimlerinden yararlanır.

Bir Grafik Tasarım ürününün başarılı olması, mesajını hedef kitlelere iletebilmede kullandığı doğru yazı karakterine bağlıdır. Bu kapsamda araştırma, Yazı dersinde öğrenilen bilgilerin grafik tasarım dersinde kullanılıp kullanılmadığını ölçmesi bakımından önemlidir.

1.5. Varsayımlar

1- Yazı dersinde kazanılan bilgi ve deneyimlerin Grafik Tasarım dersine katkısı olduğu düşünülmektedir.

2- Öğrenciler Yazı dersinde öğrendiklerini Grafik Tasarım dersine aktarabilecekleri varsayılmaktadır.

3- Öğrenciler anket sorularına içtenlikle ve gerçeği yansıtacak şekilde cevap vermişlerdir.

4- Araştırma örnekleminin, evreni temsil ettiği varsayılmaktadır.

5- Seçilen araştırma yöntemi araştırmanın amacına ve problemin çözümüne uygundur.

(17)

1.6. Sınırlılıklar Bu araştırma;

1. Gazi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-Đş Eğitimi Anabilim Dalı 2008-2009 Eğitim-Öğretim yılı Dördüncü sınıf öğrencilerinin görüşleriyle sınırlandırılmıştır.

2. Öğrencilerden, cinsiyetlerine, mezun oldukları lise türüne, yazıyla ilgili bilgilerin çoğunu yazı dersinde mi grafik tasarım dersinde mi öğrendiklerine, yazı dersinde yazıyla ilgili hangi temel bilgiler verildiğine, Grafik tasarımda yazının önemine, logo ve logotype tasarımı yaparken yazının önemine, afiş tasarımında dikkat çekmesi ve afişin konusunu anlatması bakımından yazı karakterlerinden ne ölçüde yararlanıldığına ilişkin görüşlerinin alınmasıyla sınırlandırılmıştır.

1.7. Tanımlar

Tipografi: bir mesajı yeni bir görüntü edebiyatı aracılığıyla ve dolaysız olarak iletme yöntemidir (Becer, 2007, s.198).

Grafik Tasarım: Sanatçının elinden özgün bir biçimlendirmeyle çıkan ya da özgün çoğaltmayla elde edilen eserin; bilgi iletmek, basılmak, kitle iletişim araçlarında kullanmak amacıyla hazırlanan; çizgi, yazı, resim ve bunların düzenlemeleridir (Tepecik, 2002, s.17).

Piktogram: Hiyeroglif ve benzeri yazı sistemlerinden bir kavramın karşılığı olarak kullanılan resimsel öğe (Sözen ve Tanyeli, 2001, s.190).

(18)

BÖLÜM II

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. YAZININ TARĐHÇESĐ

Yazının tarihi uzun, karmaşık ve yavaş ilerleyen bir tarihtir. On binlerce yıldan beri insanlar, resimler, göstergeler ve tasvirler aracılığıyla kendini ifade edebilmişler ve bu sayede iletişim kurabilmişlerdir (Jean, 2002, s.12). Pek çok mağarada soyut birtakım şekillere rastlanmıştır. Bu şekillerden anladığımız kadarıyla hayvan çizimlerinde, hayvanın kendisi ile doğrudan veya dolaylı olarak görsel ilişkide bulunulduğu düşünülmektedir (Uçar, 2004, s.19). Đlk olarak çizgiyi, resim yapmada kullanmış olan insanlar, sözle anlatamadıklarını hâl ve tavırla, el, göz ve kaş işaretleriyle, şu veya bu şeyi göstermek suretiyle, sonra şuraya buraya taşlar, kazıklar dikerek, ağaçlara, taşlara kertikler açarak, iplik ve sicimlere düğümler yaparak, çiçek ve baharat gibi aralarında belirli ve güzel sayılan şeyleri birbirine göndererek anlatmaya çalışmışlardır (Yazır, 1981, s.11).

Günümüzden 17 000 yıl önce çizmeyi, şekil ve sembollerle iletişim kurmayı öğrenen insan, seslere işaret vererek oluşturduğu ilk alfabeyi kullanmak için 12 000 yıl beklemişlerdir. Bu süreç içerisinde iletişim kurmada kavramyazı (ideogram) gibi yazı diyemeyeceğimiz pek çok ayrı yol denenmiştir. Sembolik yapıdan işaretlere dönüşen yazı, zamanla daha da basitleşerek değişime uğramıştır. Bu gelişme Fenike alfabesinin ortaya çıkışıyla hız kazanmıştır (Uçar, 2004, s.19,21).

Harfler, piktografik yazıdan tarihsel süreç içinde dönüşerek soyutlanmış temel abece yapılarına dönüşmüşlerdir (Sarıkavak, 2004, s.3). Esasen harf, bir şeyin kenarı demektir. Ses parçası da sözün bir kenarı olduğu için, yazıdaki harfler de söze işaret eden kelime veya cümlenin bir kenarı gibi olduğundan bu sıkı ilişkiden dolayı yazıda harf, ses olan harfin yerine geçen bir vekil sayılmıştır (Yazır, 1981, s.12).

(19)

M.Ö. 4000 yıllarında Sümerler, kil tabletler üzerine kazıdıkları 2000 dolayında resimsel işaretten oluşan bir sistemle iletişim kurmuşlardır. 2000 yıl sonra Mısırlılar 24 işaretten oluşan yeni bir sistem kullanmaya başlamışlardır. Bu sayede insanlar kullandıkları sistemi geliştirerek fonetik dili tanımlanabilir kılmışlardır (Uçar, 2004, s. 21,73,92). M.Ö. 3000 dolaylarında yazının icadı daha büyük miktarda bilgiyi, zaman aralıklarını aşıp daha doğru bir biçimde iletme olanağı sağlamıştır (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.31). Yazının icadı ile insanların yerleşik hayata geçmesi arasındaki eşzamanlılık kesinlikle tesadüf değildir. Đnsan kültürünün ilk basamağı için yazma sanatının sağladığı faydaları iki çeşit olarak sınıflandırabiliriz: Đlk olarak, unutulması mümkün bir deneyim saptanmaktadır. Đkinci olarak ise, bir ileti veya bildirge çok uzaklara gönderilebilmektedir (Sarıkavak, 1998, s.5). Bu nedenledir ki Sümerler ilk yazının işlevini ziraat hesaplarında, muhasebe-defter tutmada kullanmışlardır (Ünver, 2003, s.23).

Antikçağda ise Dicle ve Fırat kıyılarında kendine özgü bir yazı gelişmiştir. Bu yazı, yaş kil tabletler üzerine kazınarak çizilen çivi formuna benzer göstergeler içerdiği için çivi yazısı olarak adlandırılmıştır (Faulmann, Çev. Arda, 2001, s.65). Başlangıçta resimyazı niteliği taşıyan çivi yazısı zamanla sesleri ifade eden yazı biçimine dönüşmeye başlamıştır. Çivi yazısı dekoratif bir yazı olmamış sadece okunmak için kullanılmıştır (Aslıer, 1981, s.2).

Daha sonraki yıllarda Sümer yazısı, eşya ve insan isimlerini içeren 1200 logografik sembollü bir iletişim aracı haline dönüştürülmüştür. Zamanla logografik formun yerini çizgisel formlar alarak alfabe benzeri şekiller oluşturulmuştur.

Çivi yazısının bulunması ile Sümer uygarlığını anlatan masallar, hikâyeler ve destanlar kil tabletlere yazılmaya başlanmıştır. Gılgamış destanını bu sayede biliyor ve hatırlayabiliyoruz. (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.32).

Yine bu dönemde, hukuk kurallarını ilk kaleme alan Babil kralı Hammurabi olmuştur. (M.Ö. 1792-1750) Toplam 282 davayla ilgili kararlardan oluşan bu külliyat

(20)

ekonomik koşullara ve aile hukukuna ilişkin hükümler içermektedir (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.32,33).

Sümerlerin bulduğu çivi yazısı ile önemli değişimler, reformlar ve buluşlar olmuştur. Böylece yazının icadıyla insanlık çağ atlamıştır (Uçar, 2004, s.95). Sümerlilerin icat ettiği yazının binlerce yıl resim-yazı (piktogram), çizgi-yazı (linéaire) ve çivi yazısı (küneiform) olarak Ön Asya’da bütün medeniyetlerde kullanıldığı gibi, üç bin seneye yakın bir zamandan beri de Doğu ve Batıdaki medeniyetlerin tümünde de (Çin-Japon sahası dışında) alfabenin çivi yazısından çıktığı görülmektedir (Cevat, 1933, s.58).

Çivi yazısıyla beraber aynı dönemde, Uzak Doğu’da Çin, Japon yazılarından başka Yakın Doğu’da, Nil vadisinde, Mısır’ın görkemli anıtlarını süsleyen ‘‘hiyeroglifler’’ türemiş ve yaşamıştır (Cevat, 1933, s.39). Hiyerogliflerin M.Ö. 3200 yıllarında ortaya çıktığı düşünülmektedir. Mezopotamyalılardan esinlenerek oluşturulan bu yazı sisteminde, işaret ve hecelerle oluşan yazma sistemini taklit etmemişlerdir. Çivi yazısından farklı olarak hiyeroglif soldan sağa, sağdan sola ya da yukarıdan aşağıya yazılıp okunabilmiş, karakterler kullanıldıkları ortama göre sola ya da sağa dönük kullanılabilmiştir (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.33). Sesçil alfabeye tanımlayıcılar ekleyen Mısırlılar eşsesli kelimelerin birbirinden ayırt edilmesini bu sayede sağlamışlardır. Mısırlılar üç çeşit yazı kullanmışlardır: Bunlardan ilki, Hiyeroglif yazıyla aynı dönemde ortaya çıkan Hiyeratik yazıdır. Bu yazı, papaz sınıfının kullandığı bir yazı türüdür. Demotike ise özel yazılarda kullanılan ve hiyeroglifin el yazısı şeklinde olanıdır. Daha açık seçik, harflerin birbirine daha yakın durduğu bir yazı türüdür. Bu iki yazının temeli ise hiyerogliftir (Jean, 2002, s.42).

Yazı, Eski Mısırlılarda kendi tarihlerini kaydetmede, hükümdarlarının soyağacını çıkartmada, kraliyet düğünleri ya da savaşlar gibi önemli olayların anlatılmasında kullanılmış, anıtları ve tapınak duvarlarını da süslemiştir (Faulmann, Çev. Arda, 2001, s.22). Aynı zamanda, Sümerlerdeki gibi muhasebe ve hukuk kuralları oluşturmada da kullanılmıştır. Edebiyat için de önemli bir iletim aracıdır.

(21)

Hiyeroglif yazı, Tanrılara ilahiler, tarihsel masallar ve macera romanları gibi farklı türlerde karşımıza çıkmıştır (Jean, 2002, s.31).

Uzak Doğu’da Çin’de ise, yazıdan önce düğümlenen sicimler kullanılmıştır. Çin yazısı, bir kelime yazısıdır; her gösterge bir kavramı ifade etmektedir. Çin yazısı 50 000 kadar göstergeye sahiptir. Fakat günümüzde kullanılan sadece 214 temel gösterge kalmıştır (Faulmann, Çev. Arda, 2001, s.49).

Arapların ve Đbranilerin Sami ataları olan Akadlar ise, Mezopotamya’ya egemen olduklarında (Jean, 2002, s.18) çivi yazısının, ses-yazı özelliğini daha da geliştirmişlerdir. Basit muhasebe işlemleri için ortaya çıkan yazı, Mezopotamyalılar için iletişim kurmanın, düşünmenin ve ifade etmenin yolu olmuştur (Jean, 2002, s.18). M.Ö. 2000 yılına doğru Sami kavmi her bir harf için sembol bularak 21 harflik bir alfabe oluşturmuşlardır. Bu dil tarihler boyunca pek çok ulus tarafından kullanılmıştır (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.35).

M.Ö. 2000 yıllarına gelindiğinde ise bugünkü Lübnan, Suriye ve Đsrail’in bulunduğu bölgede yaşamış olan Fenikeliler, Sümerlerin yazı sistemini çeşitli sembollerle geliştirerek alfabetik yazıyı bulmuşlardır. Fenikeliler, ticaret alanında gelişmiş bir toplumdur, denizcilikte ileri tekniğe sahiptirler ve bu alfabeyi de deniz yoluyla Yunan uygarlığına taşımışlardır. Yunanlılarda bu alfabeyi geliştirerek son şekli olan Latin alfabesini oluşturmuş ve bu alfabe günümüz alfabesinin temeli olmuştur (Ünver, 2003, s.23). Bu yazının daha modern şeklini bugün Đbraniler ve Araplar kullanmaktadırlar. Bu fonetik alfabe, bütün duyguların aynı anda kullanımını, yani sözlü konuşmayı, görsel bir koda indirgemiştir (Mcluhan, Çev. Çoğalı Güven, 2001, s.67).

Yunanlılar Fenike alfabesine a,e,i,o,u, gibi sesli harfler eklemişler, yazıya geometrik bir uyum ve estetik kazandırmışlardır. Harfler aynı satır çizgisi üzerine yerleştirilmiş ve yazının yönü bugün kullandığımız gibi, soldan sağa doğru çevrilmiştir (Becer, 1999, s.90).

(22)

Arabistan’ın kuzeyinde yaşayan Nabatlılar’ın Fenike yazısından uzaklaşarak henüz Arap yazısına dönüşmemiş bir yazı kullandıkları görülmektedir. Bu yazının özünü Arami asıllı Nabati yazısı oluşturmaktadır. Đlk Arap yazıtlarının M.S. 512-513 tarihli oldukları bilinmektedir. Bu yazı Đslam dininden kısa bir süre önce bulunmuş, Đslam’ın hızlı yayılması sonucu bütün dünyaya ulaşmıştır (Jean, 2002, s.54,55,56). Araplardan yayılan yazıya en büyük hizmeti Türkler yapmışlardır (Alparslan, 1999, s.13). Türklerin Đslam dünyasına katıldıkları dönemde Hat önemli bir sanat dalı haline gelmiştir. Kur’an’la birlikte Fas ve Hindistan’a kadar yayılan bu yazı, Fas, Cezayir, Tunus ve Mısır Müslümanları, Avrupadaki Türkler, Suriyeliler, Persler, Afganlar ve Hindistan’da yaşayan Müslümanlarla Tatarlar tarafından kullanılmıştır (Sarıkavak, 1998, s.33).

Resim 1. Celî Divanî üslubunda düzenleme, 1957

Arap yazısı da Đbranice gibi sağdan sola yazılıp okunmaktadır. Đşlek yazıda harfler birbirine bağlı biçimdedir (Jean, 2002, s.58). Arapça yazılar çoğunlukla inip çıkan basma hareketleriyle oluşturulur ve yuvarlak tabanlı olması neredeyse değişmez bir unsurdur (Frutiger, 1998, s.3). Arapçanın özelliği olarak, sessiz harften kendi bünyesinde vereceği kısa sesleri belirtmek için de ‘‘hareke’’ işaretleri

(23)

oluşturulmuştur (Sarıkavak, 1998, s.35). Noktalarla birleştikleri zaman sayıları yirmi dokuza çıkan on sekiz harften oluşmaktadır (Jean, 2002, s.58).

Resim 2. Ahmed Hilmi - Aslan Formu

Abbasilar döneminde vezir olan Đbn Mukle Arap yazısını kurallar içine almış ve buna da ‘‘aklâm-ı sitte’’adını vererek çeşitli yazılar meydana getirmiştir. Bunlar; Kufî, Karamatî, Neshî, Ta’lik, Dîvanî, Sülüs veya Reyhanî, Rık’a, Mağribi’dir. Sami dillerinin özelliği Arapça ve Đbranicedeki gibi çok az ünlü harf içermesidir (Faulmann, Çev. Arda, 2001, s.95).

Arap harfleri geometrik değildir, insan gövdesi ve duruşuyla ilintilidir. Türk sanatçılarına göre yazı, resim demektir. Yazı, natüralist değil sürrealist bir resimdir. Harflerle, insan biçimleri arasında benzerlik vardır. Türklerin güzel yazılarının üç ana karakteri şöyledir:

1. Geometrik değildir.

2. Đnsan gövdesi, kafası ve organlarıyla ilgilidir. 3. Đnsan şekillerinin kopyası değildir.

(24)

Resim 3. Arap harflerinin insan gövdesiyle ilişkisi

Bu özellikleri doğrultusunda Türk güzel yazıları yazı olmaktan çıkar, bir resim sanatı olur. Bu sanata da güzel yazı sanatı, hattatlık, kaligrafi diyebiliriz (Baltacıoğlu, 1958, s.17,26). Yazının, sanat haline dönüşmesinde Đslam geleneğinin tasvire yönelik sanatı yasaklamış olması yazının büyük değer kazanmasını sağlamıştır (Sarıkavak, 1998, s.36).

Yazının yazıldığı malzeme de bölgelere göre sürekli değişmiştir. Mezopotamya kültür bölgesinde çamur tabletler, Mısır bölgesinde papirüs ve Uzak Doğu Asya ya da Çin kültür bölgesinde tahta yüzeyler yazıyı kalıcılaştırmak ve geleceğe aktarmak için kullanılan ilk yazma yüzeyleridir. Zaman içerisinde yazıyı aktarma ve yazıyı biçimlendirme araç gereci genel fakat ağır bir süreçten geçerek değişime uğramıştır. Örneğin Çin kültür bölgesinde kemik ve kaplumbağa kabukları yerini tahta yüzeyler ve ipek kumaşlara bırakmıştır (Sarıkavak, 2004, s.3).

Tarihin ilk yazılı belgeleri Sümerlerin kil tabletleri olmuştur. Kil tabletlerin avantajı olduğu kadar dezavantajları da olmuştur. Örneğin birkaç sayfalık külliyelerin zor taşınıyor olması ve saklanmasında yaşanılan problemlerden dolayı

(25)

yazı yazmak için başka malzeme kullanımının araştırılmasına gidilmiştir. Mısırlılar bu soruna başka malzeme kullanarak çözüm bulmuşlardır. Mısırlılar Nil nehri bölgesinde çok yetişen papirüs bitkisinin liflerini ezerek yazı yazılabilecek ince sahifeler elde etmişlerdir. Ptolemoias hanedanı döneminde papirüsün Mısır dışına çıkartılması yasaklanmıştır. Đşte parşömen, bu ambargoyu kırmak için ortaya çıkmış bir malzemedir. Buna rağmen ilk çağın önemli bilimsel eserleri papirüs üzerine yazılmıştır (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.39,40,41).

Anadolu’da ise yazıcılar farklı teknikler geliştirmişlerdir. Eski zamanlardan beri hayvan derisi kullanılmış, ancak bu süreç zorunluluk ile birlikte hayvan derilerinin inceltilip yüzeyi pürüzsüzleştirilmeye çalışılması gibi uzun ve zahmetli bir süreç olduğu için yeni araçlar bulunmuştur.

Đbraniler deri, Persler bambu örgüsü, Çinliler ipek üzerine yazmışlardır. Kâğıt ise M.Ö. 1 veya 2 yüzyıl önce Çin’de icat edilmiştir. Han hanedanının Tarım Bakanı Cai Lun tarafından bulunan kâğıt, ağaç kabuğu, kenevir artığı, paçavra ve balık ağlarından kâğıt hamuru elde edilmiş (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.42), sonra bu karışım hasır üzerinde kurutularak bir çeşit kâğıt elde edilmiştir (Uçar, 2004, s.97). 8. yüzyıldan itibaren ise kâğıt yapımcılığı Batı’ya doğru kaymıştır. 725’te Orta Asya’da kâğıt üretilmeye başlanmıştır (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.42,43).

Bilginin ve onun görünür biçimi olan yazının önemi tarih çağları boyunca gitgide artmış, bilginin koruyucusu yazı ve elyazması eserler, fermanlar, duyurular vb. gibi “yazılı” ürünler gündelik yaşamın gereksinimlerinin dışında bir sanat uğraşısına dönüştürülmüştür. Đşte, harflerin sanatsal bir yaklaşımla ele alınması yoluyla yapılan düzenlemeler Batı sanatında “Kaligrafi”, Doğu sanatında “Hüsn-i Hat” yani “güzel yazı” olarak adlandırılmıştır. Güzel yazı, Osmanlı devrinde, resmi eğitim kurumlarında daima muhafaza edilmiştir. Kaligrafi ya da Hat sanatında harf elle üretilir; yani tenseldir ve sanatsal biçim anlayışında son derece öznel, anlık ve değişken olanaklar sunmaktadır. Yazı, doğrudan hattatın, kaligrafistin, katip ya da yazmanın ustalığı ve “zanaatkârane” birikimiyle biçimlenir ve daha kendine özgüdür

(26)

(Sarıkavak, 2004, s.3). Bu nedenle Hat sanatı bakımından Anadolu sahası daha bol yazı örneklerine sahip olmuştur (Alparslan, 1999, s.14,16).

Yazma gerek sanat olarak gerekse iletişim biçimi olarak tapınaklar, manastırlar ve din okullarında öğretilmiş ve geliştirilmiştir. 9. ve 10. yüzyıllarda manastırların pek çoğunda bir yazı odası bulunmakta ve bu işle uğraşan bir ekip çalışmaktadır.

Durum Batı’da böyleyken Doğu’da ve Arap Yarımadası’nda da pek farklı değildir. Đslam kültürü medreselerde bu konu üzerinde durmuş; hattat, tezhip ve cilt ustalarının en önemli müşterileri din çevresi olmuştur (Uçar, 2004, s.93).

Roma imparatorluğunun kültürel yapısı Batı toplumlarını oldukça etkilemiş olup Roma alfabesinin 21 harf temeline dayanan yapısı, Batı dünyasında yazı dilinin oluşmasına kaynaklık etmiştir (Becer, 1999, s.90). Roma’da miladi yılın başlarında kitaplar rulo yerine ‘‘codex’’adı verilen bir sistemle yazılmaya başlanmıştır. Bu sisteme göre, parşömen tabakalar katlanarak kesilmiş ve günümüzdeki kitaplar gibi, sayfa sayfa bir araya getirilmiştir (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.42).

Roma Đmparatorluğunun çöküşü ile ortaçağ feodal toplumların yönetimine geçmiştir. Hıristiyan manastırı eğitim ve kültürün merkezi haline gelmiştir. Bilgi saklamak için ‘‘manuscript’’ adı verilen elyazmaları ortaya çıkmıştır. Metinlerin elle yazımı harflerde yalınlaşmaya yol açmış ve böylece uncial ve yarı-uncial adı verilen yazı üsluplarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Uncial yazı, büyük harflerden oluşan, az kıvrımlı bir yazı türüdür. Yarı-uncial yazı ise bugünkü kullandığımız küçük harflerin temelidir (Gates, 1988, s.6).

M.S. 800 yılında Roma Đmparatoru Frenk Kralı Şarlman döneminde elyazmalarında değişim sürecine girilmiştir. Sayfa düzeni, yazı ve süslemelerde standardizasyona gidilmiştir. Bundan sonra yazı stili ‘‘Şarlman minüskülü’’ adıyla anılmaya başlanmıştır.

(27)

12. yüzyıl ortalarında; feodal toplum yapısı içinde gelişen Romanesk sanat yerini Gotik üsluba bırakmıştır (Becer, 1999, s.90,91). Önce Fransa’da yazıda dikleşme, daralma ve yatayların kırılması başlamıştır. Böylece Gotik yazı karakteri doğmuştur. Bu yazı, Đngiltere, Đtalya ve Almanya’da yayılmaya başlamıştır (Aslıer, 1981, s.5). Bu dönemde uluslararası ticaretin yaygınlaşmasıyla soylular monarşik yapıya dayalı hükümet kurmaya başlamışlardır. Đşte bu sıralarda açılan yeni üniversitelerin kitaba yoğunlaşan talebi, elyazması kitap üretimini arttırmıştır (Sarıkavak, 1998, s.20).

Latin yazıları, kitap sayfası ve satırlarda en güzel görüneni olmuştur. Kitaplarda ilk ve en çok kullanılan ‘‘Textur’’ yazısı olmuştur (Aslıer, 1981, s.5). Sıkışık bir espas anlayışıyla yazılan bu stil yapısında hemen hemen hiç kıvrım bulunmamaktadır.

Elyazması kitaplar Đslam ve Đbrani kültürü içinde de oldukça önemli bir yere sahiptir. Müslümanlığın kutsal kitabı “Kur’an-ı Kerim”de kullanılan hüsn-i hat sanatı, Đslam sanatının belli başlı dallarından biri olan hat sanatını yaratmıştır (Becer, 1999, s.92).

Avrupa’ya baktığımızda Rönesans hareketinin yayılmaya başladığı ve bu doğrultuda harf tasarımının ciddi olarak ele alındığı görülür. Bu dönemde grafik tasarım ve baskı teknolojisinde çığır açan buluşlardan biri de 1450’de Johannes Gutenberg’in farklı bir anlayışla hazırladığı baskı sistemidir. Gutenberg, metal yazıları kurşun alaşımlar kullanarak oluşturmayı ve bunlardan blok kalıplar elde etmeyi deneyerek bu sistemi hazırlamıştır. Böylece baskı ve çoğaltma çok kolay hale gelmiştir. 14. yüzyılda yazı genellikle keşişlerin, rahiplerin, din adamlarının elinde olduğu için Gutenberg’in bastığı ilk kitap da Đncil olmuştur (Uçar, 2004, s.100).

Almanya’da basılan resimli kitapların en güzel örnekleri Albert Dürer tarafından verilmiştir. 1467’de Conrad Sweynheym ve Arnold Pannartz, Roma kapital yazısı ile Şarlman minüskülünü bir arada kullanarak bugünkü kullanılmakta olan çift kodlu alfabeyi yaratmışlardır (Becer, 1999, s.93).

(28)

2.2. YAZI TASARIMININ USTALARI

16. yüzyıl, Fransız yazı tasarımının altın çağı olarak bilinmektedir (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.236). Geoffroy Tory ve Cloude Garamond’un tasarladıkları yazılar basımevleri tarafından iki yüz yıl kullanılmıştır (Becer, 1999, s.94). Garamond’un kendi adını verdiği yazı karakteri, bugün de sık kullanılan yazılar içinde yer almaktadır. Garamond 1540’lı yıllarda, harf standardını geliştirerek kendisinden sonra gelen yazı tasarımcılarını da etkilemiştir (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.236).

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

Şekil 1: Garamond yazı karakteri

Fransa’da yazı tasarımında, François Ambroise Didot, Fournier’nin tipografik ölçü birimini değiştirerek günümüzde uluslararası düzeyde kullanılan ‘‘punto’’ birimini uygulamaya koymuştur (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.237).

Fransız devrimiyle birlikte eğitim yaygınlaşmaya başlamış, okuryazar kesimde artış görülmüştür. Kitap ve diğer yayınların üretimi artmıştır. Bunun sonucunda grafik tasarım daha da önem kazanmaya başlamıştır. Bilgi akımının hızlanmasıyla kitle iletişim çağı başlamıştır. Yayıncılık, reklam ve afiş tasarımı hızla gelişerek yayılmaya başlamıştır (Becer, 1999, s.96).

16. yüzyıl Đtalya’sına baktığımızda doruğa ulaşan Rönesans’la birlikte, kaligrafi dersi almak moda olmuştur. El yazması yazıların yaygınlık kazanması sonucu gotik yazısının sonu gelmiş, cursiv yani italik yazı kullanılmaya başlanmıştır (Đstek, 2004, s.73). 16. Yüzyıl, Đtalya tipografisine Bembo ve Aldus Mamitius gibi büyük kitap tasarımcılarını kazandırmıştır (Aslıer, 1981, s.7).

17. yüzyılın Đtalya’sı büyük bir tipograf olan Giombattista Bodoni’yi yetiştirmiştir. Basit, asil ve mütevazı büyüklük etkisi yapan bir yazı yaratmak istemiş

(29)

ve Bodoni karakterini yaratmıştır. Organik biçimlere sahip Roman harflerini daha geometrik hale dönüştürmüş, harflerin ince hatları ile seriflerini aynı kalınlıkta tutmuştur (Becer, 1999, s.95). Bodoni fontu gazetelerde özellikle başlık karakteri olarak sıkça kullanılmıştır. Bodoni’nin tasarladığı karakterlerde endüstri çağından yansımalar görmek mümkündür. Bodoni hayatı boyunca 289 yazı karakteri tasarlamıştır.

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

Şekil 2: Bodoni yazı karakteri

Đngiltere’de 1720 ve 1770’li yıllara gelindiğinde ise William Caslon ve John Baskerville gibi tasarımcı matbaacılar baskı sanatının çehresini değiştirmişlerdir (Đstek, 2004, s.73).William Caslon 1720’de “Caslon Old Style” olarak adlandırdığı yazı karakterini tasarlamış ve bu yazı Britanya Đmparatorluğunun her tarafında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır (Becer, 1999, s.94). Caslon fontu daha kolay okunabilmekte ve Garamond’a göre ise daha zarif durmaktadır. Yazı üretimi yaptığı yıllar boyunca da, Latin alfabesi dışında Đbrani, Arap, Yunan, Ermeni alfabeleri içinde yazı karakteri tasarımları yapmıştır. 25 yıl sonra ise John Baskerville daha zarif bir karakter üretmiş (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.237), adına da Baskerwille demiştir. Harfler, Barok stilin etkisinde daha basık ve yayvan formlara sokulmuş, ince-kalın hatlar arasındaki kontrastlar arttırılmıştır (Becer, 1999, s.94-95).

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

Şekil 3: Caslon Old Style yazı karakteri

1720 ve 1770 yılları arasında Fransız sanatında ‘‘Rokoko’’stilinin hakim olduğu süslü ve gösterişli tarz grafik tasarımı da etkilemiştir.

(30)

Yazı karakterleri 19. yüzyılın ilk on yılında genişleyerek kalınlaşmıştır. 1803’te Robert Thorne ilk kalın hatlı yazıyı tasarlamıştır. 1815’te ise Vincent Figgins kare serifli ‘‘Egyption’’ yazı karakterin geliştirmiştir (Becer, 1999, s. 94).

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

Şekil 4: Egyption yazı karakteri

Amerika’da Bruce Roger’ın (1870-1957), Avrupa’da Rudolf Koch (1876-1934) ve Edward Johnston’ın (1872-1944) ilk yazı tasarımları aynı döneme rastlar.

Edward Johnston, Londra metrosu için 1916 yılında ‘‘Underground’’ yazı karakterini tasarlamıştır. Bu tasarım geometrik yalınlığa dayalı ve serifsizdir. Underground yazı karakteri daha sonraki yıllarda ‘‘Gill’’ ve ‘‘Futura’’ gibi karakterlere esin kaynağı olmuştur (Uçar, 2004, s.112).

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

Şekil 5: Futura yazı karakteri

20. yüzyıla baktığımızda 1920’lerin sonunda serifsiz yazılar daha çok tercih edilmiştir. Đngiliz yazı tasarımcısı Stanley Marison’un ‘‘London Times’’ gazetesi için tasarladığı ‘‘Times New Roman’’ karakteri ilk kez 1932’de kullanılmıştır.

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

(31)

1920’li ve 1930’lu yıllarda grafik ve tipografi alanında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Monotype adlı yazı firmasının desteğiyle tasarlanan ilk mekanik dizgili yazı karakteri ‘‘Imprint’’ olmuştur (Becer, 2007, s.44). 1950’lerin ortalarında ise Eduard Hoffman ve Max Miedinger ‘‘New Haas Grotesque’’ adını verdikleri yazı karakterini tasarlamışlardır. 1961 yılında Alman yazı firması Stempel AG tarafından ise ‘‘Helvetica’’ tasarlanmıştır (Becer, 1999, s.105,106).

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

Şekil 7: Helvetica yazı karakteri Frederic Goudy

Amerika’da 1897’de Frederic Goudy ilk yazı karakteri olan ‘‘Camelot Old Style’’ı tasarlamıştır. Ürettiği yazı karakterlerinin yaygınlaşmasının ardından, Goudy’nin fontları ünlenmiştir. Goudy hayatı boyunca 116 yazı karakteri tasarlamıştır. En ünlü yazı karakteri ise kendi adını taşıyan ‘‘Goudy’’ karakteri olmuştur. Bu karakter basın ve yayın dünyasında sıklıkla kullanılmaktadır. Karakter, yumuşak hatlı, serifleri sayesinde geleneksel, eski biçim oranlarında tasarlanmış bir fonttur.

Goudy’nin tasarladığı ve sonradan popüler olan bir diğer yazı karakteri ise ‘‘de Cooperplate’’dir. Goudy bu yazı karakterini sadece büyük harf olarak tasarlamıştır. Bu karakter kısa metinlerde metin yazısı olarak da kullanılmıştır (Uçar, 2004, s.111).

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

(32)

Paul Renner

Almanya’da Paul Renner, içinde dört italik ve iki başlık yazısına yer verdiği ‘‘Futura’’ dizisini 1927 yılında tasarlamıştır. Bu karakter serifsiz bir yazı karakteri olup geometrik formlara ve minimal bir yapıya sahiptir (Uçar, 2004, s.113).

Eric Gill

Johnston’un öğrencisi Eric Gill, Underground’dan etkilenerek ‘‘Gill Sans’’ karakterini hazırlamıştır (Becer, 2007, s.45). Golden Cockerell Roman (1929), Perpetua (1929-30), Solus (1929), Joanna (1930-31), Aries (1932), Floriated Capitals (1932), Bunyan, Pilgrim (1934), Jubilee (1934) tasarladığı diğer yazı karakterleridir. Bu yazı karakterlerinin içinde en ünlüsü ve yaygın olarak kullanılanı ‘‘Gill Sans’’ olmuştur (Uçar, 2004, s.111,112).

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

Şekil 9: Gill Sans yazı karakteri Andrian Frutiger

Adrian Frutiger’in en ünlü tasarımı ‘‘Univers’’ olmuştur. Serifsiz bir yazı karakteri olup, 21 farklı ağırlıkta hazırlanmış ve serifsiz harf karakterine sahip zengin bir yazı ailesine sahiptir (Uçar, 2004, s.116). Gerek başlık gerekse metin kısmında kullanılabilen bu yazı karakteri grotesk tarzındadır.

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWYZ

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

abcdefghijklmnopqrstuvwyz

Şekil 10: Univers yazı karakteri

(33)

2.3. YAZI VE GRAFĐK TASARIMINI ETKĐLEYEN AKIMLAR Art and Crafts

Sanatlar ve El Sanatları anlamına gelen Art and Crafts akımı, 19. yüzyıl sonuna doğru Endüstri devriminin, sanat ve tasarım alanındaki ticari belirleyiciliğinde etkili olmuştur. Bunun yansıması olarak da elle üretilene yönelinmiştir (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.238). Akımın öncülerinden William Morris, uzun süre kitap tasarımıyla ilgilenerek zarif elyazması kitaplar hazırlamıştır. Daha sonra grafik ve baskıya geçmeye karar veren W. Morris, Roman ve Gotik üsluplarından esinlenen yazı karakterleri tasarlamıştır. Morris, ilk olarak ‘‘Golden’’ yazı karakterini daha sonra da ‘‘Troy’’ adlı yazı karakterini tasarlamıştır.

Bu karakterler Art and Crafts akımının Amerika’da da gelişmesine sebep olmuştur. Kitap tasarımcısı Bruce Rogers ve harf karakteri tasarımcısı Frederic Goudy, kitap tasarımı ve tipografiye canlılık getirmişlerdir (Bektaş, 1992, s.15,16). Goudy, Đtalyan ve Rönesans dönemindeki tipografik tasarımlardan esinlenerek ‘‘Goudy’’ yazı karakterini üretmiştir (Becer, 1999, s. 100). Goudy, sanat hayatı boyunca 122 tane yazı karakteri tasarlamıştır.

Kelmscott Basımevi, grafik tasarım ve kitap tasarımına büyük katkılar sağlayarak, kitap tasarımının bir sanat haline gelmesini sağlamıştır. (Bektaş, 1992, s.16,17).

Art Nouveau

Bu akım 1890-1910 yılları arasında tüm dünyayı etkilemiş, dekoratif bir üsluptur. Bu stilin özellikleri ise çiçek motifleri, organik biçimler ve akıcı, yuvarlak çizgilerdir. Özellikle illüstrasyon, kitap ve afiş tasarımı alanlarında oldukça başarılı örnekler vermişlerdir. Jules Chéret ile başlayan afiş geleneği, Henri de Loulouse-Lautrec ve Alphonse Mucha ile devam etmiştir (Becer, 1999, s. 100).

(34)

Resim 4. Jules Chéret , Litografi (1889)

Đngiliz Art Nouveau hareketinin grafik tasarım tarihindeki ünlü iki ismi olan James Pryde ve William Nicholson modern anlamdaki afişleriyle özgün tarzlarını benimsetmiş, montaj tekniklerini afişlerinde uygulamışlardır.

Amerika’nın en ünlü Art Nouveau temsilcilerinden birisi olan Will Bradley afiş tasarımı, grafik, illüstrasyon, kitap basımı ve harf karakterlerinin kesimlerini gerçekleştirerek birçok dalda çalışmıştır. Yazıyı afişlerinde bir köşede ya da dikdörtgen bir biçim oluşturacak şekilde bütün harfleri aynı boy çizerek tipografiyi tasarım elemanı olarak kullanmış, The Chap Book Style yazı karakterini oluşturmuştur (Bektaş, 1992, s.29).

(35)

Resim 5. Aubrey Beardsley, Kitap Đllüstrasyonu (1893-94)

Art Nouveau, Almanya’da ‘‘Jugendstil’’ adıyla ortaya çıkmıştır. Bu akımda Gotik harflerle motifler birlikte kullanılmıştır. Tasarımcı Peter Behrens, 19. yüzyılın dekoratif yaklaşımıyla 20. yüzyılın işleve dayalı geometrik biçimlerini bir arada kullanarak Jugendstil’i endüstri toplumuna uyarlamaya çalışmıştır. Özellikle AEG firması için gerçekleştirdiği kurumsal kimlik çalışmalarıyla tanınan Behrens’e göre estetik ve işlev birbirini desteklemektedir. Behrens, grafik tasarım konusunda kurumsal kimlik çalışmaları, amblem, logotype, broşür, kataloglar, basın ilanları, afişler, ambalajlar ve ‘Behrens kursiv yazısı’ gibi tipografik konularda da çalışmalar yapmıştır (Bektaş, 1992, s.31,34,35).

(36)

Resim 6. Eugene Grasset, Tiyatro Afişi (1889)

Resim 7. Théophile-Alexandre Steinlen, Gölge Oyunu için Afiş (1896)

(37)

Fütürizm

Fütüristler endüstri çağının hareket ve hız duygusunu bir ifade aracı olarak kullanmışlardır (Becer, 2007, s.53). 1913’te Giovanni Papini’nin ‘‘Lacerba’’ adlı dergiyi çıkarmaya başlamasıyla birlikte tipografik tasarımla sanat alanına girmiştir. Bir sayfada üç dört renk mürekkep kullanılması ve farklı yazı karakterlerinden faydalanılması ifadeyi daha da güçlendirmektedir. Serbest bir şekilde düzenlenen sözcükler, hızı ve atomları anlatmak için kullanılmıştır (Bektaş, 1992, s.43).

Resim 8. Ardengo Soffici, Typogramlar (1915) Dada Akımı

Savaşa karşı bir protesto niteliği taşıyan bu akım, savaştan sonra yıkıcı eylemlerini sürdürmüştür. Planlı kararlarla, rastlantısallığı ve kendiliğindenliği aynı yapı içerisinde birleştirerek tipografik tasarımı geleneksel kurallara bağımlı olmaktan kurtarmıştır. Dadacılar kompozisyonlarında değişik boyutlardaki harflerle sese dayalı imgeler oluşturmayı amaçlamışlardır.

(38)

Dadacılardan Raoul Housmann, harfleri başka formlarla karıştırarak tipografi diline yeni bir boyut kazandırmıştır. Fonetik simgeleri parçalara ayırmış, sözcükleri saf sesler halinde dağıtmış, sonra bunları yeni sözcükler oluşturacak biçimde tekrar bir araya getirmiştir (Becer, 2007, s.85,89,101).

Sürrealizm

Sürrealizm, grafik tasarımın görsel anlatım konusunda gelişmesini sağlamıştır. Bir kavramı veya konuyu birçok açıdan ele alışı bakımından grafik tasarımın görsel dilini zenginleştirdiğini söylemek mümkündür. Bu yöntem sayesinde bir konu veya ürün hakkında verilecek olan mesajı uzun yazılardan kurtararak izleyiciyle doğrudan kurduğu iletişimle görsel anlatımda buluşturmuştur (Bektaş, 1992, s.52).

Rus Konstrüktivizmi

Konstrüktivist tavır, işlevsellik ve teknoloji kullanımını ön plana çıkarmak için özellikle nesne esaslı olmak üzere yeni biçim arayışlarının önünü açmıştır. Bu üslubun ilk örneklerini ise grafik tasarım alanında görmek mümkündür. Örneğin sayfalardaki figüratif süslemeler kaldırılarak geometrik formlar tercih edilmiştir. Fotomontaj ise zarif yazı ve illüstrasyonların yerini almıştır (Becer, 2007, s.110).

Rus Konstrüktivizminin başlıca uygulama alanı yazı tasarımı ve tipografidir. Lissitzky ve Rodchenko bu yaklaşımın en önemli temsilcilerindendir. Alexander Rodchenko’nun tasarladığı ve elle çizdiği yazılar Rusya’da tam siyah (bold) serifsiz yazılar için bir standart halini alarak; matbaalarda, kitap kapaklarında ve başlık yazılarında sıkça kullanılmıştır. Birçok kişi, bu köşeli yazı formunu devrimin yeni sanat stili ile özdeşleştirmiştir. Süslemeden uzak, iri cüsseli ve işlenmemiş formlar, hayatın saflığını ve her türlü gösterişten vazgeçme eğilimini yansıtmaktadır. Çalışmalarında sıkışık espaslı kalın ve serifsiz harflerden oluşan tipografinin çeşitlemelerinin yanı sıra endüstriyel imgeler ile fotomontajlar geniş yer tutmaktadır. 1922 yılından itibaren kitap kapaklarındaki dekoratif unsurları kaldırarak tek renkten

(39)

oluşan zemin üzerine tipografinin vurgulandığı kompozisyonlar uygulamaya başlamıştır (Becer, 2007, s.142,143,150).

Resim 9. El Lissitzky, Beyazları Kırmızı Kamayla Vurun (1919)

Lissitzky, tipografik tasarımlarıyla 20. yüzyıl grafik tasarımının gelişmesinde köklü etkiler yaratmıştır. Grafik tasarımlarında Süprematizmin etkileri görülmektedir (Becer, 2007, s.127). Lissitzky’nin Hans Arp’la hazırladığı bir kitap 1920’lerin en önemli grafik tasarımlarından biri olmasını sağlamıştır. Bu kitapta serifsiz yazı ve şeritler kullanılmıştır (Bektaş, 1992, s.61).

(40)

Resim 11. Alfred Leete, Savaş Afişi (1915) De Stijl

1917’de Hollanda’da De Stijl olarak adlandırılan bir tasarım akımı ortaya çıkmıştır (Becer, 1999, s.104). De Stijl akımında katı geometrik formlara sahip serifsiz yazı karakteri kullanılmıştır. Van Doesburg ile Vilmos Huszar’ın tipografik tasarımlarında, harf formlarındaki yuvarlak ve kavisli çizgilerden kaçınarak kıvrımları kaldırmışlar, harfleri dar ve sıkı dikdörtgen bloklar içerisinde şekillendirmişlerdir. Grubun çıkardığı ‘‘De Stijl’’ ve ‘‘i 10’’ dergilerinde asimetrik sayfa anlayışını benimsediklerini görmek mümkündür (Becer, 2007, s.165).

Bauhaus Okulu

Bauhaus, Yeni Tipografinin ortaya çıkışında en önemli merkezlerinden birisi olmuştur. 1923 yılında Moholy-Nagy grafik tasarım ve özellikle afişin ‘typophoto’ya doğru gelişim içerisinde olduğunu fark ederek bunu çalışmalarında da kullanmıştır (Becer, 2007, s.181,198). Havalı otomobil lastiği için tasarladığı ‘Pneumatik’ afişi typophotoya örnektir (Đstek, 2004, s.75). Typophoto, bir mesajı yeni bir görüntü

(41)

edebiyatı aracılığıyla ve dolaysız olarak iletme yöntemidir. Moholy-Nagy, tipografide de kuvvetli zıtlıklardan yararlanarak açık seçiklikten yana olmuştur (Becer, 2007, s.198).

Hertbert Bayer ve Armin Hoffmann başta olmak üzere yepyeni tasarım ilkelerini hayata geçirmişlerdir. Bu tasarımcıların grafik tasarıma en büyük katkıları tipografi alanında olmuştur. Tasarımda ve tipografide serifsiz ya da batone olarak adlandırılan yazı sistemleri de kullanıma sunulmuştur (Đstek, 2004, s.75). Bayer, tasarımlarında yazı boyutu ve ton değerlerine dayalı güçlü kontrastlıklardan yararlanarak sözcüklerin mesajdaki önemini ön plana çıkaran nesnel bir vurgu hiyerarşisi oluşturmuştur. Güçlü yatay ve dikey formlara dayalı kompozisyonlar kullanmıştır (Becer, 2007, s.205). Evrensel bir yazı karakteri tasarlayarak alfabeyi net ve basit bir biçime dönüştürmeyi amaçlamıştır. Majiskül ve miniskül tip alfabeyle yazı yazıp, bir sesin iki ayrı sembolle ifade edilmesini (A ve a) yanlış bularak 1925’te büyük harf kullanımına son vermiştir. Tipografi elemanı olarak kare, dikdörtgen ve üçgen kullanmıştır (Bektaş, 1992, s. 77).

(42)

Yeni Tipografi

Piet Zwart ve Paul Schuitema modern tipografinin başarılı örneklerini sergilemişlerdir. Mesaj aktarımında içerik ile tekniği bir arada kurgulayarak sıradan yazı karakterleriyle yenilikçi kompozisyonlar oluşturmuşlardır (Becer, 2007, s.222).

Jan Tschichold yeni tipografinin önde gelen isimlerindendir. 1920 yılında yazdığı kitap ve makalelerinde asimetrik tipografiyi açıklayarak anlatmıştır. Bu dönemde serifsiz yazı, her türlü kalınlık ve boyutlar modern yazı karakteri olarak kabul edilmiştir.

1920’lerde birçok serifsiz harf karakteri üretilmiştir. Londra metrosu için tasarlanan yazı karakterini Edward Johnston hazırlamıştır. ‘‘Railway Type’’ adını verdiği serifsiz harf tasarımı halen Londra metrosu için kullanılmaktadır. Bu yazı karakterinden etkilenen Eric Gill ‘‘Gill Sans’’ karakterini oluşturmuştur.

(43)

Resim 14. Piet Zwart, Broşürden bir sayfa (1931)

(44)

Resim 16. Otto Storch, Mc Call’s dergisinden sayfa tasarımı (1959)

(45)

Resim 18. Herb Lubalin, Logo Tasarımı (1967)

(46)

1920’lerde Almanya’da serifsiz, geometrik yapıda harf karakteri tasarlanmıştır. Bu tasarımlardan en başarılısı Paul Renner tarafından tasarlanmış olan ‘Futura’ karakteri olmuştur (Bektaş, 1992, s.87,88).

1970’lerin sonlarına gelindiğinde, gelişmeye başlayan dijital teknoloji, harflerin kimliksizleştirilmesine yol açmıştır. Bütün karakterleri küçük birimlere bölen sayısallaştırma işlemleri sonucunda yazılar standartlaşmış, Romen, Đtalik, bold gibi sıcak dizgi teknolojisine ait tipografik norm ve sınıflamalar önemini yitirmiştir (Becer, 2007, s.275).

Alfabetik yazı, üç bin beş yüz yıldan beri küçük değişikliklerle ayakta durmuş, modern dünyanın kullanma elverişliliğini hep korumuştur (Mcluhan, Çev. Çoğalı Güven, 2001, s.71). Çağdaş dünyada özellikle de reklamın etkisiyle, harf kendi başına bir varlığa dönüşmüştür. Đnce serifli karakterler daha uçucu ve gri bir etkiye sahip olurken, kalın serifsiz karakterler ise, birbirine bitişik olduklarından koyu renk etkisi vermişlerdir (Đstek, 2004, s.45).

Yazı, ses ile doğrudan bir ilişkiye sahip olduğundan kağıt üzerinde söylenen sözün izidir; yazının bir duruşu ve tavrı vardır.

Belki de bu yüzden, değişik biçim ve şekillerde kullanılmış, bu tasarımları da ‘‘yazı karakteri’’ olarak adlandırmışızdır (Uçar, 2004, s.106). Sayıları artık binlerle anılan yazı karakterleri dört ana grupta toplanmaktadır. Bunlar, Tırnaklı (serifli/çentikli) karakterler, Tırnaksız (serifsiz/çentiksiz) karakterler, El yazısı (italik) karakterler ve Dekoratif (özel) karakterlerdir.

a) Tırnaklı (Serifli/Çentikli) Yazılar

Roma anıtlarına kazınan harflerin uçlarındaki keski izlerinden sembolleşerek günümüze kalmıştır. Bu nedenle, serifli karakterlerin isimlerinde ‘‘Roman’’ ifadesi kullanılmaktadır.

(47)

b) Tırnaksız (Serifsiz/Çentiksiz) Yazılar

Bu yazı karakterlerinin uçlarında tırnak yoktur. Serifsiz karakterlere gotik yazı da denilmektedir.

c) Elyazması (Đtalik/Yassı)

Bu yazı karakteri elle yazılan yazıyı taklit etmektedir. El yazılarında harfler birbirine bağlı olmasa da bağlı gibi bir görüntü verilmiştir.

d) Dekoratif (Özel) Yazılar

Anatomik yapısındaki özel kaligrafik görüntüsüyle grafik tasarımda tercih edilen yazılardandır (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.243,244,245).

2.4. GUTENBERG MATBAASI

Mağara duvarına ilk resimlerin çizilmesiyle, dumanın haberleşmede kullanılmasıyla; Mısırlıların savaşları, önemli olayları, dinsel düşünceleri simgelerle yazmalarıyla başlayan kitle iletişimi, 15. yüzyılda Gutenberg’in baskı makinesini bulmasıyla hızlanmıştır. Toplum ve kültürler için önemli bir kitle iletişim aracı olan kitap, bu sayede çok sayıda ve hızlı basılmaya başlanmış. 1600’lerde de ilk gazete yayımlanmaya başlamıştır (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.71).

Gutenberg’ten önceki dönemlerde Babilliler tuğlalara yazı basabilmek için yazı kalıpları geliştirmişler; Asurlular da Mısırlılar gibi, mühür yüzük kullanmışlardır. Romalılar ise isim simgeleri için harf kalıpları kullanmışlardır. Köleleri, hayvanları, ekmekleri, seramikleri işaretlemek için de mühürler kullanmışlardır.

Kitapları kopyalama işi ise ilk defa Çin’de uygulanmaya başlamıştır. 1041 – 1049 yıllarında soğuk demirci olan PI-SIN, hareketli matbaa harflerini bulmuş; fakat

(48)

devamını getirememiştir. 1662 yılındaysa misyonerler aynı denemede başarısız olmuşlardır. Çin’de ancak 1776 yılından itibaren hareketli matbaa harfleri kullanılmaya başlanmıştır (Faulmann, Çev. Arda, 2001, s.201).

Almanya’da 1450 yılında Gutenberg farklı bir anlayışla, metal yazıları kurşun alaşımları kullanarak oluşturmuş ve blok kalıplar hazırlamıştır. Gutenberg kuyumculuk geçmişi olan ve döküm tekniklerini bilen bir ustadır. Metal harflerin oluşturulmasında ilk olarak hece, kelime ve kelime gruplarının metal dökümünü oluşturmuştur. Böylece metal harfleri tekrar tekrar kullanma yöntemiyle kitap basımına hız kazandırmıştır (Uçar, 2004, s.100). Bu sistem sayesinde kâğıdın her iki yüzüne de basılmasını sağlamıştır.

Artık baskı ve çoğaltım işi daha da kolaylaşmıştır. 14. yüzyıldaki bu gelişmeler ışığında grafik tasarımın ağırlıklı konusunu yayıncılık oluşturmuştur. Genellikle de kutsal kitapların tasarlanıp, resimlenerek çoğaltımı ile ilgilenilmiştir. Gutenberg’in geliştirdiği bu sistemle bastığı ilk kitap da Đncil olacaktır (Uçar, 2004, s.93).

1455 yılında da ‘‘Kırk Đki Satırlı Kitab-ı Mukaddes’’ adlı kitabın basımını tamamlamıştır. Üç ciltten oluşan bu Latince kitap, altı dizgici tarafından dizilerek 42 satırlık sütunlar halinde basılmıştır.

1480 yılına gelindiğinde ise Avrupa’da yüz ondan fazla kentte matbaanın kurulduğunu görüyoruz. Köln’de kapak geçirme, basımevi adı, baskı tarihi, kitap adı ve yazar adı uygulaması kullanılmaya başlanmıştır. Gutenberg’in sistemi 19. yüzyılın sonlarına kadar makineleşerek devam etmiştir.

Matbaada yaşanılan bu gelişmeler toplumsal yaşam biçimimizi ve tarzımızı da etkilemiştir. Gazete, radyo, televizyon gibi kitle iletişim araçları kadar reklamcılık ve halkla ilişkiler sektörlerinin gelişiminin temelinde yazıya dayalı icatları görmek mümkündür. Matbaa yazının iletişimdeki gücünün kaçınılmaz sonucu olmuştur (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.50,56,72).

(49)

Günümüz insanı her gün ya posta kutusunda ya da evinin dışında basılı malzemelere rastlamaktadır. Geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında matbaacılığın sayısal anlamda bir değişime uğradığı görülmektedir. Modern okuyucunun basılı malzemeleri tüketme hızı, matbaayı da bu duruma ayak uydurmaya zorlamıştır (Becer, 2007, s.248).

2.5. TÜRKĐYE’DE MATBAANIN GELĐŞĐMĐ

Avrupa’da basımevlerinin hızla yaygınlaşmaya başladığı yıllarda, Osmanlı Devleti matbaa kurulmasıyla ilgili herhangi bir girişimde bulunmamıştır. Günümüze yansıyan bilgiler, 1729-1875 yılları arasında 202 basımevinden 134’ünün 1860 yılından sonra kurulduğunu göstermektedir (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.59,63,64). Lale Devri ilk basımevinin kuruluşuyla simgelenmiştir. Sait Çelebi ve Đbrahim Müteferrika’nın işbirliğiyle 1727’de ilk matbaa kurulmuştur. Bu ilk Türk basımevi bugünkü grafik sanatımızın ilk ocağı olmuştur (Maden, 1985, s.59).

1729’da ‘‘Vankulu Lugatı’’ adlı eser basılmıştır. Ardından ise Katip Çelebi’nin ‘‘Cihannüma’’sının da bulunduğu 17 kitap basılmıştır. Đbrahim Müteferrika’nın ölümünden sonra matbaa 1794’te kapatılmıştır (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.62).

Osmanlı döneminin en önemli matbaalarından biri de Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından Mısır’da kurulan Bulak Matbaası olmuştur. Bu dönemde kurulan matbaalar arasında en önemlileri: Matbaa-i Bab-ı Hazret-i Seraskeriye (1831), Maçka Mekteb-i Harbiye Matbaası (1835), Cedire-i Havadis’i basmak üzere Ceridehane ve Mekteb_ Tıbbiye-i Adliye Matbaası’dır (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.61,62).

1842 yılında ise Mekteb-i Bahariye’de, 1846’da Mekteb-i Adliye’de basımevleri kurulmuştur. Bu basımevleri ders kitabı ihtiyacını karşılamak için açılmışlardır (Kabacalı, 2000, s.71).

(50)

2.6. TASARIM

Tasarlama işi, oluşturulacak yapının organizasyonu ile ilgili her türlü faaliyeti içermektedir. Başka bir deyişle, belirli bir amaç gözetilerek yaratılma eylemidir (Becer, 1999, s.32).

2.7. GRAFĐK TASARIM

Grafik Latince kökenli olup ‘‘grafyn’’dan gelmektedir. Grafik sözcüğünün tanımına bakacak olursak, sanatçının elinden özgün bir şekilde çıkan, bilgi iletmek, basılmak, kitle iletişim araçlarında kullanılmak amacıyla hazırlanmış; çizgi, resim ve yazı düzenlemelerinden oluşan tasarımların tümünü kapsamaktadır (Tepecik, 2002, s.17). Başka deyişle görsel iletişim sanatıdır. Birincil işlevi de, mesaj iletmek, bir ürün ya da hizmeti tanıtmaktır. Grafik tasarımın uygulama alanı ne olursa olsun gücünü iletişimden alır. (Becer, 1999, s.9). Grafik tasarımın en önemli problemi iletişimle ilgilidir. Đletişimse grafik tasarımın var olma nedenidir (Ketenci ve Bilgili, 2006, s.279). Yazılar, fotoğraflar ve resimler grafik iletişimin vazgeçilmez öğeleridir.

Başka bir tanımla grafik tasarım, bir kuruluşun, bir ürünün, olayın, yaşantının tanıtım amaçlı olarak iletişim kanalları yaratacak biçimde yeni bir varoluş biçimine dönüştürülmesidir.

Bu terim ilk kez 20. yüzyılda çoğaltılmak üzere basılan görsel malzemeler için kullanılmış, daha sonraları teknolojinin de gelişmesiyle; film aracılığıyla perdeye yansıtılan, video ile ekrana gönderilen ve bilgisayarlar yardımıyla üretilen görsel malzemeler de grafik tasarım kapsamına girerek bu terimin anlamını genişletmişlerdir (Becer, 1999, s.33).

Đnsanoğlu ilk önce piktogramlardan yararlanmış, ancak bu sistem yazılı iletişimde bazı sorunları da beraberinde getirmiştir. Buna karşı insanlar yüzyıllardır bu sistemi kullanarak bilgilerini, deneyim veya mesajlarını kil, deri, taş veya kağıtlara yazarak aktarmaya çalışmışlardır. Daha karmaşık formlara olan ihtiyaç

Şekil

Tablo 1. “Yazı Dersinin Grafik Tasarım Dersine Katkısının             Değerlendirilmesi” Anketinin Alt Faktörlerine Đlişkin Geçerlik             Analizi Sonuçları
Tablo 2. “Yazı Dersinin Grafik Tasarım Dersine Katkısının Değerlendirilmesi”  Anketinde Yer Alan Alt Boyutların, Cronbach Alpha Değerleri ve Madde  Toplam Korelasyonları
Tablo 3. Cinsiyet Değişkenine Göre U Testi Sonuçları

Referanslar

Benzer Belgeler

özelliklerinden faydalandık. Daha sonra rcirculant matrislerin tersinin de rcirculant matris olduğunu gösterdik. Son olarak elemanları Fibonacci ve Lucas sayılarından

Irregularities in the aortic wall both in thoracic and abdominal section, luminal narrowing of aorta both above and below diaphragmatic level were detected (Figure 2A, 2B).

İşyerinde harcanan saat (saat/hafta) ve işyerinde 1 saatte harcanan MET değerleri (MET/saat) açısından ayakta ve oturarak çalışan bireyler arasında p<0.05

Bugün Batı’nın sahip olduğu kültür miras her alanda Platon ve Aristoteles’in ortaya koyduğu ve tartıştığı kavramlara sıkı sıkıya bağlıdır. Bunlar

Evliliği sevgi temelinde kurmayan ve evliliğe ekonomik güvence olarak bakan, daha yüksek amaçlarını gerçekleştirmede bir araç olarak gören bireyler, evlilik

Hayatın döngüsel (devri) bir süreç olduğu fikri, hinduların dünya görü~üne her düzeyde nüffız etmiştir. Buna göre çağlar tekerrür eder.. Caynizm'deki karma,

Yani, 2011-2018 yılları arasında Katılım 30 endeksinde BR portföyü için risksiz getiri oranı yerine enflasyon oranı kullanılarak oluşturulan Fama French Beş

Örneğin test birim kök için boş olarak kurulduğunda, boş hipotez genellikle red edilemez Eğer boş hipotez zaman serileri durağan ise (alternatifi birim köke sahip)