Hücreler Enerjiyi Nasıl Elde Eder?
MBG 111 BİYOLOJİ I
Ekosistem ve Enerji
Ekosistemde enerjinin akışı güneş ışığı ve ısı şeklinde gözlenir. Tam tersine canlı hücrelerde ise enerji akışı, güneşten gelen enerjinin besinlerdeki bağ enerjisine yani kimyasal moleküller arasında yer alan bağ enerjisine dönüştürülmesi ile saklanır ve korunur (Şekil 9.2) .
Organik Bileşenlerin Oksidasyonu ile Enerji Açığa Çıkaran Yolaklar
•Organik bileşenlerin, diğer bir değişle kompleks moleküllerin metabolik yolaklar yardımıyla parçalanması ile enerji açığa çıkar. Bunlara katabolik yolaklar adı verilir.
•Bu yolaklarda elektron transferi çok önemli bir rol oynar.
Katabolik Yolaklar ve Fermantasyon
•Fermantasyon, şekerlerin ve/veya diğer organik moleküllerin oksijen kullanmadan kısmen parçalanması olayıdır.
•En etkili katabolik yolak ise oksijenli solunumdur. Yani organik bileşenlerin oksijen yardımıyla yıkılması olayıdır.
•Canlıların büyük bir kısmı oksijenli yani aerobik solunum yaparlar. Bir kısım canlı özellikle prokaryotların bir kısmı ise oksijensiz solunum yapar, bu solunuma da anaerobik solunum
•Bütün bu metabolik işleyiş aslında oksidasyon ve redüksiyon faaliyetleri ile gerçekleşir.
• Bu nedenle bu faaliyetler, Red-Ox =Redox ismi ile anılır.
•Burada, metabolik yolağa giren maddelerden bir tanesi elektron kaybederek (+) yüklenir ve yükseltgenir. Buna Oksidasyon denir.
•Bileşenlerden diğeri elektron alarak (-) yüklenir ve indirgenir. Buna ise Redüksiyon adı verilir (Şekil 9.3) .
Enerjinin NAD+ Yardımıyla Kademeli Taşınması ve Elektron Taşıma Zinciri
•Hücreler organik molekülleri, örneğin glikozu doğrudan metabolize edemezler. Bunun yerine bir dizi birbirini takip eden reaksiyon yardımıyla bağlarını kırıp açığa çıkan elektron enerjisini basamak basamak depolarlar ve gerektiğinde kullanırlar.
•Burada açığa çıkan elektron enerjisi de Hidrojen atomuna, diğer bir değişle proton a aktarılır, hidrojen atomu yardımıyla taşınır ve depolanır.
•Hidrojen atomuda doğrudan oksijen atomu ile birleşemez. Bunun için elektron taşıyıcısı olan, ko-enzim yapılı moleküllere aktarılır. Bunlardan biri niacin vitamininden türevlenen Nikotinamid
adenin dinükleotid (NAD+) molekülüdür (Şekil 7.3).
•NAD+ elektron taşımaya çok uygun bir moleküldür. Çünkü kolay oksidasyona uğrar yükseltgenir
(NAD+) ve yine kolayca redüksiyona uğrar indirgenir (NADH).
•NAD+ 2 elektron (2 e-) ve 2 proton (2 H+)taşır. Bunlardan 2 e- ve 1 H+ verir (Şekil 9.4).
•Bu reaksiyon dehidrogenaz enzimi yardımıyla gerçekleşir. Reaksiyon sonucunda bir hidrojen iyonu serbest kalır.
•Canlıların enerji metabolizmasında elektron taşıyıcıları olması maksumum enerji eldesi açısından kritik bir rol oynar .
•Bunun sebebi daha önce bahsedildiği gibi ekosistemde güneşten ve ısıya dönüşen enerji akışında kullanılamayan enerji, canlı metabolizmasındaki elektron taşıma sistemi sayesinde kademeli olarak açığa çıkarılır ve ATP olarak depolanır. Dolayısıyla gerektiğinde kullanılabilir (Şekil 9.5).
Özetle diyebiliriz ki hücresel solunum;
Glikoz→ NADH → elektron taşıma zinciri → oksijen yolunu takip eder.
Oksijenli Solunumun Basamakları (Şekil 9.6)
1. Glikoliz (Şekilde Mavi renkle tanımlanan kısım)
2. Piruvat Oksidasyonu ve Sitrik Asit Döngüsü (Turuncu renkle tanımlanan kısım)
3. Oksidatif Fosforilasyon: elektron taşıma sistemi ve kemiosmosis (Mor renkle tanımlanan kısım)
1.GLİKOLİZ Basamağı
•Bu basamakta bir dizi enzim ve
elektron taşıma sistemi molekülü
NAD
+yardımıyla 6 C’lu 1 glikoz
molekülünden, 3 C’lu 2 piruvat
molekülü elde edilir.
•Reaksiyon sonucunda net kazanç
ise 2 piruvat molekülü ve su, 2ATP,
2. PİRUVAT OKSİDASYONU ve SİTRİK ASİT DÖNGÜSÜ
•Bir glikoz şekerinden iki tane 3C’lu piruvat molekülü oluşumu sitosölde gerçekleşir. Oksijen varlığında piruvat molekülü mitokondriye geçer ve aerobik solunumun diğer basamakları mitokondri içerisinde gerçekleşir.
•Mitokondriye geçen piruvat, orada okside olur ve asetil co-enzim A (Asetil CoA) adını alan bir moleküle dönüşür (Şekil 9.10).
•Bu çoklu bir enzim sistemi yardımıyla üç basmakta gerçekleşen bir olaydır.
1.
Piruvatın (–COO-) grubu CO2 olarak uzaklaştırılır.
2.
İki karbon atomunun oksidasyonu ile asetat formundan, asetik asite dönüşür. Bu arada açığa çıkan elektronlar NAD+ tarafından yakalanır ve NADH formunda tutulur.3.
Son olarak sulfur içeren yapısı ve B vitamini yardımıyla Coenzim A asetil grubuna bağlanır ve yüksek enerjili Asetil CoA yapısı oluşturarak sitrik asit döngüsüne girer.2. (DEVAM) SİTRİK ASİT DÖNGÜSÜ…
•Oksijenli solunumda en çok enerjinin elde edildiği basamak sitrik asit döngüsüdür. •Bu aşamada diğer co-enzim yapısında,
elektron taşıma sistemi molekülü olan, bir B vitamini çeşidi riboflavin’den kökenlenen Flavin adenin dinükleotid (FAD)molekülü yolaklarda görev alır.
•NAD+ gibi kolayca yükseltgenip
indirgenebilen (NADH) bu molekül,
indirgendiğinde FADH2 formunda görülür.
Sitrik asit döngüsü kısaca 8 basamakta gerçekleşir (Şekil 9.12). Buna göre;
1.
Döngüye giren 2 C asetil grubunu indirger. Ortamdaki Oksaloasetat molekülünün asetil grubuna bağlanır ve Sitrat molekülünü oluşturur.2.
Sitrat molekülü su molekülleri giriş-çıkışıyla, isomer yapısı olan İsositrat formuna dönüşür.3.
İsositratın oksidasyonu ile 1 NAD+ indirger ve NADH+H+ haline dönüştürür ve 1 CO2 kaybeder ve
α-Ketogluterata dönüşür.
4.
α-Ketogluterat’ın oksidasyonu ile yine 1 NAD+ indirgenir ve NADH+H+ haline dönüşür, 1 CO2 daha
kaybeder, kükürt içeren Co enzim A eklenmesi ile Süksinil-CoA yapısını oluşturur.
5.
Süksinil-CoA yapısına GTP molekülünden gelen iyonik fosfot (Pi) etkisiyle Co enzim A ayrılır. Ortamdaki iyonik fosfat yardımıyla GDP, GTP’ye dönüştürülür. Bu molekül ATP yapılandırır. Bunun sonucunda Süksinat molekülü oluşur.3. OKSİDATİF FOSFORİLASYON VE
KEMİOSMOSİS
Elektron taşıma sisteminde NADH ve
FADH
2’ye bağlanan hidrojenler yardımıyla
yolaklarda ortaya çıkan elektronların
enerjileri kademeli olarak azaltılır ve son
olarak bu elektronlar O
2atomuna
aktarılarak, oksijen indirgenir ve su haline
dönüştürülür.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
KEMİOSMOSİS
Elektron taşıma sistemi yolakları boyunca açığa çıkan H+
iyonlarının, mitokondri zarlarında yer alan ve hidrojen derecelenmesi (gradienti) ile çalışan proton pompaları yardımıyla, açığa çıkan enerji ile ADP’yi fosforillemesi ile ADP’den ATP sentezi gerçekleşir. Bu olaya
kemiosmosis adı verilir.
5 basamakta gerçekleşen bir olaydır. Buna göre;
1.Hidrojen atomları, elektron taşıma sistemi yardımıyla zarlar arasındaki bölgeye bırakılır. Hidrojen gradienti ile bu H+ iyonları
proton pompalarının membrana çıpalanmış, tutunan, sabit kısmı
(Stator) ile yakalanır.
2. Bunların hareketli (Rotor) kısma gelmesi ile bu kısım şeklini değiştirir ve döner. Herbir alt birimine H+ bağlanması ile dönme
hareketi ortaya çıkar.
3.Bu dönme hareketi ile H+ iyonları mitokondri matriksinde serbest
bırakılır.
4.Rotor kısmının dönmesi ona bağlı iç rot (internal rod) kısmının dönmesine neden olur. Böylece katalitik kısım (Catalytic knob) hareket eder.
5. Katalitik kısmın hareket etmesi ile bir iyonik fosfat (Pi) bir ADP’den ATP sentezlenmesini katalizler (Şekil 9.14)
Aerobik Solunumun Düzenlenmesi
ve Kontrolü (Şekil 9.20)
Glikoz katabolizması ATP
konsantrasyonu tarafından ve Sitrat
Döngüsü (Krebs Çemberi)
içinde oluşan sitrat molekülü
tarafından, baskılanarak kontrol edilir.
Sitosölde yer alan adenozin mono
fosfatın (AMP) ise oksidasyonu uyarıcı-
tetikleyici (stimule edici) etkisi vardır.
FERMANTASYON ve OKSİJENSİZ
SOLUNUM (Şekil 9.17)
Oksijen yokluğunda son elektron
alıcısı olarak Laktat ve Asetaldehit gibi
organik molekülleri kullanırlar.
Bakterilerde son ürün daha da
değişkendir.
Ör:Metanojenler karbondioksiti
kullanırlar, kükürt bakterileri sülfat
kullanır (Şekil 7.18).
•Fermantasyonda son elektron alıcısı olarak farklı organik bileşikler kullanılabilir.
•Fermantasyonda NAD+ indirgenmesi ile
NADH oluşur, böylece enerji yine elektron taşıma sistemi molekülleri yardımıyla organik bir moleküle aktarılır.
•Mayalarda, fermantasyon sonucunda Piruvat dekarbosillenir ve etanol’e dönüştürülür (Şekil 9.18).
•Hayvanlarda, yer alan piruvat oksijenin az olduğu durumlarda laktat’ta doğrudan indirgenir.
Proteinler ve Yağların
Katabolizması
Protein katabolizmasında amino
grupları uzaklaştırılır.
Yağ asitlerinin katabolizmasında asetil
grupları üretilir.