• Sonuç bulunamadı

RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE ANALİZİ 2. SULU ÇÖZELTİLERDE RADYONÜKLİTLERİN KİMYASAL FORMLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Doç. Dr. Gaye Çakal

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE ANALİZİ 2. SULU ÇÖZELTİLERDE RADYONÜKLİTLERİN KİMYASAL FORMLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Doç. Dr. Gaye Çakal"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE

ANALİZİ

2. SULU ÇÖZELTİLERDE

RADYONÜKLİTLERİN KİMYASAL

FORMLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

(2)

Radyonüklitler için analiz edilen numunelerin

büyük bir kısmı doğal sular ve nükleer

işletmelerden atılan atıklar gibi sulu çözeltileri

içerir.

Katı numuneler radyokimyasal analiz öncesi

çözeltiye alınmalıdır.

Çözeltilerin geniş bir aralıkta fiziksel ve kimyasal

özellikleri vardır; bu da radyonüklitlerin fiziksel ve

kimyasal formlarını etkiler.

(3)

Birçok faktör radyonüklitlerin çözeltideki

formunu etkiler. En önemlileri:

pH

Redoks potansiyeli

Çözünmüş gazlar

Metallerle kompleks oluşturan ligandlar

Humik madde

Kolloidler

(4)

SULU ÇÖZELTİLERDE RADYONÜKLİTLERİN

KİMYASAL FORMLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

1. ÇÖZELTİNİN PH’I

2. REDOKS POTANSİYELİ

3. ÇÖZÜNEN GAZLAR

OKSİJEN

KARBONDİYOKSİT

4. METALLER İLE KOMPLEKS OLUŞTURAN

LİGANDLAR

5. HUMİK MADDELER

6. KOLLOİDAL PARÇACIKLAR

(5)

1. ÇÖZELTİNİN PH’I

Çözeltideki pH radyonüklitlerin formunu birçok

yönden etkiler. pH direkt olarak hidrolizi ve

metallerin redoks reaksiyonlarını etkiler. İndirekt

olarak metallerin okside ve silikat yüzeylere

bağlanmasını ve kompleksler oluşturmasını

etkiler.

Bu bölümde esas olarak pH’ın metallerin hidrolizi

üzerine etkisi incelenecektir. Tartışılan

radyonüklitler metallerdir, dikkate değer

(6)

2. REDOKS POTANSİYELİ

• Sulu metal formu için ikinci önemli faktör de sistemin redoks potansiyelidir. Yüksek redoks potansiyeli, metallerin oksitli

formlarını, düşük redoks potansiyeli indirgenmiş formlarını tercih eder.

• Birçok radyonüklit birden fazla oksidasyon halinde görünür ve bunların kimyasal davranışı oksidasyon haline bağlı olduğundan redoks potansiyeli büyük önem kazanır.

• Öncelikle, oksidasyon hali sulu çözeltilerin metal çözünürlüğünü etkiler (bkz. Tablo 3.2). Genelde oksidasyon hali +IV en az çözünür olanıdır, ve oksidasyon hali düştükçe çözünürlük sistematik olarak artar. Yüksek oksidasyon halleri +IV’den daha fazla çözünür ama daha kompleks bir tarz ile.

• İkinci olarak, oksidasyon hali kompleks oluşumunu etkiler. Metal komplekslerin stabilitesi çözünürlük ile aynı davranışı izler. Tablodan

(7)

3. ÇÖZÜNEN GAZLAR

Atmosferde çözünen gazlar doğal sulardaki

metallerin dağılımında önemli rol oynar. Bu

gazların en önemlileri oksijen ve karbon

(8)

5. HUMİK MADDELER

• Hümik maddeler toprağın organik tabakasında oluşan bitkilerin bozunma ürünleridir. Bunlar ayrıca yeraltı suyuna su ile taşınır. Hümik maddeler bitkinin temel polimerik bozunma ürünlerinin – selüloz, hemiselüloz ve lignin – oksik koşullarda bozunması ile oluşur.

• Hümik maddeler fulvik asitler, hümik asitler ve hümin olarak

molekül boyutu ve çözünürlük temeline dayalı olarak sınıflandırılır.

– Fulvik asitler – boyut olarak en küçüktür – nominal molekül ağırlığı 500-1500 g/mol. Bunlar ayrıca hem asidik hem de alkali çözeltilerde çözülür.

– Hüminler – hümik maddelerin en büyüğüdür – molekül ağırlığı 5000 g/mol. Hüminler hem asidik hem de alkali çözeltilerde çözünmez.

– Hümik asitler – fulvik asit ve hüminlerin arasındaki büyüklüktedir – nolekül ağırlığı birkaç bin g/mol. Bunlar alkalide çözünür ama asidik (pH<2) koşullarda çözünmez.

(9)

6. KOLLOİDAL PARÇACIKLAR

Hümik ve fulvik asitlerin yanısıra doğal sularda

radyonüklitlerin dağılımını etkileyen başka önemli bir

faktör de radyonüklitlerin inorganik kolloidal parçacıklar ile

birleşmesidir.

Kolloidal parçacıklar sudaki ince taneli parçacıklardır.

Çapları nanometreden yüzlerce nanometreye değişir. 0.45

m en üst limit olarak alınır.

Kolloidal sistemler göreceli olarak kararlı, ya da

yarı-kararlıdır; askıda olan daha büyük parçacıklar zamanla

tortu + (sediment) olur.

Kolloidal parçacıklar kararlı ya da çözeltide kalıcıdır çünkü

termal harekete bağlı difüzyon hızı yer çekimine bağlı

(10)

7. RADYONÜKLİTLERİN KAYNAĞI VE

OLUŞUMU

Radyonüklitlerin formu kaynaklarından

etkilenir. Doğadaki radyonüklitlerin esas

kaynağı doğanın kendisi, atmosferdeki nükleer

silah testleri, nükleer güç tesisleri ve bu

tesislerdeki kazalar, nükleer silah üretim

tesisleri ve nükleer atık depolarıdır.

Burada radyonüklitlerin fiziksel ve kimyasal

formlarına oluşma işlemlerinin etkisi

Referanslar

Benzer Belgeler

bilinmeye başlaması ile ayırma yöntemleri olarak daha çok çöktürmeye dayalı yöntem geliştirilmiştir.. • 1940larda nükleer silah geliştirme projeleri

ò  Indirgeyici ekivalanlar mitokondri iç membranından geçemez ò  Özel mekik sistemleri dolaylı olarak indirgeyici eşdeğerleri. sitozolik NADH’tan

Glukuronik asit konjügasyonu (glukuronidasyon) Sülfat konjügasyonu (sülfatasyon-sülfasyon). Amino asit (glisin, glutamin ve diğer)

En küçiik, en gözden uzak bahaneler, vesileler ve sebeplerle ne güzel, ne derin hüküm kaideleri kuroknoş.. Parça parça gelen bu kırıntılarla, bakıyorsunuz,

açısından sağlam ve kuvvetli olan yedi kırâati tercih ettiği, dolayı- sıyla da seçmediği okumaları, irab açısından bu yediden daha za- yıf kabul ettiği

Eventual results exposed that using higher order basis functions allows isogeometric analysis to get more accurate results than conventional FEM even in the analyses of free

Hepatitis B virus is a virus that can be life-threatening by infecting the liver. It is infected by body fluids such as blood infected with hepatitis B virus.Chronic B-type viral

In particular, the steps that Used to get the best results and in less time The previous research included several techniques, It includes the use of the DBScan algorithm with the