• Sonuç bulunamadı

DEDEKTÖRLER (ALGILAYICILAR) AST419 Gözlemsel Astronomi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DEDEKTÖRLER (ALGILAYICILAR) AST419 Gözlemsel Astronomi"

Copied!
52
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DEDEKTÖRLER (ALGILAYICILAR)

AST419 Gözlemsel

Astronomi

(2)

Elektromanyetik dalga formundaki enerji akısını ölçülebilir niceliklere çeviren ve kayıt edilmesini sağlayan cihazlardır.

Örneğin ışınım akısını (fotonlar) elektrik sinyallerine (foto elektronlara) çeviren ışıkölçerler (fotometreler) gibi.

Dedektör (Algılayıcı) nedir?

Göz

Fotoğraf Plağı Fotoelektrik Tüp

CCD Yonga

vb.

(3)

İdeal Dedektörün Özellikleri

• Bütün dalgaboylarında gelen her fotonu algılayabilen

• Gelen bütün fotonları tek tek sayabilen

• Bu sayının kaydedilip, işlenmesine olanak sağlayan

• Uzun zaman süreleri boyunca kararlı

• Algılayıcı yüzeyi sonsuz geniş

(4)

Elektromanyetik Tayf

Gamma ışınlarından radyo dalgalarına kadar olası tüm frekanslardaki (dalgaboylarındaki) elektromanyetik ışınımın (dalgaların) dağılımıdır.

Bu ışınımlar, temel olarak foton-atom etkileşmesi ile ortaya çıkar.

(5)

Olabildiğince yüksek duyarlılık altında,

Sinyali olabildiğince kuvvetlendirmek,

Foton akısı ile doğru orantılı yanıt üretmek,

Sinyali olabildiğince kayıpsız kaydetmektir.

Astronomide kullanılan dedektörler

“Zayıf Işık Algılayıcıları”

olarak bilinirler.

Bu cihazlardan temel beklentiler:

(6)

Dedektörlerin Karakteristikleri

1. Kuantum Etkinliği

QE = ölçülen foton sayısı/gelen foton sayısı 2. Tayfsal Yanıt

Bir dedektöre farklı dalgaboylarında fakat eş şiddetli yani yeğinliği eşit ışınlar gönderdiğimizde, çıkışında elde edilen yanıt dalgaboyuna göre değişecektir.

3. Doğrusallık

Bir dedektörün çıktı sinyali, gelen ışık miktarıyla doğru

orantılıysa bu dedektör için “doğrusaldır” denir. İdeal

bir dedektör için, gelen foton sayısı ile çıktı sinyali

düzeyinin tüm dalgaboylarında doğrusal orantılı

olması beklenir.

(7)

Dedektörlerin Karakteristikleri

4. Dinamik Aralık

Dedektör çıkışında, kayıpsız ölçülebilen maksimum ve minimum sinyal

seviyeleri arasındaki orandır.

Dedektörün en yüksek ve en düşük sinyali eşzamanlı ölçebilme yeteneğini ortaya koyar.

5. Gürültü

İdeal olarak, çıktı sinyali gelen foton

sayısı ile doğru orantılı olmalıdır. Ancak çıktı sinyalinde daima belirsizlikler

olacaktır. Bu belirsizlikler genelde

“Gürültü” olarak adlandırılır.

Bu belirsizlik Sinyal/Gürültü Oranı (S/N)

parametresi ile ölçülür.

(8)

Yüksek dinamik aralık özelliği kullanılarak çekilen fotoğraf (sağda)

(9)

SİNYAL / GÜRÜLTÜ ORANI

S/N  kötü S/N  iyi

(10)

Sinyal / gürültü oranı (S/N), dedektöre gelen sinyal seviyesi ile gürültü seviyesinin oranıdır.

Gürültü, gökyüzü arkaalanından gelen ışınıma ilaveten ortamın sıcaklığı, aletsel ve çevresel şartlardan oluşan istenmeyen sinyallerin tamamına verilen addır.

S/N oranının yüksek olması, daha kaliteli bir tayf anlamına gelir ve tayftaki daha çok sayıda zayıf çizginin ölçülebilmesini sağlar.

Düşük S/N oranlarında ise, zayıf çizgiler gürültü seviyesinin içerisinde kalarak ondan ayırdedilemezler ve dolayısıyla ölçülemezler.

SİNYAL / GÜRÜLTÜ ORANI

(11)

SİNYAL / GÜRÜLTÜ ORANI

(12)

Dedektörlerin Karakteristikleri

6. Ayırma Gücü

Bir dedektörün üzerinde oluşan görüntüde iki yakın cismi ayırt edebilme yeteneğidir. Teleskop ve benzeri optik cihazlarla bütünleşik çalışan dedektörlerde hem optik cihazın hem de

dedektörün ayrıma gücü yeteneklerinin bileşkesi bir sonuç ayırma

gücü oluşturur.

(13)

GÖZ

• Açıklık: 2 mm – 8 mm (4 mm)

• Etkin dalgaboyu aralığı 4000 – 7000 A

• Kontrast: 100:1 ile 1.000.000:1 arasında

• 300 – 500 Megapiksel

• Odak uzunluğu: ~ 20 mm veya odak oranı F/3.5

• 7 mm için Ayırma gücü: ~ 14 yay saniyesi Burada,

q : Açısal ayırma gücü

l : Gelen ışığın dalgaboyu D : Göz merceğinin çapı

1.22 D

sin λ

θ 

(14)

Göz’ün Avantaj ve Dezavantajları

Avantajları

- geniş bir tayfsal yanıt - büyük dinamik aralık - yüksek çözünürlük

Dezavantajları

- gelen ışığın çok az bir kesrini algılar

- ışık biriktiremez (1/10 sn’de bir görüntüyü yeniler) - zamanla görüş kalitesi bozulur

- algılanan ışığı kaydedemez

(15)

Fotoğraf Plağı

Fotoğrafçılık 1840’lı yıllarda keşfedildi. Ancak 1900’lü yılların başından itibaren astronomide yaygın olarak kullanılmaya başlandı.

Cam üzerine ince gümüş karışımı kaplanmış (AgBr) plakalardan oluşur. Mikron boyutundaki AgBr kristalleri (grenler) bu plakaya bir jelatin emülsiyonla yapışıktır. Bir foton bu kristallere çarptığında:

Gümüş iyonları serbest kalır ve bir elektronla birleşerek bir gümüş atomu oluşturur

Pozlanmış bu gümüş karışımındaki serbest gümüş atomları plaka üzerinde gizli bir görüntü oluşturur.

Gizli görüntüler daha sonra özel solüsyonlarla işlenir (banyo edilir) ve görüntü ortaya çıkarılır.

Br crystalh radiationAgBre

Ag ( )  ( )

) (atom Ag

e

Ag

(16)

Fotoğraf Plağı

Plak yüzeyindeki ışığa duyarlı gümüşlü kristal tanecikleri (grenler), jelatin emülsyonda rasgele dağılmışlar.

Gren boyutları da rasgele dağılım gösterir.

Daha büyük tanecikler daha fazla foton toplamakla sorumlu iken,

Küçük tanecikler daha iyi bir çözünürlük elde etmekle sorumludurlar.

(17)

Fotoğraf Plağı

M31 -Andromeda Gökadası: Brad Wallis ve Robert Provin, 100x130 mm Kodak Tech Pan Plak, 2 saat poz süresi, 15 cm açıklık f/7.5 mercekli teleskop

(18)

Fotoelektrik Olay

KE

e

= E

foton

– W = h – h o

Burada KE

e

fotoelektronun kinetik enerjisi, W metal’in eşik enerjisi veya iş fonksiyonu, h Planck sabiti ve  gelen fotonun frekansıdır.

Bir kaynaktan yayılan elektromanyetik dalganın, bir madde (katı, sıvı veya gaz metal veya ametaller) yüzeyine çarpması sonucu maddeden elektron yayınlanması olayıdır.

Maddeden yayınlanan bu elektronlar

“fotoelektron”

olarak adlandırılır.

Bir foton iletken bir yüzeye çarptığında sahip olduğu enerji metalin eşik enerji değerinden büyükse, o yüzeyden bir elektron koparır.

Kopan fotoelektronun sahip olacağı kinetik enerji aşağıdaki eşitlikle verilir.

Fotonlar (E=h)

(19)

Fotokatlandırıcı (Fotoelektrik Tüp)

(20)

Fotoelektrik Fotometre ile Gözlemler

(21)

CCD Dedektörler

(22)

CCD’nin ışığa duyarlı görüntü alanı teleskobun odak düzlemi ile çakıştırılır.

Böylece bir elektrik yük

deseninden oluşan görüntü elde edilir.

Poz süresi sonunda bu desen, yonga üzerindeki seri kayıt birimi yoluyla, pikseller olarak aktarılır.

Dış ortamla elektrik bağlantıları seri bağ birimleri ve yonganın çevresindeki ince altın tellerle sağlanır.

Bağlantı uçları Altın bağ telleri Bağlantı birimleri

Silikon yonga Metal,seramik ya da plastik paket Görüntü alanı

Seri kayıt birimi

Yonganın yükseltici birimi

CCD’nin Yapısı

Kesit

Elektrot Yalıtıcı oksit n-türü silikon p-türü silikon

(23)

Bu tür CCD’ler üretimlerinde, katman üretim teknikleri kullanılması nedeniyle ucuzdur.

Genel görüntüleme amaçlı uygulamalar için kullanılır. Tüm fotonların algılanamamasına karşın, bu aletler yine de fotoğraf filmlerinden daha duyarlıdırlar.

Işığın yüzey elektrotları tarafından soğurulması ve yansıtılması nedeniyle düşük bir Kuantum Etkinliği'ne sahiptirler. Mavi bölgedeki duyarlıkları kötüdür. Elektrot yapısı, verimliliği arttıracak olan yansıma-engelleyici kaplama yapılmasını engeller.

Sınırlı maddi olanağı olan amatör gökbilimciler, kalın CCD'leri kullanmayı düşünebilir.

Profesyonel gözlemevlerinde büyük bir gözlem aracını çalışır durumda tutmak için yapılan harcamalar, algılayıcıların olası en büyük duyarlıkta olmasını gerektirmektedir;

buralarda kalın önden-aydınlatmalı yongalar genelde kullanılmaz.

n-türü silikon (elektron fazla) p-türü silikon (elektron az)

Silikon dioksityalıtım katmanı Polisilikon elektrotlar

Gelenfotonlar

625 mm

Yansıyan fotonlar

Kalın, Önden-aydınlatmalı CCD

(24)

p-türü silikon katman mekanik ve kimyasal yolla aşındırılarak yaklaşık 15 mikron kadar bir kalınlığa düşürülür. Işık arkadan girer ve böylece elektrotlar fotonları engellemez. Bu yolla Kuantum Etkinliği %100’lere ulaşabilir ve çok düşük ışığa duyarlı hale gelir.

Yonga üretim teknikleri açısından “inceltme işlemi” sıradan bir işlem değildir, seri imalat sırasında yapılamaz. Dolayısıyla çok pahalıdır. İnceltilmiş CCD'ler yakın kırmızı-öte için neredeyse saydamdır ve kırmızı duyarlığı kötüdür. Duyarlılık, inceltilmiş arka yüzeye yansıma-önleyici kaplama uygulanmasıyla arttırılabilir. Bu kaplamalar, yüzey elektrotlarının oluşturduğu kabartılar nedeniyle kalın CCD'lerde çok iyi görev yapmaz.

Profesyonel gökbilim amaçlı kullanılan CCD'lerin neredeyse tamamı İnceltilmiş ve

Arkadan-Aydınlatmalı'dır.

n- türü silikon p-türü silikon

Silikon dioksityalıtıcı katman Polisilikon elektrotlar

Gelen fotonlar

Yansıma-önleyici (AR) kaplama

15 mm

İnceltilmiş, Arkadan-aydınlatmalı CCD

(25)

Kuantum Etkinliği - Kıyaslama

Dalgaboyu (nanometre)

Kuan tum Etkin liğ i ( %)

Arkadan Aydınlatmalı

Önden

Aydınlatmalı Kaplama

(26)

CCD - avantajlar

Elektronik ve fotografik görüntüleme aygıtları arasında belirgin üstünlüklere sahiptirler.

• Küçüktürler

• Işığa geniş bir dinamik aralık dahilinde doğrusal yanıt verirler

• Yüksek kuantum etkinliğine sahiptirler

• Geniş bir aralıkta tayfsal yanıt verirler

• Kararlıdırlar (Soğutma ve ısı stabilitesi !?)

• Çok yüksek çözünürlük seçeneği sunarlar

(27)

CCD Çalışma Prensibi

Foton - madde ilişkisi (fotonlar >> foto-elektronlar) [fotoelektrik prensibi]

Elektronların bir yerde toplanması [küçük hücreler, “piksel"]

Hücrelerdeki elektronların sayılmak üzere transferi [yük kuyuları - yük transferi]

Sayılarak değerinin bulunması [analog-sayısal dönüştürücü, "ADU"]

Bu değerlerin koordinatları ile birlikte saklanması,

[okuma, "Readout"]

(28)

CCD Çalışma Prensibi

(29)

CCD – Okuma (Readout)

Sıralı Okuma

(30)

Satır/Sütun Transfer Okuma

CCD – Okuma (Readout)

(31)

Çerçeve Aktarımı (Frame Transfer) Okuma

CCD – Okuma (Readout)

(32)

© Canada-France-Hawaii Telescope

12 CCD yongadan oluşan bir mozaik CCD görüntüsü

Çoklu CCD Kameralar

(33)

Kepler teleskobunun 42 CCD’den oluşan dedektörü ve gökyüzünde gördüğü alan

Çoklu CCD Kameralar

(34)

Profesyonel CCD kameralarda soğutma

SIVI SOĞUTMALI

•Sıvı Azot

•Sıvı Helyum

•Kapalı devre antifriz dolaşımlı

TERMOELEKTRİK SOĞUTMALI

• Peltier soğutma

• Fan ile ısı boşaltımı

(35)

Bir EEV42-80 CCD’sinin düz-alan görüntüsü.

Karanlık Sütunlar(dark columns), Görüntünün okunması sırasında,

yükün dik yönde aktarımını engelleyen tuzaklar neden olur.

Parlak Sütunlar(bright columns) da tuzaklar nedeniyle oluşur.

Sıcak Lekelernormal kara akımdan daha yüksek değere sahip olan, ışık-yayan ve minik LEDler gibi davranan piksellerdir.

Kozmik ışınlar:Uzaydan gelen yüklü parçacıklar ya da kameranın yapıldığı maddedeki radyoaktif kalıntılar silikon içinde iyonlaşmalara neden olabilir. Üretilen elektronlar,ışıkla-üretilen

elektronlardan ayırdedilemezler. 1 dakikada cm2‘ye ortalamaolarak 2 kozmik ışın düşer. Tipik bir

kozmik ışının izi bir kaç bitişik piksel boyunca yayılabilir ve bir kaç bin elektron içerebilir.

Kozmikışınlar Sıcak Leke kümesi

Parlak Sütun

Bir EEV42-80 CCD’sinin 900 saniyelikkaranlık (dark) pozu.

CCD’lerde Görüntü Kusurları

(36)

Hangi dedektör daha “İYİ” ?!

(37)

2. KARA AKIM

CCDde ısısal olarak üretilen elektronlardan kaynaklanır. CCD’nin soğutulmasıyla

azaltılır.

Kara akım Poisson istatistiğiyle belirlenir.

Eğer ortalama kara akımın bir görüntüye katkısı piksel başına 900 elektronsa, her hangi bir pikselin ışık-yükü için ölçüme katılan gürültü 30 elektron olur.

Bir CCD Görüntüsünde Gürültü Kaynakları

1. OKUMA GÜRÜLTÜSÜ

CCD’nin çıktı transistörünün ve dış CCD devresinin neden olduğu elektronik gürültü (Johnson Gürültüsü). Okuma gürültüsü CCDnin performansına temel bir sınırlama getirir.

Okuma süresinin arttırılması ile azaltılabilir.

Bilimsel amaçlı CCDler 2-3 elektronluk bir okuma gürültüsüne sahiptir.

(38)

Bir CCD Görüntüsünde Gürültü Kaynakları

3. FOTON GÜRÜLTÜSÜ

Bunu, yağmurun bir dizi kova üzerine yağmasıyla açıklayabiliriz. Yağmur damlaları da fotonlar da Poisson istatistiği ile tanımlanan bir biçimde bağımsız ve rastgele gelirler. Eğer kovalar çok küçük ve yağmur da seyrek yağıyorsa, bazı kovalar birden çok damla alırken bazıları hiç almazlar.

Yağmur yeterince zaman yağarsa, tüm kovalarda aynı miktar ölçülür. Kısa süreli ölçümlerde ölçümler farklı olacaktır. CCD’de de pikseller küçük ve ışık azsa önemlidir.

Poisson istatistiğine göre, bir pikselde saniyede algılanan foton sayısının Root Mean square belirsizliği (RMS gürültüsü) ortalama foton akısının (saniyede algılanan fotonların ortalaması) kareköküne eşittir.

Örnek olarak, eğer bir yıldızın görüntüsü bir piksel üzerine düşürülürse ve saniyede ortalama olarak 10 fotoelektron oluşturursa, yıldızı 1 saniye boyunca gözlediğimizde, parlaklığındaki ölçüm belirsizliğimiz 10’un karekökü kadar, yani 3.2 elektron olacaktır. Bu değer ‘Foton Gürültüsü’dür.

Poz süresini 100 saniyeye çıkarırsak foton gürültüsü 10 elektrona (100’ün karekökü) çıkar fakat aynı zamanda ‘Sinyal-Gürültü Oranı’ (Signal to Noise ratio (SNR)) artar. Diğer gürültü kaynakları yoksa SGO poz süresinin karekökü ile artar. Bu da istenen bir şeydir.

(39)

Eğer çok uzun süreli bir düz-alan görüntüsü alırsak (piksel başına ışıkla-üretilen en az 50 000 elektron), Foton Gürültüsü ve Okuma Gürültüsü’nün katkıları çok küçük olur. Görüntünün herhangi bir satırı boyunca bir grafik çizdiğimizde, pikseller arasındaki duyarlığın farklılığı nedeniyle bir değişim görünür. Grafikte, mavi ışıkla aydınlatılmış bir EEV4280 CCDsinin duyarlık dağılımı görülmektedir. Değişim miktarı ± %2 kadardır. Neyseki bu değişimler sabittir ve asıl görüntünün düz-alan görüntüsüne piksel piksel bölünmesiyle ortadan kaldırılır.

Bir CCD Görüntüsünde Gürültü Kaynakları

4. PİKSEL DUYARLIĞININ EŞDAĞILIMLI OLMAMASI

Silicon üzerinde yeralan bozukluklar ve küçük üretim bozuklukları bazı piksellerin

diğerlerinden daha duyarlı olmasına neden olabilir. Bu gürültü kaynağı ‘düzalan görüntüsü’

ile düzeltilebilir.

Sütun sayısı

Değişim yüzdesi

(40)

Bir CCD Görüntüsünde Gürültü Kaynakları

FARKLI GÜRÜLTÜ KAYNAKLARININ BİRLEŞİMİ

Düz-alan düzeltmesinden sonra kalan üç gürültü kaynağı aşağıdaki eşitlikle birleşir:

Profesyonel sistemlerde Kara Akım ≈ 0  bu denklemde boşlanabilir. Bu durumda denklemde okuma gürültüsü, tayfölçüm gibi düşük sinyal düzeyi olan uygulamalarda önemli olur.

Doğrudan görüntüleme gibi daha yüksek sinyal düzeylerinde, foton gürültüsü baskın olur ve okuma gürültüsü azalır.Örnek olarak, 5 elektronluk RMS’ye sahip bir CCD için, sinyal düzeyi piksel başına 25 elektronu aştığında foton gürültüsü baskın olacaktır. Eğer poz süresi piksel başına 100 elektrona kadar arttırılırsa, okuma gürültüsü toplam gürültü içinde %11’lik bir katkı yapacaktır.

     

Gürültü Okuma _ Gürültüsü

2

Foton _ Gürültüsü

2

Kara _ Akim

2

(41)

Tayfölçerler

(42)

Prizmalı Tayfölçer

(43)

Optik Ağlı Tayfölçer

(44)

Yıldızların Tayfı

(45)

CCD üzerinde alınmış

örnek bir tayf görüntüsü

(46)
(47)

SİNYAL / GÜRÜLTÜ ORANI

(48)

Bir tayfın çözünürlüğü;

bağıntısı ile verilir.

λ; gözlem yapılan dalgaboyunu gösterirken,

λ ise ayırdedilebilen en küçük dalgaboyu aralığını göstermektedir.

l

 l R

TAYFSAL ÇÖZÜNÜRLÜK

(49)

Tayfın çözünürlüğü arttıkça, birbirine daha yakın çizgiler ayırdedilebilir. Çözünürlüğün düşmesi ise yakın

çizgilerin tayfta birleşerek birbirinden ayırdedilememesi sonucunu doğurur.

Bir optik ağlı tayfçekerde çözünürlük optik sistemin odak uzunluğuna, giriş yarığının yarıçapına ve optik ağın basamak sayısına bağlıdır.

Tayfsal çözünürlüğü artırmak için optik sistemin odak uzunluğunu artırmak veya daha fazla basamağa sahip bir optik ağ kullanmak gerekmektedir.

Çözünürlük ile giriş yarığının genişliği ise ters orantılıdır. Çözünürlüğü artırmak için giriş yarığının genişliği azaltıldığında optik sisteme giren ışığı ve dolayısıyla foton kazancını azaltacağı için tercih edilmemektedir.

TAYFSAL ÇÖZÜNÜRLÜK

(50)

R = 15.000

R = 100.000

R = 500.000

R = 15.000

(51)

X-Işın Dedektörleri

Proxima Centauri X-ışın görüntüsü (CHANDRA uydusu)

XMM-Newton X-ışın uydusunun

CCD yongası

(52)

Chandra X-ışın Teleskobu’nun

Aynası

Referanslar

Benzer Belgeler

Eğer etkin sıcaklık başka bir yöntemle elde edilebilirse yüzey çekim ivmesi serbest bırakılarak iyonlaşma dengesi koşulu sağlanabilir ve sonuç olarak elde edilen

Pompa, jeneratör, soğutma grubu, iklimlendirme cihazları gibi yüksek gürültü seviyesinde çalışan cihazların üst ve alt komşu hacme, hava doğuşlu ses

Toplam işsizler içerisinde uzun süreli işsizlerin oranı en yüksek olan ülkeler sırasıyla Slovakya, Romanya, Almanya ve Polonya’dır. Romanya hariç bu

Caddelerin her ikisinin de tek yönlü olmasına rağmen cadde genişliği fazla olan caddede gürültü seviyesinin daha az olduğu tespit edilmiştir.. Bu sonuç iki

değer 100 dBA’e kadar çıkmaktadır). Ancak temelde oluşan gürültü tren tipi, raylı sistemin konstrüksiyon biçimi, kullanılan teknolojiye

σ=30 gauss gürültüsü eklenmiş Barbara imgesi (a), RGB kanallarına bakılarak hesaplanan p değerleri (b), eşikleme sonucu bulunan homojen bölgeler (c) Renkli imgeler için

Abstract: The research aims to verify the level of acquisition by students of the physics department of the concepts of renewable energies and their level of environmental

"All American food" is included in the straightforward type of advertising language style, in which advertisers convey messages directly without going through