Antalya’nın yeşili perşembe gününden beri alev alev yanıyor. Alevler Köprülü Kanyon’a dayanırken, Vali Yüksel,
‘Yangın söndürme stratejilerini gözden geçirmeliyiz’ dedi. Manavgat’ta dün yeni bir yangın çıktı, Olympos’un ormanları da tutuştu...
Tarihinin en büyük yangını, Antalya’yı kavurmaya devam ediyor. Manavgat ve Serik ilçelerini tehdit eden yangın, dün dördüncü gününde de durdurulamadı. 4 bin hektarlık yeşili karartan yangın özellikle Köprülü Kanyon yolu üzerinde bulunan Sağırin Köyü ve bölgesinde etkili oldu. Manavgat’ta dün yeni bir orman yangını daha çıktı. Kumluca’nın Olympos mevkiinde önceki akşam çıkan orman yangını ise kısmen kontrol altına alındı. Antalya Valisi Alaaddin Yüksel ise yangınla mücadele için daha ileri adımlar atılmasını istedi.
Antalya tarihinin en büyük yangınında önceki gece, alev nöbetinde geçti. 31 Temmuz perşembe günü öğleden sonra başlayan, bir kişinin öldüğü, bir kişinin de kaybolduğu alevler, alternatif turizmin önemli merkezlerinden Köprülü Kanyon’un hemen altındaki Beşkonak bölgesine ulaştı. Bölgedeki köylüler, Uluçandır Mevkii’nde sabaha kadar tırmıklarla ve kazmalarla bekledi. Arazözler derin çukurlar kazarak yangın hattı oluşturdu.
Yangının önceki gün öğle saatlerinde bir anda teslim aldığı Çardak Köyü’ne perşembe gününden itibaren su ve elektrik verilmiyor. Köylüler evlerde toplanarak lüks ışığı altında geceliyor. Evlerindeki eşyaları ve ineklerini başka bölgelere nakleden köylüler, evlerini yangından korumak için kadınlarla birlikte dağlardan gelecek alevleri bekliyor.
Köyün gençleri ise ellerinde fenerlerle hırsızlığa karşı bekçilik yapıyor. Gençler, köye giren yabancı araçları takip ediyor.
Antalya Orman Bölge Müdürlüğü Basın Sözcüsü Aydoğan Türedi, “Dün yangın üç-dört noktada birden tehlike arz ediyordu. Bugün bir noktada, Sağırin Köyü ile Karabucak Köyü arasında tehlike arz ediyor. Ancak köyleri tehdit etmiyor” dedi.
Türedi, Kumluca’nın Yazır Köyü Olympos mevkii Musa Dağı yamaçlarında süren yangının ise kısmen kontrol altına alındığını belirtti. Yazır Köyü Muhtarı Halil Karataş ise havadan etkili bir şekilde müdahale edilse çok kısa sürede söndürülebileceğini iddia ettiği yangına tek bir helikopterin su atması nedeniyle etkin bir mücadele yapılamadığını söyledi. Musa Dağı’nın ortalarından başlayan yangın, yamaçlardan yüksek kesimlere doğru yükselip Olympos ile yan koydaki Adrasan Köyü arasında kalan Ceneviz Koyu tepelerine doğru ilerliyor.
Bu arada Manavgat’ta, süren yangından ayrı olarak büyüme eğilimi gösteren yeni orman yangını başladı. Uçaklar büyük yangına yoğunlaştığı için havadan müdahalade yapılamayan yangının, Yeniköy mevkiinde, yerleşim yerlerine yakın ve genişleme eğilimi gösterdiği bildirildi.
Evi yanana 2 bin YTL
Yangın nedeniyle yıllık iznini keserek Antalya’ya dönen Vali Alaaddin Yüksel, yangının dördüncü gününde Yangın Harekat Merkezi Manavgat Taşağıl Orman İşletme Müdürlüğü’ne ilk ziyaretini gerçekleştirdi. Orman Genel Müdür Osman Kahveci’den bilgi alan Vali şunları söyledi: “Yangında Manavgat ve Serik’te 60 ev, 88 ahır ve ambar kısmen veya tamamen yanmıştır. Bir ilköğretim okulu, bir cami ve bir köy konağı hasar görmüştür. 32 küçük ve büyükbaş hayvan, 18 arı kovanı telef olmuştur. Devletin bütün imkânlarını vatandaşlara ulaştıracağız. Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın emri ile Manavgat ve Serik Kaymakamlıkları aracığıyla yarın (bugün) evi yananlara 2 bin YTL, ahırları ve ambarları zarar görenlere ise 1000 YTL ulaştırılacak.”
Yangının, Karabucak Köyü’nün Korudağ mevkiinde kontrol altına alınamadığını hatırlatan Yüksel, “Yangının bu denli büyümesinde olağanüstü meteorolojik şartların etkisi var. Isı 40 derece, nem oranı da yangına çok müsait” dedi.
Yüksel, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun yangının çıkış nedeni olarak işaret ettiği bölge üzerinden geçen elektrik hatlarına ilişkin TEİAŞ’tan gelen yalanma konusunda ise şöyle konuştu: “Kamu kurumlarının ‘yangın senden çıktı, benden çıktı, bundan çıktı’ tartışması doğru değil. Yangın tamamen kontrol altına alındıktan sona bir şeyleri oturup tartışmalıyız. Yangın söndürme stratejilerini yeniden gözden geçirmeliyiz. Bizim Valilik olarak bu konuda bir dosya hazırlığımız var. Bu tartışmaların başlığı da orman yangınları ile mücadele stratejilerinin yeniden
değerlendirilmesi olacaktır. Gerek Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, gerek Çevre ve Orman Bakanlığı ve de üniversiteler bu konunun taraflarıdır.”
Başta Antalya olmak üzere orman yangınlarına müdahalelerin yeterli olup olmadığı tartışılıyor. Antalya’daki yangın günlerdir durdurulamazken Tarım Orkam-Sen, yangın söndürme faaliyetlerindeki başarısızlığı, personel yetersizliği ile kritik bölgelerdeki kadrolaşma ve sürgünlere bağladı. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun 31 Temmuz’da son yılların en büyük yangınının yaşandığı Antalya’ya 2 Ağustos’ta gitmesi de tepkilere neden oldu.
Antalya’da 31 Temmuz günü çıkan alevler hızla yayılarak Türkiye’de son yıllarda yaşanan en büyük orman yangınına dönüştü. Rüzgârın ve sıcak havanın etkisiyle şiddeti artan yangına müdahaleler, aynı günlerde çanakkale’de de orman yangınları yaşanması nedeniyle yeterli olmadı.
Bakan, üçüncü gün yangın yerinde
Yangının ikinci günü olan 1 Ağustos’ta olay yerine gitmesi beklenen Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu,
Kırklareli’nde yerel seçim hazırlığı yapıp, esnafı ziyaret ediyordu. Meyve satıcılarının karpuz ve şeftali hediye ettiği Eroğlu’nun gündeminde de AKP propagandası vardı. Kırklareli’ne yapılan yatırımlarla vatandaşların refah seviyesini daha da yükseltecekleri vaadinde bulunan Eroğlu, Antalya’da olması gereken saatlerde AKP Kırklareli İl
Başkanlığı’nı ziyaret ediyordu.
Orman işçileri ve köylüler gece gündüz alevlerle mücadele ederken Çevre ve Orman Bakanlığı dün boştu. Özel kalemdeki irtibat memurları dışında olayı koordine eden, bilgi verebilecek bir yetkili yoktu. Ulaştığımız diğer yetkililerin de yangının bu kadar uzun sürmesinde ilişkin gerekçesi hazırdı: “Bölge yangına karşı hassas. Yangınlar birden çok noktada çıktı. Şiddetli esen rüzgâr yangınla mücadeleyi zorlaştırdı.”
Seçim beklentisi ve kadrolaşma
Sektörde çalışanların örgütlü olduğu Tarım Orkam-Sen’den dün yapılan açıklamada ise geçen ay Antalya’nın dışında Mersin-Gülnar ve Çanakkale’de de yangınlar çıktığı hatırlatıldı:
“Akdeniz ülkeleri arasında orman yangınları ile mücadelede en başarılı ülke olduğumuz yönünde atılan hamasi nutuklara rağmen, ne yazık ki ormanlarımız yanmaya devam ediyor. Son yıllarda çıkan orman yangınlarındaki artışın en önemli nedeni, AKP hükümetinin uyguladığı orman alanlarının özelleştirilmesi politikalarıdır. Yöneticilerin
ormanlardan beklenti yaratacak şekilde yaptıkları açıklamalar, özellikle seçim zamanlarında orman yangınlarında artışı beraberinde getirmektedir. Yangın çıkışını önlemede ve söndürme faaliyetlerinde en önemli etkenlerden birisi yeterli sayıda ve tecrübeli personel istihdamıdır. Personel yetersizliğinin yanı sıra AKP hükümetince kadrolaşmak için özellikle kritik bölgelerde yapılan atama, sürgün gibi yanlış personel istihdam politikası da bugünkü acı veren
tablonun nedenleri arasındadır.”
Yangın helikopteriyle gezi, soru önergesinde
Bu arada bakanlığa bağlı yangın söndürme helikopterlerinin ‘bürokratları pikniğe taşıma’ gibi görevleri de Meclis gündeminde. Muğla Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın ve Muğla Kültür ve Turizm Müdürü Osman Murat Süslü, 22 Haziran günü Ula’nın Arıcılar Köyü Muhtarı Mehmut Uzun’un bir proje tanıtım kahvaltısına Marmaris Orman İşletme Şefliği’nde konuşlu S-365 Dolphin tipi çift motorlu helikopterle gitmişti. MHP?Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in bu konuda verdiği soru önergesini Bakan Veysel Eroğlu yanıtladı. Eroğlu, “Bölge müdürleri bu helikopterleri yangınla mücadele dışındaki diğer ormancılık faaliyetlerinde de kullanmaktadır” dedi.
04/08/2008 radikal
