• Sonuç bulunamadı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ"

Copied!
122
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YÜKSEK LİSANS TEZİ Semran ÖZDEM

GAZİANTEP'TE BAZI EĞİTİM YAPILARININ ‘BİNALARDA ENERJİ PERFORMANSI YÖNETMELİĞİ’ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

MİMARLIK ANABİLİM DALI

ADANA, 2015

(2)

PERFORMANSI YÖNETMELİĞİ’ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

Semran ÖZDEM YÜKSEK LİSANS TEZİ MİMARLIK ANABİLİM DALI

Bu Tez 28/05/2015 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/Oyçokluğu ile Kabul Edilmiştir.

... ... ...

Prof. Dr. Erkin ERTEN Prof. Dr. S. Seren GÜVEN Doç. Dr. Semiha AKÇAÖZOĞLU

DANIŞMAN ÜYE ÜYE

Bu Tez Enstitümüz Mimarlık Anabilim Dalında hazırlanmıştır.

Kod No:

Prof. Dr. Mustafa GÖK Enstitü Müdürü

Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

(3)

ÖZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GAZİANTEP'TE BAZI EĞİTİM YAPILARININ ‘BİNALARDA ENERJİ PERFORMANSI YÖNETMELİĞİ’ KAPSAMINDA

DEĞERLENDİRİLMESİ Semran ÖZDEM

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MİMARLIK ANABİLİM DALI Danışman : Prof. Dr. Erkin ERTEN

Yıl:2015, Sayfa:109 Jüri : Prof. Dr. Erkin ERTEN

: Prof. Dr. S. Seren GÜVEN

: Doç. Dr. Semiha AKÇAÖZOĞLU

Enerji; insan yaşamı ve sanayi üretimi için vazgeçilmez temel unsurlardan bir tanesidir. Gerek dünyada gerekse ülkemizde nüfus artışı, konfor standartlarının yükselmesi, sanayi ve teknolojideki gelişmeler enerji talebinin hızla artmasına sebep olmaktadır. Bu yüzden çalışmanın ana unsurlarını; enerji, yenilenebilir enerji kaynakları ve hızla büyüyen inşaat sektöründeki bina-enerji ilişkisi oluşturmaktadır.

Bu kapsam doğrultusunda çalışmanın amacı; binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına, enerji israfının önlenmesine ve çevrenin korunmasına ilişkin usul ve esasları göz önünde bulundurularak hazırlanan 05.12.2008 tarihli ve 27075 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren "Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği " kapsamında, Gaziantep’te yüksek oranda enerji tüketimine sahip Eğitim Yapıları incelenerek, enerji tüketimini etkileyen unsurların ortaya konulması ve seçilen yapılara enerji etkinliği kapsamında önerilerin geliştirilmesidir. Çalışmanın birinci aşamasında Gaziantep ilinde yer alan ve 2009 ve sonrası inşası biten eğitim yapıları tespit edilmiştir. İkinci aşamada belirlenen 3 adet eğitim binalarına ait Enerji Kimlik Belgeleri oluşturulmuştur. Üçüncü aşamada binaların enerji sınıfları tespit edilmiştir. Son aşamada ise bulgular doğrultusunda binaların Enerji Kimlik Belge değerlerinin Türkiye standartlarına uygunluğu belirlenerek enerji etkinliğini arttırıcı önlem ve öneriler oluşturulmuştur.

Çalışmanın sonucunda incelenen 3 adet eğitim binasının enerji kullanım alan sınıflarında (ısıtma, sıhhi sıcak su, soğutma, havalandırma, aydınlatma) farklılıkların olduğu görülmüş ve binaların enerji tüketim sınıfları tespit edilmiştir. Bu kapsamda alınması gereken tedbirler ve uygulanacak iyileştirme çalışmaları saptanmıştır. Bu değerlendirmeler yapı sektörüne yansıtılarak enerji verimliliğinin maksimum düzeye ulaşması amaçlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Enerji, Enerji çeşitleri, Enerji kimlik belgesi, TS 825 Standardı, Binalarda enerji

(4)

THE ASSESMENT OF SOME EDUCATIONAL STRUCTURES BUILDINGS IN GAZİANTEP WITHIN THE SCOPE OF "THE ENERGY PERFORMANCE REGULATION IN BUILDINGS"

Semran ÖZDEM ÇUKUROVA UNIVERSITY

INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES DEPARTMENT OF ARCHITECTURE

Supervisor : Prof. Dr. Erkin ERTEN Year: 2015, Page: 109 Jury : Prof Dr. Erkin ERTEN

: Prof. Dr. S.Seren GÜVEN

: Assoc. Prof.Dr. Semiha AKÇAÖZOĞLU Energy is one of the basic fundamental facts for both human life and industrial production. Both in the world and in our country; the increase of population, the developments in luxuriousness standards, the developments in technology and industry make the energy demand increase rapidly. So the basic elements of the study are consisted of energy, renewable energy resources and the building-energy relationship in building trade.

In the light of this aspect, as a part of "the energy performance regulation for the buildings "which was published on 27075 numbered official newspaper on the date of 05.02.2008 and was prepared considering the principles related to the usage of the energy and sources in an efficient way in buildings, preventing the energy wasting and saving the environment, also by surveying the education buildings which consume energy in a high rate ,bringing up the reasons that cause this high level energy consuming and developing suggestions for these buildings in regard to efficient energy consuming are the aims of the study. At the first stage of the study the education constructions which are located in Gaziantep and were completed in 2009 and after 2009 were determined. At the second stage, Energy Identity Cards, belonging to the three education buildings determined before, were constituted. At the third stage the energy kinds of the buildings were determined. At the final stage; regarding the symptoms and determining the convenience of the energy identity card rates of the buildings to Turkey's standards, the precautions and suggestions are stated.

In consequence of the study; it has been observed that these three buildings have diversities in the kinds of energy consumption (heating, illumination, ventilation, refrigeration, hygienic hot water) and the consumption kinds of the buildings were determined. Regarding this view, essential precautions and the enhancement studies to be applied were determined. It was aimed to contribute to the energy saving by reflecting this assessment to the construction industry and keeping the energy saving at a maximum level.

Key Words: Energy, Types of Energy, Identification of Energy, TS 825 Standards, Energy in Buildings

(5)

TEŞEKKÜR

Bu çalışma, 2014–2015 yılları arasında Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı’nda Prof. Dr. Erkin Erten yönetiminde YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak hazırlanmıştır.

Çalışmalarımın her aşamasında beni yönlendiren ve yardımlarını esirgemeyen Danışmanım Prof. Dr. Erkin Erten’e içten teşekkürlerimi sunarım.

Bu çalışmanın yürütülmesi sırasında her türlü maddi ve manevi destekte bulunan değerli aileme, ilk öğretmenim dedem Mehmet Özdem’e, önerileri ile tezin gelişimine katkıda bulunan destekleriyle yanımda olan Mimar Fahriye Açıkyol' a ve tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.

(6)

İÇİNDEKİLER SAYFA

ÖZ ... I ABSTRACT ... II TEŞEKKÜR ... III İÇİNDEKİLER ... IV ÇİZELGELER DİZİNİ ... VI ŞEKİLLER DİZİNİ ... VIII SİMGELER VE KISALTMALAR ... X

1. GİRİŞ ... 1

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ... 3

3. MATERYAL VE METOD ... 5

3.1. Materyal ... 5

3.2. Metod ... 6

4. BULGULAR VE TARTIŞMA ... 7

4.1. Enerji ... 7

4.2. Enerji Kaynakları ... 7

4.2.1. Tükenebilir Enerji Kaynakları ... 8

4.2.2. Yenilenebilir Enerji Kaynakları ... 9

4.2.2.1. Jeotermal Enerji ... 10

4.2.2.2. Hidrojen Enerjisi ... 11

4.2.2.3. Biokütle Enerjisi ... 11

4.2.2.4. Deniz Kökenli Enerjiler ... 12

4.2.2.5. Rüzgar Enerjisi ... 14

4.2.2.6. Güneş Enerjisi ... 18

4.3. Binalarda Enerji ... 21

4.3.1. Türkiye’ de Bina Enerji Verimliliği ve Tasarrufu ile İlgili Yaptırımlar 22 4.3.2. Enerji Kimlik Belgesi ... 24

4.3.3. Binalarda Enerji Performansı Hesaplama Yöntemi (BEP-TR) ... 25

4.3.3.1. BEP-TR Programı ... 42

4.3.4. Yapıların Enerji Sınıflarının Tespit Edilmesi ... 60

(7)

4.4. Enerji Etkinlik Analizi Yapılan Binalar ... 61

4.4.1. Analiz Edilen Binaların Mimarı Özellikleri ... 64

4.4.1.1. Gaziantep Üniversitesi Temel Tıp Bilimleri Fakültesi Laboratuar Binası ... 64

4.4.1.2. Gaziantep Şehitkamil İl Genel Meclisi Anadolu Lisesi ... 75

4.4.1.3 Gaziantep Şehitkamil Mahmut Hümayun Özhelvacı İlköğretim Okulu ... 86

4.5. Yapıların Enerji Sınıflarının Tespit Edilmesi ... 60

5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER ... 99

KAYNAKLAR ... 105

ÖZGEÇMİŞ ... 109

(8)

ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA

Çizelge 3.1. Gaziantep İli 2009 Yılı ve Sonrası Yapımı Biten Eğitim Yapıları ... 5

Çizelge 4.1. Enerji Kaynaklarının Sınıflandırılması... 8

Çizelge 4.2. Türkiye 'de Bölgelere Göre Güneş Enerjisi Potansiyeli (Ültanır, 1998) ... 19

Çizelge 4.3. TS-825 Isı Yalıtım Standardı Hesaplamalarında Kullanılan Formüller ... 33

Çizelge 4.4. EP değerlerine göre enerji sınıfları ... 60

Çizelge 4.5. Enerji Kimlik Belgesi Oluşturulacak Yapıların Listesi ... 61

Çizelge 4.6. G.Ü Temel Tıp Bilimleri Fakültesi Lab. Binasına Ait Bilgiler ... 66

Çizelge 4.7. Temel Tıp Bilimleri Fakültesi Lab. Binası Malzeme Yapı Bileşenleri ... 67

Çizelge 4.8. Temel Tıp Bilimleri Fakültesi Lab. Binasının Özgül Isı Değeri ... 68

Çizelge 4.9. Birim Hacim veya Alan Başına Tüketilecek Yakıt Miktarı ... 69

Çizelge 4.10. Temel Tıp Bilimleri Fakültesi Lab. Binası yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacı ... 70

Çizelge 4.11. Temel Tıp Bilimleri Fakültesi Bina Değerlendirme Formu ... 71

Çizelge 4.12. Temel Tıp Bilimleri Fakültesi Enerji Kimlik Belgesi Sonuç Formu ... 74

Çizelge 4.13. Binaya Ait Bilgiler ... 77

Çizelge 4.14. Gaziantep Şehitkamil İl Genel Meclisi Anadolu Lisesi Malzeme Yapı Bileşenleri ... 78

Çizelge 4.15. Gaziantep Şehitkamil İl Genel Meclisi Anadolu Lisesi Özgül Isı Değeri ... 79

Çizelge 4.16. G. Şehitkamil İl Genel Meclisi Anadolu Lisesi Binası Yıllık Isıtma Enerjisi İhtiyacı ... 80

Çizelge 4.17. Birim Hacim veya Alan Başına Tüketilecek Yakıt Miktarı ... 81

Çizelge 4.18. Şahinbey İl Genel Meclisi Anadolu Lisesi Bina Değerlendirme Formu ... 82

(9)

Çizelge 4.19. Şahinbey İl Genel Meclisi Anadolu Lisesi Enerji Kimlik Belgesi Sonuç Formu ... 85 Çizelge 4.20. Binaya Ait Bilgiler ... 88 Çizelge 4.21. Şehitkamil Mahmut Hümayun Özhelvacı İlköğretim Okulu

Malzeme Yapı Bileşenleri ... 89 Çizelge 4.22. Şehitkamil Mahmut Hümayun Özhelvacı İlköğretim Okulu

Binası Özgül Isı Değeri ... 90 Çizelge 4.23. Şehitkamil Mahmut Hümayun Özhelvacı İlköğretim Okulu

Yıllık Isıtma Enerjisi İhtiyacı ... 91 Çizelge 4.24. Birim Hacim veya Alan Başına Tüketilecek Yakıt Miktarı ... 92 Çizelge 4.25. Şehitkamil Mahmut Hümayun Özhelvacı İlköğretim Okulu Bina

Değerlendirme Formu ... 93 Çizelge 4.26. Mahmut Hümayun Özhelvacı İlköğretim Okulu EKB Sonuç

Formu ... 96 Çizelge 5.1. Seçilen Eğitim Yapıların Enerji Sınıfları ... 100

(10)

ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA

Şekil 4.1. Rüzgar Çeşitleri ... 18

Şekil 4.2. Türkiye’de Esen Başlıca Rüzgarlar (Akman, 1999) ... 18

Şekil 4.3. Daniels ‘e Göre Çevreden Kazanılabilecek Enerji (Tokuç, 2005) ... 21

Şekil 4.4. Enerji Tüketimlerinin Sektörel Dağılımları (Atmaca, 2010) ... 24

Şekil 4.5. Bina Performansını Etkileyen Etmenler (www.yigm.gov.tr/bep) ... 26

Şekil 4.6. Enerji Kimlik Belgesi Akış Diyagramı ... 27

Şekil 4.7. BEP-TR Bina Formu Girdileri ... 28

Şekil 4.8. BEP-TR Bina Formu Girdileri ... 42

Şekil 4.9. BEP-TR İşlem Menüsü ... 43

Şekil 4.10. Çerçeve Tipi ... 44

Şekil 4.11. Cam Malzeme ve Pencere Tipi Seçimi ... 44

Şekil 4.12. BEP-TR Aydınlatma Aygıt Tipleri ... 45

Şekil 4.13. BEP-TR Aydınlatma Aygıt Tipleri ... 46

Şekil 4.14. BEP-TR Aydınlatma Aygıt Tipleri ... 46

Şekil 4.15. BEP-TR Binanın Özellikleri ... 47

Şekil 4.16. BEP-TR Binanın Özellikleri ... 48

Şekil 4.17. BEP-TR Yüzey Yan Ölçüsü ... 49

Şekil 4.18. BEP-TR Yüzey Açıları... 50

Şekil 4.19. BEP-TR Çatı Yüzeyleri ... 50

Şekil 4.20. BEP-TR Kat Formu Menüsü ... 51

Şekil 4.21. BEP-TR Kat Bazında Değişken Ölçü Menüsü ... 52

Şekil 4.22. BEP-TR Kat Bazında Değişken Yükseklik Menüsü ... 52

Şekil 4.23. BEP-TR Isı Köprüleri Menüsü ... 53

Şekil 4.24. BEP-TR Karşı Engeller Girişi ... 54

Şekil 4.25. BEP-TR Zone Sınırlarının Tanımlanması ... 54

Şekil 4.26. BEP-TR Opak Bileşen Menüsü... 55

Şekil 4.27. BEP-TR Gömülme Derinliği ... 56

Şekil 4.28. BEP-TR Oda Formu ... 57

Şekil 4.29. BEP-TR Pencere Girişi ... 58

(11)

Şekil 4.30. BEP-TR Kapı Girişi ... 59

Şekil 4.31. BEP-TR Bina Geometrisi ... 59

Şekil 4.32. BEP-TR Projeler Ekranı ... 60

Şekil 4.33. Üniversite Binası Konumu (Google Earth, 2014) ... 62

Şekil 4.34. İlköğretim Binasının Konumu (Google Earth, 2014)... 63

Şekil 4.35. Ortaöğretim Binasının Konumu (Google Earth, 2014) ... 63

Şekil 4.36. Gaziantep Üniversitesi Temel Tıp Bilimleri Fakültesi ... 64

Şekil 4.37. Gaziantep Üniversitesi Temel Tıp Bilimleri Fakültesi Laboratuvar Binası Zemin Kat Planı ... 65

Şekil 4.38. Gaziantep Şehitkamil İl Genel Meclisi Anadolu Lisesi ... 76

Şekil 4.39. Gaziantep Şehitkamil İl Genel Meclisi Anadolu Lisesi 1. Kat planı ... 76

Şekil 4.40. Gaziantep Şehitkamil İl Genel Meclisi Anadolu Lisesi A-A Kesiti ... 77

Şekil 4.41. Gaziantep Şehitkamil Mahmut Hümayun Özhelvacı İlköğretim Okulu ... 87

Şekil 4.42. Gaziantep Şehitkamil Mahmut Hümayun Özhelvacı İlköğretim Okulu 1.kat planı ... 87

Şekil 4.43. Gaziantep Şehitkamil Mahmut Hümayun Özhelvacı İlköğretim Okulu Giriş cephe... 88

(12)

SİMGELER VE KISALTMALAR

Qay : Aylık Isıtma Enerjisi İhtiyacı (J).

Ti : Aylık Ortalama İç Sıcaklık ( °C ).

Td : Aylık Ortalama Dış Sıcaklık ( °C).

nay : Aylık Kazanç Kullanım Faktörü ɸi.ay : Aylık Ortalama İç Kazançları (W).

ɸg.ay : Aylık Ortalama Güneş Enerjisi Kazancı (W) .

t : Zaman.

Ud : Dış Hava ile Temas Eden Tavanın Isı Geçirgenlik Katsayısı

Uds : Düşük Sıcaklıklardaki İç Ortamlar ile Temas Eden Yapı Elemanlarının Isı Geçirgenlik Katsayısı

AD : Dış Duvarın Alanı AP : Pencerenin Alanı Ak : Dış Kapının Alanı AT : Tavan Alanı

At : Zemine Oturan Taban Alanı

Ad : Dış Hava ile Temas Eden Taban Alanı

Ads : Düşük Sıcaklıklarda İç Ortamlar ile Temas Eden Yapı Elemanlarının Alanı

H : Binanın Özgül Isı Kaybı

HT : İletim ve Taşınım Yoluyla Gerçekleşen Isı Kaybı HV : Havalandırma Yoluyla Gerçekleşen Isı Kaybı UD : Dış Duvarın Isı Geçirgenlik Katsayısı

UP : Pencerenin Isı Geçirgenlik KatsayısıÖ Uk : Dış Kapının Isı Geçirgenlik Katsayısı UT : Tavanın Isı Geçirgenlik Katsayısı Ut : Zeminin Isı Geçirgenlik Katsayısı

(13)

VAP : Verimlilik Arttırıcı Proje EVD : Enerji Verimliliği Danışma TEP : Ton Eşdeğer Petrol

HVAC : Heating Ventilationing Air Conditioning BEP : Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği EKB : Enerji Kimlik Belgesi

EP : Enerji Performansı EİE : Elektrik Etüt İdaresi

Bep-tr : Binalarda Enerji Performansı Hesaplama Yöntemi EN 13790 : Avrupa Standartları

CP : Özgül Isı

(14)

1. GİRİŞ

Geçmişten bugüne, ülkelerin gelişmesinde en temel kaynaklardan biri enerji olmuştur. Her geçen gün artan nüfus, sanayileşme ve teknolojik yenilikler, ülkeleri enerji sektörüne önem vermeye zorunlu kılmıştır. Bu zorunluluk ülkeler arası yardımlaşmayı ön plana çıkarmış, ülkelerin dış politikalarını belirlemesinde rol oynamıştır. Buna bağlı olarak enerji ihtiyaçlarında görülen artış, mevcut enerjinin daha verimli kullanılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.

Enerji verimliliği, enerji tasarrufunu da kapsayan daha geniş bir kavramdır.

Yani enerji verimliliği, enerji kaynaklarının üretiminden tüketimine kadar tüm safhalarda en yüksek etkinlikte değerlendirilmesini ifade eden bir olgudur. Enerji tasarrufu ise, enerji ve enerji kaynaklarının verimli olarak değerlendirilmesi amacıyla kullanıcılar tarafından alınan tedbirler sonucunda belirli miktardaki üretimi ve hizmeti gerçekleştirmek için her aşamada harcanan enerji miktarında sağlanan azalmayı anlatmaktadır (Özkılıç Keleş, 2008).

Dünyada ve Türkiye’de enerji kullanımının yaklaşık %45’i yapı sektörü tarafından gerçekleştirilmektedir. Yapının yönlenme ve biçimlenme faktörleri, yapının yeri, yapının diğer yapılara göre konumu da enerji etkinliğini iyileştirmede belirleyici faktörler arasındadır. Yapılarda ısıtma, soğutma, havalandırma gibi konfor koşullarının sağlanmasına yönelik hizmetler için enerji kullanıldığı gibi, hammadde ediniminden, yapının yıkılması ve yok edilmesi aşamalarına kadar bütün yapı yaşam döngüsü boyunca çeşitli seviyelerde enerji tüketimi söz konusudur. Bu nedenle Avrupa ülkeleri, 2002 yılında enerji tüketiminin büyük çoğunluğunu oluşturan binalar için, enerji kullanımını düşüren ve binalarda enerji performansını zorunlu tutan bir direktif yayınlamıştır.

Enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı” nın görevleri arasında yer almaktadır. Enerji verimliliğiyle ilgili olarak, konuyu bütün yönleriyle ele alan ve makro değerlendirmeler yaparak Türkiye’nin durumunu etüt eden çalışmaların sayısı yok denecek kadar azdır.

(15)

Ülkemizde, bu konuda atılmış adımlar aşağıdaki gibi sıralanmıştır.

· 1980 Enerji tasarrufu çalışmaları, EİE (Elektrik işleri Etüt İdaresi) tarafından başlatılmıştır.

· 1988-1991 Politika ve program çalışmalarına ağırlık verilmiştir

· 1992 Ulusal Enerji Tasarrufu Merkezi (UETM) kurulmuştur.

· 1995 Kasım, Sanayide Enerji Yönetimi Yönetmeliği

· 2000 TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı ve Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği

· 2007 Nisan, 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu

· 2008 Aralık, Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği

· 2010 Aralık, Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği revize edilmesi (Eroğlu, 2010).

Özellikle 2007 yılında yürürlüğe giren “Enerji Verimliliği Kanunu” enerji verimliliği çalışmaları için bir dönüm noktası olmuştur. Kanunla, uluslararası literatürde Enerji Verimliliği Danışma (EVD) şirketleri, enerji yöneticiliği, verimlilik arttırıcı proje (VAP) gibi kavramlar enerji alanında çalışanlar için önemli enstrümanlar haline gelmiştir. Yine kanunla birlikte, yetki ve sorumluluklar da tanımlanmış, enerji verimliliği konusunda ölçme ve değerlendirmeye dayalı çalışmalar için yasal bir zemin oluşturulmuştur. Bu kanunda hedeflenen enerjinin etkin kullanılması, israfın önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılmasıdır.

Bu çalışmanın amacı; Gaziantep’te eğitim yapılarının Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ çerçevesinde durumlarının incelenmesidir. Bu amaçla Gaziantep’ te farklı yerlerde bulunan, plan tipleri farklı olan, toplam alan büyüklükleri fazla olan ve 2009 yılı ve sonrası yapılan yapılar incelenmiştir.

2009 yılı ve sonrası yapılan binaların değerlendirilme nedeni, yönetmeliğin 2008 yılında yürürlüğe girmesidir.

(16)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

Atmaca, M.(2010), “Binalarda Enerji Performansı Hesaplama Yöntemi (Bep- tr) İle Otel Binalarının Enerji Performansının Değerlendirilmesi” adlı Yüksek Lisans çalışmasında ülkemiz için geliştirilen BEP-TR hesaplama yönteminin dinamik metotla hesaplama yapan EnergPlus ile otel binalarında ne kadar sapma yaptığı belirlenmiştir.

Yolcu, G.(2010), “Yüksek Katlı Binalarda Enerji Etüdü Verimlilik Arttırıcı Yöntemler Ve Ekonomik Analiz” adlı Yüksek Lisans çalışmasında Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği kapsamında bir ticari binanın HVAC sistemi ele alınmıştır. Sistem kış konumunda çalışırken yapılabilecek enerji tasarrufu belirlenmiştir.

Kılıçlı, A.(2012), “Binalarda Enerji Verimliliği Ube Binası Örneği” adlı Yüksek Lisans çalışmasında ülkemizdeki e n e r j i tüketiminin ne durumda olduğu yıllık bazlarda incelenmiş ve gün geçtikçe artan tüketimler neticesinde devletin çıkarmış olduğu kanunlar konusunda bilgiler verilmiştir. Uygulama binası olarak seçilen UBE binasının mevcut yapısı incelenmiş ve enerji tüketimleri alanlarına göre incelenmiştir. Yapılan analizler neticesinde, enerjiyi daha verimli kullanmak adına gerekli öneriler sunulmuş ve yapılan iyileştirmelerin geri dönüşüm süresi hesaplanmıştır.

Yu ve ark.(2009), yılında gerçekleştirdikleri çalışmada; farklı 4 derece gün (DG) bölgesinde bulunan 4 şehri ısıtma ve soğutma yükleri bakımından incelemiştir.

Ayrıca çalışmada, 5 farklı yalıtım malzemesi genleştirilmiş polistiren (EPS), extrüde polistiren (XPS), perlit, Sprey Poliüretan Köpük (foamed polyurethane), polyvinyl kullanılmıştır. Elde edilen bulgular ışığında yalıtım kalınlıklar ,.4-5,3 cm ve geri ödeme süresi de 1,9-4,7 yıl arasında değişim göstermiştir. Bu çalışmadan çıkarılan sonuç ise, en düşük geri ödeme süresi ve uzun yaşam süresi olarak en iyi yalıtım malzemesi Genleştirilmiş Polistiren (EPS)’dir.Öztürk : ''Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Kullanımı '' adlı kitabında enerji ve yenilenebilir enerji kaynaklarının tarihsel gelişiminden, bu kaynakların binalarda etkin kullanımı ve enerji

(17)

verimliliğinin sağlanması için yapılması gereken uygulama alanlarından bahsedilmiştir.

Özel, M.(2010), çalışmasında; Elazığ bölgesinde çalışmalar yapmış, yalıtım malzemesi olarak extrüde polistiren ve poliüretan kullanmıştır. Çalışma sonucunda extrüde polistiren malzemede en uygun yalıtım kalınlığı 5,5-6 cm olarak belirlenmiştir.

(18)

3. MATERYAL VE METOD

3.1. Materyal

Araştırma alanı Gaziantep ili sınırları içerisinde bulunan, 2009 yılı ve sonrasında inşası tamamlanan bazı eğitim yapılarını kapsamaktadır. Çalışmaya konu olan yapılar Çizelge 3.1.’de verilmiştir.

Çizelge 3.1. Gaziantep İli 2009 Yılı ve Sonrası Yapımı Biten Eğitim Yapıları

NO BİNA ADI YAPIM

YILI BİNA GÖRÜNTÜSÜ

I.

Gaziantep Üniversitesi Temel Tıp Bilimleri Fakültesi

2013

II.

Gaziantep Şahinbey İl Genel Meclisi Anadolu Lisesi

2009

III.

Gaziantep Şehitkamil Mahmut Hümayun Özhelvacı İlkokulu

2012

Çalışmada, enerji kimlik belgesi düzenlenmek üzere, bina tipolojilerinden eğitim yapıları hakkında bilgi toplanmıştır. Bu doğrultuda uygulama (mimari, statik, mekanik, elektrik) projeleri, vaziyet planları, yerinde alınan görüntüler ve yapılar hakkında hazırlanmış raporlardan yararlanılmıştır. Fotoğrafların düzenlenmesi ve haritaların oluşturulmasında Bilgisayar Destekli Tasarım yazılımları kullanılmıştır.

Enerji kimlik belge değerlerinin Türkiye standartlarına uygun olup olmadığı belirlenmek üzere bina uygulama projeleri yetkili birimlerden edinilerek, projelerden elde edilen verilerin Bep-tr (Binalarda Enerji Performansı Hesaplama Yöntemi) ve TS-825 hesap programına girilmesiyle oluşturulmuştur. Çalışmada kullanılan diğer materyalleri ise kütüphanelerden temin edilen kaynaklar, konuyla ilgili makale ve tezler, internetten sağlanan veriler, yönetmelikler ve konferanslar oluşturmaktadır.

(19)

3.2. Metod

Araştırmada uygulanan yöntem 5 temel aşamadan oluşmaktadır.

Ø Enerji etkinliğini tespit edecek ölçütlerin (standartlar ve normlar), bu konu ile alakalı yönetmelik ve bilimsel araştırmaların incelenmesi,

Ø Enerji Kimlik Belgesi oluşturulacak olan yapıların tespit edilmesi,

Ø Yönetmelik kapsamında 'Binalarda Enerji Performansı Hesaplama Yöntemi' (Bep-tr) kullanılarak TS-825 hesaplama programı kullanılarak, analiz edilecek bina verilerinin, programlara girilmesi ve Enerji Kimlik Belgelerinin oluşturulması

Ø Yapıların enerji sınıflarının tespit edilmesi

Ø Binaların enerji sınıflarına göre Türkiye standartlarına uygunluğunun tespit edilmesi ve enerji etkinliği kapsamında önerilerin geliştirilmesidir.

Çalışmada Gaziantep’te farklı yer, farklı alan ve projelere sahip Eğitim yapıları değerlendirmek üzere bina bilgilerine ulaşılmıştır. Binaların seçilmesinde dikkat edilen husus;

· 2009 yılı ve sonrasında inşası biten ilköğretim, ortaöğretim ve üniversite yapılarından oluşmuş olmasıdır. Değerlendirmede elde edilen sonuçlar yapılan tablolarla ifade edilmiştir.

(20)

4. BULGULAR VE TARTIŞMA

4.1. Enerji

Enerji, bir durum fonksiyonudur. Fiziksel bir sistemin ne kadar iş veya ne kadar ısı transferi yapabileceğini belirler. Termodinamiğin birinci yasasına (enerjinin korunumu yasasına) göre; kapalı bir sistemin toplam enerji miktarı daima sabittir.

Enerji yok edilemediği gibi yoktan da var edilemez. Ancak, bir biçimden diğer bir enerji biçimine dönüştürülebilir. Dış ortamdan bütünüyle yalıtılmış bir sistemin içerdiği enerjilerin toplamı zamanla değişmez (Öztürk, 2008).

Enerji, doğrudan ölçülemeyen bir değer olup fiziksel bir sistemin durumunu değiştirmek için yapılması gereken iş yoluyla veya enerji türüne göre değişik hesaplamalar yoluyla bulunabilir.

Enerji fiziksel açıdan sayısal bir büyüklük olup, vektörel değildir. Cismin bir iç enerjisi bir de dış enerjisi vardır. Maddenin varlığı, bağıl konumu, maddeyi oluşturan moleküllerin ve atomların hareketleri nedeniyle bulundurduğu enerjiye, iç enerji denir. Maddenin belirli bir düzlem veya karşılaştırma noktasına göre konumundan oluşan potansiyel enerji ile maddenin hareketinden oluşan kinetik enerji ve akım enerjisi, dış enerji grubunda yer almaktadırlar (Ültanır, 1987).

4.2. Enerji Kaynakları

Bir maddenin veya maddeler sisteminin iş yapabilme yeteneği olarak tanımlanan enerji çeşitli kaynaklardan yararlanılarak üretilir. Enerji kaynakları herhangi bir yöntemle enerji üreten kaynaklardır. Dünya üzerindeki enerji kaynakları, oluşumlarına göre tükenebilir ve yenilenebilir kaynaklar olmak üzere iki grupta incelenebilir (Çizelge 4.1.).

Temel enerji kaynakları iki ana başlığa ayrıldığında kömür, petrol, doğalgaz gibi sınırlı kaynaklar ile su, rüzgar, güneş gibi sınırsız kaynaklardan söz edilebilir.

Günümüzde adı sıkça duyulan yenilenebilir enerji kaynakları, bu sınırsız enerji kaynaklarıdır. Tüm bu kaynaklar çeşitli teknolojilerle sıvı, gaz, ışınım veya elektriğe

(21)

dönüştürülerek yakıt olarak kullanılmaktadırlar ve yapılarına göre değişkenlik gösteren biçimlerde enerjiye dönüşürler.

Bu sınırlı kaynaklar yani fosil kaynaklı yakıtların bu dönüşüm aşamasında atmosfere saldıkları zararlı gazlar, is, kül gibi çeşitli atıklar ortaya çıkar. Sera gazı doğuran bu yakıtlara alternatif nükleer enerji kaynakları ise yüklü miktarlarda radyasyon yayan kanserojen etkiye sahip atıklar bırakmaktadır (http://www.evkultur.com).

Her an tükenme riski olan fosil kaynaklı yakıtların azalmasının bile krizlere hatta dünya savaşlarına yol açabileceği düşünülürse alternatif enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılmasının ve enerjinin verimliliğinin arttırılmasının önemi çok açıktır.

Çizelge 4. 1. Enerji Kaynaklarının Sınıflandırılması ENERJİ KAYNAKLARI TÜKENEBİLİR ENERJİ

KAYNAKLARI

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI ü Taş kömürü

ü Petrol ü Doğalgaz ü Uranyum ü Linyit ü Turba ü Asfalt

ü Güneş enerjisi ü Rüzgar enerjisi ü Hidrolojik enerji ü Jeotermal enerji

ü Deniz kökenli enerjiler ü Biyokütle

4.2.1. Tükenebilir Enerji Kaynakları

Yenilenemez enerji kaynakları fosil yakıtlar ve radyoaktif elementlerdir. Bu kaynaklar kullanıldıkça biterler ve yenilerinin gelmesi çok uzun zaman alır (http://www.yenimakale.com/yenilenebilir-ve-yenilenemez-enerji-kaynaklari.html).

Bu tür enerjiler, yaşamları milyonlarca yıl önce sona ermiş bitki ve hayvan gibi organik kalıntıların fosillerinden kaynaklanmaktadır.

Günümüzde kullandığımız enerjinin pek çoğu fosil yakıtlardan sağlanmaktadır. Milyonlarca yıl boyunca, bitkilerin ve hayvanların çürümesi ile fosil

(22)

yakıtlar oluşmuştur. Bu yakıtlar delerek(sondaj) veya kazarak yeryüzüne çıkarılabilir. Şu anda da yeraltında ısı ve basınçla bu yakıtlar oluşmaktadır. Ancak bu oluşumdan daha hızlı olarak tüketilmektedir. Bu sebeple fosil yakıtlar kısa süreçte yenilenemeyen enerji kaynakları olarak değerlendirilebilir (Öztürk, 2008).

Tükenebilir enerji kaynakları genel olarak 3 gurup yakıttan oluşmaktadır.

Katı yakıtlar; bu yakıtların en önemlileri doğal katı yakıt olarak adlandırılan fosil kömürlerdir. Sıvı yakıtlar; ham petrolün destinasyonu sonucu elde edilir. Gaz yakıtlar; doğal gaz ve petrol destinasyon ürünü olan küçük moleküllü hidrokarbon karışımı yapısındaki gazlardır.

4.2.2. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Yenilenebilir enerji; sürekli ve tekrar tekrar kullanılabilen enerjidir. Örneğin güneş enerjisi, güneşten gelir ve elektriğe veya ısı enerjisine dönüştürülebilir. Rüzgâr enerjisi, yerküreden gelen jeotermal enerji, bitkilerden üretilen biokütle ve sudan elde edilen hidro güç de yenilenebilir enerji grubunda değerlendirilmektedir.

Yenilenebilir enerji, kısa sürede yerine konulan enerjidir. Doğanın kendi evrimi içinde, bir sonraki kısa süreçte aynen mevcut olabilen enerji kaynağı olarak tanımlanabilir (Uyar, 2004).

Çevre kirliliğiyle ilgili problemler fosil yakıtlarının kısa sürede tükenecek olması yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimi artırmaktadır. Dünyadaki petrol rezervleri 40 yıl, doğalgaz rezervlerinin 67 yıl ve kömür rezervlerinin 227 yıl sonra tükeneceği tahmin edilmektedir. Dünya elektrik enerjisi tüketiminin yaklaşık olarak

%64.5 i fosil yakıtları (%38.7 kömür, %18.3 doğal gaz, %7.5 petrol), %7' si nükleer enerji %16.5 i hidrolik enerji ve %13' ü diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından gerçekleşmektedir. Bu rakamlar yenilenebilir enerji kaynaklarının bundan sonra çok daha önemli olacağını ve bu alana yapılacak yatırımların hızla artacağını göstermektedir (Eniş, 2005).

Yenilenebilir enerji kaynakları yerli kaynaklar olduğu için ülkelerin enerjide dışa bağımlılığının azalmasını da sağlamaktadır. ''Gelişmiş ülkelerde teknolojinin yoğun kullanıldığı rüzgar, güneş, işlenmiş biokütle ve organik atıklar başta olmak

(23)

üzere, bu kaynakların genellikle modern veya dönüştürülmüş formları kullanılmaktadır. Az gelişmiş ülkelerde ise, kırsal bölgelerde ısınma ve yemek pişirme amacıyla, biokütle ve hayvansal atıkların doğrudan kullanımı önemli düzeydedir (IEA, 2007).

4.2.2.1. Jeotermal Enerji

Jeotermal enerji çoğunlukla yerkabuğundaki kayaçlarda bulunur. Bununla birlikte kayaçlardaki çatlakları gözenekleri dolduran su, su buharı veya diğer akışkanlar da jeotermal enerji içerebilir. Bu yayılmış enerjiyi kullanılabilir hale getirmek için önce büyük hacimlerdeki kayaç kütlelerinden toplamak ve daha sonra bir boşaltım noktasına taşımak gereklidir. Yerkabuğunun en az bir kaç kilometrelik bölümünde, neredeyse bütün kayaçlarda bulunan su, enerjiyi toplamak ve almak için bir mekanizma oluşturulmasını sağlar.

Jeotermal suyu ve sahip olduğu ısı enerjisini ekonomik olarak elde edebilmek için, suyun içinden geçtiği kayaçların çok miktarda su içermeleri ve geçirgenliklerinin fazla olması gerekir. Kayacın su depolayabilme kapasitesi depolama katsayısı ile tanımlanır. Kayacın su geçirgenliği ise hidrolik iletkenlik ve geçirgenlik olarak tanımlanır. Çatlaklı kuvars kireçtaşı kırılmış volkanik kayalar, serbest kum ve çakıl yüksek depolama katsayısına ve yüksek hidrolik geçirgenliğine sahiptirler. Bu yapılar genellikle büyük miktarlarda su üretimine olanak sağlarlar.

Yüksek hidrolik iletkenliğe sahip ve kalınlığı fazla olan kayaçlara geçirgenliği yüksek kayaçlar denir. Geçirgenliği yüksek ana aktiferlerin (geçirgen kayalar ve gözenekli ortamlar) ve en üretken jeotermal rezervuarların oluştururlar. Uzun süreli enerji üretimi için bu aktiferlerin geniş alanlara yayılması ve beslenme sahasına hidrolik olarak bağlanması gerekir (Öztürk, 2008).

Jeotermal enerji dünyada en çok bulunan yenilenebilir enerji kaynaklarından biridir. Jeotermal akışkanın uygulama yöntemlerine göre jeotermal enerji sistemleri ısı pompaları, kuyu içi eşanjörler ve ısı boruları olarak sınırlanmaktadır (Bekar, 2007). Konutlarda jeotermal enerjiden en çok ısı pompalarıyla yararlanılmaktadır. Isı

(24)

Jeotermal enerji;

· Bina, cadde, toprak, havaalanı pistlerinin merkezi sistemle ısıtılmasında

· Binalarda sıcak su üretilmesinde

· Seracılıkta, meyve ve sebze kurutulmasında

· Yüzme havuzu, termal tedavi ve diğer turistik tesislerde

· Hayvan çiftliklerinin ısıtılmasında

· Soğutma tesislerinde ve birçok endüstriyel işlemlerde (kerestecilik, boyama, dokuma, vb. )

· Kimyasal madde üretiminde (borik asit, amonyum bikarbonat, amonyum

· Sülfat, potasyum klorür vb.) kullanılmaktadır.

4.2.2.2. Hidrojen Enerjisi

Hidrojen, evrende %90’ dan dan fazla bulunan, güneş ve diğer yıldızların termonükleer tepkimeyle vermiş olduğu ısının yakıtı olan, kolayca ve güvenli olarak her yere taşınabilen bir elementtir. Tükenmez, temiz, ısı, elektrik ve mekanik enerjiye dönüşebilen, karbon içermeyen, ekonomik ve hafif bir enerji kaynağıdır.

Doğada tek başına gaz halinde bulunmaz. Su, en önemli bileşiklerinden biridir.

Hidrojenin üretim kaynakları oldukça çeşitlidir. Bunlar arasında kömür, doğal gaz gibi fosil yakıtlar vardır ancak sınırlı rezerve sahip oldukları gibi çevre zararlarına da yol açmaktadırlar. Bu nedenle hidrojenin temiz enerji kaynaklarından üretilmesi enerjiyi verimli kullanma ve çevre bilinci açısından en doğru seçim olacaktır Hidrojen üretimi yenilenebilir enerji kaynaklarından güneş enerjisinden, rüzgar enerjisinden, jeotermal enerjiden, biokütle enerjisinden, dalga enerjisinden çeşitli yöntemlerle sağlanabilmektedir.

4.2.2.3. Biokütle Enerjisi

Biokütle, bir türe veya çeşitli türlerden oluşan bir topluma ait yaşayan organizmaların belirli bir zamanda sahip olduğu toplam ağırlık olarak tarif edilir.

(25)

Başka bir deyişle biokütle, bir bölümü enerji üretiminde kullanılabilen, biyolojik kökenli, fakat fosil olmayan organik madde kütleleridir. Biokütle biyolojik kökenli, fosil olmayan organik madde kitlesidir. Ana bileşenleri karbonhidrat bileşikleri olan bitkisel ve hayvansal kökenli tüm organik maddeler biokütle enerji kaynağı, bu kaynaklardan elde edilen enerji ise biokütle enerjisi olarak tanımlanır.

Biokütle ve diğer organik atıklar; elektrik ve ısı enerjisi üretimi, taşıt araçları için sıvı ya da gaz yakıt üretimi ve yan ürün olarak çeşitli kimyasal madde eldesi özellikleri nedeni ile hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde büyük ölçüde kullanılmaktadır (Koçar, 2014).

Dünyada giderek artan enerji gereksinimini çevreyi kirletmeden ve sürdürülebilir olarak sağlayabilecek kaynaklardan en önemlilerinden biri biokütle enerjisidir. Biokütle enerjisinin olumlu yönleri,

· Her yerde yetiştirilebilmesi,

· Üretim ve çevrim teknolojilerinin iyi bilinmesi,

· Her ölçekte enerji üretimi için uygun olması,

· Düşük ışık şiddetlerinin yeterli olması,

· Depolanabilir olması,

· 5-35 ˚C arasında sıcaklık gerektirmesi,

· Kanserojen madde içermemesi,

· Çevre kirliliği oluşturmaması,

· Sera etkisi oluşturmaması böylece atmosferde CO2 dengesi sağlanması,

· Asit yağmurlarına yol açmaması olarak özetlenebilir (Türe, 2001).

4.2.2.4. Deniz Kökenli Enerjiler

Dünya yüzeyinin farklı ısınması sonucu oluşan rüzgarların deniz yüzeyinde esmesi ile meydana gelen deniz dalgalarındaki güçten elde edilen enerjiye dalga enerjisi denir. Kısaca, dalga enerjisi, deniz dalgalarının enerjisine dayanır. Dalga enerjisi, bol miktarda olan ve Avrupa ülkeleri tarafından yararlanılmaya başlanan bir

(26)

gelişmiş teknolojilere göre yenidir. Deniz dalgalarının önemli bir özelliği yüksek enerji yoğunluğudur ve söz konusu enerji yoğunluğu, yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde en yüksek değerdedir.

Archimet prensibi ve yer çekimi arasında ortaya çıkan büyük güç dalga enerjisidir. Büyük bir enerji kaynağı olmakla birlikte, aynı zamanda birçok yenilenebilir enerji kaynağından daha güvenilirdir. Ayrıca dalga enerjisi zamanın

%90’ında elde edilebilir durumdadır. Dünyada teknolojinin ilerlemesi ile dalga enerjisi üzerine çalışmalar hızla artmış, kıyı boyu, kıyıya yakın ve kıyıdan uzak bölgelerde uygulanan çok çeşitli dalga enerjisi sistemleri geliştirilmiştir. Elektrik üretebilmek için gelgit enerjisinden(suların yükselip alçalması) yararlanılabilmektedir.

Gelgit enerjisi santralleriyle ilgili bugünkü tasarımlar, gelgit genliğinin büyük olduğu belirli kıyı kesimindeki ırmak ağzına ya da deniz girişine bir baraj yapılmasına dayanır. Eğer bu barajın içine bazı tüneller açılırsa, sular yükselme zamanında bunlardan içeri girecek, alçalma zamanında da dışarı akacaktır. Tünellerin içine yerleştirilmiş olan türbinler de suyun akışıyla dönecek ve buna bağlı olan jeneratörlerden elektrik üretilmiş olacaktır. Gelgit olan bölgelerde, kabarma ve alçalma hareketlerinden kanatları ters yönde de dönebilen türbinler yoluyla elektrik üretilebilmesinin dünyada en önemli örneği Fransa’da Rance ırmağının halicinde kurulmuş olan 750m uzunluğunda ve 240 MW gücündeki gelgit barajıdır. 1966 yılında inşa edilen bu barajda 24 pervane türbin bulunmaktadır. Diğer yenilenebilir kaynaklar gibi dalga enerjisi de dünyada düzenli dağılıma sahip değildir. Dünyada yüksek dalga gücüne sahip birkaç bölge bulunmaktadır. Her iki yarımkürede 30º ve 60º enlemler arasında dalga hareketi batı rüzgârlarının hâkimiyeti ile yüksektir.

Avrupa ülkelerinin Akdeniz sahillerinde yıllık dalga gücü 4 ile 11 kW/m arasında değişmekte ve en yüksek değerler Ege Denizinin güney batı bölgesinde görülmektedir (http://www.solar-academy.com/menuis-Teknolojileri-Kaynaklari- Onemi.164622.pdf).

(27)

4.2.2.5. Rüzgar Enerjisi

Rüzgar enerjisi giderek güncelleşen ve hızla yayılan bir enerji kaynağıdır.

Dünya enerji rezervi gün geçtikçe azalmaktadır. Ülkeler fosil yakıt, nükleer güç ve enerjinin savurgan kullanımı ile sorunların farkına vardıkça daha verimli teknolojilere ve doğal çevrede enerji üretimine doğru yönelmeye başlamışlardır.

Sanayileşmiş ülkeler, geçmişteki tecrübeleri sonucunda, enerjinin üretim ve kullanımında etkinliğini sağlamak ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin kullanımını desteklemek üzere önlemler almaya yönelmişlerdir (Yerebakan, 2001). Mekanik ve elektrik enerjisi üretimini sağlayan, tükenmeyen rüzgar enerjisi gelişmiş ve ticari açıdan elverişli bir yenilenebilir enerji kaynağıdır. Rüzgar enerjisinin belirgin yararları;

· Yenilenebilir olması,

· Kirliliğe sebep vermemesi,

· Ucuz olması,

· Ticari boyutunun giderek genişlemesi,

· Her yere kurulabilir olması,

· Yan sanayi terimleri ile büyük üreticilerin giderek uyumlu hale gelmesi,

· Fosil yakıtlarına bir alternatif olması,

· Tükenmemesi,

· Çevre dostu olması,

· Tarımsal faaliyeti olumsuz etkilememesi,

· Yatırım ve yer değiştirme maliyetlerinin düşük olmasıdır (Yerebakan, 2001).

Rüzgar, dünya yüzeyine yakın ve atmosfer içerisinde olan havanın doğal hareketidir. Hava hareketlerinin temel nedeni mevcut atmosfer basıncının bölgeler arasında değişmesidir. Rüzgar alçak basınç ve yüksek basınç bölgesi arasında yer değiştiren hava akımıdır.

(28)

Rüzgarın kaynağı güneştir. Rüzgar enerjisi güneş enerjisinin dolaylı bir şeklidir. Yer yüzeyi güneşten 1017 watt gücünde enerji alır. Güneşten gelen enerjinin

%1-2’si rüzgar enerjisine dönüşür. Rüzgar, yeryüzünün her bölgesinin eşit bir şekilde ısınmayışı ve buna bağlı olarak oluşan alçak ve yüksek basınç merkezlerinin karşılıklı etkileşim sürecinin sonucu oluşmaktadır. “Atmosfer basıncı ve sıcaklık değişimleri havanın

1. Yükselen ve alçalan hava akımları 2. Yatay hava akımları

olmak üzere, iki şekilde hareket etmesine yol açar. Bu akımların yanı sıra, okyanus ve kıtaların düzensiz dağılımı, düzensiz arazi, günlük sıcaklık değişimleri ve mevsimsel değişiklikler de hava olaylarını etkilemektedir, rüzgar oluşumunu sağlamaktadır (Şen, 2003). Meteorolojik açıdan rüzgar oluşum yerleri;

· Basınç gradyanının (iki nokta arasındaki değişim) yüksek olduğu yerler

· Yüksek, engebesiz tepe ve vadiler

· Kıyı şeritleri

· Kanal etkilerinin meydana geldiği dağ silsileleri, vadiler ve tepelerdir (Durak, 2008).

Dünyanın kendi ekseni etrafında belirli bir hızla dönmesi kuzey ve güney yarım kürelerde farklı sonuçlar doğurur. Dünyaya bulunduğumuz konumdan baktığımızda kuzey yarım küre üzerindeki her hareketin sağa doğru eğilimli olduğunu görürüz. Dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesi ile yarım kürelerde oluşan büküm kuvvetlerine Coriolis kuvveti adı verilir. Rüzgar ısınan havanın dünyanın dönme gücü ile savrulması sonucunda oluşur. Sıcak hava en çok ekvator kuşağında bulunur. Bu kuşaktan kuzey ve güney yarım küreyi örten atmosferin yüksek katmanlarına doğru yönelir. Coriolis kuvvetleri 30 derece enlem kuşağında yoğunlaşır. Her iki yarım kürede bulunan 30 derece enlemi çevresindeki Coriolis bükme gücü ekvatordan yükselerek gelen hava hareketini frenler ve yüzeye doğru

(29)

bastırır. Coriolis kuvvetleri ile bastırılan hava zemine doğru yoğunlaşır ve basınç kazanır. Ekvatorda ısınıp yükselen hava, kuzey ve güney yarımkürelerde yer alan 30 derece enlem kuşaklarında ekvatora doğru rüzgara neden olur ( Yerebakan , 2001).

Sürekli rüzgarlar: Sürekli yüksek basınç alanlarından sürekli alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgarlardır. Sürekli rüzgârlar ise üç farlı şekilde oluşmaktadır.

1. Alize Rüzgarları: 30˚ kuzey ve güney enlemlerindeki dinamik yüksek basınç alanlarından, ekvatordaki termik alçak basınç alanlarına esen rüzgarlardır.

2. Batı Rüzgarları: 30˚ enlemlerindeki dinamik yüksek basınç alanlarından 60˚

enlemlerindeki alçak basınç alanlarına esen rüzgarlardır.

3. Kutup Rüzgarları: 90˚ termik yüksek alanlarından 60˚ dinamik alçak basınç alanlarına esen rüzgarlardır.

Mevsimlik Rüzgarlar: Kıta ve okyanusların farklı ısınmaları ve soğumaları sonucu oluşan rüzgarlardır. Yaz mevsiminde okyanuslardan kara içlerine esen yaz musonları, kış mevsiminde karaların iç kesiminden okyanuslara doğru esen kış musonları mevsimlik rüzgarların çeşitlerini oluşturmaktadır.

Yerel Rüzgarlar: Kısa süre içerisinde esen ve etki alanları kısıtlı olan rüzgarlardır. Yerel rüzgarları, meltem rüzgarları, sıcak yerel rüzgarlar, soğuk yerel rüzgarlar ve tropikal rüzgarlar oluşturmaktadır.

1.Meltem rüzgarları: Gün boyunca oluşan sıcaklık ve basınç farklarından oluşan rüzgarlardır. Deniz ve kara meltemleri, vadi ve dağ meltemleri meltem rüzgarlarının oluşma şekilleridir.

2.Sıcak yerel rüzgarlar: Kuzey yarım kürede güneyden, güney yarım kürede kuzeyden esen, etkiledikleri alanları sıcak hava getiren rüzgarlardır. Hamsin, sirikko, samyeli dünyada görülen sıcak yerel rüzgar türleridir. Lodos , kıble, keşişleme ve fön rüzgarları Türkiye’de görülebilen sıcak rüzgarlardır.

· Lodos: Güneybatıdan esen rüzgardır. Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde etkilidir.

· Samyeli (Keşişleme): İstanbul yöresinde güneydoğudan esen rüzgara

(30)

· Kıble: Güneyden eser. İç kesimlerimizde etkili olur. Akdeniz Bölgesi’nde nemli ve sıcak, iç kesimlerde ise, kuru ve sıcak olarak eser.

3.Soğuk yerel rüzgarlar: Kış aylarında etkili olan soğuk, dağlık alanlardan ılık kıyılara doğru esen rüzgarlardır. Bora, krivetz, etezien yurt dışında rastlanan soğuk rüzgar türlerdir. Türkiye’de ise soğuk yerel rüzgarlardan karayel, yıldız, poyraz rüzgar türlerine rastlanmaktadır.

· Deniz Meltemi: Öğleden sonra denizden karaya doğru esmeye başlayan rüzgarlardır.

· Kara Meltemi: Karadan denize doğru hafif esintilerdir.

· Karayel: Kuzeybatı yönünden esen rüzgarlara denir. Kış mevsiminde Marmara ve Batı Karadeniz ‘de etkili olur.

· Yıldız: Kuzeyden esen Karadeniz Bölgesinde etkili olan rüzgar türüdür.

· Poyraz: Marmara, Karadeniz ve İç bölgelerimize kuzeydoğudan esen soğuk, kuru bir rüzgardır. Kış mevsiminde sıcaklıkları azaltarak kar yağışına neden olurlar. Yaz mevsiminde ise serin ve kuru eser. Ege Denizinde yazın kuzeyden poyraz benzeri ticaret rüzgarı anlamındaki etezien rüzgarı esmektedir.

Tropikal rüzgarlar: Tropikal kuşakta ani basınç farklarından kaynaklanan güçlü ve çok şiddetli esen, çevrelerine büyük zararlar verebilen rüzgarlardır. Tayfun, hurricane, tornade tropikal rüzgar türleridir.

Türkiye Batı rüzgarları kuşağındadır. Ancak yer şekillerinden dolayı bu rüzgarların etkisi görülmez. Yurdumuz daha çok yerel rüzgarların etkisindedir.

Kuzeybatı, kuzey ve kuzeydoğudan esen rüzgarlar enlemin etkisiyle, hava sıcaklığını düşürürler. Güneybatı, güney ve güneydoğudan esen rüzgarlar ise hava sıcaklığını yükseltirler. Rüzgar çeşitleri Şekil 4.1.’de, Türkiye’de esen başlıca rüzgarlar Şekil 4.2.’de verilmiştir.

(31)

Şekil 4.1. Rüzgar Çeşitleri

Şekil 4.2. Türkiye’de Esen Başlıca Rüzgarlar (Akman, 1999)

4.2.2.6. Güneş Enerjisi

Dünya, güneş sisteminin bir parçasıdır. Güneş dünya için temel bir enerji kaynağıdır. Günümüzde insanoğlunun kullandığı çeşitli enerji kaynaklarının yaklaşık olarak tamamı güneş kökenlidir. Yeryüzünde fiziksel ve biyolojik işlemler için gerekli olan enerjinin tamamı güneşten gelir. Günlük güneş enerjisi ile dünya aydınlanır. Yağışlar ile su döngüsü sağlanır. Rüzgarlar eser ve en önemlisi de fotosentez ile canlı yaşamı sürdürülür (Öztürk, 2008). Dünya atmosferinin dışında güneş enerjisinin şiddeti, aşağı yukarı sabit ve 1370 W/m2 değerindedir, ancak yeryüzünde 0-1100 W/m2 değerleri arasında değişim gösterir. Bu enerjinin dünyaya

(32)

gelen küçük bir bölümü dahi, insanlığın mevcut enerji değerinden çok fazladır (Yıldırım, 2008).

Ülkemiz güneş kuşağı adı verilen ve güneş enerjisi bakımından zengin bir bölgede yer almasına karşın, güneş enerjisinden yeteri kadar faydalanılamamaktadır.

Ülkemizde ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2640 saat, yıllık güneş enerjisi ışınım şiddeti 1311 kWh/m2 olarak belirlenmiştir.

Bölgelerimize göre güneş enerjisi potansiyelinin dağılımı incelenirse yıllık ortalama güneş ışınım şiddetinin Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde 1491,2 kWh/m2, Akdeniz Bölgesi 'nde 1452,7 kWh/ m2, İç Anadolu Bölgesi'nde 1432,6 kWh/m2, Ege Bölgesi’nde 1406,6 kWh/m2 Doğu Anadolu Bölgesi'nde 1398,4 kWh/m2, Marmara Bölgesi’nde 1144.2 kWh/m2 olduğu gözlenir. Yıllık ortalama güneş ışınım şiddetinin en düşük (1086.3 kWh/m2) olduğu bölgemiz ise Karadeniz Bölgesi’dir. Türkiye’de Bölgelere Göre Güneş Enerjisi Potansiyeli Çizelge 4.2.’de verilmiştir.

Çizelge 4.2. Türkiye 'de Bölgelere Göre Güneş Enerjisi Potansiyeli (Ültanır, 1998)

BÖLGE/İL

IŞINIM ENERJİSİ GÜNEŞLENME SÜRESİ

Yıllık Ort.

kWh/m2 yıl

En yüksek kWh/m2

ay

En düşük kWh/m2

ay

Yıllık Ort.

h/yıl

En Yüksek

h/yıl

En düşük

h/yıl Güney Doğu Anadolu

Diyarbakır

1491.2 1447.6

188.1 200.8

49.6 51.1

3016 2946

407 388

126 110 Akdeniz

Antalya

1452.7 1378.2

176.6 180.0

48.9 44.2

2923 3062

360 385

101 139 İç Anadolu

Ankara

1432.6 1491.8

176.6 204.2

42.2 42.6

2712 2661

381 380

98 80 Ege

İzmir

1406.6 1229.9

168.7 163.5

40.9 37.5

2726 2770

371 386

96 108 Doğu Anadolu

Erzurum

1398.4 1298.8

182.8 167.9

48.6 48.1

2693 2617

373 353

165 100 Marmara

İstanbul

1144.2 1328.3

166.9 185.5

33.4 38.7

2528 2369

351 357

87 76 Karadeniz

Trabzon

1086.3 1008.6

141.7 144.3

34.0 35.5

1966 1672

273 201

82 96

Güneşlenme süresi dikkate alındığında; Güney Anadolu Bölgesinin yılda 3015,8 saat ile en zengin bölgemiz olduğu görülmektedir. Akdeniz Bölgesi'nde 2923,2 saat, Ege Bölgesi'nde 2726,1 saat, İç Anadolu Bölgesinde 2711,5 saat,

(33)

Marmara Bölgesi'nde 2525,7 saat, Marmara Bölgesi'nde 2525,7 saat, Karadeniz Bölgesi'nde ise 1965,9 saattir.

Ülkemizde bina sektörü payı toplam enerji tüketiminin önemli bir yüzdesini oluşturmaktadır. Isıtma amaçlı bu tüketimin ülke koşullarına ve binanın özelliklerine bağlı olarak önemli bir bölümünün güneş enerjisinden karşılanması mümkündür (Çelebi,2002).

Ayrıca binaların soğutulmasında, serinletilmesinde, havalandırılmasında da güneş enerjisi kullanılmaktadır. Enerji tasarrufu sağlamak amacıyla üretim maliyeti olmaması sebebiyle güneş enerjisi en önemli alternatif enerji kaynaklarından biridir.

Güneş enerjisinden iki türlü yararlanmak mümkündür. Birincisi, güneş enerjisini toplamak, depolamak ve dağıtmak için çeşitli elemanlardan oluşan aktif ısıtma sistemlerini kullanmaktır. İkincisi ise enerji kullanan aktif sistemleri işin dışında tutarak, yönlendiriliş durumu, bina formu, bina kabuğu termofiziksel özellikleri gibi tasarım parametrelerinin güneş enerjisinden optimum yarar sağlayacak şekilde belirlenmiş değerleri ile bina sistemini oluşturmaktır (Özdemir, 2005). Güneş enerjisinin mimari yapılaşmada kullanım alanları çok çeşitlidir ve amaca göre değişmektedir. Örneğin;

· Yapılarda, ısı ve elektriğe dayalı enerji isteminin bir kısmının karşılanması,

· Yapılarda aktif ısıtma ve iklimlendirme, toplu yerleşim ünitelerinde bütünleşmiş sistemlerle ısı ve elektriğin üretilmesi,

· Kullanım suyu ısıtma, yüzme havuzu suyu ısıtma,

· Deniz suyu ya da kirli suyun arıtılması,

· Gündüz ve gece aydınlatmasında güneş enerjisinin kullanılması sayılabilir.

Güneş enerjisi, yapılarda en çok kullanılan yenilenebilir enerji türüdür. Bu enerji ısıtma ve soğutma sistemlerinde kullanıldığı gibi, elektrik üretiminde de kullanılmaktadır. Güneş enerjisinin mimarlıkta kullanımına ilişkin çeşitli alternatifler vardır. Bunlardan en önemlileri (Tönük, 2001):

(34)

· Pasif güneş sistem yoluyla güneşten enerji kazanılması (Kış bahçeleri, güney yönünde tasarlanan büyük cam yüzeyler vb.),

· Aktif güneş sistem yoluyla güneşten enerji kazanılması (Güneş kolektörleri),

· Fotoelektrik değişim yoluyla elektrik enerjisi kazanılması (Güneş pilleri).

4.3. Binalarda Enerji

Yapılarda enerji tüketiminin önemli bir bölümü, yapı içi konfor gereksinimini sağlayan ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemleri için harcanmaktadır. Harcanan enerjinin gaz, kömür, fuel-oil gibi fosil yakıtlar olması sorunu daha da artırmaktadır.

Fosil yakıtların tüketimi sonucunda atmosfere salınan karbondioksit ve diğer sera gazları, küresel ısınmanın başlıca nedeni olarak kabul edilmektedir (Sev, 2009).

Artan enerji maliyetleri ve oluşan çevre kirliliği gibi etkenler ülkeleri enerji etkin binalar inşa etmeye zorlamaktadır. Bu kapsamda yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması zorunlu bir unsur haline gelmiştir.

Şekil 4.3. Daniels ‘e Göre Çevreden Kazanılabilecek Enerji (Tokuç, 2005)

(35)

Yüzyıllar boyunca dünyanın her yerinde, iklimin mimarlar ve mimarlık üzerinde baskın bir etken olduğunu görmekteyiz. Sullivan’ın "Biçim fonksiyonu takip eder" söylemi geleneksel konut yapımında geçerli olmuştur. Yapıların biçimi çevresel gereksinimlerden oldukça etkilenmiştir. Aynı zamanda çevre, insanlara kendi gereksinimlerini sağlamaları için çok çeşitli olanaklar sunar (Şekil 4.3.).

4.3.1. Türkiye’ de Bina Enerji Verimliliği ve Tasarrufu ile İlgili Yaptırımlar

Enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetinin ekonomi düşürülmesi ve çevrenin korunması Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın görevleri arasındadır. Tüm bunlar uyarınca 2007 yılında “Enerji Verimliliği Kanunu ve Enerji Kaynaklarının Kullanımında Verimliliğin Arttırılmasına Dair Yönetmelik”

yürürlüğe girmiştir. 2008 yılında Başbakanlık Genelgesi ile tüm kamu kurum ve kuruluşlarında öncelikli olmak üzere 'Ulusal Enerji Verimliliği Hareketi' başlatılmış ve 2008 yılı “Enerji Verimliliği Yılı” ilan edilmiştir (http://www.enerji.gov.tr).

Binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının verimli kullanılmasına, enerji israfının ve çevre kirliliğinin önlenmesine dair Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 5.12.2008 tarihinde “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” yürürlüğe konmuştur (http://www.enerji.gov.tr).

Bu yönetmelik, mevcut ve yine binalar için binanın elektrik, mekanik, aydınlatma sistemlerini ve mimari çözümlerini içeren asgari performansını ilgili standartlar çerçevesinde hazırlanan hesaplama yöntemi ile ölçmeyi, enerji kimlik belgesi düzenlenmesini ve denetimini, yenilenebilir enerji ve kojenerasyon sistemlerinin olumlu etkilerini, kültür varlığı olarak tescillenen binaların varlıklarına zarar vermeyecek şekilde enerji verimini artırıcı tedbirleri kapsamaktadır.

Endüstriyel işlevi olan üretim binaları, 2 yıldan az faaliyet gösterecek binalar, kullanım alanları 50 m2 den az olan binalar, seralar, atölyeler, iklimlendirilme yapılmayan depolar, ahır, ağıl gibi binalar dışında kalan diğer tüm bina tipolojileri bu yönetmeliğin kapsamındadır (Bep, 2009).

Yönetmelik ayrıca bu yolla kısa bir süre içinde tüm ülke genelinde bina

(36)

performansı yönetmeliği Üçüncü Bölümü’nde “Bina Enerji Performansı Açısından Mimari Proje Tasarımı ve Mimari Uygulamaları” başlığı altında binanın konumlandırılışı, yönelimi gibi parametreler güneş, rüzgar, nem ve diğer dış koşullar dikkate alınarak enerji verimini arttırıcı biçimde kurgulanmasının ve Isı Yalıtım Yönetmeliği’ne de uyacak biçimde detaylandırılmasının ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının projeye uygulanabilirliğinin araştırılmasının gerekli olduğu belirtilmiştir (Atmaca, 2010).

Bu yönetmeliğin 5 Aralık 2008 tarihinde yürürlüğe girmesinin ardından Temmuz, 2010’da kullanıma açılması planlanan Bina Enerji Performansı Hesaplama Yöntemi “BEP-TR” ile binaların enerji performansları değerlendirilecek ve binalar sertifikalandırılacaktır. Bu sertifikalar farklı bina tipolojilerindeki mevcut ve yeni binaların enerji performansını değerlendirme sonuç raporu niteliğindedir. Hesaplama yöntemine konu olan bina tipolojileri;

· Konutlar,

· Ofisler,

· Eğitim Binaları,

· Sağlık binaları,

· Oteller,

· Alışveriş ve Ticaret Merkezleri 'dir.

Bu çalışmada hesaplama yöntemine konu olan tipolojilerden “Eğitim Binaları” referans alınmıştır. Türkiye için Nihai enerji tüketimlerin sektörel dağılımına bakıldığında Bep-Tr Hesaplama Yönteminde “Eğitim” başlığı altında geçen ve basitleştirilmiş bir yöntemle hesaplanan tipolojiler arasında TUİK’in verilerine göre eğitim binalarının tüketim oranı % 8 olduğu görülmektedir (Şekil 4.4.). Bu sebepten dolayı çalışma Türkiye'de eğitim binalarında tüketilen ciddi enerji potansiyeli göz önünde bulundurularak “Eğitim Binaları” üzerinde analiz yapılmıştır.

(37)

Şekil 4.4. Enerji Tüketimlerinin Sektörel Dağılımları (Atmaca, 2010)

4.3.2. Enerji Kimlik Belgesi

5627 sayılı “Enerji Verimliliği Kanunu” ve buna bağlı olarak çıkartılan

“Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ne göre, binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına, enerji israfının önlenmesine ve çevrenin korunmasını sağlamak için, asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeren belgedir.

Enerji Kimlik Belgesi, Enerji Kimlik Belgesi vermeye yetkili kuruluş tarafından hazırlanır. Bu belge, yeni binalar için yapı kullanma izin belgesi alınması aşamasında ilgili idarelere sunulur. Enerji Kimlik Belgesi düzenlenmeyen binalara ilgili idarelerce yapı kullanma izin belgesi verilmez. Enerji Kimlik Belgesinde yer alan bilgilerden ve bu bilgilerin doğruluğundan Enerji Kimlik Belgesi düzenlemeye yetkili kuruluş sorumludur. Enerji Kimlik Belgesi’nin, binanın tamamı için hazırlanması şarttır. Ayrıca, isteğe bağlı olarak, kat mülkiyetini haiz her bir bağımsız bölüm veya farklı kullanım alanları için ayrı ayrı düzenlenebilir (http://www.izto.org.tr).

BEP yönetmeliğine göre 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren mevcut ve yeni

(38)

· Asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketiminin sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içerir,

· Enerji kimlik belgesi vermeye yetkili kuruluş tarafından hazırlanır ve ilgili idarece onaylanır,

· Bu belge, yeni binalar için yapı kullanma izin belgesinin ayrılmaz bir parçası olacaktır,

· Toplam kullanım alanı 1.000 m2 ve üzerinde olan mevcut binalar ve işletmeye alınan yeni binalar için düzenlenir,

· Enerji kimlik belgesi geçerlilik süresi 10 yıldır.

Enerji kimlik belgesinde;

· Bir binanın enerji performansının belirlenmesi,

· Binanın m2 başına düşen yıllık enerji tüketiminin belirlenmesi,

· Bu değere göre CO2 salınımı hesaplanması,

· Bu değerlerin referans bir binanınki ile kıyaslanması.

Kıyaslama sonucuna göre binanın A-G arası bir enerji sınıfına yerleştirilmesi ile gerçekleşir.

4.3.3. Binalarda Enerji Performansı Hesaplama Yöntemi (BEP-TR)

Bina enerji performansı hesaplama yöntemi, binanın enerji harcamalarında payı olan tüm girdilerin, binaların enerji tüketimine etkisini değerlendirmek, mevcut ve yeni binaların enerji performans sınıflarını belirlemek için EN 13790 (Avrupa Standartları) şemsiye dokümanı temel kabul edilerek Türkiye'nin iklim verileri, koordinatları ve yerel malzemeleri gibi ülkemize mahsus bilgiler derlenerek geliştirilmiştir. Bina performansını etkileyen etmenler Şekil 4.5.’te verilmiştir.

(39)

Şekil 4.5. Bina Performansını Etkileyen Etmenler (www.yigm.gov.tr/bep)

Bina enerji performansını değerlendirirken, binaların ısıtılması ve soğutulması için binanın ihtiyacı olan net enerji miktarının hesaplanmasını, net enerjiyi karşılayacak kurulu sistemlerden olan kayıpları ve sistem verimlerini de göz önüne alarak binanın toplam ısıtma-soğutma, havalandırma, binalarda günışığına bağlı aydınlatma ve sıhhi sıcak su ihtiyacının ve tüketiminin hesaplanmasını kapsamaktadır. Enerji Kimlik Belgesi oluşturma aşamaları Şekil 4.6.’da akış diyagramı şeklinde verilmiştir.

(40)

Şekil 4.6. Enerji Kimlik Belgesi Akış Diyagramı

A) Malzeme Kütüphanesi

Malzeme listesinde yer alan “Özgül Isı(CP)(Gerecin 1kg. lık kütlesinin 10C ısıtılabilmesi için gerekli ısı miktarı) değerleri çeşitli kaynaklardan elde edilmiş ancak tüm malzemeler için değerler bulunamamıştır. Ülkemizde malzemelerin özgül ısı değerleri veri tabanı oluşturulması durumunda ısı geçici hesaplamalarına detaylı yöntem ile dahil edilebilecektir.

Isı geçişi ve güneş ışınımı kazanç hesaplarında kullanılmak üzere saydam kabuk bileşenlerinin ilgili özellikleri Türkiye’de yaygın olarak kullanılan camlar için üretici bilgilerinden yararlanılarak derlenmiştir. Bu özellikler aydınlatma hesapları için ortak değerleri de içermektedir.

(41)

B) Bina Tipolojileri

BEP-TR, konutlar başlığı altında müstakil konut, apartman ve konut, ofisler ve diğer başlığı altında incelenen eğitim ve sağlık binaları, alışveriş ve ticaret merkezleri ile oteller gibi hizmet binalarını kapsamaktadır.

C) Bina Geometrisi

Bina geometrisi için BEP-TR başlangıç sürümünde binaların, yazılıma kolay aktarılabilmesini sağlamak için Şekil 4.7.’deki temel formları önermiştir.

Şekil 4.7. BEP-TR Bina Formu Girdileri

Ekran görüntüsündeki menüler Şekil 4.7’de gösterilen verilerin girilmesini sağlar. Net enerji kısmına ait girdiler genelden özele doğru bina genel bilgileri, bina kabuğu, zonlar ve odalar olarak detaylandırılır. Bina genel bilgilerinde binanın tamamı için ortak girilecek veriler alınırken, kabukta katlara ait bilgiler toplanır.

Katlar arasında değişken form olmaması durumunda her kat için ayrı ayrı form tanımlamak yerine bina genel bilgilerinde form tanımlamak yeterli olacaktır. Bina tipolojisine bağlı olarak farklı kabuller ile ele alınan ısıl zonlar ölçeğine inildiğinde

Referanslar

Benzer Belgeler

BEP Yönetmeliği’nin amacı, “dış iklim şartlarını, iç mekan gereksinimlerini, mahalli şartları ve maliyet etkinliğini de dikkate alarak bir binanın bütün enerji

Lee (72) femur boyun kırığı nedeniyle kansellöz vida tespiti uygulayarak tedavi ettiği 116 erişkin hastanın deplase kırığı olan 12 olgunun %17’sinde avasküler

Hatice Müminoğlu Mehmet Akif

[r]

[r]

They are bag‐shaped nets that drift into the middle or bottom with one or two

 Bir balığın beher kg vücut ağırlığı için yaşama payı enerji ihtiyacı artan vücut büyüklüğü ile azalır.  Büyük cüsseli balıklarda bir dm 2 vücut

Đncelemeye konu olan bina ısıtma sistemi olarak çatı katına yerleştirilmiş kazan dairesi, her katta iki ayrı bloğa hitap eden taze hava santralleri ve ofis