• Sonuç bulunamadı

YENİ DOĞAN DÖNEMİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "YENİ DOĞAN DÖNEMİ"

Copied!
61
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YENİ DOĞAN DÖNEMİ

(2)

•Bebeğin doğduğu andan dördüncü haftanın sonuna kadar olan dönem yeni doğan dönemi (neonatal dönem) olarak adlandırılır.

•Bu dönemde değerlendirme önemlidir.

(3)

YENİ DOĞANIN GÖZLEMİ

• Yeni doğanın değerlendirilmesinde öncelikle bu döneme özgü davranışların bilinmesi gerekmektedir.

• Yeni doğanda derin uykudayken yüzü sakin, göz kapakları kapalı ve hareketsiz olup ağız hareketleri görülebilir.

• Düzenli ve derin solunumu vardır. Hafif uykudayken gözler kapalı ancak hareketlidir.

• Vücutta ara sıra hareket görülür.

(4)

• Yeni doğan uyanık durumda iken sessiz, sakin, gözleri açık ve parlaktır.

• İşitme ile ilgili uyaranlardan özellikle anne sesine duyarlıdır.

• Aktif uyanık olduğunda yeni doğanın kol ve bacak hareketleri artar. Gözleri ise açıktır, çevreyi araştırır, aç ise huzursuzlanır ve ağlar.

• Ağlama davranışı ise yeni doğan için motor bir aktivitedir.

Sürekli ağlaması aç ya da bir rahatsızlığı olduğunun göstergesi

olabilir.

(5)

• Yeni doğan taraması, bir bebeğin doğumundan sonraki ilk birkaç saat boyunca kullanılan çeşitli değerlendirme türlerini tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

Yeni doğana yaşamın erken dönemlerinde bazı tarama testleri yapılmaktadır. Bu testlerden bazıları şunlardır;

• Kord Kan Grubu-Coomb’s Testi için doğum odasında kordon kanından örnek alınarak kanı grup ve antikor yönünden değerlendirilir. Yeni doğana hemolitik hastalığı tanısı koymak için yapılır.Yeni doğanda soluk görünüm,sarılık,vücutta şişme,karaciğer veya dalak büyümesi, solunum zorluğu varsa bu test yapılır.

(6)

•Fenil Ketonüri (FKÜ) Testi için yeni doğan beslendikten sonra topuğundan kan örneği alınır. Genetik ve metabolikbir hastalık olan FKÜ tanısı için bebeğin doğumdan sonraki 24-36 saat içinde beslenmiş olması gerekir. Erken dönemde teşhis edildiğinde diyetle tedavi edilebilmektedir.

•Galaktosemi Testi için yeni doğanın topuğundan kan örneği alınır. Bu test ile doğuştan galatozun gluktoza dönüşmesinde metabolik bir hata olması durumu teşhis edilerek diyetle tedavi sonucu karaciğer ve beynin hasar görmesi engellenebilir.

(7)

•Sickle-cell Hastalığının Teşhis Testi için yine topuktan kan alınır.

Orak hücreli anemi, kanda oksijen taşımakla görevli oksijenin yapısının bozulmasıyla beraber görevini yerine getirememesi ve kandaki kırmızı kan hücrelerinin azalması sonucu oluşur. Genetik bir problemdir.

•Hipotroidizm Testi, yeni doğanda troid fonksiyon bozukluğunun

teşhisinde kullanılmaktadır.

(8)

•İlk İşitme Testi ise yeni doğan sesiz uyanık durumda iken yapılır.

Bu test için yeni doğanın kulağının yakınında el çırpılır veya zil çalınır. Yeni doğanın korkması ve gözkapaklarını kırpıştırması beklenir. Aksi durumda yani tepki vermediğinde test tekrarlanır.

İşitme testi için annenin bebekle konuşması da istenebilir. Bebeğin

sese verdiği tepki izlenir. Dördüncü aydan küçük bebekler yüksek sese

sıçrama ile tepki verirken sesin yerini belirleyemezler

(9)

• Bebeğin kimliğinin belirlenmesi için yeni doğan doğum odasından ayrılmadan önce annenin adı soyadı, doğum

zamanı, tarihi ve bebeğin cinsiyetinin yazıldığı iki bant ya da bilezik hazırlanarak biri annenin bileğine, diğeri ise bebeğin ayak bileğine takılır.

• Kimliğin belirlenmesi için ayrıca annenin sağ başparmak izi

ile bebeğin ayak izleri de alınmaktadır

(10)

YENİ DOĞANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

• Yeni doğanın değerlendirilmesinde kalp atım hızı, solunum hızı, kan basıncı, vücut ısısı gibi yaşam belirtilerinin yanında, vücut ağırlığı, boyu, baş ve göğüs çevresi, karın çevresi gibi fiziksel büyüme ölçümlerinden yararlanılır.

• Ayrıca doğumdan hemen sonra hava yolu açıklığının sağlanması için yeni doğanın ağız ve burun sıvılarının temizlenmesi gerekir. Sağlıklı bebeklerin çoğunda birkaç saniye içinde solunum başlamakta, 30 saniye içinde ağlama görülmektedir.

(11)

YENİ DOĞANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

•Birçok hastanede, özel bakım gerektiren herhangi bir sorun olup olmadığını görmek için bebeğin durumunun doğar doğmaz ve doğumdan beş dakika sonra değerlendirilmesi gerekir.

•En sık kullanılan değerlendirme sistemi ise Virginia Apgar adında bir

hekim tarafından geliştirilen (1953) Apgar sayısı yöntemidir.

(12)

•Bu değerlendirmede muayeneyi yapan uzman, yeni doğanı gözlemler ve yeni doğan;

• kalp atışı,

• solunum,

• kas tonusu,

• uyarılmaya verdiği tepki,

• renk açısından değerlendirir.

•Bu testin puanlama sonuçları, önemli nörolojik sorunlar yaşayan

çocukların belirlenmesine yardım edebilir

(13)

•Yeni doğan bebek beş alanda değerlendirilir.

•Her bir alandaki değerlendirme 0,1,2 puan verilerek yapılır.

•En yüksek puan 10’dur.

•Doğumdan hemen sonra yapılan değerlendirmede 10 puan pek

sık görülmez, çünkü çoğu bebeğin ayak ve el parmaklarının rengi

bu aşamada hala mordur.

(14)

Doğumdan beş dakika sonra yapılan değerlendirmede;

• bebeklerin % 85 ila % 90'ı, 9 ya da 10 puan alır ve bu puan bebeğin iyi durumda olduğunun işaretidir.

• 7 ya da üstünde bir puan bebeğin tehlikede olmadığını

gösterir.

(15)

•Doğumdan beş dakika sonra yapılan değerlendirmede;

• 4, 5 ve 6 puan genelde bebeğin normal nefes alıp verebilmesi için yardıma gereksinim duyduğunu,

• 3 ya da daha düşük bir puan bebeğin durumunun kritik

olduğunu ve etkin müdahale gerektirdiğini gösterir.

(16)

•Bebekler 2500 ila 5000 gram aralığındadır .

•Gebelik süresini (38-40 hafta) tamamlamış olduğu halde doğum ağırlığı 2500 gramın altında kalan bütün bebekler için genel olarak düşük doğum ağırlığı terimi kullanılır.

•Yeni doğan bebeğin boyu genellikle 45-53 cm. arasında değişir.

•Normal zamanından önce doğaların boyları daha kısadır.

•Erkek bebeklerin ağırlığı ve boy uzunluğu kız bebeklere göre daha

fazladır.

(17)

Düşük Doğum Ağırlığı Nedenleri

•Plesanta yetersizliği,

•Annenin akut ya da kronik hastalıkları

•Annenin ağır işte çalışması

•Gebelikte bakımı ve beslenme yetersizliği

•Aşırı sigara kullanma

•Sosyo –ekonomik etmenler

•Aşırı alkol alma, ilaç ve uyuşturucu kullanma

•Gebelikte geçirilen enfeksiyon hastalıkları

•Annenin yaşça çok küçük ya da ileri yaşta olması

(18)

Prematüre Bebek

•Son menstruasyonun birinci gününden itibaren 37. gebelik haftasından önce doğan bebeklere prematüre bebek denir

Prematüre Doğumun Nedenleri

• Anneye ait nedenler

• Bebeğe ait nedenler

(19)

Anneye ait nedenler

• Uterusun fötüsü koruyamayacak durumda olması

• Gebeliğin herhangi bir nedenle durdurulmuş olması

• Plesantanın erken ayrılması

• Annenin ağır beslenme yetersizliği

• Annenin ağır enfeksiyon hastalıkları

• Sosyo ekonomik ve kültürel nedenler

(20)

Bebeğe ait nedenler

• Çoğul gebelikler

• Kromozom anomalileri

• Amnion sıvısının fazla oluşu

• Gebelikte geçirilen diğer enfeksiyon hastalıkları

(21)

Prematüre Bebeklerin Özellikleri

•Derileri gergin,yüzleri taş bebek yüzü gibi dolgundur.

•Saçlar 37. haftanın altında kısa ve baş çevresi göğüs çevresine kıyasla daha geniştir.

•Burun ufacıktır.

•Prematüre ve düşük doğum ağırlıklı doğan bebeklerde yeni doğan ölüm

oranı oldukça yüksektir

(22)

• Yeni doğan döneminde bebeğin gelişimsel gereksinimleri

nedeniyle tüm aile üyelerinin sorumluluklarında bir değişme olmaktadır.

• Aile içinde gereksinimlerle doğru orantılı olarak aile

üyelerinin rolleri de değişmektedir. Bu rollere uyum doğum

öncesi dönemde başlamaktadır. Ebeveynlerin bebekleri ile

ilgili düşünceleri bebeğin dünyaya gelişi ile gerçeğe doğru

yönelir ve duruma uyum sağlar.

(23)

•Yeni doğan bir bebeğin ilk yirmi dört saat içindeki yaşam bulguları önemli görüldüğünden insan yaşamında bebeğin doğduğu gün en önemli günü olarak kabul edilebilir.

•Sıcak, karanlık ve sıvı ile dolu bir ortamdan, soğuk, aydınlık ve

kuru bir ortama geçen yenidoğanın ilk altı saat içinde vücut sistemleri

stabil olmadan önce düzensiz bir biyolojik uyum dönemi yaşar.

(24)

Bu uyum dönemi ilk 15-30 dakika aralığını kapsayan Birinci reaktif dönem, (30 dakika ile 6 saat aralığını kapsayan) ve 2 saat ile 6 saat aralığını kapsayan İkinci reaktif döneme ayrılmaktadır.

• Birinci reaktif dönemde bebeğin sistemlerinin çoğu aktif olup kalp

atım hızı 180/dk ulaşır.

(25)

• Bebek kuvvetle ağlar, solunumu 60-90/dk arasında düzensiz, emmesi güçlü ve çevre ile ilgilidir. Uyaranlara cevap verir.

Bağırsak sesleri doğumdan 15 dakika sonra duyulmaya başlar.

• Yutma refleksi vardır. Başını bir yandan diğer yana hareket ettirir. Bu dönemde bebeğin uyanık olması nedeniyle

ebeveyn ve bebek ilişkisinin başlaması önemlidir.

(26)

•Birinci reaktif dönemde kalp hızı ve solunum hızında azalma olup

bebek geçici olarak uyaranlara cevapsız kalır. Bebek uykudadır. Vücut

ısısı düşmeye devam eder. Bağırsak sesleri duyulur. Ağız içinde az

miktarda sekresyon (akciğer salgısı=balgam) görülebilir. Genellikle

idrar ve gaita yapımı yoktur.

(27)

• İkinci reaktif dönemde ise bebek uyanık ve çevre ile ilgilidir.

Uyaranlara cevap verir. Ağız içinde sekresyon (akciğer

salgısı=balgam) birikmesi nedeniyle nefes alamayabilir. Tükürme refleksi yoktur, fakat öğürme refleksi vardır. Vücut ısısı

yükselmeye başlar.

• Bu dönemde yeni doğanın uyanık olması ebeveyn ve bebek

etkileşimi için iyi bir fırsat sağlar. Ebeveyn bebek ilişkisi birinci reaktif dönemde başlamışsa bu dönemin ayrıca önemi

bulunmaktadır

(28)

•Yeni doğanın kalp hızı 120-160/dk arasındadır. Kalp hızı uykuda

ve uyanık olma durumuna döre değişmekle birlikte ağladığında

180/dk’e ulaşırken uykuda dakikada 70-100’e düşebilir

(29)

• Yeni doğanın üriner sistemi doğumda yapısal olarak

tamamlanmış olmasına rağmen yaşam için elzem değilken

doğumdan sonra hayati önem kazanır. Böbreklerin doğumdan hemen sonra fonksiyona başlaması beklenir.

• Yeni doğan yetişkinden daha fazla sıvı kaybeder ve daha

fazla sıvı gereksinimi vardır.

(30)

• Yeni doğanın idrarının ürat içermesi nedeniyle yaşamın ilk haftasında bebek bezinde pembe pembe leke bırakabilir.

Ebeveyne bu konuda bilgi verilmeli, endişe ve korkuları

önlenmelidir

(31)

• Mesane kapasitesinin(yaklaşık 15 ml)sınırlı olması nedeniyle sık idrar yapar ve bir defada yaklaşık 15 ml idrar yapar. Yeni doğanın doğumdan sonra 24 saat içinde idrar yapması

beklenir. Ancak ilk 24 saat yeterli sıvı almazsa idrar yapımı 12-24 saat gecikebilir. Doğumu takiben 24 saatten sonra idrar yapımı sıklaşarak bir günde 20 defa ve üzerinde idrar

yapabilir. Bebeğinin yeterli sıvı alıp almadığını idrar yapması

gösterir.

(32)

Ebeveyne bu konuda bilgi verilmelidir. Bebeğin 24 saat geçtiği halde

idrar yapıp yapmadığına dikkat edilmeli, iil idrarı yaptığı zaman idrar

miktarı ve görünümü kaydedilmelidir. Zamanında doğan bebekler

yutma, sindirme ve metabolize etme yeteneği ile doğarlar. Fakat

gastrointestinal sistemleri nedeniyle gaz çıkarma problemleri

görülebilir

(33)

•Yeni doğanın doğumda mide kapasitesi 30-60cc, ikinci haftada

90cc, beşinci ayda 210 cc ve onuncu ayda 300cc’dir. Mide 2,5-3 saatte

bir boşalmaktadır. Yeni doğanın gastrik asidi doğumda yetişkinin

gastrik asidi ile aynı olup ilk bir hafta içinde azalmaya başlar. 2-3 ayda

ise bu azalma durur. Bu nedenle ilk üç ayında yeni doğanda karın

ağrısı olabilir. Üçüncü aydan sonra kaybolmakla birlikte iki emme

arasında huzursuzluk olabilir

(34)

• Yeni doğanın ilk dışkısına mekonyum denir.

• Mekonyum; kan, mukus, safra pigmentleri, epitelyum

hücreleri ve amniotik sıvıdan oluşmakta, rengi siyaha yakın olup yapışkandır. Doğumdan sonra 48 saat içinde dışkısını yapması beklenir. Anne sütü ile beslenen bebeklerin dışkısı sarı ve sulu, inek sütü ile beslenen beneklerin ise sarı-

kahverengi renkte ve katıdır.

(35)

•Tipik kokusu vardır. Ayrıca biberonla beslenen yenidoğan, anne sütü ile beslenenlere göre daha az dışkı yapar Doğum sonu ilk hafta ciltte kabuklanma ve pul pul dökülme görülür.

•Çevrenin kuru olması yeni doğanın cildinin kurumasına ve çatlaklar

oluşmasına neden olabilir. Bebek doğduğunda ter bezleri vardır fakat

ateşi olduğunda ter yolu ile ısı kaybı azdır. Zamanında doğan bebeklerin

cildi ilk birkaç saat kızarıktır. Daha sonra normal rengini alır

(36)

YENİ DOĞANIN REFLEKSLERİ

•Yeni doğan refleksleri gebeliğin son üç ayında(son trimestrinde) ortaya çıkar ve bebeklikte nörolojik gelişim tamamlandıkça kaybolur.

•Reflekslerin yeni doğan döneminde olmaması ve zamanında

kaybolmaması merkezi sinir sistemi sorunlarını gösterir

(37)

Refleksler

• Birincil refleksler ve

• Duruşla ilgili refleksler olmak üzere iki grupta incelenir.

(38)

Birincil Refleksler

Doğumdan hemen sonra görülen ve bebeğin hayatta kalmasını sağlayan;

• emme,

• arama,

• kavrama,

• plantar,

• babinski,

• moro ve

• tonik boyun refleksleridir

(39)

Emme refleksi;

•İşaret parmağı ya da meme başı bebeğin ağzına bir-iki cm girdiğinde ritmik emme hareketi gözlenir.

•Bu hareket sayesinde bebeğin hayatta kalabilmek için gerekli besini alır.

•İlk birkaç günde genelde zayıf ve düzensiz olan bu refleks gittikçe güçlenir.

•Doğum sırasında anestezi alan bebeklerde ve doğum tarvması olanlarda bu refleks ilk günlerde zayıf olabilir.Bu refleks uykuda 7. ayda uyanıklıkta 4. aydan sonra kaybolur.

(40)

Arama refleksi;

•Bebeğin yanağına dokunulduğunda başını tarafa doğru çevirir ve meme arar.

•Dudağının ortasına dokunursanız ağzını açar.

•Zayıf olan ya da doğum travması geçiren bebeklerde bu refleks görülmeyebilir.

•Bu refleks bebek üç-dört aylık olduğunda kaybolur

(41)

Yakalama(kavrama) refleksi;

•Bebeğin el ayası uyarılırsa elleri kapanır.Elleri yumruk haldedir.

•Eline parmakla dokunulursa yakalar, tutar ve uykuya dalar.

•Düşük doğum ağırlığı olan bebeklerde gözlenmez ya da çok zayıftır.

•Birinci ayda artan yakalama refleksi bebek üç-dört aylık

olduğunda kaybolur 4. ayda istemli yakalama ile yer değiştirir

(42)

Plantar(taban) refleksi;

•Bebeğin tabanına ve bacağına yapılan herhangi bir uyarım ayak parmaklarının büzülmesine neden olur.Bu refleks ayakla yakalama refleksidir.

•Zayıf bebeklerde görülmeyen ya da çok zayıf olan bu refleks

sekiz-on iki aylar arasında kaybolur.

(43)

Babinski refleksi

•Ayak tabanının altı, ayak baş parmağından başlayıp topuğa doğru tırnakla çizildiğinde ayak parmaklarında büzülme görülür.

•Uyarımın hafif yapılması gerekir.

•Omuriliğin alt kısım bozukluklarında bu refleks görülmez.

•Bu refleks ilk yılın sonuna doğru kaybolur

(44)

Moro(Kucaklama) Refleksi

•Bebeğin ani olarak sarsılmasında bu refleks görülür.

•Ani sarsma sonucu ya da kollarından tutularak hafifçe çekilip

sonra yatağına bırakılması sonucu, kollarını elleri ile birlikte açar

ve kucaklama hareketini yaparak kollarını birbirine yaklaştırır.

(45)

•Bu refleks dördüncü ayın sonunda kaybolur. Beyin felçli bebeklerde bu refleks uzun süre devam eder.

•Merkezi sinir sisteminde ağır hasar olan bebeklerde ise bu refleks görülmez.

•Altı-yedinci ayda kaybolması beklenir

(46)

Tonik boyun refleksi;

•Sırt üstü yatan bebek başını yana çevirir kolunu yüzünü döndürdüğü tarafa uzatır, diğer kolu tarafındaki dizini çeker.

•Yaşamın ilk altı haftasında belirgindir.

•Üçüncü aydan sonra kaybolur.

•Üç aylık bebekte boyun kontrolü başlar. Omurilik harabiyeti

olanlarda ve doğum öncesi gelişme geriliği olanlarda bu refleks

görülmez

(47)

Duruşa İlişkin Refleksler

•Doğumdan sonra bebeğin yaşamında önemli yer tutan;

• adımlama,

• yüzme,

• göz kırpma,

• kukla gözü refleksi,

• landau,

• galant,

• derin tendon ve

• ekstrimite yerleştirme refleksleri bu grupta yer alır

(48)

Adımlama refleksi;

• Bebeğin kollarının altından kavranılıp dik durumda tutulursa, adımlamaya başlar.

•Düşük doğum ağırlığı olan bebeklerde görülmeyen ya da çok

zayıf olan bu refleks üç-dört haftada kaybolur

(49)

Yüzme refleksi;

• Yeni doğan bebek kollarından kavranarak suya sokulduğunda yüzme hareketlerini gösterir.

•Üç-dört gün süren bu refleks, omurilik ve beyin harabiyeti olan

bebeklerde görülmez

(50)

Göz kırpma refleksi;

•Bebek uyanıkken keskin ışık veya herhangi bir hareket gibi bir uyarıma maruz kalırsa göz kırpma hareketini yapar.

•Bu refleks hayat boyu devam eder

(51)

Kukla gözü refleksi;

• Bebeğin başı el ayası ile kavranarak hızla bir tarafa çevrilir ise gözler bu hareketi gecikerek izler.

•Gözlerde her iki tarafa da oynama görülür.

•Birkaç gün süren bu refleks merkezi sinir sistemi hasarlarında

görülmez

(52)

Landau refleksi;

• Bebek yüzükoyun yatırılırsa göğüs ve karın hizasından tutularak yavaşça yerden yukarı paralel kaldırıldığında, bebeğin başına hafifçe bastırma hareketi yapıldığında bacaklarda fleksiyonun gözlenmesidir. Başlangıçta bebek sadece başını kaldırır sonra sırtını gerer ve bacaklarını gerer,sırtını konkav bir duruma gelir.

•Sırtı kamburumsu bir pozisyona girer.

•Bu refleks 15. ve 24. ayda kaybolur.

(53)

•Galant refleksi

•Bebek yan yatırıldığında bacaklarını karnına çeker.

•Bu refleks bir-iki gün görülür

(54)

Derin tendon refleksi;

• Diz kapağı ya da patella kemiği altındaki tendona vurulduğunda dizin hızlı bir şekilde gerildiği ya da tekme hareketini yaptığı görülür.

•İlk iki günde şiddetli olan bu refleks zayıf bebeklerde ve kas bozukluğu olanlarda tamamen yoktur ya da zor cevap alınır.

•Hiperaktif çocuklarda ise daha fazla görülebilir

(55)

•Ekstremiteleri yerleştirme refleksi

•Diz altından bacağı bir masa kenarına dokundurulan bebek ayağını kaldırarak masaya yerleştirir gibi hareket eder.

•İki-üç gün süren bu refleks omurilik travmaları olan bebeklerde

görülmez

(56)

DUYULAR

Yenidoğan, duyularla ilgili uyarılara farklı şekilde cevap verebilirler.

• Görme: Yenidoğanın gözleri doğduğunda yarı açık ve göz kapakları şiş olabilir. Parlak ışıkta gözlerini kapatarak ya da başını çevirerek tepkiverir.

Uyarı sürekli verilirse, yenidoğan bu duruma uyum sağlar. Yenidoğan

geometrik şekillerden çok hoşlanır. Hoşlandığı nesneye odaklanır. Bu

odaklaşma bebeğin bulunduğu alandan çok nesnelerdir. Siyahı ve beyazı

ayırt edebilir, en çok 20 cm uzaklıktaki nesneleri görebilir.

(57)

İşitme: Bebek doğduğunda kulakların anatomik yapısının gelişimi

tamdır, gürültülü seslere duyarlıdır. Seslere düzensiz soluma, gözlerini

hareket ettirme, moro refleksi ve ağlama ile karşılık verir. İşitme

uyarıları sürekli verildiğinde bu seslere uyum görülür. Sesleri ayırt

eden yenidoğan üç günlükken annesinin sesini diğer seslerden ayırt

edebilmektedir.

(58)

• Koku alma: Yeni doğanın koku alma duyusu gelişmiş olmakla birlikte burundaki sıvı ve mukus temizlenince aktifleşir. Anne sütünün kokusunu alabilir ve bu sayede meme başını arayabilir. Beş günlük yenidoğan annesinin sütyenini diğer annelerin sütyeninden ayırtedebilir.

• Tat alma: Yeni doğanların tat alma duyusu oldukça gelişmiştir, tatları ayırt edebilir. Tatsız ve tuzlu sıvılardan daha çok tatlı sıvıları tercih ederler. Besinin tatlı oranı çok yüksek değilse kısa aralıklarla dinlenerek alır, yüksek ise daha yavaş ve uzun aralıklarla alır.

(59)

•Dokunma: Çeşitli dokunma duyularına cevap veren yeni doğan için dokunma duyusu özel duyular içinde en fazla gelişmiş olanıdır.

Yeni doğan vurma ile yumuşak ve sakin yaklaşımı ayırt edebilir.

Okşandığında sakinleşir. Bununla beraber yanağına dokununca arama

gibi pek çok refleksin de dokunma duyusu ile ilişkili olduğu

bilinmektedir. Ağrıya ve aşırı sıcağa duyarlılık olmakla birlikte,

onuncu günde ağrılı uyarana tepki göstermektedir.

(60)

•KAYNAKLAR

•Als, H. ve Butler, S. C. (2008). Screening, Newborn, and Maternal Well-Being Encyclopedia Infantand Early Childhood Development. Ed: Janette B. Benson ve Marshall M.Haith. Academic Press, s:66-78.

•Bee, H. ve Boyd, D. (2009). Çocuk Gelişim Psikolojisi. Okhan Gündüz (Çev.). İstanbul: Kaknüs

•Bregman, J . (2002). Apgar Scoring System. Child Development. Neil J. Salkind (Ed.:). (s: 25-26). USA: Macmillan

• Durualp, E. (2019). Doğum Öncesi Gelişim ve Doğum. Erken Çocukluk Döneminde Gelişim I, 0-36 Ay.(Edit:A. Köksal Akyol).111-149,Ankara; Anı Yayınları.

•Gürsoy,F., Aysu, B. (2018). Doğum Sonrası Gelişim. Çocuk Gelişimi. Editör Neriman Aral, Fulya Temel. S. 58 72 Ankara: Hedef CS

• Gürsoy.F. ve Özaslan,H.(2019).Fiziksel Gelişim. Erken Çocukluk Döneminde Gelişim I, 0-36 Ay.(Edit:A. Köksal Akyol).177192,Ankara; Anı Yayınları.

•Görgülü, R. S. (2014). Hemşireler için Fiziksel Muayene Yöntemleri. İstanbul:Medikal

•Kuyurtar, F. (2013). Fizik Muayene. Ankara: Nobel

•Özer, D. S. ve Özer, K. (2000). Çocuklarda Motor Gelişim İstanbul: Kazancı

(61)

• Pedroso, F. D. (2008). Reflexes. Encyclopedia Infant and Early Childhood Development. Janette B.

Benson ve Marshall M. Haith (Ed). (s: 11-23)Academic Press,

• Senemoğlu, N. (2000). Gelişim Öğrenme ve Öğretim. Ankara: Gazi

• Slentz, K.;Krogh, S. (2001). Early Childhood Development and Its Variations. London: Lawrence Erlbaum Associates.

• Taşkın, L. (2016). Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği. Ankara: Akademisyen Tıp

• Törüner, E. K. ve Büyükgönenç, L. (2011). Çocuk Sağlığı. Ankara: Gökçe

• Ziegler Delahunt, J. (2002). Motor Development Child Development. Neil J. Salkind (Ed.). s: 279- 282.

USA: Macmillan

Referanslar

Benzer Belgeler

Doğum ağırlığının, yaşamın sonraki dönemindeki açık- lanamayan erkek subfertilitesi ile ilişkili olup olmadığı, pri- mer idiyopatik subfertil 92 erkek (12 aylık

Amaç: Yenidoğan yoğun bakım ünitesinden taburcu olan çok düşük doğum ağırlıklı preterm bebeklerin uzun dönemdeki nörogelişimsel bozukluk sıklığını

(PLBW) ile periodontal hastalık arasındaki ilişki enfeksiyon sonucu olarak

[r]

Amaç: Gebelik yaşına göre küçük (SGA) ve normal (AGA) doğum ağırlığı olan çok düşük doğum ağırlıklı prematüre bebeklerde (ÇDDA) morbiditeleri ve

Bu çalışmanın amacı, ROP gelişimi açısından riskli oldu- ğu bilinen gebelik yaşı 32 hafta ve doğum ağırlığı 1500 gra- mın altında olan, ağır prematüre bebeklerde

Yüksekkaldırım, sokaklarının başlarında çakır keyif, göz be­ beklerinde uzak iklimlerin renkleri parıldıyan, karaların hasre­ ti ile yanan gemiciler, açılmış

Beyaz ve bronz hindilere ait cinsiyet ve besi şekli ayrımı yapılmadan önceki 15, 30, 45 ve 60. günlerdeki canlı ağırlıklar Tablo 1’de verilmiştir. günler arası canlı