• Sonuç bulunamadı

TİCARET SİCİLİNİN OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİSİ. Av. SEDAT TOPALOĞLU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TİCARET SİCİLİNİN OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİSİ. Av. SEDAT TOPALOĞLU"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TİCARET SİCİLİNİN OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİSİ

Av. SEDAT TOPALOĞLU

İSTANBUL, 2014

(2)

I. GİRİŞ

Ticaret sicili, MK. m.7 anlamında resmi sicillerden olup aksi kanıtlanıncaya kadar, içerdiği kayıtların doğru olduğu kabul edilir. Sicil kayıtları alenidir. İlgili sıfatının kanıtlanmasına dahi gerek kalmaksızın herkes sicil kayıtlarını inceleyebilir, kayıt örneği alabilir, bir hususun kayıtlı olup olmadığına ilişkin belge isteyebilir.

Anılan fonksiyonu nedeniyle, ticaret sicilleri, içerdiği kayıtlar itibarıyla, bir takım hukuki sonuçlar doğurmakta ve hukuk düzenimiz, ticaret sicilinin etkilerini, toplumsal mutabakatın muhafazası için belirli tasnifler ile ayırmaktadır.

Sicile bildirim, üçüncü kişiler yönünden belirli haklar sağladığından ancak açık hüküm bulunan hallerde tescil ile sicilin fonksiyonundan faydalanılması mümkündür. Zira, ticaret sicilinde, tapu sicilinden farklı olarak hukuki görünüş teorisinin uygulanma yeri yoktur, nitekim MK. m. 1023 te olduğu gibi hukuki temelden yoksun olmasına rağmen, kayda iyi niyetle dayanıldığı durumlarda ilgilinin hakkı muhafaza edilirken, Ticaret Hukukunda bu teori kabul edilmemiştir. Arslanlı1 Alman Temyiz Mahkemesinin bu teoriyi bazı şartlarla içtihatlarında uyguladığını ifade etmiştir. Bu şartlar; talepte bulunan şahsın hataya, bu talebiyle sebebiyet vermesi ve tescilin ilgilinin isteği ile icra edilmiş olmasıdır. Özellikle, temsil açısından dış görünüş teorisini inceleyene Battal, dış görünüş teorisinin temelinin MK.m. 2 olduğunun2 ve ticaret siciline tescil edilen hususun fiili duruma uymaması halinde fiili durumun oluşmasına sebep olmuş tacir hakkında, MK.m.2’nin devreye girmesi ve TTK.m.39/1’e dayanma imkanının elinden alınması gerektiğini savunmuştur. 3 Bizde çalışmamızda doktrindeki farklı görüşlerden ve yasal müfredattan hareketle, sicilin, tescile tabi hususların hukuken doğmuş sayılıp sayılmayacağı açısından kurucu veya açıklayıcı, üçüncü kişilerin iyi niyetli sayılıp sayılmayacağı açısından ise olumlu veya olumsuz etkisini, el alacağız.

1Arslanlı, H.: Kara Ticaret Hukuku Dersleri, Umumi Hükümler, 3. Baskı, İstanbul 1960.s.172;

Poroy, R/ Yasaman, H.: Ticari İşletme Hukuku, 10. Baskı, İstanbul 2004. s.191.

2 Battal, A.: Ticaret Sicilinin Müspet Fonksiyonunun ve Temsile İlişkin Sonuçlarının Dış Görünüş Teorisi Açısından İncelenmesi, Batıder 1997,s.84.

3Battal, Dış Görünüş, s.98.

(3)

GURUBA AYRILMAKTADIR

Ticaret sicilinin iç etkisi, sicile yapılan kaydın doğurduğu hukuki sonuçlar itibarıyla, kurucu (ihdasi), bildirici (ihzarı) ve düzeltici etkiler olmak üzere üçe ayrılmakta ve tescilden hareketle ayırıma tabi tutulmakta olup, Ticaret sicilinin dış etkisi ise; sicil kayıtlarının üçüncü kişiler yönünden ortaya koyduğu olumlu ve olumsuz etkiler ve sonuçlar bakımında açıklamasını ve ayırımını ilana dayandırmaktadır.4

1. TİCARET SİCİLİNİN İÇ ETKİSİ

1.1 Sicil Kayıtlarının Kurucu(İhdasi)Etkisi;

Sicilin kurucu( ihdasi)etkisi, adından anlaşıldığı üzere, bir hakkın hukuk düzeni önünde geçerli şekilde doğabilmesi için gerekli yenilik doğurucu bir sicil işlemidir. Diğer söyleyişle, bir hakkın yada belirli bir hukuki sonucun doğmasına yol açan tescil işlemleridir. Örnek olarak ticaret şirketlerinin kuruluşunu gösterebiliriz. Zira ticaret şirketi tüm hazırlık işlemlerinin yapılmasından sonra ana sözleşmesinin imzalanması ile ticaret sicil müdürlüğüne tescil ve ilan ile hukuki varlık kazanmaktadır. Buradaki tescil işlemi, ticaret şirketinin kurulabilinmesi için gerekli kurucu işlemdir.

1.2. Ticaret Sicil Kayıtlarının Bildirici(ihzari)Etkisi

Sicilin bildirici etkisi, varlığı ve doğurduğu hukuki sonuçlar tescile bağlı olmayan lakin bununla beraber, mevzuat ve teamül gereğince, belirli hukuki durumların üçüncü kişilere karşı açıklanması gereğini ve sonucunu doğuran etkidir.

Örnek olarak ticari işletmenin, ticari mümesil tayin etmesini yada, kolektif şirketin temsil yada idaresinin bir ortağa verilmesini gösterilebilir.5

4Bilge, M.: İlanın Ticaret Sicilinin Sahip Olduğu Hukuki Etkiler Üzerindeki Rolü, Cilt III, s:I, İstanbul 1999.s.263.

5 Poroy/Yasaman, s.189.

(4)

1.3. Ticaret sicili kayıtlarının Düzeltici(Tamamlayıcı)Etkisi

Sicile intikal ettirilmiş işlemlerdeki bazı hukuki eksikliklerin ve sakatlıkların o işlemi baştan itibaren geçersiz kılmayıp, sakatlık veya eksikliğin giderilmesinden itibaren askıdaki sakatlığın baştan itibaren geçerli bir işleme dönüşmesini sağlayan ve hukuken cevaz verilen işlem ve sonuca, sicilin düzeltici etkisi denmektedir. Örnek olarak, ticari işletme rehinin, sözleşmenin yapılmasından itibaren 10 gün içerisinde sicile tescil ettirilmemesini gösterebiliriz, bizimde iştirak ettiğimiz doktrindeki hakim görüş uyarınca, yasada öngörülen 10 günlük süre, emredici nitelikte değil, bir düzen hükmüdür ve bu sürenin hitamından sonra yapılan tescillerinde muteber kabul edilmesi gerekmektedir. Zira, esas olan taraf iradelerine üstünlük tanıyan ve yapılan işlemi ayakta tutmaya yönelik yorum yapma yönündeki borçlar hukukunun genel prensibince hareket etmektir.6 Bununla birlikte, Yargıtay, 10 günlük tescil koşulu öngören yasayı, emredici kabul etmiş ve işletme rehni sözleşmesinin yapılmasından itibaren 10 gün içerisinde tescil edilmemesini, sözleşmenin geçersizliği sebebi kabul etmiştir.7

2. TİCARET SİCİLİNİN DIŞ ETKİSİ 2.1. Sicilin Olumlu Etkisi

Tescili ve ilanı zorunlu bir hususunun, sicile tescilinden sonra, tescile şayan hususunun bilinmediği yönündeki iddiaları ve bilakis MK. m. 2. Uyarınca ileri sürülmesi olası iyi niyet iddialarını bertaraf edici etkiye, sicilin olumlu etkisi denir.

Sicile tescille birlikte, tescil edilen hususları herkesin bildiği varsayılır (TTK m. 36/3). Sicil kayıtları kural olarak, tüm üçüncü kişiler açısından kaydın ilân gününü, birden çok kısım hâlinde ilân ediliyor ise son ilân gününü izleyen iş gününden başlayarak hüküm doğurur. Bu günler, ilândan itibaren işleyecek sürelere de başlangıç oluşturur.

6Reisoğlu, S.: Menkul İpoteği, Ankara 1965.s. 16-20; Bozer, A/Göle, C.: Bankacılar İçin Ticaret Hukuku Bilgisi, 21 Baskı, Ankara1989. s.33.; Poroy/Yasaman, s. 58.

7Yargıtay 19. HD.’si, 26.09.2003 tarihli ve E.2003/5837 K.2003/8884

(5)

Tescili ve ilanı zorunlu olmasına rağmen, ihmal edilerek yada yasada öngörülen sürelerin geçirilmesi suretiyle zamanında sicile tescil ve ilan edilmeyen işlemlerin, karine olarak, üçüncü kişilerce bilinmedikleri kabul olunur. Bu kaide mutlak olmamakla birlikte, yapılan işlemin bilindiğini ispat yükü yer değiştirir ve tescil işlemine konu işin tarafına geçer. Nitekim bu durumun, her halükarda, iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülememesini öngören etkiye de, sicilin olumsuz etkisi denir. Hukukumuzda kötü niyet himaye edilmediğinden, üçüncü kişinin kötü niyetli olduğunu ispat imkanı tanınmıştır. Burada ispat edilecek husus müspet vukuftur.8

III. DIŞ ETKİLERİN İLANSIZ GEÇERLİLİK KAZANACAĞI İSTİSNAİ DURUMLAR

Ticaret Kanunumuz, ilana tabi sicil kayıtlarının bazılarının, ilan edilmeden önce de tescil tarihinden itibaren üçüncü kişiler yönünden hüküm ifade edeceğini kabul etmiştir.9 Bu gibi durumlarda, sicil kayıtlarının etkisinin, yasanın amir hükmü gereğince, üçüncü kişiler açısından sicil işleminin kayda alınmasından itibaren başlar. Örneğin; limited ortaklıklarda, ortaklık sözleşmesinde yapılan her değişiklik , ticaret siciline tescil ve ilan olunur. Ancak, sözleşmenin değiştirilmesine ilişkin bu kararlar, üçüncü kişiler bakımından, tecil tarihinden itibaren hüküm ifade eder (TTK.m.515).

Sicil kayıtlarının üçüncü kişiler yönünden tescille hüküm ifade etmeye başlayacağı bir başka örnekte; Komandit ortaklıklarda, şirketi temsil ve idare ile vazifeli olan komandite ortaklar, kolektif şirketin temsiline ve idaresine vazifeli ortaklar için tayin olunan hal ve şartlar dairesinde azlolunabilirler. Azil kararının tescili ile azlolunanların şirketin ileriki borçlarından dolayı mesuliyeti sona erer.

Burada sırf tescille, üçüncü kişilere karşı olan mesuliyetin sona ereceği belirtilerek, temel prensipten ayrılınmıştır (TTK.m.38/I).10

8 Poray/Yasaman, s.191; Eriş, G. Açıklamalı, İçtihatlı Türk Ticaret Kanunu Ticari İşletme ve Şirketler, Cilt I, 3 Baskı, Ankara 2004. s.952; Yarg. 11 HD. 25.12.1980, E.6158, K.6129.

9 Bilge, s.270.

10Domaniç, H. Türk Ticaret Hukukunun Umumi Esaslar, 4. Baskı, İstanbul 1988.

s.176.

(6)

IV. SİCİL KAYITLARININ, SİCİL BÖLGESİ VE SİCİL BÖLGESİ DIŞINDAKİ ETKİNLİĞİ VE DOKTRİNEL TARTIŞMALAR

Doktrinde tartışmalı olmakla birlikte, Arslanlı ve Ülgen’e göre; sicile kaydı zorunlu bulunup, ayrıca ilanı zorunlu tutulmayan bu nedenle de ilan edilmeyen kayıtların ilgili sicil çevresindeki üçüncü kişilerce bilindiği kabul edilmektedir. Buna karşın sicil çevresi dışında bulunan kişilere karşı, ilan edilmeyen kayıtların sırf sicilde kayıtlı olmasından ötürü ileri sürülemeyeceği kabul edilmektedir. Sicil çevresinden kasıt, kaydın icra edildiği sicil memurluğunun iş bölgesidir.11

Buna karşı diğer bir görüşe göre; yasada ilana tabi sicil kayıtlarının tüm Türkiye’de, ilana tabi olmayan kayıtların ise sadece sicil memurluğunun iş çevresinde etkili olacağı şeklinde bir ayırımın yapılmadığı, dolayısı ile de ilana tabi olmayan kayıtların tüm Türkiye genelinde etkili olması gerektiği savunulmaktadır.12

Türk Ticaret Kanunun, doktrinde tartışmalı olan iş bu husustaki normatif düzenlemesi gayet açık ve nettir. Dolayısı ile sicil kayıtlarının yerel etkinlik alanı açısından ilana tabi olana yada olmayan şeklinde bir ayırıma tabi tutulmasının normatif karşılığı yoktur. Zira; TTK.m. 38/1’e göre, “ticaret sicil kayıtları, nerede bulunursa bulunsunlar, üçüncü şahıslar hakkında, kaydın…ilan edildiği…günü takip eden iş gününden itibaren hüküm ifade eder.” Dolayısıyla, ticaret siciline kaydedilmiş bir husus, ilan edilmesinden sonraki günden itibaren sicil bölgesinde yada bölge dışında üçüncü kişiler açısından bağlayıcıdır. İlana tabi olmayan sicil kayıtlarının ise, ne sicil bölgesi içerisinde ne de bölge dışarısında hiç kimseye karşı ileri sürülebilme olanağı yoktur. Bir diğer söyleyişle, sicil kayıtları ilan edilmedikçe üçüncü kişiler yönünden bağlayıcı değildir.

Üçüncü kişilerin kötü niyetli yani ilan edilmemiş kaydı bildikleri varsayımı dolayısıyla müspet vukufun ispati hali ile yasada tahdiden sayılan tescille hukuki sonuç doğuracak sınırlı haller saklıdır.

11 Arslanlı, s.163; Ülgen, Hüseyin, Türk Ticaret Hukukunda Hukuki Görünüş Nazariyesi (Ticari İşlete Bakımından Uygulanma), Ankara 1975. s.266.

12 Poroy/Yasaman, s. 139.;Domaniç, s.176.

(7)

Ticaret sicili, MK. m.7 anlamında resmi sicillerden olup, tüm resmi sicillerde olduğu gibi aksi kanıtlanıncaya kadar, içerdiği kayıtların doğru olduğu kabul edilir.

Dolayısı ile sicile kaydedilecek, şerh düşülecek tüm hususlarda, gerek sicile konu işlemin tarafı gerekse, üçüncü kişilerin hak ve menfaatleri gereği, özen ile işlem yapılmalı ve kayıt tutulmalıdır. Aksi ahvalde, ticaret siciline bağlanan resmi itibar nedeniyle, sicil memurunun kast yada ihmallerinden kaynaklanacak her türlü zarardan ötürü, devletin kusursuz sorumluluğu söz konusu olacaktır.

Ticaret siciline bağlanan hukuki sonuçlar itibarıyla, sicilin, kurucu (ihdasi), bildirici (ihzarı) ve düzeltici etkiye sahip olması, ticari hayatın işleyişinde sicile kayıtlı verilere olan güven, şekli anlamda kurucu sonuç ve oradan hareketle ticari hayatın işleyişinde sağlanacak pratik ve mutad akış hedeflenmektedir. Nitekim, sicilin aleni tutulması, ilgili olsun yada olmasın herkese açık olması, sicilin şeffaflığının yanı sıra sicil kayıtlarının üçüncü kişiler yönünden ortaya koyduğu olumlu ve olumsuz etkiler bakımından önem arz etmektedir.

Sicil kayıtlarının, üçüncü kişiler bakımından bağlayıcılığı hususunda doktrinde ve uygulamada tartışma yaşanmakta olup, mevcut tereddütlerin giderilmesi bağlamında, kanun koyucunun daha net ve anlaşılır, çerçevesi tam anlamıyla çizilmiş normatif düzenlemeye gitmesi, basiretli tacir yükümlülüğe tabi tacirler yönünden, yıkıma varacak ticari risklerin önüne geçilmesi ve dolayısıyla toplumsal refahın yanı sıra istikrarlı bir ticari düzen açısından önem arz etmektedir.

Tüm bu nedenlerden ötürü; ilana tabi olup da ilan öncesinde tescille birlikte hukuki sonuç doğuracak sınırlı hallerin kaldırılarak top yekün normatif bir yeknesaklığın sağlanması, hukuki güvenilirliğin sağlanması açısından kati önem arz etmektedir.

(8)

KAYNAKÇA

Arslanlı, H.:

Kara Ticaret Hukuku Dersleri, Umumi Hükümler, 3. Baskı, İstanbul 1960.

Battal, A.:

Ticaret Sicilinin Müspet Fonksiyonunun ve Temsile İlişkin Sonuçlarının Dış Görünüş Teorisi Açısından İncelenmesi, Batıder 1997

Bilge, M.:

İlanın Ticaret Sicilinin Sahip Olduğu Hukuki Etkiler Üzerindeki Rolü, Cilt III, s:I, İstanbul 1999.

Bozer, A/Göle, C.:

Bankacılar İçin Ticaret Hukuku Bilgisi, 21 Baskı, Ankara 1989.

Domaniç, H.:

Türk Ticaret Hukukunun Umumi Esaslar, 4. Baskı, İstanbul 1988.

Eriş, G.:

Açıklamalı, İçtihatlı Türk Ticaret Kanunu Ticari İşletme ve Şirketler, Cilt I, 3 Baskı, Ankara 2004.

Poroy, R/ Yasaman, H.:

Ticari İşletme Hukuku, 10. Baskı, İstanbul 2004.

Reisoğlu, S.:

Menkul İpoteği, Ankara 1965.

Ülgen, Hüseyin,

Türk Ticaret Hukukunda Hukuki Görünüş Nazariyesi (Ticari İşlete Bakımından Uygulanma), Ankara 1975.

Yargıtay 19. HD.’si,

26.09.2003 tarihli ve E.2003/5837 K.2003/8884

Yargıtay 11. HD’si,

25.12.1980 tarihli ve E. 1980/6158, K.1980/6129.

Referanslar

Benzer Belgeler

In recent studies on prenatal testing for Noonan syndrome (NS) in fetuses with an increased nuchal translucency (NT) and a normal karyotype, mutations have been reported in 9-16%

Bu durum “Yerlere çöp atma” istenmeyen öğrenci davranışının sınıf ortamını olumsuz etkilediği, öğretmenlerin bu davranışla “bazen” ve “çok az”

Olumlu sayılabilecek katılım türleri oydaşma, danışma, işbirliği ve bütünleşme başlıklarında toplanırken klientalizm, to- kenizm ve depolitizasyon da siyasal

Aşağıdaki cümlelerden olumlu olanların gülen yüz, olumsuz olanların üzgün yüzünü işaretleyin.. VERİLMEYEN

Aşağıda verilen cümlelerde olumlu olanları olumsuz cümleye, olumsuz olanları olumlu cümleye çevirip alttaki yere yazın.... OLUMLU VE

• Hastanede bakılan hastalarda anksiyete, depresyon ve performans azalması gibi durumlar evde bakım alanlara göre %24 daha fazla görülmektedir. • Kronik hastalıklara

 EBH almasına karar verilen hasta hekimin direktifleri doğrultusunda Evde Bakım Kuruluşuna sevk edilir,.  Taburculuk Planlaması Görevlisi, EB Kurumu görevlisine

Sunulan bu çalışmada, elektromanyetik alanın ökaryotik transkripsiyon üzerine etkisi, elektromanyetik alana maruz bırakılan ve bırakılmayan S.cerevisiae hücrelerinde