• Sonuç bulunamadı

İdarî yargı yerlerinde muhakeme yöntemini düzenleyen temel kanun İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) Madde 1 – 1

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İdarî yargı yerlerinde muhakeme yöntemini düzenleyen temel kanun İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) Madde 1 – 1"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Giriş

 Usul hukuku; hukuki uyuşmazlıkların çözümü / yargılama sürecinde uygulanacak kuralları inceleyen hukuk dalı.

 Maddi hukuk – şekli hukuk ayrımı bağlamında idare hukuku ve idari yargılama usulü ilişkisi (AYM, E. 1990/40, K. 1991/33, T. 1.10.1992) : «Yöntem kuralları, maddi hukukun uygulanmasını sağlayan araçlardır. Yargı çalışmalarıyla ilgili yöntem hükümleri bu alandaki çalışma ve ilişkileri düzenledikleri için başlı başına bir hukuk dalı oluşturmakta, bu bakımdan salt bir biçim ve araç sayılmamaktadırlar. Yargılamanın işlerliği ve etkinliği yöntem kurallarıyla geçerli olmaktadır.»

 İdarî yargı yerlerinde muhakeme yöntemini düzenleyen temel kanun

İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) Madde 1 – 1. Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen usullere tabidir.

(2)

 İdari yargılama usulünün bağımsızlığı

(AYM, E. 2004/103, K. 2008/121, T. 12.06.2008): «İdarî yargı, idare hukuku alanında idare tarafından tesis edilen idarî işlemler ile eylemlerinden doğan uyuşmazlıklara bakan, adli yargının dışında kendine özgü kuralları ve yargılama yöntemleri bulunan ayrı bir yargı düzenidir.»

 İdari yargılama usulünün amacı

(AYM, E. 1976/1, K. 1976/28, T. 25.05.1976): «İdarî yargı denetiminin ana ereği, idarenin, idare hukuku alanı ve kanun çerçevesi içinde kalmasını sağlamaktır. Başka bir deyimle idarî yargı denetiminin amacı, idarenin, kanunların verdiği yetkileri asması veya kötüye kullanması, ya da hukuka ve mevzuata aykırı işlem veya eylem, tesis etmesi hallerinde, bu eylem ve işlemleri yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden iptal etmek suretiyle idareyi hukuk alanı içinde kalmaya zorlamaktır.»

(3)

Hukuk devleti ilkesi ve idarenin yargısal denetimi

(D.12D, E. 2008/7485, K. 2010/4338, T. 21.09.2010): «T.C. Anayasasının 2. maddesinde belirtilen Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliklerinden olan "hukuk devleti" ilkesi, vatandaşlarına hukuk güvenliğini sağlayan, idarenin hukuka bağlılığını amaç edinen, buna karşılık kamu gücünün sınırsız, ölçüsüz ve keyfi kullanılmasını önleyen en önemli unsurlardan biridir. Nitekim hukuk devleti ilkesinin yaşama geçirilmesini sağlayacak araçlar arasında, Anayasanın 8. maddesinde, yürütme yetkisi ve görevinin, Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği; Anayasanın 125. maddesinde de, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu kuralına yer verilmiştir.»

(AYM, E. 1990/40, K. 1991/33, T. 1.10.1992): «Hukuk devletinin başlıca amacı, kamu gücü karşısında kişinin hak ve özgürlüklerini korumaktır. Bu âmâca ulaşabilmek için kullanılan araçlar aynı zamanda hukuk devleti kavramının öğeleridir. Bunlardan en önemlileri, devletin değişik işlevlerinin ayrı organlar eliyle gördürülmesi anlamına gelen "kuvvetler ayrılığı" ilkesi bağlamında idarenin hukuka bağlılığı ile zarar verici işlem ve eylemlerinden sorumlu tutulması ve yargı güvencesidir. Hukuk devletinde, yönetimin tüm eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğu zorunludur. Bu nedenle hukuk devletinin vazgeçilmez koşullarından birisi,

"idarenin yargısal denetimi" dir.»

(4)

 İdarenin yargı dışı denetim yolları - İdari denetim

- Siyasal denetim - Kamuoyu denetimi

 İdarenin yargı dışı denetim yolları ile yargısal denetimi arasındaki farklar

- Başvuruya bağlı olup olmama - Etkililik

- Yaptırım uygulama gücü

- Denetimi gerçekleştiren organ

(5)

 İdarenin yargısal denetiminde uygulanan sistemler - Yargı birliği

- Yargı ayrılığı

 İdari yargı alanındaki modeller

- Kuruluş yönünden: Danıştay tipi / Mahkeme tipi - Görev yönünden: Dar görevli / Geniş görevli

 Türk İdari Yargı Sisteminin Özellikleri

(6)

Türk İdari Yargı Sisteminin Özellikleri

(AYM, E. 1988/32, K. 1989/10, T. 28.2.1989): «Anayasa'nın 140. maddesindeki adlî ve idarî yargı Hakim ve savcıları ayrımının adlî ve idarî yargı ayrımına dayandığı Anayasa'nın yüksek mahkemelerle ilgili 154.

maddesinde Yargıtay'ı adliye mahkemeleri; 155. maddesinde de Danıştay'ı idare mahkemeleri için son inceleme mercii olarak göstermesiyle bellidir. Anlaşılmaktadır ki, kuruluş ve yapılanma sürecine göre, ilk derece mahkemelerinden yüksek mahkemelere doğru, adlî ve idarî yargı ayrımı benimsenmiş, korunmuş ve geliştirilmiştir. Bu belirgin oluşumu, Anayasa'nın Uyuşmazlık Mahkemesiyle ilgili 158. maddenin içeriği de doğrulamaktadır. "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu" başlıklı 159. maddenin üçüncü fıkrasında da adlî ve idarî yargı Hakim ve savcıları açıklığı yer almaktadır. Kendinden önce yürürlüğe giren kuruluş yasalarıyla uyum içinde Anayasa maddelerinde yinelenen sözcükler, yalnız birer ad ya da sıfatı değil, kurumsal oluşumu gelişen yapısıyla ve ilkeleriyle göstermektedir, idarî yargının adlî yargıdan ayrıldığı, yalnız Danıştay'ın korunmasıyla değil, idare mahkemelerinin kurulmasıyla kesinlik kazanmış bir olgudur.

Adlî ve idarî yargı ayrımı, yasalardaki birlikteliğin etkisiz kılamayacağı biçimde köklü ve yaygındır. İşlevleri kapsamındaki konuların ayrılığı, yargılama düzenlerinin dayandığı esasların değişikliği, kimi özgün kuralların varlığı, bu ayrımı zorunlu kılmış, tarihsel gelişimin sonucu olarak ortaya çıkmış ve Anayasal ilke durumuna gelmiştir. Bu anlayışın Yasakoyucu tarafından da paylaşıldığı yukarda belirtilen 2575 ve 2576 sayılı kuruluş yasalarının içeriklerinden de anlaşılmaktadır. Adlî ve idarî yargı hakim ve savcılarının birbirleri yerine görevlendirilmesi uygun bulunsaydı Anayasa'da bu olanağı tanıyan kurallara yer verilirdi. Bu olgular gözetildiğinde yargı ayrılığı ilkesinin Anayasa'ca benimsendiğinde duraksanamaz.»

(7)

 İdari yargılama usulüne hakim olan temel ilkeler- I

- İncelemenin evrak üzerinden yapılması ve yazılılık ilkesi

İYUK Madde 1/2 – Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinde yazılı yargılama usulü uygulanır ve inceleme evrak üzerinde yapılır.

- Re’sen tahkik ilkesi

İYUK Madde 20 – 1. (Değişik birinci cümle: 18/6/2014-6545/17 md.) Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir. Haklı sebeplerin bulunması halinde bu süre, bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.

(8)

 İdari yargılama usulüne hakim olan temel ilkeler- II

(D.3D, E. 1989/3460, K. 1990/3569, T. 25.12.1990): «2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 1. maddesinin 2. fıkrasında; Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinde yazılı yargılama usulünün uygulanacağı ve incelemenin evrak üzerinde yapılacağı, 20. maddesinin 1. fıkrasında da Danıştay ile İdare ve Vergi Mahkemelerinin bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeler kendiliklerinden yapacakları, Mahkemelerin belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri, bu husustaki kararların, ilgililerce süresi içinde yerine getirilmesinin mecburi olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır.

Madde hükümlerinin incelenmesinden anlaşılacağı üzere idari yargılama usulü hukukunda yazılı yargılama usulü esas olup, idari yargı yerleri uyuşmazlık konusu olayın hukuki nitelendirilmesini yapmak, olaya uygulanması gereken hukuk kuralını belirlemek ve sonuçta hukuki çözüme ulaşmak yönlerinden tam bir yetkiye sahiptirler. İdari yargılama yerleri buna ek olarak olayın maddi yönünü belirleme noktasından da her türlü inceleme ve araştırmayı kendiliklerinden yapabilecekleri gibi gerektiğinde 2577 sayılı Kanunun 31. maddesinin atıf yaptığı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uyarınca keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle de uyuşmazlığı çözebilirler.»

(9)

 İdari Yargı Denetiminin Kapsamı

Anayasa Madde 125 – İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. (Ek hüküm:

13/8/1999-4446/2 md.) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.

Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şuranın kararları yargı denetimi dışındadır. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/11 md.) Ancak, Yüksek Askerî Şûranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır.

(…)

(Değişik birinci cümle: 7/5/2010-5982/11 md.) Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz.

Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.

(10)

Yasama Kısıntısı (Anayasa Kısıntısı) - I

- Anayasa Madde 125 /1 - Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler (…) yargı denetimi dışındadır.

(D.İDDK, E. 1994/482, K. 1994/619, T. 4.11.1994): «2709 sayılı T.C. Anayasasının 105 inci maddesi

"Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Cumhurbaşkanının re`sen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz." hükmünü taşımakta; idarenin eylem ve işlemlerine karşı "yargı yolunu" düzenleyen 125 inci maddesinin, ikinci fıkrasında da "Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şuranın kararları yargı denetimi dışındadır." hükmüne yer verilmektedir. Aynı yönde bir başka kural 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 2. maddesinin 3.

fıkrasında yer almakta ve Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya yaptığı işlemlerin idari yargı denetimi dışında olduğuna işaret etmektedir. Buna göre, Cumhurbaşkanının bütün işlemleri değil, yalnızca "tek başına"

( "re`sen" - "doğrudan doğruya" ) yaptığı işlemler yargı denetimi dışında tutulmuş olup; Cumhurbaşkanının başka organ ya da kurumların katkıları sonucu oluşturduğu, dolayısıyla yukarıda belirtilen nitelikleri taşımayan işlemlerin, dava yoluyla yargı denetimine tabi oldukları konusunda herhangi bir duraksamaya yer bulunmamaktadır.»

- Anayasa Madde 125 /1 - (…) Yüksek Askeri Şuranın kararları yargı denetimi dışındadır. (Ek cümle:

7/5/2010-5982/11 md.) Ancak, Yüksek Askerî Şûranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır.

(11)

 Yasama Kısıntısı (Anayasa Kısıntısı) - II

- Anayasa Madde 129 /3 ve Madde 129/4 – «(Değişik üçüncü fıkra: 7/5/2010-5982/13 md.) Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.

Silahlı Kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.»

- Anayasa Madde 159/10- Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.(HSK Kararları)

- Anayasa Madde 59/3 – Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.

 Yargı Kısıntısı (Hükümet Tasarrufları)

(12)

İdari Yargı Denetiminin Sınırları İYUK Madde 2/2 – İdari yargı yetkisi,

- idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.

- İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar,

- yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, - idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

(D.17D, E. 2015/6089, K. 2015/5672, T. 7.12.2015): «2577 sayılı Kanun'un 2. maddesindeki hükme göre idari yargı yerlerinin denetim yetkisi, kanunların idari makamlara bıraktığı yetkilerin kullanılışının hukuka uygun olup olmadığının araştırılmasını kapsar; yoksa söz konusu yetkilerin idari yargı yerlerince kullanılması sonucunu yaratmaz.

Bu bakımdan idari işlemlere (bireysel ya da düzenleyici) yönelik yargı denetimi, bu işlemlerin Anayasa ve hukukun genel ilkelerine, yasa, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile yargısal içtihatlara uygun olup olmadığının denetlenmesidir.

İdarelerin belirli bir kamu hizmetinin etkili ve verimli bir biçimde yürütülmesi, kamu yararının somut biçimde ortaya konulması için birden çok seçenekten birisini tercihte takdir yetkisine sahip olmaları halinde yapılacak yargısal denetim, idarenin tercih ettiği seçeneğin ve bunun uygulanmasının hukuka uygun olup olmadığının araştırılması ve saptanması ile sınırlanmıştır. İdari yargının idareyi bu seçeneklerden birisini tercihe zorlayacak ya da belli bir yönde işlem ve eylem tesisine zorunlu kılacak biçimde yargı kararı vermeleri halinde, hukuka uygunluk denetimi aşılarak yerindelik denetimi yapılmış olacaktır.»

Referanslar

Benzer Belgeler

Madde 43 – 1. İdare ve vergi mahkemeleri, idari yargının görev alanına giren bir davada görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle davanın reddine karar verirlerse dosyayı

İle daha önce bu görevlerde bulunmuş olmak şartıyla halen bir kamu görevi yapmakta olanlar atanabilirler.. Atamalar, Adalet Bakanlığınca ilgilinin mensup olduğu

Davaya cevap süresi kısa (iki hafta) tutulmuştur. İlk itirazlar ve zamanaşımı savunmasının, iki haftalık cevap süresinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Mahkeme,

4857 sayılı İş Kanunu’nda işçinin işe iade davasını kazanması neticesinde işverene başvurması, işverenin de işçiyi işe başlatması veya başlatmaması; sonuçları

İcra mahkemesi kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez, bu nedenle icra mahkemesinde karara bağlanan bir husus, daha sonra genel mahkemelerde dava

(Değişik: 21/5/1985 - 3206/73 md.) Ceza Kanununun 36 ncı maddesi ile diğer maddelerine ve hususi kanunlar hükmüne göre belirli eşyanın müsaderesi veya imhası

qpno pnoq nqpo nopq onpq pnoq opqn poqn pqon npoq qonp poqn oqnp qopn onpq qpon onpq npqo pnqo nopq oqnp qopn qnop npoq pqno oqpn. Şekillerin yandaki gibi sıralandığı 4

• İvedi yargılama usulünün sınırlı sayıda dava türü bakımından getirildiği görülmekle birlikte, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin 1/a bendinde