7. Irk, Etniklik ve Göç
Irk ve Etnikliği Anlamak
Apartheid
Irk ayrımcılığının en iyi bilinen örneklerinden biri, Güney Afrika’daki apartheid
uygulamasıdır.
Toplumsal hayat,
siyahlarla beyazların
tamamen ayrı yaşaması prensibine dayalı olarak düzenlenmiştir ve
siyahların siyasal
katılım hakları yoktur.
Nelson Mandela
Siyahların uzun yıllar süren mücadeleleri sonunda, apartheid uygulaması sona ermiştir.
Apartheid’in sonucu, ülkede yaşayan siyah çoğunluğun yaşam
koşullarının son derece kötü olması, geçmişten gelen derin yaralar ve uzlaşmazlıklardı...
Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu
Bu yaraların sarılması, uzlaşmazlıkların
çözüme bağlanabilmesi için, cesaretle geçmişe bakmak, geçmişle
yüzleşmek gerekti.
Hakikat ve Uzlaşma Komisyonları, bu
yüzleşmenin aracıydı.
Geçmişle yüzleşme
Apartheid döneminde yapılan insan hakları ihlallerinin ortaya çıkarıldığı bu komisyonlar, intikam ve cezayı değil, yaraların sarılmasını amaçlıyordu.
Irk nedir?
Irk diye bir şey YOKTUR.
Biyolojik açıdan birbirinden kesin olarak
ayrılabilen “ırklar” yoktur, insanlar arasındaki fiziksel farklılıklardan oluşan geniş bir yelpaze vardır.
Irk kavramı, ırkçılığın kendine bulduğu temelden başka bir şey değildir!
Irkçılığın babası: Sir Arthur de Gobineau (1816-1882)
De Gobineau’ya göre üç insan ırkı vardır:
Beyazlar, siyahlar ve sarılar.
Beyazlar üstün zeka, ahlak ve iradeye
sahiptir. Siyahlar ve sarılar ise hayvan tabiatlıdır.
Bu nedenle, dünyanın beyazlar tarafından yönetilmesi, en
doğrusudur.
Nazilerin, Antisemitizmin, Ku-Klux Klan’ın ilham kaynağı
De Gobineau’nun
görüşleri bilimsel açıdan kabul görmese de,
yirminci yüzyılın pek çok politik hareketine ilham vermiştir.
Irksal ayrım
Irksal ayrımlar, insanlar arasındaki fiziksel farklılıkları tanımlamanın ötesinde, toplum içindeki güç ve eşitsizlik örüntülerini yeniden üretmekte kullanılır.
“Beyazlar” ve “renkliler” olarak ırksallaştırma, Avrupa’lıların sömürgecilik faaliyetleri ile
bağlantılıdır.
Etniklik
Yanlış bir biçimde değişmez biyolojiye atıfta bulunan “ırk”tan farklı olarak “etniklik”,
toplumsal bir kavramdır.
Yani, kültürel pratiklere ve bir toplumsal
grubun kendini diğerlerinden kültürel açıdan farklı görmesine (ve böyle görülmesine) işaret eder.
Bu farklılıkların en belirgin olanları, dil, tarih, din ve gündelik pratiklerdeki farklılıklardır.
Etniklik, sabit ve değişmez değildir!
Pek çok insan için
etniklik, bireysel ve grup kimliği açısından
önemlidir.
Ancak, toplumsal bir kavram olan etniklik, biyolojik bir gerçeklik gibi sabit ve değişmez değildir!
Uygulamada etniklik, genellikle azınlık
grupları ile ilişkilendirilir.
Azınlık grupları
Sosyolojide azınlık, sayısal bir ifade değildir.
Azınlık grubu, topluluğun çoğunluğuna göre daha dezavantajlıdır, genellikle grup
dayanışması ve aidiyeti duygusuna sahiptirler.
Önyargı ve ayrımcılığa maruz kalmak, aidiyet duygusunu ve grup dayanışmasını artırır,
grup kimliğini güçlendirir.
Farklı azınlıklar
Sayısal açıdan azınlık olmamakla birlikte,
dezavantajlı olmaları ve ayrımcılığa uğramaları nedeniyle, kadınlar da azınlık grubu sayılırlar.
Farklı azınlıkları
genelleyici ifadeler,
yanıltıcı olabilir. Çünkü bu grupların içindeki farklı deneyimleri görmeyi engeller.
“Siyah Güzeldir”!
“Siyah” sıfatı bugün bir
“ırk”ı tanımlamak için
değil, beyaz olmayan ve ayrımcılığa uğrayan
bütün grupları işaret etmek üzere
kullanılmaktadır.
“Siyah güzeldir” sloganı, ayrımcılığı tersine
çevirmek ve aşağılanan bir kimliğe gururla sahip çıkmak anlamına gelir.
Önyargı, ayrımcılık, ırkçılık
Önyargı, bir grubun üyelerinin bir başka grup hakkındaki fikirleri ve ona takındığı tutumla ilişkilidir.
Önyargılar, genellikle bir grubun sabit ve
kalıplaşmış biçimde tanımlandığı kalıpyargılar üzerine inşa edilir.
Kalıpyargılar, gerçekliği çarpıtırlar ama çok güçlüdürler, değiştirilmeleri zordur.
Önyargıları kendimize yöneldiğinde,
daha kolay tanırız
Ayrımcılık
Önyargı tutum ve görüşlerle, ayrımcılık ise doğrudan davranışlarla ilişkilidir.
Önyargılar, genellikle ayrımcılığın temelinde yatar (ama her zaman değil)
Ayrımcılık, başkalarına sunulan fırsatların belirli bir gruba kapatılması gibi
davranışlardır.
Irkçılık
Irkçı, ırkları nedeniyle bazı bireylerin diğerlerinden daha üstün ya da aşağı olduğuna inanan kişidir.
Her zaman “çıplak” biçimde ve kolay tanınır halde değildir, ırkçılık çoğu durumda başka şeylerle sarılıp sarmalanmış, tanınmaz hale getirilmiştir (“siyahların eğitim düzeyi düşük olduğu için suç oranları daha yüksek” gibi
“bilimsel” ifadelerde olduğu gibi)
Kurumsal ırkçılık
Irkçılığın toplumsal yapılara sistematik olarak nüfuz etmesi, kurumsal ırkçılıktır.
Polis, sağlık ve eğitim kurumları, sosyal
hizmetler... gibi kurumların sistematik olarak belirli grupları kayırıp diğerlerine ayrımcılık uygulamasına işaret eder.
Kurumsal ırkçılığın çok tartışılan bir örneği, Stephen Lawrence olayıdır.
Stephen Lawrence
1993 yılında, siyah bir genç olan Stephen Lawrence, Londra’da beş beyaz tarafından öldürüldü.
Herkesin gözü önünde işlenen cinayette, kimse cinayetle suçlanmadı!
Olay, bir sokak kavgası olarak kayıtlara geçti.
Ancak, kamuoyunun tepkisi sonucu, dört yıl sonra dava yeniden açıldı ve
soruşturmayı yürüten polisler de yargılandı.
“eski” ırkçılık
“yeni” ırkçılık
Irkçılık ve Etnik Ayrımcılığın Nedenleri
Irkçılık ve etnik ayrımcılığın nedenlerine ilişkin farklı açıklamalar yapılmaktadır.
Bunlardan bazıları psikolojik mekanizmalara, bazıları ise toplumsal ilişkilere odaklanmaktadır.
A- Psikolojik açıklamalar 1) Günah keçisi
2) Yansıtma mekanizması B-Sosyolojik açıklamalar
1) Etnikmerkezcilik, 2) Grup kapanması ve
3) Kaynak tahsisi
4) Çatışma kuramları
A-Psikolojik açıklamalar
1)Günah keçisi: Kötü olan durumun
sorumluluğunu başkasına yüklemek, insanları rahatlatır. Kalıp yargılarla desteklenen bu
tutum, sorunların gerçek kaynaklarına
yönelmek yerine, günah keçileri yaratmakla sonuçlanır.
2) Yansıtma: İnsanlar, erken toplumsallaşma döneminde, kendilerindeki bazı olumsuz
nitelikleri başkalarına yansıtmayı öğrenirler.
Theodore Adorno
Theodore Adorno, 1950 yılında yayınladığı
“Otoriter Kişilik”
araştırmasında,
Nazilerin nasıl olup da öylesine büyük bir
kitlesel destek
alabildiklerini anlamaya çalışmıştı.
Otoriter kişilik
Çocukluklarında açıkça sevgi görmeyen, katı bir disiplinle yetiştirilen
bireyler,
yetişkinliklerinde belirsizliklerle baş etmekte güçlük çekmekte, kalıp
yargılarla düşünmeye yatkın olmaktadırlar.
B- Sosyolojik açıklamalar
1) Etnik merkezcilik, 2) grup kapanması ve 3) kaynak tahsisi
Etnik merkezcilik ve grup kapanması, genellikle birlikte ortaya çıkar: başkalarını kendi kültürünün değerleriyle yargılamak ve onlara ilişkin kalıp
yargılar geliştirmek etnik merkezcilik, kendini diğer gruplardan ayıran sınırları vurgulamak ve korumak ise, grup kapanmasıdır. Örneğin grup dışından evliliğe karşı çıkmak, grup kapanması örneğidir.
3) Kaynak tahsisi
Etnik merkezcilik ve grup kapanması,
genellikle eşitsiz gruplarda söz konusu olur.
Kapanmayla birlikte, servet ve maddi malların bölüşümündeki eşitsizlikler de pekişmiş ve
kurumsallaşmış olur.
Eğitim, istihdam, statü gibi sosyal ve maddi kaynakların dağılımında, etniklik önemli bir etkendir.
4) Çatışma kuramları
Klasik çatışma
kuramlarına göre etnik ayrımcılık ve ırkçılık, emeğin
sömürülmesinin
aracıdır.
Klasik çatışma kuramları gibi Marxizmden etkilenmiş olan kültürel çalışmalar okulu ise, ekonomik etkenlerin önemli olmakla birlikte ırkçılık ve etnik ayrımcılığı açıklamakla
yeterli olmadığını söylerler.
Onlara göre ırkçılık, işçi sınıfı kimliği ile
etnik azınlık kimliklerinin karmaşık bir
etkileşiminden doğar.
Etnik bütünleşme modelleri
Çok etnikli toplumlar için etnik
bütünleşmenin bir kaç yolu vardır. Bunlar:
- Asimilasyon
- Erime potası
- Kültürel çoğulculuk
Etnik çatışma
Etnik farklılıklar, bazen çatışmalara neden olabilir.
Balkanlar ve Ortadoğu, bu çatışmaların sıklıkla görüldüğü coğrafyalardır.
Eski Yugoslavyanın parçalanma sürecinde, bu çatışmalar, etnik temizlik politikalarını da içermişti.
Etnik temizlik
1992’de Miloseviç’in birlikleri, binlerce
Müslüman erkeği toplama kamplarına
göndermiş, en az 20 bin Müslüman kadına ise tecavüz etmişti
Etnik temizlik/Soykırım
Etnik temizlik, belirli bir coğrafyanın belirli bir
etnik gruba ait hale getirilmesidir.
Soykırım, belirli bir etnik grubun başka bir etnik grup tarafından sistematik olarak
ortadan kaldırılmasıdır.
Kültürel soykırım
Bir etnik grubun fiziksel olarak ortadan
kaldırılması yanında, kültürel olarak yok
edilmesi de söz konusu olabilir. Kültürel soy kırımın tipik bir örneği, Amerikan yerlileridir.
İspanyol fetihlerinden sonra savaş ve hastalık nedeniyle yüz binlercesi ölmüş, daha sonra ise kültürel soykırıma
uğramışlardır.
Küresel göç
Göç, insanlık tarihi boyunca görülmekle birlikte, Avrupa’nın 15.
yüzyılda başlayan
yayılmacılığı ile büyük nüfus hareketleri ortaya çıkmıştır.
1990’larda dünyadaki göçmen nüfus 80 milyonun üzerindedir. Bunun en az 20 milyonu ise mültecidir.
Farklı göç örüntüleri
Büyük göç hareketleri, bir kaç farklı biçimde olmuştur:
1) Klasik göç modeli
2) Sömürgeci göç modeli 3) Misafir işçi modeli
4) Yasadışı göç modeli
1) Klasik göç modeli
Kanada, ABD ve Avustralya gibi “göçmen
uluslar” için göç, ulusun kurulmasındaki temel faktördür. Göçmenler, geldikleri ülkenin
vatandaşları olarak yaşamlarını sürdürürler.
2) Sömürgeci göç modeli
Fransa, Hollanda, İngiltere gibi eski
sömürgeci ülkelerin nüfusunun önemli bir bölümü, sömürge ülkelerinden göç
edenlerden oluşur.
Göçmenler, ayrımcılığa uğrasalar da, temel vatandaşlık haklarına sahiptirler.
3) Misafir işçi modeli
Emek pazarının talepleri doğrultusunda,
yoksul ülkelerden zengin ülkelere doğru bir göç eğilimi vardır.
Göçmenler, geldikleri ülkenin ekonomisine katkıda bulunurlar ama vatandaşlık
haklarından yararlanamazlar ve o ülkedeki varlıkları yıllar ve kuşaklar boyunca devam etse bile, “geçici” olarak kabul edilirler.
4) Yasadışı göç
Sanayileşmiş ülkelerin göçmen yasalarını
sıkılaştırmasıyla birlikte giderek artan bir
yasadışı göç dalgası ortaya çıkmıştır.
Diaspora
Diaspora, etnik bir grubun, zorla ya da zorlu koşullar altında, kendi vatanlarından başka yerlere dağılmasına işaret eder.
Kölelik ve soykırım gibi koşullar altında çeşitli coğrafyalara dağılan grup, ortak bir anavatan, ortak bir tarih ve hafıza ile
birbirine bağlanır.
Tipik diaspora örnekleri, Yahudi ve Afrikalı diasporalarıdır.
Etniklik ve suç
Küresel göç hareketleri sonucunda ortaya çıkan çok etnikli topluluklarda, azınlık
gruplarının hem fail hem de kurban olarak, suça daha fazla karıştıkları gözlenmiştir.
Adalet ve güvenlik sisteminin
kurumlaşmış ayrımcılığı, bu oranın artmasında önemli bir etkendir.
Ayrıca, azınlık grupları, ayrımcı saldırılar karşısında da daha savunmasızdırlar.
Mülteciler, sığınmacılar ve ekonomik göçmenler
Sığınma hakkı, temel bir insan hakkıdır.
Geldiği ülkede zulüm göreceği
korkusuyla yabancı bir ülkeden sığınma talep eden kişi,
sığınmacıdır.
Mülteci, iltica (sığınma) başvurusunda bulunmuş ve kabul edilmiş kişilere denir.
Ekonomik göçmen, ülkesindeki ekonomik koşulların kötülüğü nedeniyle bir başka
ülkeye göç eden kişidir.
Türkiye’nin konumu
Türkiye, hem göç alan hem de göç veren bir ülkedir. Aynı zamanda, yasadışı göçler (insan kaçakçılığı da dahil) için transit ülke niteliğindedir.
Türkiye, Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair BM Sözleşmesini coğrafi sınırlama ile onaylamıştır. Yani, ülkenin Batısından
gelen sığınmacılara iltica hakkı verilmekte,
Doğu’dan gelenlere verilmemektedir.
Biraz da Biz Kafa Yoralım mı?
Soru-1: Irk Kavramı sosyolojiden çıkarılmalı mı?
Soru-2:Neden Irkçılığın tanımlanması zordur?
Soru-3: Neden bazı insanlar bugün bile hala ırkçı tutumlar takınmaktadır?
Soru-4: Önyargılı olmayan bir kimse nasıl kendisini ayrımcılık yaparken bulabilir?
Soru-5: Etnik grupların toplumsal ve siyasal yaşamda eşit katılımcılar olabilmeleri mümkün müdür?
Soru-6: Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayıp çalışabilir misiniz? Neden?
Soru-7: Türkiye’de “Erime Potası Kültürü” mümkün müdür?