• Sonuç bulunamadı

ORUÇ REiS MAVİ VATANIN MİLLİ VE YERLİ GURURU COVID-19 TÜRKİYE PLATFORMU BİRLİKTE GELİŞTİRİYOR, BİRLİKTE BAŞARIYOR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ORUÇ REiS MAVİ VATANIN MİLLİ VE YERLİ GURURU COVID-19 TÜRKİYE PLATFORMU BİRLİKTE GELİŞTİRİYOR, BİRLİKTE BAŞARIYOR"

Copied!
80
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sayı 08 - Ekim 2020

COVID-19 TÜRKİYE PLATFORMU BİRLİKTE GELİŞTİRİYOR, BİRLİKTE BAŞARIYOR

TÜBİTAK BAŞKANI PROF. DR. HASAN MANDAL

MAVİ VATANIN

MİLLİ VE YERLİ GURURU

ORUÇ REiS

TEKNOPARK İSTANBUL

SIFIR ATIK BELGESİ ALAN

İLK TEKNOPARK OLDU

(2)
(3)

BAŞYAZI

DEĞERLİ TARGET OKUYUCULARI;

Teknopark İstanbul olarak yaptığımız yatırımlar, iş birlikleri ve geliştirdigimiz projelerle dinamik bir yapıda ilerlemeye devam ediyoruz. Her yenilik bizi heyecanlandırsa da temmuz ayında yaptığımız iş birliğinin bize farklı bir heyecan yaşattığını belirtmek isterim. Heyecanımızın nedeni de nitelikli beyin gücünün yetiştirilmesine sunacağımız katkıydı. Yaptığımız iş birliği protokolüyle Türkiye’nin ilk siber güvenlik meslek lisesi, Teknopark İstanbul yerleşkemiz içerisinde hayat buldu.

Teknopark İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin (MTAL) iş birliği protokolünü temmuz ayında İstanbul Valimiz Ali Yerlikaya, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı’nın katılımıyla gerçekleştirdik.

Okulumuzun entegre bir teknoloji merkezi olmamıza da katkı sunacağına inanıyorum.

Teknopark İstanbul, girişimciler, firmalar, iş birlikleri ve yeni projelerin yanı sıra altyapı yatırımlarıyla da sürekli gelişen bir ekosisteme sahip. İnşaatı devam eden ve yıl sonundan önce hizmete girmesi planlanan binalarımız ile daha çok girişimci ve firmaya ev sahipliği yapacağız.

Siber güvenlik bizim son yıllarda çok önem verdiğimiz stratejik alanların başında geliyor. T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve Siber Güvenlik Kümelenmesi iş birliği ile bu alanda dünyayla rekabet edebilir seviyede, yeni girişimcileri ve genç fikirleri desteklemek amacıyla geçen yıl “Siber Güvenlik Fikir Yarışması”nı başlatmıştık. Geçtiğimiz günlerde yarışmanın ikincisini koronavirüs önlemleri kapsamında çevrim içi gerçekleştirdik. Yine ilgi yüksekti ve birbirinden güçlü 23 fikir yarıştı.

Bu açıdan siber güvenlik üzerine ihtisaslaşacak bir lisenin böyle bir ekosistem içinde kurulmuş olmasına çok büyük önem veriyoruz.

Okulumuzda bu yıl eğitime başlayan öğrencilerimizin gelecek yıllarda projeleriyle bu yarışmada yer alacağını düşünmek bizleri ayrıca heyecanlandırıyor.

Sadece firmalar ve girişimciler değil, üniversitelerin, SAHA İstanbul gibi ülkenin en büyük kümelenmelerinin de yerleşkemiz içinde olması sağlıklı bir sinerjinin oluşmasına katkı sağlıyor.

Lise yıllarında teknoloji öğrenmeye başlayan öğrencilerimiz, yerleşkemizdeki kurumlarda staj yaparak pratik yetkinliklerini de geliştirebilecek, iş birliği içinde olduğumuz üniversitelerde eğitimine devam edebilecek veya bir girişimci olarak kuluçka merkezimizde teknoloji geliştirebilecek. Bütün bunları da patent başta olmak üzere her konuda sunduğumuz know-how desteği ile gerçekleştirme imkanı bulacak.

Siber güvenlik gibi stratejik bir konuda cazibe merkezi haline geliyoruz, ekosistemdeki tüm paydaşlarımızı ve girişimcileri de bu cazibe merkezinin parçası olmaya davet ediyoruz.

Bu dönemde kurum olarak bir ilke daha imza attık. Teknopark İstanbul, İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden ‘Temel Sıfır Atık Belgesi’ alan ilk özel şirket oldu. Bunu yerleşkemizdeki firmalarımızla birlikte başardık ve birlikte çok daha güzel projelere imza atacağımıza inanıyorum.

Yeni sayımızı keyifle okumanızı diliyorum.

Türkiye’nin ilk siber güvenlik meslek lisesine ev sahipliği yaparak ve ‘Temel Sıfır Atık Belgesi’ alan ilk özel şirket olarak yeni bir dönemin başlangıcını yapmış olduk.

TEKNOPARK İSTANBUL

GENEL MÜDÜRÜ

BILAL TOPÇU

(4)

06 24 28 32 34 40 42 44 18

TEKNOPARK'TAN

KAPTAN KÖŞKÜ

"COVID-19 TÜRKIYE PLATFORMU BIRLIKTE GELIŞTIRIYOR, BIRLIKTE BAŞARIYOR"

TEKNOLOJİDE KADIN

"YENI SÜREÇTE YERLILIĞIN ÖNEMINI ARTIRMASINI BEKLIYORUM"

DEPARTMAN

"ÖNCELIĞIMIZ DAHA SAĞLIKLI ÇALIŞMA ORTAMLARI OLUŞTURMAK"

İŞ ORTAĞI

"BÜTÜNSEL BIR SÜRDÜRÜLEBILIRLIK YAKLAŞIMINI BENIMSIYORUZ"

YAKIN PLAN SAVAŞTAN BARIŞA

HAYATIN IÇINDEN SAVUNMA SANAYII MİLLİ TEKNOLOJİLER

"START-UP’LAR ILE YAKIN ILIŞKILER KURMAK ŞIRKETLERIN DIJITAL DÖNGÜSÜNÜ HIZLANDIRACAKTIR"

İYİ FİKİR

"YABANCI ALTYAPIYI YERLISI ILE DEĞIŞTIRME HEDEFINDEYIZ"

GİRİŞİM EKOSİSTEMİ

"KRIZDE DOĞAN FIRMALAR DAHA GÜÇLÜ YOL ALIYOR"

MERCEK

INSAN KAYNAKLARININ LIDERLIK ANI

56 54

46

60 66 72 76

52

GÜNDEMMAVI VATANIN MILLI VE YERLI GURURU ORUÇ REIS

İTO-BTM HABERLER SSB HABERLER

TREND

E-OYUNDA YENI SKOR GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİ AKILLI ÜRETIM ÇAĞI FABRIKA 4.0 LENS

SAVUNMA SANAYII TEKNOLOJILERI ÇEVRECİ TEKNOLOJİLER 50 MILYON TONLUK BÜYÜK PROBLEM: E-ATIK

(5)

İLETİŞİM GENEL YAYIN YÖNETMENİ

Selda YEŞİLTAŞ

RUMELİ CADDESİ RUMELİ PASAJI YUNUS APT.

NO: 45 KAT: 3 NİŞANTAŞI - ŞİŞLİ / İSTANBUL +90 212 236 00 50 www.viyamedya.com, viya@viyamedya.com

YAYINLAR KOORDİNATÖRÜ Murat ERDOĞAN

GÖRSEL YÖNETMENLER Ercan YAVUZ, Erkan ALTINDAĞ, Yılmaz MERMER

EDİTÖRLER

Deniz İYİDOĞAN, Emel ALTAY, İlker YAĞMUR, Zeynep TÜTÜNCÜ GÜNGÖR

BAŞ EDİTÖR Peri ERBUL

MUHABİR Gizem İRİS FOTOĞRAF EDİTÖRÜ

Fatih YALÇIN YAYINA HAZIRLIK

YAYIN KURULU

Cem DURAN, Özgür ÖZÇELİK, Mert SARIYILDIZ, Beril OLGUN, Yunus ERDAL, Ahmet Burak AKŞİT

TEKNOPARK İSTANBUL A.Ş.

ADINA İMTİYAZ SAHİBİ Bilal TOPÇU

İLETİŞİM

SANAYİ MAH. TEKNOPARK BULVARI NO:1/9A 34906 PENDİK/İSTANBUL, TÜRKİYE

+90 216 999 70 00 www.teknoparkistanbul.com.tr

info@teknoparkistanbul.com.tr

TURKCELL DERGILIKTE'yiz

TÜRK TELEKOM E-DERGI'deyiz

/viyamedyaBASKI

Özgün Ofset

(6)

T E K N O PA R K ' TA N

TÜRKİYE’NİN İLK SİBER GÜVENLİK MESLEK LİSESİ TEKNOPARK İSTANBUL’DA AÇILDI

Son yıllarda ülkelerin güvenlik stratejileri içinde kendine geniş bir yer bulan siber güvenlik, dünyanın dijitalleşme hızı arttıkça önemini katlıyor. Dünyada siber saldırılara karşı geliştirilecek en

güçlü stratejinin ise eğitimden ve bilinçlenmeden geçtiği vurgulanıyor.

Dünyanın en fazla siber saldırıya maruz kalan ülkelerinden olan Türkiye de siber güvenlik alanında daha korunaklı hale gelmek, siber

güvenlik ekosistemini geliştirmek ve nitelikli insan kaynağı eksiğini gidermek için çalışmalar yapıyor.

Siber güvenlik ekosisteminin gelişimine katkı sunmak amacıyla atılan adımlardan biri de Türkiye’nin bu alanda eğitim verecek olan ilk mesleki ve teknik lisesini hayata geçirmek oldu.

Teknopark İstanbul içerisinde açılan Teknopark İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin (MTAL) iş birliği protokolü imza töreni, 22 Temmuz tarihinde İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, Milli Eğitim Bakanı Danışmanı Gökhan Yücel, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı ve iş dünyası ile kamu kurum ve kuruluşlarından çok sayıda ismin katılımı ile gerçekleşti.

Türkiye’nin ilk siber güvenlik mesleki ve teknik lisesi, Teknopark İstanbul

yerleşkesi içinde açıldı. İlk kez bu yıl öğrenci alan okul, siber güvenlik ekosistemine

nitelikli eleman yetiştirecek, yerli ve milli siber alanın güçlenmesine katkı sunacak.

(7)

TEKNOPARK’TA STAJ İMKANI İş dünyası ve kamu iş birliğinin en başarılı örneklerinden biri olan okula, bu sene 30 öğrenci alındı. LGS puanıyla öğrenci alan liseye, yüzde 1’lik dilime giren öğrenciler de yoğun ilgi gösterdi. Eğitim öğretim süresi beş yıl olan okulda, bilişim teknolojileri ağ işletmenliği ve siber güvenlik alanında eğitim dili İngilizce olacak. Hazırlık sınıfında ise Rusça eğitim verilecek.

Siber güvenlik tatbikatı

laboratuvarı, sızma testi, adli bilişim laboratuvarı, yapay zeka ve robotik kodlama atölyelerinin yer alacağı Teknopark İstanbul MTAL’de eğitim görecek öğrencilere, Teknopark İstanbul içinde faaliyet gösteren ve siber güvenlik çalışmaları yürüten firmalar tarafından staj imkanı da sağlanacak. Okulun bulunduğu Teknopark İstanbul içinde konaklama ve yemek ihtiyaçlarının karşılanacağı modern bir kampüs de oluşturuldu;

bu sayede okul, İstanbul dışından da öğrenci alabilecek.

OKULDA UYGULAMALI EĞİTİM VERİLECEK

İmza töreninde konuşan Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, okula ve öğrencilere sağlanacak imkanlara dikkat çekerek, “Bu lisede eğitim görecek gençlerimizin, ülkemizin geleceğine ışık tutacağına inanıyoruz. Öğrencilerimiz, burada

teorik bilginin yanında uygulamalı eğitim de alarak, sektöre fark katacak yerli ve milli siber güvenlik çalışmalarıyla ön plana çıkacaklar.

Öğrencilerimiz, 2021’de açılışını yapacağımız Siber Güvenlik Kuluçka Merkezi’ndeki girişim şirketlerimizde ve ev sahipliği yaptığımız kuruluşlarda staj yapma imkanı bulacaklar. Ayrıca girişimci ruha sahip öğrencilerimiz, siber güvenlik kuluçka merkezinde yenilikçi girişim fikirlerini hayata geçirebilecekler” dedi.

DİJİTAL VARLIKLAR MİLLİ İMKANLARLA KORUNACAK

İstanbul’da ve Türkiye’de bir ilke imza atıldığını ifade eden Vali Ali Yerlikaya,

“Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Milli Eğitim

Bakanlığımızca başlatılan 2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde, siber güvenlik lisemizi açtık. Türkiye’nin teknoloji üssü, İstanbul’un teknoloji geliştirme merkezi Teknopark İstanbul bünyesinde, savunma sanayiinin kalbinde yer alan okulumuz, bu alanda çok önemli bir açığı kapatacak” dedi.

Öğrencilerin Teknopark İstanbul MTAL’de alacakları eğitim sayesinde, yerli ve milli imkanlarla dijital ekosistemin içinde yer edineceklerini aktaran Vali Yerlikaya şöyle

devam etti: “Meslek liselerimiz sayesinde sahip olduğumuz enerji ve zekayı en verimli şekilde sahaya yansıtabiliyoruz. Gençlerimiz, bu okullarda öğrendiklerini

uygulayabiliyor, keşfediyor, üretiyor, hayallerini ve umutlarını özgürce gerçekleştirme fırsatı yakalıyor.”

ÜNİVERSİTELERE ROL MODEL OLACAK

İTO Başkanı Şekib Avdagiç ise,

“İstanbul ve Türkiye için ilk olacak ama ben bunun çok örnek bir adım olduğunu, önümüzdeki yıllarda bu liselerin artacağını düşünüyorum”

dedi. Okulun üniversitelerde güvenlik eğitiminin lisans ve ön lisans

seviyesinde devreye alınmasında önemli bir rol model olacağını ifade eden Avdagiç, yerli ve milli güvenliğin tam olarak sağlanabilmesi için bu alanda iyi yetişmiş insan kaynağına ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek sözlerini tamamladı.

7

(8)

T E K N O PA R K ' TA N

“GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM FONU” İÇİN İMZALAR ATILDI

VAKIF KATILIM’DAN TEKNOPARK’A ZİYARET

Vakıf Katılım, Albaraka Türk ve Bilişim Vadisi ortaklığında, 100 milyon lira sermayeyle kurulacak Girişim Sermayesi Yatırım Fonu için ilk imzalar 5 Eylül tarihinde atıldı. Bilişim Vadisi Eren Bülbül Konferans Salonu’nda düzenlenen Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Yatırım Fonu imza törenine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Bilişim Vadisi Genel Müdürü Serdar İbrahimcioğlu, Vakıf Katılım Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran, Vakıf Katılım Genel Müdürü İkram Göktaş, Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku ve Albaraka Portföy Yönetimi Genel Müdürü Emin Özer ile birlikte yetkililer katıldı.

“2023’E KADAR EN AZ 10 TURCORN ÇIKARABİLİRİZ”

Törenin açılış konuşmasını yapan Teknoloji ve Sanayi Bakanı Mustafa

Varank, katma değerli büyümeye giden yolda, yeni teknolojileri odağına alan parlak fikirlere ihtiyacımız var dedi ve şöyle devam etti: "Gençlerimiz küresel gelişmeleri yakından takip ediyor. Biyoteknoloji, yapay zeka, siber güvenlik, mobil uygulamalar gibi alanlarda potansiyelimiz büyük. 2023'e kadar en az 10 TURCORN çıkarmayı umuyoruz."

Öztürk Oran konuşmasında, “Bu fon sayesinde destekleyeceğimiz pek çok firma ve projenin, yakın zamanda ülkemizin teknolojik değişimine önemli katkılar sunacağını göreceğiz” derken;

Melikşah Utku ise, “Pandemi sürecine rağmen sayın bakanımız bize destek verdi. Öncüler yol açarlar ama bir defa yol açıldı mı da başarılar geliyor olacak” dedi.

Milli teknoloji hamlesi kapsamında KOBİ’lerin teknoloji yatırımları ve Ar-Ge çalışmaları için ihtiyaç duydukları finansal kaynakların çeşitlendirilmesi amacıyla, Vakıf Katılım Genel Müdür Yardımcısı Bülent Taban, KOBİ Birim Müdürü Bilal Şişman ve Merkez Şube Müdürü Sait Zekeriya Özgel, Teknopark İstanbul’u ziyaret ederek, Genel Müdür Bilal Topçu ile verimli bir görüşme gerçekleştirdi.

Görüşmede Vakıf Katılım’ın KOBİ’lere özel hazırlamış olduğu finansal paketler hakkında bilgi verilirken, ayrıca KOSGEB’in KOBİ’lere yönelik Teknolojik Ürün Yatırım Destek Paketi ile birlikte Vakıf Katılım’ın Teknopark İstanbul’daki

firmalara sunabileceği hizmetler üzerine konuşuldu. Ziyarette Vakıf Katılım’ın teknolojik gelişmeleri

desteklemeye yönelik oldukça istekli olduğunu belirten Bülent Taban, “Eylül ayı içerisinde Bilişim Vadisi'ndeki firmaları destekleyecek şubemizi açtık. Ayrıca 100 milyon TL büyüklüğünde bir girişim

sermayesi yatırım fonu kurulmasında ortak olarak geleceğin teknoloji yatırımlarına güçlü desteğimizi ve inancımızı gösterdik. Finansal kaynaklarımızla Teknopark İstanbul’daki firmaların da yanında olmaya hazırız” dedi.

Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu ise Bilişim Vadisi’ndeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve yatırım fonlarının girişimlere önemli bir ivme kazandıracağını belirtti.

Türkiye yeni bir girişim sermayesi yatırım fonuna sahip oluyor. Vakıf Katılım,

Albaraka Türk ve Bilişim Vadisi ortaklığında kurulacak “Girişim Sermayesi Yatırım

Fonu” için ilk imzalar atıldı. 100 milyon lira sermayeli fon, özellikle yüksek teknoloji

ve inovatif konularda çalışmalar yapacak start-up şirketlerine destek sağlayacak.

(9)

TEKNOPARK İSTANBUL SIFIR ATIK BELGESİ ALAN İLK TEKNOPARK OLDU

Teknopark İstanbul, İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden Temel Sıfır Atık Belgesi alan ilk özel şirket oldu dolayısıyla bu belgeyi alan ilk teknopark unvanına da hak kazandı.

Teknopark İstanbul bünyesinde, sıfır atık projesi kapsamındaki çalışmalar 2019 yılında başladı. Projenin yürütücüsü konumunda bulunan Teknopark İstanbul İdari İşler ekibinin sıfır artık projesi çerçevesinde aldığı eğitimleri tamamlayıp, eğitimlerden aldıkları bilgiyi ekosistemin işleyişine ve firmalara katması ile hak edilen belge, Teknopark İstanbul’un girişim dünyasına sağladığı katma değerin yanında dünyanın geleceğinde üstlendiği rolün de tescili oldu.

Proje kapsamında Teknopark İstanbul’da yer alan firmalara ve personellere sıfır atık konusunda eğitim verilerek, farkındalık oluşturulması sağlandı. Ardından Teknopark İstanbul Çevre Danışmanı tarafından hazırlanan Sıfır Atık Uygulama Rehberi, tüm Ar-Ge firmaları ile hizmet alınan işletmelere iletildi.

Böylece ticari alanlar, Atık Yönetimi kapsamında denetlenmiş oldu.

Tüm bu hazırlıkların ardından planlı hareket eden ekip, 2020’nin ağustos ayı itibarıyla Temel Sıfır Atık Belgesini alarak çevreye duyarlılığını belgeledi.

Teknopark İstanbul’un sıfır atık projesi kapsamında bundan sonraki hedefi ise gümüş, altın ve platin sıfır atık belgelerini almak.

Temel Sıfır Atık Belgesi almaya hak kazanan ilk özel şirket ve teknopark olan Teknopark İstanbul, aldığı bu belge ile girişim dünyasına sağladığı katma değerin yanında dünyanın geleceğinde üstlendiği rolü de tescillemiş oldu.

9

FEV KOORDİNATÖRLÜĞÜNDE “YEŞİL ARAÇLAR” GELİŞTİRİLECEK

Teknopark İstanbul’un; otomotiv sektöründe araç geliştirme, yazılım, otonom sürüş, konvansiyonel ve elektrikli itki sistemleri geliştirme alanlarında anahtar teslim mühendislik çözümleri sunan firması FEV Türkiye’nin paydaşlarından biri olduğu, Uzun Mesafe Ağır Hizmet Kamyonları ve Yolcu Otobüsleri için Verimli ve Çevre Dostu Aktarma Organlarının Geliştirilmesi (LONGRUN) projesi, Avrupa Birliği Horizon 2020 Araştırma ve Yenilik

Programı 874972 numaralı hibe sözleşmesi kapsamında desteklenen; 13 ülkeden, 30 paydaşı bir araya getiren ve FEV’in koordinatörlüğünde 42 ay sürecek olan, yaklaşık 30 milyon Euro bütçeli bir Yeşil Araçlar projesidir.

FEV liderliğinde toplanan konsorsiyum, proje kapsamındaki hedeflerini; araç yakıt deposundan

tekerleğe yüzde 10 enerji tasarrufu, içten yanmalı motorlarda yüzde 50’den fazla termal verim ve CO2 salınımında yüzde 90’lık bir düşüş olarak açıkladı.

Bu amaçla, uzun mesafe ağır hizmet kamyonlarında hibritleşmeyi sağlayacak elektrikli aks geliştirilmesi çalışmaları;

FEV Türkiye, Ford Otosan ve FEV Europe ortaklığında Ocak 2020’den beri başarıyla yürütülmektedir.

Projeye https://h2020-longrun.eu/

linkinden ulaşabilirsiniz.

(10)

T E K N O PA R K ' TA N

DÜNYANIN GÖRÜNTÜ İŞLEME TEKNOLOJİSİNE SAHİP İLK MASAÜSTÜ DOLLY’Sİ

TEKNOPARK İSTANBUL TTO, ISIF’20’DEN 7 ÖDÜLLE DÖNDÜ

Teknopark İstanbul firmalarından Trexo İnovasyon, fotoğraf üzerinden rota planlaması yapabilen dünyanın görüntü işleme teknolojisine sahip ilk masaüstü dolly’si Trexo Wheels’i Amerika’da başlatılan Kickstarter kampanyası ile duyurdu. Trexo Wheels düz zeminler üzerinde lineer, dairesel ve komplike görüntüler alınmasını sağlıyor. Sınırsız ve özgürce rota çizilmesini sağlayan ürün ile komplike kamera hareketlerinin kontrolü sezgisel tasarıma sahip iOS ve Android uygulamaları üzerinden gerçekleştirebiliyor.

Trexo Wheels ile her türlü kamera hareketlerini tek bir tuşla TimeLapse videolara dönüştürmek ve üzerinde bulunan port sayesinde kamerayı istediğiniz şekilde tetiklemek mümkün.

Kullanıcılar mobil bir cihaza ihtiyaç duymadan lineer ve dairesel hareketleri Trexo Wheels’e öğreterek çok pratik ve hızlı bir şekilde etkileyici çekimler yapabiliyor.

Türkiye’nin ve dünyanın ilerlemesine ve gelişimine değer katacak buluş, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının yerel ve global katılımcılarla buluşturulması ve ortaya konan bilgi ve fikirlerin ticarileştirilip toplumun yararına sunulması amacıyla, 2016 yılından bu yana gerçekleştirilen İstanbul Uluslararası Buluş Fuarı’nın (ISIF) 2020 baskısı, 28 Eylül tarihinde gerçekleşen ödül töreni ile sona erdi.

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türk Patent, International Federation of Inventors’ Associations (IFIA), Türkiye Teknoloji Takımı, Avrupa Patent Ofisi ve World Intellectuel Property Organization’ın desteği ile yapılan yarışmaya başvuran projeler, 5 Ağustos-27 Eylül tarihleri arasında, pandeminin yarattığı kısıtlardan dolayı çevrim içi ortamda gerçekleşti.

Yarışmaya ilk kez geçtiğimiz sene katılan Teknopark İstanbul TTO, bu seneki edisyonda 10 firma ile yer aldı ve büyük bir başarıya imza attı. Teknopark İstanbul Teknoloji Transfer Ofisi’nin (TTO) yoğun destekleri ve gerekli

altyapıyı temin etmesi ile yarışmaya daha konsantre şekilde hazırlanan firmalar, sahip oldukları teknolojik bilgiyi somutlaştırma noktasında büyük başarı elde ettiler. TTO’nun destekleri sayesinde Teknopark İstanbul firmaları yarışmadan iki altın, iki gümüş ve üç bronz madalya ile geri döndü. Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezinde çalışmalarını yürüten Hümeyra Ergin “Işıklı Yol”

projesi ve Dunya 360 firması “DUNYA 360 VR Maker Kit” çalışması ile altın madalya alırken; Eurobotik

“Bir Yörünge Kayıt Kolu”

projesi ve Yonga Teknoloji Mikroelektronik Age “Balık Sayma Makinesi ve Sistemi”

ile gümüş madalyaya hak kazandılar. Bacpolyzyme Bı̇yomühendı̇slı̇k “Bir Bı̇yolojı̇k Esaslı Malzeme ve Bunu Üretme Yöntemi”, Gelecek Yazılım Mühendislik

“Hazır Barkotlu Kan Alma Tüpü Eşleştirme Metodu ve Cihazı”, Akkoç Teknoloji “Bir

İnsansız Su Altı Robotu” projesi ile bronz madalya alan firmalar oldu.

Trexo İnovasyon firması “Görüntü İşleme ile Kontrol Edilebilen Video Çekim Aracı”, Medion Arge “Sağlık Danışmanlık Kemikler Arası Mesafe ve Yumuşak Doku Gerinimini Tespit Eden Cerrahi Ölçüm Aleti” ve Advens Mühendislik de “Modüler Yüzer Sistemlerde Kullanılmak Üzere Sökülebilir Kilit Tertibatı” projeleri ile yarışmaya katılan ve sertifikalandırılan diğer firmalar oldu.

ÖDÜL ALAN FİRMALAR

l Işıklı Yol Projesi Altın Madalya

lDünya 360 Altın Madalya

l Eurobotik Gümüş Madalya

lYongatek Gümüş Madalya

l Bacpolyzyme Bı̇yomühendı̇slı̇k Bronz Madalya

lGelecek Yazılım Mühendislik Bronz Madalya

l Akkoç Teknoloji Bronz Madalya

Fotoğraf üzerinden rota planlaması yapabilen dünyanın görüntü işleme teknolojisine sahip ilk masaüstü dolly’si Teknopark İstanbul’dan çıktı.

Teknopark İstanbul TTO, Türkiye'nin gelişimine ve ilerlemesine katkı sunan

ISIF’20 yarışmasından iki altın, iki gümüş ve üç bronz madalya ile döndü.

(11)
(12)

T E K N O PA R K ' TA N

TEKNOPARK İSTANBUL BAYRAĞI TÜRKİYE’NİN ZİRVESİNE TAŞINDI

Teknopark İstanbul İdari İşler Müdürü Ceyhun Özkan ve Bilişim Teknolojileri Kıdemli Uzmanı Burak Saral, Türkiye’nin en yüksek doruğu olan (5.137 m) Ağrı Dağı zirvesine 11 kişilik bir ekip ile birlikte ulaşmayı başardı.

Daha önce de birlikte tırmanışlar yapan ikili, uzun zamandır rotaları arasında olan Ağrı Dağı’na çıkmanın önemini Türkiye’nin “en yüksek”i olması şeklinde açıklıyorlar. Özkan ve Saral, Türkiye’de en zorlu hedefi gerçekleştirmenin, yedi kıtanın yedi zirvesine tırmanma noktasında önem arz ettiğinin altını çiziyorlar.

Özkan ve Saral, dört gün süren tırmanış boyunca birçok zorlukla karşılaştıklarını aktarıyorlar. Ağrı Dağı’na tırmanmanın hem zor hem de kolay olduğunu dile getiren Ceyhun Özkan, bunun sebebini “Doğru ekipmanlara

sahipseniz, doğru eğitimleri aldıysanız, vücut olarak zor şartlara dayanıklıysanız, iyi bir ekip ile beraberseniz, tırmanış tarihiniz doğru zamanda planlanmışsa, kondisyon ve mental olarak dağa hazırsanız, Ağrı dağına tırmanmak kolay denebilir. Ancak dağlarda hiç hesapta olmayan ve yaşamadan bilemeyeceğiniz bir durum var; yükseğe uyum! Bu, uzman bir dağcı için de her zaman zirveye ulaşmaya engel olabilecek bir konu”

şeklinde açıklıyor.

Burak Saral ise, Ağrı Dağı’nın “çok yüksek irtifa” kategorisine girdiğini belirterek, “-35 derece civarında sıcaklıklara şahit olabileceğiniz Ağrı Dağı zirvesinde deniz seviyesindeki bir şehre göre yüzde 49 oranında daha az oksijen bulunuyor. Bu sebeple çok yüksek irtifaya sahip dağların zirvesine bir günde çıkamıyoruz.

Bizler aklimatizasyon için kademeli olarak yükselip inerek vücudumuzun o yükseklikte az oksijen ile yaşamaya adapte olması için çaba sarf ederiz. Bu adaptasyonunun sonunda da zirveye ilerleriz” diyor.

Teknopark İstanbul’un sunduğu maddi manevi desteğin kendileri ve hedefleri için büyük bir anlam taşıdığını ifade eden Özkan ve Saral, bu tür hedeflere ulaşılabilmesi için sponsorluğun önemli olduğuna dikkat çekiyor. İkili, gerekli sponsorluk bütçelerini sağlayabilirlerse; 2021 yılında Afrika kıtasının en yüksek zirvesi (5895 m) Kilimanjaro, Antarktika kıtasının en yüksek zirvesi (4892 m) Vinson ve Kuzey Amerika kıtasının en yüksek zirvesi (6194 m) Denali dağlarından biriyle yollarına devam etmek istediğini söylüyor.

Gelecekteki hedefleri yedi kıtanın en yüksek yedi zirvesine (Seven Summits - Yedi Zirveler) ulaşmak olan Özkan ve Saral “Bizler bu sporla şirketimizi ve ülkemizi en iyi şekilde tanıtarak daha nice zirvelerde temsil etmeyi umut ediyoruz. Hayalimiz Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’te 8 bin 848 metre yüksekliği ile dünyanın zirvesi Everest’e tırmanarak bayrağımızı dalgalandırmak” diyor.

Teknopark İstanbul çalışanlarından Ceyhun Özkan ve

Burak Saral, Türkiye’nin en yüksek zirvesi olan Ağrı

Dağı’na tırmanarak, Teknopark İstanbul bayrağını

dalgalandırdı. İkili, asıl hedeflerinin ise yedi kıtanın

en yüksek yedi zirvesine ulaşarak bayrağımızı

dalgalandırmak olduğunu söylüyor.

(13)

ticaretedutr

ŞİMDİ

YÜKSELME

ZAMANI

(14)

C U B E I N C U B AT I O N

CUBE INCUBATION 2020 YILI 2. VE 3. DÖNEM GİRİŞİMLERİNİ KABUL ETTİ

DEEPTECH.IST PROJESİ EYLÜL AYINDA BAŞLADI!

Cube Incubation, yeni dönem girişimleri için web sitesi üzerinden aldığı başvuruları online olarak değerlendirmeye devam ediyor.

Başvurular sisteme düştükten sonraki hafta, başvuru sahipleri ile ön değerlendirme görüşmesi ayarlıyor. Ön değerlendirmeden olumlu geçen girişimler, senede dört kez toplanan Kuluçka Değerlendirme Komisyonu’na sunum gerçekleştirebiliyor.

Değerlendirme sunumlarının da online devam ettiği bu dönemde, Cube Incubation geçtiğimiz iki başvuru dönemi ile birlikte portföyüne derin teknoloji geliştiren 32 yeni girişim kattı.

Girişimlerin kuluçka merkezinin imkanlarından faydalanmaya başlaması için Cube Camp adı verilen hızlandırma programında eğitimlerini tamamlamaları gerekiyor.

Girişimciler Cube Camp’e

ekip olarak katılım sağlayabiliyor.

Cube Camp’te girişimciler hukuk, finans, insan kaynakları, pazarlama, yatırım süreçleri, iş modeli, fikri haklar yönetimi, proje yönetimi ve ürün yönetimi eğitimlerine ücretsiz

bir şekilde erişebiliyorlar. Eğitimler sayesinde girişimciler; başlamış oldukları girişim yolculuğu boyunca ihtiyaç duyacakları konulara, program sayesinde kısa bir süre içerisinde erişebilme imkanı yakalıyor.

İstanbul Kalkınma Ajansı ile yürütülen bir diğer proje olan Derin Teknolojili Girişimler için Uluslararası Kuluçka Merkezi Projesi: Deeptech.ist, Eylül ayı itibarıyla faaliyete geçti.

Proje kapsamında girişimlerin genel olarak yaşadıkları problemlere çözüm yolları bulunması, global dünyaya açılmalarındaki engellerin kaldırılması ve uluslararası standartlarda değerlendirilecek konuma gelmeleri için en uygun metotlar ile derin teknoloji tabanlı girişimlere hizmet verilecek.

Yeni dönem girişimleri online olarak değerlendirmeye devam eden Cube Incubation,

kuluçka merkezine girmeye hak kazanan firmaların, girişim yolculukları boyunca

ihtiyaç duyacakları her türlü bilgi ve donanıma sahip olmalarına olanak sağlıyor.

(15)

Cube Incubation’ın yürütücüsü ve İSTKA’nın destekleyicisi olduğu Girişimcilik Ekosistemi Yenilenme Projesi: Rejenerasyon-20 programı, Demo Day etkinliği ile sona erdi. Program kapsamında 10 girişim sektörlere ve iş dünyasına tanıtıldı.

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation’ın yürütücüsü olduğu ve İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen “Girişimcilik Ekosistemi Yenilenme Projesi: Rejenerasyon-20”, sekiz haftalık yoğun bir tempodan sonra Demo Day etkinliği ile sonlandı.

Birbirinden değerli 10 girişimin yer aldığı etkinlikte girişimcilerin evde yaşamı iyileştiren, uzaktan çalışmaya katkı sağlayan, lojistik/erişim problemlerine çözüm bulan ve sosyal hayata katkı sağlayan projeleri yatırımcılara, sektör temsilcilerine ve kurumsal şirketlere tanıtıldı.

İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) Genel Sekreteri İsmail Erkam Tüzgen ile Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu’nun katılımı ve startups.

watch Kurucusu Serkan Ünsal’ın moderasyonunda düzenlenen etkinlikte Diffusion Capital Partners Kurucu Ortağı Fırat Özpınar ve Boğaziçi Partners’tan Kenan Çolpan jüri olarak yer aldı.

Türkiye’nin en kapsamlı dijital hızlandırma ve danışmanlık programı Rejenerasyon-20’yi tamamlayan girişimler ve faaliyet alanları ise şöyle:

l Cloudpeer: imza.io’nun elektronik imza tabanlı süreç, yenilikçi dijital kanal ve doküman yönetimi platformu.

Proje, kamu ve özel sektörün, elektronik imza tabanlı dijital kanal, süreç ve ve doküman yönetimini etkin ve verimli şekilde yürütebilmesi için bulut tabanlı bir platform çözümü oluşturmak üzerine geliştiriliyor.

l Dunya 360: Sanal gerçeklik teknolojisi ile emlak gezintileri yapmaya imkan tanıyan uygulama ile mobil telefonlarla 360° fotoğraf çekip sanal tur oluşturulabiliyor.

l Exhibin: Gerçek müşteriler için sanal fuar ve video sergi platformu sunan Exhibin’de organizatörler canlı fuar

düzenleyebiliyor ve katılımcılar, online fuarları listeleyerek bir fuarda ihtiyaç duydukları tüm faaliyetleri dijital ortamda gerçekleştirebiliyor.

l FlexyTime: Uzaktan verimli çalışmaya imkan sağlayan otomatik zaman takip, verimlilik ölçüm ve raporlama programı FlexyTime çalışma ekiplerinin zamanlarını hangi işlerde harcadığını otomatik raporlar ile tespit edebiliyor.

l FluAI: Ürün, üst solunum yolu enfeksiyonu semptomlarına sahip bireylere boğaz görüntüsü ve

şikayetleri üzerinden AI destekli kişisel analiz ve öneriler veriyor.

l Marinspector: Bağlantı sorunlarına karşı dayanıklı video konferans tabanlı uzaktan teftiş ve yardım sistemi olan Marinspector, otomatik raporlama, güvenli iletişim, kanıta dayalı teftiş gibi anahtar özellikler içeriyor.

l MobilMed: Kalp rahatsızlığı olan hastaların evden EKG ölçümlerini doktorları ile paylaşmalarına imkan veren MobilMed; kalp hastalarının hastanelerde holter sırası bekleme sürelerini ortadan kaldırıyor.

l Nworkee: Bu mobil uygulama, B2B sınır ötesi ticaret yapanların ve yapmak isteyenlerin birbirleriyle eşleşip, doğrudan ve hızlı bir şekilde iletişim kurmalarını sağlıyor.

l Smart Meet: Canlı yayın ve online toplantı servisleri ile kurumların dijitalleşmesine yardımcı olacak yeni nesil görüntülü iletişim çözümlerini bulut marketlerde sunuyor.

l Xena Vision: Computer vision alanı özelinde kameralardan insan tespiti, insan aktivite tespiti, acil durum tespiti yapmak üzere geliştirilen bir teknoloji.

REJENERASYON-20 YOĞUN BİR MARATONUN ARDINDAN TAMAMLANDI

15

(16)

T TO H A B E R L E R

TTO’DAN FİRMALARA ÖZEL PATENT EĞİTİMİ

Teknopark İstanbul Teknoloji Transfer Ofisi (TTO), firma özelinde, patent konusunda farkındalığı artırmaya yönelik çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Özellikle tescil kültürünün oturması ve Ar-Ge mühendislerinin farkındalığının artması yönünde eğitimler düzenleyen TTO, genel bilgilendirmeye yönelik verdiği eğitimlerin dışında ihtiyaca yönelik konular özelinde de eğitimler veriyor.

Bu eğitimlerden sonuncusu Soylu Patent firmasının kurucusu Avrupa Patent Vekili Ekrem Soylu tarafından Altınay Havacılık ve İleri Teknolojiler firmasına verildi. 10 Eylül tarihinde gerçekleştirilen fikri ve sınai mülkiyet hakları eğitimi ile Ar-Ge mühendislerine

farkındalık kazandırılmaya çalışıldı.

TTO, düzenlediği bu eğitimlerle, firmaların Ar-Ge çalışmalarının tescil çıktılarını artmasını hedefliyor. İhtiyaca

yönelik eğitim düzenlemek veya bilgi almak isteyen firmalar, Teknopark İstanbul Teknoloji Transfer Ofisi ile iletişime geçebilirler.

TTO, fikri ve sınai mülkiyet hakları (FSMH) kapsamında Teknopark İstanbul bünyesinde yer alan Ar-Ge firmalarına, özel patent eğitimi veriyor. TTO, verdiği bu eğitimlerle hem Ar-Ge kültürünün gelişmesini hem de firmaların ortaya koydukları ürünlerin sayısını artırmasını hedefliyor.

ENDÜSTRİYEL TASARIM TESCİLİ

TEKNODESTEK PROGRAMINA DAHİL EDİLDİ

Teknopark İstanbul Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) TEKNODESTEK programı kapsamında sağlanan, patent ve faydalı model başvuru desteğine, 2020 ocak ayı itibarıyla endüstriyel tasarım tescilleri için yapılacak başvuruları

da ekledi. Günlük hayata ve çalışma dünyasına estetik, ergonomi ve kullanım kolaylığı sağlayan yeni görsellerin korunmasına yönelik yapılan endüstriyel tasarım tescilleri, tasarım sahibine verdiği tekel hakkının yanında 25 yıllık bir koruma da sağlıyor. Koruma süresince ürünü üretme, satma, ticari amaçla kullanma hakkı tescil sahibine ait olacak. Tasarım tescillerinde, yenilik oldukça önemli olup ürünlerin sadece görsel formlarını koruma altına alıyor.

Yenilik içeren tasarımların tescil durumunu değerlendirmek ve bilgi almak isteyen firmalar, Teknopark İstanbul Teknoloji Transfer Ofisi Sınai Mülkiyet Hakları birimi ile iletişime geçebilirler. TTO, 2020 yılı ocak ayı itibarıyla yedi Ar-Ge firmasına patent başvuru desteği, üç Ar-Ge firmasına endüstriyel tasarım tescili desteği verdi.

(17)

TTO, ULUSLARARASI ÇİMENTO TEKNOLOJİLERİ KONFERANSI’NA KATILDI

Teknoloji Transfer Ofisi ekibi ve Teknopark İstanbul bünyesinde faaliyet gösteren Plustechno firmasının kurucusu Doç. Dr. Özlem Akalın, Teknopark İstanbul’da yer alan Ar-Ge firmalarının ve girişimcilerin sektöre entegrasyonu ve iş birliği fırsatlarını yakalayabilmesi adına 16 Temmuz tarihinde İzmir’de gerçekleşen 7.

Uluslararası Çimento Teknolojileri Konferansı’na katıldı.

Ekip, konferans esnasında, Plustechno firmasının patentinin ticarileştirilmesi adına yürütülen çalışmalar kapsamında, Türkiye çimento sektörünün önde gelen kurum ve yöneticileri ile de görüşmeler gerçekleştirdi.

Bu kapsamda Doç. Dr. Özlem Akalın ile birlikte MedCem, Bursa Çimento, ÇİMKO, Aşkale Çimento ve Polisan Kimya yöneticileri ile görüşülerek, süreç hakkında bilgiler aktarıldı; görüş alışverişinde bulunuldu.

Teknoloji Transfer Ofisi (TTO), pandemi sürecinde Teknopark İstanbul’da yer alan Ar-Ge firmalarına ve girişimcilere video konferans ve diğer iletişim araçları ile ulaşarak desteğini sanal ortam üzerinden devam ettiriyor.

TTO, yılın üçüncü çeyrek döneminde gerçekleştirdiği etkinlik ve sunduğu hizmetlerle, girişimcilik ekosistemin kesintiye uğramadan hayata ve ekonomiye katma değer katmasına olanak sağladı. TTO; sanayi – sanayi iş birliği, üniversite – sanayi iş birliği, ulusal/uluslararası teşvik programları, sınai mülkiyet hakları ve kümelenme destekleri modülleri ile verdiği hizmetlerin yanında -sosyal mesafeyi koruyarak- firma ziyaretlerine de devam ediyor.

TTO’nun 3. Çeyrekte Ortaya Koyduğu Etkinlik ve Hizmetler:

l 24 firma ile sanayi - sanayi iş birliği kapsamında B2B görüşme organize edildi.

l 23 firma ile ulusal proje bilgilendirme toplantısı yapıldı, 11 firmaya ulusal proje desteği verildi.

l 5 firma ile üniversite-sanayi iş birliği bilgilendirme toplantısı yapıldı, 5 akademik danışmanlık hizmeti teklifi verildi.

l 31 firma ile uluslararası proje bilgilendirme toplantısı yapıldı, 2 firmaya uluslararası proje desteği verildi. 21 firma ile “uluslararası proje iş birliklerine” yönelik toplantı yapıldı.

l 47 firma ile patent konusunda bilgilendirme toplantısı yapıldı, 3 firmaya patent desteği verildi.

l 12 uluslararası küme iş birliği

toplantısı gerçekleştirildi.

l 19 ulusal küme iş birliği toplantısı gerçekleştirildi.

l İstanbul Denizcilik Kümelenmesi Koordinasyon toplantısı

gerçekleştirildi.

l 5 yapay zeka kümelenmesi toplantısı gerçekleştirildi.

l 2 yerinde firma ziyareti gerçekleştirildi.

l 7. Uluslararası Çimento Teknolojileri Konferansı’na girişimci bir firma ile birlikte katılım gösterildi.

l AB proje eğitimi düzenlendi.

l AB projesine partner statüsünde başvuru gerçekleştirildi.

TTO HİZMETLERİ ARALIKSIZ DEVAM EDİYOR

Teknoloji Transfer Ofisi, pandemi süresince verdiği online hizmetler ve düzenlediği etkinliklerle, Teknopark İstanbul bünyesinde yer alan Ar-Ge firmalarına kesintisiz destek vermeye devam etti.

17

(18)

TÜBİTAK BAŞKANI

PROF. DR. HASAN MANDAL

K A P TA N KÖ Ş KÜ

"COVID-19 TÜRKİYE PLATFORMU BİRLİKTE GELİŞTİRİYOR, BİRLİKTE BAŞARIYOR"

COVID-19 Türkiye Platformu çatısı altında salgının tedavisinde

kullanılabilecek 8 farklı aşı ve 10 farklı ilaç projesi gerçekleştirdiklerini ifade eden TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, favipiravir ham maddesini içeren

“Favicovir” adlı ilacın geliştirildiğini ve resmi ruhsatlandırma işlemlerinin tamamlanarak, tedavilerde kullanılmaya başlandığını söylüyor.

ÜBİTAK olarak, COVID-19’a karşı bilimsel ve teknolojik bir seferberlik başlattıklarını ifade eden TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr.

Hasan Mandal, bu seferberliğin bir yansıması olarak COVID-19 Türkiye Platformu’nu hayata geçirdiklerini söylüyor. Platform bünyesinde etki ve çözüm odaklı süreçler ve çalışmalar yürütüldüğünü aktaran Mandal,

“Platformumuzda şu an tedavi odaklı 10 ilaç projesi ve bağışıklık kazanılmasına yönelik sekiz proje bulunuyor” diyor.

Mandal, bu çalışmalardan birinin

“Favicovir” adı altında ruhsatlandırılarak, COVID-19 tedavilerinde kullanılmaya başladığını da ekliyor.

COVID-19 döneminde ortaya konan yerli ve milli teknolojilerin önemine de değinen Mandal, Türkiye’nin bu süreçte hem kendi yeterliliğini sağladığını hem de pek çok ülkeye yardım ettiğine dikkat çekerek, “Ülke olarak sahip olduğumuz bilimsel ve teknolojik kazanımları ülkemiz ve insanlık yararına değerlendirilerek etki sağlayan bir konumdayız” diyor.

T

(19)

TÜBİTAK olarak COVID-19 sürecini nasıl yönettiniz? Ne gibi yenilikler devreye alındı, mevcut çalışmalarda yeni bir yol haritası çizildi mi?

TÜBİTAK olarak COVID-19’a karşı bilim ve teknoloji temelli önemli bir seferberliği hayata geçirdik. Bu süreç içerisinde TÜBİTAK’ın yeni stratejik yaklaşımında önemli yeri olan birlikte geliştirme odaklı bir model için hazırlık yaparak süreçlerimizi yönettik. Virüsün salgına dönüşebilme ihtimalleri dünyada daha yeni ele alınmaya başlanırken, nitelikli bilgi ve insan kaynağına dayalı çıktı ve etki odaklı süreçler için önem taşıyan birlikte geliştirme modelini temsil eden COVID-19 Türkiye Platformu’nun planlamasını sağladık. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın himayelerinde ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü’nün koordinatörlüğünde aşı ve ilaç geliştirme süreçlerine yönelik kapsamlı bir platform oluşturduk.

Platformumuzda şu an tedavi odaklı 10 ilaç projesi ve bağışıklık kazanılmasına yönelik sekiz proje bulunuyor.

COVID-19 Türkiye Platformu’nda 32 farklı üniversiteden 118 araştırmacı, sekiz özel sektör kuruluşundan 38 araştırmacı, dokuz kamu Ar-Ge biriminden 67 araştırmacı ve 167’si STAR bursiyeri olmak üzere 213 bursiyerimiz yer alıyor.

49 farklı kurum ve kuruluştan toplam 436 araştırmacımız var gücüyle aşı ve ilaç geliştirme odaklı birbirinden değerli projelere katkılar sağlıyor. Bu açıdan baktığımızda ülkemizin Ar-Ge ve yenilik ekosistemi için önemli bir kazanımı, küresel salgın döneminin zorlukları içerisinde gerçekleştirdik.

Yüksek teknoloji alanlarında devreye aldığımız Yüksek Teknoloji Platformları ve Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması gibi yeniliklerimize salgın döneminde zorluklara karşı hız kazandırdık.

Birlikte geliştirme odaklı modellerimizi salgın döneminde COVID-19 Türkiye Platformu’na yönelik yeni bir yol haritası çizilmesi için değerlendirdik.

Salgın döneminde hız verdiğimiz yenilikleri de üç temel başlıkta özetlemek isterim. Birincisi, ortak bir güçlük karşısında ekosistemi seferber eden birlikte geliştirme yaklaşımına dayalı

ekosistemin birlikte başarma odağında koordine edilmesidir. Burada COVID-19 Türkiye Platformu’nda sağladığımız koordinasyonun önemli bir yeri bulunuyor. İkincisi, COVID-19’a karşı mücadelede ekosistem aktörlerinin sürece dahil olmasını ve ekosistem seferberliğinin güçlendirilmesini sağlayan hızlı çağrılarıdır. Bu yenilik aracılığıyla da COVID-19 Türkiye Platformu’nun içerdiği ekosistem seferberliğini çeşitli destek programları altında açılan hızlı çağrılarla güçlendirdik. Bu çağrıların kapsamı tanı kitleri ve sistemleri ile sosyal ve beşeri bilimler alanına kadar uzanmıştır.

Örneğin, “COVID-19 ile Mücadeleye Yönelik Çağrı” başlığı altında açılan KOBİ odaklı çağrımıza bir haftalık sürede 444 firma tarafından 446 başvuru aldık.

Alınan başvurular iki haftadan daha kısa bir sürede değerlendirildi ve 35 proje 13,4 milyon TL bütçeyle desteklendi.

Projelerde hızlı ve güvenilir tanı kitleri, yoğun bakım öncesi veya yoğun bakım sırasında yardımcı olabilecek cihazlar için yenilikçi tasarımlar, çeşitli özellikleri olan kameralar ile erken teşhis ve takip aşamaları için yapay zeka tabanlı çözümler, akıllı sağlık, teletıp uygulamaları ve destek sistemleri geliştiriliyor. Dezenfektan sentezi ve üretimi, yenilikçi maskeler, malzemeler ve koruyucu elbiseler de yine diğer ürün odaklı proje alanlarıdır. İlk üç ay içerisinde çağrı altında desteklenen projelerden ilk ticari ürünü elde ettik.

Ekosistemden gelen talepler doğrultusunda açtığımız Stajyer Araştırmacı Burs Programı (STAR) çağrımızda da genç insan kaynağımızı

sürece dahil ettik. Çağrının açık olduğu 12 günde 70 farklı projede görev almak için başvuruda bulunan 340 bursiyer adayından yüzde 88’i desteğe hak kazanarak 118’i lisans, 85’i yüksek lisans, 70’i doktora öğrencisi ve 27’si doktora sonrası araştırmacımız, COVID-19 ile ilgili projelerde katkılarını ortaya koyuyor.

STAR bursiyerlerimiz aşı, ilaç, tanı kitleri, tedavi yöntemleri, dezenfektan üretimi, biyomedikal, tıbbi maske, biyoinformatik ve tıbbi tekstil alanlarındaki projelerde önemli görevler alıyor.

Sistemik güçlük içeren salgın dönemi ve sonrası için sosyal ve beşeri bilimlerin katkısının artırılması adına

“COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler” başlığı altında bir çağrı açtık. Çağrının açık olduğu 15 günde ülkemiz içerisinden 680 ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden iki başvuru aldık.

Bunlardan 102 proje için destek kararı verilerek salgına karşı mücadelemiz güçlendirildi. Ayrıca, girişimcilik boyutunda TÜBİTAK 1512 Bireysel Genç Girişim (BiGG) programında üç uygulayıcı kuruluşun hızlandırıcı programına ek bütçe tahsis edilerek 30 iş fikrini destekledik.

Hızlı olarak açılan çağrıların dışında TÜBİTAK’ın devam eden programları altında desteklenen COVID-19 odaklı projelerimiz de bulunuyor. Örneğin, COVID-19’un erken aşamada tespit edilmesine yönelik PCR yöntemine alternatif olan yenilikçi bir tanı kiti geliştiren araştırma ekibimiz, TÜBİTAK 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı

19

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın himayelerinde ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü’nün koordinatörlüğünde aşı ve ilaç geliştirme süreçlerine yönelik kapsamlı bir platform

oluşturduk. Platformumuzda şu an tedavi odaklı 10

farklı ilaç ve bağışıklık kazanılmasına yönelik sekiz

farklı aşı projesi bulunuyor.

(20)

K A P TA N KÖ Ş KÜ

kapsamında destekleniyor.

Paylaştığım tüm bu gelişmeler, ekosistemimizde çıktı ve etki odaklı süreç yönetimi için çok değerli gelişmeler sağladı. Üçüncü yenilik de zamana karşı yarış içerisinde Ar-Ge ve yenilik süreçlerinin hızlandırılması ve bilimsel iletişim ortamlarının artırılması için sanal imkanların değerlendirilmesi oldu.

COVID-19 Türkiye Platformu; aşı, ilaç, tanı kitleri ve sistemleri odaklı düzenlediğimiz iki sanal bilimsel konferansımız, toplam 170 bin kişi tarafından canlı izlendi.

COVID-19 Türkiye web portalımız da 3 milyon ziyaretçi alarak süreç genelinde katkılar sağlıyor.

TÜBİTAK bünyesindeki aşı

çalışmalarından nihai sonuca ulaşmak üzere olan var mı? Geçtiğimiz aylarda

“Favipiravir”in yerli versiyonun ruhsatlandırma aşamasına geldiği basına yansıdı. Bununla alakalı gelişmeler nedir?

Dünyada üzerinde çalışılan farklı aşı teknolojilerinin hepsi, COVID-19 Türkiye Platformu’nun toplam sekiz farklı aşı geliştirme projesi kapsamında kullanılıyor ve aşı adayları konusunda dünya ile yarışıyoruz. Aşı adaylarımız, Dünya Sağlık Örgütü’nün aşı adayları listesinde temsil ediliyor. COVID-19’a karşı yerli aşı geliştirme sürecine odaklanan sayılı ülkeler arasında yer alıyoruz. En son 20 Ağustos tarihinde güncellenen listede de yerli aşı adayı geliştirme paylarına göre ülkemizin üçüncü ülke olarak yer aldığını görüyoruz. Aşı geliştirme süreçlerimizde inaktif aşı, adenovirüs aşısı, rekombinant spike proteini aşısı, peptid aşısı, virüs benzeri parçacıklara dayalı aşı, DNA aşısı, mRNA aşısı ve ayrıca dünyada ilk kez geliştirilen ASC zerrecik teknolojisine dayalı rekombinant aşı adayı olacak şekilde sekiz farklı aşı teknolojisi geliştiriyoruz. Her bir aşı teknolojisi farklı yöntemlere dayalı olarak SARS-CoV-2 virüsüne karşı bağışıklık kazanılmasını hedefliyor. Bu önemli hedef doğrultusunda da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından paylaşıldığı üzere iki aşı adayımızda hayvan deneylerini başarıyla tamamladık. Nihai sonuca ulaşılarak COVID-19’a karşı etki oluşturması yolunda

kısa süre içerisinde üretim ve klinik araştırmaların başlatılması aşamaları için çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.

Sağlık Bakanlığımızla beraber iş birliği içerisinde çalışıyoruz.

COVID-19 Türkiye Platformu’nun 10 ilaç geliştirme projesinde de önemli gelişmeler elde etmeye devam ediyoruz.

Bu süreç içerisinde elde ettiğimiz önemli kazanımlarımızdan biri, ülkemizin artık etken malzemeye ihtiyaç olmadan ilaç sürecini yönetebilen bir ülke haline gelmesidir. Hekimlerimiz tarafından kullanılan tedavi yöntemleri arasında önemli bir yeri olan ve Favipiravir etken maddesini içeren ilaçların yerli ve milli sentez ve üretim yetkinliklerimizin birleşmesiyle artık ruhsatlı, ticari bir ürün olduğunu paylaşmaktan gurur duyuyorum. Favipiravir baştan sona sekiz basamak içerecek şekilde yerli ve milli olarak sentezlenmesinde üstün üniversite-sanayi iş birliğiyle Favipiravir ham maddesini içeren “Favicovir” adlı ilacı geliştirmiş bulunuyoruz. Resmi ruhsat işlemleri de tamamlanarak ülkemizde COVID-19’a karşı tedavi süreçlerinde kullanılmaya başlandı.

Benzer başarıları diğer etken maddeler için de elde ediyoruz. Kimyasallardan ve sentetik işlemlere dayalı olarak oluşturulan ilaçların ötesinde ayrıca biyoteknolojik ilaç yöntemlerini ele alıyoruz. Orijinal molekülden başlayarak dünyadaki ilk ilaçlardan birini de geliştiriyoruz. Hayvan deneyleri başarılı bir şekilde tamamlandı. Rekombinant DNA teknolojisi olan gen klonlanması yöntemini içeren tedavi odaklı ilaç geliştirme süreçleri arasında nötralizan COVID-19 Türkiye Platformu

18

bünyesinde geliştirilen aşı ve ilaç projesi

Türkiye’nin dünyada yerli

3

aşı geliştirme projeleri listesindeki yeri

MİLYAR TL 2,3

TÜBİTAK'ın son beş yılda sağlık alanında sağladığı Ar-Ge desteği

2.960

TÜBİTAK'ın son beş yılda sağlık alanında desteklediği

Ar-Ge projesi sayısı

Favipiravir ham maddesini içeren “Favicovir” adlı ilacı geliştirmiş bulunuyoruz. Resmi ruhsat işlemleri de tamamlanarak ülkemizde COVID-19’a karşı tedavi süreçlerinde kullanılmaya başlandı.

Üniversite

32

COVID-19 TÜRKİYE PLATFORMU

Özel sektör

8

Kamu Ar-Ge

9

Birimi

436

Araştırmacı

213

Bursiyer

(21)

21 rekombinant antikorların geliştirilmesi

projemizde de hayvan deneylerinde yüksek antikor üretimi yanıtının elde edilmesini başardık.

COVID-19’un tetiklediği küresel patent mücadelesini nasıl değerlendirirsiniz?

Bünyenizde ve iş birliği yapılan çalışmalardan kaçı patentlendirildi?

Patenti alınan bu işlerin/ürünlerin ne kadarı üretim ve ihraç sürecine girebildi?

COVID-19 Türkiye Platformu’nun çıktı ve etki odaklı aşı ve ilaç geliştirme süreçlerinde patent aşaması da önem taşıyor. Bazı proje araştırmacılarımız, patent sahibi oldukları bilgi

birikimlerinden yola çıkarak COVID-19’a karşı aşı ve ilaç geliştirme süreçlerini yürütüyorlar. Bu süreçlerin sonucunda da yine fikri ve sınai mülkiyet haklarına tabii olan teknolojilerin elde edilmesi ve ilgili kurumlarca paylaşılması söz konusu.

Bu açıdan bakıldığında COVID-19 Türkiye Platformu'nun kazanımlarının potansiyeli çok yüksek. Teknoloji geliştirme süreçleri açısından önemli bir örnek olan yerli ve milli solunum cihazımızı da bu açıdan ele almak isterim. Sağlık alanında son beş yılda 2,3 milyar ile desteklediğimiz toplam 2 bin 960 Ar-Ge projesi bulunuyordu.

Bunların arasında 755 aşı ve ilaç 516 da tanı kitleri dahil tıbbi cihaz projesi yer alıyordu. Bataryalı oksijen konsantratörü, taşınabilir, ergonomik solunum terapi cihazı ve akciğer basıncının takibi için yeni nesil solunum devreleri hastanelerimiz tarafından kullanılıyordu. Yerli ve milli

solunum cihazımız ise 14 günde 100’den fazla üst düzey mühendisin yoğun çabalarıyla seri üretime alındı. Cihazımız mevcut durumda 8 binden fazla üretilerek hem kendi ülkemizde hem de dünya genelinde 15 ülkeye ihraç edildi. Teknoloji kullanan değil, teknoloji üreten ve takip eden değil, takip edilen bir ülke olarak sahip olduğumuz bilimsel ve teknolojik kazanımları ülkemiz ve insanlık yararına değerlendirilerek etki sağlayan bir konumdayız.

Salgın ile mücadelede en büyük destek teknoparklar, Ar-Ge merkezleri ve kuluçka merkezlerinden geldi.

TÜBİTAK olarak bu kurumlarla ne gibi çalışmaların içinde yer aldınız, nasıl teşvik ve destekler sundunuz?

Ar-Ge yetkinliklerimizin özel sektör ve üretim yetkinlikleriyle buluştuğu bu altyapılarımız ve teknoloji sağlayıcılarımız için COVID-19’a karşı hızlı çözümlerin geliştirilmesi ve üretilmesinde sayısız örneklerin verilmesi mümkün. Biyosensör ve tanı kitlerinin üretilmesinden biyolojik mücadele robotuna, uzaktan eğitim çözümlerinden biyobanka yönetim sistemine, akıllı sağlık sistemlerinden otomotiv sektörüne ait basınç ölçüm sistemine ve ayrıca binlerce koruyucu siper üretilerek sağlık personellerinin hizmetine sunulması, 3 boyutlu yazıcı ile kişisel koruyucu donanımların üretilmesi ve daha nicelerine kadar uzanan, çözümün bir parçası olan örnekler bulunuyor. Teknoloji Transfer Ofislerimiz dahil olmak üzere tüm ekosistem aktörlerimizin çabalarını yakından teşvik ettik ve paydaşlarımızla farklı etkinlikler aracılığıyla bir araya geldik.

Yeni imkanlar açısından da salgın döneminde iki yeni çağrı başlattık.

2023 HEDEFİ: SAVUNMA SANAYİİNDE %75 MİLLİLİK

Ülkemizin Milli Teknoloji Hamlesi’ni şekillendiren savunma sanayiinin başarılarını sağlık alanı dahil olmak üzere diğer alanlarda da yaygınlaştırma çabası içerisindeyiz. Aynı zamanda savunma sanayiinde 2023 yılına kadar yüzde 75 olması hedeflenen yerlilik oranını destekleyecek adımlar atıyoruz. Ağustos ayında gerçekleştirdiğimiz TÜBİTAK Mükemmeliyet Merkezleri açılış töreninde paylaştığımız yedi kritik altyapımızın içerisinde TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE) bünyesindeki Çevresel Test Merkezi ve Ar-Ge hizmet binası da yer aldı. Bu altyapılar, savunma sanayii ve özel sektörün önemli testlerinin uluslararası askeri ve sivil standartlarda gerçekleştirilmesini ve koordinasyon içerisinde takip edilmesini sağlıyor. Türk silahlı kuvvetlerimizin envanterine giren yeni teknolojilerimiz de bulunuyor. En son örnekler içerisinde milli ve özgün olarak geliştirilen, performans testlerini başarıyla geçen katlanabilir metal mayın detektörü Ozan yer alıyor. Yapay zeka ve artırılmış gerçeklik gibi geleceğin teknolojilerinde de başarılı olan girişimcilik örneklerimiz bulunuyor.

Yeni teknolojilerin sağladığı fırsatları değerlendiren ekosistem aktörlerimiz dahil olmak üzere savunma sanayiinde girişimci aktörlerimizin ve özel sektörümüzün başarıları oldukça yüksek. Bu süreçlere katkı sağlayan tüm ekosistem aktörlerimize teşekkürlerimi sunuyorum.

Salgın sonrası için sosyal ve beşeri bilimlerin katkısının artırılması için “COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler”

olarak bir çağrı açtık, toplamda 682 başvuru aldık.

(22)

K A P TA N KÖ Ş KÜ

Bunlar Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri için KOBİ Destekleme (Sipariş Ar-Ge 2020) Çağrısı ve Patent Tabanlı Teknoloji Transferi Destekleme (Patent Lisans 2020) Çağrısı olarak gerçekleşti. Sipariş Ar-Ge 2020 çağrımızda KOBİ’lerin çıktı ve etki odaklı Ar-Ge projeleri, ticarileştirme talepleri olan “müşteri kuruluş” eşliğinde geliştirilecek. Yerli ve milli solunum cihazı başarımızda olduğu gibi değer zinciri boyunca birlikte geliştirme imkanlarının yakalanmasının da önü açılacak. Patent Lisans 2020 çağrımızda üniversite, araştırma kurumları ve teknoloji geliştirme bölgelerinde geliştirilen patentli teknolojilerin sanayiye aktarılmasını sağlayacağız.

Teknoloji veya teknolojilerde hak sahibi olan en az bir kuruluşu, ilgili gelişmeyi edinecek olan müşteri kuruluşla bir araya getireceğiz. Her iki çağrı, ekosistemde teknoloji transferi için önem taşıyor.

TÜBİTAK’ın odaklarından birini de genç girişimciler oluşturuyor. TÜBİTAK BİGG+ programı bugüne kadar nasıl bir farkındalık oluşturdu, genç girişimcilik ve KOBİ’ler nezdinde? Teknopark İstanbul ile TÜBİTAK BİGG+ desteğinde başlattığınız mentorluk programı Ar-Ge ekosistemine ve teknoparklara nasıl bir fayda sunacaktır? Teknopark İstanbul ile başka projeler olacak mı?

En güncel yıllık verilere baktığımızda 2019 yılında 2 bin 400’ü KOBİ olmak üzere 3 bin firmanın 4 bin 300 projesi, 166 farklı üniversitenin 5 bin 427 Ar-Ge projesine destek verdik.

Girişimcilerimizin yaklaşık 600 projesi için de destek sunduk. Farklı aşamalardan oluşan fikirden pazara uzanan TÜBİTAK Bireysel Genç Girişimci (BİGG) programı kapsamında Ar-Ge ve yenilik projeleri desteklenen KOBİ’ler için TÜBİTAK BİGG+ Mentor Arayüzü çağrımızı da açtık. Aldığımız 29 başvurunun içerisinde uygun bulunan 11 mentor ara yüz kuruluşumuzu destekledik.

Bu çağrı kapsamında desteklenen Teknopark İstanbul daha önceden Teknoloji Transfer Ofislerine yönelik TÜBİTAK 1601 çağrısı kapsamında da desteklenen bir kuruluşumuzdur.

Ayrıca diğer başarılarıyla birlikte Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması (SAYEM) Birinci

Faz desteği kapsamında desteklenen araştırma programları içerisinde yer alan bir aktörümüzdür. TÜBİTAK BİGG+ çağrısı aracılığıyla Teknopark İstanbul dahil olmak üzere 11 mentor ara yüz kuruluşumuz tarafından ticari olgunluk seviyesinde ve Ar-Ge ve yenilik kapasitesinde artış için faaliyetlerde bulunuluyor. Ticari olgunluk seviyesinde artış için ürün geliştirme aşamasında olan firmalara, satış yapması ve satış geliri olan firmaların pazar çeşitliliği sağlaması ve ihracat yapması için yön veriliyor. Ar-Ge ve yenilik kapasitesinde artış için de yenilik alanındaki

faaliyetlerin sürekliliğinin sağlanması ve yenilik faaliyetlerinin kurumsal olarak yürütülmesi için destekleyici hizmetler veriliyor. Böylece, girişimcilik aşamasından KOBİ düzeyine ulaşan genç girişimcilerimiz dahil olmak üzere KOBİ’lerimizde ciroda artış, pazar payında artış, yeni pazarlara giriş ve yurt dışına satış ya da mevcut yurt dışı satışlarında artış için önemli düzeyde farkındalık oluşturuluyor.

Daha geniş olarak baktığımızda da yenilik ve girişimcilik alanlarında kapasite artırılmasına yönelik TÜBİTAK 1601 Programı'nın Teknoloji Transfer Ofisleri çağrıları kapsamında toplam beş çağrıda alınan 77 başvurudan 37 projeyi 44 milyon TL ile destekledik. Doğrudan TÜBİTAK 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı'nın dört çağrısında

da 109 başvurudan 30 Teknoloji Transfer Ofisi’ni 216 milyon TL ile destekledik. Bu çağrılardan farklı olarak TÜBİTAK BİGG+

çağrısı KOBİ’lerimize yönelik mentor ara yüz ağını güçlendiriyor.

2020 ve sonrasına dair öngörü ve beklentileriniz nelerdir? Salgın sürecinin hız kazandırdığı dijitalleşme, girişimcilik ve bilimsel çalışma alanları yeni dönemde nerede duruyor olacak?

Yakın zamanda Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından yayımlanan bir raporda COVID-19’a karşı toplumu güçlendiren bilimsel ve teknolojik çözümler özetlendi.

Bu çözümler içerisinde bilgi yönetimi, tespit ve sınırlama, sağlık hizmetinin güçlendirilmesi, tıbbi çözümlerin hızlandırılması, ekonomik dayanıklılık ve siber güvenlik gibi alanlar yer aldı. Ayrıca, 2025 yılına doğru baktığımızda yapay zeka tabanlı imalat, geniş kapsamlı enerji dönüşümü ve kuantum hesaplama gibi teknolojik eğilimler de ortaya koydu.

Yine bu kapsamda 5G teknolojisinin küresel ekonomiyi geliştirmesi, kanser yönetiminde yeni bir normal, robotik perakende, fiziksel ve sanal alanların yakınsaması, bireylerin sağlık hizmetinin merkezine konulması ve sağlıkta paradigma olarak diyet yoluyla önlemeye geçiş gibi eğilimler de yer alıyor. Toplam 17 teknolojik eğilim içerecek şekilde tıpta yeni bir dönem, dijital ikizler tarafından desteklenen temiz bir enerji devrimi, yüzeylerde gizlenen mikroskobik sırların anlaşılması, makine öğrenimi ve yapay zeka ile karbon-ağır endüstrilerde sıfır karbon veya karbonsuzlaştırma, gigaton ölçeğinde karbondioksit yakalama ve tutma ile iklim değişikliğinin tersine çevrilmesi ve gizlilik için öncelik gibi gelişmeler de vurgulanıyor. Tüm bunları dikkate aldığımızda, salgın döneminde ön plana çıkan teknolojik eğilimler gelecek yıllarda da hız kazanmaya devam edecek. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda ele alınan gelişmeler çerçevesinde de döngüsel ekonomi dahil olmak üzere salgında olduğu gibi sistemik güçlük içeren sorunların Ar-Ge ve yenilik tabanında fırsata dönüştürülmesi söz konusu olacak. Ülkemiz gibi süreç yönetiminde güçlü olan ekosistemler ön plana çıkabilecek.

Siz dilemeye devam edin.

Biz de yenilikler yapmaya...

Yeniliklerimiz, şehirlerin daha az enerji kullanmasına, soluduğumuz havanın daha temiz olmasına

ve de elektrikli taşımacılığı yaygınlaştırmaya yardım eder.

İşte bu yüzden, BASF’de, gelecek konusunda iyimseriz.

Daha fazla bilgi için:

wecreatechemistry.com

(23)

Siz dilemeye devam edin.

Biz de yenilikler yapmaya...

Yeniliklerimiz, şehirlerin daha az enerji kullanmasına, soluduğumuz havanın daha temiz olmasına

ve de elektrikli taşımacılığı yaygınlaştırmaya yardım eder.

İşte bu yüzden, BASF’de, gelecek konusunda iyimseriz.

Daha fazla bilgi için:

wecreatechemistry.com

(24)

T E K N O LOJ İ D E K A D I N

Yerli üretimin öneminin pandemi süreci ile beraber daha hassas bir noktaya ulaştığını ifade eden Prof. Dr. Dilek Kazan, faaliyette bulundukları biyomühendislik ekosistemi

içinde tamamıyla yerli ürünler ortaya koyarak, bu üretimin sanayi-teknopark ve üniversite üçgeninde bir faydaya dönüşmesine katkı sunmasını amaçladıklarını söylüyor.

armara Üniversitesi biyomühendislik bölümünde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Dilek Kazan, üniversite bünyesinde gerçekleştirdiği akademik çalışmaları somutlaştırmak adına 2019 yılında Teknopark İstanbul’da BacPolyZyme (BPZ) biyomühendislik firmasını kurdu ve sonrasında çalışma arkadaşı Dr. Orkun Pinar firmaya ortak oldu.

Biyomühendislik alanında ürettiği yerli biyopolimeri farklı sektörlere entegre eden firmanın, bu ekosistem içinde faaliyet göstermenin yanında pazardaki yerli üretimi artırıp yabancı markalara ve ithalata olan bağımlılığı azaltma hedefi de bulunuyor. Pandemi sürecinin yerli üretimin ne kadar hassas bir konu olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Kazan, ortaya konan bilimsel çalışmaların ticarileşmesi için verilen teşviklerle bunun başarılabileceğini söylüyor ve

“Pandemide bir ülkenin kendi kendine yetebiliyor olmasının ne denli önemli olduğunu da gördük. Bundan sonraki süreçte yerliliğin artan şekilde önem kazanmasını bekliyorum” diyor.

Kuruluşunuzun üzerinden geçen iki senenin ardından firmanız şu an nerede duruyor? Pandemi bu konumlanmayı nasıl etkiledi, globale açılma noktasında ne gibi bir yol haritanız bulunuyor?

KOSGEB Ar-Ge inovasyon desteği ile 2019 yılının başında kurulduk ancak benim Teknopark İstanbul içindeki

faaliyetlerim 2018’in mart ayında başladı. Geçen süre zarfında KOSGEB’in desteği ile altyapımızı tamamladık ve böylece etkin bir yere geldik. Kuruluş hedefimiz bir biyopolimer üretimiydi.

Bunu tamamıyla yerli üretimimizle ve yerli mikroorganizmamızla, prototip şeklinde üretmeyi başardık. Yerli biyopolimerlerimizi farklı alan ve sektörlere entegre etmeye çalışıyoruz.

M

"YENİ SÜREÇTE YERLİLİĞİN ÖNEMİNİ ARTIRMASINI BEKLİYORUM"

PROF. DR. DİLEK KAZAN

BACPOLYZYME KURUCUSU

Referanslar

Benzer Belgeler

Hasta transferinde COVID-19 tanılı veya yüksek şüpheli hastalar için ameliyat kararı alındığı takdirde, hastalar kon- tamine hastalar için ayrılmış ameliyat odalarına,

Aralık 2019 tarihinde Çin’de başlayan “ağır akut solunum sendromu koronavirüs 2”nin (“Severe acute respiratory syndrome coronavirus 2”, SARS-CoV-2) neden olduğu

 Otel içerisinde bulunan kuaför, market, SPA ve su sporları merkezine sosyal mesafe korunarak misafir kabul edilecektir..  Kuaför, market, SPA ve su sporları merkezinde

Evet, durum gerçekten de bu şekildedir fakat yeni olacak olanın nereye evrileceği, yeni oluşacak sistemde nere- de ve nasıl yer alınması gerektiği, oluşan bu yeni durumdaki

*Coronavirus disease 2019 (COVID-19): a clinical update.. Covid- 19

COVID-19 salgınında yerel yönetimlerin önemini tartışmak adına bu çalışma kapsamında da temel olarak “Uluslararası arenada ve Türkiye’de nü- fusun büyük bir kısmına

O sırada Hızır bir şövalyenin bacağına sa- vurduğu kılıç darbesinden sonra diğer şöval- yeye koştu.. Onun da

Şafak Group Metal bu doğrultuda sürekli gelişecek ve her gün kendini yenileyerek, size her gün farklı bir bakış açısı, farklı bir deneyim sunacaktır. Hedefimiz her