• Sonuç bulunamadı

Sistolik Kan Basıncı Toparlanma Oranı ile Miyokard Perfüzyon ~ozukluğu Varlığı ve

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sistolik Kan Basıncı Toparlanma Oranı ile Miyokard Perfüzyon ~ozukluğu Varlığı ve "

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk Kardiyol Dern

Arş

1997; 25:275-280

Sistolik Kan Basıncı Toparlanma Oranı ile Miyokard Perfüzyon ~ozukluğu Varlığı ve

Genişliği Arasındaki Ilişkinin

Stres~Redistri~üsyon-Reinjeksiyon Tl-201 Sintigrafisiyle Incelenmesi

Uz. Dr. Mehmet AKSOY, Dr. Niyazi GÜLER, Uz. Dr. Metin GÜRSÜRER, Dr. Ayşe E. PlNARLI, Dr. Mehmet EREN, Uz. Dr. Turgut SiBER, Doç. Dr. Kemal YEŞİLÇİMEN, Uz. Dr. Tezer ULUSOY, Uz. Dr. Birsen ERSEK

Siyanıi Ersek Göğiis Kalp Damar Cerrahisi Merkezi, İstanbul

ÖZET

Egzersiz

sonrası

sisto/ik kan

basıncmdaki azalmanın

ge- cikmesi anormal

yanıt

olarak kabul

edilmiştir. Çalışma­

mızda.

egzersiz

sonrası

sisto/ik kan

basmcındaki azalmayı yansıtan

bir bulg11 olan sisto/ik kan

basmcı

toparlanma oram (SKBTO) ile m iyokard

peıfiizyon bozukluğu varlığı

ve

genişiiRi

arasmdaki

ilişki

stres-redistribiisyon-reinjek- siyon T/-201 sintigrafisiyle

ardışık

265 olguda

araştmldı.

Toparlanma dönemi 3. dakika sisto/ik kan

basıncımn

zir- ve egzersiz sisto/ik kan basmcma bölünmesiyle SKBTO

değerleri

elde edildi. T/-201 sintigrafisi

somıcıma

göre ol- gular,/. Normal (n=98), ll. Yalmz geçici defekt göriilen- ler (iskemi grubu, n=98). lll. Yalmz

cansız kalıcı

defekt göriinlenler (nekroz gr11b11, n=32), IV. Geçici,

canlı

ve

cansız kalıcı

defekt öriilenler (

kanşık

gr11p, n=45) olarak dörde

ayrıldı.

Ortalama SKBTO

değerleri

/.'de 0.84±0.13, //.'de 0.92±0.12, 1//.'de 0.91±0.12, IV.'de 0.93±0.17 b11lundu. Normal olgular ile hasta gr11plar ara- smda

anlamlı

fark saptamrken, hasta üç

grubwı

kendi arasmda

anlamlı

fark görülmedi. Miyokard

peıfüzyon

bo-

ZIIkluğu

riskinin

arllığım

gösteren SKBTO

değeri alıcı-iş­

lemci

eğrisiyle

?.0.90 olarak belirlendi; bu

değere

göre anormal SKBTO'mn

duyarlılığı

% 59,

özgiilliiğii

% 63,

doğmluğu

da % 61

saptandı.

Eg:ersizle

oluşan

ST çökme- sinin ise

duyarlılığı

%64,

özgiilliiğii

% 73,

doğruluğu

% 68 bulundu (SKBTO ile

karşılaştınldığwda

p=AD,

?<0.01, ?<0.05). ?.5 segmentte

geniş

peıfiizyon bowklu-

ğu olanların

SKBTO ortalama 0.95 ±0.13, 1-4 segmentin- de

peıfii:yon bowkluğu

olanlarm 0.90 ± 0.14 bulundu ve aralarmda

anlamlı

fark göriildii (p=0.007). Ancak

doğru­

sal

bağmtıyla değerlendirildiğinde peıfiizyon bozukluğu

göriilen segment

sayısı

ile SKBTO

değeri

arasmda

zayıf­

orta derecede bir

ilişki saptandı

(r=0.34). Sonuç olarak, anormal SKBTO'mn miyokard nekrozu veya iskemisine

bağlı olduğu,

miyokard

peıfiizyon bozukluğu varlığı

ve

genişliğini

göstermedeki

değerinin sımrlı olduğu kamsına varıldı.

Analıtar

kelime/er: Sisto/ik kan

basmcı

toparlanma ara-

lll,

egzersiz T/-201 SPECT

Alındığı

tarih: 24 Ocak, revizyon 27

Mayıs

1997

Yazışma

adresi: Sofular Mah ..

Kızıaşı Kızanlık

Cad. No: 4/5

Müftüoğlu

Apt. 34260 Fatih, Istanbul Tel: (0 212) 534 46 13

Egzersiz le oluşan ST -segment çökmesi koroner arter

hastalığı

(KAH) tanısı ve prognozunun belirlenıne­

sinde en

sık

kullanılan noninvazif değerlendirme

yöntemidir. Ancak duyarlılık ve özgüllüğünün nis- beten düşük oluşu

(1-3)

başka parametrelerin ortaya

konmasına yönelik çabaları arttırmıştır. Bu amaçla ortaya atılan sistolik kan

basıncı

toparlanma oranı

(SKBTO),

toparianına

dönemi 3. dakika sistolik kan

basıncının

z irve egzersiz sistolik kan basıncına bö- lünmesi ile kolaylıkla elde ed ilen ve egzersiz

sonrası

sistolik kan basıncındaki azalmayı yansıtan bir bul- gudur. Egzersiz

sonrası

sistolik kan

basıncında

görü- len

azalmanın

gecikmesi anormal

yanıt

olarak kabul

edi

lmiş

ve yapılan çalışmalar bu bulgunun KAH ta-

nısı

ve prognozunun belirlenmesinde faydalı bir kri- ter olduğunu

göstermiştir

(4-9).

Koroner anjiografi ile yapılan bu

çalışmalarda

anor- mal SKBTO, egzersizle oluşan iskemi sonucu bozu- lan sol ventrikül fonksiyonlarının toparlanma dönc- mind e eski haline dönmesine bağlanmıştır (6,7). An- cak koroner anjiografi miyokard perfüzyonunu do-

laylı

olarak gösterir, fizyoloj ik olarak risk al tı n da bulunan alanı, miyokard iskemisini doğrudan ayırt

edemez (10,11). Thallium-201 (Tl-20 1) siııtigrafi si bu konuda

geçerliliği kanıtlanmış

olan bir yöntenıdir.

Miyokard perfüzyon

bozukluğu

varlığı ve

genişl

iğini

göstererek KAH'nın noninvazif tanı ve prognoz de-

ğerlendirmesine imkan sağlar (12). Ayrıca miyokarcl

canlılı ğının değerlendirilm esinde pozitron emission

tonıografiye

yakın sonuçlar

sağl

ayarak tedavinin yönlendirilmesinde önem li rol oynar

(13),

SKBTO'nın Tl-201 sintigrafisi ile değerl endirilmesi­

ne ait planar görüntüleme kullanılarak yap

ılan çalış-

(2)

Türk Kard(vol Dem

Arş

/997; 25:275-280

malarda anormal

yanıtın

miyokard iskemisinden kaynak

lanabileceği < 14),

yüksek S KB TO

değerlerinin

daha

geniş

miyokard perfüzyon

bozukluğu alanlarıy­

la

ilişkili olduğu gösterilmiş (15)

ve bu bulgunun di- ğer egzersiz testi parametrelerinin "tanı ve prognoz

değerini

önemli ölçüde

arttıracağı

ileri

sürülmüştür {14,15)_

Biz de single-photon emission computed to- mography (SPECT) görüntüleme ve Tl-201 reinjek- siyonu yöntemi kullanarak

yapmış olduğumuz çalış­

mamızda,

SKBTO ile miyokard perfüzyon bozuklu-

ğu varlığı

ve

genişliği arasındaki ilişkiyi

incelerneyi

amaçladık.

MA TERYEL ve METOD

Çalışmaya

nükleer kardiyoloji

laboraıuvarına

KAH nede- niyle, egzersiz Tl-20 1 sintigrafisi

yapılmak

üzere gönderi- len 92

kadın,

173 erkek,

yaş ortalaması

56±9

(yaş aralığı

32-76) olan,

ardışık

265 olgu dahi l edildi. Valvüler kalp

hastalığı,

kardiyomiyopat i, sol da bloku,

diğer

ileti bozuk-

lukla~ı

ve

sık

ektopik

vurus~

olanlar ile son 2 ay içerisin- de

ınıyokard

infarktüsü (Ml) geçirenler

çalışma dışı bıra­

kıldı.

Egzersiz testi:

Treadınili

semptom ile

sınırlı

olarak, stan- dart Bruce protokolüne göre

yapıldı.

Beta blokerler ve kal- siy um antagonistleri 2 gün önce, nitritler test günü kesildi.

Test

sabahı hastların

kalması sağlandı.

Monitör, test

sı­

rasında

Dil, V2, VS

derivasyonları

izlenecek

şekilde

ayar-

landı.

Egzers iz öncesi ayakta du rurken, egzersiz

sırasında

her kademe sonu ve zirvede, toparlanma döneminde ise 1 ., 3 ., 5. dakikalarda EKG

kaydı alındı.

Kan

basıncı

egzersiz öncesi ayakta, egzersiz

sırasında

her kademe 2.

dakikasın­

da ve zirvede, toparlanma döneminde otururken 1 'er daki- ka aralarla ölçüldü. Ölçümler indirekt oksültatuvar yön- temle

sfıgmomanometre

ve "cuff'

kullanılarak yapıldı.

Eg- zersiz,

olguların

21 ?'sinde (%82) yorgunluk veya

yaşa

gö- re kalp

hızının %90'nına ulaşıldığından,

21 'inde (%8) artan

göğüs ağrısı,

15'inde (%6)

aşırı

nefes

darlığı,

1 2'sinde (%4) 3

ının'yi aşan

ST segment çökmesi

olması

nedeni ile

sonlandırıldı.

ST segment çökmesi PR segmenti orta

noktasıyla,

ST seg- mentinde J

noktasından

80

ınsan

sonraki nokta

arasındaki

d ikey mesafe ölçülerek

hesaplandı.

Bu mesafenin "hori- zontal" veya "downsloping"

~

1 mm,

yavaş

"upsloping"

~

1 .5 mm

olması

iskemi ölçütü olarak kabul edildi. Olgula-

rın

133'ünd e (% 50)

anlamlı

ST segment çökmesi gözlen- di.

Çalışmamızda SKBTO'nın hesaplanmasında

daha önce

yapılan çalışmalarda (4.7,ı5)

en yüksek

tanı değerine

sahip bulunan egzersiz

sonrası

3. dakikadaki kan

basıncı

ku lla-

nıldı.

Her bir hasta için,toparlanma dönemi 3. dakika sisto- lik kan

basıncının

zirve egzersiz sistolik kan

basıncına

bö- lünmesiyle SKBTO elde edildi.

Tl-201 sintigrafisi: Zirve egzersizde 3 ınCi Tl-201 İ.V.

o larak verildikten sonra hastalar 60 saniye daha yürütüldü.

SPECT yöntemiyle 10 dakika sonra erken, 3 saat sonra geç görüntüler alındı. İlk görüntülerde perfüzyon defekti bulunan hastalara 1

ınCi

daha Tl-20 1 verilerek 10 dakika sonra reinjeks iyon görüntüleri

alındı.

Çekimler, hasta etra-

276

fında

dönebilen,

düşük

enerjili-yüksek rezolüsyon lu koli- matör içeren çift

başlı

gama kamera (Elscinta Apex SPX CardiaL) ile

yapıldı.

Ç.:kim

sırasında

%20'lik iki pencere

a~ıldı,

enerji düzeyleri 70 ve 164 ke V'a ayariand

ı.

Projek-

sıyon

görüntüleri için, kamera

hastanın toraksı

çevresinde, 40'ar saniyelik 32 görüntü alacak

şekilde,

45 derece

sağ

anteriyor oblik

noktasından başlayarak

45 derece sol pos- teriyor oblik

noktasına

kadar 180 derece döndürüldü. Bil- giler 64x64. matrikste

toplandı

ve projeksiyon görüntüleri

rekonstrüksıyondan

önce Butterworth

fıltresinden

geçirildi (cut off

frekansı

0.35, order 5). Sagital,

'kısa

eksen ve uzun eksen tomogramlar

oluşturularak

maksimum mi yokard ak- tivitesine normalize edildi. Elde edilen görüntülerden 20 segmentli

l:ıir

model (1 6) meydana getirilerek yoruma

hazır

hale getirildi.

Tl-20 1 görüntüleri 2 gözlemci

tarafından değerlendirildi.

Ortak karar

alınamadığında

üçüncü bir gözlemcinin oörü-

şüne başvuruldu. Gözlemciler gerek egzersiz testi, ge~eksc

hastanın

klinik

bulguları hakkındaki

bilgi sahibi

değillerdi.

Erken, geç ve reinjeksiyon

sonrası

Tl-201 görüntülerinde her segment Cedars-Sinai

sınıt1andırmasına

göre (17) gör- sel olarak (O=norrnal; l=ekivokal defckt; 2=orta derecede defekt; 3=ağır derecede defekt) değerlendirildi. İlk görün- tülerde

~2

puan gösteren segmentler perfüzyon defekti olarak kabul edildi. Geç veya rcinjeksiyon

sonrası

görün- tülerde 3/1, 3/0, 2/1, 2/0 skor

kombinasyonlarından

her- hangi birinin

saptanması

"redistribüsyon var"

şeklinde

de-

ğerlendirildi.

Redistribüsyon (RO) olmayan segmentler sa- bit perfüzyon defekti kabul edile rek bunlara sirkumfcran- siyel analiz yöntemi ile kantitatif

değerlendirme yapıldı.

En fazla Tl-20 1 tutan bölgeyle

karşılaştırıldığında ~

% 50 Tl-201 tutulumu olması canlılık ölçütü olarak al ındı. Rİ

sonrası

görüntülerde < % 50 Tl-20 1 tutulumu devam eden segmentler

cansız

alanlar kabul edildi (13.18). Sonuçta seg- mentler sinligrafik olarak normal. RO olan. sabit perfüz- yon defekti görülen

canlı

ve

cansız

segmentler olarak dört

sınıfa ayrıldı.

Segmentleri n türüne göre de hastalar 4 gruba

ayrıldılar:

I. Normal olgular (n=98), II.

Yalnız

RO göste- renler (iskemi grubu, n=90), III.

Yalnız cansız kalıcı

de- fekt gösterenler (nekroz grubu. n=32), IV. RO.

canlı

ve

cansız

sabit perfüzyon defekti gösterenler

(karışık

grup.

n=45).

İstatistiksel

analiz: Kant itatif

değişkenler

ortalama± stan- dart sapma, kalitatif

değişkenler

% olarak ifade edildi.

Kantitatif

değişkenler arası

fark "student-t" testi ile. kalita- tif

değişkenler arası

fark ki-kare testi ile

değerlendirildi.

Miyokard perfüzyon

bozukluğu olanların tanısında SKBTO'nın duyarlılık

ve

özgüllliğli, alıcı-işlemci eğrisi kullanılarak

çok

sayıda değer

üzerinde

değerlendirildi.

Du-

yarlılık

ve

özgüllüğün karşılaştırılmasında

Mc

Ncınar

testi

kullanıldı. Duyarlılık

= gerçek pozitif 1 (gerçek pozitif+

yanlış

negatif); özgüllük = gerçek negatif 1 (gerçek negatif

+yalancı

pozitif);

doğruluk

= (gerçek pozitif + gerçek ne- gatif) 1 tüm hastlar olarak

tanımlandı.

BULGULAR

Olguların

klinik özellikleri

karşılaştırıldığında

grup- lar

arasında yaş,

hipe rtansiyon, diabet

açısından

an-

lamlı

fark bulunmazken, I. grubun daha faz la

kadın

(3)

M. Aksoy ve. ark.: Sisto/ik Kan

Basıncı

Toparlanma O ram ile Mi yokard

Perfü~yon Bozukluğu Varlığı

ve

Genişliği Arasındaki Ilişkinin

Stres-Redistribüsyon-Reinjeksiyon T/-201 Sintigrafisiyle Incelenmesi

olgulardan

oluştuğu

görüldü (Tablo I). Geçirilen kalp

olayı

yönünden ise I. grupta aorto-koroner bypass (AKB) olanların sayısı daha azken, III. ve IV. gruplarda Mİ geçirenlerin sayısı daha fazla bu- lundu.

Tablo 1.

Olguların

klinik özellikleri Grup I Grup ll

n=98 n=90 Cinsiyet

(K/E)

57/41 24/66

Yaş (yıl)

55±10 57±10

Hipertansiyon 36 (%36) 38 (%28) Diabet 22 (%22) 17(%18)

Geçirilmiş

AKB 6(%6) 16(%17)*

Geçirilmiş Mİ

2(%2) 8(%8)

=

Diğer

gmp/ar/a

karşılaşrınldığmda

p<O.IXJ 1

• Gmp 1 ile

karşılaşnrıldığmda

p<0.05

•• Gmp /,ll ile

karşılaşıırıldığmda

p<O.IXJI

Grup lll Grup IV

n=32 n=45

6/26 5/40

56±7 56±9

9(%28) 1 4 (%31) 7(% 21) 8(%17) 7 (%21)* 9 (%20)*

32 (%100)"* 40 (%88)**

Tablo 2'de gösterilen egzersiz testi

bulguları

incelen-

diğinde tüm grupların benzer şekilde maksirnal eg- zersiz düzeyine

eriştiği

görüldü. Genel olarak

cansız kalıcı

defekti bulunan hastalardan oluşan III. grubun daha kötü egzersiz

performansına

(MET, çift çar-

pım)

,

geçici defekti olanlardan meydana gelen II.

grubun ve

karışık

perfüzyon defekti olanlardan olu-

şan IV. grubun da daha belirgin iskemi bulgusuna (ST çökmesi) sahip olduğu saptandı. III. grupta sis- tolik kan

basıncı İstirahat

ve zirve egzersizde düşük

bulunurken toparlanma döneminde

diğer

gruplarla

aynı seviyeye

ulaştığı

görüldü.

Grupların

SKBTO

değerleri

l.'de ortalama 0.84 ± 0.13, II'de 0.92±0.12, llL'de 0.91±0.12, IV.'de

Tablo 2. Egzersiz testi

bulguları

Grup I Grup Il Grup II

Erişilen

kalp

hızı(%)

90±7 89±9 89±9 Egzersiz kap. (MET) 8.2±2.3 7.9±1.7 7.2±2.2 Çift

çarpım

(103) 28±6 26.8±5 25±4 ST çökmesi

(ın

m) 0.79±0.7 1.37±1 0.5±0.6

İstirahat

SKB 158±28 154±23 147±25

Zirve 197±30 191±27 174±32

egzersiz SKB

Toparlanma 173±32 172±29 164±27

3.dak. SKB

AD:

Anlamlı Değil

(p<0.05). SKB: Sisto/ik Kan

Basuıcı

(mmHg)

0.93±0. I 7 bulundu (Şekil 1 ). Normal olgular ile per- füzyon

bozukluğu

olan diğer üç grup arasında an-

lamlı

fark saptanırken üç grubun kendi arasında an-

lamlı

fark görülmedi.

ı.ı

1.05

**

0,95

~

al 0,9

><::

(/)

0.85 0.8 0,75

0,7

Grup I Grup II Grup III Grup IV Grup l ile karşılaşıırıldığında *p < 0.01. **p < 0.001 Şekil

1. Gruplara

aiı

SKBTO

değerleri

Miyokard perfüzyon

bozukluğu

riskinin artt

ığını

gösteren SKBTO

değeri alıcı-işlemci eğrisi

(receiver operating characteristic curve)

oluşturularak

belir- lendi.

Şekil

2'de görül

düğü

gibi ~ 0 .90 değeri en yüksek

duyarlılık

ve özgüllüğe sahip nokta olarak bulundu. Bu

değere

göre SKBTO'nın miyokard per- füzyon

bozukluğu tanısındaki duyarlılığı

% 59, öz-

güllüğü % 63, doğruluğu % 61 olarak hesaplandı

(Tablo 3). Egzersizle

oluşan

ST segment çökmesi ilc

karşılaştırıldığında

duyarlılıklar

arasında anlamlı

Grup IV p<

I-II I-III I-IV 11-111 II-IV lll-IV

90±8 AD AD AD AD AD

7.2±1.7 AD 0.05 0.05 AD AD AD

26.4±5 AD 0.03 AD AD AD AD

1.1±1 0.001 AD 0.01 0.001 AD 0.01

153±25 AD 0.01 AD 0.02 AD AD

189±35 AD 0.001 AD 0.01 AD AD

169±27 AD AD AD AD AD AD

(4)

Türk Kardiyol Dern

Arş

1997; 25:275-280

0.8

-=

0,6

-= ;::; ..

»

Q

= 0, 4

0,2

0+---;---~----~---+----~

o 0,2 0,4 0,6 0,8

1-iizgüllük

Şekil

2. Miyokard perfüzyon

bozukluğu

riskinin

arttığı

SKBTO

değerinin alıcı-işlemci eğrisi

(receiver operating characteristic curve) ile gösterilmesi.

Tablo 3.

SKBTO'nın tanı değeri

ve egzersiz

oluşan

ST seg- ment çökmesi ile

karşılaştırılması

Duyarlılık

Özgüllük

Doğruluk

SKBT0~.90

59 63 61

ST segment çökmesi 64 73 68

p<

AD 0.01 0.05

AD:

Anlamlı Değil

fark görülmezken, SKBTO'nın özgüllük ve doğrulu­

ğu daha düşük bulundu.

Tl-201 sintigrafisinde toplam~ 5 segmentinde geniş

perfüzyon defekti görülen hastaların SKBTO 0.95 ± 13, 1-4 segmentinde perfüzyon defekti olanların

0.90±0.14 bulundu ve aralannda anlamlı fark görül- dü (Şekil 3). Ancak doğrusal bağıntı ile değerlendi­

rildiğinde perfüzyon defekti görülen segment sayısı

1,35 ı p=0.007 -:ı

ı ,ıs

ı-p~~ı ~ .

ı,15

ı

1 i

• T

ı

.as

p

0$15

1

0,85 0,75

0,65 •

1

0,55 0,45 •

o De'tekt 1-4 Delekt

.::6Dekkt

Şekil

3. Defekt

genişliğine

göre SKBTO

değerleri

278

ile SKBTO değeri arasında zayıf-orta derecede bir

ilişki

saptandı (r=0.34).

TARTIŞMA

SKBTO ile miyokard perfüzyon bozukluğu arasın­

daki ilişki: Egzersiz sonrası sistolik kan basıncında

görülen azalmanın gecikmesiyle, KAH varlığı ara-

sındaki ilişki ilk olarak Amon ve ark.(4) tarafından gösterilmiş ve bu bulgunun egzersizle oluşan iskemi sonucu bozulan sol ventrikül fonksiyonunun topar- lanma döneminde düzelmesi, böylece kalp debisinin

artmasına bağlı olabileceği ileri sürülmüştür (4,19,20).

Daha sonra yapılan hemodinamik çalışmalarda (6,21), anormal yanıtın görülmesinde egzersizle oluşan sol ventrikül disfonksiyonu nedeniyle artan katekola- minlerin ve sistemik vasküler rezistansın (SVR) to- parlanma döneminde sistolik kan hasmeını yükselt- mesinin kardiyak debi artışından daha önemli oldu-

ğu bildirilmiştir.

Miyokard iskemisini doğrudan gösteren Tl-201 sin- tigrafisiyle anormal SKBTO olan hastalarda geçici defektierin varlığı gösterilmiştir (8.14). Yakın zaman- da Taylor ve Beller tarafından planar görüntüleme

kullanılarak yapılan çalışmada anormal

yanıtın,

RD defektieri

tarafından

gösterilen miyokard iskemisine ve kalıcı defektler tarafından gösterilen skar dokusu- na bağlı olduğu, ayrıca artmış akciğer tutulumu ile

ilişkili olduğu bildirilmiştir (15). Biz de SPECT gö- rüntüleme ve kantitatif analiz kullanarak

yapmış

ol-

duğumuz çalışmamızda, benzer şekilde, geçici veya

kalıcı defektieri olanlarda SKBTO'nı normal olgu- lardan daha yüksek bulduk ve anormal yanıtın miyo- kard perfüzyon bozukluğu ile ilişkili olduğu kanısına vardık. Erken görüntülerde perfüzyon defekti görü- leniere Tl-201 reinjeksiyonu uygulanarak olgular içerisinden yalnız iskemi (GII=geçici defekt görü- lenler) ve yalnız nekroz (GIII=cansız kalıcı defekt gösterenler) olanlar aynidığında SKBTO yönünden

aralarında anlamlı fark görmedik. Daha önceki

çalış­

malarda (4-8) genellikle egzersizle oluşan miyokard iskemisine bağlanan anormal yanıtın, iskemi yanısı­

ra nekroz görülen miyokard alanlanndan da kaynak-

lanabileceğini düşündük. Bu alanlar genellikle eg- zersiz dışında, istirahatte de duvar hareket bozukul-

ğu görülen ve sol ventrikül disfonksiyonuna yol açan segmentlerdir. Hashimoto ve ark. tarafından yapılan

hemodinamik çalışmada (21) anormal SKBTO görü-

(5)

M. Aksoy ve. ark.: Sis to/ik Kan

Basıncı

Toparlanma

Oranı

ile Miyokard Pel]uzyon

Bozukluğu Varlığı

ve

Genişfiği Arasındaki Ilişkinin

Stres-Redistribüsyon-Reinjeksiyon Tl-201 Sintigrafisiyle Incelenmesi

len KAH grubunda istirahatte kardiyak indeks ve atım hacminin daha düşük bulunuşu bu düşüncemizi dçstekler. Sonuç olarak, anormal SKBTO'nın teme- linde, miyokard skar al anlarına bağlı istirahatte olan veya iskemiye bağlı egzersizle oluşan sol ventrikül disfonksiyonunun yattığı düşünülerek bu düşünce­

mizin sintigrafik ve hemodinamik incelemelerin bir- likte uygulandığı çalışmalarla desteklenmesi gerekti-

ği kanısına varıldı.

SKBTO'nın miyokard perfüzyon bozukluğunu gös- termedeki değeri: Koroner anjiografi ile yapılan ça-

lışmlarda en yüksek tanı değeri % 95 duyarlılık, % 90 özgüllük ile Amon ve ark. tarafından bildirilmiş

ve bu bulgunun egzersizle oluşan ST segment çök- mesinden daha

değerli olduğunu

ileri

sürmüşlerdir (4).

Daha sonra Acanfora ve ark. bunu sorgulamış ve

% 30 duyarlılık, % 83 özgüllük ile en düşük tanı de- ğeri bildirmişlerdir

(22).

Diğer çalışmalarda ise ikisi

arasında yer alan sonuçlar verilmiştir (5-7).

SKBTO'nın miyokard perfüzyon bozukluğunu gös- termedeki değerine ilişkin literatürde az sayıda çalış­

maya rastlanmıştır. Planar Tl-20ı sintigrafisi kulla-

nılarak yapılan bir çalışmada Crawford ve ark .• tek damar hastalığı tanısında SKBTO'nın değerini sin- tigrafik bulgulara eşit bulmuşlardır (14). Taylor ve Beller tarafından yine planar görüntüleme kullanıla­

rak yapılan diğer bir çalışmada

(15)

da anormal SKBTO ile miyokard perfüzyon bozukluğu arasında ilişki olduğu gösterilmiştir. Ancak miyokard perfüz- yon bozukluğu olanların tanısına ilişkin değerler bil-

dirilmemiştir. SPECf yöntemiyle ve kantitatif analiz kullanarak yapmış olduğunuz çalışmamızda miyo- kard perfüzyon bozukluğu olanların belirlenmesinde

% 59 duyarlılık, % 63 özgüllük, % 61 doğruluk ile egzersizle oluşan ST segment çökmesinden daha dü-

şük tanı değerleri elde ettik. Bulgulanmız daha önce Crawford ve ark. tarafından

(14)

bildirilen yüksek

duyarlılık değeri ile çelişmektedir. Bu çelişkiyi çalış­

ma gruplarının farklılığı ile açıklayabiliriz. Çünkü Crawford ve arkadaşlannca yapılan çalışma tipik gö-

ğüs ağrısı, belirgin KAH olan, az sayıdaki hasta gru- bunda gerçekleştirilmiş olup kontrol grubu içerme- mektedir.

Oysa çalışmamız, heterojen özelliklere sahip çok sa-

yıda olguda yapılmıştır ve normal miyokard perfüz- yon sintigrafisi bulunanları da içermektedir. Bu ne- denle tanı değerinin daha doğru olacağı kanaatinde-

yiz. Anjiyografık çalışmalarda elde edilen uyumsuz sonuçlarda da çalışma gruplan arasındaki bu geniş farklılıklar önemli rol oynayabilir.

SKBTO'nın miyokard perfüzyon bozukluğu genişli­

ği ile ilişkisi: Taylor ve Beller tarafından ı ı seg- mentlik model kullanılarak yapılan çalışmada

(15),

>

3 segmentte geniş perfüzyon bozukluğu olanlarda daha yüksek SKBTO değerleri bulmuşlar ve yüksek riskli bu hastaların tanısında % 64 duyarlılık, % 76 özgüllük değeri bildirmişlerdir. Biz de 20 segmentlik model kullandığımız çalışmamızda toplam ?: 5 seg- mentte geçici veya kalıcı geniş perfüzyon bozukluğu

olanlarda SKBTO değerlerini daha yüksek bulduk.

Benzer şekilde ?: 0.93 değerini yüksek risk sınırı ola- rak aldığımızda % 6ı duyarlılık, % 70 özgüllük ile

geniş miyokard perfüzyon bozukluğu olanların tanı­

sında uyumlu sonuçlar elde ettik. Ancak SKBTO de-

ğerleri ile toplam perfüzyon defekti sayısı arasında zayıf-orta derecede bir bağıntı (r=0.34) saptadık. Bu bulgunun miyokard perfüzyon bozukluğunu göster-

ınede sınırlı değere sahip olabileceği kanısına var-

dık.

Sonuç olarak, ı) genellikle egzersiz! e oluşan miyo- kard iskemisine bağlanan anormal SKBTO'nın teme- linde miyokard nekrozu veya iskemisinin bulundu-

ğu, 2) miyokard perfüzyon bozukluğu olanların tanı­

sında değerli olduğu, ancak ST segment çökmesine üstün olmadığı, 3) geniş miyokard perfüzyon bozuk-

luğunun gös terilmesinde sınırlı derecede değere sa- hip olduğu kanısına varıldı.

KAYNAKLAR

1. Gianrossi R, Detrano R, Mulvihill D, et al: Exercise- induced ST depression in the diagnosis of coronary artery disease. Circulation 1989; 80; 87-89

2. Brown M, Thomas R, McDonald T, et al: Risk strati- fication of cardiovascular mortality in patients w ith stable coronary artery disease, Circulation 1992; 86 ( 4 suppl 1);

1-138

3. Weiner DA, Ryan T, McCabe CH, et al: Prognostic importance of a elinical profile and exercise test in medi- cally treated patients with coronary artery disease, J Am Coll Cardiol 1984 , 3: 772-779

4. Amon KW, Richa rds KL, Crawford MH: Usefulness of the postexercise response of systolic blood pressure in the diagnosis of coronary artery disease. Circulation 1984;

70: 95 1 -6

5. Kato K, Saito F, Hatano K, et al: Prognostic value of

abnorrnal postexercise systolic blood p ressure response:

(6)

Tiirk Kardiyol Dem

Arş

/997; 25:275-280

prehospital discharge test after myocardial infaretion in Ja- pan. Am Heart J 1990; 119: 264-71

6. Miyahara T, Yokota M, Iwase M, et al: Mechanism of

alınormal

postexercise systolic blood pressure response and its diagnostic value in patients with coronary artery di- sease. Am Heart J 1990; 120: 40-9

7. Tsuda M, Hatano K, Noda S, et al: Diagnostic value of postexercise systolic blood pressure response for delec- tion coronary artery disease in patients with or without hypertension. Am Heart J 1993; 125: 718-25

8. Nelson JR, Deedwania PC: New exercise parameter for the identification of severe coronary artery disease.

Che st 1989: 95: 895-98

9. Sansoy V, Güzelsoy D, Eren İ, et al: Değişik egzersiz parametrelerinin yüksek riskli koroner arter

hastalığının tanınmasındaki değeri.

Türk Kardiyol Dem

Arş

1991; 19:

135-142

10. Haronian HL,

Reınetz

MS, Sinusas AJ, et al: Myo- cardial risk area defined by technetium 99m sestamibi imaging during percutaneous transluminal coronary angi- oplasty: comparison with coronary angiography. J Am Coll Cardiol 1993: 22: 1033-43

ll. Huber KC, Bresnahan JF, Bresnahan DR, et al:

Measurement of myocardium at risk by technetium-99m sestamibi: correlation with coronary angiography. J Am Coll Cardiol 1992; 19: 67-73

12. Kaul S, Finkelstein DM, Hornma S, et al: Superio- rity of quantitative exercise thallium-201 variables in de- termining long-term prognosis in ambulatory patients with

chesı

pain: a comparison with cardiac catheterization. J Am Coll Cardiol 1988; 12: 25-34

13. Bonow RO, Dilsizian V, Cuocolo A, Bacharach SL:

ldentification of viable myocardium in patients with chro- nic coronary artery disease and left ventricu1ar

dysfuncıi­

on: Comparison of thall ium scintigraphy

wiıh

reinjection and PET imaging with 18F-fluoro-deoxyglucose. Circula- tion 1991: 83: 26-37

.280

14. Crawford MH, Kennedy GT, Kern MT, et al:

Comparison of exercis recovery blood pressure measure- ments to thal li um imaging for the detection of myocardial ischemia (Abstract). Circulation 1985; 72 (suppl III): III-

lOS

15. Taylor AJ, Beller GA: Postexercise systolic blood pressure response: Assodation with the presence and ex- tent of perfusion abnormalities on

thalliunı-20

1 scintig- raphy. Am Heart J 1995; 129:227-34

16. Kiat H, Berman DS, Maddahi J, et al: Late reversi- bi1ity of tomographic

nıyocardial thalliunı-20

1

defecıs:

an accurate marker of myocardial viability. J Am Coll Cardi- ol 1988; 12: 1456-63

17. De Puey EG, Berman DS, Garcia EV: Cardiac SPECT imaging, New York, Raven Press, 1995. p. 54-55 18. Arnese M, Cornel CH, Salustri A, et a l: Prediction of improvement of regional left ventricular function

afıer

surgical revascularization: A comparison of low-dose do- butamine echocardiography w ith 201 Tl single-photon emission computed tomography. Circulation 1995; 91:

2748-2752

19. Rozanski A, Elkayam U, Berman DS, et al: frnpro-

vernenı

of resting myocardial asynergy with

cessaıion

of upright biycle exercise. Circulation 1983: 67: 529-35

20. Crawford MH, Applegate RJ, Rassi Jr A, et al:

Mechanism of post-exercise blood pressure elevations in ischemic he art disease

(Abstracı). Circulaıion

1 986; 74 (suppl H): 223

21. Hashimoto M, Okamoto M, Yamagata T, et al: Ab- normal systolic blood pressure response during exercise rccovery in

patienıs

with

arıgina

pectoris. J Am Coll Car- diol 1993; 22: 659-64

22. Acanfora D, Caprio LO,

Cuoıno

S, et al:

Diagııosıic

value of the rat i o of recovery systolic blood pressurc to pe-

ak excrcise systolic blood pressure for the

dctectioıı

of co-

ronary artery disease. Circulation 1988; 77: 1306-10

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışma sonrası öne çıkan eklem pozisyon hissi değerlendirmesinde özellikle ayak bileği pozisyon hissinde kullanılan ardışık eğim serisi üzerinden katılımcının

4(a) the measured bias-induced binding energy difference under a negative and positive external 4 V bias is plotted as a function of the oxide thickness of the silicon oxide

In this study, the antifungal properties of some commercial plant waters obtained as side products in producing distilled oils were investigated.. In practice, volatile oils

Bu çalışmada geçen tabloların çalışmanın bağlamı açısından ele alınışı şu şekilde gerçekleştirilmiştir: Rembrandt’ın Gece Devriyesi adlı resminde tüfek,

Söz konusu bu güç ve frekans bölgesinde ölçme sisteminden kaynaklı hesaplanan genişletilmiş bileşik belirsizlik 0,05 dB ile 0,89 dB arasında ve ölçülen güce

Tebli ğe göre, OYHS, ortaklıkların sermaye artırımı ile ihraç edebilecekleri, oy hakkı hariç, sahibine kar payından ve istenildi ğinde tasfiye bakiyesinden imtiyazlı olarak

“Türkiye, Fransız kaptam Jean Demons hakkında koğuşturma açmakla milletlerarası hukuka aykırı bir davranışta bulunmuş mudur, bulunmamış mıdır?” Fransız

Heyetin hareketinden bir gün önce sabah saatlerinde, Anadolu’ya gidecek olan heyet üyeleri, heyet başkanı Dahiliye Nazırı İzzet Paşa ile Ticaret ve Ziraat