• Sonuç bulunamadı

Her dilde olduğu gibi Türkçe sözlüklerde de söylenişleri birbirine ben- zeyen çok sayıda kelime bulunur

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Her dilde olduğu gibi Türkçe sözlüklerde de söylenişleri birbirine ben- zeyen çok sayıda kelime bulunur"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

42

İlkokulda öğretmenler, okuma yazmayı öğrenen öğrencilere söylenişleri birbirine benzeyen kelimeleri yazdırırlar. Aslında bu eğitim, dil bilgisi konusuna giriş niteliğindedir. Böylece öğrenci, anlamı tek harfle birbi- rinden ayrılan sözleri öğrenme becerisine kavuşur. “Söz, göz, çöz, köz, saz, süz, sök, sön” gibi ad veya kök durumundaki kelimeler bir arada anlamla- rıyla öğretilir.

Her dilde olduğu gibi Türkçe sözlüklerde de söylenişleri birbirine ben- zeyen çok sayıda kelime bulunur. Yalnızca seslerin incelik-kalınlık veya uzunluk-kısalık özelliğinden kaynaklanan farklarla ayrılan kelimeler olduğu gibi, tek harf farkıyla birbirinden ayrılan sözcükler de vardır. Kolay, kalay;

görülmek, görünmek; öncel, öncül; yayın, yayım; yetke, yetki; öğrenim, öğ- retim gibi tamamen Türkçe olan sözlerin yanı sıra zımpara, zampara; kam- panya, kumpanya; mahzur, mahsur; mütehassıs, mütehassis; nüfus, nüfuz gibi pek çok kelime sözlüklerimizde yer almaktadır.

Başka dillerden söz varlığımızda yer etmiş olan “selam” kelimesine söy- leniş bakımından en çok benzeyen kelime “kelam”dır. Bir cümlede selam ve kelam bir arada bulunuyorsa genellikle tatlı bir sohbet konu edilmektedir.

“Meclis’te arif ol kelâmı dinle / El iki söylerse sen birin söyle” diyen Kara- caoğlan, kelam kelimesini bu beyitle anlatıvermiş, böylece Türkçe Sözlük’te (TDK, 2011) kelam kelimesinin kullanımına da güzel bir örnek olmuş.

Kelâm, Arapça kökenli bir sözdür ama şiirlerimize de giren, sözlükleri- mizde yer alan ve kullanım sıklığı fazla olan bir kelimedir.

“Konuşma ve söz söyleme, sözü anlama” manasına gelen kelam; dilimiz- de yalnızca söz değil, aynı zamanda cümle veya konuşmanın tamamı ve hat-

Kelam

Şener METE

Türk Dili Eylül 2017 Yıl: 67 Sayı: 789

(2)

Şener METE

Türk Dili 43

ta metin anlamına da gelir. Beyit, deyiş, güfte, ibare, ifade, kelime, laf, vecize ve emsal anlamlarında da yalın hâlde veya tamlamalarda kullanılmıştır. Ta- bii ki kelamın en önemli kullanım yeri, Allah kelamı yani Kur’an-ı Kerim’dir ki “Kelam-ı Kadim” olarak anılır.

Dil felsefesi açısından ele aldığımızda kelam, ‘söz’den ayrı bir şeydir. Be- yit, güfte veya vecize anlamında kelam ile söz arasında anlam katmanları vardır. Söz, anında anlaşılır. Sizi düşünceye sevk etmez. Örneğin: “Açım, bana ekmek ver” dediğimde birisi ekmek verebilir… Bu; içinde sanat olma- yan, herhangi bir anlam derinliği de bulunmayan bir sözdür. İlkokulda ez- berlediğiniz bir şiiri 30 yıl sonra değiştirmeden okursunuz da ezberlediğiniz bir paragrafı, ona yeni cümleler ekleyerek veya cümleleri zamana göre değiş- tirerek söyleyebilirsiniz. “Öğretmen, atı ilk eğitenler Türklerdir” demişti de diyebilirsiniz, “Öğretmen, atı ilk eğitenlerin Türkler olduğunu söylemişti” de diyebilirsiniz. Ancak “Öğretmen, at binenin kılıç kuşananın dedi” cümlesini değiştirmeden söylersiniz. İşte söz ile kelam arasındaki fark budur. Diyebi- liriz ki kelam, derinliği olan sözdür. “Güneş doğsun artık” demek bir sözdür ama “Gönlüme gir, doğ güneşim” derseniz karşınızdakini düşündürten bir kelam etmiş olursunuz…

Şairlerimiz kafiye yapmak için yeri gelince kelamı kullanırlar. Şair, Selimiye’yi methede ede bitirememiş, kelimeler yetersiz kalınca şiirin sonu- nu şöyle bağlamış:

“Selimiye Selimiye biricik sevdam Senin için söylenecek son kelam Kıyamette dahi yıkmasın Mevla’m…”

Son 200 yıl içinde ‘kelam’ kelimesine karşılık olarak ‘söz’ kelimesinin kullanımı yaygınlaştı ama güzel konuşan bir insanın, yeri geldiğinde kelam ile yapılmış tamlamaları da bilmesi gerekir.

Bunlardan biri, “hasılıkelam”… Çok fazla duymuş fakat tam olarak ne olduğunu bilememiş olabiliriz… Hasılıkelam, sözün kısası veya kısaca anla- mına gelir. Bir süre konuştuktan sonra, sözlerinin ana hatlarını, hasılıkelam diyerek bitirenler vardır. Kelkit’li Aşık Zevraki, şiirinin sonunu şöyle bağla- mış:

“Ey Zevraki etme cim lam Söyle ki hâsılı kelam Kör ile sağıra selam

Versem de bir vermesem de…”

(3)

Kelam

44 Türk Dili

Bu dörtlükte hem hasılıkelam hem de selam birlikte kullanılmış.

Burada bir şey dikkatimizi çekti mi acaba? Hasılıkelam derken iki tane L sesi kullanıyoruz. Hasılı ile kelam kelimelerine dikkat edelim: Ha-sı-lı ke- lam…

Bu tamlamadaki L seslerinden ilki (hasılı) kalın, ikincisi (kelam) ince L sesine sahiptir. Türkçedeki kalın ve ince seslere örnek olarak göstereceğimiz hasılıkelam sözü, iki ayrı L sesini barındırmaktadır. Dilimizde iki ayrı L se- sine örnek olarak verdiğimiz bu sözün tamlananı olan kelam kelimesindeki L sesi, ince L sesine örnektir. İslam ve selam gibi kelam kelimesindeki L sesi, dil ucunun damağın ön kısmına doğru gitmesi sonucunda çıkar ve fonetikte ince L olarak adlandırılır.

Kelam ile yapılan bir başka tamlama, “kelam-ı fasih”tir. Kelam-ı fasih,

“güzel ve düzgün söz söyleme” demektir.

Edebiyatımızın sözlü ve yazılı kaynaklarında farklı biçimlerde ve fesa- hatle birlikte kullanılan “kelam-ı fasih”, şiir dilinde de yerini almış ve çok sayıda mana ve ifade özelliği kazanmıştır. Nâli Mehmed Efendi, Tuhfetü’l- emsâl adlı eserinde manevi gücün güzel konuşmaya olan üstünlüğünü şöyle anlatıyor.

“Hüccet-i dîn olsa kelâm-ı fasîh İtmez idi mürdeyi ihyâ Mesîh”

“Fasih kelam dine delil olsaydı, Hz. Mesih ölüleri diriltmezdi” diyor…

ama bizim manevi bir gücümüz olmadığına göre, maddi gücümüzü kulla- narak doğru iletişim kurmaya ve güzel konuşmaya ihtiyacımız var… Bunun için zaman zaman “kelam-ı kibar”dan yararlanırız.

Kelam-ı kibar, “özdeyiş ya da özlü söz” demektir. Derler ki kelam-ı kibar, kibarın kelamıdır.

Kelam-ı Kibar denilince akla ilk gelenlerden biri Mevlâna’dır. Binlerce kelam-ı kibarından bir örnek verelim: “Hû küpünün rengi Allah’ın boyası oldu. Etraf onda tek renk olur.” Ömer Hayyam’ın,“Adalet, âlemin ruhudur”

sözü de hoş bir kelam-ı kibar’dır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sınıflar Türkçe Öğretim Programı incelendiğinde, kelime hazinesini geliştirmeye dönük açıklamaların, ilk okuma yazma öğretiminde kullanılan ses temelli cümle

halini kullanmıştık yani geçmiş zamana göre fiilleri çekimlemiştik ancak olumsuz cümle kurarken fiillerin 2. Fiil yalın halinde yani hiçbir değişime uğramadan, hiçbir

Misalli Büyük Türkçe Sözlük (2. İstanbul: Kubbealtı- Milliyet. Madde başı büyük harflerle verilmiş. Kelime alıntı ise asli imlası verilmiş, kaynak diller

pinpon: Sözlüğümüzde (I) olarak gösterilen madde başına örnek bulunama- mış: “Karanlık, kasvetli alt kata çoğu zaman kimseler gelmiyor, gelindiğindey- se hep

bolluk içinde yüz-: Anlamını ‘çok rahat içinde olmak, hiçbir sıkıntı çekme- mek, ferah fahur yaşamak’ şeklinde verebiliriz: “Ya bolluk içinde yüzeriz, ya

sol tutmak: Bu söz, yazar tarafından sayfadaki dipnotta şu şekilde tanımlanmıştır: “Hicazkâr, Hicazkürdi, Nihavent gibi sol perdede karar bulan şarkılarda çalgıcının

hoş meşrep: TS’de her iki söz madde başı olarak ayrı ayrı yer alıyor, ancak yazarın verdiği gibi bir ayrı yazımlısı yok.. ‘Tatlı dilli, sözü sohbeti

[r]