Türkiyede Yetenek Seçimi ve
Yönlendirme Çalışmaları
• Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemlerinden itibaren askeri
ve eğlence amaçlı olarak yapılan atçılık, okçuluk ve güreş gibi spor dallarına hem saray yönetimi hem de halk
tarafından ilgi duyulmuştur.
• Orhan Bey döneminden itibaren farklı bölgelerde kurulan
• Özerk bir yapıda olan tekkelerde sporcuların seçiminde ve
eğitiminde tekkelerin kendilerine özgü yöntemleri vardı.
• İstanbul’un fethinden sonra spor tekkelerin sayısının hızla
artanmasıyla birlikte geniş çaplı turnuvalar düzenlenmiş ve tekkeler arasında ciddi rekabet yaşanmıştır.
• Turnuvalarda şampiyonluk kazanan sporcular ve onları
yetiştiren tekkeler halk arasında büyük itibar görmüştür. Bu dönem ülkemizde yetenek seçimi ve yönlendirme konusundaki ilk oluşumun spor tekkeleri olduğunu göstermektedir.
• Ülkemizde modern spor konusundaki çalışmalarının
başlangıcı 1869 yılında yayınlanan Maarif-i Umumiye
Nizamnamesi’nde yer alan jimnastik derslerinin okullarda verilmeye başlandığı döneme dayanmaktadır.
• Okullarda spor derslerini vermek üzere o dönemde
yurtdışından uzman öğretmenler ülkeye getirilmiştir.
• Bu yabancı öğretmenlerin okullarda yetiştirdiği sporcuların
girişimleriyle 1903 yılında “Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü” kurulmuştur.
• Selim Sırrı Tarcan’ın yurtdışında beden eğitimi ve spor
alanında yüksek öğrenim görüp ülkeye döndükten sonra yaptığı çalışmalar ve girişimler ülkede beden ve sporcu eğitimi konusuna bilimsel bir yaklaşımın benimsenmesini sağlamıştır.
• 1932 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü bünyesinde beden
eğitimi bölümü kurulmuştur.
• Cumhuriyet döneminde uluslararası düzeyde spora
verilen önemin artışı ülkemizde de Türk spor tarihi açısından önemli atılımları beraberinde getirmiştir.
• 1923 yılında Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı kulumuştur.
• Bu ittifak çalışmalarıyla sporu tüm yurda yaymayı,
teşkilatlanmayı, müsabakalar organize etmeyi ve
uluslararası düzeydeki organizasyonlarda ülkeyi başarıyla teslim edecek sporcular yetiştirmeyi amaçlamıştır.
• 1936 yılında Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı Ankara’da
yapılan kongre ile Türk Spor Kurumu adını almıştır.
• Türk Spor Kurumu çatısı altında “her vilayet merkezi bir
spor merkezidir” düşüncesiyle tüm şehirlerde,
kasabalarda ve köylerde spor teşkilatlanmasına gidilmesi ve gençlerin spora katılımının teşvik edilmesi amacıyla çalışmalar yapılmıştır.
• Özellikle 1936 yılında Berlin Olimpiyat Oyunları’nda Adolf
Hitler’in sporu uluslararası arenada bir güç göstergesi
olarak kullanması siyasal açıdan ülkemizde de spora olan bakışı etkilemiştir.
• 1938 yılında yayımlanan 3530 sayılı Beden Terbiyesi
Kanunu’ nun 4. maddesi ile gençlerin spor kulüplerine katılımı ve boş zamanlarında beden terbiyesiyle
ilgilenmeleri zorunlu kılınmıştır.
• Birçok ilde futbol, kayak, güreş, okçuluk ve cirit gibi
branşlarda sporcu yetiştirilmesi ve müsabakaların tertiplenmesi için spor merkezleri açılmış devlet
denetiminde sporcu gelişim programları uygulanmıştır.
• Sporda yetenek seçimi ve yönlendirme açısından bu
çalışmalar ülke çapında yetenekli sporcuların yetişmesi ve yeteneklerini sergileyebilecekleri ortamın oluşmasını
sağlayacak önemli adımlar olmuştur.
• Bu yıllarda yapılan faaliyetler incelendiğinde ülkemizde
yetenek seçimi ve yönlendirme açısından sistematik siyasi bir yaklaşımın benimsendiği ifade edilebilir.
• 1948 ile 1984 yılları arasında yapılan olimpiyat
oyunlarında 1948 Londra’da atletizmde üç adım atlamada dalında Ruhi Sarıalp’ in bronz madalyası dışında
kazandığımız 22 altın, 12 gümüş ve 5 bronz madalyanın tamamı güreşte kazanılmıştır.
• 1986 yılında Naim Süleymanoğlu'nun Bulgaristan’dan
Türkiye’ye gelişidir.
• Dönemin hükümet temsilcilerinin girişimleriyle milli
haltercinin ülkeye gelişi günümüze kadar devam eden yurt dışından yetenekli ve elit sporcuların uluslararası
organizasyonlarda ülkemiz adına yarıştırılmaları düşüncesinin ilk örneği olmuştur.
• Naim Süleymanoğlu’nun bu tarihten itibaren olimpiyat
oyunlarında ve Dünya şampiyonalarında elde ettiği başarılar ülkede büyük bir mutluluğa neden olmuş yurtdışında büyük ses getirmiştir.
• Naim Süleymanoğlu’ndan sonra 1989 yılında Halil Mutlu
benzer şekilde Bulgaristan’dan Türkiye’ye iltica etmiştir.
• Halil Mutlu’da halter branşında olimpiyat oyunlarında ve
Dünya şampiyonalarında elde ettiği başarılarla bu düşüncenin daha da güçlenmesine neden olmuştur.
• Bu düşünce ilk dönemlerde yurt dışında yaşayan Türk
sporcularla sınırlı olsa da ilerleyen yıllarda Marco
(Mehmet) Auerellio, Boby Dixion (Muhammed Ali) ve
Hewan Abeye (Elvan Abeylegesse) gibi yabancı uyruklu sporcuların da milli takımlarımıza katılımlarının önünü açmıştır.
• Bu durum özellikle ülkemizde yetenek seçimi ve
yönlendirme konusunda uzun yıllardır yapılan teşebbüslerin istenilen sonuçları vermediğinin göstergesidir.
• Siyasi girişimler sonucunda Milli Eğitim Bakanlığı ile
Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında 2016 yılında
imzalanan 4962193 sayılı “İş Birliği Protokolü” ile okul çağında çocukların spora katılımlarının sağlanması yeteneklerine uygun spor dallarına yönlendirilmelerine imkân sağlayacak planlamalar yapılmaktadır.
• Bu protokol ile ilk ve orta okul dönemini kapsayan 8 yıllık
süre içerisinde her öğrencinin en az bir branşta lisanslı olarak spor yapması hedeflenmektedir.
• Yetenek seçimi ve yönlendirme faaliyetleri kapsamında
her yıl Eylül ve Kasım ayları arasında ülke çapında tüm beşinci sınıf öğrencilerine sportif yetenek taraması
yaptırılması planlanmaktadır.
• 2013 yılında başlatılan ve geleceğin şampiyonlarını
yetiştirmek amacıyla Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri (TOHM) adını taşıyan proje uygulamaya konulmuştur.
Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri
(TOHM)
• Olimpiyat Hazırlık Merkezleri ve diğer aşamaların
aşağıdaki planlamaya göre yürütülmesi öngörülmüştür.
1. Türkiye genelindeki ilkokul çağı ve öncesi çocuklar ile
profesyonel ekiplerce yapılacak yetenek taraması sonucu Ulusal Yetenek Havuzu oluşturulması.
2. 81 ilde 17 yaş altı sporcular taranıp içlerinden yetenekli ve
başarılı sporcuların seçilmesi. Sporcuların nakdî veya ayni olarak desteklenerek, kendi bulundukları illerde spor hayatlarına devam etmelerinin sağlanması. Belirli kriterler çerçevesinde yapılacak seçimler sonucu, Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri’ne
3. Seçilen sporcuların yatılı veya gündüzlü statüde merkezlere
yerleştirilmelerinin ardından, elit düzeyde yetiştirilmelerinin,
performanslarının geliştirilmesinin, sosyal ve kişisel gelişimlerinin desteklenmesinin sağlanması.
4. Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri’nde performansları
yükselen ve uluslararası başarılar elde etmiş profesyonel
sporcuların, Olimpik Kamp Merkezleri’ne alınması, onlara özel spor ve gelişim programları eşliğinde uluslararası müsabaka
deneyimi kazandırılması ve Elit Sporcu Merkezi’ne alınmaları için gerekli donanımların sağlanması.
5. Olimpiyatlarda altın madalya kazanması muhtemel, üst düzey
sporculara ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeleri amacıyla kendi branşları ile ilgili yoğun sportif ve kültürel programlar
uygulanması, seçkin ve kapsamlı bir hazırlık ortamı sağlanması, sporcuların profesyonel kariyerinin, sağlığının ve sosyal
hayatının korunması.
Olimpiyat Hazırlık Merkezleri’nde ilk aşamada sporcuların hazırlanacağı branşları:
• Atıcılık, Cimnastik, Judo, Okçuluk, Atletizm, Eskrim, Kano,
Taekwondo, Bisiklet, Güreş, Kış Sporları, Tenis, Boks, Halter, Kürek, Yüzme, Paralimpik Sporlar olarak belirlendi.
İllere göre Olimpik Merkezler’de yapılacak
olan spor branşları;
Antalya: Bisiklet, Okçuluk.
Bursa: Atletizm, Güreş, Yüzme.
Erzurum: Atletizm, Boks, Kış Sporları-Buz Pateni, Kış
Sporları - Kayak.
Gaziantep: Eskrim, Halter.
İzmir: Atletizm, Cimnastik, Tenis.
Kayseri: Atletizm, Kış Sporları-KayakYüzme. Kocaeli: Atletizm, Bisiklet, Taekwondo.
Konya: Bisiklet, Halter, Taekwondo.
Mersin: Atıcılık, Atletizm, Eskrim, Tenis
Samsun: Güreş, Judo, Okçuluk.
• Bu projelerde gelecek vadeden genç hakemleri
belirleyerek eğitim kaplarına alıp uzun yıllar ulusal ve uluslararası düzeyde görev yapabilecek elit hakemler yetiştirmek amaçlanmıştır.
• Bu doğrultuda, dönemin MHK başkanı Hilmi Ok’un
sorumluluğunda, ilki 1987 yılında başlayan projede
yetenekli olarak nitelendirilen 100 hakem iki grup halinde kısa süreli bir gelişim programına alınmıştır.
• 1990’lı yılların başlarında, Deplasmanlı Amatör Ligde
görev yapacak hakemler üzerinde, Günal Akbay ve Talat Tokat sorumluluğunda yapılan çalışmada,önemli sayıda hakem üst liglerde görev alma başarısı göstermiştir.
• FIFA’nın bütün üye ülkelerde zorunlu tuttuğu özel yardımcı
hakem kadrolarını oluşturmak için, dönemin MHK üyeleri Ahmet Güvener ve Bedri Dölkeleş’in sorumluluğunda, 1991 ve 1993 yılları arasında uzun süreli bir planlama ile proje başlatılmıştır.
• İlk olarak, 32 yetenekli üst klasman yardımcı hakem
kadrosu belirlenmiştir. Bu kadro, 10 yıllık bir süreçte ulusal ve uluslararası düzeyde başarılı görev yaparak, proje
devamlılığı olan ilk ekip olmuştur.
• 2011-2014 yılları arasında, UEFA’da uygulanan CORE
(Centre of Refereeing Excellence) hakem gelişim
kamplarının benzer modeli, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından 13 defa İstanbul’da düzenlendi.
• Projeye 208 bölgesel yardımcı hakem, 104
ulusal-bölgesel hakem olmak üzere, toplam 312 hakem ve yardımcı hakem dahil edildi.
• Projeye, dönemin MHK Başkanı Oğuz Sarvan, Hakem
Gelişim Müdürü Burçin Keskin büyük katkı verdiler.
• Merkez Hakem Kurulu başkanlığını, Yusuf Namoğlu’nun
yaptığı dönemde, 26-30 mart 2017 ve 17-20 Nisan 2017 tarihleri arasında “Yetenekli Genç Hakem Kampları” Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde düzenlendi.
• Hakem Kurulu’nun yapılanmasına göre 8 farklı bölgeden
12’si hakem, 24’ü yardımcı hakem olmak üzere toplam 36 genç hakem, ülke düzeyinde yapılan tarama sonucunda belirlenerek Yetenekli Genç Hakem Kampı’na davet edildi.
• Eğitim programının ilk günü görüntü destekli teorik
konular işlendi.
• Hakemler ikinci gün ise her maçı iki MHK üyesinin
izleyeceği İstanbul ilindeki amatör karşılaşmalarda görevlendirildi ve görüntülü analizleri yapıldı.
• Projeye dahil edilen hakemler kamp sonrası da izlendi ve
ilave eğitimler verilmeye devam edildi.