• Sonuç bulunamadı

Rİv AYET İLİMLERİNDE ESER KARİzMASı VE MÜSLİM'İN EL-CAMİu's-SAH1H'İo

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Rİv AYET İLİMLERİNDE ESER KARİzMASı VE MÜSLİM'İN EL-CAMİu's-SAH1H'İo"

Copied!
71
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Rİv AYET İLİMLERİNDE ESER KARİzMASı VE

MÜSLİM'İN EL-CAMİu's-SAH1H'İo

Dr. Mehmet Emin ÖZAFŞAR

A.Ü. ilahiyat Fak. Hadis Ar.Gör.

"Burada yazdıklanmıza bakan bazı kimseler, hakkımızda kötü şeyler düşünebilirler. Bizim, geçmiş alimlere tan etmeye, şeyhlerimizin ve geçmiş ulemanın ayıplannı ızhar etmeye kal-kıştıgımızı zannedebilirler. Bu nasıl mümkün olabilir? Adımız onlann adı ile anılır. Biz onlann nuru ilc yolumuzu bulabili-riz ... Bir kitap, yetmiş defa d~ gözden geçirilirse, yine içinde hata bulunabilir. Zira, Allah, kendi kitabı dışında tamamen sahih bir başka kitabın mevcudiyetini uygun görmemiştir."

Hatib Bagdadi (el-Muvaddıh 1/5-6)

I. Eser Kanunalannın

Oluşumu

İslam kültütü, ümmi bir toplumun yaşadığı coğrafyada doğmasına ve

i

ümmi bir peygamber' e dayanmasına

karşın bir kitap kültürüdür.

El.

Kitab olan kutsal eser, kitaba ve kitap sahibi olmaya ayn bir önem

atfet-miş, kitaba sahip olanlarla

olmayanlar

arasındaki

derin farka zaman

zaman işaret ederek bilgi ile kitap sahibi olma arasındaki zorunlu 'ilişkiye

dikkat çekmiştir. Bu durum insanlık tarihinde, sözlü-şifahi kültürden

ya-zılı kültüre geçişte önemli bir dönem noktasını teşkil eder. En azından, el.

Kitab'ın

nazil olduğu coğrafya için, bu böyledir.

İslam kültürünün

doğuşuna şahit olan ilk on yıllar, bu el.Kitab'ın

vücud bulduğu yıllardır. Hz. Peygamber'in

vefatını takip eden on yıllar

ise, el.Kitab'ın

yanında başka kitaplar da edinmeni.~ meşru olup

olmadı-ğı noktasında bir kararsızlıolmadı-ğın

yaşandığı yıllardır. Oyle ki Peygamber'le

ilgili kültürel mirasın ya~ılıp yazılmaması konusunda derin görüş

aynılk-lan vardır'. Hatta, ilk halife'nin

bizzat kendi yazdığı rivayetleri içeren

Bu makale'nin hazırlanması sırasında, katkılarını esirgemeyen kıymetli hocam Doç. Dr. M. Hayri Kırbaşoglu'na, okuma inceli~ini gösteren Arş. Gör. Hüseyin Hansu, Dr. Mehmet Görmez ve Dr. Bünyamin Erul'a; bazı bilgilere dikkatimizi çeken Doç. Dr.

1.

Hakkı Ünal'a kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.

(3)

eserini', yine kendisinin yaktığı mervidir

2•

Aynı minvalde bir tavır ikinci

halifeye atfen de nak.ledilir"O, bir ay istihareden sonra ehl-i kitab'ın

yap-tıklarını hatırlar ve Allah'ın Kitabı'nın yanında bir başka kitabın daha

bu-lunmasına gönlü razı olmaz ve bil işten vazgeçel.

Ancak, Hz.

Peygam-ber'in

veashabının

yaşadıklarını

çeşitli

saiklerle

muhafaza

etme ve

sonraki nesillere aktarma iştiyakıyla kimileri

Sahifeler

vücuda

getirmek-ten geri durmaz

4•

Hicri birin,ci asrın son on yıllarına girildiginde

tedvin

dönemi çoktan başlamıştır. Hicri ikinci asır,

el-Kitab'ın

yanında onu

açık-ladıgı düşünülen kitabIarın vücuda getirilmesinin

kaçınılmaz oldugu bir

dönem olarak başlamış ve hummalı tedvin, faaliyetlerine sahne olmuştur.

Tasnif

dönemirl~ girmek için çok b~klemek gerekmemiştir.

Ve Cami'ler,

Muvafta'lar

yazılmaya başlanmış, Islam kültürünün iftiharla yadedeceği

eserler bir bir vücut bulmuştur. Buna paralelolarak

gelişen

şahıs

kariz-maları,

beraberinde

eserlerinin karizmalarım

da oluşturmaya

başlamış-tır. Şüphesiz, bu şahıs ve eser karizmalarının oluşmasında etken olan çok

farklı sebeplerden sözedılebilir.

Yazarlarının

ilmi kapasitesi ve titizliği,

dindarlıgı, herhangi Dir bölgenin yahut ekolün otoritesi olması bunlardan

sadece birkaçıdır. Kısaca dini, psikolojik ve sosyo-kültürel

şartlar, şahıs

ve eser karizmalarını olu~tıırmada önemli roloynamıştır.

Bunun sonucu

olarak, zaman içerisinde

Islami kültürün klasikleri

de diyebilecegimiz

bir dizi eser öne çıkmıştır. Klasikleşme süreci içerisinde, karizmaları

pe-kiştirmenin önemli bir enstrumanı olan rü'ya, özellikle de !:Iz.

Peygam-ber'in sahne aldıgı rüyalar çoğalmaya başlamıştır. Mesela, Imam Malik

(93-179) şöhretinin zirvesinde olduğu bir sırada, Leys(ö.h.l 75)de ondan

geride değildir, hatta daha da ileridir. Hangisinin tercih edileceği

konu-sunda Hz. Peygamber'in

hakemliğine başvurmak en kolayolanıdır.

Mu-, hammed b. Rumh (?) Hz. Peygamber' i rüyasında görür ve;

'Ya Rasulallah Malik ve Leys ihtilaf ediyorlar. ne yapayım? diye sorar. Hz. Pey-gamber. Malik'in görüşüne uy, Malik'in, der."s

,

Malik'in şahsi karizması için ortaya konulan bu tanıklık, çok

geçme-den eserine de sirayet eder. Muhammed

b. Ebi's-Sen

el-Askalani

de

Malik ve

Muvafta'ı

için rUya görenlerden birisidir:

••...Rasulüllah.ı rüyamda gördüm; bana bir bilgi verin de onu sizden nakledeyim. dedim. Şöyle buyurdu: 'Ey ıbn Seri! Malik'e bir hazine verdim. onu size taksim edecek. Haberiniz olsun ki, o hazine e/.Muva1ta'dır. Müslilmanlann icmaıyla Allah'ın Kitabı'ndan

ve

benim sünnetim'deıı sonra Muva1ta'dakinden daha sahih hadis yoktur. Ona kulakver istifade edersin ...,,6

2. Zehebi. Tezkire. 1/5. 3. Hatib. Takyid. s.49.52.

4. Bu konuda bkz. Azami. İ/k Devir Hadis Edebiyatı. s.30-161. 5. İbn Abdilber. Intika. s.38. '

(4)

RİV

A

YEr İLİMLERİNDE ESER KARİZMASI VE MüsLİM'İN EL-CAM1US-SAH1R'İ 289

Şafii (150-204) Allah'ın Kitabına nisbetle, ondan sonra "yeryüzünde

en sahih kitabın Malik'in Muvatta'ı olduğunu' ifade eder'.

Çok geçmeden

Şafıi de bu kabil karşılaştırmalann

konusu olur.

Ahmed b. Hanbel (156-241) mutlaka birilerinin re'yi yazılacaksa, bu

kişi-nin Şafii olması gerektiğini söyler

8•

Rivayete göre, aym Ahmed b. Hanbel

ne Süfyan (107-198)'ın Cami'ini ve ne de Malik'in Muvatta'ım

bir şeye

benzetmez.

Ama

er-Risale'sini

bidat

olarak

nitelemesine

rağmen,

ŞafiI'nin

Mısır'da

yazdığı

eserlerini

tavsiye

etmekten

kaçınmaz

9•

Şafii'nin eserleri o kadar vazgeçilmezdir

ki, kimileri on)ar olmadan

cen-nete girmekten dahi imtina eder.

.

"Ebu Cafer el-Kirmani, !uyarnet'in koptugunu görür rüyasında. Cennete gitmesi taHmau verilir kendisine. Koltugunun altında Şafii'nin (Müzeni'nin Muhtasar'ı) ki-tabı vardır. Görevli melek Rıdvan; "onu bırak, öyle gir" der. Ebu Cafer; "Bu kitap olmadan girmem", der. Cenabı Hak nida eder ve kitapla birlikte girmesi için ona özel izin verir."ıo

Burada karizmamn

referansı

Hz. Peygamber'i

de aşmış, Cenab'ı

Hak'ka ulaşmıştır. Kimileri bir adamın Sünnet'e bağlılığının

göstergesi-nin Ahmed b. Hanbel'i. sevmek ve bir de Şafii'göstergesi-nin

kitaplanm

istinsah

etmek olduğunu söylerlı. Şafii'nin ve eserlerinin karizmasının oluşumuna

Hz. PeygamQer'in katkısı, sadece rüya yoluyla değil, bizzat kendisinden

nakledilen rivayetler kanalıyla da olmuştur. Rivayete göre Kureyş'e

men-sup bir alim yeryüzünü' illmle dolduracaktır.

Kureyşli'nin

önceliği

var-dır

'2•

Bu iş Şafii'de de kalmamıştır. Muhammed b. İsmail el-Buhfui

(194-256) rivayet ilimlerinde eser karizmasımn zirvesini ele geçirmekte

gecik-memiştir. Necm b. Fudayl

(?) Hz. Peygamberi

rüyasında

görmüştür.

Şöyle diyor:

"Rasulüllah'ı rüyamda gördüm. Adeta O yürüyordu da, Muhammed b. İsmail de onu takip ediyordu. Rasulüllah her adımını kaldırdıgında, O'nun ayagını kaldırdıgı yere Muhammed b. İsmail basıyordu.,,13

Muvatta'yı

rivayet

edenlerden

Ebu

Musab

ez-Zuhri

(ö.h.242)

Buharl'nin Ahmed b. Hanbel'den

daha iyi bir fakih ve daha iyi bir hadisçi

olduğunu söyleyince, kendisine,

haddi aştığı hatırlatılır ama, o yine de

(5)

Buhfu'i'nin en azından Malik çapında bir alim olduğunu söylemeden

ge-çemezl4. Ebu Amr Müstenır b. Atİk'a göre, Buhfui'nin diğer alimlere olan

üstünlüğü, erkeklerin hatunlara üstünlüğü gibi bir şeydir. O yeryüzünde

Allah'ın yürüyen ayetidirl~. Elbetteki böyle birisi Şarıi'nin ve eserlerinin

karizmasını alt edecektir. Işte rüya. Fakih Ebu Zeyd Mervezi (?) görüyor

ve anlatıyor:

"Rükn ile Makam arasında uyuyordum. Rasulüllah (sa)'ı gördüm. Bana; "Ey Ebu Zeyd! Daha ne zamana kadar Şafii'nin kitabını okumaya devam edeceksin de, benim kitabımı okumayacaksın? Dedi. Ya Rasulallah! Senin kitabın ne ki? dedim, Muhammed b.Jsinail'in Cami'i, karşıh~ını verdi.',16

Buharl'nin

eserinin karizması

sonralafı., daha başka unsurlarla da

d

kl

..

17

este

en mıştır .

Ona da rakip çıkmakta gecikmedi. Kimilerinin huzurunda bir çocuk

gibi soru sorduğunu söylediği, ayaklarının altını öpebilmek için

müsade-lerini istirham ettiğini belirttiği Müslim b. Haccac (206-261) ve eseri

lS

Buhfui'yerakip

çıktı. MGslim'in hemşehrisi Nisaburlu Ebu Ali (ö.h.349):

"Gök kubbe alunda, MUslim 'in kitabından daha sahihi yoktur,',19

derken, herhalde Zehebi'nin iddia ettiği gibi, Buhfui'nin eserinden

haber-siz değildi. Bir başka hemşehrisi Nisaburlu zahid, Hakim (ö.h.405)'in de

hocası, Ebu'I-Velid Hasslk b. Muhammed (ö.h.349)' ise, Müslim'in

kita-bını neden tercih ettiğini şöyle anlatıyor:

"Babam bana; 'ne üzerinde çalışıyorsun?' diye sordu. Buharl'nin kitabına müs-tahrec yazıyorum, dedim. Bana; 'Müslim'in kitabını ÇalıŞ, o daha bereketlidir, Buharl'nin Kur'an'ı okuyar. kişinin telaffuzunun mah1uk oldugu görüşünü savundu-gu iddia edilir,' dedi.',2o

Müslim'in

eseri, o kadar çabuk kabul göımüş ve kendi karizmasını

vücuda getirmeye başlamıştır ki, daha yazılması üzerinden çeyrek asır

geçmeden Ahmed b. Seleme (ö.h.286) tarafından bir müstahreci kaleme

alınmıştır. Dördüncü hicri asrın başından sonuna kadar yazılan müstahrec

'14. Zehebı, a.g.e., XII/420. 15. Zehebı, a.g.e., XI1/427.

16. Zehebı, a.g.e., XII/438. tbn Hacer, Hedy, s.49O. Burada Buhan ve eseri ile ilgili bol rüya örnekleri vardır.

17. Bu anlayışı kuvvetlendiren unsurlardan bir tanesi de, onun bela ve musibetlerin defi-ne vesile oldu~u kanaatiyle sıkınUh günlerde okunmasıdır. Bkz. Huseynı, Muham-med Isam, lthdfu'f-Kari. s.33-34. Ebu Muhammed b. Ebı Cemre (ö.h.695) Behce-tu'n-Nüjas ve GayetuM isimli Buhan şerhinin yazarıdır. Huseynı, a.g.e., s.l80-183. 18. Zehebı, Nubeld, XIII/432.

(6)

RİV

A

YEr İLİMLERİNDE ESER KARİZMASI VE MüSLİM'İN EL-CAM1u'S-SAH1/fİ 291

adedi yarım düzineyi bulmuştur2 •. Bir kitap üzerinde bu kadar

yogunlaşıl-ması, ona atfedilen önernin bir göstergesidir.

Ancak, bu iki eser'den biri digerine mutlak üstünlük saglayamamış

ve her ikisi birden o malum karizma şablonlJnda-birlikte ifadesini

bulmuş-tur. Nesaı (ö.h.303):

"Ümrnet, bu iki kitab'ın sahih oldu~u ve onlardaki hadislcrle amel etmenin vacib oldu~u üzerinde icma etmiştir," demiştiru.

Bu sıhhat ve icma iddiaları, hemen her asırda tekrarlanarak bugüne

kadar gelmiştir. İşte mcri beşinci asırda Hakim Neysabun (ö.h.405), Ebu

İshak İsferayini (ö.h.418)

ve İmamu'l-Harameyn

Cuveyni (419-478)23.

Hicri altıncı asırda

Kadı Iyaz (ö.h.544)24. Yedinci

asırda İbn Salah

(ö.h.643) ve Nevevi (ö.h.676)25 Sekizinci asırda Hafız el-Ala! (ö.h.768)26

Dokuzuncu asırdan sonra bunu tekrarlayanlar

sayılamayacak

kadar

çok-tur.

Klişe haline gelen bu ifade, o kadar sık tekrarlanmıştır ki, bunun

pra-tik anlamı ve degeri üzerinde adeta hiç durulmamıştır. Hatta kültür

tarihi-mizde bu yolda bazı beyan ve çalışmalar ya küçümsenerek, yahut ta

zİkri-21. Bkz. Ebu Nuaym İsfahani, el-Müsnedü'l-Müstahree ala Sahihi Müslim, I-IV, (thk, K.Abdülazim), Tahkik edenin mukaddimesi, 114-5, Beyrut, 1996.: İbn Salah, Sıyane, s.88-9O.; Kenani, Hadis Literatürü, s.l9-2 i.

22. Nevevı, Şerh, U14. (krş, Hatibogıu, Eleştiriler, İsI.Arşt., XLI-3, s.4.) NeslU'nin Buhart'nin kitabını diger kitaplardan daha sahih gördügüne dair bir haber de Hattb Bagdadı tarafından nakledilir. Bkz. Hatib BagdMı, Tarih, IU9.

23. Hakim, Medhal, s.l I.; Memduh, Mahmud Said, Tenbihu'l-Müslim, s.l2. Ebu İshak eı-tsferayını (ö.h.418)de:

'~Hadis alimleri, sahthan'ın içerdi~i haberlerin, hem asıl hem de metinlerinin sahih oldugunda, icma' etmişlerdir, diyor."

Bu çerçevede, Cuveynı (419-478)'ye atfedilen şu degerlendirme de hayli dikkat çe-kicidir:

"Şayet bir insan, Buhari ve Müslim'in kitaplannda Rasulüllah'ın sözlerinden sıhha-tine hükmettiklerinin hepsinin sahih olduguna dair, hanımını boşamak üzere yemin etse, bundan dolayı boşanma gerçekleşmedi~i gibi, yemininde de hanis olmaz. Çünkü müslümanlar bu ikisi üzerinde icma etmişlerdir:"

23. fbn Salah, Sıyane, s.86. Suyatı, Tedrib, U95. Buhari ve Müslim hakkındaki icma id-diası için bkz. Çakın, Kamil, Buhari'nin Otoritesini Kazanma Süreci, İsIArşt. XII-3, s.100-109.

24. Kadı Iyaz, Meşdriku'l-Envar. US.

25. ıbn Salah, Ulumu'l-Hadis, s.l8, 28.; Seyane, s.l17-118.; Suyati. Tedrih, U68. (Krş. Hatibogıu, a.g.m., s.4).

26. Memduh, Mahmud Said, Tenbihu'l-Müslim, s.l2. Ebu Ali en-Neysabart (277-349) de:

(7)

ne bile gerek duyulmayarak veya bir biçimde tevi} edilerek nisyana

terke-dilmiştir. Bunun sonucu tabii olarak., adeta bu' iki eserin karizması

sorgu-lanamaz bir mevki kazanmıştır. Daha beşinci asırda doğunun hafızı

sayı-lan, Hatıb BağdMı (ö.h.463) Buhfui'nin 203 adet vehmine tahsis ettiği

el-Muvaddıh isimli eserine başlarken şöyle demekten kendini alamamıştır:

"Burada yazdıklanmıza bakan bazı kimseler hakkımızda kötü şeyler düşünebi-lider. Bizim geçmiş alimlere.tan etmeye, şeyhlerimizin ve geçmiş ulemanın ayıpla-nnı ızhar etmeye kalkıştıgımız zannedebilirler. Bu nasıl mümkün olabilir? Adırnız onlann adı ile anılır. Biz onlann nuru ile yolumuzu bulabiliriz ... Bir kitap, yetmiş defa da gözden geçinise, yine içinde hata bulunabilir. Zira, Allah kendi kitabı dışın-da tamamen sahih bir başka kitabın mevcudiyetini uygun görmemiştir .',27

Fakat; bugün artık efsanevi telakkilerle yetinmenin, ne ilmi ve ne de

aktüel bir faydası sözkonusu değildir. Bu klişe tabirin, pratikte ne manaya

geldiğini sormak ve cevabını aramak kaçınılmazdır. Elbetteki rivayet

tari-hinde bazı eserler, çok titiz nakil yöntemleri uygulanarak vücuda getiri

1-mişlerdir. Buhari ve Müslim'in

kitaplan da, bunlann başında

gelmekte-dir. Bu iki eser ve diğerleri için görülen rüyalar, serdedilen mütalalar,

tarih içerisinde gerçekten vücut bulmuş olabilir. Ancak, bunların hiçbirisi

bu eserlerin ziti ve tarihi değerini ifadede mutlak birer veri olarak

alın-mamalıdır. Hele hele. genellerne yapılmak suretiyle bu eserlerde mevcut

her bir rivayetin mutlak bağlayıcılığı gibi bir sonucu çıkartmak, fıkıh ve

hadis tarihini baştan sona inkar etmekle eş anlamlıdır. Biz, bu

tetkikimiz-de Müslim b. Haccac'm

el-Camiu's-Sahfh'ini, sadece bir fikir vermesi

açısından; kaynakları, nüshalan, rivayet tekniği ve muhtevaları açısından

eleştiri konusu yapılmış bazı rivayetleıj ile el(: alacağız. Ve daha

kapsam-lı bir çakapsam-lışmaya mukaddime teşkil edecek nitelikte incelemeye çakapsam-lışaca-

çalışaca-ğız. Genellikle, klasik dönem alimlerimizin eleştiri konusu yaptığı

haber-lere yer verilecektir.

Zaman zaman metinde

ve dipnotta çağdaş bazı

alimlerin görüşlerine atıfta bulunulacaktır.

Bu arada Müslim'in kitabının

üstün yönleri, Buharl'ni.n eseriyle mukayesesi ve benzeri konulara ehline

m~um olduğunu düşünerek girmeyeceğiz

28•

ll.

Müslim

b. Hacc(Jc ve Eseri

Ebu'l-Hasan

Müs1im b. Haccac b. Müslim e1-Kuşeyri en-Nisabarı

(206-261/821-874)

önde gelen hadis otoritelerindendir.

Hicaz, Irak, Şam

ve Mısır'a ilmi seyahatlar yapmıştır. Devrinin meşhur hadisçileri Yahya

b. Yahya, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Rahaveyh, Abdullah b. Mesleme

el-Ka'nebi gibi alimlerden hadis dinlemiştir. Bağdat'a pek çok kere gelmiş

27. Hatib, Muvaddıh, 1/5.6. (Krş. Çakın, a.g.m., s.lOS.)

(8)

RİV

A

YEL' tl.tMI.ER1NDE ESER KARİZMASI VE MüsLİM'İN ELCAM1U'S-sAH1H'İ 293

ve Bağdatlılar kendisinden rivayette bulunmuşlardır.

Tirmizi kendisinden

hadis rivayet etmiştir

29•

Müs1İm'in gerek kendisi gerekse eseri hakkında çok şeyler

söylen-miştir

JO•

Biz, örnek kabilinden birkaç nakille yetinmek istiyoruz.

Ahmed b. Selerne (ö.h286/m.899);

"Ebu Zur'a ve EbO Hatim'in sahih hadislere vukufiyet bakımından Müslim b. El-Haccac'ı, kendi asırlanndaki diger hadis otoritelerine üstün tuttuklarını gördüm, demektedir .,,31

Ebu Amr b. Hamdan (?) da;

"Ebu Ukde'ye, Buhllri mi daha hafız Müslim mi, diye sordum. 0,Muhammed de alim MUslim de dedi. Soru mu birkaç kez tekrarladım, bunun Uzerine; Muham-med bazen Şamlılar konusunda ,hata yapar. Bunun sebebi ise, kendisinin Şamlıların kitaplarını alıp mUtala etmesidir. çogu zaman, bir zatı künyesi ile kaydeder. Başka bir yerde de ismiyle zikreder ve onların iki ayn Şahıs olduklarını zanneder. MUslim ise, ilel konusunda çok az hata yapar. 0, Müsned haberleri yazmış, Maktu' ve Mür-sel' leri yazmamıştır, dedi.,,32

Müs1İm'in hemşehrisi Mekki b. Abdan (ö.h.325) da, onun kendi

kita-bı hakkında şu sözlerini naklediyor:'

"Kitabımı Ebu Zur'a'ya arzettini. Onun illet olduguna işaret ettigi herşeyi çıkar-dım. Sahih'tir, bir illeti yoktur dediklerini de kitabıma aldım. Şayet, yeryUzU ehli,

33

ikiyüz sene hadis yazsalar, dönUp dolaşıp varacakları yer bu Müsned olur."

Muhammed b. el-Masercisı (298-365) şöylediyor:

"Müslim, bu eseri hepsini bizzat işittigim üçyUzbin hadisten seçerek vücuda ge-tirdim," dedi34.

29. Zehebi, NuheM, XII/SS7-S80.; İbn İmad, Şezerat, 11/144. Tirmizi, Şaban ayı 'nın günlerinin sayılmasıyla ilgili Ebu Hureyre'den gelen bir haberi Müslim kanalıyla rivayet eder. Bu Tirmizi'nin MUslim'den naklettigi tek haberdir. Tirmizi, 6, Sıyam, had.no:687. (1II/7 I.)

30. Biyo~rafi ve tarih kaynaklarımız çogu zaman kişilerin karekter ve mizacına dair bil-giler içermiyor. Bu durum, MUslim için de geçerlidir. Ancak,. bazı haberlerin satır alarından anlaşıldıgına göre Müslim, sert tabiatlı ve müdahaneden uzak bir kişilige sahiptir. Bkz. Zehebi, NuheM, XII/S64, 571-573. Ke.za Sahih'in mukaddimesinde bazı ilmi konularda kendisinden farklı düşünenler için sarfettigi ifadeler de, sert mi-zacının bir yansıması olmalıdır. Bkz. Müslim, Mukaddirne, 1/28-30.

3

ı.

Zehebi, NuheM, XI1/563.

32. Hatib, Tarih-i Bağdad. XlII/IOO-I04.; Zehebi, Tezkire, 11/589.; NuheM, XII/S6S.

(9)

Hafız el-Alai (694-761/

5

ise, İslam ümmetinin Buhari ve Müslim'in

Sahih'lerinde

müsned olarak naklettikleri her haberin sahih olup, yeniden

tetkiklerine gerek olmadığı konusunda ittifaklan bulunduğunu ifade

edi-36

yor.

Aslında, eserindeki hadisler için

icma'

lafzını ilk defa Müslim'in

kendisi kullanmıştır. O, Salat bölümünde Ebu Hüreyre (r.)'den gelen bir

hadisi sahih olduğunu kabul ettiği halde niçin kitabına almadığı

sorulun-ca;

"Bana göre sahih olan bülün haberleri bu kitaba almadım ..buraya yalnızca üze.

rinde icma edilenleri aldım." demiştir.37

Müslim'in bu iddiası pek isabetli bulunmamıştır.

Kitabında sened ve

metin bakımından tenkide uj;rayan rivayetlerin varlığı bu iddiayı

gölgeIe-miştir. Kimileri, buradaki ~cma'ın genel bir icma olmadığını, bununla

yal-nızca Ahmed b. Hanbel, ıbn Main, Osman b. Ebi Şeybe ve Said b. Ebi

Mansur el-Horasani'nin

iemaı'nın

kastedildiğini

söylemiştir.

Ancak bu

ihtimali de ortadan kaldıran örneklere rastlanılmaktadır.

38

. Şah Veliyyullah ed-Dehlevı (l 114-11 76/1704-1762)

ise bu konuda

bir adım daha ileri gidiyor ve şöyle diyor:

"Sahıhiln'a gelince, bu ikisinin ihtiva ettikleri milttasıI, merfu haberlerin kesin-likle sahih oldugunda; iki kitabın musanniflerine kadar mütevatir olarak ulaştığında, onlan küçümseyenin bidatçi ve müminlerden başkasının yoluna tabi olanlardan ol-duğunda ittifak etmişlerdir."w

Bu kabil iltifatlar, kültür tarihimizin neredeyse ayıncı vasfı halini

al-mıştır. çoğu zaman

eser karizmaları

vücuda getirmeye matuf bu çeşit

beyanlara, hemen her eser ve müellifi ile ilgili olarak rastlamak

mümkün-dür. Eserlerin gerçek değeri konusundaki

anlayışı duygusal bir zemine

kaydıran bu nevi beyanların, hangi psiko-sosyal

ve kültürel atmosferin

veya motivasyonu n sonucu ortaya çıktığını araştırmak müstakil bir tetkik

konusudur. Bunu başka bir zamana erteleyerek, şimdi Müslim'in eserinin

zati

ve

tarihi

değerini tespite imkan verecek bazı noktaları ele almak

isti-yoruz.

35. AHirnin Müslimle ilgili iki eseri vardır. Bunlar; et-TenbfMtu'I-Mücmele ale'l-Mevdzu'I-Müşkile ınde Malik ve'l-Buhdrf ve Müslim ve el-Mie el-Müntekat min Sahfhi Müslim. Bkz. AHii, Salahuddın, Tahkiku'l-Murddfı enne'n-nehye Taktazi el-Fesdh, (thk. Selkini, ıbrahim Muhammed) s.l37-138, Dımeşk, 1982.

36. Memduh, a.g.e., s.l2.

37. Müslim, 4, Salat, 16/63, had.no:404/1 (1/304); Nevevi, Şerh, IV/l22. Bkz. Cezairi, Tevcih, 11/549-550.

38. Bkz. Cezairi, Tevcih, 11/549-550.

(10)

Rİv

A

YEr İLİMLERİNDE ESER KARİZMASI VE MüsLİM'İN EL-CAM1U'S-SAHiJrİ 295

III. Müslim'in Kaynaklan

Rivayet külliyatımızla

ilgili en önemli konulardan bir tanesi de, bu

külliyatın kaynakları meselesidir. Esasında rivayetlerin kaynağı ve nakli

konusu, öteden beri tam olarak netliğe kavuşturulamamış

bir konudur.

Haberlerin şiflihi mi, yoksa kitabi mi nakledildiği noktasında farklı kanaat

ve tercihler vardır. Elbetteki biz bu konunun detaylarına girecek değiliz.

Ancak, özellikle asırlarca İslam kültürünün en muhtemel rivayet külliyatı

kabul edilen eserlerin kaynaklarının da, tam olarak bir netliğe

kavuşturul-masİ zaruretinin altını çizmek istiyoruz. İsnad sistemi ve bu sistemde

kul-lanı lan

Haddesena, Ahberana

v.b. ifadeler, haberlerin şifahi olarak

nak-ledildiği

gibi yaygın

bir kanıya

yol açmıştır.

Genellikle

müslüman

alimler, bunu bir meziyet telakki ederek savunmuşlar,

hatta, Goldziher

(1850- i921) başta olmak üzere, batılı bir takım araştırıcılar,

bu şiflihi

nakil geleneğini, İslam rivayet sisteminin yumuşak karnı olarak

görmüş-ler mutcber ve meşhur hadis mecmualarının

malzemelerinin

şifahen

top-landığını ima etmişlerdir

40•

Diğer taraftan bazı müslüman araştırmacılar

ise, rivayetlerin en azından bir kısmının Hz. Peygamber'in

sağlığında

ya-ıılmaya başlandığını ve bunların artan oranda yazılarak nakledildiğini

sa-vunmuşlardır

41•

En azından hicri ikinci asnn ilk çeyreğinden sonra yazılı

kaynaklardan yoğun bir biçimde yararlanıldığı

ve bunun tasnif

dönemin-de tabii bir nakil sistemi haline dönüştüğü anlaşılmaktadır.

İşte bu çerçevede

Müslim'in

kaynaklan

mevzusuna

eğildiğimiz

zaman, onun eserine dercettifli rivayetlerin çok büyük bir kısmını yazılı

kaynaklardan aldığıgörülür

4 •

Tespit edebildiğimiz

kadarıyla Müslim'in

40. O'nun Müslim'in eserinden bahsederken şöyle dedigi görülür: ••...Bu eser de Müslü-man dünyasında sahih ismiyle meşhurdur. Onu kendisininkiyle aynı fakat başka şifahi kaynaklara dayanan muhtevaya sahip Buhari ile karşılaştıracak olursak ...•• Goldzıher, Hadis Tetkikleri, böı.vııııx. Goldziher'in bu konuda net bir fIkre sahip olmadıgı anlaşılmaktadır. Onun bu konudaki çelişkili tutumuyla ilgili olarak bkz. Sezgin, Ma'mer b. Raşid'in Cami'i, Türkiyat Mec., XII/I 16-1 17,İstanbul, 1955. 41. Bunlardan bir tanesi d~ Azanll'dir. O Jik Devir Hadis Edebiyatı isimli çalışmasında

bu tezi savunmuştur. Özellikle rivayet kipi olarak kullanılan Haddesena, abberand, an ve benzeri ifadelerin, sadece şifahi nakle delalet etmedigini, yazılı bir nüshadan kaydettirmek veya nakletmek manasına geldiğini de ifade etmiştir. Bkz. Azamı, a.g.e., s.265-272. AzamI'den çok daha önce batıda Sprenger, ülkemizde ise Fuat Sezgin, haberlerin yazılı olarak nakledildigine dikkat çekmişlerdir. Hatta, Sezgin Buhar! üzerine yapugı ça1ışm.asında, bu eserin tamamen yazılı materyallerden vücu-da getirildigini ortaya koymuştur. Bkz. Sezgin, a.g.e., s.47.

(11)

kendisinden bizzat nakilde bulunduğu ravi sayısı takriben yüzotuzbeştir

43•

Fakat bu yüz otuzbeş isim içerisinde on veya onbeş isim, haberlerin

büyük bir kısmının kaynağı olarak gözükmektedir.

Şu tablo bu konuda

bir fıkir verecek mahiyettedir:

Ebu Bekir b. Ebi Şeybe 1540

Zuheyr b. H,arb 1281

Muhammed b. Milsenna 772

Kuteybe b. Said 668

Yahya b. Yahya et-Temimi 612

Muhammed b. Abdullah b. Numeyr 573

Muhammed b. Beşşar 460

Muhammed b. Rafi' 362

Muhammed b. Hatim b. MeymOn 300

Muhammed b. Yahya 216

Ali b. Hucr es-Sa'di 188

Ubeydullah b. Muaz 167

Muhammed b. Rumh el-MuMcir 161

Osman b. Muhammed b. Ebi Şeybe 135

Müslim'in,

bu çizelgede

yer alan ondört ravi,'den aldığı toplam

rivayet miktarı 7435'tir. Elbetteki bu, kitapta yer alan haberlerin

tamamı-nın bu kimselerden alındığı manasına gelmemektedir.

Müslim'in sistemi

buna manidir. Müslim, rivayet esnasında tahvil sistemini kullanmış,

pek-çok kaynağı ardarda sıraladıktan sonra, çoğu zaman birisinin metni ile

ik-tifa etmiştir. Bu itibarla, bir senedde belki üçünün dördünün ismi birden

zikredildiği halde, üç veya dört ayrı habenniş

gibi tabloya yansımıştır.

Ancak eserin bütününe bakıldığı zaman, böyle bir tabloya bile gerek

kal-madan, rivayetlerin yüzde sekseninin bu şahıslardan alındığı,

kendiliğin-den anlaşılır.

Tabloda ismi geçen zatları yakından icelediğimizde, hemen hepsinin

eser sahibi oldukları göıülür.

İşte İbn Ebi Şeybe (ö.h.235). 1540 rivayet ile adeta Müslim'in

kita-bımn omurgasinı vücuda getirmiştir. O'nun el-Musannefisimli

eseri

meş-hurdur ve bugün matbu olar~k elimizdedir

44 ••

43. Zehebi, bu sayının 220 olduğunu belirtmekte ve bu ravilerin isimlerini kaydetmekte-dir. NubeM, X1I/56I. Bu raviler'den Milslim'in ne kadar rivayet aldığını gösteren bir tablo makalenin sonunda [Ek.Il'de sunulmuştur.

(12)

RİV

A

YEr tı..1MLERtNDE ESER KARİZMASI VE MüsLİM'İN EL-CAM1U'S-SAHfH'İ 297

Keza, Zuheyr b. Rarb (160-234)'ın da eI-Müsned'i vardır.

Kitabu'I-Ilm

adlı eseri ise tahkikliolarak

neşredilmiştir4'.

Diğer divi Muhammed

b. Müsenna

el-Anzi (l67-252)'yegelince;

onun da bir kitabı olduğu belirtilmektedir.

Nesai, Muhammed b.

Müsen-na'nın kitabında değişiklik yapmaktan kaçınmadığını

söylerken, İbn

Hıb-ban, onun sadece kitabından okuduğuna dikkat çekmiştir46.

Kuteybe b. Said (150-240) de binlerce hadis yazmış ve bir kitap

vü-cuda getirmiştir. Zehebi bir yerde sayılamıyacak kadar çok hadis

yazdığı-m söylerken, başkabir

yerde yüzbin hadis naklettiğini ifade ediyor.

Ken-disi de kitabından bahsederken,

kitabındaki kırmızı işaretlerin Ahmed b.

Hanbel'e yeşil işaretlerin ise, Yahya b. Main'e delalet ettiğinibelirtiyor47.

Yahya b. Yahya et-Temimi

(142-225) Malik'in eI-Muvatta

nüsha-larını nakleden onaltı raviden birisidir. Müslim'deki

rivayetlerinin

çoğu

Malik 'tenmervidir 48.

Muhammed

b. Beşşar, Bundar

(167-252) kendi kitabı da

dahil,çe-şitli kitaplardan ezberler, öyle rivayet edermiş49.

45. Hayatı ve eserleri için bkz. Tug, Salih, Zuheyru'bnu Harb ve Kitabu'l./lm Adlı

Eseri, s.l4. .

46. ıbn Hacer, Tehzib, 00427. Zehebi de onun için: ••...(rivayetleri) toplayıp tasnif etti ve çok miktarda yazdı" demektedir. Zehebi, NubeM, XLIII 24.

47. Zehebi, NubeM, XII13-24. Kuteybe b. Said, Şeyhu'ı-tslam, Raviyetu'ı-tslam sıfatla-nna layık görülmekle beraber naklettigi bir hadis dolayısıyla eleştirilmekten de kur-tulamamıştır. Seferde namazıann cemi ile ilgili bir rivayeti Leys b. Sa'd'tan nakIet-miş fakat, bu haberi. Leys'ten nakleden diger bUtün ravilerin hilafına cemi takdim'den bahsetmiştir. Buhari bunun Halid el-Medaini'nin sokuşturması oldugu-nu söyleiniş, Zehebi Leys'in telkin kabul eden birisi manasını taşıyacagını ifade ede-rek, itiraz etmiş ve kusurun Kuteybe'den kaynaklandıgını, binlerce rivayeti olan bi-risinin bir haberde hata yapmış olmasının da mazur görülecegini söylemiştir. Hakim de, bu haberin, sika raviler tarafından nakledilmesine karşın, sened ve metin olarak şaz oldugunu söylemiştir. Bkz. Zehebi, NubeM, XII22-24; tbn Hacer, Tehzib, VIIII 360; Sezgin, BuMrf'nin Kaynakları, s.71 (dipnot, I).

48. O, Ahmed b. Hanbel'in, hadisine ters düştUgU için kendi rivayet ettigi haberden sarfı nazar edip, Yahya b. Yahya'ya muhalif olan bir haberde hayır yoktur dedigi birisi-dir. Bkz. Zehebi, a.g.e., X/SlS; İbn Hacer, Tehzib, XII296-299.

(13)

Muhammed

b.

Rafi'

(ö.h.245), Zehebi, onun sayılamayacak

kadar

çok hadis dinlediğini,

onlan toplayıp tasnif ettiğini söylüyor. Müslim,

onun kitabının sahih olduğunu söylemiştir.

so .

Muhammed

b. Hatim b. Meymun

(ö.h.236) İbn Sa'd, tefsire dair

bir eserinin olduğunu kaydetmektedir.

51

Muhammed

b. Yahya (ö.h.243)'nın

Miisned türü bir eseri olduğu

söy lenmektedir

.S2

Ali b. Huer es.Sa'di

(154.244) şairliği de bulunan Ali'nin pek çok

eseD vardır.

Ahkamu' I-Kur' an

da bunlardan birisidir

.S3

Osman b. Muhammed

b. Ebi Şeybe (156-239)'nin pek çok eserinin

olduğu kaydedilmektedir.

s.ı

Müslim'in

eserini

yazılı kaynaklardan

meydana

getirdiğine

dair

önemli bir delil de bugün elimizde

mevcut olan Ma'mer

b. Raşid'in

(ö.h.l52) el-Cami'i ile Hemmam b. Münebbih'in

sahife'sidir.ss

Müslim'in kendi zamanına intikal eden daha başka hadis

nüshaların-dan istifade ettiği de anlaşılmaktadır.

Tenkide uğramış olmalarına

rağ-50~

SI.

52. 53. 54. 55.

Zehebi, Nubela, XII/2L4-2L8 (74); İbn Hacer, Tehzib, 00162.

İbn Sa'd, Tabakfıt, VII/359. İbn Main'in ona kezzab dedigi nakledilmiştir. Zehebi buna itiraz etmektedir. Bkz. Zehebı, NubeM, XU450-451 (106); İbn Hacer, Tehzib,

IXJ 102.

Saduk kabul edilmekle beraber İbn Ebi Hatim babasından onun için, gaf1et sahibi bi-risidir, yanında İbn Uycync'ye nisbetle nakledilen uydurma bir haber gördüm, dedi-'gini nakletmektedir. Bkz. Zehebi, NubeM, XII/96-97 (28); İbn Hacer, Tehzib, 00

518-520.

Zehebi, Nubela, XU507-511(139); İbn Hacer, Tehzib, V/294.

Rivayet ettigi bazi haberler dolayısıyla tenkide ugramaktan kurtulamamıştır. Ahmed b. Hanbelonun bazıı haberleri için uydurma tabirini kullanmıştır. Bazı rivayetleri-nin münker olduğu kaydedilmiştir. Otuz yalancının çıkmadan kıyametin kopmaya- . cagına dair haber de bu kabildir. Zehebi, çok rivayette bulunduğu için böyle durum-larda mazur görülmesi gerektigini düşünmektedir. Kur'an ayetlerinde de en fazla tashifat yapanın o oldugu söylenmiştir. Bkz. Zehebi, Nubeta, XI/l51-154 (58); Mizan,IIU35-38 (5518); ıbn Hacer, Tehzib, V1U149-15I.

(14)

Rİv

A

YEr İLİMLERİNDE ESER KARiZMAsı VE MüsLİM'iN ~cAMiu'S-SAHfH'İ 299

- men; Ebu'-Zubeyr'in

Cabir'den, Süheyl'in babası'ndan,

Ala b.

Abdurrah-'man'in

babası'ndan

ve Hammad

b. Seleme'nin

Sabit'ten

naklettikleri

rivayetleri içeren nUshalann çoğunu eserine dercetmiştir.

s6

Müslim'in

kaynaklan

ile ilgili bir diğer husus da, onun senedlerde

takip ettiği tahvil ve telfık yöntemidir.

Malum olduğu üzere o, isnadda

birden fazla kaynağı zikreder ve haberin lafzı kime ait ise ona atıfta

bulu-narak rivayeti kaydeder. Bazen de isnadı verir ve metnin aynı olduğunu

belirten tabirler kullanır. Kimilerince bu durum Müslim'in

bir üstünlüğü

olarak kaydedilmiştir

s7•

Ancak her zaman bu telfık ve tahvil yönteıİıinin

bir meziyet olmadığını gösteren örnekler de yok değildir.

s8

Nitekim Irili

(ö.h.806)

bir haberde

bunu

farketmiş

ve rivayetleri

karşılaştırdıktan

sonra, Müslim'in

bu tutumuyla ilgili olarak şöyle demekten kendini

ala-mamıştır:

"Buna göre, Müslim'in burada yaptığı iyi bir şey değiL. Çünkü bir hadisle başka birine atıfta bulunmuştur. Halbuki hadis ona lafzen muhaIiftir ...',s9

Şu halde Müslim, kaynaklan kullanımı bakımından da tenkide

uğra-mıştır.

Bütün bunlann

pratik anlamı şudur: Klasik rivayet kaynaklanmız,

özellikle hicri üçüncü asra ait olan mutemet kolleksiyonlar,

daha önceki

56.

57. 58. 59.

Bkz. SuyOti Tedrib, 1/69.; Krş. Sezgin, BuMri'nin Kaynakları, s.54-55. Sezgin, SuyOtrnin ıbn Hacer'e atfen kullandığı bir ifadesinden hareketle MUslim'in Buhm'den nakillerde bulunduğunu, fakat başka raviler gösterdiğini ileri sUrmekte-dir:

••...Mezkur tabiri ihtiva eden enteresan misaııerden biri de, Müslim'in Buharl'den al-dığı manasına Ve enne MUslimen titmızuM ve hırrıcuha ifadesi teşkil eder. Bununla el-Cdmiu's-Sahıh'inde, Buharl'den hiç hadis nakletmediğini bildikleri MUslim'in hakikatte başka raviler gösterdikleri halde, hadisleri bazan Buharl'nin kitabından Çı-kardığını ifade ediyorlardı.." Sezgin, a.g.e., s.55.

Kanaatimizce bu değerlendirmeye ihtiyatla yaklaşmak gerekir. Müslim'in eserini Buhari ile karşılaşmadan önce yazmış olması ihtimali oldukça kuvvetlidir. Ahmed b. Seleme'nin söyledikleri esas alınacak olursa, Müslim'in kitabını h.135 ila 150 se-neleri arasında tamamladığı görülür. Halbuki, O'nun Buhari ile karşılaşması h.I50 senesinden sonradır. çünkü Buharl Neysabur'a iki kere gelmiştir. Birincisi h.209 se-nesinde ki MUslim o vakit küçUk bir çocuktur, ikincisi de h.150 sese-nesindedir. Bu ge-lişinde orada beş sene kadar kalmıştır. Ve işte bu zaman zarfında Müslim onunla ta-nışmış ve derslerine devam etmiştir. Ama bu vakitte kendisi zaten eserini tamamlamış bulunmaktadır. Bu nedenle de Buhari'nin eserinden alıp başka kaynak-lar göstermesi gibi bir durum en azından tarihen mümkün görünmemektedir. Bkz. Ebu Gudde, el"Mukıza, c-Tetimmetu's-Salise, s.I 15-140.

Müslim'in yazılı nUshalardan Süheyl an Ebfhi senediyle aktanlan SUheyl b. Ebi Salih nUshasl üzerinde Azami geniş olarak durmuştur. Nüshayı tahkik ederek Jik Devir Hadis Edebiyatı'nın sonuna ilave etmiştir. Azami, a.g.e., s.243-248 ve Ekler, 13-108.

Bkz. Cezairi, Tevcih, 11/709.

(15)

yazılı külliyattan

rivayetler

seçilmek

suretiyle vücuda getirilmişlerdir.

Bugün, bu eserin zati kıymetlerini

tespit etmek için, herşeyden evvel,

kendi kaynakları

ile mukayeseli

tetkiklerinin

yapılması

kaçınılmazdır.

Şiffihi rivayet döneminin

sakıncaları

saklı kalmak koşuluyla erken

dö-neme ait kaynakların zati ve tarihi 'değerini tespit için böyle bir çalışma

, zorunludur. Eser karizmaları'nın

aşılması da buna bağlıdır. Eğer, bir

eserdeki

haberlerin

büyük çoğunluğunu

ihtiva eden erken kaynakları

mevcutsa, bu kaynakların

değer itibariyle ond.an daha aşağı olmaması

icab eder. Müslim'in eseri özelinde, onun zati kıymetine dair

söylenilen-lerin ilmi mütalalar olup olmadığı yargısı, kaynaklarıyla

mukayeseli bir

tetkikinin sonucuna bırakılmalıdır.

lV-Sahih'in Nüshalan Üzerine

Müslim'in

rivayetleri, kimlerden ve hangi kaynaklardan

naklettiği

kadar, eserini kendisinden kimlerin, nasıl naklettiği de önemlidir.

Müs-lim'in nüshalarıyla ilgili olarak Kadı Iyaz (ö.h.544)'dan sonra

60,

açiklayıcı

bilgiyi İbn Salah (ö.h.643) vermiştir

61•

Nevevı de' (631-676) bu konuda en

fazla kendisine müracat edilen şahıstır.

62

Bu kaynaklardan anlaşıldığıI].a gör~ eser, Müslim'den

iki ravi

kana-lıyla nakledilmiştir. Bunlar Ebu ıshak ıbrahim

b. Muhammed

b.

Süf-yan (ö.h.308) ve Ebu Muhammed

Ahmed b. KaUinisi'dir

63•

Nüshalann

rivayet çizelgesi [Ek: II]'de sunulmuştur.

İbn Süfyan rivayeti doğu'da, Kalanisi versiyonu ise mağrib'te

şöh-ret bulmuştur. Müslim nüshaIarının, daha sonraki nesillere, muttasıl

bir

senedle intikal edip etmediği konusu tartışmalıdır. En azından bazı

kısım-larının sema olmaksızın

vidide veya icazet ~rikiyle

nakledildiği

bilin-mektedir

64•

İbn Salah, İbn Süfyan (ö.h.308)'ın Müslim'den

işittiğini tasrih

etmeksizin

(an) sigasıyla

naklettiği

bölümleri

kaydetmekte,

buraların

vieade veya icazet'le alındığı.üzerinde

durmaktadır. Yaklaşık'olarak

485

ayn rivayeti içeren bir kısım, ıbrahim tarafından Müslim'den

işitilmeksi-zin vlcadeyle nakledilmiştir

65•

Bu durum, eserin naklinde bir kopukluğu

60. Kadı lyaz, Meşarıku 'l-Enl'ar ala Sıhiihi'l-Asar, 1110-11. 61. İbn Salah, Sıyane, s.106-112.

62. James Robson MUslim'in ııüshalanyla ilgili tetkikinde iki kaynaktan daha yararlan-dıgını zikreder. Bunlar; Ebu Bekir b. Hayr (502-575)'ın Fihrist, s.98- 102'i vc Mu-hammed b. İbrahim Saliihrnin Kitabu'ı-lmtad ve'l-l7ltija'sldır. Bkz. Sahih-i Müs/im Nüshalarının Rivayesi (çcv. Talat Koçyigit) A.Ü.İ.F.D., IV/8, 1955.

63. Kadı lyaz, a.g.e.,l/ıo; İbn salah, Sıyane, s.106; Robson, a.g.m., s.lO. 64. İbn Salah, Sıyane, s.1 14. , .

(16)

RİV

A

YEr h..tM1...ERtNDE ESER KAR1zMAsı VE MüsLİM'İN EL-CAM1U's..sAH1Hİ 301.

ifade etti~inden İbn Salah, bu kabil eserlerin naklinde muttasıl bir senedin

olması gerekmedi~ini bile söylemiştir

66•

Kitabı, İbn Süfyan'dan

Culiidi

ve Kisai nakletmiştir

67•

İbn Salah,

Cullidi'nin vefatıyla birlikte Müslim'in

kitabının semaının son buldu~u,

İbn Süfyan ve başkalarından nakleden onun dışındaki bütün ravilerin

mu-temet kimseler olmadığını belirtmektedir

68•

Bunlardan özellikle Kisai ile

ilgili olarak söylenenler ilginçtir. Nevevl'nin,

Sahibi, Cullidi dışında İbn

Süfyan'dan rivayet ettiğini söyleyenlerin hiçbirisi itimada şayan değildir,

demesi bir yana, Kİsal'nin zayıf bir ravi olup olmadığı da bir yana, onun

sahihi

alışıyla

ilgili

olarak

nakledilen

anekdot

bir hayli

çarpıcıdır.

Sem'anl'nin

Kisai'den

naklettiğine

göre,

babası

Kisaı'yi

Müslim'in

Sahih'ini kendisinden dinlemesi için ibn Süfyan'a göturmüş, fakat o çok

küçük

olduğundan

kitab'ı

dinlerken uyuyakalmıştır

69•

Zehebi (ö.h.748)

de Kisai versiyonunun zayıfbir i~nad olduğunu söylemektedir

70•

Müslim'in di~er ravisi E6u Muhammed

b. Hüseyin b. Muğire

el-Kalanisi'~ir.

O, Aşkar'a, o da, İbn Mahan (ö.h.387)'a nakletmiş ve ondan

71 .

yayılmıştır ..

Nüshaların bütün ravileri ile ilgili detaylara girmek bu çalışmanın

Sh

nırlarını aşar. Ancak, bu konuyu müstakil bir tetkik mevzu yapan

Rob-son'un da dikkat çekti~i 'şu noktalara temas etmeden geçemiyeceğiz.

Nevevi'nin şeyhi Ebu İshak (ö.h.664), Sahih'i aldığı Mansur

(522-608)'dan 56 sene sonra ölmüştür. Mansur

sahihi almış oldu~u ceddi

öl-düğü zaman sekiz yaşındadır.

Ferevi (441-530) yedi yaşında iken (448)

şeyhi

Farisi'den

almıştır.

Farisi

(353-448)'de,

oniki

yaşında

iken

(365)'de Culudi (ö.h.368-9)'den almıştır.

Kisai

ve Culiidi

versiyonlarında

yer alan Ebu

Muhammed

b.

Attab, Sahihi dört yaşında,

Mekki'den;

üç yaşında

iken de

Şantaca-li 'den nakletmiştir.

Ferevi'nin

ravilerinden birisi de Harasıani'dir.

Ve Ferevl'nin

vefa-tında on yaşındadır.

66. tbn Salah, a.g.e., s.117. 67. Robson, a.g.m., s.11-14. 68. tbn Salah, Sıyane, s.108. 69. Robson, a.g.m., s.14.

70. Hakim şöyle diyor: "Sahih'i kendi hattıyla yeni bir kitaptan nakletti. Buna itiraz ettim, beni azarladı. Ben de: asıl nüsham getirsen ve hadisi doğru bir şekilde bana nakletsen ya? dedim, bunun üzerine bana: "Babam beni, kitabı işitmem için fakih ıbn Süfyan'ın meclisine götürdü. Fakat işitti.ğim nüshayı bulamadım.' euıadi bana dedi ki: "Baba'nın seni işitmem için meclise getirdiğini gördiim, sen çok kiiçiik ol-duğun için uyuyordun. Sen, SahiQ'i benim niishamdan yaz. istifade edersin," Zehebi, Nubelli, XVI/465(339).

(17)

İbn Mahan'ın rivayetini Münzİr'den

nakleden Ebu Bekir

Abdülba-ki ise, Münzİr'in

vefatında yedi yaşındadır.

n

Böylece Müslim'in

Sahihi'nin pek çok versiyonunda bazı

bölümle-rin icazet veya vicade ile nakledilmesinin

yanında, çok önemli bazı

nüs-halarının da adeta büluğ t~ağına ermemiş

çocuklar

tarafından

nakledil-diği anlaşılmaktadır.

Bu durumun yol açuğı sakıncalar özel bir inceleme

konusudur. Biz, fikir vermesi bakımından küçük bir örneği burada

kay-detmek istiyoruz.

Nasih'in

ifadesi rivayet metni oluyor:

Müslim'in İman bölümünde yer alan bir hadis, rivayet kaynaklarına

müstensihlerin tasarrutlarının

nasıl sızdığını ve haberin asli metni haline

gelebildiğini gösteren bir örnektir. Metin şöyle:dir:

~W\~;,~:"

ı..\\

)lG'

\;1-;1£;"

'6.,.~\(~ ~ ~

"Bizler Juyamet gününde filan yerdı~n ve filan yerden geleceğiz. Bak (yani bu insanlann üstündedir) ..',?3

Ahmedbavudoğhı

metni bu şekilde terceme etıniştir

74•

Fakat ne

me-tinden ve, ne de tercemeden ne denilrnek isteneliğini anlamak mümkün

de-ğildir. Çünkü ifade hiçbirşeye benzememektedir.

Kadı Iyaz (ö.h.544)

bu-nunla ilgili olarak şöyle diyor:

"Bütün nüshalarda bu böyledir. Müslim'in bazı lafızlannı araştırmayı gerektire-cek,btiyük değişiklikler mevcuttur. Dltla sonrakiler bunun içerisinden çıkamarruş ve müşkil duruma işaret etmek maksadıyla iki kelime arasına "bak" manasına gelen "unzur" kelimesini yazmıştır. Bu da hadisin kendisinden zannedilmiştir.,,75

Davudoğlu, kaynak vermeden Kadı Iya.z (ö.h.544)'ın bir başka

izahı-nı daha nakleder: .

"BütUn bunlar gösteriyor ki, hadis değiştirilmiştir. Ravi, ya bu "kOm" ve "tel" kelimelerini anlayamamış; yahut silmişt: onlann yerine "şöyle böyle" kelimelerini koymuş sonra yukarısını göstererek "bu insanlann üzerinde olacak" diye tefsirde bu-lunmaya ÇalIŞnuŞ, Uzerine de tenbih içh "bak" kelimesini yaznuştır. Ondan sonra hadisi istinsah edenler ravınin tefsirini de tenbihini de hadisin metninden zannede-rek her ne bulduİarsa onu bu hadisten d;'ye. nakletmişler ve hadis şu gördüğün şekli alnuşur.,,76

72. Robson, a.g.m., s, )8. Buna benzer bir durum da Ahmed b. Hanbel'in Müsnedi için söz konusudur. Bkz. Cezerı, Muhammed b. Yusuf, Kitabu'I-Mıs'adi'I-Ahmed, s.44 (dipnot).

73. Müslim, I, lman, 84/316, had.no:191 (11177). Aynı rivayet'in Ahmed b. Hanbel'in Müsend'teki versiyonu için bkz. Müsned. IIl/345.

(18)

RİV

A

YEr iLtMLERtNDE ESER KARİZMASI VE MüsLİM'İN EL-CAMJU'S-SAHlffİ 303

Bunun tashif, ta~yir ve lafızlarda

bir karışıklık oldu~unda gelmiş

geçmiş

alimler

ittifak

etmişlerdir.

Abdülhak

da

el-Cem'u

beyne'

s-Sahfhayn'da buna işaret etmiştir.

n

Bu küçük örnek de göstermektedir

ki, haberleri nakleden ravilerin

ta-sarruflan kadar, kitapları istinsah edenlerin tasarrufları da rivayet kaynak- .

larımızdaki haberlerin

aslına nüfuz etmiş gözükmektedir.

Kadı Iyaz'ın

nüsha farklılıklarından

kaynaklanan metinfarklılıklarını

ele aldığı

Meşa-rıku'[-Envar'ı,

bunların ne oranda olduğuna dair yaklaşık bir fikir

vere-k

h.

d'

78

. ce

ma ıyette ır.

II

I. Müslim'in Eserine Rivayet Tekniği Açısından Yöneltilen Eleştiriler

B!Jrada, eleştirileri tek tek ele alıp incelemekten ziyade, tenkit

yönei-ten zatlar kronolojik olarak sıralanacaktır.

Bu arada gerekli nakil ve

izah-lar verilecektir. Böylece tenkitlerin tarihi gelişimi de gösterilmiş olacak.

tır.

Tenkitlerin

kronolojik

olarak sıralamasına

geçmeden

evvel, daha

Müslim'in

kitabı yazılmadan

önce, Ahmed b. Hanbel (ö.h.241) gibi bir

büyük hadis otoritesinin, daha sonra Müs1im;in kitabında yer alacak bir

haber h~kkındaki kanaatini kaydetmek istiyoruz. Bu haber, Ebu Rafi'

ka-nalıyla ıbn Mes'ud'dan

Hz. Peygamber'e

nisbet edilerek gelen bir

haber-dir

79•

Ebu Davud es-Sicistani'nin

"Mesai! an Ahmed" isimli eserinde

nak-lettiğine göre, Ahmed b. Hanbel bu haberi, reddetmiş

ve bunun İbn

Mesud'un

sözlerine benzemediğini

söylemiştir.

Buna mukabil Hz.

Pey-gamber'in sabn tavsiye eden bir hadisini zikrctmiştir. Haber'in senedinde

yer alan Haris b. Fudayl el-Hatmi'nin

de mahfuzu'l-hadis

olmadığını

be-lirtmiştir.

80

77. Mü.slim, Sahih, 1/77 (dipnot). Bu kabil müstensih tasarruflarına bi~ örnekte Müslim, I. lman, 72/249, had.no: 158 (1I138)'de imanın fayda vermeyeceği zamana ilişkin Ebu Hureyre (r.)'den gelen haberdir: Haberde, güneş batıda doğduğu deccal zuhur ettiği ve dabbetularz çıktığı vakit, kişinin imanının kendisine fayda vermeyeceği irade edilmektedir. Burada geçen 'Deccal- ' kelimesi, daha erken kaynak olan Ahmed b. Hanbel'in el-Müsned'inde (II/445-6) sened aynı olmasına karşın 'Ouhan- ' şeklinde yer almaktadır. Gerçi İbn Ebı Şeybe'nin el-Musannefindc (VII/506 no: 37592) de 'deccw' şe~lindedir. Seneô de aynıdır. Burada nasih tasarru-fu bulunduğu açıktır. Bkz. Çelebi, Ilyas,ltikadi Açıdan Uzak ve Yakın Gelecekle il-gili Haberler, s,71.

78. Fuat Sezgin'in, Kadı Iyaz'ın bu eseriyle ilgili değerlendirmesi için bkz. Sezgin, Buhari'nin Kaynakları. s.l 92.

79. Müslim, 1, İman, 20/80, had.no:50, (1169-70). -Burada iki versiyonu nakledilen ha-berler arasında da bazı lafız farklılıkları vardır. Haberde Peygamber'in sünnetinden ve emirlerinden yüz çevirenlere karşı el, dil ve kalp ile cihad edilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bazı versiyonlarındahaber, Ebu Rafi' kanalıyla doğrudan Hz. Peygamber'den nakledilmektedir. Bkz. Davudoğlu, a.g.e., 1/287.

(19)

a. Ebu Zur'a er-Razi (ö.h.264)

Müslim'in eseri çeşitli açılardan eleştiri konusu yapılmıştır.

Bunlar-, dan bir kısmı rivayet tekniği ile alakalıdır. Sahih'te yer "alan bazı

rivayet-lerin senedIeri ve ravileri kimi hadis otoriterivayet-lerince tenkit edilmiştir.

Özel-likle es-Sahih

ismi ile eser yazanlara,

bu çerçevede

Müslim'e

itiraz

edenlerden birisi, Müslim'in çağdaşı Ebu Zur'a er-Razi (ö.h.264)'dir

81:

0,

böyle bir isimle kendi zamanında es(~ryazılmaSını erken ve sakıncalı

bul-muş, bu kabil isimlerle eser yazanların asıl amacının kendilerine paye

edinmek olduğunu söylemiştir:

" .. Bunlar, vaktinden önce, öne geçmek isteyen bir gü ruhtur. Bunu temin için, kendisiyle öncülü~ü elde edebilecek birşeyler yapmışlar, kendilerine bu.alanda riya-set ~azandırsın diye, daha evvel emsali görülmeyen eserler telif etmişlerdir. (Ravi diyor ki): Birgün a!İamın birisi, Ebu Zur'a'ya Müslim'in Sahih'ini getirdi. Ben de oradaydım Ebu Zur'a kitabı incelemeye başladı. Bu arada Esbat b. Nasr'dan rivayet edilen bir hadis gördü. Ve bana: "Kitabına Esbat b. Nasr'ı dahil eden (bu adamın eseri) sahih addedileıne,~," dedi. Biraz. sonra kitapta, Kum b. Nuseyr'e rasıladı. Ve yine bana dönerek: "Bu öncekinden de daha fena, dedi ve Kurn,Sabit'ten mevsul olarak rivayet ettigi hadisleri, Enes'e isnad etmiştir, djye de ilave etti. Daha sonra in-celemesine devam ederek; "Sahih'inde Ahmed b. lsa el-Mısrf'den rivayctte bulunu-yor!? Diye ekledi. Sonra da: Mısırlılann.Ahmed b. ısa'dan şikayet ettikleri kadar, hiç kirnseden şikayetçi olduklannı görmedim, dedi". Ebu Zur'a bu arada eliyle dili-ne işaret ederek, sanki, yalancılı~ından şikayet ediyorlar, demek istiyordu- Devam-la: "Şu kimselerden rivayettc bulunuyor da, Muhammed b. Aclan ve benzerlerini terkediyor. Bidat sahibi kimselere yol açıp, kendilerine bir hadisle delil getirildi. ği vakit, bu es.Sahil1'te yok ki, demelerine imkan veriyor, dedi." Baktım ki, bu kitabı yazanı eleştiriyordu ...,,82

Görüldüğü gibi çok erken denebilecek devirde, daha yazılması

aşa-masında eser, ismi ve bir takım ravileri sebebiyle tenkide uğramaktan

kurtulamamıştır.

b. Darakutn~ (305-385/917-995)

Müslim'in eserine rnüstakil bir kitap yazmak suretiyle, rivayet

tekni-ği açısından eleştiri getirenlerden

birisi de, Ebu Hasan Ali b. Ömer b.

Ahmed b. Mehdi b. Mesud ed-Oarakutni'dir

83•

Oarakutni'nin

Buhan ve

Müs!im'in

her ikisine birden yönelttiği tenkitlerini

içeren eserinin adı,

"el-İstidrakat

ve't-Tefebbu'ale'l-Burrarf

ve Müs/im"dir.

Bıklll'nin

"en-Nüketü' 1-Vefiyye"de işaret ettiği üzere, Oarakutni, iki sahih eserde toplam

ikiyüzon hadisi zayıfbulmuştur.

Bunlardan yiiz'ü yalnız Müslim'de,

Sek-sen tanesi yalnız Buharl'de, otuz tan~:si ise müştereken her ikisinde tahric

edilmiş haberlerdir. Bıkaı, Oarakutni'den

başka kimselerin de, onun zayıf

81. İbn Abdilhadi, Tabaktlru Ulemai'l-Hadis, 1I/246 (548).

(20)

Rİv

A

YEr İLİMLERİNDE ESER KARİZMASI VE MüsLİM'İN ElrCAM1U's-SAHiH'İ 305

olduğuna hükmettiği hadisler dışında, bazı haberlerin zayıf olduğunu

be-Iirttiklerini, söylemiştir.

84

Ancak, Nevevı (ö.h.676), Darakutnı

ve benzerlerinin

tenkitlerinin,

her iki imanıın eserlerini yazarken esas ittihaz ettikleri prensiplere uygun

düşmeyen, bu nedenle de sahih'in en üst derecesine ulaşamayan hadislere

yönelik

olduğunu

iddia

etmektedir.

8s

Son

devir

hadisçilerinden

A.Muhammed Şakir de ayın noktayı vurgulamaktadır.

86

Diğer

taraftan,

Darakutrn'nin

eleştirilerine

İbn Hacer

(ö.h.852)

Buharı şerhi'nin mukaddimesi'nde

kendi zaviyesi9den bazı cevaplar

ver-• • 87

mıştır.

C.

Ebu Mesud İbrahim b. Muhammed b.Adi ed-Dımaşki (ö.h.40l/

m.lOlO)

MüsIim'e

tenkit

yöneltenlerden

bir diğeri

de Ebu

Mesud

ed-Dımaşki'dir

88•

"Kıtabu'l-Atraf

ale's-Sahhihayn"

isimli eserinde

Müs-lim'in bazı hadislerini tenkit etmiştir.

89

d. İbn Hazm, Eb,u Muhammed Ali el-Endelüsi (383-458)

Mağribin büyük hadis hafızı İbn Hazm da bütün takdir ifadelerine

karşın zaman za]llan Müslim hadislerini eleştirmektedir.

Onun bu

konu-daki listesi bir hayli kabarıktır. Bunları bütün aynntılarıyla

tetkik etmek

müstakil bir inceleme konusudur.

Ancak, kısaca ifade etmek gerekirse,

İbn Hazm Müslim hadislerini üç yönden tenkide tabi tutmuştur.

90

1. Sened ve metin yonünden:

Bunun örneği Ebu Süfyan ile ilgili,

meşhur

rivayet,

ki İkrime 'b. Ammar

tarafından

nakledilmiştir.

Ebu.

84. Sanani, Taıızihu'I-Ejh2r, 11128. Oarakutni'nin MUslim'e yönelttigi eleştirileri cevap-lamak Uzere Ebu Mesud ed-Oımeşkt (ö.h.40I/m.1O10) "Ceııabü Ebı Mesud Muham-med b. İbrahim b. Ubeyd ed-Dımeşki amma beyyene fihi galata Ebi'I-Huseyn Müs-lim b. Haccac" isimli bir eser kaleme almıştır. Darakutni'nin tenkitlerini Rabi' b. Hadi Umeyr el-Medhali bir master tt:~ine konu yap.mıştır. Tezin adı, Beyne'l-Imameyn Müslim ııe'd-Dôrakutnt'ıfu. (UınmU'I-Kura U. 1396/1976). Bkz. Kande-mir, M. Yaşar, Sahihayne Yöneltilen Tenkitlerin Degeri, Sünnet'in Dindeki Yeri, .5.341,371.

85. ibn Hacer, Hedy, 5.344.

86. Şakir, A. Muhammed. el-Baisu'I-Hasls, 5.35. 87. ıbnHacer, Hedy, 5.344-380.

88. Zehebi, a.g.e., 1ןil1068; İbn İmad, a.g.e., II1I157.

89. ıbn Hacer, a.g.e., 5.344. .

(21)

"

Süfyan'ın Hz. Peygamber'den

istedi!~i üç şeyle alakalıdır

91•

Bunun

üzerin-de ilerüzerin-de ayrıca durulacaktır. Ancak ıbn Hazın'ın bu haber ınünascbetiylc

serdettiği ınütala görmezden gelinect:k gibi değildir. Şöyle diyor:

"Bu haberi 'İkrime b. Ammar mutlaka ya kendisi uydurdu, ya da buhaberiuy-durmuş olan bir yalancıcan aldı da, o yalancı ravinin adını gizleyerek (tedlis yapa-rak) haberi Ebu Zumeyl'den almış gibi rivayet etti.',92 ,

Bir diğeri Huzeyfe b. Yeman hadisidir ki, kendisinin Medine'ye

geli-şiyle ilgili bir rivayettir

9J•

İbn Hazım haberi, hem tarihen yanlış bulur,

hem de ravı Velıd b. Curney'in

yalancı ve merdud birisi olduğunu

söy-ler.

94

2- Ravısi yönünden: Huzeyfe kanalıyla gelen ve Velid b. Cumey'

ta-rafından nakledilen, Akabe'ye

iştirak edenlerin sayısına dair bir haber,

ravi Velid s~bebiyle reddedilmiştir.

95

Münafıklarla alakalı olarak Cabir'den gelen bir haber de

96

ravi, Ebu

Süfyan Talha b. Nafi' sebebiyle İbn Haim tarafından reddedilmiştir.

97

Gün~ı

ifşa etmeyle ilgili Ebu Hureyrc (r.) hadisi

98

ravısi

Muham-med.b. Abdillah b. Ahi'z-Zuhô

sebebiyle tenkide maruz kalmıştır.

99.

3- Seneddeki kopukluk yönünden: İbn Hazm isnadlarındaki

ınkıta

nedeniyle 'de bir kısım Müslim hadislerini eleştirmiştir.

1oo

91.

Müslim, 44, Fadailü's-Sı!habe, 40/168, had no:2501. (Il/I 945). 92. İbn Hazm,'lhkiim, VU198.

93. MUslim, 32, Cihad, 35/98, had.no: 1787 (WI414).

94. İbn Hazm, lhkiim, V/23-24. Bu ravi ile ilgili olarak bkz. Zehebi, Miaiıı. IV/337 . (9362).

95. Müslim, 50, Sıfatu'I-Münatikin, 1i,had.no:2779/2 (IIU2144). 96. Müslim, 50, Sıfatu'l-Müııafıkın, 15, had.no:27&2 (I1U2145). 97. İbn Hazm, MuJuıl/a, XIWI 8 i. (Krş, Başaran, a.g.m., s.l4). 98. Müslim, 53, Zühd, 8/52, had. No: 2990 (1II/2291).

(22)

,

Rİv

A

YEr İLİMLERİNDE ESER KARİZMASI VE MÜsLİM'İN EL-CAMİU's-SAH1H'İ 307

e. Ebu Ali Hüseyin b. Muhammed b. Ahmed el-Gassani (427-498/

1035-1104)

,

Bu çerçevede bir diğer şahıs da Ebu Ali el-Gassanl'dir

lOl•

Eserinin

ismi "Takyfdu'l-Muhmel

ve Temyfzu'I-Müşkif'dir

lOı•

Gassanı, kitabında

Darakutni'nin

eleştirdiği rivayetlerin dışında kalan bazı haberleri ele

al-103

mıştır

.

SuyGtı (849-911/1445-1505)

de, Müslim'in

Sahıh'inde

ravilerinin

zayıflığı sebebiyle, zayıf telakki edilen bazı hadislerin kritiğine tahsis

edilmiş, müstakil bir eser gördüğünü söylemektedir.

Suyutı, Veliyyuddin

el-Iriikl'nin

işaret edilen bu esere bir reddiye yazdığım da

söylemekte-dir

'04•

Yine Suyutı, bazı hadis hafızlarımn, Müslim'in eserinde sahih

şart-larını taşımayan haberlerin bulunduğuna

dikkat çekt~klerini; buna sebep

olarak da, kimi haberlerde ibham

105,

irsal

106,

İnkıta

107

gibi vasıfl~,

kimi-100. ıbn Hazm'ın eleştirdiği ravil~rin bir dökümü için bkz. Başaran, a.g.m., s.16-17. 101. Zehebi, a.g.e., 11111233;İbn Imad, a.g.e., 1111408. '

102. Kettani, er-Risaletu'l-Mustatrafe, s.1 18. Bu eser 'on bölümden oluşmaktadır. 5 ile 8. cüzler müelirin; "Tenbih ale'l-Evhiimi'l-Vakıa fı's Sahfhayn min Kıbeli'r-Ruvat" başlığını 'taşımaktadır. Kimi araştırmacılar bunu iki ayn eser zannetmişlerdir. Bu eser'in bazı bölümleri Muhammed Sadık Aydın tarafından master tqi (Riyad, 1407/ 1987) olarak çalışılmış ve yayımlanmıştır. Bu konuda bkz. Sünnet'in Dindeki Yeri,

s.341;371,390. ,

103. Kadı Iyaz, Meşarık, 115-6; İbn Hacer, a.g.e., s.344.; Memduh, Tenbih, s.21.

104. Bu konuda Zeyneddin el-Iraki (ö.h.806/m.1404)'nin; "el-Ahiidfsu'l-Muharrace fı's-Sahihayn ellezi Tüküllime

flM

bi za '!ın ve 'nkıta" isimli bir eser yazdığı, ancak, bu eserin müsveddesinin kaybolduğu ifade edilmiştir. Ebu Zur'a Ahmed b. Abdürrahim el-Iraki (ö.h.826/1423)'nin; "el-Beyan ve't-Tavzfh li men harrece lehufı's-Sahfh ve kad messe bi-darbin mine't-Tecrfh" (TDVİA.Ktb.No: 12761) adlı eseri de bunlar-dan birisidir. Bu eser'in mUellif hattı ile Beyrut Amerikan Üniversitesinde bulunan tek nüshası Kemal Yusuf e1-Hut'un tahkikiyle 1990'da basılmıştır. Toplam 560 ravi ele alınmıştır. Bunlardan 353'ü Buhan'ye ait ravilerdir. Bunun 227'si aynı zamanda MUslim ve KUtUb-ü Sine'ye dahil olan diğer sünenlerde de bulunmaktadır. Bu konu-. da bkzkonu-. Sünnet'in Dindeki Yeri, s.341, 391. İkinci eserle ilgili bilgiler Nevzat Aşık

tarafından verilmiştir.

105. Müslim'in mUphem ve meçhul ravilerden yaptığı nakillerin' bir örneğini; 22, Müsakat, 26/130, had.no: 1605/2 (1111228) rivayeti teşkil eder. Müslim burada 'Had-deseni ba'zu ashabina" tabirini kul1anmıştır. Bir başka örnek de; 22, Müsakat, 4/19, had.no.1557 (II/1191) dedir. Burada Müslim 'Haddeseni gayru vahıdin min ashabina' tabirini kullanmıştır. Bunun bir diğer örneği de 43, Fazail, 8/24, had.no:2285 (II/1791)'dedir. Burada ise 'huddistu an ebi Usarne' ifadesi kul1anılmış-tır.

Müslim'in eseri müsned, merfu'lara tahsis edilmiş olmasına karşın, onda bu sıfatı taşımayan 'haberler de vardır. Bunlardan birisi Yahya b. Yahya'nın naklettiği, Ab-dul1ah b. Yahya b. Ebi Kesir'in babasına ait şu sözdUr: "La. yUstetau'l-ilmu bi rahati'l-cismi; yorulmadan ilim elde edilmez". Bkz. Müslim, 5, Mesacid, 311175,

had.no: 612/5 (1/428). ,

(23)

alın-lerinde ise

vicade

ve

mÜıkatebelOH

gibi nakik yöntemlerini gerekçe

göster-diklerini söyler. Müslim'e yöneltilen bu kabil eleştirilere, cevap vermek

maksadıyla

Reşüduddin

el-Attar (ö.lı.662)'ın bireser

kaleme aldığı ve

tenkitleri tek tek değerlendirmeye

tabi tuttu~u da Suyüti tarafından

zikre-dilmektedirlO9.EI-Attar'ın bu es(~rinin adı, "Gurer el-Fevaidu'l-Mecmuaj'i

Şe'ni ma vaka'aj'i Müslim mine "-Ahildisi'I-Maktua"dır

11O

f.

İbn Salah

(ö.h.643)

Buhari ve Müslim hadislerinin

kesin olarak sahih olduğunu ve bu

konuda ulemanın ittifakı bulunduğun'j

söylemesine karşın, İbn Salah da

Müslim'in

bir hadisinin kimilerince hadis tekniği bakımından zayıf

bu-lunduğunu

nakletmiştir.

O namazda besmelenin

cebri okunmayacağını

ifade eden Hz. En~s hadisinilll mualld hadise, hem de metni mualle)

ha-mıştır. Bunlardan birtanesi İbn Hacer'iıı el:VuktJj ala ma

if

Sahfhi Müslim mine '1-Mevkujismini taşıyan eseridir. Kitap İbn Salah'ın Müslim'de mevkuf haber

olmadı-~i şeklindeki kanaatine ve ona uı/aıı bazı kimselerin bu istikametteki bir iddialarına cevap olarak.yaı.ılmıştır. (s.27-28) Koııu1arına göre 192 mevkuf habere yer veril-mektedir. Kitap: Abdulla:, el-leysl'nin tahkiki ile 1986 yılında' Müessesetu '1-Kiitübi 's-Sakafıyye tarafından Beyrut 'ta basılmıştır.

106. Müslim'de mürselolduğu için eL:ştirilen haberlerin sayısı takriben on tanedir. Suyurti, bu haberlerden çoğunun ınüsned versiyonlarının bulunduğunu kaydeder. Ancak, sadece Ebu'I-AHi, Yezid b. Abdıilah b. Eş ..Şıhhir el-Amıri (ö.h.l 11)'in mür-sel haberinin sahih bir tarikla sahabeden mevsu1 olarak nakledilmediğini belirtir. Bkz. Suyuti, Tedrib, 1/170.

107. Suyali, Attar'ın kaydettiği munkatı' hab~rlerin onUç tane olduğunu söyler ve bunla-nn dökümünü verir. Suyurı, a.g.e .. 11172.174.

108. Daha evvel, bir vesileyle kaydettiğimiz üzer,~, Suyuti de, Müslim'in tenkid edilen ravilerin yaı.dıkları nüshalar'ında çDk htifade: ettiğini belirtir ve bunlara örnek ola-rak Ebu Zübeyr'in Cabir'den, Sül1f:yl'in babasından; AHi b. Abdurrahman'ın baba-sından: Hammad b. Seleme'nin Sabit'ten ve benzerlerinden yaptıkları rivayetleri içeren nüshalan gösterir. Ekz. Suyuti, a.g.e., 1/69.

Müslim eserinde hocaların viciide tarikiyle aldıklan haberlere de yer vermiştir. Bun-dan dolayı da ayrıca tenkide uğramıştır. BunlarBun-dan bir tanesi İbn Ebi Şeybe'den alı-nan ve onun; "vecedtu ii kitabi an :~bi Uslimc:- Kitabımda Ebu Usame'den nakIedi-len şu haberi buldum" diye başlayan, Hz .. Aişe'ninfaı.iletiyle ilgili rivayettir. Bkz. Miislim, 44, Fazailu's-Sahabe, 13/80 lıad.no:2439 (11/1890); Şebbir Ahmed, Fethu' /-Mü/him, 1/217.

109. Suyati, Tedrib, 11107. Suyuti'niıı işaret ettiği bu zat yedinci hicri asırda Mısır'da hadis otoritesi olmuş Yahya b. Ali b. Abdullah b. Ali b. Müferric el-Kuraşi, el-Umevi en-Nabhlsi'dir. (584-662). Bkz. İbn Abdilhadi, a.g.e., IV/229-230; Zehebi, a.g.e.,IV/1442.

110. Tahanevi, zafer AhmeeL. Mukaddimetıı /'lai's-Sünen, 1/286. Reşiduddin'in bu eseri (İzz b. Cem. Meşyaha 127 ab). Yazması: Damad İbr. 396 (sonu noksan, i 164a yk., 9.H.asır) Bu eser, Muhammed b. Ali et-Temimi d-Mazeri'nin Mu'tim'ine reddiye' olarak kaleme almak suretiyle o Sahi/ı-i Müslim'de bulunduğu iddia edilen 14 makro hadisi vasletmeyeçalışmışıır. Ancak bu yazma böliimünün sonu eksik öldu-ğu için"sadece 5 hadisi ihtiva etmektedir." Bkz. Kettani, Hadis Literatürü, (çev. Yusuf Ozbek) s.3 (dipnot 2/1)

/

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha sonra siyanmethemoglobinin yapısında bulunan siyanür iyonları liyosOJfatın süllür vericisi olarak kullanılmasıyla rodanaz reaksiyonu yoluyla ti·

Ayarlar genellikle makina soðuk iken yapýlýr fakat ayar yapýlan makinalar her zaman ayar yapýldýklarý sýcaklýklarda çalýþmazlar genellikle daha yüksek

Heidegger thinks that time and temporality make possible for Dasein to project and clarify and discover his possibilities and to know about his aspects of his being in the world,

Bu hadis mütevatir olup, burada konumuz bu hadisin sıhhatini ispatlamak olmadığı için hadisin tariklerini zikretmeyeceğim. Zira sıhhati hakkında bir görüş ayrılığı

Erkeği asıl suçlu gösteren ve sanki kadını düşünüyormuş gibi yapanların asıl amacı, küreselci çeteye karşı omuz omuza direnen kadın ve erkeği birbirine hasım

Rasulullah'tan (s.a.v.) tevatüren gelen hadislerden anlaşıldığına göre, onun hutbelerinde ashabına orada bulunanların bulunmayanlara tebliğ etmesini tavsiye ettiği

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

All in all, it can be stated that the conclusion reached in this work is that Esther Greenwood’s mental disturbance in “The Bell Jar” is the consequence of her distressed