Medikal Sosyolojide Bazı Kavramsal Açıklamalar
Toplum ve Sağlık Kurumu
Toplum üyelerinin ortaklaşa tinsel ve özdeksel
etkinlikleri dolayısıyla aralarında oluşan bağıntıların tümü olarak tanımlayabileceğimiz toplumsal ilişkiler, sürekli ve kalıplaşmış ilişkiler olup insan-toplum, insan- doğa etkileşimi içinde nitelik kazanırlar.
Bir başka açıdan baktığımızda toplum hem objektif hem de sübjektif bir gerçekliktir. Çünkü kurumsal yaşam ve her bir kurum nesnelleşmiş insan etkinliğidir.
Bu nedenle toplum insanın ürünüdür ve insan da oluşturdu toplumun ürünüdür.
Sağlık
Anlamı oldukça geniş olduğundan sağlık kavramı için tek ve genelleşmiş bir tanım yapmak zordur.
Bir tanıma göre sağlık, bir canlının kendi hücresel çekirdeğinde şifreli bütünlüğünü ve kararlığını korumak yolunda oluşmuş maddesel
örgütlenişin bir bozukluk olmaksızın çalışması ve aynı canlının daha üst düzeyde bir örgütlenişi başarabilmesi sürecidir.
Bu açıklamamızda sağlık kavramının tek bir yönü olarak biyolojik sağlık vurgulanmaktadır.
İnsan öncelikle toplumsal bir varlıktır. Bu nedenle sağlık kavramını yalnızca biyolojik sağlık olarak düşünmek bir yanlışlıktır.
Dünya sağlık örgütü ise biyolojik, toplumsal ve psikolojik açıdan sağlığı tanımlamıştır.
Sağlık kavramının biyolojik, fizyolojik, ruhsal ve toplumun kültürel
bağlamda bireyin, toplumsal ve doğal koşullar içinde belirlenen mevcut yaşam biçiminin gereklerini karşılayabilme durumunu ifade ettiğini
söyleyebiliriz.
Sağlık, gerek makro gerekse mikro düzeyde tüm sosyal sistemler için öncelikli olarak işlevsel gerekliliğe sahiptir.
Hastalık ve Hastalık Davranışı
Hastalık iki farklı anlam içermektedir.
Medikal açıdan hastalık doktorun bakış açısından hastalık yani nesnel anlamda hastalıktır.
Toplumsal-kültürel içerikli bir kavram olarak birey açısından hastalık ise sağlıksızlığın ya da patolojik sürecin
sonuçlarının öznel deneyim içinde bireyce algılanması ve bireyin acı, rahatsızlık duyma durumudur.
Hastalık durumu bireyin toplumsal yaşamında oldukça önemli değişikliklere yol açmaktadır.
Bunlardan birincisi, hastalık dayanılmaz baskılardan kurtuluş yolu olarak değerlendirilebilir.
Hasta rolünün geri çekilme, sorumluluklardan kurtulma ve gereksinimler için çevredekilere dayanma gibi gizli işlevlere sahip davranışları içerdiğini söyleyebiliriz.
İkinci olarak hastalık rolünün, bireysel başarısızlığı rasyonalize etme gibi bir işleve sahip olduğunu ileri sürebiliriz.
Hastalığın yoğun baskılardan geçici olarak soyutlanma amacı doğrultusunda kullanımı söz konusu
olabilmektedir.
Üçüncü olarak hastalık çevrenin dikkatini çekmek gibi diğer bir işlevi de içinde taşıyabilir.
Hastalık durumunda hastanede kalma bir tatil olarak da algılanabilir.
Hastalık bir sosyal kontrol aracı olarak da kullanılabilir.
Burada hasta kişinin çevresindeki kişiler üzerinde psikolojik baskı uygulaması da söz konusudur.
Sosyologlar ve antropologlar hasta olma sürecini şöyle özetlemişlerdir.
- İlk aşama semptom deneyim aşamasıdır.
- İkinci aşama, kişi kendisinin hasta ve bakıma gereksinimi olduğuna karar verir.
- Üçüncü aşama medikal bakımla ilişkiye geçme aşamasıdır.
- Dördüncü aşama ise bağımlı-hasta rolü aşamasıdır.