• Sonuç bulunamadı

Dönem Tarama Testleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dönem Tarama Testleri"

Copied!
25
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

UYGULAMAYI İNDİR

VİDEO ÇÖZÜMLERE ULAŞ.

Öğreten Etkinlikler Kavram Haritaları Ünite Tekrar Testleri

Yazılıya Hazırlık Rehberlik Bölümü

Dönem Tarama Testleri

Perforaj

ONLİNE

“eğitimde yayındenizi online”

ÜCRETSİZ ÖĞRETMEN ÜYELİĞİ KOLAY ERİŞİLEBİLİR DİJİTAL İÇERİK

ÖRNEK KİTAP TALEBİ

MÜFREDATA UYGUN SORU HAVUZU

www.ydakillitahta.com

ÖĞRETMEN ÜYELİĞİ SEÇİMİ İLE

SİSTEME ÜYELİK FORMUNU DOL- DURUNUZ.

SİSTEME GİRİŞ YAPARAK DİJİTAL İÇERİKLERİNİZİ İSTEDİĞİNİZ YERE İNDİREBİLİRSİNİZ.

İNTERNETE BAĞLI OLSUN VEYA OLMASIN DİLEDİĞİNİZ PLATFORM- LARDA İÇERİKLERİMİZİ KULLANA- BİLİRSİNİZ.

İSTEDİĞİNİZ SORULARLA KENDİ TESTİNİZİ OLUŞTURABİLİRSİNİZ.

YAYIN DENİZİ TEK VİDEO ÇÖZÜM

UYGULAMASI

İNDİR

ÖZ EL LİK LE R

FELSEFE 11

(3)

• Her tip soru çeşidini görmenizi sağlayacaktır.

• Akıl ve mantık yürütmenizi kolaylaştıracaktır.

• Düşünme becerinizi geliştirecektir.

• Her seviyedeki öğrenciye hitap eden bu soru bankası eksiklerinizi görmenizde de size kaynak olacaktır.

• Bazı soruların farklı formatlarının üst üste sorulmasıyla konuları daha iyi öğrenmenizi, kavramanızı ve pekiştirmenizi sağlayacaktır.

• Seviyenizi belirlerken size yol gösterecektir.

BU KİTAP BANA NE KAZANDIRIR?

• Testler konu başlıkları ve kazanımlar dikkate alınarak oluşturulmuştur.

• Her test kendi içerisinde öğrenme sırası dikkate alınarak hazırlanmıştır.

• Üniteler konunun daha iyi anlaşılabilmesi için kavram haritası ve kavram sözlüğü ile desteklenmiştir.

• Öğrencinin kitaptan tam verim sağlayabilmesi için rehberlik bölümü eklenmiştir.

• Öğrencilerimizin, soruları çözerken nerede takıldıklarını tespit edebilmeleri için konuya ait her tip soru çeşidine yer verilmiştir.

• Algı ve yorum gücünü ölçen sorular vardır.

• Algıda seçicilik – karar verme – yorumlama gibi bilişsel beceriler etkinliklerle desteklenmiştir.

• Yazılıya hazırlık bölümü ile klasik tarzdaki sorulara da yer verilmiştir.

• Kavram haritaları ve kavramlar bölümüyle konular genel hatlarıyla ele alınmış, öğrencilerin bilinçli bir şekilde test çözmeleri sağlanmıştır.

• Ünite tekrar testleri ile konuların bir bütün olarak değerlendirilmesi sağlanmıştır.

• I. ve II. Dönem Tekrar Testleri eklenmiştir.

• Testlerin tamamı video çözümlüdür.

KİTAP İÇERİĞİ

SAYFA SAYISI

SORU TEST SAYISI

ETKİNLİK

SAYISI TEST

SAYISI TARAMA TESTİ

128 463 17 38 2

Boşluk Doldurma Doğru / Yanlış Eşleştirme Yazılıya Hazırlık

(4)

ÇALIŞMA PLANI YAPALIM!

Çalışma Planı Yaparken Bu Soruları Dikkate A lınız! Hangi ders, hangi gün?

Konu öğrenme ve tekrar ne zaman?

Soru çözümü ve ödevler ne zaman?

Deneme Sınavları ne zaman?

Aksayan çalışmalar hangi gün ve ne zaman çalışılmalı?

Ders dışı hangi etkinlikler ne zaman yapılmalı?

Tatil günü hangi gün?

EVDE ETKİN ÇALIŞMA

Evde olduğunuz zamanı çok iyi değerlendirmelisiniz.

Çoğu zaman yoğun ve yorgun bir gün geçirerek eve gel- diğiniz için iyi ve uygulanabilir bir programa ihtiyacınız var.

Evde yapılması gereken işler:

Uyuma dinlenme beslenme konuları tekrar etme,

soru çözme çözemediğin sorular için araştırma yapma

ödev yapma fazladan sınav uygulama önceden ön- görülemeyen durumlar

gibi pek çok başlık altında toplanabilir.

Dersler gün boyu peşinizi bırakmadı. Okul bitti ama evde derse devam çünkü hedefleriniz ve hayalleriniz var.

Bunu asla unutmamalısınız.

Eve gelince önce dinlenmelisiniz.

Kendinize bir ders çalışma saati belirlemeli ve sürekli bunu düşünmelisiniz. Çünkü zihin neyi tekrar ederse kendini o yönde yönlendirir.

Konu öğrenme, tekrar etme, soru çözme saatlerini bir- biri arkasına yerleştirmelisiniz.

Ders çalışırken mutlaka ara vermelisiniz. Ara vermek odaklanma gücünüzü artıracaktır.

Her gün konu tekrarlarına zaman ayırmalısınız. Yeni bilgiyi günlük tekrar etmelisiniz. Tekrar etmek başa- rının anahtarıdır. Bilginin pekiştirilmesini ve uzun su- reli hazfızaya atılmasını sağlar. Tekrarlarınızı zihinden yapmayı öğrenmelisiniz. Bu size zaman kazandırma- nın yanında kalıcı olarak öğrenmenize de katkı sağla- yacaktır.

Bilginin kalıcı olmasını sağlamak için ilişkilendirerek öğrenmeye çalışmalısınız. Ezberden kaçınmalısınız.

Öğrenilen bilginin tam olarak kullanılması için beyin tarafından analizinin yapılması gerekir. Ezberci sistem bunu engeller.

Not alma hızınızı kendinize göre belirlemelisiniz. Yavaş not alma beynin konsantre olmasını zorlaştırır, yazma hızı ile beynin çalışma hızı arasında boşluk meydana gelir. Zihin başka alanlara kayar ve konsantrasyon so- runu yaşarsınız.

Herşeyden arındırılmış ortam çalışma için iyi bir ortam değildir.

Dikkatinizi belli alanlara değil, genele yaymalısınız.

Dikkatinizi uyanık tutmayı unutmamalısınız.

Sosyal hayattaki olumsuz etkenlere dikkat etmeli mümkün olduğunca ortadan kaldırmalısınız.

Yaptığınız programa beyninizi ikna etmelisiniz.

NASIL NEREDE

NE ZAMAN

Herşey ne kadar karışık görünse de;

☛ Gerçekleştirilebilecek bir hedefin varsa,

☛ Hedefe ulaşmayı amaç edindiysen,

☛ Soru çözerek deneyim kazanıyorsan,

☛ Konuları birbiri ile ilişkilendirebiliyorsan,

☛ Sınav uygulayarak bilgilerini sık sık kontrol ediyorsan.

☛ Kendine güveniyorsan işler iyi gidecek demektir.

İYİ NOT ALMAK,

HER ŞEYİ YAZMAK DEMEK DEĞİLDİR!

İyi not almak; kendi cümlelerini kurmak, şekille veya yazıyla şifrelemek, baktığında kolayca anlayıp hatırlamak için materyal hazırlamak demektir.

Tutulan notlar; onlara geri dönmek, onları okumak, onları gözden geçirmek, oradaki fikirlerin üzerine düşünmekle bir anlam kazanırlar.

+ + =

Bilgi Deneyim Duygu ve Davranış ÖĞRENME

Merak;

öğrenme isteğini harekete geçirir, odaklanmayı sağlar,

çabuk yorulmayı engeller.

(5)

KÜNYE ÖN SÖZ REHBERLİK 1. ÜNİTE:

MÖ 6. YY – MS 2. YY FELSEFESİ

Kavram Haritası / Kavramlar ...10

Etkinlikler ...11

MÖ 6. yy – MS 2. yy Felsefesinin Karakteristik Özellikleri ....13

MÖ 6. yy – MS 2. yy Felsefesinin Bazı Filozofları ...21

Ünite Tekrar Testi ...25

Yazılıya Hazırlık ...27

2. ÜNİTE: MS 2. YY – MS 15. YY FELSEFESİ Kavram Haritası / Kavramlar ...30

Etkinlikler ...31

MS 2. yy – MS 15. yy Felsefesini Hazırlayan Düşünce Ortamı ve Özellikleri ...33

MS 2. yy – MS 15. yy Felsefesinin Bazı Filozofları ...41

Ünite Tekrar Testi ...45

Yazılıya Hazırlık ...47

3. ÜNİTE: 15. YY – 17. YY FELSEFESİ Kavram Haritası / Kavramlar ...50

Etkinlikler ...51

15. yy ve 17. yy Felsefesini Hazırlayan Düşünce Ortamı ve Özellikleri ...53

15. yy ve 17. yy Felsefesinin Bazı Filozofları ...61

Ünite Tekrar Testi ...65

Yazılıya Hazırlık ...67

4. ÜNİTE: 18. YY – 19. YY FELSEFESİ Kavram Haritası / Kavramlar ...70

Etkinlikler ...71

18. yy – 19. yy Felsefesini Hazırlayan Düşünce Ortamı ve Özellikleri ...73

18. yy – 19. yy Felsefesinin Bazı Filozofları ...79

Ünite Tekrar Testi ...85

Yazılıya Hazırlık ...87

5. ÜNİTE: 20. YY FELSEFESİ Kavram Haritası / Kavramlar ...90

Etkinlikler ...91

20. yy Felsefesini Hazırlayan Düşünce Ortamı ve Özellikleri ...93

20. yy’ın Felsefesinin Bazı Filozofları ...101

Ünite Tekrar Testi ...107

Yazılıya Hazırlık ...109

DÖNEM TARAMA TESTLERİ I. Dönem Tarama Testi ...112

II. Dönem Tarama Testi ...117

CEVAP ANAHTARI ...121

İçindekiler

(6)

ÜNİTE

1

Kavram Haritası / Kavramlar Kavram Haritası / Kavramlar

MÖ 6. YÜZYIL – MS 2. YÜZYIL FELSEFESİNİ ETKİLEYENLER

Sümer Mezopotamya Mısır

Çin Hint İran

Medeniyetlerindeki varlık, bilgi, değer anlayışları

DOĞA FELSEFESİ İLK NEDEN (ARKHE) ARAYIŞLARI

MÖ 6. YÜZYIL – MS 2. YÜZYILDA ANADOLUDA YAŞAYAN FİLOZOFLAR

Aristoteles / Çanakkale

Anaksagoras – Herakleitos – Ksenofanes / İzmir Thales – Anaksimandros – Anaksimenes / Aydın Epiktetos / Denizli

Diogenes / Sinop Lukianos / Adıyaman

VARLIKTAKİ DEĞİŞİM

Lao Tse’ye göre, “Tao”nun dışındaki her şey değişir. “Tao” ise değişmeden kalır.

Herakleitos’a göre, varlık sürekli bir değişim ve akış içindedir. “Her şey değişir”

Parmenides’e göre varlık birdir ve durağandır.

Değişim düşüncesi yanılsamadır.

Protagoras

Gorgias BİLGİ PROBLEMİ

Sofistler

Doğru, nesnel ve güvenilir bilgi mümkündür.

Bilgi, doğuştan insan zihninde bulunmaktadır.

Bilgi, görecelidir.

“İnsan her şeyin ölçüsüdür.”

Doğru ve kesin bilgi yoktur.

“Hiçbir şey yoktur, olsa da bilinemez bilinse de aktarılamaz.

Gerçek varlık akılla bilinen, değişmez, ezeli ve ebedi “idea”lardır.

Doğru bilgi, “idea”ların bilgisidir ve akılla elde edilir.

Ahlaki eylemin amacı mutluluktur, mutluluğa “iyi idea”sına uygun eylemlerle ulaşılır.

Varlık

Bilgi

Değer

Varlık, “Dört neden”in bir araya gelmesiyle oluşur. Gerçek varlık, “form”dır.

Doğru bilgiye akıl yürütmelerle (mantık) ulaşılır.

Ahlaki eylemin amacı mutluluktur. Mutluluğa eylemlerde ölçülü olmakla (altın orta) ile ulaşılır.

Varlık

Bilgi Aristoteles

Değer

MÖ 6. YÜZYIL – MS 2. YÜZYIL FELSEFESİ

Varlığı oluşturan ilk neden, ilk ilke Thales’e göre, “su”

Anaksimenes’e göre, “Hava”

Empedokles’e göre, “su, ateş, hava, toprak”

Anaksimandros’a göre “A perion”

Demokritos’a göre, “Atom”

Lao Tse’ye göre, “Tao”

Herakleitos’a göre, “Ateş”

Parmenides’e göre, “Bir”

PLATON VE ARİSTOTELES’İN VARLIK, BİLGİ VE DEĞER ANLAYIŞLARI Sokrates

Platon

(7)

MÖ 6. yy – MS 2. yy Felsefesi ÜNİTE

1

Etkinlikler

I. İlk nedenle ilgili görüşleri ait olduğu filozofla eşleştiriniz.

a. ANAKSİMANDROS

b. THALES

c. EMPEDOKLES

d. DEMOKRİTOS

e. HERAKLEİTOS

f. LAO TSE

g. ANAKSİMENES

h. PARMENİDES

1. Her şeyin kendisinden meydana geldiği ilk neden sudur.

2. Evren ateş, hava, su ve toprak olmak üzere dört elementten oluşmuştur.

3. Evrendeki her şey durağan, mutlak ve birdir.

4. Evrendeki her şey sürekli değişim ve oluş içerisindedir.

5. İlk neden ve ilk hareket ettirici “tao”dur.

6. Her şeyi oluşturan unsur atomdur.

7. İlk madde sonsuz ve belirsiz olan “apeiron”dur.

8. Evreni ve varlıkları oluşturan ilk madde havadır.

II. Verilen yargıların yanına Sokrates’e aitse “A”, sofistlere aitse “B” harfi koyunuz.

Protagoras Hippias Thrasymakhos

Sokrates

Sofistler

144444424444443

1. Algılar görecelidir. (…..)

2. Bilgi, insan zihninde doğuştan bulunur. (…..)

3. Bilgi özneldir. (…..)

4. Bilgi hatırlamadır. (…..)

5. Mutlak ve kesin bir doğru yoktur. (…..)

6. Duyu organları her insanda farklı çalıştığından bilgi de insandan insana değişir. (…..)

III. Verilen yargıların hangi filozofun görüşü olduğunu “✔” atarak işaretleyiniz.

SOKRATES PLATON ARİSTOTELES

1. Kendini bilmek gerçek erdemdir.

2. “iyi” en yüksek ideadır.

3. Gerçek erdem ortada olma halidir.

4. Kimse bilerek kötülük yapmaz.

5. Değerler mutlak, değişmez ve evrenseldir.

6. Ahlaki eylemin amacı mutluluktur.

7. “İyi” ideasından pay alan eylem ahlaki eylemdir.

8. Ahlaklı kişi tüm aşırılıklardan kaçınır.

✔ ✔ ✔

✔ ✔ ✔

b

c h e f d a g

B

A B

B

B

(8)

MÖ 6. yy – MS 2. yy Felsefesi ÜNİTE TEST

1

YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK

1

1. En eski Yunan bilgini ve ilk filozof Thales’dir. Thales’e göre, her şey, sudan çıkmıştır. Hayatın kaynağı, okya- nustur. Aristo, Thales’in böyle bir düşünceye nasıl varmış olabileceği hakkında bazı tahminler ileri sürer.

Aristo’ya göre, Thales’in bu kanaata, tabiatı gözleyerek varmış olması gerekir. Su, canlı hayatı için şarttır. Her şey, su ile ürün verir. Canlıyı meydana getiren tohum- lar, nem içinde gelişir. Bu suretle Thales, suyu, canlı varlıkların kaynağı olarak gösterir. Şu halde, bütün canlı varlıkların kaynağı, bir tek unsur madde, yani sudur.

Buna göre Thales’in yanıt aradığı soru aşağıdakiler- den hangisidir?

A) Varlık bir oluş mudur?

B) Var olmak algılanmış olmak mıdır?

C) Evrenin arkesi nedir?

D) Varlık bilinebilir mi?

E) Varlık ve var olma aynı mıdır?

2. Sofistlerle birlikte karşımızda duran bu ‘yeni insan’

kendi kaderini Tanrıların ellerine teslim etmeyen, varo- luşunu bizzat kendisi oluşturan ‘aydınlanmış insan’dır.

Dolayısıyla, siyaset, din, ahlak ve sanat insanların elin- dedir. Bu anlamda, ‘yeni insan’ yaratımıyla Sofistlerle bir- likte felsefenin yönünün de değiştiğini anlıyoruz. Çünkü yeni bir insan anlayışı, yeni bir varlık ve bilgi anlayışı demektir.

Buna göre Sofistlerin görüşlerinin temelinde yer alan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsan kendi eylemlerinin belirleyicisi ve yönlendirici- sidir.

B) İnsan toplumsal kurallara uyduğunda mutlu olur.

C) Bilgi insan yaşamına katkıda bulunduğu sürece anlamlıdır.

D) Bilgi kişilere göre değişir.

E) Bilmek inanca teslim olmayı gerektirir.

3. Epiktetos: “Düşünceler ve Sohbetler” adlı kitabında

“Hatırla ki uzun ya da kısa piyeste rejisörün sana verdiği rolü oynayacak bir aktörsün. Senin dilenci rolünü oyna- manı uygun görmüşse elinden geldiği kadar iyi oynaman gerekir. Çünkü verilen rolü iyi oynamak tamamen sana düşer. Ancak bu rolü seçmek başkasının elindedir” der.

Buna göre, Epiktetos’un ahlak anlayışı aşağıdakiler- den hangisine örnektir?

A) İndeterminizm B) Egzistansiyalizm C) Determinizm D) Otodeterminizm E) Egoizm

4. Ömrü boyunca felsefe yapmış adamları bir cümleye sığ- dırmak epey zor. Zaten iki bin yıl önce yaşayan beyaz giyimli, sandaletli adamlardan beri felsefede pek yeni bir şey yok. Ancak farklı bakış açıları ile felsefe yorumları birikmekte. Söyledikleri ne olursa olsun, hepsinin felsefe yaptıkları, hayatın ardına bakıp onu sorguladıkları bel- lidir. Her ne kadar farklı gibi görünse de bunlar ardına bakma eyleminin farklı gözleridir. İnsanlığın bu garip uğraşı her zamana ve her yere hitap etmektedir.

Bu anlatımda felsefenin hangi özelliğinden söz edil- memiştir?

A) Kümülatif olmasından B) Olgusal olmasından C) Subjektif olmasından D) Eleştirel olmasından E) Evrensel olmasından

5. Dağları devasa heykeller halinde yontabilen, kralları için piramitler yapabilen, madenleri işleyip ve asıl önemlisi tüm bu bilgi birikimini bir sonraki kuşaklara aktaracak yazıyı geliştirip kullanan Mısır uygarlığı, geleneksel düşünme yapısının dışına çıkamamıştır. Geleneğin taşı- dığı bilgileri, inançların dayatmalarını, sorgulama cesare- ti gösterememeleri bunun nedenleri arasındadır.

Parçada Mısır uygarlığında aşağıdakilerden hangisi- nin eksikliğinden söz edilmektedir?

A) Eleştirel ve yenilikçi düşünememenin B) İleri bir medeniyete sahip olmamanın C) Teknolojiyi geliştirememenin D) Yazılı kültür yaratamamanın E) Geleneksel yapıyı koruyabilmenin

6. “Semerkant’ın çevresini dolaştığım günler oldu.

Üzerlerinde artık hiç kimsenin çözemediği yanlar olan harabeler gördüm. Kendi kendime dedim ki: “Eskiden burada yükselen kentten geriye ne kaldı? Nasıl bir krallık vardı, nasıl bir bilim, nasıl bir yaşam, nasıl bir gerçek?

geriye kalan koskocaman bir hiç!”

Ömer Hayyam bu görüşleriyle İlk Çağ düşünce akım- larından hangisine vurgu yapmaktadır?

A) Monizm B) Düalizm C) Egzistansiyalizm D) İdealizm E) Nihilizm

MÖ 6. yy - MS 2. yy Felsefesinin Karakteristik Özellikleri

(9)

MÖ 6. yy – MS 2. yy Felsefesi

MÖ 6. yy - MS 2. yy Felsefesinin Karakteristik Özellikleri

YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK

6. Demokritos doğada var olan her şey maddenin en küçük yapı taşı olan “bölünemeyen” adını verdiği atomlardan oluştuğunu söyler.

Demokritos, bu görüşleri;

I. Varlık maddedir.

II. Varlık düşüncedir.

III. Varlık hem madde hem de düşüncedir.

Görüşlerinden hangisiyle özetlenebilir?

A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) Yalnız II E) I ve III

7. Antik Çağ’da doğa filozoflarından biri olan Thales göz- lemleri sonucu her şeyin ilk nedenini “su” olarak kabul etmiştir. Bu gözlemlerinin ilk olarak dayandığı ilke de

“hiç”ten hiçbir şeyin meydana gelemeyeceği, “Hiçbir şey yoktur” görüşünün yanlış olduğuydu.

Buna göre Thales, aşağıdaki filozoflardan hangisinin görüşünü reddetmiştir?

A) Herakleitos B) Aristoteles

C) Platon D) Demokritos

E) Gorgias

8. Antik Yunan filozoflarından biri olan Herakleitos,

“Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz.” Yargısıyla aşağıdaki- lerden hangisini vurgulamıştır?

A) Hiçbir şeyin var olmadığını B) Varlığın durağan olduğunu

C) Varlığın yokluktan meydana geldiğini D) Var olan şeylerin algılanamayacağını

E) Varlığın sürekli bir değişim içerisinde olduğunu

9. Anaksimandros’a göre “her şeyin başlangıcında bulu- nan, her şeyi harekete geçiren, her şeyi kuşatan bir sonsuzluk, bitmek tükenmek bilmeyen sınırsız şey, sınırı olmayan, sonsuz olan “apeiron”dur.

Buna göre Anaksimandros, “apeiron” kavramıyla aşa- ğıdakilerden hangisini tanımlamıştır?

A) Doğru bilginin ölçütünü

B) Varlıktaki değişime neden olan ilkeyi C) Varlğına görünen yüzünü

D) Evrenin arkhesini E) Evrenin var oluş amacını

10. Empedokles, her şeyin temelinde dört temel öge bulun- duğunu, bunlarında toprak, hava, su ve ateş olduğunu söylemiştir. Bu dört öge çeşitli oranlardaki karışımlarıyla duyusal varlıkları meydana getirirler. Bu dört öge birle- şerek diğer varlıkları meydana getirirler; fakat kendileri birleşik değil basittirler. Kendilerinden başka bir şeye indirgenemezler.

Bu bilgilere göre Empedokles’in varlık anlayışıyla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

A) Varlık, dört ögenin birleşimidir.

B) Varlık, sürekli bir değişim ve oluş halindedir.

C) Varlık, “bölünemeyen” adı verilen atomlardan oluş- muştur.

D) Varlık, çokluk içindeki birliktir.

E) Varlık, karşıtların birliğidir.

11. MÖ 540 – 480 yılları arasında, Efes’te yaşamış olan Herakleitos’a göre alev varlığı yakar; bu yanmadan sonra varlık, bir buğu ve dumana dönüşür. Böylece alev, hem bir varlığı yok etmekte hem de ondan başka bir varlığı ortaya çıkarmaktadır. Bu döngü yaşamın özünü oluşturur. Evrenin ana maddesi işte bu alevdir.

Bu parçaya göre Herakleitos’un “arkhe” olarak belir- lediği unsur aşağıdakilerden hangisidir?

A) Su B) Ateş C) Hava

D) Atom E) Toprak

12. Delfi kahini, Apollon’a “Dünyada en bilgili kişinin kim olduğunu sormuş, o da bu soruya “Sokrates” cevabını vermiştir. Sokrates bu cevaba çok şaşırmış. Çünkü ken- disini bir bilge olarak görmemekteymiş. Apollon’un yalan söylemeyeceğini düşünen Sokrates, onun mutlaka bir bildiği olduğunu bu yüzden de kendisini bir bilge olarak gösterdiğini düşünmüş. Her önüne geleni sorgulayarak, kendisinden daha bilgili birisini bulmaya çalışmış. Bu sorgulama sırasında bir şeylerin ne olduğunu ararken, onlarla ilgili bilinebilecek her şeyi bilemeyeceğini, gerçek bilgenin yalnızca bunu bilebileceğini savunmuştur.

Sokrates’in bu düşüncelerini özetleyen yargı aşağı- dakilerden hangisidir?

A) Her şey akar.

B) Tek bildiğim şey hiçbir şey bilmediğimdir.

C) İnsan her şeyin ölçüsüdür.

D) Hiçbir şey yoktur, olsa da bilinemez; bilinse de akta- rılamaz.

E) Var olan vardır, var olmayan var değildir.

(10)

MÖ 6. yy – MS 2. yy Felsefesi ÜNİTE TEST

1

YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK

MÖ 6. yy - MS 2. yy Felsefesinin

Karakteristik Özellikleri

4

1. Konfüçyüs, yaşadığı dönemde diğer düşünürlerin aksine soyut ya da metafiziksel problemlerle uğraşmıştır. O daha çok doğruluk ve adalet kavramlarıyla, kişinin ken- dini sorgulaması ve erdemli bir insan olmanın yollarıyla uğraşmıştır.

Bu parçada Konfüçyüs’ün aşağıdaki alanlardan han- gisiyle ilgili sorgulama yaptığı söylenebilir?

A) Din B) Bilim C) Metafizik

D) Ahlak E) Estetik

2. “…, gözle görülür nesnelerin kendilerinin soluk kopya ya da suretleri olduğu değişmez, maddi olmayan, ezeli ve ebedi özler veya örüntülerdir.”

Bu alıntıda aşağıdakilerden hangisi tanımlanmak- tadır?

A) Aristoteles’in dört nedeni B) Herakleitos’un değişimi C) Platon’un idea kavramı D) Sokrates’in maiotik yöntemi E) Thales’in ilk nedeni

3. Nasıl ki insan ruhunu meydana getiren üç unsur ( istek – tin –akıl ) varsa devlette de bu üç unsura karşılık gelen üç sınıf vardır: Yöneticiler, koruyucular ve çiftçiler. Nasıl ki insanın bedensel ve ruhsal olarak sağlıklı olması için bu üç unsurun uyumlu olarak çalışması gerekiyorsa ideal bir devlet için de bu üç sınıfın kendisine düşen görevi yerine getirmesi gerekir. Bu üç sınıftan yöneticilerin görevi yönetmek, koruyucuların görevi devleti korumak ve çiftçilerin görevi de devletin ihtiyaçlarını karşılamaktır.

Bu üç sınıf da fonksiyonlarını uzmanlaşma ve iş birliği içerisinde yerine getirirse devlet sağlıklı olur.

Platon bu görüşleriyle “ideal devlet”i nasıl tanımla- mıştır?

A) Yöneticilerinin bilgili olduğu devlet

B) Hukuk kurallarının tam anlamıyla işlediği devlet C) Vatandaşlarının eğitimli olduğu devlet

D) Bireylerinin her türlü ihtiyaçlarının karşılandığı devlet E) Yönetici, koruyucu ve çiftçilerin görevlerini yerine

getirdiği devlet

4. Platon’a göre gerçekten var olan şey bilinebilir, gerçek- ten var olan şey de idealardır. Bu yüzden ancak idealar bilginin nesnesi olabilir. Ve ancak idealara yönelen bir bilgi gerçek bilgi ( episteme ) olabilir. İdealar ise yalnızca zihin yoluyla bilinebilen varlıklardır.

Bu parçadan Platon’un bilgi anlayışıyla ilgili aşağıda- ki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Duyu yoluyla gerçeğin bilgisine ulaşılabilir.

B) Mutlak ve değişmez bir hakikat yoktur.

C) Doğru bilginin kaynağı akıldır.

D) Farklı duyular bilgiyi göreceli hale getirir.

E) Hiçbir şey bilinemez.

5. Erdemi bir denge ve ahenk durumu olarak belirleyen, ahengi de “zevk, kızgınlık, keder, neşe, kendinden geçme benzeri duygulara kapılmamak olarak belirlemiştir.

Bu görüşlerinden hareketle Konfüçyüs’e göre erdem aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir?

A) Hazzı temele almak B) Duygularında ölçülü olmak C) Eylemlerde aşırılığı benimsemek D) Doğaya uygun yaşamak E) Değişime ayak uydurmak

6. Aristoteles “Nikomakhos’a Etik” adlı kitabında: “…biri aşırılık, öteki noksanlık olan iki kötülüğün ortasıdır;

kötülük etkileşimlerde ve eylemlerde gerekenden aşırısı ya da noksanıdır, erdem ortayı bulma ve istemedir. Bu yüzden erdem ortada olma halidir.” Demiştir.

Aristoteles’in bu görüşlerinden ahlakla ilgili aşağıda- kilerden hangisine ulaşılabilir?

A) Ahlaki eylemin herkese göre değiştiğini düşünmüştür.

B) Evrensel bir ahlaki yasanın olamayacağını belirtmiştir C) Ahlaki eylemin ölçülü olmak olduğunu savunmuştur.

D) Gerçek ahlakın idealar dünyasındaki iyi ideasından pay almak olduğunu belirtmiştir.

E) “Gerçek iyi”nin içinde yaşadığımız dünyada buluna- mayacağı fikrini ortaya atmıştır.

(11)

MÖ 6. yy – MS 2. yy Felsefesi

MÖ 6. yy - MS 2. yy Felsefesinin Bazı Filozofları

YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK

6. Sokrates bir konuda bilgi sahibi olan bir kişiden bildiği bir şeyi tanımlamasını ister. Kişi tanımını yapar ve Sokrates kişinin tanımındaki eksikliği ya da yanlışlığı kişiye göste- rir ve kişi aslında bildiğini sandığı şeyin doğru olmadığı fark ederek bilgisiz olduğunu görür. Yani kişi bilgisizliği- nin bilince ulaşır. Konuştuğu kişinin bilgisizliğini ortaya koyan Sokrates, kendisinin de konuyu bilmediğini belirte- rek kişiyi, konuyu birlikte araştırmaya davet eder. Hiçbir şey bilmediğini söylemesine rağmen aralarındaki diyalog devam ettikçe Sokrates’in aslında konuyu bildiği yavaş yavaş ortaya çıkar. Sokrates’in bunu yapmaktaki amacı bu yöntem ile karşısındakinin başlangıçtaki her şeyi bildiği özgüvenini yıkmak, bilgisizliğini ona göstermek ve böylece doğruya ulaşmak için bir sorgulama yapmanın bilincine ulaştırmaktır.

Sokrates’in bilgiyi ortaya çıkarmada kullandığı bu yöntemin adı nedir?

A) Diyalektik B) Retorik

C) Tümevarım D) Refleksif düşünce E) İroni

7. “Tanrı beni başkalarını doğurtmaya zorluyor, fakat doğurmayı benim elimden almıştır. Onun için kendim hiç bilge değilim, ruhumun ürünü sayabileceğim hiçbir buluş da gösteremem. Fakat benimle temas edenler ilk önce hiçbir şey bilmiyor gibi görünürler. Oysa sohbetimi- zin devamı sırasında Tanrı’nın inayetiyle, başkalarının da tanık olduğu gibi, şaşılacak ilerlemeler gösterirler.

Bununla beraber benden hiçbir şey öğrenmedikleri de açıktır. Bu güzel düşünceler hazinesini yalnızca kendi içlerinde bulur, onu meydana koyarlar. Fakat doğurtma yalnız Tanrıya ve bana özgü olan bir iştir.”

Bu parçada görüşleri verilen filozof aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sokrates B) Platon

C) Aristoteles D) Demokritos E) Protagoras

8. Aristoteles: “Yaşayan ve aklının gösterdiği doğrultuda hareket eden kimse, bana göre insanların en düzenlisi ve tanrıların en sevgilisidir. Aklını en iyi kullanan ve ken- dini tamamen düşünce hayatına veren kimse «filozof»

olduğuna göre, en mükemmel mutluluğa sadece filozof sahiptir.

Aristoteles’e göre filozofların mutlu olacağı düşün- cesinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Toplumsal yarara yönelik eylemler yapmaları B) Her şeyi sorgulamaları

C) Eylemlerini akla dayandırmaları

D) Görüşlerini gözlemleri üzerine temellendirmeleri E) Kişisel çıkarlarını gözetmeleri

9. “Sonunda o zaman ki bütün devletlerin kötü idare edil- diğini anladım; çünkü uygun şartlar altında mükemmel olarak yeniden düzenlenemezse, kanunlarının iyileş- mesine hemen hemen imkan yoktur. İşte bunun için, felsefeyi överken, ancak felsefenin yardımı ile devletleri ve kişilerin idaresinde doğruluk gösterilebileceğini söy- lemiş; bundan ötürü de, insan soyunun, başına çöken belalardan ancak tam ve gerçek filozofların iktidarı ele alması ile veya devletin başında olanların Tanrının lütfu sayesinde gerçekten filozof olmaları ile kurtulabileceğini belirtmiştim. ”

Platon’un bu görüşlerinde filozofların yönetici olma- larının nedeni olarak aşağıdakilerden hangisi göste- rilmiştir?

A) Eşitlik anlayışını benimsemiş olmaları

B) Bilgiye dayalı yönetimi gerçekleştirebilecek olmaları C) Özel mülkiyete karşı çıkmaları

D) Doğuştan üstün yetenekli olmaları E) Boş zamanlarının daha fazla olması

10. “İlk önce şu nokta besbellidir ki, iyi, en yüksek ilme, bütün ilimlerden daha esaslı olan ilme tabi olmalıdır. Gerçekte bu, politika ilmidir. Politikanın bütün öteki pratik ilimleri kendi yararına kullanması ve kanun adına neyin yapılıp neyin yapılmaması gerektiğini emretmesi dikkate alına- cak olursa denebilir ki, politikanın gayesi, her çeşit öteki ilimlerin gayesini de kapsar. Sonuç olarak politikanın gayesi, gerçek iyi, yani ‘insan için en yüksek iyi’dir.

Aristoteles’in politikayı diğer ilimlerden üstün tutma- sının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Her insanın yapabileceği bir etkinlik olması B) İnsan doğasının toplumsal yaşama uygun olması C) Doğuştan olumsuz eğilimleri kontrol altına alma

aracı olması

D) Ahlaki değerleri tayin ve tespit yetkisini tanıması E) Tüm zamanlarda var olması

11. Sokrates, ölüm cezasına çarptırıldıktan sonra Atinalılara şöyle seslenir: “Erdem zenginlikle, parayla pulla elde edilemez. Her türlü iyilik ancak erdemden gelir. Kimse bunları söyleyerek gençliği baştan çıkardığımı, doğru yoldan ayırdığımı söyleyemez. Paraya, şana, şöhrete bunca önem verilirken, nasıl olur da akla, doğruya, hiç durmadan yükseltilmesi gereken erdeme bunca az önem verilir. İnsan sıkılmaz mı? Yüzü kızarmaz mı?”

“Sokrates’in savunması” adlı eserinden derlenen bu metinden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Ahlaklılığın temeli düşünce ve erdeme dayanır.

B) Maddi değerler her şeyden üstün tutulmalıdır.

C) Erdemli olmak, dünya nimetlerine sıkıca sarılmaktır.

D) Birey ancak bedensel hazza ulaşınca mutlu olur.

E) Sosyal kurallar bireyin ahlaklı olmasının engeller.

(12)

MÖ 6. yy – MS 2. yy Felsefesi ÜNİTE

1

Yazılıya Hazırlık

1. Doğru – yanlış soruları ( Bu bölüm 20 puan değerindedir.) Aşağıdaki ifadelerin başına doğru ise “D” yanlış ise “Y” yazınız.

Sofistlere göre bilgi duyuların bir sonucudur ve duyular da herkeste aynı şekilde çalışmaktadır.

Sofistler bilgi, ahlak ve siyaset alanında öznelliği savunmuşlardır.

Sokrates’e göre değişmez ve gerçek bilgi yoktur.

Sokrates’e göre doğru bilginin kaynağı duyu organlarıdır.

Sokrates’e göre bilmek, insan zihninde doğuştan hazır halde bulunan bilgileri hatırlamaktır.

2. Eşleştirme Soruları ( Bu bölüm 20 puan değerindedir.) Verilen yargıları kavramlarla eşleştiriniz.

1. Demokritos’a göre her şeyi meydana getiren unsur a. Logos

2. Evreni oluşturan ilk neden b. İdea

3. Herakleitos’a göre evrendeki değişimi yöneten ilke c. Arkhe

4. Aristoteles’in ahlaki görüşündeki erdemin dayandığı unsur d. “Altın orta”

5. Platon felsefesindeki ezeli ve ebedi, düşünsel gerçek varlık e. Atom

3. Boşluk doldurma soruları ( Bu bölüm 20 puan değerindedir.)

Herakleitos

Empedokles Aristoteles

Protagoras Platon

Yukarıda verilen filozofların isimlerini uygun boşluklara yazınız.

a. Ruhu üç kısma ayırıp bu üç unsurun devlette de karşılığının bulunduğunu savunan filozof ...’dur.

b. ………’e göre erdem ortada olma halidir.

c. ……….evrendeki her şeyin değişim içinde olduğunu savunmuştur.

d. ………evrenin taş, hava, su ve toprak olmak üzere dört unsurdan meydana geldiğini savunmuştur.

e. ………’e göre insanı her şeyin ölçüsü olduğundan herkes için genel – geçer, evrensel ve nesnel bir bilgi yoktur.

Y D

Y Y D

e c a d b

Aristoteles Herakleitos Empedokles Protagoras

Platon

(13)

MS 2. YY – MS 15. YY FELSEFESİ

KAZANIMLAR

1. MS 2. yy – MS 15. yy Felsefesini hazırlayan düşünce ortamını açıklar.

2. MS 2. yy – MS 15. yy felsefesinin karakteristik özelliklerini açıklar.

3. Örnek felsefi metinlerden hareketle MS 2. yy – MS 15. yy filozoflarının felsefi görüşlerini analiz eder.

4. MS 2. yy – MS 15. yy felsefesindeki düşünce ve argüman- ları felsefi açıdan değerlendirir.

TEST BAŞLIKLARI

◗ MS 2. yy – MS 15. yy Felsefesini Hazırlayan Düşünce Ortamı ve Özellikleri

◗ MS 2. yy – MS 15. yy Felsefesinin Bazı Filozofları

◗ Ünite Tekrar Testi

ÜNİTE

2

(14)

ÜNİTE

2

Kavram Haritası / Kavramlar Kavram Haritası / Kavramlar

SKOLASTİK FELSEFE (MS 8. YY – MS 15. YY)

HRİSTİYAN FELSEFESİ

İSLAM FELSEFESİ Aristo felsefesi etkindir.

İnanç ve bilgiyi birleştirme çabaları vardır.

Hristiyan inançlarının temellendirilmesi esastır.

“Anlamak için inanıyorum” düşücesi esastır.

PATRİSTİK FELSEFE (MS 2. YY – MS 8. YY)

Kelamlar

(Kur’an ve hadislere dayanan ilim)

Kilise babalarının felsefesidir.

Hristiyan dinine karşı saldırılara cevap verildiği dönemdir.

Felsefeye karşı dine önem verilmiştir.

Gnostisizm ve paganizme karşıdır.

Hristiyanlık öğretilerinin felsefenin kavramsal araçlarını kullanarak temellendirilmesi esastır.

Platon ve Yeni platoncu felsefe etkilidir.

Gnostisizm: Tanrısal mutlak bilgiye bir anlık aydınlanma ve sezgiyle ulaşılacağını savunur. Dinin mutlak bilgiye ulaştırmada yetersiz olduğunu savunur.

NOT:

Eşariye

MS 2. YÜZYIL – MS 15. YÜZYIL FELSEFESİ

Augustinus (354 – 430)

Aquina’lı Thomas (1225 – 1274) Duns Scottus (1266 – 1308) Anselmus (1033 – 1109) Ockhamlı William (1300 – 1349) Dönemin Önemli Filozofları

Materyalist (Dehriyye): Materyalist ve ateist felsefe okulu

Naturalistler(Tabiyye): Deist felsefe okulu İşrakiye: Hakikate akılla değil, iman’la ulaşıldığını savunur.

Batınilik: Kutsal kitaplardan gizli manalar çıkarır.

İhvanı Safa: İslam ansiklopedicileri

Akılla her şey açıklanamaz.

İmanla gelişen bilgi doğru olamaz.

Önce iman sonra akıl gelir.

Mutezile

Kur’an akılla yorumlanabilir.

Akla aykırı tüm inançlara karşı çıkar.

Felsefe Okulları

Etkili Olan Felsefeler

Meşşai Felsefesi

İrade Özgürlüğü Problemi Farabi (872 – 950)

İbn-i Sina (980 – 1037) Gazali (1058 – 1111) İbn-i Rüşd (1126 – 1198)

Aristo felsefesini benimserler

Akılla inanç konularını uzlaştırmaya çalışırlar Farabi

İbn-i Rüşd El – Kindi Tasavvufçular

Gerçeğe tartışma yoluyla değil, yaşayarak ulaşılır.

Temel amaç Allah’a ulaşmaktır.

İnsan sevgisi esastır.

Yunus Emre Hacı Bektaş Veli Mevlana

Dönemin filozofları Kavram realizmi

Kavramcılık (Konseptualizm)

Adcılık (Nominalizm)

Tümeller Tanrı’nın zihnindedir.

Tümeller tek tek varlıkların içinde yer alır.

Tümellerin kendi başına gerçek- likleri yoktur.

TÜMELLER PROBLEMİ

Cebriye Maturidi

Eşariye Mu’tezile

İnsan özgür değildir.

Sorumlu da değildir.

İnsan özgürdür ve sorumludur.

İnsan özgürdür ve sorumludur.

İnsan özgürdür ve sorumludur.

(15)

MS 2. yy – MS 15. yy Felsefesi ÜNİTE

2

I. Aşağıdaki açıklamaların hangi filozofa ait olduğunu eşleştiriniz.

Etkinlikler

Tanrı varlığıyla evrene aşkın bir varoluşa sahiptir. Var olan her şey ondan pay alsa da, var olanların toplamından başka bir şeydir. Her şey ondan gelse de Tanrı ve var olanların cevherleri farklıdır.

1

Duyular ve akıl yanıltıcıdır. Bu unsurlar bizi gerçeğe götürmez.

Doğru bilgiye ulaştıran sezgidir. Bu sezgi Tanrısal sezgidir. İman ve akıl çelişemez. İman her zaman belirleyicidir.

4

Herkes bir bütünü oluşturur. Sevgi toplumu bir arada tutar. Ahlak da bu yüzden önemlidir. “Yaradılanı severim yaradandan ötürü”

anlayışı geçerlidir.

6

Hararet nardadır sacda değildir. Keramet baştadır, tac’da değil- dir. Her ne arar isen kendinde ara, Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir.

7

Felsefe ile din arasında bir uyuşmazlık değil, tersine bir bütünlük vardır. Her ikisi bir tek gerçeğin iki ayrı anlatım ve kavrayış biçi- midir. Ayrıntılı bilgiyi “Tehafut et-tehafut el felasife” adlı eserimde anlattım.

5

İnsanı gerçeğe ulaştıran Tanrısal özün sırlarına erdiren, akıl değil aşktır. Aşk, insanın özünde Tanrı’ya karşı duyulan en derin özlem niteliğini taşır. Aşkın özünde dile gelen sezgidir.

8

Aristoteles’in İslam dünyasındaki temsilcisiyim. “Muallim-i Sani”

adıyla da bilinirim. “Erdemli Şehir” adında ütopyam vardır.

2

Gerçek varlık, zorunlu varlık olan Tanrı’nın bilgisine sahip olma- yan kişi bilge olamaz.Tanrı’nın dışındaki varlıklar ise “mümkün varlık” olarak adlandırılır. Bu görüşlerimi “Salaman ve Abdal” adlı eserimde anlattım.

3

ibn-i Sina

Augustinus

Farabi

İbn-i Rüşd

Gazali

Yunus Emre

Mevlana

Hacı Bektaş-ı Veli 3

1

2

5

4

6

8

7

(16)

MS 2. yy – MS 15. yy Felsefesi

ÜNİTE

2

Etkinlikler

II. Aşağıda verilen ifadalerin karşısındaki başlukları doğru ve yanlış olmasına göre “✔” ile doldurunuz.

D Y

1. Ortaçağ Hristiyan felsefesi, Antik Çağ’ın ürettiği kültürel değerleri kendi çıkarları doğrultusunda kullanmıştır.

2. Orta Çağ Hristiyan felsefesi felsefe özgünlüğünü koruyarak, insanı temel alan bir yaklaşım göstermiştir.

3. Kilise, Antik Çağ’ın en önemli aracı olan felsefe ile yeni bir dünya görüşü oluşturmuştur.

4. Orta Çağ felsefesinin ilk dönemine skolastik felsefe; ikinci dönemine Patristik felsefe denir.

5. Bu dönemde aklın görevi, inanç yoluyla bilinen şeylerin açıklanması ve aydınlatılmasıdır.

6. Orta Çağ Hristiyan felsefesi Antik Çağ’ın görüşlerini tamamen reddetmiş kendi filozoflarını yetiş- tirmiştir.

7. Orta Çağ felsefesi kendisine öte dünyasal bir ilginin hakim olduğu bir felsefedir.

8. İslam felsefesi Antik Yunan eserlerinin Arapçaya çevrilmesi ile başlamıştır.

9. İslam felsefesinde İslamın temel esaslarını zedelemeden felsefe yapılmaya özen gösterilmiştir.

10. İslam felsefesi tartışmaya açık olması bakımından Orta Çağ’ın dogmatik ve taklitçi kilise felse- fesinden ayrılır.

11. İslam dininin ana ilkelerini akıl yoluyla temellendirme çabalarından kelamcılar doğmuştur.

III. “Ben kimim?” Bu etkinlikte özellikleri verilen filozofları bulmanız gerekiyor.

Augustinus İbn-i Sina Gazali

İbn-i Rüşd Farabi

Farabi Yunus Emre

a.354 – 450 yılları arasında yaşadım. Patristik felsefenin önde gelen filozoflarındanım.

“İtiraflar” adlı önemli eserim var.

...

b.872 – 850 yılları arasında yaşayan müslüman filozofum. Aristo’nun görüşlerinden etki-

lendim. “Erdemli Şehir” adında ütopya yazdım. ...

c.1058 – 1111 yılları arasında yaşayan müslüman filozofum. “Filozofların tutarsızlığı” adlı

eseri yazdım. Bilgi konusunda sezgiciyim. ...

d.980 – 1037 yılları arasında yaşadım. Tıp ve felsefe alanında önemli bir müslüman ilim

adamıyım. “Salaman ve Absal” adlı eserimde varlık görüşlerini anlattım. ...

e.1207 – 1273 yılları arasında yaşayan tasavvuf ehli kişilerdenim. “Mesnevi” adlı eserin yazarıyım. “Ne olursan ol yine gel” dizeleriyle başlayan şiirim var.

...

f. 1240 – 1321 yılları arasında yaşadım. Tasavvuf ehli kişilerdenim. “Yaradılanı severim

yaradandan ötürü” dizelerim meşhurdur. ...

Augustinus

Farabi

Gazali

İbn-i Sina

Mevlana

Yunus Emre

(17)

MS 2. yy – MS 15. yy Felsefesi

Etkinlikler

YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK

5. Yeni Platonculuk, Platon gibi büyük bir ustanın etkisi altın- da kalan Plotinos tarafından kurulmuştur. Kendisinden sonraki bütün felsefe tarihini derinden etkilemeyi başar- mış olan Plotinos, bir taraftan Yunan spekülatif düşün- cesini diğer taraftan da Hristiyanlığın temel ilkelerini bir araya getirmeye çalışmış ve bu alanda ciddi bir başarı elde etmiştir. Yaşadığı Ortadoğu’daki Hristiyanlığın etkisi altında farklı bir şekilde yeniden biçimlendirilen felsefe, daha önce alışkın olmadığı yeni bir kavramı bütün bir varlık anlayışı içine almıştır.

Bu durum aşağıdakilerden hangisine örnektir?

A) Orta Çağ felsefesinin İlk Çağ’a ait temellerinin oldu- ğuna

B) Filozofların kendilerine özgü görüşler geliştirdiğine C) Orta Çağ felsefesinin özgün bir felsefe olduğuna D) İlk Çağ’ın tüm felsefi dönemlerin temelini oluşturdu-

ğuna

E) Plotinos’un tamamen Platon’u taklit ettiğine

6. İslam felsefesi yalnız, belli bir dili, milleti ve gayesi olan Arapların özel felsefesi değildir. Türk, Fars, Afgan, Hintli, Pakistanlı, Yahudi vb. gibi Arap olmayan milletlerin de yaratmış oldukları bir felsefedir. Ayrıca “İslam” terimi yalnızca dini değil, İslam medeniyetini de işaret etmek için sıfat olarak kullanılır. “İslam Felsefesi” terimiyle kay- naklarını Hint, İran ve Yunan medeniyetlerinden almış, bazı durumlarda İslam dininin temelleriyle uzlaştırılmış, bazı durumlarda onlara zıt düşmüş, çoğunlukla Arapça yazılmış olmakla birlikte her türlü felsefi eylem dile geti- rilmektedir.

Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangi- sine ulaşılamaz?

A) İslam felsefesi sadece bir ırka ait bir felsefe değildir.

B) İslam felsefesi diğer kültürlerin felsefelerinden bağımsız değildir.

C) İslam felsefesi bazen diğer felsefelerle uzlaşama- mıştır.

D) İslam felsefesi diğer felsefelerden etkilenmiştir.

E) İslam terimi yalnızca dini olan düşünceleri ifade etmek için kullanılmıştır.

7. “İnanç çağı yavaşça sona ererken, barbar ruhunu uysal- laştıran Hristiyanlık gelecek çağlara bir ahlak düzeni ve etik alanı bıraktı, evren bilmecelerinin şaşırttığı insan aklına bir parça huzur getirdi; insanlığa iyilikseverliğin erdemlerini ve yaşama yeni bir bakış açısı öğretti.”

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi Hristiyanlığın katkılarından biri olarak kabul edilemez?

A) İnsanı huzurlu kılmak

B) Yaşama farklı bir bakış açısı kazandırmak C) İnsana yeni bir sorgulama alanı açmak D) Ahlaki saptamalar ve kurallar geliştirmek

E) İyiliksever ve erdemli bir anlayışla barbarlığı engelle- mek

8. Orta Çağ bilimsel gelişme açısından bir durgunluk çağı olmuştur. Çünkü Orta Çağ’a egemen olan Skolastisizm maddenin varlığını kabul etmeyip her şeyi kutsal kitaplar- la açıklıyordu. Bu çağda Yunan felsefesinin eserleri, Orta Çağ’ın Skolastik baskısından kaçıp İslam dünyasına yer- leşen Hristiyan filozoflar tarafından Arapça’ya çevrilince, bilim İslam dünyasında yeniden yeşermeye başladı.

Bu parçada bilimin gelişebilmesi için gerekli unsur- lardan hangisinin önemine vurgu yapılmaktadır?

A) Kültürel etkileşim

B) Temel ihtiyaçların karşılanması C) Özgür düşünce

D) Refah düzeyi E) Coğrafi keşifler

9. Skolastik felsefenin yönelimi rasyonel düşünceyi inanca uygulamak, vahye akıl aracılığıyla bir kavranılırlık getir- mek, inanca akıldan gelen saldırıları yine akıl aracılığıyla engellemeye çalışmaktır.

Buna göre Skolastik felsefenin amacı aşağıdakiler- den hangisidir?

A) Aklı ön plana çıkarmak B) İnancı akılla temellendirmek C) Felsefenin gelişimini sağlamak D) Doğruları deneye dayandırmak E) Akla inancı getirmek

(18)

15. yy ve 17. yy Felsefesi ÜNİTE TEST

3

YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK

15. yy - 17. yy Felsefesini Hazırlayan

1

Düşünce Ortamı ve Özellikleri 1. Ömrünün sonlarına doğru sağlığı bozulan Kopernik’in

kiliseden korkusu kalmamıştı. Artık fikirlerini rahatça açıklayabilir, yazdığı kitabını ortaya çıkarabilirdi. Papaya kitabını göndererek şu mektubu yazdı: “Aziz peder, kitapta yazılanları okuyanların hemen reddedeceklerini biliyorum. Ben ömrüm boyunca çevremin düşünceleri- ne aldırmayan, fikirlerini savunan biri olamamışımdır.

Etrafın tepkisinden, başladığım hususlardan vazgeçme- ye niyetlendiğim olmuştur. Fakat çekingenliği üzerimden atarak çalışmalara devam ettim. Yazdıklarımı tenkit edenler olursa onlara aldırmayacağım ve saçma kabul edeceğim…”

Bu parçada Kopernik’le ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine vurgu yapılmıştır?

A) Belirli bir yerden sonra, her şeyi göze alıp fikirlerini savunduğuna

B) Çekinmeden her şeyi sorgulayıp, şüpheyi sonuna kadar götürdüğüne

C) Gerçeği anlamada farklı yollara başvurduğuna D) “Bilmek için bilmek” ilkesini temel aldığına E) Fikirlerini kuramsal ve pratik temele dayandırdığına

2. Newton’un “Mutlak”lık kuramı, fiziği determinizm üzerine kurmuştur. Ancak 20. yy’da, Einstein “Görelilik” kuramı ile zaman, mekan, kütle vb. kavramlarının referans noktasına göre değiştiğini belirtmiştir. M.Planck, ısı ve ışığın sürekli bir akış olmadığını kanıtlamaya çalışırken, Newton fiziğine ikinci bir eleştiri getirmiştir. Heisenberg de belirsizlik yasasını kanıtlama çabasında suya atılan çiçek tozunun izleyeceği yolun olasılık taşıdığına değin- miş ve Newton’a üçüncü bir eleştiri getirmiştir. Tüm bu eleştirel yaklaşımlara bakıldığında her birinin diğerini aşabilme gücünde olduğunu ve eleştirinin, doğanın kanunlarını anlamak adına fiziğe yol gösterdiği görülür.

Bu parçadan hareketle bilimlerin gelişimi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Bilimler alanında değişmez bilgiler yoktur.

B) Geleneksel anlayışlar da zamanla yıkılabilir.

C) Bilim alanındaki eleştiri, bilimlerin gelişmesini engel- ler.

D) Her araştırma bilim için yeni bir adımdır.

E) Bilimlerin doğruluk ve güvenilirlik konusunda kuşku- cu tavrı devam ettirmeleri gerekir.

3. Bacon’a göre doğaya ilişkin doğru bilgi elde etmek için algılarımızı kullanırız. Ancak algılarımız, tıpkı hayalleri bozan aynalar gibi, doğayı olduğu biçimiyle yansıtmaz.

Çünkü insanlarda ön yargılar vardır. Eğer doğaya ilişkin doğru ve güvenilir bilgi edinmek istiyorsa, insanın bu önyargılarından kurtulması gerekir. Ancak bu, tek başına yeterli değildir. Nasıl ki el, bir alet olmaksızın çok az şey yapma gücüne sahipse, akıl da araçsız, yani yöntemsiz kullanıldığında güçsüz kalır. Oysa yöntem onu güçlü kılar. Bu yöntem ise algılardan genel kavramlara ulaşma yoludur.

Bu parçada Bacon’ın savunduğu bilimsel yöntem aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nedensellik B) Tümevarım C) Birleştirici yöntem D) Analoji

E) Tümdengelim

4. Bilimsel yöntem diğer bilgi edinme yöntemlerinden farklı- dır, özellikle deney ve mantık temelli olmasıyla diğer bilgi kaynaklarından ayrılır. Bilimsel yöntemle elde edilen bil- ginin deney ve gözlem kullanılarak tekrar bulunabilmesi gerekir. Bilim adamının kazayla bulduğu olaylar da bilim sayılmaz. Bu açıdan bilimsel yöntem vahiy ve peygam- ber sözü gibi eleştirilebilir olmayan bilgilerden sayılmaz, vahiy tekrar edebilir bir deney olmadığı için bilimsel bir yöntem değildir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi bilimsel yönte- min özelliklerinden değildir?

A) Çelişki taşımaması B) Olgusal olması

C) Tesadüflere dayanmaması D) Metafizikten arınık olması E) Dogmatik olması

5. Asıl olan insandır. İnsanlık sevgisini insanın yüceliğini amaç ve olgunluk sayan bir öğretidir. İnsan kendi başına anlamlı yeterli bir bütündür. Asıl olan insanın ilgileri, değerleri ve ihtiyaçlarıdır.

Bu parçada 15. yy – 17.yy öğretilerinden hangisi vurgulanmaktadır?

A) Bilimsel yöntem B) Kartezyen felsefe C) Hümanizm D) Hukuk felsefesi E) Yeni ontoloji

(19)

15. yy ve 17. yy Felsefesi ÜNİTE TEST

3

YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK

15. yy - 17. yy Felsefesinin Bazı Filozofları

6

1. 17. yy’da yaşamış ve rasyonalizmi benimsemiş olan R. Descartes felsefi sistemi içinde açık- seçik, çürütü- lemez, güvenilir bir bilgiyi aramıştır. Sonunda da akıl yürütme yoluyla “Düşünüyorum; o halde varım.” ilkesine ulaşmış, düşünen bir özneden her şeyi bilebilecek bir özne fikrini kabul etmiştir. Bunu sonucunda da felsefi sitemi içinde her şeyin bilgisinin dayanak noktası olarak düşünceyi ( cogito ) kabul etmiştir.

Bu parçadaki görüşlerinden hareketle Descartes’in bilginin kaynağı olarak aşağıdakilerden hangisini kabul ettiği söylenebilir?

A) Deney verilerini B) Sezgiyui C) Us’u

D) Dil çözümlemelerini E) İnancı

2. Yaşadığı dönemin düşünce geleneğine uygun olarak Spinoza, etik anlayışında “akıl “ kavramına vurgu yapar.

Ona göre insan, aklı sayesinde başına gelen her şeyin zorunlu olduğu bilgisine ulaşarak, acının doğadaki nedensellikle kaçınılmaz olarak gerçekleştiğini bilerek mutlu ve huzurlu olabilir.

Bu parçaya göre Spinoza’nın mutluluk ve huzuru aşağıdakilerden hangisine dayandırdığı söylenebi- lir?

A) Eylemlerdeki ölçülülüğe B) İyi ideasına

C) Faydayı amaçlayan eylemlere D) Doğadaki zorunluluğun bilgisine E) Hazza yaklaşıp acıdan kaçmaya

3. Descartes’e göre biri sonsuz diğerleri sonlu olmak üzere iki töz vardır. Bu tözlerden sonsuz olan töz; diğer sonlu tözlerin kendisine bağlı olduğu Tanrı’dır. Tanrı kendi kendinin nedenidir ve var olmak için hiçbir şeye ihtiyaç duymaz, ezeli ve ebedidir. Sonlu tözler ise madde ve ruhtur. Bu iki töz var olmak için Tanrı’ya ihtiyaç duyar- lar. Maddenin özelliği yer kaplamak; ruhun özelliği ise düşünmektir.

Bu görüşleriyle Descartes’in aşağıdakilerden hangi- sini savunduğu söylenebilir?

A) Tasavvuf inancını B) Monist varlık anlayışını C) Kaderciliği

D) Skolâstik düşünceyi E) İkili varlık anlayışını

4. 17. yy felsefesinin önemli filozoflarından biri olan Thomas Hobbes, doğal durumda yani devletten önce birbiriyle savaş durumunda olan insanlar, bu durumun sona ermesi için bir araya gelerek egemen olan güce doğal durumda sahip oldukları hakları devretmeleri gerek- mektedir. İnsanların bir araya gelerek oluşturacakları otoriteye haklarını devredeceklerine, onun oluşturduğu yasalara uyacaklarına ve bu yolla ona bağlı olacaklarına dair aralarında bir anlaşma yaparlar. Böylece politik bir düzene geçilmiş olur.

Bu parçada insanlar arasında gerçekleşen “anlaşma”

kavramı ile aşağıdakilerden hangisi belirtilmektedir?

A) Doğal hakkı B) Egemenin haklarını

C) Organizmacı devlet anlayışını D) Toplum sözleşmesini E) Doğal hukuku

5. Doğa ve Tanrının bir ve aynı olduğuna inanan panteist filozof Spinoza’ya göre doğadaki nedenselliğin, yasaların ve zorunluluğun olan Tanrı’nın bilgisine ulaşan insan, istek ve arzularının kölesi olmaktan kurtulur; kendine döner, özgürleşir ve kendini gerçekleştirir. Tanrı (doğa) tarafından meydana getirilen olayların başka türlü ola- mayacaklarını kabul eder.

Bu parçaya göre Spinoza’nın ahlak anlayışında aşa- ğıdakilerden hangisi bulunmaktadır?

A) “Altın orta “ düşüncesi B) Fayda

C) Maddi hazlar D) Tanrı ( doğa ) E) İyi ideası

6. İlk Çağ’da yazılan Platon’un “Devlet” adlı eseri, Farabi’nin

“Erdemli Şehir”i, 15. - 17. yy’ları arasında yaşayan Thomas Moore’un “Ütopya” sı gibi eserler bu düşünürle- rin kendi dönemlerinde tasarlamış oldukları fakat bugün

“gerçekleşmesi mümkün olmayan hayali toplum tasarım- ları” olarak kabul edilen eserlerdir.

Bu parçada açıklanan kavram aşağıdakilerden han- gisidir?

A) Toplum sözleşmesi B) Ütopya

C) Hümanizm D) Modern düşünce E) Rönesans

(20)

18. yy ve 19. yy Felsefesi

Etkinlikler

ÜNİTE

4

III. Aşağıda resmi ve görüşleri verilen filozofların adlarını kutucuklara yazınız

FRANSA

ALMANYA İNGİLTERE

• Diyalektik İdealizm

• Tabula Rasa (Boş bir levha)

• Empirizm

• Diyalektik materyalizm

• Varlık madde- den oluşmuştur.

Güçler ayrılığı esastır.

• Üstün insan

• Güçlü olmak her insanın arzusu- dur.

Çoğunluğun faydasına yönelik eylemler iyidir.

• Ödev ahlakı

• Kritisizm Var olmak

algılanmış olmaktır.

“İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur.”

1

3

6

8

5

9

2

7 4

1. 6.

2. 7.

3. 8.

4. 9.

5.

J. Locke Hegel George Berkeley

Rousseau Karl Marx

J. Bentham Montosquileu

F. Nietzche İ. Kant

(21)

1

Dönem Tarama Testleri

1. Siddahartha Gautama, Hindistan’daki birçok kutsal ada- mın yaptığı gibi, çileci, bilge bir adam olarak dolaşmak için karısını ve evini terk etti. Yıllarca nefsini katı bir şekil- de terbiye ettikten sonra, hala insan hayatıyla ilgili temel meseleler hakkında bir şey bilmediğini fark etti. Bunun ardından nefis terbiyesinden vazgeçti ve tefekkürle dolu sıradan bir hayat tarzını tercih etti. Sonunda doğru yolu bulmuştu. “Buda”, aydınlanmış kişi olmuştu.

Bu bilgilerden yola çıkarak, aşağıdaki seçeneklerden hangisine ulaşılabilir?

A) Farklı deneyimlerden sonra felsefi görüşler ortaya çıkar.

B) Buda, spekülatif ve dini düşünceye karşı oldukça olumlu bir tavır sergiler.

C) Buda’ya atfedilen metinler, ona yönelen tapınmaya giden yolu hazırlar.

D) Nirvana’ya ulaşmak isteyen kişi felsefi ve dini dokt- rinlerle dünyaya bağlanmalıdır.

E) Felsefe önemli bir araçtır, “sahip olması hoş” bir şeyden ibaret değildir.

2. “Erdemin” Yunanca karşılığı “arete”dir. Arete’nin asıl anlamı mükemmellik fikriyle bağlantılıdır. Arete’ye sahip olan kişi, işlerini fevkalade şekilde yerine getirecektir.

Dersini sınıfta en iyi şekilde öğreten öğretmenin, iyi alet- ler üreten demircinin aretesi var demektir.

Bu parçaya göre erdemli olmanın yolu aşağıdakiler- den hangisidir?

A) Kişisel çıkarlara yönelmek B) Bilgili olmak

C) Ödev duygusuna uygun hareket etmek D) Eyleminde orta yolu gözetmek E) İşini en mükemmel şekilde yapmak

3. Upanişad bilgeleri, çileci bir tavırla dünyaya sırtlarını dönerler onlara göre gerçek ister medeniyetler de olsun, isterse doğada olsun, “dışarıda bir yerde” değildir. O, senin içindedir. “Kendini bulmak” için öğrenmelisin. Bir kimse mistisizmi öğrenebilir, ancak bu mistik sezgiye ulaşmak anlamına gelmez. Bu sezgi, ancak ilk elden ve kişisel çabalarla elde edilebilir.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

A) İyiyi bilmek, iyi olmak ya da iyi davranmak anlamına gelmez.

B) Doğum ve ölüm ezeli-ebedi olarak döngüsel bir yapı sergiler.

C) Hiçbir şey gerçek değildir.

D) İnsan doğaya uygun davrandığında mutlu olur.

E) İnsanın amacı Tanrı’ya ulaşmaktır.

4. Sokrates, Euthydemos’a, aldatıcı olanın ahlaksızlık sayı- lıp sayılamayacağını sorar. “Elbette sayılır” cevabını alınca şöyle sorar. “Ya bir arkadaşın kendini çok kötü hissediyorsa ve kendini öldürebilecekse, sen de onun bıçağını çalarsan? Bu da aldatıcı bir edim olmaz mı?

Şüphesiz ki olur. Fakat böyle yapmak ahlaksızca değil de ahlaki değil midir?”

Bu davranışla ilgili aşağıdaki hangisine ulaşılabilir?

A) Her ne kadar aldatıcı bir edim olsa da kötü değil, iyi bir şeydir.

B) Aldatıcı olanın ahlaksızca olduğu yönündeki genel yorum her durumda geçerlidir.

C) Sokrates, sokakta karşılaştığı insanların bildiklerinin doğruluğunu kanıtlamıştır.

D) Bir filozof “doğru” ile kastedilenin ne olduğunu bildi- ğinden kesinlikle emin olarak konuşmaya başlar.

E) İyi ve kötü durumlara göre değişmeyen bir özellik gösterir.

I. Dönem Tarama Testi

YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK

(22)

Dönem Tarama Testleri

I. Dönem Tarama Testi

YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK

5. Helen-Roma dönemindeki toplumsal koşulların, belirgin bir siyasal çekilmeye ve teorik felsefeye duyulan ilginin azalmasına yol açtığı gözlemlenmektedir. Bu dönemde felsefe, özellikle kişisel, ahlaki sorunlar üzerine odaklan- mıştı. Süreç içerisinde, bu yaşam felsefesinin yetersiz olduğu hissedilmeye başlanmış ve pek çok insan dini bir yanıtın peşine düşmüştür.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

A) Felsefenin yetersiz kalması dinin yaygınlaşmasına olanak sağlamıştır.

B) Felsefe ve din her zaman çatışma içinde olmuşlardır.

C) Felsefenin anlaşılabilirliği sorunu vardır.

D) Felsefe toplumsal koşullardan bağımsızdır.

E) Felsefe her dönemde varlığını devam ettirmiştir.

6. Hakikat, Allah’a ulaşmanın bilgisidir. Fakat, hakikate vakıf olmaya giden yol, uzun ve sancılıdır. tefekkürü ve tevekkülü gerektirir. Bedensel hazlarını terk etmeyi, nefsini yok etmeyi ve tüm canlıları Allah rızası için seve- bilmeyi başarabilmiş insan, hakikate ulaşabilir.

Bu parçada tasavvufta aşağıdakilerden hangisinin önemli olduğu belirtilmektedir?

A) Nefse hakim olma B) Maddi hazlar C) Güç istenci D) Fayda E) Hırs

7. Yüksek bir yerden aynı boyutta bir ahşap ve metal parça- sı atsaydınız ne olurdu dersiniz? Yani ilk düşen hangisi olurdu? Aristoteles ağır olanın, metal parçanın daha hızlı düşeceğini düşünmüştü. Aslında olan bu değildi. İkisi de aynı hızda düşüyordu. Zamanla bu görüşün yanlışlığı ortaya çıktı ve bu görüş farklı görüşlere neden oldu.

Bu parçadan hareketle aşağıdaki bilgilerden hangi- sine ulaşılamaz?

A) Başka birinin otoritesine güvenmek, felsefeye aykırı- dır.

B) Otorite tek başına hiçbir şeyi kanıtlayamaz.

C) Felsefede tartışmaya, alternatif fikirlere yer yoktur.

D) Hemen hemen her konuda eleştirel düşünme oluştu- rulmalıdır.

E) Yanlış olma olasılığı ve karşıt görüşler, düşünme sistemini geliştirir.

8. Her belirli şey madde ve formdan oluşur. Bir parça toprağın belirgin bir formu vardır ve bu toprağın bizatihi kendisi maddedir. Bir çömlekçi, bu bir parça toprağı tes- tiye dönüştürebilir; böylece bu toprak parçası (maddi ve formuyla) yeni bir şey olur ve artık daha rafine bir formu vardır.

Aristoteles’in bu görüşleri aşağıdakilerden hangisini vurgulamaya yöneliktir?

A) Karşıtların birliğini

B) Nesneler ve idealar dünyasını C) Madde ve düşünceyi D) Varlık ve yokluğu E) Görünüş ve öz ayrımını

9. Ortaçağ’da felsefe ve din arasındaki yakın ilişki, çoğun- lukla sanki din bir anlamda felsefeyi pençesinde tutu- yormuş, yani felsefe bir kurbanmış gibi yansıtılmıştır.

Halbuki bunu tam tersini çevirip şöyle de söyleyebiliriz:

Asıl Yunan ve Helen felsefeleri dini yani Hristiyanlığı yıpratmıştır.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi savunulmak- tadır?

A) Dinin ve felsefenin bir arada varoluşunun sonucunda esas “acı çeken” ilahiyattı.

B) Orta Çağ’da felsefe ve din doğru bilginin iki kayna- ğıydı.

C) Felsefenin gelişimi önündeki en büyük engel inançtır.

D) Orta Çağ’da inanç ve akıl arasındaki ilişkinin mer- kezde oluşu oldukça doğaldır.

E) Felsefeye dair alışık yorumların dışına çıkmak gerekir.

(23)

Dönem Tarama Testleri

I. Dönem Tarama Testi

YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK

10. Platon, insanların oy vermesine izin vermenin, yolcuların geminin dümeninde durmasına izin vermekten farksız olduğunu düşünmüştür. Ona göre dizginleri, ne yaptıkla- rını bilen insanlara vermek çok daha iyiydi.

Platon’un bu görüşlerinden yola çıkarak aşağıdaki- lerden hangisine ulaşılamaz?

A) “Uzmanlar” yönetime gelmeli, birlik ve sadakati sağ- lamalıdır.

B) İnsanlar kendi kendilerini yönetemezler.

C) İnsanlar yeteri kadar erdemli ve yeterli değillerdir.

D) Ya filozoflar kral olmalı ya da krallar filozof olmalıdır.

E) İdeal yönetim tarzı demokrasidir.

11. Marangozun elindeki çekiç, çivi çakmaya yarayan bir alettir. Çekiç ele yatkın ya da biçimsizdir, hafif ya da ağırdır. Bir fizikçi için gözlem masasındaki çekiç, ne ele yatkın ne de yakışmayan, sadece belli bir moleküler yapısı, ağırlık, esneklik gibi belirli fiziksel özellikleri olan maddi bir nesnedir. Bir tüccar için tezgahtaki bir çekiç, belli bir fiyatı ve kârı olan, satması ya da depolaması güç ya da kolay olan bir üründür.

Bu parçadaki görüşler aşağıdaki özgün yaklaşımlar- dan hangisine aittir?

A) Sokrates’in rasyonalizmine B) Platon’un idealizmine C) Protagoras’ın rölativizmine D) Pyrrhon’un septisizmine E) Gorgias’ın nihilizmine

12. Doğada bulunan mükemmel düzen, açıklanması gere- ken bir durumdur. Evrenin olağanüstü düzeni yalnızca üstün bir varoluşun niteliği olabilir. Bu olağanüstü düze- nin arkasında onu ortaya koyan üstün usa sahip bir varlık olmalı ki, doğanın sürekli devamlılığı ve çeşitliliği oluşabilsin.

Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Tanrı bizim düşünebildiğimiz her şeyden üstündür ve bildiğimiz her şeye sahiptir.

B) Tanrının varlığına dair rasyonel deliller öne sürülebi- lir.

C) Tanrının varlığına ilişkin ispata ihtiyaç yoktur.

D) Düzenin varlığı üstün bir düzenleyicinin varlığını gerekli kılar.

E) Evren, bir başlangıç noktasına sahip olmama anla- mında sonsuzdur.

13. Orta Çağ felsefesi teolojik unsurlar barındıran bir felsefe- dir. Felsefi ve bilimsel sorgulamalar yerine Tanrı’yla ilgili kozmolojik, ontolojik ve teolojik kanıtlamalar ön planda- dır. Bu dönemdeki tüm görüşler inanç – akıl ilişkisinde inancı merkeze almaktadır. Din adamlarının bireylere hem bu hayatta hem de ölümden sonraki yaşamda yol gösterdiği ve toplumsal hayatı yönettiği bir çağ olarak Orta Çağ, felsefenin de dini unsurlarla harmanlandığı bir dönemdir.

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi Orta Çağ felsefe- sinin karakteristik özelliklerinden değildir?

A) İnancın bilgiye üstün geldiği bir dönemdir.

B) Bireyin esas alındığı dönemdir.

C) Doğa bilimlerinin araştırılmadığı bir dönemdir.

D) Kurtuluşun, ölümden sonraki sonsuz yaşamda aran- dığı çağdır.

E) Devlet adamının yerine din adamının geçtiği zaman- dır.

14. Kopernik, Antik Yunan Dönemi’nden beri yürürlükte bulunan “Yer Merkezli Evren” kuramının yerine, “Güneş Merkezli Evren” kuramını kurmuş ve yerin, Güneşin çevresinde dairesel bir yörünge üzerinde dolanan bir gezegen olduğunu savunmuştur. Böylece, Yerin evrenin merkezinden kaldırılmasına bağlı olarak insanın evren- deki konumu da yeniden sorgulanmaya başlanmıştır.

Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bilimsel çalışmalar birikimli olarak ilerler.

B) Bilimsel gelişmeler dogmaların yıkılmasına zemin hazırlarlar.

C) Felsefi görüşler bilimsel gelişmelerin önünü kapatır.

D) Bilim ve felsefe ilişkisi her dönemde kendini göster- miştir.

E) Bilimin değerini belirleyen şey toplumsal yaşama etkileridir.

Referanslar

Benzer Belgeler

• A.Büyük çiftliklerde ve madenlerde kalabalık kitleler halinde çalışan köleler, kendilerinde Roma devletine baş kaldırma gücünü görebildiler.. yüzyılda

yetkisini elinde bulundurması, Haçlı seferleri düzenlemesi gibi olgular Kilise’nin siyasi güç ve otoritesini gösterir.. Ayrıca, Kilise’nin elinde geniş

Göç ettikleri bölgelerde bulunan Cermen kabilelerinin (Ostrogotlar, Vizigotlar, Vandallar, Anglesler, Saksonlar vb) bu kitlesel göç karşısında bölgelerinde.. tutunamayarak

yüzyıla gelindiğinde ise tüm Avrupa’da ticaret merkezleri olarak işlev gören yeni kentler ortaya çıkmaya başladı. Bu dönemde özellikle İtalya’da yoğunlaşan

✴ İlk Devlet Yönetimi Türk devletlerinde “il” veya “el” olarak adlandırılan devlet, hükümdar tarafından monarşik (saltanat) bir anlayışla yönetilmiştir..

Avrupa toprakları önemli coğrafi farklılıklar gösteriyordu. Kuzeye doğru Pirene’lerden başlayıp Atlantik ve Baltık kıyıları boyunca Rusya’ya kadar uzanan

Orta Çağ’da saray müzisyenleri halk müziğine özel ilgi duymayı gerekli görmüyorlardı, ama Şah İsmail Hataî’nin sarayında halk müziği büyük ilgi

Gırnâtî’nin bilgileri ve başka tarihi kaynakların ışığında Macarlar arasında Kuzey İranlı iki kavim grubunun, Müslüman Kálizlerin ve Alanların (As) bulunduğunu ve