• Sonuç bulunamadı

Î DJ TÎ HAD

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Î DJ TÎ HAD"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Î D J T Î H A D

Plıysicologie İnstitutunu ihya eden Dr. Kemal Cenap B.E.

I L I N D E K İ L E R

Sulh ruhunun zaferine doğru

Gidiyormu götüriyormu [ İngiltere nereye gidiyor? ınekalemiz' hakkında]

Tefekkür dağı [K ıt‘a ]

Physioloğie institutu nun açılması Temaşa aleminde yeni eserler Kendime iııanmîyorum [Ş i'irj

İlk ‘aşk »

Aşk kasideleri »

Atlılar »

Nufus hareketi Edison

A‘malık , şebekleri ve korunma çareleri

Dr. AB. Djevdet M. T. AB. D.J. İçti lı ad M. Ferit, Midhat Cemal M. Fikret Salih Zeki Ferit Ali Le Mois İctihad Dr. AB. Djevdet

Gelecek nüshada: * M a c lıiııis m e » İn fid y e ’i n e c a t ı .

(2)

Yeni Neşriyyat :

K ü ç ü k h i k â y e l e r k o lle k s iy o ıu ı 10 Numaralı Eylül nüshası üç renkli gayet güzel bir kapak içinde :

lbnerrefik Ahmet Nuri Beyin bir perdelik bir piyesi ile Vâ. Nü. Server Bedi, Sadri Etem, Kâmran Şerif , Salih Zeki, M.-Feridun, Celâ - lettin Ekrem, Nahif Sırrı, Kâzım sevinç Beylerin muhtelif hikâyelerde pek mutena bir tarzda intişar etmiştir.Okuyucularımıza tavsiye ederiz.

V ÍC T O R H U G O

Büyük adamlar serisinin 4 üncüsüdür. Yazan İbrahim ‘Alaeddiıı Beydir. ‘Alaeddin Bey bizzat yazdığı eserlerde çok ¡‘finalidir . Bu kitab da bu i'tina hemen göze çarpar . Büyük Fransız şa'irinin hayatı icmal ve eserleri tahlil olumnuş- dur . 186 sahifelikdir. Mf Vekfıleti basmışdır. Bir hayli resim var . Bütün büyük adamlar bu kadar mükemmel yazılsa bir muvaffakiyyet olur.

O o n triln ıtio ıı â l ’é tu d e ü ıı r h u ım ıtis m c e n t a n t q u ’in f e e tio n e t c e r t a i n e s d e

s e s fo r m e s n e r v e u s e s in é ü ile s Çocuk hastalıkları üstadı müderris Kadri Ilaşid Paşa biraderimizin Fransızca bu eseri , hususî bir tedkik mahsulüdür . A r c h iv e s d e

m é d e c in c s d e s U u fa ııts mecmuasında Paris de intişar etdikden sonra ayrica kitab halinde basılmijdır. Tib ‘alemini ‘alakadar eden çok mühim müşahedeler üzerine kurulu bu eserin rmıtala‘asını tavsiye ve kiymetli üstadı tebrik ederiz .

Gem

4 Perdelik bir dramdır , yazan Ali Mustafa Beydir. Basan Mu‘allim Halid kitabhanesidir . C e m in hayatı cidden yürek sızlatan bir r o ­ mandır. Ali Mustafa Bey onu daha ziyade canlandırırındır. Himmeti meşkûrdur.

R ir Ses İ k i N a ğ m e Şi‘irler MecmıPasi

Şa’irleri : î. Ahrııed . Ziya İlhan B. ler

L E S F L E U R S DÉGÉNÉREFS

Ebûbekir Hâzim B. E. nin fransızca şiirler mecmu‘ası. Beyoğluıırîa L ihrairie M o n d ia le da ve Babi ‘Ali caddesi kitabcilarında bulunur. İçtim ai tefekkür v§ endişeleri, §a‘ir heyecan­ larına tezvic eden bıı nefis şiirleri yüksek edebî nefâ'is müştaklarına tavsiye ederiz .

F i : 50 kuruş.

GLİSERO FOSFATLI ŞARK

M ALT HULÂSASI

Eczacı Ekrem Bevin nezareti altında sureti hususiyede Final edilmekdedir. Deposu Ekrem Necip Ecza Deposu _________ Telefon : İstanbul : 78_________

Rafale de Parfums

S O N N E T S

PAR LE Dr. AB . DJEVDET

Edition de luxe, pages 131, Prix: 100 piastres

“ İçtihad „ ın İstanbulda satıldığı ba‘zı yerler :

Kadı k ö y ü n d e Muvekkithane caddesinde

Tütüncü Dik ra n E fendi, Köprii iı / e r i n d e

Af. K em al E fendi, B ü y ü k Ada <la İske­

le başında Tütüncü N iko E fen d i, Ü sk ü d a r

da İskele.başında Tütüncü İlh a m iE feıu li

Dükkânları

‘AMELİ RUIIİ Y YAT

« Sa'ati haziranın kararsızlıkları » adile

Dr.Gustave Le Bon un neşr etmiş olduğu bir kitabın tercümesidir 223 salıifeli bir k it abdı r . Devlet adamlarını , ıııeb'usları t hakimleri, mu- ‘allimleri, terbiye ve tedris işlerinde bulunanları, vali ve kaymakamları son derecede ‘alakadar eder.

Eyi kâğıd üzerine basılmışdır. fi. 100 k. dur .

KARLI DAĞDAN SES

Dr. Abdullah Djevdet Beyin son senelerde yazmış olduğu kıtalar bu ‘unvanla intişar etdi, 185 sahifelik ve iyi kâğıd üzerine basıb mışdır. fi: 1, «Lux» tab' ve müellif tarafından imzalı nüshalar 2 liradır. Haricden siparişlere taahhüdlü irsaliye olarak 20 Kuruş ‘ilâve olunur.

İstanbulda Babfâli kitabcilarında ve Beyoğ- lunda L ih ra irie M o n d ia le de satılıyor.

İSTANBUL

ÇjNKOGRAFHANESİ

Ankara caddesinde İ i hami matbbaası üstünde, her nevi' çinkograf işleri dikkat ve siir'atle

(3)

Ab o n n e m e n t Pays étrangers

Pour un an : 2 Dolars

Edition spéciale : 3 Dolars

A D R E S S E «îdjtihad» Constantinople Té'Iéph : St. 865 xxvnèrne ANNÉE

/

Novembre 1931

Türkçe ve Fransızca

İLMÎ, EDEBİ, İKTİSADİ

No : 332

A B O N N E 1İAİV

Seneliği ( 24 Nüsha ) Türkiye için: 2 1,2, Âlâ kâğıdlısı

5 liradır

A D R E S

Cığaloğlunda İçtihad Evi

Tarihi Te’sisi :

1904 Geneve Yirmi yedinci sene

1 Teşrini suni 1931

S U L H R U H U N U N Z A E l R İu e d o ğ r u

Milletlerin > hakiki menfa‘atlarmm sallıda ve dostlukta olduğunu anlamaları , büyük bir yükselme ve medenileşme müjdesidir . (le ııe T ü r k i y e U ıim h u n y y e ti mizin yakın ve uzak komşu milletlerle ülfet ve i’tilaf temel - Ieri atmanın elıemmiyyetini tam bir suretde takdir ettiğini görmek halis ve muhlis vatan - duşların gökuslerini sevinç, iftihar, âti için par­ lak umidler doldurırıakdadır.

Yunanistanın baş vekili M. V o n iz c lo s un bir kaç hafta evvel memleketimizi ziyareti ve baş vekilimiz İ s m e t P a ş a Hz. nin A ti­ n a yi ve R ııd a p e ş te yi ziyareti ve milleti­ mizle bu milletler arasında bir dostluk ve muhabbet cereyanı uyandırması çok tatlı ve mugaddi meyveler verecek bir eserdir .

Bu günkü hayatın ıııekanizmasi bir tarzda­ dır ki bir milletin zarar görmesile mutlak diğer milletler de az çok zarar gö rü r.

O, f y i J le - y i

Ya‘ni « bir kavmin musibetleri diğer bir kavın için faydalardır » sözü bu gün batıl bir zu‘mden başka bir şey değildir .

İsmet Paşa Atinadairad etdiği mıtukda « hiç bir milletin tek başına yaşayamayacağını , mil­ letlerin beynelmilellik sayesinde mevcud olaca­ ğını » söylemişdir. Uzun nutkun bu satırları a l­ tına dikkat hattı çekmişdik .

H a r b için sarf olunan paraların ve cehdlerin kısmen olsun S ıılh için sarf olunacağı

zemana doğru gidiyoruz . insanlık için ve kavinler için hakiki ruşd delili budur .

Y unanistan, kadim zemanda yüksek bir

Iıarse malik olrtıuşdur ve başında- münevver, basiretkâr rical bulunduğu vakit ecdad .mirasi olan bu yüksek hars kendisini gösteriyor.

Mağyarlara gelince , bundan otuz bir sene evvel söylediğim ve yazdığım veçlı ile onlar temamen Oeographia’î ve temamen tesadüfi sebeblerle M u h a m m e d i olmayub ‘İsa’i ol -

muş T ü r k lerdir.

8/ xu 1900 Tarihinde M a g y a rista ıı m

U o n ıo r n şehrinde yazdığım Fransızca M ag­ y ar - T iirk adlı manzumeyi ve o zaman B u d a p eşte nin başlıca yevmi gazeteleıinde

ez cümle B u d a p eşli l l ı r l a p gazetesinin 25- kanuni evvel 1900 tarihli nüshasında ııeşr olunan Magyarca menzum tercemesini Lyre

T u r q u e adlı şi‘ir kitabımızdan istinsah ve

Magyar-Türk kardaşliğının bu yeni tezhuruna teberrüken arz ediyoruz :

M A G Y A R . T U R U

A NOTRE SAVANT AMI M. LE PROF. VÂMBÈRY

I

Oui, honte à nos aïeux, ils se sont tant battus ! Sans penser qu’ls étaient d’ une même famille De qui sur le front hant étincelle et scintille : Le feu de la bravoure et l’stre dea vertus .

(4)

5o84 İ ÇT İ H Ai)

Ils se sont combattus ainsi que des lions ;

Tons croyant bien agir et faire une grande oeuvre : Le fol aveuglement, cette horrible couleuvre, Mdrdaii leurs orgueiles et troublait leurs fictions .

III

La Nuit a disparu; il est mort, l’ouragan; Nous avons devant nous une splendide Aurore; Et les voilà rouilles: pistolet, yatagan;

Nos ehants vont se mêlant dans un rhytme sonore .

IV

Nos yeux graves et doux miroitent la même âme, D'un père étant deux bis le Turc et le Magyar . De nos Jours notre coeur qui, de pitié s’enflamme. Est ainsi pu’un flambeau sur l’Autel de l’Espoir .

V

Quand le suprême jour guérira tous les màiixi Qne les hommes seront tous amis et tous frères, Ivres d’un même amour, le coeur grand, l’àme fière, Nous autres, nous serons les deux frères Jumeaux.

Le 8 - XII - 190). Komorn - Budapest.

MAGYAI1 Es T O ltO K fl]

1

Qsinkre szègyen, hogy ugy verekedtek, Pedig mindketten egy anyàtôl lettek; Bravuros tiiz, vitèzsèg esillaga : Tèged visel e két faj homloka .

Il

Mint két oroszlàn, egymàssal hâreoltak,

Ès véltèk ezt nagy ès dicsô dolognakk;

Diinbôk, vakultan, büszkesègôk1 marta ,

Âdàz tiize elmèjôk megzavarta .

[lj Le poème « Magya - Turc » , Publié pour la pre­ mière fois, par «La Revue d’Orient et de Hongrie» , a été traduit en hongrois et publié par plusieurs journaux de Budâpeste ; je crois faire un geste de gratitude envers la chevaleresgue nation hongroise de reproduire ici la tradu­ ction pubilée par le célèbre journal « Budupesti Hirlap » qui la faisait précéder, dans son numéro dn 25 Décem­

bre 1900, de mots très courtois pour l’auteur .

[ Note de la LYRE TURQUE ]

I] III

De megvirad, mâr a viharnak vege, Kel im a hajnal tünderfenyeskege ; Övfık kest, kardot nem lıord oldahınk : ES egybeolvad fellıaııgzo dahınk .

IV

Egy lelek el tnelâh-kömöly szemiinkbenu , Mert egy atyânak vere foly erünkben , Sziviink, meggzulvân irgalom tüzen, Mint âklya eg oltârodon, Remeny.

f

V

S a nagy nap ha nıinden bajt orvosol , Ha ııepet nep testveriil âtkarol:

Egy erzesben ket nagy sziv s büszke lelek , Mi ketten ott leszünk ikertestverek .

T ü r k ç e m e n s u r to r e o m e s i : Evet, ecdadımız için ‘aybdır ; ne kadar dügüşdüler !

Alinlarında yiğitlik ate^i ve faziletler yıl­ dızı parlayan ve şerareler saçan bir ve ‘ayni

‘a’ıleden olduklarını düşünmeksizin ne kadar dögüşdüler !

II

Aslanlar gibi dögüşdüler; Cümlesi eyi ha - roket ettikleri ve büyük bir iş yapdıkları zail­ inle aslanlar g.bi dögüşdüler.

Deli şa,knılık , o korkunç yılan oıılaruı gururlarını ısırıyor ve rııiifekkirlerini :a,ırtı - yordu .

III

Oice nihayet buldu; Kasirga öldü . Şa‘şa‘ali bir fecrin önündeyiz . ¡îte, tabanca, yatağan paslandı ;

Nağmelerimiz tannan bir ahe nğde birbirlerine karışarak yükseliyor.

IV

T i i r k ve M auyaı* bir babanın iki oğlu olduklarından sert ve tatlı gözleniniz ‘ayni ruhu ‘aks etdiriıler .

Bu gün, ki şefkat ve rikkatle alevleniyor, yüreğimiz İ ıııiıl m ih r a b ı üzerinde bir meş­ ale gibidir .

(5)

î

ç

T I H A D 5585

‘A li (iıiııe şt Sulh ve ‘Akli Selim Oüııeşi ] bütün derdleri şifayab edeceği ve insanlar hep dost ve kar.'aş olâcaklaıı vakit, büyük yürekli ve vekur ruhlu bizler [M a tjy a r ve T ü r k ] iki ikiz kardaş olacağız.

I ,y r c T ı ı r q ı ı e , p 20.21.22.23

Bir aziz arkadaşım : Dr . Ali B . Miiseyn zade ise :

Sîzlersiniz ey kavını Magyar bizlere ihvan Ecdadımızın müştereken menşe’i TURAN, Bildir yolumuz irmek için nur ile HAKKa Müınkin mi ayırsın bizi İNCİL ile Kur’an .

diyerek benim nağmemle tempo tutuyordu , iki ikiz kardaş millet için , iki yürek ayni ahenk ile çarpıyordu demektir.

V Büyük Tiirk yüı eğinin büyük ‘izzet ve

‘alakas’ daha geniş ufuklar dahi görecek,ir . Cemalini Muttehide’i Amerika,Cemaliir Mut- tehide’i Avrupa bizi tatmin edemez bizi, C e ıııa - iı iı* M ııtte h id e 'i Arz ı bekleriz- Milletler ve milliyyetler için bu za‘f değil kuvvet ve afiyetdir. Benim ifade etmek istediğim fakat ifade etmeye kadir olamadığ ın, hem yüksek derecede millî hem de yüksek derecede insani olan bu kavrayışı bir Fransız şa iri , şu beytinde ve enfes bir surette ifade etmiştir!

Je tiens de ma patrie un coeur qui la déborde, Et plùs je suis français, plijs je me sens kumain .

Kardashklara kıymet veren ve kardaşiıkları artıran Ciimhuriyyet zimamdarlarımız beıhor - dar olsunlar .

5 - 13 - 1^31 - Dr. Abdullah Djevdet

Okuyucularımızın mütalaaları

(«İDİYOliMU , fiÖ TÜ K İY O H M U ?

331 Numrulu İçtihadın çok âlimane ve çok vakıfane yazılmış olan baş makalesini zevk ile okudum . Tahlil giizel , tasvir güzel , fakat hiikm, bir az s a k a t! Açık söyleyeyim : Bu çok değerli makale, hana bir az dua ve bir az şi ir gibi geldi . Halbuki siyasetde ııe duanın , ne şi‘rin yeri vardır . .

Şevahide müstenid mutavvel bir tahlilden sonra « İngiltereniıı inhidama doğıu gittigi » neticesine varan fazıl muharrir , cazibeli tah - lilkırinlıı başına tarihi bir kıyas geçirmişdir ve bu günkü îııgiitereyi , münkariz Roma imp niteliğiyle mukayese etmiştir. Bana kalırsa bu kıyas ; ya temamen batıldır , yahut kazibtir . Çiinki Roma impratorluğunu batıran dahili ve harici ‘âmillerin hemen hemen hiç b iri, hu gü­

nün ingilteresinde ıneycud ve meşlıud değildir. İngilterede , Romayi içinden kemiren ahlaki fesadın her nev‘i şöyle dursun, henüz riya ve yalan ta'ammüm etmedi . Romayi başka bir cebhedeıı rahnedar eden din ihtilafları Bri

-tanyada meçhuldür . Vatan ııa perverlik, hattâ rii’ya şeklinde îngilizleri ta‘zip etmemektedir . Bu büyük ayrılıklardan sarfı nazar edelim , diğer bir noktaya geçelim : MaTûmdurki Roma, âııî bir buhran ile göçınemiştir . Uzun , çok uzun bir ihtizar devri geçirmiştir ve iki kerre öliim baygınlığına uğradıktan sonra ağır bir ihtilaç ile gözlerini kapamıştır . O baygınlık - hırdan biri Teodos un Romayi ikiye ayır - imiğidir (398 m .) , diğeri Alarie iti Romayi işgal etmesidir (410 m .) Son ihtilaç ve ölüm, Romanın vaııdallar re'isi G ensene tarafından tahrip olunmasıdır ( 455 m ) .

Görüliiyorki Roma, harici sadmelerin te’si - rile tarih sahnesinden ayrılmış veya tarih nıedfenine çekilmiştir. Ne ahlaksızlık, ne dahilî fıtretler, ne parasızlık bu ‘akıbeti vt'icudc ge - tirmemiştir. Germenlerin, Gdtlarm , Hunlerin , Vandalların yıllarca ve yıllarca temadi eden kahır savletleri olmasaydı ve şark akvamı, zi ruh bir deniz gibi coşup da garbe doğru

(6)

akıııa-5586 I Ç T tH AD

saydı Roma denilen büyük ağaç — içinden kurtlanmasına rağmen — yıkılmaycaktı. Afri- kadaki, Asyadaki, Avrupadaki mahkûm mil - letler. Romanın o kıt‘a.k ıt‘a ve kitle kitle kümeleri, mii’essir bir hamle yapnıiyorlardı ve yapaıniyorlardı.

İmriltere, şimdilik böyle bir haricî sadmeden endişelenemez. Zaten onu Roma ile mukayese­ den daima uzak bulunduran bir hususiyeti de coğrafî vaz‘iyyetinin te’min ettiği masuniyettir. Denizle çerçiveleıımiş ve deniz kuvvetlerinin en muazzamına malik bulunmuş olması i‘tîba- rile hariçden ta‘arrıız görmesi — hiç olmazsa bu gün için — imkânsızdır .

Fakat Ingiltere,'mutlak bir sükûn içinde - midir ? Şüphe yok ki lıayir. Bayrağının üstün­ den güneş eksilmeyen bu büyük Devlet, hum­ malı bir hareket ve çok derin bir buhran için­ dedir. Kaba bir ta'bir ile ifade edelim: Büyük Britanya , karnı

burnuna değen bir gebe vaz‘iy - yetkidedir, yakın bir günde doğura- cakdır !

Biz, malî ha­ diseler kadar s i­ yasî vakı‘ala -

n da bu hamlin validi olarak telekki ediyoruz ve Ingiltereniıı nereye gittiğini değil Avrupayi nereye götürmek istediğini düşünmekte isabet buluyoruz. Fğer görüşümüzde hata yoksa İn giltere ‘aynen ve temameıı 1816 senesindeki

tngilteredir ve yine o senedeki İngiltere rolünü oynamak üzre bulunuyor 1

Bu mülahazayı tenvir için 1813 senesinde Avrupanııı nasıl bir kaynayış ve yanış içinde bulunduğunu hatırlatmak kâfidir . O tarilıde Avrupa, karına karışıktı. Hegemonya, Fraıısaya geçmişti. Ispanya, İtalya, Belçika, lelemeıık, Danimarka , hattâ Prusya Fransaııııı ya fPlen işgali, ya ‘aliden tahakkümü altında bulunu yordu. 'Avusturya mağlûp ve siyasette I ran saya merbut idi. Rusya, Lehistan ve lürkiye işlerinde ağır bir darbe yememek eııdişesile

Fraıısaya mümaşat gösteriyordu ve Fransa , Rusyayida işğale hazırlaııiyordu ! Yalnız İngil­ tere hürriyetine sahipti, Fransız Hegemonya - sına da mu‘arız idi. Lakîıı bu ııııParaza, oııuıı- ticaretiııi alt üst etmişti . Ka’imeleri yüzde oıı sekiz noksanına tedavül ediyordu. Amerikadaıı getirilen eşya , ıııüşterisizlik ve Mahrecsizlik yüzünden depolarda yığılup kalmıştı . Bir çok fabrikalar kapanmıştı, ‘amele güruhu işsizlik­ ten sokaklara dökülmüştü , ticarethanelerin iflâsı tevali edîip gidiyordu. Elhasıl berrî Av- rııpavi kudretli ağuşunda kımıldamaz bir hale o-etireıı fa‘al Fransanın yanı başında ticareti ö

temameıı sönmeye mahkum bir Ingiltere ya şiyordu . [1]

istiklâlinin heııüz ilk yıllarını yaşayan Amerika cümhuriyyeti de bu vazMyyetteıı ıııuz- taripdi. Fransa ve Ingiltere rekabeti, bu genç cümhuriyyetin de ticaretini , sanayi ini zir ii

zebr ediyordu • Fakat Amerika , iki rekip Devlet - den birini tercih etmekte tereddüt gösteriyordu. Çün ki Ingiltere deniz­ lerde fermaııferma

idi. Fransa bütün Avrupayi iradesi altında tutuyordu . Ame - rika , bir hayli müddet bu 'iki Devletle an - laştnaya çalıştı, nihayet bir beyanname neşr etdi , ticaretin serbestisine ri‘ayet edecek tarafa el uzadacağıııı bildirdi. Bu, tngilteredeıı uzaklaşup Fraıısaya yaklaşmak ma‘nasıııı ta - zaııımuıı eden bir hareket idi .

1931 deki Avrupa, 1813 deki Avrupadan başka bir şey değildir. Şekilde ba'zı tehaliifler olsa bile buhranın ve o buhranı doğuran âm il­ lerin mahiyyeti birdir. Amerikada hemen hemen öyledir, Şu kadar ki 1813 Amerikası bir az ıııii- tereddid , bir az mulıteriz ve bu sebeble Avru- 1

[1] Bu vaz‘iyyeti bizim tarihlerde en eyi icmal eden ( Cevdet Tarihi ) dir ve biz bu satırları oradan iktibas ettik. ( 54 - S - 10 - C ) y T E F E K K Ü R DARI ^ B a şım d a k i ak s a ç la r g ü n e ş le r l e ö p ü şm şü ^ T e f e k k ü r le r d a ğ ın ın e r i m e y e n k a rıd ır ; ^ Ölen g ü z e ll i k l e r i n m e z a r la r ın ı a r a r , y ö n ü m d e g e n i ş l e n e n ziy a d a lg a la r ıd ır . W 24 - 4 - 1931

Jl. JL .A. Ji~ A- -A- J

(7)

t Ç T IH A D 5587

paya karşı niyazkâr id i. Bu günki Amerika , atılgan ve somurtkandır . Çünki kavidir , zen­ gindir, Avrupanın alacaklısıdır.

118 sene evvlle bu gün arasında bu kadar bariz bir müşabehet ,ve hattâ ‘ayniyyet. bulun­

duktan sonra neticeyi tahmin etmek giiç olmasa gerek. 1813 buhranı, döııiip doluşup«Vaterloo» da hitam buldu. 1931 buhranının da böyle bir ‘akıbete doğru yürümediğini kim iddi‘a ede -

bilir. M . T .

« PHYSİOLOGİJİ İ A S T İ T U T 1,'NUN A Ç IL M A S I I U S M İ

T efin i evvel ayının 19 unda, Haydar Pa - şada Tip Fakülte sinde « Physioİpgie » müderrisi Dr. Kemal Cenap Bey kardaşımızın ‘ilm ‘aşkile çalışarak vücude getirdiği « Phy * siologie » İnstitutünüıı

açılması resmi Ma‘arif Vekilimiz muhterem Es- ‘ad Beyefendi ııin huzu- rile yapıldı. Müderris Bey tibbiıı bu şıPbesiniıı memleketimiz de bir kü­ çük tekâmül taı ilıçesini yapdı. Bu tarihçeyi ya­ şamış olanlardı n oldu­ ğumuzdan, dinleyen - leriıı eıı ziyade ‘alaka ve heyecanla dinleyen­ lerden idik . Kemal Cenap B. Ma'arif Vekili B-E. ye hitaben dedi ki:

* Biz bu tekem -

mülatı , D ü n y a n ın

c n b ü y ü k k u v v e ti, ‘ilin ve ‘irfan k u d ­ retidir » deyen ve -

cizeye sadik 'azizCiim- huriyyetin yüksek him­ metinde bulduğumuz

cihetle bu taze ‘ilm müesşescsinin kap,sının muhterem elinizle açilmasını rcca ediyoruz .»

Gençliğe hitaben de : Bu gün dünya yüzünde viiku'a gelmiş olan içtimai hadiseler neticesinde maddileşen hayat, sade bizde değil dünyanın her tarafında böyle müspet ‘ilimlere sevk etmi­ yor: Haklı olsalar bile beşeriyyetin müşterek malı olan ‘ilm ve Türk ‘irfanı fedakârlık bek

-"Physio]ogie>. İnstitutunun açılma resminde hazir bulunan ve özlü bir ııutk irad eden Ma'arif Vekilimiz muhterem

E s‘nd lîe y e fen d i

liyor » dedi. Gençleri böyle müesseselerde ça­ lışmaya da‘vet etti .

Maarif Vekili B. E, Müdderris Beyin nut - kunuıı hitamından sonra hitap mevki‘ine geçti.

Tebellür etmiş ve de - rinleşmiş bir kana‘at mahsulu olan şu sözleri söyledi : « Büyük rehberimiz Gazi Paşa: « D o ğ r u ­ d a n d o ğ r u y a h a - yatdaıı v e h a y a tın ih t iy a ç la r ın d a n <;i- k a n ‘i lm i, saıC alı, fen n i ö ğ r e n m e li - dir» . buyururlar.[din­

diğimiz ‘ilmi kullana - cağız; ¡dindiğimiz‘ilmi mutlaka kullanacağız■»

Vekil B. E, altına dikkat hattı çekdiğimiz şu sözle nutkuna hitam verdi:

«Bir millet mede­

niyi] et da'vasmda

ise, her şeyden ev­

vel hayalın kıy -

metini takdir etmeli, hayalı sevmelidir...

Her günümüz ‘umumun hürriyyet ve s a a ­ detini istihdaf eden C ü u ılıu r iy y e t in yük - selmesine masruf olacak . »

Es'ad B E. ııin temeddün ve terakki için hayat sevgisini , hayata bağlılığı esas göster - mesi ulel‘ade bir görüş değildir . Da’irna, hayat

(8)

I

IÇ T III A D 5588

o kadar ‘azizdirki onun izzetini muhafaza e t ­ mek için hayat bile feda edilrt elidir d e rz .

Bizce xıx uncu ‘asrın - en büyük Fı ansız mütefekkiri ,J. M. (¿ııyaıı nun lis<|iıisse

tTııııc m o r a le sa ııs o b ü fja tio n ni sa u e ü o ıı,

Ya‘ni uecibesiz ve müeyyidesiz bir

ahlakın ilk planı

adlı original ve çok kıy -

metli kitabının esası da budur . [1]

Gerek Müderris Beyin sözleri, gerek bu söz­ leri te'yidf ve ikmal eden Vekil B.E. nin nutku

[1] Bu kitab tiirkceye terceme edilmişdir ve Ma'arif Vekâleti hisabina basılmak iizre Devlet Matbalasındadır.

dinleyenler üzerinde ‘afiyet verici ve doyuı ucu bir ruhanî ııbmet te’siri yapdı . Ve bu ‘ılm müessesesinin açılına resmi memleketimizin üm, fen, fikir adamlarımı görüyinelerinin, tanışma­ larının tazelenmesine de vesile oldu . Bundan otuz beş kırk sene evvel Gülhanede bulunan

M ektebi T ib b iy y e ’i Ş a h a n e d e bu günün Ti!) F a k ü lt e s i arasındaki maddî ve ma'

nevî farkı yakından görnmk ve kırk sene içinde Cihan ve Türk ‘ilm ve fenninin ne büyük adımlarla iler Hediğini anlamak bu toplanmanın ve dinlenmenin ikinci bir n i ­ meti oldu .

Temaşa aleminde

Y 1M E Ş E R L E R

Bu sene tatil mevsiminde Darulbedayi artistlerinin bir kısmı Karadeniz turnesine çık­ tılar bir kısmı da Ertuğrul Midisinin idaresi altında dış kısımları Mısır Atina ve Istanbulda alman «İstanbul sokakları» fili mi nin sözlü iç kısımlarını Pariste bitirdiler, ilk mütekamil ve sözlü milli bir filim olmak itibarile büyük bir kıymet ve ehemmiyeti olan bu eseri bu mev­ sim göreceğimizi umuyoruz . Teşrini evvelle istanbulini temaşa mevsimi başladı. Birbirinin zararına yarım salonla işlemeğe başliyan sine- uıeler birbirinden güzel filimler gösteriyorlar; Istanbulıın salonları seyircilere göre hem çok hem pahalıdır. Bu hem onların her hafta yeni filim bulmak itibarile kendilerini, hem de her filime koşmak yüzünden seyircileri yiprandiri- yorlar.

Dariilbedayi: yeni mevsime llermamı Su- dermanıı’m kırk senelik ömrüne rağmen taze­ liğini ve güzelliğini muhafaza eden ve Seniha Bedri II . tarafından çok güzel ve akıcı bir iisiuple tercenıe edilen (Namus) ile başladı. Gerek temsiliyle Darülbedayin yeni bir muva­ ffakiyeti olan Namusu gördükten sonra iııSaıı « Niçin bu kadar geç kaldı? » diye hayfleııiyor.

ikinci yeni eser Musahip zade Celâl Beyin tarilıi kostümlere bürünmüş olduğu halde hemen bu günkü dille konuşan (Mum söndü) sii Kösem Sultanın torununa zehirli kurabiye yapan

helvacı Üveys ¡‘damdan kurtulmak için'Nilıaııi) isimile mürşitlik yaparken (Gani) isminde safdil ve hastalıklı bir adamın evine geliyor, hastayi iyi ediyor ve evi tekke yapiyor, öte­ denken Ganinin parasiııa göz koyan Pembe I I . da mürşidin telkinde Ganiye variyor . Bu esasa Pembenin kıziyle ( Müştak ) ın aşkları, kızıibaMık ayinlerine ait ba’zı teferriiatle sık sık tekrarlanan (Sultanım ); ( Hu eyvallah ) ; (Destur) gibi sözler ilave

edilmiş-İsmine bakılınca tekke ve dervişlerin gizli hayatına ait tasvirler görüleceği zannedilir, fakat bir kaç söz ve imadan başka bir şey yok. Eserin eııtirikası daha çok Pembe 11. mm para canlılığına dayanıyor; z ıteıı Musulıib zade ağır biri mevzu4 üzerinde islemekten ziyade muhtelif tipleri birbirine lehimleyerek ve daha

çok o devre ait satıcıları, dilencileri, çalgıcılerı katarak meraklı ve güldürücü eserler yazmak merak nidadır, ve bunda çok muvaffak da oluyor fakat bir eserde bulunan tipin yeni bir

(9)

eserde-Î Ç T İ H A D 5589

de bulunması iyi olmuyur; ben (Müştak) tipini muharririn daha eski iki eserinde gordügümii pek iyi hatırlıyorum. Bilhassa bu eserde hu pek göze batiyör. Pembenin k ız ı-çök fettan ve haristir- nasıl pluyor da böyl bir abdala'.gönül veriyor anlaşılmaz ?

Molımot Ferit

Ş İ ‘ İ R

İv E N Dİ M E İ NA NM İ YORUM

Sütunlar, kubbeler, ma'mureler çöller kadar yahşi; Zekâdişden, kılıçdan miifteris, gök yer kadar vahşi

Kaçub durdum göriib bir gizli düşmen taşda.toprakda Bu gün artık kadid ağzımda kalbim dalgalanmakda. Kafam kopmuş, kararmış bir giineşdir öyle ha’ibdir; Ziya boynumda sırsıklam kızarmış kanlı bir ipdir ; Görenler ben asıldım zan ederlermiş ki yanhşdır , Hay ir. göksiimde iman etdiğim ma‘bud asılmışd.r.

İNİ id lı,ut O mal

İlk ‘Aşk ...

Nihayet deli bir his yüreğimi yokladı , Bu çıldırmış buhranın meğer sevdaymış a d ı. Şimdi başımda dert var, zerrelerim yanıyor , Kaç yıldır uyuttuğum hicranlar uyanıyor ... Anladım ki ‘aşk varmış, hasret ve hüsran varmış, His önünde idrakin şaşırdığı ân varmış.

Bakışlar kasırgaymış, şimşekmiş bazı gözler, Tayfun dolu nazarlar yakıp yıkmayı özler , Kudururmuş hırçınca şıı‘urıl yıkmak için, isyan ederse mantık, ağzını tıkmak için , Kadın engin bir deniz Tutanmış aşkın adı , Bin fırtına içinde kalbim şimdi sınadı . . Delirmiş dalgalarla kucaklaşıyor ruhum , Hayat adlı gemide halas arayan Nulnıın . Fırtınalar coşuyor, dalgalar kuduruyor , Bu tali'siz gemiyi taştan taşa vuruyor ....

Halıcı oğlu : M. Fikret

‘Aşk kasideleri

VIII

Dağların sükûnunda eriyen çoban gibi , Çınarlada kızarııp gavb olan bir ân gibi ;

İL '

Önümde o rıi’yaıım gölgeleri silindi,

Kayalardan gümüşler serpen çağlayan dindi. *

Bir inbe son baharın seslerini duymadan , ŞPriıııin tellerine nağmelerin uymadan .

Söndürdün köpüklerin penbeleşen rengini * Yaprakların koylarda uzayan ahengini.

a

Akşamın etekleri sararken yokuşları, Son şarkını tekrarlar hicranların kuşları ..

*

Cehennem dağlarından esı'ip kalblere giden , Sözlerin ölüm gibi bir nağmeydi ‘âlevden.

&

Arayorum izini Mecnunun yollarında , Grubun ardındaki sükûnun kollarında ..

&

Kalbimin üstündeki siyah sabır taşıdır, Geçmiş günlerden kalan dinmez bir göz yaşıdır.

*

Hasretin artık bulsun Lethe ye giden günü,[l) Tali‘imin hükmünü, kaderimin hükmünü..

Salih Zeki

[l]Lethe»Mythologıe»de.Cehennem in beş nehrinden biridir. İsminin ma’nası unutmak, nisyan detnekdir .Ruhlar bütün maziyi unutmak için bu nehrin suyundan içerlerdi .

(10)

\

5590 I Ç T I H AD

A t l ı l a r

Hami B. E. ye

Günün son damlaları sularda can verirken , Gölğeler uzadıkça yer yer renkler erirken , Yamaçları sarıyor rüzgâr gibi atlılar ...

Oebkenleri- açınca balon gibi engine , Çabuk kavuşmak için efeler sevidiğine Köye iniyor hızla yıldırım kanatlılar...

Yollar gözlerim gibi sönünce artlarında, İlepsi kızıl bir heykel gibiydi atlarında : Kalbimde çok eskimiş bir yara kanaldılar .

*

Işıklar bir can gibi çekilip ağaçlardan , O akşam rüzgâr gibi geçerken yamaçlardan, Beııide bu illerden alup gidin atlılar!

Küçük Aga Oğlu Ferit ‘Ali

M F U S H A R E K E T İ

Son nisan ayi Iskoçya dahi dahil olduğu halde Büyük Britanya da yapılan tahrirde nüfus mikdarı 44.790.485 cıkmışdır. 1921 nüfus tahriri neticesine nazaran 2.021.239 tezayüd görülmiişdiir.

Ingilterede nüfus tahriri her 10 senede bir kerre yapılır. 1801 de - Iskoçya hariç - İngil­ terelim nüfusu 8.892.000 idi. 1831 de 13.896.600

1861 de 20.066.000 id i. 1891 de 29.002-000 1921 de 37.886000 1931 de 45.366.000 idi .

L o n d r a nm nüfusu 1931 de 8.002.818 rakamına baliğ olmüşdür.

Bununla beraber bu tahrir nüfus son bir kaç scnezarfmda tevellfidatın tenezzlde olduğu­ nu göstermişdir .

New Statsıııan gazetesi bu hususda şu satırları yazıyor:

Nisan ayi tahrir nüfusunun birinci bariz şi‘arı şunu göstermişdir; İngiltere , nüfusunun bat! tenezzülünü beklemelidir . Zira tevellüda- tııı temayül i hazırında kuvvetlenmek istidadı daha ziyade bedihidir. Aııcak vefiyyatın

azalması tevlliidât azalmasının açığını kapâ- yabilecekdir. [*]

ikinci bariz şiar şudur ki tngilizlerin muha­ cereti hemen hemen durmuşdur; memleketin dahiline doğru hareketler, şimdiye kadar meçhul bir ittradla devanı etmekdedir ve bu hareket bilhassa cenuba ve şarka nıüteccih bulunmakdadır. Ingiltereniıı nüfusu, Londranın mücavir kontlukları üzerine bir ordu gibi ilerilemekdedir.

1930 senesinin son üç ayi zarfında

L eh ista n da 121.843 doğum olduğu tesbit

oliinnıüşdür ve 31 milyon nüfusunun her sene 500.000' artdığı tahakkuk etmişdir .

1926 dan beri Moskovamn nüfusu yüzde 25.5 nisbetinde artmış ve 2.740.000 e çıkmışdır. Pdrograd da bu artma yüzde 38.1 nisbetindedir vc 2.22.800 e baliğdir.

1927 deıı 1929 a kadar üç senelik bir müddet esnasında Mançuri nin nüfusu ikî milyon muhacir ile çoğalmışdır. Bu emsalsiz bir muhaceret mıkdandır. Bunun sebebi (Çin) in dahili harbleriniıı dehşetlerinden yurd- larını terk ederek Mançuriye gelenlerin mem­ leketin iktisadi inkişafı için yeni kuvvetler teşkil etmekde olmalarıdır .

E D I S O N

ÖLDÜ!

Kürre’i arzin en büyük ve en çok ihtira4 sahibi olu Edison öldü . Bu nüshamız da an­ cak bunu kayd ile iktifa etmeye mecburuz . (Delecek nüshamızda eserlerine ve hayatına da’ir uzunca yazağız- Bu gün şıı kadar söyle - yelim ki kürre’i arza ve insanlara güneşdeıı sonra en çok hizmet eden ve en çok aydınlık veren E d iso n olmuşdur . insanlık onunla ııe kadar iftihar etse yerid ir.

["] İngiltere Sıhhiye Nezareti, Hıfzıssıhhe karidelerini mükemmelen tatbik, nezafete i‘tina, içtima1! muavenete ihtimam sayesinde elıalinin vasati ömürlerini 10 sene artırmış olduğunu Han edebilmişdir . [ İctihad ]

(11)

Î Ç T I H A D 559İ

Halk için tibbı siitun

A'MALIK

S E R E R L E R İ M i KORUNMA Ç A R E L E R İ

pamukla silineli sonra 100del«Nitrate d’argent» 'ınahlıllunden her göze 2 damla damlatmalı i yarım saat sonra gözler kaynatılmış ılık su ile yıkanarak beyaz iplik gibi olan hafif çapak - lardan temizlenmelidir .

[ Şekil 20 | Üst göz kapaklan kalınlaşmış ve hafifçe diişiik, numunelik bir trahomlu.

Limon suyu, Permanganata ıııahlûlu, iodo- fortne daha az emindir,

10 da 2 nisbetmde Argyrol ıııahlûlu yahud merhemi hakiki garanti ‘arz eder. Ve hiç bir tehlikesi yokdur. Doğumu ta‘kib eden günler esnasında el ile göze hastalık geçirmenin sebeblerini dikkat altında tutunuz. Süngerlerle çocuğun yüzünü ve gözlerini yıkamak ‘adeti çok fenadır . Nufus dairesine doğum haberi veren ebeveyne verilmek üzre yeni doğan ço­ cuklara ‘a’id sıhhî bir talimatname tertib ve tab‘ olunmalıdır . Üçüncü giin göz sulanır >

kızarır , şişer cerahatli göz hastalığı meydana çıkarsa en şedid tedavi elzem olur .

Fransa’da kanun c e ­ rahatli göz iltihabını , kuŞ palazı mikrobile ha­ sıl olan göz hastalığını ve trahomu hü­ kümete haber vermeyi emr eder. Cera­ hatli göz il­ tihabı yalnız temas ile geç diği tiden has­ tanın kirlenen eşyasını yak­ mak yahud kaynatmak ve kirlenen eli sabunla ihtimamlı bir suretde yıkamak kâfidir .

Del s o ’u k lu y u v e («öz

Yeni doğan çocukların cerahetli göz zarı ilitihabını bel so’ukluğu mikrobunun yapdığtnı söyledim. Bel so’ukluğuna"tutulanların ellerini

[ Şekil 22 ] Ou beş yaşında bir kızda pek âşikâr

T r i e h ia s is

[ Şekil 2l poymblepharone» yabıi göz kapağının göze yapışması, ki Trahomdan

(12)

5592 Î Ç T Î H A D

temiz tutmaları ve gözlerine dokundurmamaları elzem olduğunu da yazdım . Şu bir kaç keli - meyi ‘ilâve etmeliyim . Bel so’ukluğu hastalığı yalnız bu hastalığa tutulan kimsenin gözleri için değil arkadaşlarının gözleri içinde körlük tehlikesi teşkil ed er.

[ Şekil 23 ] Oöz zarının XÉROSÎS i, Trahom neticesi

‘Askerlikde, bel so’ukluğuna tutulmuş bir neferin , musafaha ya‘ni bir birlerinin ellerini sıkmak yolııyle, arkadaşının eline nıikrob siir- dtiğii ve bu suretle pislenen el ile sağlam ve temiz neferin gözüne bu ıniidhiş mikrobun geç- diği göriilmüşdür . 1897 de H a y d a r I 'a s a N a s ta h a ııe s l nde göz hastalığı mu‘allim mu‘avini bulunduğum sırada bu suretle gözii hastalanan ve iş işdeıı geçdikden sonra hasta - haneye gönderilmiş olan Anadululu nefer İ 1> - r a llim in iki gözünü gayb etdiğiııe ve bedbaht delikanlının kederinden yemeyerek , içmeyerek teverrüm etdiğineğki üç hafta içinde, eriyiib sön­ düğüne şahid olmuşdum . Bundan çikarılmasım istediğim netice şudur: Taburlarda Tabur ta - bibleri neferleri her hafta başdaıı aşaği mu‘ayene ederek bel so’ukluğuna tutulan neferleri, has­ talık devam etdiği müddetçe , arkadaşlarından ayırmalı ve el sıkmak yoluyla, göz için ölüm tehlikesi olan bu menhus hastalığı başkalarına vermesine imkân brakmamalı. Bu hususda ted­ birsizlik yüzünden gözünü gayb eden bir nefer, gözünü harbde gayb etmiş gibi ıua'lûliyyet te - ka‘üdiyyesi İster ve alır . Fransa ordusunda bu suretle gözünü gayb eden bir kaç neferin teka- ‘üdiye istid‘asını Harbiyye Nezareti red etmiş isede bunlar Şurayi Devlete muraca'at

etdiklg-rinden Ş ıı r a y i D e v le t Harbiye Nezaretinin kararını bozmuş ve bunlara yüksek dereceden teka‘udiyye verilmesini karar altına almışdır.

Ş A Ş IL IK

VilAdî şaşılık nadiren devam eder . Asıl devamlı şaşılık vilâdî olarak mevcud değildir . Ancak 2 ile 9 yaşları arasında meydana cikar.

Ç n n ık ıla \ e b ü y ü k le r d e C.eralıatli («öz IluslalıÇ}]

Doğum esnasında lier şeyden evvel çocuğun gözünü yaralamekdan, ikinci derecede cerahatli göz hastalığından korkunuz. Sonra şunlar gelir: Her nevi* vurmalar ve yaralanmalar ; gözün « Cornée » denilen şeffaf kısmının lekelerinin ınu'tad ‘amili ve mühim bir ictima‘i tehlike olan «Scrofulesı», ya ni sıracadan doğan göz hastalığı;

gözün irsi frengi hastalığı ; göz zarının sâri , nezlevî, cerahatli ve kuş palazlı göz zarları il - tihabları ; uzun müddet süren ve tarhoma ben­ zeyen ve « Folliculaire adénoïde » denilen göz zarı iltikabı ; trahom ve bahar nezlesi; şaşılık, myopluğun çok ileri gitmesi.

Sıhhî tédbirler ve seri* ihtimamlar bu has - talıkların ‘akıbetlerini hafifletir ve sirayetim

tahdid eder. Bir .çocuğun gözü kızarır kızarmaz he­ men doktora göstermeye bakın, Dok­ tor gözün şef­ faf kısmında bir yara olub olmadığını her şeyden evvel tedkik eder ve icab eden tedbir­ lere , teda ’ vive teşebbüs ( Şekil 24 1 Bir trahomlu ATAPHYLOME

eder.muhtem-Stophylome, dib tarafında boğulnıuşdur el b ir körliiğ- ve bir küçük fındık kadardır. ün önü n ü a lır.

(13)

I Q T I H A D 5593

« K ératite» y a ‘ni k n r n jy y c i l tih a b ı, is te İn iy ü k d ü ş m a n . Bu hastalık ekseria meç - hul kalır, neden sonra tedavi olunur bir nasır leke brakır ; Bunun izalesi, gflçdiir ve ekseriya imkânsızdır .

7 - 8 yaşlarında bir çocuk mütemadiyen göz kapaklarını açub kapadığı vakit bu nahoş hal , ekseriya verem , anadan babadan geçmiş

frenği, sıraca has- talıklarile beraber bulunur ve böyle bir çocuğun alt göz kapağı çevi- rilecek olursa üze­ rinde F o llic u le denilen kabarcıklar görülür, [Şekil 25] böyle çocukların burunlarında da V é g éta tio n de - ııilen fazla etlerin hasıl olduğu ve rahat teneffüs ede­ medikleri görülür. Mütehassısa tedavi etdirıııek, bünyeyi k u v v et­ lendirmek ister.

İlk b a h a r (¡ö z N e zle si

Vakit vakit zuhur eder . Baharda başlar , havalar soğuyunca evi olnr . Rii yeti tehdid etmez bir kaç sene böyle gelir gider.

‘Umumî terbiyede , gözlerin selâmeti için çocukları , ellerini ve tırnaklarını dadımı temiz tutmaya alışdırıııanın rolü pek mühimdir.

S a ifıın İ n t a n l a r d a n k o r u n m a ç a r e l e r i

lııtaıı, hastalık yapan mikroblarla zehir­ lenme ve bu -hastalık âmilinin to’siri deıııekdir. Urenkler buna « infection » derler. İntani salgın olduğu vakit, ‘a’ilelerde, temizliğe sureti malı - susada i‘tina etmeli ve sirayet merkezlerde

sirayet ‘amillerinden uzak bulunmalıdır. Mekteblerde bulaşıcı bir hastalıkla hasta

olanları ayırmak ve mektdbden uzaklaşdırniak elzemdir. Göz kapaklarında frenği veya verem yaraları bulunanlar, kızamık çıkaranlar akıntılı göz zarı iltihabına , trahoma ete ... tutulan çocuklar diğer sağlam çocuklardan ayırd edile - • çeklerdir. Cezadrde, Mısırda , Belçikada , bizde de, Behsııi, Ilasııi Maıısur kazalarile ekseri Şark vilâyetimiz gibi trahomun mebzul olduğu y e r­ lerde trahomlu çocuklar için hususî mektebler bulaşıcı hastalıklı çocukları toplarlar . Ya‘ni sari hastalıklı çocuklara mahsus mektebler ihdas edilmeli. Paris de Saint Louis hastaha - nesinde sârî hastalıklı çocuklara mahsus inek- tebler vardır .

T r a ıım a tis m a hırdan k o r u n m a

Vurmadan çarpmadan hasıl olan tağayyiir- lere Traumatisme derler . Bir çok çocukların gözleri , tehlikeli oyuncaklarla delinmişdir . Sağlam kalan gözleri de ‘alakavi göz iltihabı yüzünden, ya'ni sağlam gözün, hastalanan gö­ zün hastalığına iştirak etmesi yüzünden her iki

gözfi kör olan çocuklar nadir değildir. Biııa’en- ‘aleylı gerek evde gerek sokakda çocukların . makasla, bıçakla, bisturi ile ve emsali şeylerle oynamasına nıüsa‘ade etmemek lâzımdır. Kalem veya çakıltaşı çarpmalarile rnütehassıl yaralardan

mekteb nuPallimleri de ekseriya mes’uldiirler . Ateşe düşen çocuklarda ba'zen ıniidhiş göz kapağı nasırları görülür • Bir çocuk tarafından ansızın yaralanmış ebeveynler de göriilmüşdür.

« Ö zene » deııileu fena kokulu burun has­ talığına mübtelâ hastalarda fazla göz yaşını buruna nakl eden mecranın « Dacroycystite » denilen iltihabında, gözün en ufak bir « Trau­ matisme » i müstevli bir intan ile birleşe bilir. BinâeıPaleylı bu kadar vahim ihtimâllere nıiista’id olan halleri islâlı veya izale etmek için elden geleni yapınalı.

Şa.şılıkılan k o r u n m a ç a r e le r i

Anadan doğarken şaşı olarak doğmanın nadir olduğunu yukarıda söylmişdik . Şaşılık çocuk iki yahud iiç yaşına girerken görülür ,

[ Şekil 25 ) « Follicule » lu göz zarı iltihabında alt göz kapağının iç tarafı. Bu nevi1 göz zarı iltihabı ekseriya gözlerin gözlükle tashih edil­ mek iktiza eden kusurların­ dan hasıl olur .

(14)

5594 t O T Î I I A b

sinirleri hastalarda ve bünyeleri kusurlularda zuhur eder., sebebleri gözleri kımıldatan etlerin zarifliğidir . Beşiğin vaz'iyyetine ve beşiğin Üstüne takılan oyuncak ve çocuk hediyelerine validelerin ve siit ninelerin atf etdikleri sebeb- ler çok zayıfdır .

R ii’yet b o z u k lu k la r ın d a n k o r u n m a Ç areleri

Göziiıı karniyye denilen şeffaf kısmında leke, iltihab , « tunıeur * , ( çıkıntı ve şiş ) 1er , şaşılık gibi, gözle görülür ‘arazlar mevcud ise okumayı öğrenmeden evvel kiiçtik çocukların gözlerinin ¡‘tinalı bir mırayeneden geçirilmesi lâzımdır .

Çocuk rnajüskfil harfleri okumayı öğren - dikdeıı sonra rü’yetinin evi olub olmadığını anlamak için her sene mu‘ay en e olunması el - zemdir. Bu kontrol pek sadedir . Dershaneye girdikleri zaman aşağıdaki [Şepil 26] satırların harflerini 5 metre mesafeden okutmak kâfidir .

T C N D 2 P

[ Şekil 26 ] Beş metre uzaklıkdan okıına bilmesi, görmek

kuvvetinin sağlam olduğunu gösteren harfler

Bu harfleri 5 Metrelik mesafeden(her göz ayrı ayrı)okursa rii’yet sağlam demek olur. Her gözün

ayrı ayrı mu'ayenesı için gözlerden birinin temiz bir kart - devizitle kapanması kâfidir. Gözleri kapamak için mendil ve el kullanma - malı bunların temizliğinden emin olmak ca’iz değildir. Eğer çocuk bu satırın harflerini oku­ yamazsa tam bir mu‘ayene bu rii’yet kusuru - nuıı sebebini yalıud sebeblerini ortaya çıkarır.

Rü’yetleri mu‘ayeııede tam çıkdığı halde okuma esnasında yalıud okudukdan sonra baş ağrılarından şikâyet eden çocukların gözleri de etraflıca mu‘ayene olunmak lâzımdır .

M y o p lu k d a ıı k o r ııııın a p a r e le r i Mvopluk yüksek bir dereceye çıkınca göz için tehlikeli olur.

Çocuk myop olarak doğmaz ; mvopluk ek­ seriya irsi olan bir neşvünema ( Croissance ) hastalığıdır. Sıhhî ka‘idelere ne kadar az ri‘ ayet olunursa myopluk o kadar ziade olur .

Çocuk , harfleri tanımaya başlar başlamaz myopluğu olub olmadığı tahkik edilmek lâ - zııııdır, ta ki myopluğun ilerileınesi durdurula bilsin. Diğer güz hastalıkları gibi, ictima'î ve irsî bir tehlike olan myopluğa karşı dahi ‘umumî bir mücadele yapılmalıdır .

Tenvir bol olmalıdır. Kitabımızın mekteb - Iere a id Hıfzı Sıhha halısında uzunca söyledi­ ğimiz veçh ile her çocuk oturduğu yerden bir parça semâ görmelidir . Myopluğa müsta‘id olanlarda, göze pek yakın olarak eşyaya uzun müddet, bakmayı icab etdiren çalışmalar my - oplıığun ilerilemesine sebeb olur. Göz ile eşya arasındaki uzaklık 33 centimètre raddesinde (30 ilâ 35 centimètre arasında ) olmalıdır .

Genç myolplarııı, defterlerine, ki tabiarına fazla yaklaşmalarını men* çimek için cihazların kullanıldığını yukarıda görmîişdfik .

M ekteb m o b ily e si :

Meyilli sıralar üzerinde yazmak ve okumak miirèccahdir. Bel bükiilmemeli ve defter, kitab 33 santimetre mesafeden iyice ve rahat görül­ melidir . Mekteb kitablalarıııııı yazıları siyah ve okunaklı olmalı .

Mektebin programları gözlere ve bütün vü­ cuda istirahat zamanları bırakmalıdır, saf ha - vada tenezzüh ve idman çok lâzımdır .

Myop olanların, ıııyoplukları kısmen değil temamen tashih eden gözlük kullanmaları lâ - zıuıdır. Gözlere beyhude cehd sarf etdirıııekde fa’ide değil mazarrat vardır . Çocukluğundan beri hiç gözlük kullanmamış kimseler, ba‘zen myopluk derecesine göre verilen gözlüklere tahammül edemezler.

Devam edecek

Mes’ul imtiyaz Sahibi avukat İrfan Emin

(15)

Tarif de publicité dans

« ÎÇTIH AD » K ütübhanesi

1’ « Idjtihad »

Ltq, 1 pour chaque 3 centimètres de hauteur dans les colonnes de 1' “Idjtihad,,. soit 3 X 8 centimètre carrés, par insertion .

Le prix des avis et annonc es est encaissé après leur insertion, contre reçu dûment établi.

Les numéros de 1’ “Idjtihad,, dans lesquels les avis et annonces ont paru sont envoyés, aux intéressés, à titre gratuit.

Le prix des avis et annonces est de 1 Ltq au minimum, par insertinon .

‘A K L İ S E L İ M

Meşhur Rahib M esli cı* nin Y o lta ir c ta­ rafından hulasa edilen bu eseri Dr. Abdullah Djevdet B. tarafından ba‘zı mühim haşiyeler ‘ilâvesile Türkceye çevrlmiş ve basılmişdı. i Arab harflerinin kaldırılmasından bir az evvel tab‘ı hitam bulan bu kitab ilk iki ay zarfında emsalsiz bir siirtatle satılmış ve nus - l'ası azalmışdı . Bunun üzerine geçen sene ikinci def‘a ve yeni Türk harflerde de basıl - ıııışdır. Kitaba, mütercim, ba‘zı ma‘nidar re - simler ‘ilâve etmişdfr ve bunlardan ilk basılış için yapılmış bir danesiııi aşağıya boyıyoruz .

Eski harflerle basılmış nüshalar azalmışdır 528 sahifelîdir fi. 1 liradır. Yeni Türk harfle - rile basılmış nüshalar 135 kuruşdur.

M ev c ııd k ila b la r i:

Kuruş Aklı Selim ( Eski harflerle) 527 sahifeli 100 Aklı Selim (yeni Türk harflerde) 135 Rahib “Meslier„nin Vasıyyetnamesi 20 Ruh ul Ekvam (eski harflerle) 274sahife 100 Dün ve Yarın ( » » ) 254 » 100 İlmi ruhi içtima*i ( » » ) 287 » 50 Adabı mu aşeret rehberi ( Resimli, eski harflerle ) 500 sahifeli 150

Giullame Teli 100

Dilmesti’i Mevlana ( Eski harflerle ) 50 Bir Zekâyi feyyaz (Eski harf ve resimli ) 25 Mekârimi ahlâkiyye ve Din(F.ski harflerle) 25 Karlı Dağdan Ses(AB. Djevdetin Şi‘irleri)100 Harb ve sözde İyilikleri (Eski harflerle)

219 sahifelik 100

Asırların Panoraması (Eski harflerle,

resimli). 24ö sahifelik 100 Felsefe’i istibdad ( Eski harf )Alfieri nin, resimli 272 sahifeli 50

Ruba'iyyatı Khayyam ve Türkceye - tercümeleri. (Eski harflerle) resimli, 150 Persefon-Esatiri nefis bir menzume 75 Avrupa harbinin Psikolocyası (Eski harflerle) resimli, 708 sahifelik 150 Bankalar ve muamelâtı (Eski harflerle) 50

Yollar ve İzler 50

‘Ameli Ruhiyyat 100

İngiliz Kavmi 150

Dimağ ve Melekâti akliye [Resimli] 200

C um huriyet M ücellithanesi

Babıâli caddesinde « Karagöz » ittisalinde. Ki­ taplarım hem metin bir suretde, hem mutedil fiatla ciltletmek isteyenlerin mücellithanesidir.

M. Ütüciyan

Çinkoğraflıanesi

(16)

B

iitün

«

classique

»

kitaplarla diğer neşriyyatı ve mektep levazımınızı

atmak için

İstaniudda Heyofjlıı İstiklâl c a d d e sin d e

numarada :

LA G R A N D E L İ B R A İ R İ E MO N D I A L E

Mıiessesesi/ıe m liraca'at ediniz

Ş a r k i karihiıı ou b ü y ü k v e oesidlori on I> i intihal) e d i l m i ş k i t a b h a u c s i d i r

Telefon: Beyoğlu: 2710

4 4 ^ 4 ^ 4 4 44 4 4 44 44 44 44 4 4 4 4 44 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 44 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 44 44 4 4 44 4 4 44 4 4 4 4 4 4

-T iır k iy c S A N A Y İ 4 ve MA AI>İN B A N K A SI

Fabrikalarına ait

Y E R L İ M A L L A R P A Z A R I

İstanbul, Bahçe kapu Lirinci Vakıf han Telefon : İstanbul : 517

Mağazada miinhasiren bankaya merbut fabrikalar ma'mulâtından ipekliler ve döşemelikler yünlü'er, battaniyeler, kostümlük kumaşlar, şallar, ipekli mendiller, ince ve kalın bezler, metin ve zarif bavul, çanta, kunduralar ve saire topdan ve perakende olarak satılır.

HEREKE MENSUCAT FABRİKALARI MA‘MULÂTI

Satış mahalleri:

Yalnız topdan Hcrekede Fabrika merkezi, İstanbul ve Ankara da

YERLİ MALLAR PAZARLARI

Perakende için İstanbulda Bahçe kapıda birinci vakıf han altında

YERLİ MALLAR PAZARI

A ıık a ra d a Ç ocuk S a r a y ı c a d d e s in d e

Yerli mallar pazarile İstanbul ve sa’ir vilâyetlerdeki bilumum kumaşçı mağazalarından ve terzilerden talep

ediniz-/

O s m a n l ı B a n k a s ı

b a n q u e o t t o m a n e

Sermayesi 10 milyon İngiliz lirası.

Umumî merkez : Galata Telefon : B. 36 Türkiyenin her şehrinde şu‘beleri vardır.

K e p h a l g i n e

Kaşeleri baş ağrısı ve h.êr nevi4 ağrı için müessirdir.

Dr. Yorği Fotaki M avromatis

E m r a zı d a h iliy e

Beyoğlu Venedik Sokağı M 5

Cuma ve cumartesinden başka hergün 2,5 dan 7 ye kadar.

Çarşanba günleri parasızdır. Telefon : B. 4707 Öksürük ve boğaz hastalıkları

O x y m e n t h o l

E E R R A E D İN Pastillerini alınız A p r a lı a m E k ş i y a n Kerestecilerde No- 412

Dépôt de bois de construction en tous genres Téléfon : Stamboul : 2827

Referanslar

Benzer Belgeler

• Oküler hipertansiyon: Optik sinir hasarı gelişmemiş olan artmış göz içi olguları... • DAMARSAL TABAKANIN İKİNCİ KISMI

(Cogan'ın okulomotor apraksisi).Optokinetik vertikal göz hareketleri normaldir.Bilateral posterior parietal bölge lezyonlarında Balint sendromu meydana gelir (Her yöne

Yaşlanma sürecinde gözü etkileyen yaşa bağlı doğal de- ğişiklikler olabileceği gibi, yaşla birlikte daha sık ortaya çıkan bazı ciddi göz hastalıkları da görme

Deforme göz kapağı kenarı bulbar yüzeyden cerrahi olarak uzaklaştırılır. Cerrahi sonrası topikal

köpeklerde görüş sınırlı renklerle sağlanır kırmızı ve mavi ayırt edilebilirken yeşil renkte ayırım yapılamaz.. Hayvanlar daha çok kontrast ve harekete karşı

Uzantılar dış pleksiform tabakada koni ve çubuk hücrelerini bağlar; çubuk, koni, ve bipolar hücreler arasında bağlantı meydana getirir..

Yani bir yanılgı gülü olsa burada Gözlerini sis bürümüş gökyüzü Haydi, hatırlayalım kuytuların İçimizdeki kırgınlık zamanlarını Elbet zamanı geçmiş değildir

Şişede durduğu gibi durmuyordu mey, öyle değil