• Sonuç bulunamadı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM YÖNETİMİ VE POLİTİKASI ANABİLİM DALI EĞİTİM EKONOMİSİ VE PLANLAMASI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM YÖNETİMİ VE POLİTİKASI ANABİLİM DALI EĞİTİM EKONOMİSİ VE PLANLAMASI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI"

Copied!
123
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EĞİTİM YÖNETİMİ VE POLİTİKASI ANABİLİM DALI EĞİTİM EKONOMİSİ VE PLANLAMASI

YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

İLKÖĞRETİM SEKİZİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN YAPACAKLARI ORTAÖĞRETİM KURUMLARI TERCİHLERİNİ VE EĞİTİME DEVAM

KARARLARINI ETKİLEYEN ETKENLER (Ankara İli Örneği)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Gülçin Yılmaz

Danışman: Doç. Dr. Hasan Hüseyin Aksoy

Ankara Eylül, 2009

(3)
(4)

ii ÖNSÖZ

İlköğretimden mezun olan öğrencilerin bir kısmı çeşitli nedenlerle öğrenimlerine devam etmeyip hayata atılırken, bir kısmı ise bir ortaöğretim kurumuna kayıt yaptırarak mesleğe yönelik, üniversiteye yönelik veya hem mesleğe hem üniversiteye yönelik bir programla eğitimlerine devam etmektedirler. Eğitim kurumlarına devam eden öğrenciler ise ortaöğretim seçimlerini çeşitli etkenlere bağlı olarak yapmaktadırlar. Yapılan bu seçim, öğrencinin tüm öğrenim hayatını ve meslek hayatını etkileyeceğinden oldukça önemlidir. Bu nedenle, öğrencinin ortaöğretim tercihini ilgi ve yetenlerine göre yapması hem öğrencinin ileriki yaşamı açısından hem de ülkemizin ihtiyaç duyduğu işgücünün karşılanması açısından oldukça önemlidir.

Bu araştırma, ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin ortaöğretim tercihlerini ve eğitime devam kararlarını etkileyen etkenleri belirlemek, bu etkenlerin ne ölçüde rol oynadıklarını ortaya çıkarmak ve bu aşamada karşılaşılan sorunları ortaya çıkararak, çözüm önerileri geliştirmek amacıyla yapılmıştır.

Araştırmanın yapılma sürecinde beni destekleyen ve karşılaştığım güçlükler karşısında bana yol gösteren, yardımını esirgemeyen tez danışmanım Doç. Dr. Hasan Hüseyin Aksoy’a, görüşlerinden yararlandığım tüm hocalarıma, araştırma anketinin uygulanmasında bana yardımcı olan yönetici, öğretmen ve öğrenciler ile araştırmanın her aşamasında beni destekleyen aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Gülçin YILMAZ

(5)

iii

İLKÖĞRETİM SEKİZİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN YAPACAKLARI

ORTAÖĞRETİM KURUMLARI TERCİHLERİNİ VE EĞİTİME DEVAM KARARLARINI ETKİLEYEN ETKENLER

(Ankara İli Örneği)

Yılmaz, Gülçin

Yüksek Lisans, Eğitim Ekonomisi ve Planlaması Yüksek Lisans Programı Tez Danışmanı: Doç. Dr. Hasan Hüseyin Aksoy

Eylül 2009, xii +109 Sayfa

Bu çalışmada, ilköğretim son sınıf öğrencilerinin yapacakları ortaöğretim tercihlerini ve eğitime devam kararlarını etkileyen etkenlerin neler olduğunu ve bu etkenlerin ne ölçüde rol oynadıklarını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Betimsel tarama modeli niteliğinde olan araştırmanın evrenini, 2008–2009 Öğretim yıllında, Ankara ili merkez ilçelerindeki (Altındağ, Çankaya, Keçiören, Mamak, Yenimahalle, Sincan, Etimesgut, Gölbaşı, Pursaklar) resmi ilköğretim okullarında okuyan 57460 sekizinci sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Araştırmanın örnekleminde, Ankara merkez ilçelerinden belli oranlarda seçilen 400 sekizinci sınıf öğrencisi yer almıştır.

Örneklem grubuna araştırmacı tarafından hazırlanan 31 soruluk anket formu uygulanmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin özelliklerinin tanımlanması amacıyla, anket sorularına verdikleri cevaplardan yararlanılarak frekans ve yüzde dağılımlarına bakılmıştır. Araştırmanın amacında belirtilen, öğrencilerin ortaöğretim tercihlerini ve eğitime devam kararlarını etkileyen etkenlerin belirlenmesi için ise çapraz tablolar kullanılmış, kay kare testi yapılmıştır.

Bu araştırmadan elde edilen bulgular, öğrenciler tarafından en çok tercih edilen ortaöğretim kurumlarının, üniversite kazanma şansını artırdığını düşündükleri anadolu liseleri ile okuldan sonra iş bulacaklarına inandıkları mesleki ve teknik liseler olduğunu göstermiştir.

(6)

iv

eğitim düzeyi ve yaptıkları iş, sınav sonuçları (SBS), okuldaki başarı durumları ve ailelerinin aylık toplam gelirleri arasında anlamlı bir bağlantı bulunmuştur. Öğrencilerin çoğunluğunun bir ortaöğretim kurumundan beklentisi üniversiteyi kazanmasına yardımcı olması ve meslek sahibi yapmasıdır. Gelecekte çalışmak istedikleri işten beklentileri ise, yapmaktan zevk alacakları ve para kazanacakları bir iş olmasıdır. Bu nedenle tercihleri, anadolu liseleri ile mesleki ve teknik liselerden yana olmaktadır.

Öğrencilerin ortaöğretime devam edip etmemesini belirleyecek en önemli etkenlerin ise “SBS” (Seviye Belirleme Sınavı), “okuldaki başarı durumu” ve “ailenin maddi durumu” olduğu görülmüştür.

(7)

v

THE FACTORS THAT AFFECT THE EIGHTH GRADE STUDENTS’ PREFERENCES OF SECONDARY SCHOOL AND THEIR DECISION TO GO AHEAD FUTHER

EDUCATION (Ankara Case)

Yılmaz, Gülçin

Master Thesis, Department of Education Administration and Politics Program of Educational Economics and Planning

Adviser: Associate Professor Hasan Hüseyin Aksoy September 2009, xii+109 p.

In this study, it is aimed to reveal that what the factors are affecting the secondary education preferences of the 8th grade students and their decision to go ahead the further education and to what extend these factors playing role. The environment of this scientific work which is in the descriptive model contains from 57460 the 8th grade students studying in public schools in the center districts of Ankara (Çankaya, Keçiören, Mamak, Yenimahalle, Sincan, Etimesgut, Gölbaşı, Pursaklar) during 2008- 2009. In the sample of the research there are 400 the 8th grade students whom have been chosen as in the definite proportions.

A questionnaire contained 31 questions has been applied to sample group. In order to recognize the features of the students in the research, the distribution of the frequencies and percentages by the help of the answers they have given to questions of the questionnaire has been searched. As mentioned in the aim of the research, in order to determine the factors that affect the secondary school preference of the students and their decision to go ahead the further education the cross tabs have been used and chi-square testing have been applied.

The findings of this research have indicated that the most preferred secondary education institutions are Anatolian high schools which they thought to raise the chance of attending the university, then the occupational and technical high schools after which they believe that they can find jobs.

(8)

vi

There has been a meaningful relationship between the preferred secondary schools and the gender, the educational levels of parents and their jobs, the testing of level examination results (SBS), the success at school and the families’ monthly total income. The expectation of the most students from a secondary education instution is to help to enter a university and to make them having an occupation. On the other hand their expectation from the job they wish to work in the future is its being a job which they enjoy working and able to earn money. For this reason their preferences side with Anatolian high schools and occupational and technical high schools.

The most important factors that determine whether they go ahead the secondary education are searched to be “SBS” (testing of level examination),

“academic success” and “family’s economic level”.

(9)

vii

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI...i

ÖNSÖZ...ii

ÖZET………...iii

ABSTRACT...v

İÇİNDEKİLER...vii

ÇİZELGELER LİSTESİ………...xi

BÖLÜM I GİRİŞ………...1

Problem…...………...1

Amaç...………...9

Önem…...………...9

Sınırlıklar………...………...10

Tanımlar…...………...10

BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE...12

Eğitim ve Eğitim Hakkı...12

Eğitim Hedefleri...15

Milli Eğitim Sistemi...17

Milli Eğitim Sisteminin Genel ve Özel Amaçları...17

Milli Eğitim Sisteminin Temel İlkeleri...18

İlköğretim...19

Ortaöğretim...20

(10)

viii

İlköğretimden Ortaöğretime Geçiş...33

Ortaöğretim Tercihini Etkileyen Etkenler...35

Bireysel Etkenler...35

Toplumsal Etkenler...38

Ekonomik Etkenler...42

Eğitim Olanaklarının Durumu ve Eğitim Planlaması...44

İlgili Araştırmalar...48

BÖLÜM III YÖNTEM………..………...53

Araştırma Modeli………...………...53

Çalışma Evren ve Örneklemi………...………...53

Araştırmaya Katılan Öğrenci Grubunu Tanıtıcı Bilgiler...55

İlçelere Göre Dağılımı Gösteren Bilgiler...55

Cinsiyete İlişkin Bilgiler...56

Anne ve Babanın Yaşayıp Yaşamamasına İlişkin Bilgiler...56

Öğrencilerin Kiminle Oturduklarına İlişkin Bilgiler...57

Kardeş Sayısına İlişkin Bilgiler...58

Anne ve Babanın Eğitim Durumuna İlişkin Bilgiler...58

Anne ve Babanın Yaptıkları İşe İlişkin Bilgiler...59

Ailenin Aylık Toplam Gelirine İlişkin Bilgiler...61

Öğrencilerin Okuldaki Başarı Durumlarına İlişkin Bilgiler...61

Veri Toplama Aracının Geliştirilmesi ve Verilerin Toplanması...………...62

Verilerin Analizi………...………...63

(11)

ix

Öğrencilerin Yapacakları Ortaöğretim Tercihlerini ve Eğitime Devam Kararlarını

Etkileyen Etkenlere Göre Dağılımını Gösteren Bulgular...64 Öğrencilerin İlköğretimden Sonra Eğitimlerine Devam Edip Etmeme

Durumlarına İlişkin Bulgular...65 Öğrencilerin Ortaöğretime Devam Etmeme Nedenlerine Göre

Dağılımları...66 Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Öğrencilerin Cinsiyetine Göre

Dağılımı...67 Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Öğrencilerin Kardeş Sayısına Göre Dağılımını Gösteren Bulgular ve Yorum...69 Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Öğrencilerin Anne-Babalarının Eğitim Durumlarına Göre Dağılımını Gösteren Bulgular ve Yorum...70 Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Öğrencilerin Anne-Babalarının

Yaptıkları İşe Göre Dağılımı...73 Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Öğrencilerin Ailelerinin Aylık Toplam Gelirine Göre Dağılımını Gösteren Bulgular ve Yorum...76 Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Öğrencilerin Okul Başarısına Göre

Dağılımını Gösteren Bulgular ve Yorum...78 Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Karar Verecek Kişiye Göre Dağılımını Gösteren Bulgular ve Yorum...80 Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Öğrencilerin Okul Seçimini Yaparken Göz Önünde Bulunduracakları Unsurlara Göre Dağılımını

Gösteren Bulgular ve Yorum...81 Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun, Okulda Yapılan Meslek ve Okulları Tanıtım Etkinliği İle Bu Etkinliğin Yararına İlişkin Görüşlerine Göre Dağılımını Gösteren Bulgular...83

(12)

x

Göre Dağılımını Gösteren Bulgular ve Yorum...86

Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Gelecekte Çalışmak İstedikleri İşlerden Beklentilerine Göre Dağılımını Gösteren Bulgular ve Yorum...87

Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Gelecekle İlgili Beklentilerine Göre Dağılımını Gösteren Bulgular ve Yorum...89

Öğrencilerin Okumak İstedikleri Ortaöğretim Kurumlarının Özellikleri...90

Öğrencilerin Ortaöğretime Devam Kararını Belirleyecek En Önemli Etkene İlişkin Görüşleri...91

Öğrencilerin Ortaöğretimin Zorunlu Olmasına İlişkin Görüşleri...93

BÖLÜM V SONUÇLAR VE ÖNERİLER………..………...95

Sonuçlar………..…………...95

Öneriler………..…………...100

Politika Önerileri...100

Uygulama Önerileri...100

KAYNAKÇA………..………...102

EKLER...106

EK-1 Görüşme Formu………..………...106

Ek-2 İzin Belgesi...109

(13)

xi

Çizelge 1. Bağlı Oldukları Bakanlık Birimine Göre Ortaöğretim Kurumları ... 22

Çizelge 2. 1997–2008 Yılları Arasındaki Okullaşma Oranları...44

Çizelge 3. Eğitim Düzeyine Göre Brüt Okullaşma Oranı 2004...45

Çizelge 4. Ortaöğretimde Okullaşma Oranları...46

Çizelge 5. Ankara İli Merkez İlçelerinde Bulunan Okul ve Öğrenci Sayıları ………...54

Çizelge 6. Çalışma Evreni ve Örneklemi...55

Çizelge 7. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre Dağılımı...55

Çizelge 8. Annenin Yaşama Durumu...56

Çizelge 9. Babanın Yaşama Durumu...56

Çizelge 10. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Kiminle Oturduğuna İlişkin Dağılım...56

Çizelge 11. Kardeş Sayısı...57

Çizelge 12. Anne ve Babanın Eğitim Durumları...58

Çizelge 13. Annelerin Yaptıkları İşlerinin Dağılımı...59

Çizelge 14. Babaların Yaptıkları İşlerinin Dağılımı...59

Çizelge 15. Ailenin Aylık Toplam Gelirine Göre Dağılımı...60

Çizelge 16. Öğrencilerin Okuldaki Başarı Durumlarına Göre Dağılımı...61

Çizelge 17. Öğrencilerin Ortaöğretime Devam Durumlarına Göre Dağılımı...64

Çizelge 18. Öğrencilerin Ortaöğretime Devam Etmeme Nedenlerine Göre Dağılımları...65

Çizelge 19. Ortaöğretime Devam Etmeyecek Öğrencilerin Eğitime Devam Edip Etmeme Kararını Verecek Kişiler...65

Çizelge 20. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Cinsiyete Göre Dağılımı...66

Çizelge 21. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Kardeş Sayısına Göre Dağılımı..68

Çizelge 22. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Annelerinin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı...69 Çizelge 23. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Babanın Eğitim Durumuna

(14)

xii

Çizelge 24. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Annenin Yaptığı İşe Göre

Dağılımı...73 Çizelge 25. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Babanın Yaptığı İşe Göre

Dağılımı...74 Çizelge 26. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Ailenin Aylık Gelirine Göre

Dağılımı...76 Çizelge 27. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Okuldaki Başarı Durumuna

Göre Dağılımı...78 Çizelge 28. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Karar Verecek Kişiye

Göre Dağılımı...79 Çizelge 29. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Okul Seçimi Yaparken

Dikkat Edilecek Unsurlara Göre Dağılımı...80 Çizelge 30. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Okulda Yapılan

Meslek ve Okulları Tanıtım Etkinliğine Göre Dağılımı...82 Çizelge 31. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Okulda Yapılan

Rehberlik Etkinliğinin Yararına Göre Dağılımı...83 Çizelge 32. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Seçilecek Okul

Türünden Beklentilere Göre Dağılımı...84 Çizelge 33. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Gelecekte Çalışmak

İstedikleri İşlerden Beklentilerine Göre Dağılımı...86 Çizelge 34. Tercih Edilen Ortaöğretim Kurumunun Gelecekle İlgili Beklentilere

Göre Dağılımı...87 Çizelge 35. Öğrencilerin Okumak İstedikleri Ortaöğretim Kurumlarının

Özellikleri...89 Çizelge 36. Öğrencilerin Ortaöğretime Devam Kararını Belirleyecek

Etkenler...91 Çizelge 37. Öğrencilerin Ortaöğretimin Zorunlu Olmasına İlişkin

Görüşleri...92

(15)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde, araştırmanın problemi tanımlanarak, amacı, önemi ve sınırlılıkları ortaya konmuştur.

Problem

Eğitim günümüzün en çok tartışılan önemli kavramlarından biridir. Eğitim ile ilgili alanyazında birçok tanım bulunmaktadır. Eğitim; çocuklara, ergenlere ve yetişkinlere kazandırılacak zihinsel ve bedensel yeteneklerin tümünü kapsayan her çeşit yetiştirmedir (Âdem, 1997, 2). Bir başka tanıma göre eğitim ise; önceden saptanmış amaçlara göre insan davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkiler dizisidir (Oğuzkan, 1993, 48). İnsan hakları belgeleri ise eğitimi, “insan kişiliğini tüm yönleriyle geliştiren, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı pekiştiren bir etkinlik” olarak tanımlamıştır (Altunya, 1999, 79).

Eğitimle ilgili bütün bu tanımlara baktığımızda, eğitimin, bireylere kazandırılacak davranışların önceden belirlendiği ve nasıl kazandırılacağının planlandığı bir süreç olduğu görülmektedir (Ünal, 1996, 7). Bu noktada önemli olan önceden belirlenen kazandırılacak davranışların, kim tarafından ve neye göre belirlendiğidir. Althusser’e (2002) göre, eğitim sistemi devletin ideolojik aygıtlarındandır ve devletin mevcut düzene göre ideolojik yapılanmasını ve ideolojinin yeniden üretimini sağlamaktadır. Bu noktada anlaşılacağı üzere birçok kaynak eğitimi farklı yönleriyle tanımlamaktadır.

Hak kavramı, hukuk düzeni tarafından bireylere tanınan yetkilere ve bu yetkilerden yararlanma konusu bireylere bırakılmış çıkarlardır. Hak sahibi olmak ise, bir şey yapma yetki ve gücünde olmak ya da bir şeyi talep edebilmek demektir (Hirsch, 1996; Güriz, 1997, akt. Özsoy, 2002). Eğitim hakkı, insanın toplum içinde diğer bireylerle birlikte yaşaması ve onlarla karşılıklı bağımlılık ilişkisi içinde

(16)

bulunması nedeniyle ortaya çıkan ve bireylerin ancak aidiyet duydukları bu gruplar aracılığıyla ve bu grup için talep edebileceği, “kolektif haklar” kategorisine girmektedir (Özsoy, 2002). Eğitim hakkı, gerçekleştirilmesi ilkece devlete yüklenmiş bir haktır.

Ancak bireylere eğitim özgürlüğünün tanınması, eğitim hakkını sağlama açısından yeterli değildir. Devletin edinimde bulunması, sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir (Altunya, 1999, 79).

Eğitim hakkı, doğası gereği, bütün insanlar için koşulsuz olarak, değişmez biçimde ve aynı ölçüde önemli olan bir haktır. Aynı zamanda, diğer insan haklarının bilinmesinde, kullanılmasında ve geliştirilmesinde önemli bir yere sahiptir. Örneğin, sağlık hakkının, seçme seçilme hakkının veya mülkiyet hakkının bilinmesi ve nitelikli bir şekilde kullanılması, eğitim hakkından iyi bir şekilde yaralanmakla mümkündür. Bu açıdan, eğitim hakkını "haklar üstü bir hak" ya da "haklara sahip olma hakkı" olarak nitelendirmek de mümkündür (Özsoy, 2002). Bu nedenle, birey sosyal ve ekonomik şartları ne durumda olursa olsun eğitimden yararlanabilmeli ve devlet de bunu imkânlarıyla sağlamalıdır. Ancak Ercan’a (1998) göre, zaman zaman eğitimde yapılan çeşitli değişikliklerle, hak olmaktan çıkarılmakta eşitsiz ve adaletsiz bir mekanizmaya dönüşmektedir (Ercan, 1998). Bu noktada ise önemli olan bu eşitsizlikleri en aza indirgeyerek, bireylerin eğitim hakkından en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamaktır.

Bir sistem olarak eğitim hedefleri ile ilişkili olarak ele alınmaktadır. Bu anlamda eğitimin hedefleri; “bireysel”, “ekonomik” ve “toplumsal” hedefler şeklinde sınıflandırılmaktadır (Âdem, 1972, 116). Bursalıoğlu (1979) ise, benzer bir sınıflamayı eğitimin görevleri şeklinde yapmıştır. Eğitimin ve okulun görevlerini birlikte alan Bursalıoğlu, bunları “sosyal”, “politik” ve “ekonomik” olarak sınıflandırmıştır.

Çocuğu sosyalleştirmek yani çocuğa kültürü aşılamak sosyal görevler, yetiştirdiği kuşağın devlet sistemine bağlılık göstermesini ve liderlik yetenekleri olan öğrencilerin seçilmesi ve eğitilmesini gerçekleştirmek politik görevler, ekonominin beyin ve insangücü gereksinmesini karşılamak ise ekonomik görevler arasında yer almaktadır (Bursalıoğlu, 1979, 62).

Eğitim, hem bireyleri hayata hazırlar hem de toplumun ihtiyacı olan insan gücünü yetiştirir. Bu nedenle, eğitim ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki oldukça

(17)

önemlidir. Başaran’a (1984) göre, eğitim ekonomisinin gelişmesi, eğitime yapılan yatırımın sabit sermayeye oranla çok daha fazla getirisi olduğunun kanıtlanması ile sağlamıştır. Bununla beraber, eğitimin ekonomiye katkısı olduğu gibi, ekonominin de eğitime katkısı bulunmaktadır (Başaran, 1984, 159). Ancak eğitim ile gelir seviyesi arasındaki ilişki unutulmamalıdır. Türkiye’deki gelir seviyesinin düşük olması eğitim harcamalarını sınırlandırmaktadır. Konsolide bütçeden eğitime ayrılan pay 1970’lerden itibaren giderek düşüş göstermiştir. Bazı yıllarda yapılan artışlar ise, artan eğitim ihtiyaçlarını karşılamaktan oldukça uzaktır (Dinçer, 2007).

Türkiye'de eğitim, adalet, sağlık ve güvenlik gibi devletin temel işlevlerinden birisi olup devletin denetimi ve gözetimi altında yapılmaktadır. Eğitim hakkı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınmış ve işleyişe dönük esasları düzenleyen mevzuatla Türk Eğitim Sistemi bugünkü yapısını kurmuştur (http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyurular2006/takvim/egitim_sistemi.html). Genel çerçeve ise 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile belirlenmiştir. Türk Eğitim Sistemi, örgün eğitim (okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kurumları) ve yaygın eğitim (halk eğitimi, yetişkin eğitimi) olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır (www.meb.gov.tr).

Örgün eğitim kurumlarından ilköğretim, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre 6–14 yaş grubundaki çocukların eğitim ve öğretimini kapsar, kız- erkek bütün yurttaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır. Bu okullarda kesintisiz eğitim yapılır ve bitirenlere ilköğretim diploması verilir. İlköğretimin ilk beş yılını birinci kademe, üç yılını da ikinci kademe oluşturmaktadır.

Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 26. maddesine göre ortaöğretim, ilköğretime dayalı, en az üç yıllık öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsamaktadır. Aynı kanunun 27. maddesinde ise temel eğitimini tamamlayan öğrencilerin ilgi yetenek ve kabiliyetleri doğrultusunda ortaöğretim okullarına devam edebilecekleri belirtilmiştir.

Ortaöğretim, “genel ortaöğretim” ve “meslekî ve teknik ortaöğretim” olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Genel ortaöğretimin amacı; öğrencileri ortaöğretim seviyesinde asgari genel kültüre sahip, toplumun sorunlarını tanıyan, ülkenin

(18)

ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunan insanlar olarak yetiştirmek ve yükseköğretime hazırlamak şeklinde tanımlanmaktadır. Genel ortaöğretim; Genel liseler, Anadolu liseleri, Fen liseleri, sosyal bilimler liseleri Anadolu öğretmen liseleri, spor liseleri, Anadolu güzel sanatlar liseleri ve Çok programlı liselerden oluşmaktadır (http://ogm.meb.gov.tr.).

Meslekî ve teknik ortaöğretim ise; iş ve meslek alanlarına iş gücü yetiştiren ve öğrencileri yükseköğretime hazırlayan öğretim kurumlarıdır. Meslekî ve teknik ortaöğretim; Erkek teknik öğretim okulları, Kız teknik öğretim okulları, Ticaret ve turizm öğretimi okulları, Din öğretimi okulları ve diğer meslek liselerinden oluşmaktadır (http://ogm.meb.gov.tr.).

İlköğretimden mezun olan öğrencilerin bir kısmı çeşitli nedenlerle öğrenimlerine devam etmeyip hayata atılmakta, bir kısmı ise bir ortaöğretim kurumuna kayıt yaptırarak mesleğe yönelik, üniversiteye yönelik veya hem mesleğe hem üniversiteye yönelik bir programla eğitimlerine devam etmektedirler.

Ortaöğretime devam edecek olan öğrenciler istedikleri okulun giriş şartlarını yerine getirmek durumundadırlar. Merkezi sistemle öğrenci alan ortaöğretim kurumlarına geçişte öğrencinin; 6, 7 ve 8. sınıflarda ders kesiminden sonra gireceği Seviye Belirleme Sınav (SBS) puanı, Yılsonu Başarı Puanı (YBP) ile Davranış Puanlarının (DP) belirlenen oranda toplamı ile elde edilen Sınıf Puanlarının (SP), belirlenen oranda toplamından elde edilen Ortaöğretime Yerleştirme Puanı (OYP) esas alınmakta, yerleştirme işlemleri merkezi olarak yapılmaktadır.

Eğitim kurumlarına devam eden öğrenciler çeşitli etkiler sonucu seçimlerini yapmaktadırlar. Bireylerin ya da ailelerinin eğitim istemi veya tercihlerini yansıtan davranışlar eğitim ekonomisi literatüründen “eğitim talebi” olarak ele alınmıştır.

Serin’e göre eğitim talebini oluşturan etkenleri makro ekonomik etkenler ve mikro ekonomik etkenler olarak iki grupta toplamak mümkündür. Makro ekonomik etkenler, toplumun gelir düzeyi yani milli geliri, nüfus büyüklüğü ile nüfusun yaş ve cinsiyet bakımından bileşimidir. Mikro ekonomik etkenler ise, tüketicinin tercihi, gelir düzeyi ve eğitimin fiyatıdır (Serin, 1979, 26–35).

(19)

Ünal (1996) ise, eğitim talebini etkileyen değişkenleri, kişisel etkenler (yaş, biyolojik özellikler, bilişsel yetenekler, ilgiler…), ekonomik etkenler (eğitim maliyeti, gelir düzeyi, gelir beklentisi, meslek seçimi…), sosyo-kültürel etkenler (aile kökeni, toplumsal cinsiyet) ve kurumsal etkenler (eğitim sistemi, diğer kurumlar) olmak üzere dört bölümde ele almıştır.

Ünal’ın (1996) belirttiği gibi, bireylerin yaşı, doğuştan getirdikleri bilişsel yetenekleri ve eğilimleri, eğitim tercihlerini etkilemektedir. Bununla beraber bireyin bilişsel ya da fiziksel bir engelinin bulunması da, özel eğitim programları dışındaki bir programı tercih edemeyeceğinden, eğitim taleplerini etkileyen etkenlerdir (Ünal, 1996, 143).

Bireylerin eğitim tercihlerini etkileyen bir diğer etken ise, aile geliridir. Ailenin gelir durumu bireylerin alacakları eğitimin miktarını ve çeşidini etkilemektedir. Bu noktada öne çıkan eğitimin maliyetidir. Eğitime devam eden bireylerin katlanmak zorunda oldukları, harçlar, kırtasiye masrafları, kitap, defter, ulaşım… vb. giderler bulunmaktadır. Ayrıca vazgeçme maliyeti de eğitim tercihini etkilemektedir. Yani bireyin o eğitimi almadığı durumda, çalışıp elde edeceği gelir eğitim istemini etkilemektedir (Ünal, 1996, 146).

Malezya ve Hindistan’da yapılan birçok araştırma göstermektedir ki, fakir aileler okul kıyafeti, kırtasiye masrafları gibi harcamaları karşılayamadıkları için çocuklarını evde tutmaktadırlar. Bununla beraber, Filipinler ve Bangladeş’te yapılan araştırmalarda, ailelerin çocukların kazandıkları ek gelire ihtiyaçları olduğundan çocuklarını okula göndermedikleri saptanmıştır (Psacharopoulos, Woodhall, 2006).

Buradan da anlaşılacağı üzere devlet eğitim maliyetine katlansa bile eğitim talebi, ailenin geliriyle ilişkilidir. Bu noktada devletin eğitime yapacağı cari ve yatırım harcamaları yükseldikçe, kredi ve burs olanakları artıkça aile gelirinin eğitim tercihi üzerindeki etkisi azalacaktır.

Ancak bu noktada bir diğer önemli konu ise, ailenin eğitimden ne beklediğidir.

Aile eğitime bir harcama yapıyorsa, bunun karşılığında bir gelir beklentisi, meslek beklentisi olabilir. Bu nedenle ailenin gelir düzeyi ile birlikte, gelir beklentisi ve meslek seçimi gibi konular da eğitim tercihini etkilemektedir (Ünal, 1996, 146). Birey eğitime

(20)

bir yatırım olarak bakmakta ve gelecekteki bireysel getirisini düşünmektedir. Bu durum “insan sermayesi” kavramını geliştirmiştir (Ercan, 1998). İnsan sermayesi teorisi, eğitimi bir yatırım olarak değerlendirmekte, bireyler eğitimlerinden elde edecekleri fayda ve maliyetleri karşılaştırarak ona göre karar almaktadırlar (Gürler vd, 2007). Bu durum da okul seçimlerinden, okula devam edip etmemek gibi birçok kararda etkili olmaktadır.

Çakar’a (2000) göre, eğitimin değeri bir statü kazanma yolu olarak da geniş ölçüde kabul görmektedir. Bir bireyin toplumdaki statüsü, bireyin aldığı eğitimle belirlenmektedir. Bu anlamda toplumun değer yargıları bireyin eğitim tercihini etkileyen etkenler arasındadır. Alınan eğitime bağlı olarak edinilen meslek, gelir durumu ve yaşam biçimi bireyin sosyal sınıfının ölçütüdür. Bu nedenle ailenin öğrenim düzeyi, mesleği, yaşam biçimi bireyin tercihini etkiler. Birey genelde ailesinin statüsünü ve sosyal sınıfını koruyacak ya da üst düzeye çıkaracak eğitim tercihinde bulunmaya özen gösterir.

Bununla beraber ailedeki çocuk sayısı ve bireyin akademik başarısı da eğitim tercihini etkileyebilmektedir. Ailedeki çocuk sayısı, çocuk başına düşen maddi geliri etkilediğinden, bireyin eğitim tercihinde etkili olabilmektedir. Akademik başarı ise, bireyin eğitim tercihlerinde daha özgür olmasında bir etkendir. Yapılan araştırmalar başarısız öğrencilerin meslek seçimi konusunda sorunlar yaşadıklarını ortaya koymaktadır (Akdemir, 1987).

Bireylerin eğitim tercihinde etkili olduğu düşünülen bir diğer faktör ise, eğitim sistemindeki farklılaşmalardır. Bireylerin ortaöğretim düzeyinde, seçim yapacağı okulların çok çeşitli olması ve bunun yükseköğretim programlarında yapacağı seçimi etkilemesi, bireyin eğitim talebini etkilemektedir. Bu noktada bireylerin ilgi ve yeteneklerine göre okul ve meslek seçimlerinde, okullardaki rehberlik hizmetlerine büyük görev düşmektedir ( Ünal, 1996, 155).

Ayrıca, anne-baba ve kardeşlerin eğitim düzeyleri, çevrede örnek alınabilecek eğitimli kimselerin varlığı, evin bulunduğu çevre ve bu çevreye yakın okullar gibi etkenler de bireylerin eğitim tercihini etkileyen etkenler arasında sayılabilir. Özellikle yapılan araştırmalara bakıldığında, çocuğun eğitim hakkından yararlanma

(21)

olasılığının, özellikle eğitim hiyerarşisinin üst basamaklarına doğru çıkıldığında, büyük ölçüde ana-babanın (özellikle de annenin) eğitim düzeyiyle doğru orantılı olduğunu ortaya koymaktadır (CE/Eurydice/Eurostat, 2001: 117, akt. Özsoy, 2002).

Dumas ve Lambert (2005), eğitim ve aile geçmişi arasındaki ilişkiyi araştırmış ve bireyin eğitim düzeyi üzerinde özellikle babanın eğitim düzeyinin etkili olduğu görülmüştür (Dumas ve Lambert, 2005, akt. Gürler, Turgutlu, Kırcı, Üçdoğruk, 2007).

Haan ve Plug (2006), bireylerin eğitim düzeyleri üzerinde, anne babanın eğitim düzeylerinin etkisini araştırmış ve eğitim düzeyleri daha yüksek olan anne ve babanın çocuklarının eğitim düzeylerinin daha yüksek olduğu sonucuna varmışlardır (Haan ve Plug, 2006, akt. Gürler, Turgutlu, Kırcı, Üçdoğruk, 2007). Eğitim düzeyinin belirleyicilerini araştıran bir başka çalışmada Holmes (1999), çocuk eğitim talebini incelemiştir. Holmes çalışmasında (1999, akt. Gürler, Turgutlu, Kırcı, Üçdoğruk, 2007) anne ve baba eğitiminin ve hanehalkı servetinin çocuğun eğitim düzeyini belirlemede önemli faktörler olduğunu tespit etmiştir.

Bununla beraber ülkemizde hala çeşitli nedenlerle ortaöğretime devam edemeyen bireyler bulunmaktadır. Ercan’ın (1998) belirttiğine göre, 12 ve daha yukarı yaş nüfusun % 47,7’si eğitimini ekonomik nedenlerle yarıda bırakmaktadır.

Bununla beraber okul masraflarının yüksek olması, hanehalkının gelirine ve ekonomik faaliyetine katkıda bulunma zorunluluğu ve kırsal kesimlerde eve yakın okul bulunmaması da okula devam edememenin nedenleri arasında sayılabilir (Ercan, 1998).

Bireylerin eğitim tercihlerini etkileyen etkenlerin çok olmasının yanında, ilköğretimden mezun olan öğrencilerin devam edebileceği okullar da oldukça çeşitlidir. Bu okulları genel liseler ve mesleki-teknik liseler olmak üzere iki gruba ayırabiliriz (Milli Eğitim İstatistikleri, Örgün Eğitim, Ankara, 2009):

1- Genel Liseler: Genel liseler; Lise, Akşam Lisesi, Anadolu Lisesi, Fen Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi, Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi olmak üzere 6 bölüme ayrılmaktadır.

2- Mesleki Teknik Liseler: Mesleki Teknik Liseler; Erkek Teknik Öğretim (Endüstri Meslek Lisesi, Teknik Lise, Anadolu Teknik Lisesi, Anadolu Meslek

(22)

Lisesi, Çok Programlı Lise), Kız Teknik Öğretim (Kız Teknik Lisesi, Teknik Lise, Anadolu Teknik Lisesi, Anadolu Meslek Lisesi, Çok Programlı Lise), Ticaret-Turizm Öğretimi (Çok Programlı Lise, Anadolu Mahalli İdareler Lisesi, Anadolu İletişim Meslek Lisesi, Ticaret Lisesi, Akşam Ticaret Lisesi, Anadolu Ticaret Lisesi, Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi, Anadolu Aşçılık Meslek Lisesi, Anadolu Sekreterlik Meslek Lisesi, Anadolu Dış Ticaret Meslek Lisesi, Mahalli İdareler Meslek Lisesi), Din Öğretimi (İmam Hatip Lisesi, Anadolu İmam Hatip Lisesi, Çok Programlı Lise), Ortopedik Özürlüler Lisesi (İşitme Engelliler Lisesi), Sağlık Meslek Lisesi (Anadolu Sağlık Meslek Lisesi, Sağlık Meslek Lisesi), Tarım Eğitimi (Ziraat Meslek Lisesi, Ziraat Teknik Lisesi, Ev Ekonomisi Meslek Lisesi, Veteriner Sağlık Meslek Lisesi, Laborant Meslek Lisesi), Adalet Meslek Lisesi, Maliye Meslek Lisesi, Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi, Polis Koleji, Anadolu Meteoroloji Meslek Lisesi, Demiryolu Meslek Lisesi ve Konservatuar olmak üzere 15 bölüme ayrılmıştır.

Tercih yapılacak okulların çok çeşitli olması buna karşılık rehberlik hizmetlerinin yeterli düzeyde olmaması, bireylerin kendilerine ve ilgi alanlarına uygun eğitim dalını ve dolaylı olarak da meslek seçmelerini zorlaştırabilmektedir. Oysa bireyin ilgi ve yeteneklerine uygun bir mesleği seçmesi, kendini gerçekleştirmesi ve işten alacağı doyum açısından oldukça önemlidir. Bu noktada herhangi bir nedenle okul seçimi konusunda yapacağı bir hata gelecekte birçok sorunu da beraberinde getirebilir. Bireyin yaptığı işten zevk almamasına ve veriminin düşük olmasına neden olabilir (Temel, 2006).

İlköğretim 8. sınıfta gelen öğrenciler, ortaöğretime devam etme ya da okulu bırakıp hayata atılma konusunda bir karar vermek durumunda kalmaktadırlar.

Bugüne kadar yapılan çalışmalara bakıldığında, ortaöğretime devam eden öğrencilerin yaptıkları tercihleri etkileyen etkenlerin araştırıldığı görülmektedir. Bu çalışmada ise, karar aşamasında olan 8. sınıf öğrencilerin ortaöğretime devam edip etmeme kararlarını ya da devam ederlerse seçecekleri kurumu hangi etkenlere göre seçtiklerini belirlemek istenmiştir.

(23)

Bu araştırmanın problemini; ilköğretim 8. sınıf öğrencilerinin, yapacakları ortaöğretim kurumları tercihlerini ve eğitime devam kararlarını etkileyen etkenlerin neler olduğu ve öğrencilerin bu konu hakkındaki görüşleri oluşturmaktadır.

Amaç

Bu araştırmanın amacı, ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin ortaöğretim tercihleri ve eğitime devam kararlarını etkileyen etkenlerin öğrenci görüşlerine dayalı olarak saptanmasıdır. Bu genel amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır :

1. İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin, yapacakları ortaöğretim tercihlerini ve eğitime devam kararlarını etkileyen etkenler konusundaki görüşleri nelerdir?

2. İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin görüşlerine göre, farklı eğitim türleri (genel, mesleki-teknik) için ortaöğretim tercihini ve eğitime devam kararlarını etkileyen bireysel, ekonomik ve toplumsal etkenler nelerdir?

3. Farklı eğitim türleri (genel, mesleki-teknik) için ortaöğretim tercihlerini ve eğitime devam kararlarını etkileyen bireysel, ekonomik ve toplumsal etkenler arasında farklılık var mıdır?

Önem

Eğitim sistemimizde ilköğretim son sınıf öğrencileri, hayata atılma ya da üst öğrenime devam etme konusunda bir karar verme durumunda kalmaktadırlar. Bir üst öğrenime devam kararı alan öğrenciler ise, genel liseler ile mesleki-teknik liseler arasında seçim yapmak durumundadırlar. Öğrencilerin yaptıkları bu seçimde bireysel ve aile özellikleri ile ekonomik değişkenler gibi birçok etken etkilidir.

Bu araştırma ile ilköğretim son sınıf öğrencilerinin ortaöğretim tercihlerini ve eğitime devam kararlarını etkileyen etkenlerin neler olduğu ve bu etkenlerin ne ölçüde rol oynadıkları ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Araştırmada edinilen bilgiler, ortaöğretimin bireysel istemini yönlendirmede ve rehberlik hizmetlerini geliştirmede

(24)

etkili olabilecektir. Ayrıca çalışmanın sonuçlarının insangücü planlaması çalışmalarına da kaynaklık edebileceği düşünülmekte ve bu alanda geliştirilecek politikalara ışık tutması umulmaktadır.

Sınırlılıklar

Bu araştırma, Ankara ili merkez ilçelerindeki resmi nitelikli ilköğretim okulu 8.sınıf öğrencilerini kapsamaktadır; özel öğretim kurumlarını kapsamamaktadır.

Tanımlar

Bu araştırmada kullanılan kavramların tanımları şunlardır:

İlköğretim: Bir toplumun, eğitim sisteminin ilk basamağı ve genellikle 5–15 yaş grubu çocuklara temel becerilerin kazandırıldığı temel eğitim devresidir (MEB İlköğretim Kurumlar Yönetmeliği).

İlköğretim Okulu: Aynı yönetim altında kesintisiz sekiz yıllık eğitim kurumudur (MEB İlköğretim Kurumlar Yönetmeliği).

Ortaöğretim: Temel eğitime dayalı, dört yıllık öğrenim veren genel; meslekî ve teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsar (Milli Eğitim Temel Kanunu, Madde 26).

Mesleki Eğitim: Bireye iş yaşamındaki belli bir meslek ile ilgili bilgi, beceri ve iş alışkanlıkları kazandıran ve bireyin yeteneklerini çeşitli yönleri ile geliştiren eğitim sürecidir (Sezgin, 1983).

Teknik Eğitim: İleri düzeyde fen ve matematik bilgisi ile uygulamalı teknik yetenekleri gerektiren becerili işçi ile mühendis arasındaki meslek kademesindeki bir görev için gerekli olan bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını geliştirme sürecidir (Sezgin, 1983).

(25)

Eğitim Tercihi: Bireylerin, sekiz yıllık ilköğretimden sonra sınavla ya da sınavsız öğrenci alan ortaöğretim kurumlarından hangisine gideceğinin belirlenmesidir.

Eğitim Tercihini Etkileyen Bireysel Etkenler: Bu araştırmada bireysel etkenler, “yaş”, “ilgi”, “yetenek” ve “gelecek beklentisi” olarak belirlenmiştir.

Eğitim Tercihini Etkileyen Ekonomik Etkenler: Araştırmada ele alınan ekonomik etkenler, “ailenin gelir düzeyi”, “eğitim maliyeti”, “meslek seçimi” ve “bu eğitim sonucu elde edilmesi beklenen gelir” olarak ele alınmıştır.

Eğitim Tercihini Etkileyen Toplumsal Etkenler: Araştırmadaki toplumsal etkenler, ”toplumsal cinsiyet”, “ailedeki birey sayısı”, “ana-babanın eğitim durumu” ve

“ana-babanın yaptığı iş” olarak belirlenmiştir.

(26)

BÖLÜM II

KURAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde konu ile ilgili kavramlar tartışılmış ve yapılan araştırmalar özetlenmiştir.

Eğitim ve Eğitim Hakkı

Eğitim, bireylere kazandırılacak davranışların önceden belirlendiği ve nasıl kazandırılacağının planlandığı bir süreç olarak tanımlanmaktadır (Ünal, 1996, 7). Bu noktada önemli olan önceden belirlenen kazandırılacak davranışların, kim tarafından ve neye göre belirlendiğidir. Althusser’e (2002) göre, devletin ideolojik aygıtlarından olan aile, medya, dinsel organizasyonlar ve eğitim sistemi devletin mevcut düzene göre ideolojik yapılanmasını ve ideolojinin yeniden üretimini sağlamaktadırlar.

Örneğin; eğitim sistemi bir kısım vatandaşı henüz küçük yaşlarda çiftçiliğe ya da işçiliğe yönlendirmekte, bir sonraki aşamada teknik elemanlar teknik okullar, meslek liseleri aracılığıyla sisteme kazandırılmakta, yüksek eğitim alanlar beyaz yakalı, orta sınıf yöneticiler olarak sistemde yer almakta, tüm bu aşamaları geçip eğitimde en üst düzeye ulaşanlar da sömürü temsilcileri, rütbeli özel sektör veya devlet yöneticileri, baskı unsurları (polis, asker, politikacı, bürokrat) ya da mevcut ideolojiye meşruiyet kazandıran entelektüeller olarak görev almaktadır. Kısacası, Althusser’e göre (2002), kapitalist sistem, varlığını devam ettirmek için devletin ideolojik aygıtları olan eğitim sistemi, aile, din ve medyayı çeşitli şekillerde kullanmaktadır. Böylece eğitim, kapitalist ilişkilerle birlikte bireyin bilgi, donanım ve yeteneklerini geliştirmek yerine malların çoklaştırılmasını ve tüketilmesini hedefleyen bir sistem haline dönüşmektedir (Ercan, 1998). Bu noktada anlaşılacağı üzere birçok kaynak eğitimi farklı yönleriyle tanımlamakta ve anlamlandırmaktadır.

Eğitim en temel insan haklarından biridir. Kadın, erkek bütün yurttaşlar için sınıf, dil, etnik grup, ırk ve inanç ayrımı gözetmeden sağlanması gereken temel bir haktır (Koç ve Güçlüer, 1999, 79). Eğitim hakkından bahsetmeden önce hak kavramını açıklamak yerinde olacaktır. Hak kavramı, hukuk düzeni tarafından

(27)

bireylere tanınan yetkiler ve bu yetkilerden yararlanma konusu bireylere bırakılmış çıkarlardır. Hak sahibi olmak ise, bir şey yapma yetki ve gücünde olmak ya da bir şeyi talep edebilmek demektir (Hirsch, 1996; Güriz, 1997, akt. Özsoy, 2002).

Eğitim hakkı, insanın toplum içinde diğer bireylerle birlikte yaşaması ve onlarla karşılıklı bağımlılık ilişkisi içinde bulunması nedeniyle ortaya çıkan ve bireylerin ancak aidiyet duydukları bu gruplar aracılığıyla ve bu grup için talep edebileceği, “kolektif haklar” kategorisine girmektedir (Özsoy, 2002). Eğitim hakkı, bütün bireylerin eğitimden yararlanmasını gerekli kılar. Bu gereklilik birçok yasal düzenleme ile de desteklenmiştir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesi, ülkelerin anayasaları ve eğitim yasaları eğitim hakkının kullanılabilir hale getirilebilmesi konusunda hükümler öngörmektedir. Devletlere eğitim hakkının tüm bireylerce kullanılabilmesi için sorumluluk verilmiştir. Ancak, bu hakkın kullanılması, ülkelerin sahip olduğu kaynaklar, bu kaynakların etkin kullanımı ve eğitime gereksinim duyan nüfusun büyüklüğü ile sınırlanmaktadır (Aksoy, 1990, 146).

Bununla beraber, eğitim hakkı, devredilemez ve bölünemez bir haktır.

Başkasına devredilemeyen hak kavramı, söz konusu hakkın kullanımı sırasında karşılaşılan engellerin ve ortaya çıkan çatışmaların bir biçimde mutlaka çözülmesini, bütün toplumsal politikaların ve bireysel amaçların, eğitim hakkının önünde engel oluşturmayacak biçimde sınırlanmasını gerektirir (Özsoy, 2002). Birey sosyal ve ekonomik koşulları ne durumda olursa olsun eğitimden yararlanabilmeli ve devlet de bunu imkânlarıyla sağlamalıdır. Ancak Ercan’a (1998) göre, eğitimde yapılan özelleştirmeler ve uygulanılmaya çalışılan kupon sistemleriyle, geleceğe ilişkin bir yatırım olarak tanımlanan eğitim, hak olmaktan çıkarılmakta, sadece bu yatırımı yapabilenlerin geleceklerini satın almalarına yol açan eşitsiz ve adaletsiz bir mekanizmaya dönüşmektedir.

Eğitimin kamusal bir sorumluluk değil, parayla alınabilen bir mal olması ise onun bir hak değil, gereksinim olarak algılanması sonucunu doğurmaktadır. Eğitimin hak olarak görülmesi devlete bir sorumluluk yüklerken, bir hak değil de gereksinim olarak algılanması bu sorumluluğun ailelere ve bireylere devredilmesi anlamına gelir.

Gereksinim-hak söylemleri bilinçli tercihlerdir. Gereksinim söyleminin tercihi eğitimin

(28)

özelleştirilmesini, hak söylemi ise eğitimin kamu tarafından finanse edilmesini gerektirmektedir (Alpkaya, 2000, 312).

Başaran’a (1982) göre, eğitim hakkının kullanılmasıyla doğrudan ilgili bir kavram, eğitim eşitliğidir. Genelde dört eşitlik tipi belirlenmektedir. Birincisi varlıksal eşitlik ya da kişiler arasındaki özsel eşitliktir. İkinci olarak, istenen amaçlara ulaşmadaki fırsat eşitliği gelir. Üçüncüsü şartlarda eşitliktir, söz konusu toplumsal grupların yaşam koşullarının eşit kılınmasına çalışıldığı yerde ortaya çıkar.

Dördüncüsü ise, sonuçlarda eşitliktir (Turner, 1997, 35).

Fırsat eşitliği, eğitimin öngörülen koşullar içinde ve ayrımsız biçimde her kesime açık, yakın ve ulaşılabilir kılınmasıdır. Bireyin eğitim hakkını gereğince kullanabilmesinin ön koşulu eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasıdır (Başaran, 1982, 43). İmkân eşitliği ise, bireylere sağlanmış olan eğitim olanaklarının herkese denk bir biçimde sunulması durumudur. Eğitim ortamlarında oluşturulacak ortak standartların ülke düzeyinde yaygınlaştırılması imkân eşitliğinin gereğidir (Uluğ, 1998, 430). Ancak günümüzde eğitim olanaklarının dağıtımında bir eşitsizlik söz konusudur. Ünal ve Özsoy (1998) çalışmalarında, bu eşitsizliklerin temelinde kapitalizmin yarattığı ekonomik ve toplumsal eşitsizliklerin (gelir dağılımındaki eşitsizlikler, cinsiyetçi uygulamalar, etnik ayrımlar… vb.) yattığını ileri sürmektedirler.

Diğer bir eşitlik türü olan sonuçlarda eşitlikte ise Turner’a göre (1986) amaç;

başlama noktasına ve yeteneğe bakmadan, yasayı ve siyasal araçları kullanarak sonuçlarda eşitliği sağlamaktır. Kadınlar, çocuklar, etnik azınlıklar gibi avantajsız ya da ayrıcalıksız gruplar lehine bir ayrıcalık güden toplumsal programlar söz konusudur. Sonuç eşitliğini güvenceye alacak anlamlı bir fırsat eşitliği yaratmak için şartlardaki önemli eşitsizliklerin giderilmeye çalışılması gerektiği belirtilmiştir (Turner, 1997, 50).

Sonuç olarak, önemli olan bu eşitsizlikleri en aza indirgeyerek, bireylerin maddi olanakları ya da bulundukları ortam ne durumda olursa olsun eğitim hakkından en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamaktır.

(29)

Eğitim Hedefleri

Eğitim, bireylerin kendilerini geliştirmelerini, bir meslek sahibi olmalarını sağladığı gibi, toplumların ihtiyacı olan sayı ve nitelikte insangücünün yetiştirilmesinde de oldukça önemli olduğu görülmektedir.

Bu bakımdan bir sistem olarak eğitim hedefleri ile ilişkili olarak ele alınmaktadır. Bu anlamda eğitimin hedefleri; “bireysel”, “ekonomik” ve “toplumsal”

hedefler şeklinde sınıflandırılmaktadır (Âdem, 1972, 116). Bursalıoğlu (1979) ise, benzer bir sınıflamayı eğitimin görevleri şeklinde yapmıştır. Eğitimin ve okulun görevlerini birlikte alan Bursalıoğlu, bunları “sosyal”, “politik” ve “ekonomik” olarak sınıflandırmıştır. Çocuğu sosyalleştirmek yani çocuğa kültürü aşılamak sosyal görevler, yetiştirdiği kuşağın devlet sistemine bağlılık göstermesini ve liderlik yetenekleri olan öğrencilerin seçilmesi ve eğitilmesini gerçekleştirmek politik görevler, ekonominin beyin ve insangücü gereksinmesini karşılamak ise ekonomik görevler arasında yer almaktadır (Bursalıoğlu, 1979, 62).

Eğitim, birey üzerinde yapılan, onun fiziksel, zihinsel ve ahlaksal varlığında bir değişikliği ve gelişmeyi gerektiren her türlü eylemdir. Yani bireyin kişisel ve toplumsal gelişimi söz konusudur (Tezcan, 1997, 51). Ayrıca istenilen yaşama düzeyine ulaşmada eğitim en etkili araçlardan biridir. Eğitimde önemli olan öğrencilerin sadece ne öğrendiği ya da ne kadar öğrendiği değil, aynı zamanda öğrendiklerinin sistemin hedefleri, öğrencinin ve toplumun gerçek gereksinimleri ile ne ölçüde uyuştuğudur. Kısacası uzun vadede getireceği toplumsal yararlardır (Âdem, 1993, 2).

Âdem’e göre, eğitimden beklenen ekonomik katkılar, birey ve toplum için benzerlik göstermektedir. Birey bir meslek sahibi olmak ve bu meslekte çalışarak toplumda hak ettiği yere gelebilmek için, toplumda bireyin yetiştiği meslekte üretken ve verimli olması, böylece ekonomik büyümeye katkı sağlayabilmesi için eğitime öncelik ve ağırlık vermektedir (Âdem, 1993, 71).

Ertürk’e (1986) göre, bireyi işe yarar davranışlarla donanık kılmak, toplumun yapı ve işleyişiyle gelişimini sağlamak, istendik insan gücünü sürekli yaratabilmek

(30)

bakımından eğitimin toplumda tuttuğu yer büyük bir önem taşımaktadır. Eğitim yeni kuşakları hayata hazırladığı gibi toplumun ihtiyacı olan insan gücünü de yetiştirir. Bu noktada eğitimin ekonomik büyümeye olan katkısı tartışılmazdır. ABD’de yapılan bir çalışmada 1929–1982 yılları arasında ABD’de kişi başına düşen milli gelir artışının

%25’inin okuma süresindeki artış nedeniyle olduğu açıklanmıştır (www.dtm.gov.tr/ead/ekonomi/sayi3/eğitim.htm, akt. Gürler, Turgutlu, Kırcı, Üçdoğruk, 2007). Türkiye’de ise, zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkmasıyla, eğitimin ekonomik büyümeye olan katkısının arttığı yapılan araştırmalarla saptanmıştır (Tansel, 1998, akt. Gürler, Turgutlu, Kırcı, Üçdoğruk, 2007).

Başaran’a (1984) göre, eğitime yapılan yatırımın sabit sermayeye oranla çok daha fazla getirisi olduğunun kanıtlanması eğitim ekonomisinin gelişmesini sağlamıştır. Bununla beraber, eğitimin ekonomiye katkısı olduğu gibi, ekonominin de eğitime katkısı bulunmaktadır (Başaran, 1984, 159). Ancak Türkiye’deki gelir seviyesinin düşük olması eğitim harcamalarını sınırlandırmaktadır. Konsolide bütçeden eğitime ayrılan pay 1970’lerden itibaren giderek düşmüştür. Bazı yıllarda yapılan artışlar ise, artan eğitim ihtiyaçlarını karşılamaktan oldukça uzaktır. 2006 yılında 16,5 milyar YTL olan eğitim bütçesi, artan okul, derslik ve öğrenci sayısına rağmen sadece 21,3 milyar YTL olarak belirlenmiştir. Üstelik bu rakamın 13,5 milyar YTL’ sini (% 63) personel harcamaları oluşturmaktadır (Dinçer, 2007). Bunun sonucu olarak da kalkınma planlarında belirlenen eğitim hedeflerine ulaşılamamaktadır.

Okullaşma oranları hedeflenen seviyelere gelememekte, bireylerin istedikleri okullara gidebilme şansları düşmektedir.

Türkiye Eğitim Sistemi

Âdem’e (1993) göre, eğitim, toplumun yaratıcı gücünü ve verimin artıran, bireye yeteneklerini geliştirme olanağı veren, sosyal adalet, fırsat ve olanak eşitliği ilkelerini gerçekleştirmede en etkili araçtır (Âdem, 1993, 57).

Türkiye'de eğitim, devletin temel işlevlerinden birisi olup devletin denetimi ve gözetimi altında yapılmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı merkez teşkilâtı, taşra ve yurtdışı teşkilâtları eğitim hizmetlerinin sunumunda önemli görevler üstlenmektedirler (http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyurular2006/takvim/egitim_sistemi.html). Türk

(31)

Eğitim Sistemi, bireylerin eğitim gereksinimlerini karşılayacak şekilde ve bir bütünlük içinde örgün eğitim (okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kurumları) ve yaygın eğitim (halk eğitimi, yetişkin eğitimi) olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır (Durmuşçelebi, 2007, 50).

Türkiye Eğitim Sistemi beş temel esas üzerine yapılandırılır. Bunlar;

Atatürk’ün ilke ve inkılâpları ile direktifleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve milli eğitimle ilgili kanunlar, devlet kalkınma planları, milli eğitim şuraları ve hükümet programları şeklinde sıralanabilir. Eğitim politikaları bu esaslara göre belirlenmektedir (www.meb.gov.tr).

Milli Eğitim Sisteminin Genel ve Özel Amaçları

Türk Milli Eğitim sisteminin amaçları, 1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre belirlenmiştir.

Millî Eğitimin genel amacı bütün bireyleri;

1. Atatürk İnkılâp ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa'nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;

2. Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;

3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak; Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.

(32)

Türk eğitim ve öğretim sistemi, bu genel amaçları gerçekleştirecek şekilde düzenlenir ve bütün eğitim kurumlarının özel amaçları, genel amaçlara ve temel ilkelere uygun olarak tespit edilir. Yukarıda sayılan eğitimin genel ve özel amaçları, her eğitim etkinliğinde uyulması gereken amaçlardır. Bu genel ve özel amaçlar bir bakıma eğitime bir çerçeve vermektedir (www.meb.gov.tr).

Milli Eğitim Sisteminin Temel İlkeleri

Türk Milli Eğitim Sisteminin Temel İlkeleri 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda, “Genellik ve Eşitlik”, “Ferdin ve Toplumun İhtiyaçları”, “Yöneltme”,

“Eğitim Hakkı”, “Fırsat ve İmkân Eşitliği”, “Süreklilik”, “Atatürk İnkılâp ve İlkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği”, “Demokrasi Eğitimi”, “Laiklik”, “Bilimsellik”, “Planlılık”, “Karma Eğitim”, “Okul ile Ailenin İş Birliği” ve “Her Yerde Eğitim” şeklinde 14 başlık altında belirtilmiş ve açıklanmıştır.

İlköğretim

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre ilköğretim, 6–14 yaş grubundaki çocukların eğitim ve öğretimini kapsar, kız-erkek bütün yurttaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.

18 Ağustos 1997 tarihinde 23084 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4306 Sayılı 8 Yıllık Kesintisiz Temel Eğitim Kanunu gereği 1997–1998 öğretim yılından itibaren ülke genelinde beş yıllık zorunlu eğitimden sekiz yıllık zorunlu eğitime geçilmiştir (Resmi Gazete, 1997, akt. Dikmen, 2007, 30). Bu okullarda kesintisiz eğitim yapılır ve bitirenlere ilköğretim diploması verilir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde, ilköğretimin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaç ve ilkelerine uygun olarak; her Türk çocuğunun iyi birer yurttaş olabilmesi için, gerekli temel bilgi, beceri, davranış ve alışkanlık kazanmasını, millî ahlak anlayışına uygun olarak yetişmesini, ilgi, yeti ve yetenekleri doğrultusunda hayata ve bir üst öğrenime hazırlanmasını sağlamak şeklinde belirtilmiştir (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/225_0.html).

(33)

Arı’ya (2003) göre, ilköğretim, sahip olduğumuz kültürün geliştirilmesi ve gelecek nesillere aktarılmasında; çağın şartlarına uygun olarak yaşam kalitesinin yükseltilmesinde; demokratik bir toplum oluşturulmasında temel teşkil etmektedir (Arı, 2003, 102).

İlköğretim çocuklara, toplumun amaçlarını değerlerini ve sembollerini kazandırarak onların genel değerler sistemi oluşturmalarını sağlar. Bunun sağlanması için ilköğretim sürecinde çocuğa; temel beceriler (okuma, yazma, konuşma ve hesaplama) kazandırılması, gittikçe genişleyen bir çevre içerisinde sosyalleştirilmesi, bulundukları kültürün kendilerinden bekledikleri etkileşim biçimleri, temel alışkanlık ve tutumları öğrenip, geliştirilmeleri gerekmektedir. İlköğretim toplumun temel kültürünü geliştirir. Bu dönemde kazandırılan bilgi, görüş, beceri ve tutumlar yaşam boyu bireyleri etkiler, yönlendirir ve biçimlendirir (Can, 2002, 40).

Ortaöğretim

Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 26. maddesine göre ortaöğretim, ilköğretime dayalı, dört yıllık öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsamaktadır. Aynı kanunun 27. maddesinde ise temel eğitimini tamamlayan öğrencilerin ilgi yetenek ve kabiliyetleri doğrultusunda ortaöğretim okullarına devam edebilecekleri belirtilmiştir.

Ortaöğretim, 2005–2006 öğretim yılında yeniden yapılandırılarak, Talim Terbiye Kurulu’nun 07.06.2005 tarih ve 184 sayılı kararıyla, üç yıllık genel, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında öğrenim süresinin 2005–2006 öğretim yılından itibaren 9. sınıftan başlamak üzere, kademeli olarak dört yıla çıkarıldığı belirtilmiştir. 1 Mart 1922’de Atatürk’ün Türkiye’nin gereksinim duyduğu hizmet ve sanat alanlarında insangücü yetiştirmek ve yüksek kademelere eleman yetiştirmek olarak belirttiği ortaöğretimin amaçları 14 Haziran 1973’te yürürlüğe giren 1739 sayılı Türk Eğitim Temel Kanunu’nu ile yeniden düzenlenmiştir (Gökçe, 2000, 241).

Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 28. maddesinde, ortaöğretimin amaç ve görevleri şu şekilde tanımlanmıştır:

(34)

1. Bütün öğrencilere ortaöğretim seviyesinde asgari ortak bir genel kültür vermek suretiyle onlara kişi ve toplum sorunlarını tanımak, çözüm yolları aramak ve yurdun iktisadi sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunmak bilincini ve gücünü kazandırmak,

2. Öğrencileri, çeşitli program ve okullarla ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yüksek öğretime veya hem mesleğe hem de yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır.

Ortaöğretim, bireyleri mesleğe, hayata ve iş alanlarına hazırladığı gibi bir üst öğrenime de geçiş fırsatı vermekte, bir basamak oluşturmaktadır. Ayrıca, ortaöğretimin amaçlarından birisi de “Öğrencileri, çeşitli program ve okullarla ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yüksek öğretime veya hem mesleğe hem de yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır”

(Cengiz, 2006, 7). Bu nedenle ortaöğretim tercihi öğrenci için de ailesi için de oldukça önemlidir. Ancak, Türkiye’de ortaöğretim, öğrencileri hayata hazırlama yerine üniversite önlerine yığacak şekilde yapılandırmış bir hal almıştır. Bunun sonucu olarak öğrenciler ve velileri ilköğretimden sonra üniversite sınavlarında daha avantajlı kabul ettikleri genel liseleri veya Anadolu liselerini tercih etmekte, mesleki ve teknik okulları ise daha çok akademik başarısı zayıf öğrenciler tercih etmektedirler (Dikmen, 2007, 7).

Milli Eğitim Sisteminde bir mesleğe ya da alana yönelme ilköğretimden sonra başlamaktadır. Öğrenciler ilköğretimden mezun olduktan sonra üç tür eğitim seçeneği ile karsılaşmaktadır. Bunlar yükseköğretime hazırlayan eğitim kurumları ve programları (genel liseler), hem mesleğe hem yükseköğretime hazırlayan eğitim kurumları ve programları (mesleki ve teknik liseler) ve doğrudan mesleğe ve is alanlarına hazırlayan eğitim kurumları ve programlarıdır. Bu hizmetler sunulurken, öğrencilerin “istek ve yetenekleri” ile “toplumun insan gücü gereksinimi” arasında denge kurulması hedeflenmektedir.

Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 29. maddesine göre, ortaöğretim, çeşitli programlar uygulayan liselerden meydana gelmektedir. Belli bir programa ağırlık veren okullara lise, teknik lise ve tarım meslek lisesi gibi eğitim dallarını belirleyen adlar verilir. Nüfusu az ve dağınık olan ve Milli Eğitim Bakanlığınca gerekli görülen yerlerde ise, ortaöğretimin, genel, mesleki ve teknik öğretim programlarını bir yönetim

(35)

altında uygulayan çok programlı liseler kurulmaktadır. Ortaöğretim kurumlarının öğrenim süresi, uygulanan programın özelliğine göre, Milli Eğitim Bakanlığınca tespit edilmektedir.

Ortaöğretim, “genel ortaöğretim” ve “meslekî ve teknik ortaöğretim” olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Genel ortaöğretimin amacı; öğrencileri ortaöğretim seviyesinde asgari genel kültüre sahip, toplumun sorunlarını tanıyan, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunan insanlar olarak yetiştirmek ve yükseköğretime hazırlamaktır. Genel ortaöğretim; Genel liseler, Anadolu liseleri, Fen liseleri, Sosyal bilimler liseleri Anadolu öğretmen liseleri, Spor liseleri, Anadolu güzel sanatlar liseleri ve Çok programlı liselerden oluşmaktadır.

Meslekî ve teknik ortaöğretim ise; iş ve meslek alanlarına iş gücü yetiştiren ve öğrencileri yükseköğretime hazırlayan öğretim kurumlarıdır. Meslekî ve teknik ortaöğretim; Erkek teknik öğretim okulları, Kız teknik öğretim okulları, Ticaret ve turizm öğretimi okulları ve Din öğretimi okullarından oluşmaktadır.

Bağlı oldukları bakanlık birimlerine göre orta öğretim kurumları Çizelge 1’de belirtilmiştir:

(36)

Çizelge 1. Bağlı Oldukları Bakanlık Birimine Göre Ortaöğretim Kurumları

BAKANLIK BİRİMLERİ ORTAÖGRETİM KURUMLARI

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü

Genel Liseler Anadolu Liseleri Fen Liseleri

Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri Sosyal Bilimler Liseleri

Spor Liseleri

Din Eğitimi Genel Müdürlüğü İmam Hatip – Anadolu İmam Hatip Liseleri

Erkek Teknik Öğretimi Genel Müdürlüğü Anadolu Teknik Liseleri (Endüstri Meslek L.) Anadolu Meslek Liseleri

Anadolu Tarım Meslek ve Tarım Meslek Liseleri Anadolu Tapu ve Kadastro Meslek Liseleri Kız Teknik Öğretimi Genel Müdürlüğü Kız Teknik Liseleri

Anadolu Kız Meslek Liseleri ve Anadolu Teknik Liseleri

Kız Meslek Liseleri Çok Programlı Liseler Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü Anadolu Öğretmen Liseleri

Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü Özel Fen Liseleri Özel Meslek Liseleri Özel Liseler

Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Sağlık Meslek Liseleri Anadolu Sağlık Meslek Lisesi

Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğü

Ticaret Meslek Liseleri

Anadolu Ticaret ve Meslek Liseleri

Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri Anadolu İletişim Meslek Liseleri

Adalet Meslek Lisesi Çok Programlı Liseler Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri

Genel Müdürlüğü

Ortopedik Özürlüler Meslek Lisesi İşitme Engelliler Meslek Lisesi

Kaynak: www.ogm.meb.gov.tr, 2009

Ortaöğretim Kurumları

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’ne Bağlı Ortaöğretim Kurumları: Genel Liseler, Anadolu Liseleri, Fen Liseleri, Güzel Sanatlar Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri ve Spor Liseleri olmak üzere 6 farklı ortaöğretim kurumu bulunmaktadır. Kurumların özellikleri kısaca aktarılmaktadır:

(37)

a) Genel Liseler: Türk Millî Eğitiminin amaçları doğrultusunda, öğrencileri ortaöğretim seviyesinde asgari genel kültüre sahip, toplumun sorunlarını tanıyan, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunan insanlar olarak yetiştiren ve yüksek öğretime öğrenci hazırlayan öğretim kurumlarıdır. 1872 yılında İdadî adıyla kurulan liseler, 3 Mart 1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile genel liseye dönüştürülmüştür. 1949 yılında toplanan “4. Millî Eğitim Şura”sında alınan karar doğrultusunda, 1952 yılından itibaren genel liselerin öğretim süresi 4 yıla çıkarılmıştır. Ancak, 1954–1955 öğretim yılından itibaren tekrar 3 yıla indirilmiştir.

Günümüzde ise, “Ortaöğretimin Yeniden Yapılandırılması” kapsamında; Talim ve Terbiye Kurulunun 07 Haziran 2005 tarih ve 184 sayılı kararı ile bu okulların öğretim süresi, 2005–2006 öğretim yılından itibaren 9. sınıftan başlamak üzere kademeli olarak 4 yıla çıkarılmıştır (http://ogm.meb.gov.tr/okullarimiz/okulbilgileri).

b) Anadolu Liseleri: Türk Milli Eğitimi’nin amaçları doğrultusunda, öğrencilerin ilgi, yetenek ve başarılarına göre yüksek öğretim programlarına hazırlanmalarını, yabancı dili dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izleyebilecek düzeyde öğrenmelerini sağlamak amacıyla kurulmuş bir yılı hazırlık olmak üzere 4 yıl süreli öğretim kurumlarıdır (Cengiz, 2006, 9). 1955 yılında İstanbul, İzmir, Eskişehir, Diyarbakır, Konya ve Samsun’da “Maarif Koleji” adıyla açılmış, 1975 yılında “Anadolu Lisesi” adını almıştır. Kurum, Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ile öğrenci almaktadır (http://ogm.meb.gov.tr/okullarimiz/okulbilgileri).

c) Fen Liseleri: Türk Milli Eğitimi’nin amaçları doğrultusunda, zekâ düzeyleri ile fen ve matematik alanlarındaki yetenekleri yüksek olan öğrencileri, matematik ve fen bilimleri alanında yüksek öğrenime hazırlamak, matematik ve fen bilimleri alanlarında gereksinim duyulan üstün nitelikli bilim adamlarının yetiştirilmesine kaynaklık etmek, örgencileri araştırmaya yöneltmek, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile yeni buluşlara ilgi duyanların çalışacakları ortamı ve koşulları hazırlamak, yeni teknolojileri kullanabilen yeni bilgiler üretebilen ve projeler hazırlayabilen bireyler yetiştirmek, öğrencilerin bilimsel araştırma yapmalarına, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izlemelerine yardımcı olacak şekilde yabancı dilde iyi yetişmelerini sağlamak amacıyla kurulmuş, dört yıl süreli öğretim kurumlarıdır. Kurum, Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ile öğrenci almaktadır (http://ogm.meb.gov.tr/

okullarimiz/okulbilgileri).

(38)

d) Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi: Öğrencilerin; güzel sanatlar alanında ilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim-öğretim görmelerini, özel yetenek gerektiren yüksek öğretim programlarına hazırlanmalarını, yabancı dil öğrenmelerini, alanlarında araştırmacılığa yönelmelerini, yetenekleri doğrultusunda yorum ve uygulamalar yapabilen, yaratıcı ve üretken kişiler olarak yetişmelerini, millî ve milletlerarası, tarihi ve yeni sanat eserlerini tanımaları ve yorumlamalarını sağlamak amacıyla açılmışlardır. Bu okullara yetenek sınavı ile öğrenci alınmaktadır. Öğretim süreleri “Ortaöğretimin Yeniden Yapılandırılması” kapsamında; Talim ve Terbiye Kurulunun 07 Haziran 2005 tarih ve 184 sayılı kararıyla, 2005–2006 öğretim yılından itibaren 4 yıla göre yeniden düzenlenmiştir (http://ogm.meb.gov.tr/

okullarimiz/okulbilgileri).

e) Sosyal Bilimler Lisesi: Türk Milli Eğitimi’nin amaçları doğrultusunda öğrencilerin; edebiyat ve sosyal bilimler alanlarında ihtiyaç duyulan üstün nitelikli bilim adamlarının yetiştirilmesine kaynaklık etmek, edebiyat ve sosyal bilimler alanlarındaki ilgi ve yetenekleri üst düzeyde olan öğrencileri bu alanlarda yükseköğretime hazırlamak, öğrencilerin bilimsel, kültürel ve teknolojik gelişmeleri izleyebilecek düzeyde Türkçe ve yabancı dil öğrenmelerini sağlamak, geçmiş nesiller ve çağdaşları arasında ortak duyguların uyandırılmasını sağlamak, Türk sanat ve kültür birikimini anlayıp yorumlayabilen yeni bilgi ve projeler üretebilen bireyler yetiştirmek, toplumun ekonomik ve kültürel kalkınmasına bilinçli bir şekilde katkıda bulunan, Edebiyat ve Sosyal Bilimler alanlarında araştırmaya yöneltecek ve gelişmelere ilgilerini uyandıracak ortam ve şartları hazırlamak amacıyla edebiyat ve sosyal bilimler alanlarında öğrencileri yükseköğretime hazırlamak üzere öğrenim veren dört yıl süreli öğretim kurumlarıdır. Kurum, Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ile öğrenci almaktadır (http://ogm.meb.gov.tr/okullarimiz/okulbilgileri).

f) Spor Lisesi: Öğrencilerin; beden eğitimi ve spor alanında temel bilgi ve beceri kazanmaları için ilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim-öğretim görmelerini ve başarılı sporcular olarak yetiştirilmelerini, alanı ile ilgili dünyadaki gelişmeleri dikkate alarak Türk sporunu geliştirecek ve temsil edebilecek gençler olarak yetişmelerini, işbirliği içinde çalışma ve dayanışma alışkanlığı kazanarak takım ruhu ile hareket etmelerini, spor disiplini ve centilmenliğini özümsemiş, örnek bireyler

Referanslar

Benzer Belgeler

Dersin Amacı :Bu derste öğrenciye; sektör hakkında gerekli bilgiler, temel sigortacılık terimleri, sigortacılık mesleğinin tarihsel gelişimi, yapısı,

Dersin Amacı : Bu derste öğrenciye; iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak TS EN ISO Standardı’na, Tıbbi Cihaz Yönetmeliği’ne uygun olarak

‐ Başvuru, bireysel olarak internet aracılığıyla ÖSYM Aday İşlemleri Sisteminden (https://ais.osym.gov.tr adresinden) veya ÖSYM Başvuru Merkezlerinin

774 İSTANBUL Bayrampaşa MTEGM ATP/AMP İstanbul Ticaret Odası Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi. Kız/Erkek Yok Merkezi/Yerel

Dersin Amacı :Bu derste öğrenciye; iplik makinelerinin kullanma talimatında belirtilen standartlara, iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uygun olarak iplik

Dersin Amacı :Bu derste öğrenciye; iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak dış ticarette paket programlar ile ilgili temel bilgi ve becerilerin

 İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak fiziksel ortamı hastaya uygun hâle getirme, hasta ile ilgili nakil işlemleri, biyolojik örnek nakil işlemleri yapma,

Dersin Amacı :Bu derste öğrenciye, iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri doğrultusunda hijyen ve sanitasyon kurallarına uygun coğrafi işaret tescilli ürünlerle