• Sonuç bulunamadı

YENİ NESİL OBEZİTE AMELİYATLARI - WOMEN'S HEALTH

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "YENİ NESİL OBEZİTE AMELİYATLARI - WOMEN'S HEALTH"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YENİ NESİL OBEZİTE AMELİYATLARI - WOMEN'S HEALTH

Diyet ve egzersizden yeterli sonuç alınamadığında laparoskopik gastrik bypass ve tüp mide ameliyatları, kalıcı ve etkin kilo vermek için önemli yöntemler olarak gösteriliyor. Genel olarak Gastrik Bypass ameliyatı hastaları fazla kilolarının yaklaşık %80’ini verirken Tüp Mide hastalarının da yaklaşık %60-70’ini verdiğini belirten Obezite ve Diyabet Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Halil Coşkun, ameliyat yöntemleri ile ilgili merak ettiğimiz soruları yanıtladı.

Kilo Kaybı Ameliyatlarında Hangi Yöntem Benim İçin En Uygundur?

Kilo Kaybı Ameliyatlarının (KKA), önemli miktarda ve kalıcı kilo kaybı sağlamada en etkili olduğu artık tüm dünyada bilinmektedir ve bu birçok bilimsel makale ile desteklenmektedir. Bu ameliyatları düşünen hastalardan en sık aldığım sorulardan bir tanesi de; “Hangi yöntemin benim için uygun olduğuna nasıl karar vereceğim?” sorusudur. Benim görüşüm, bugün için en yaygın olarak yapılan ameliyatların (laparoskopik gastrik bypass ve tüp mide) her biri yetkin bir cerrah tarafından, uyumlu bir hasta ile birlikte, kontrol ve takipler düzenli yapıldığı takdirde etkin olduğudur. Hasta hangi yöntemi seçerse seçsin kilo kaybının temeli, hastanın bu ameliyatı yaşam tarzı değişikliği uygulamada kullanmasını sağlamaktır. Mevcut ameliyatlardan her biri gerçekten de açlığı ve porsiyon büyüklüğünü kontrol etmeye yardımcı olan bir “ARAÇ”tır, ancak hepsi budur! Bu aracın avantajını nasıl kullanacağı tamamen hastaya kalmıştır. Aşağıda bir hastanın, kendisine hangi ameliyatın uygun olduğuna karar verirken göz önüne alması gereken bazı önemli noktalar yer almaktadır.

Beklenen Kilo Kaybı Nedir?

Genel olarak Gastrik Bypass ameliyatı hastaları fazla kilolarının yaklaşık %80’ini ve Tüp Mide hastaları yaklaşık %60-70’ini verirler. Ancak tüm bunlar; hastanın ne kadar iyi takip edildiğine ve hastanın, uzun vadede başarıyı sağlamak üzere yapılması gerekli olan tüm yaşam tarzı değişikliklerine ağırlık verip vermemesine bağlıdır.

(2)

Kilo Kaybının Güvenilirliği Nasıl oluşur?

Gastrik Bypass ve Tüp Mide hastaları, hemen her zaman yukarıda söz edilen beklenen kilo kaybına ulaşırlar. Ancak zamanla bir miktar yeniden kilo almaları söz konusu olabilir. Bu durum, kilo kaybı ameliyatlarından sonraki ilk bir yıl içerisinde gerekli yaşam tarzı değişikliklerini yapmadıklarında oluşmaktadır. Görüyorsunuz ki hastalar takip edilmezse ve yaşam tarzı değişikliği üzerinde hemen çalışmaya başlamazlarsa, ne yazık ki bu kilo kaybını ve kilo korumayı etkileyebilir.

Ameliyat Sonrası Yeme-İçme Disiplini Ne Şekilde Uygulanır?

Gastrik bypass hastaları, şeker içeren besinler aldıkları takdirde çok büyük bir olasılıkla “Damping Sendromu” yaşayacaklardır. Şekerli bir gıda aldıktan sonra kalpleri hızlanmaya ve terlemeye başlarlar, şiddetli karın ağrısı ile baş dönmesi çekerler ve çoğu kez ishal olurlar. Bu durum, geçmişte problem yaşamalarına neden olabilen bu besinlerden uzak durmalarına gerçekten de yardımcı olacaktır. Bazı hastalar, ameliyatlarından sonra “hile” yaparlarsa, ameliyatlarının kendilerini cezalandıracağını bilme fikrini sevmektedir. Tüp Mide hastaları bu yüzden de tatlılar söz konusu olduğunda, gıda seçimlerinde daha disiplinli olmaları gerekir.

Ameliyat Süreci ve Sonuçları Nelerdir?

Gastrik bypass ameliyatı duymuş olabileceğiniz negatif bilgilere rağmen aynı şekilde geri çevrilebilmektedir. Kuşkusuz bir gastrik bypassı tersine çevirmek uğraştırıcı ve zordur, ancak yine de yapılabilir. Ne var ki Tüp Mide ameliyatı geri çevrilemez. Pek çok hasta Gastrik Bypass ya da Tüp Mide ameliyatından korkar, çünkü daha tehlikeli olduğu hissine kapılırlar. Tüm bunlara rağmen komplikasyon oranları her iki ameliyatta da %0.5 in altındadır. Cerrahınızın, sizin için “en iyi”

ameliyatın hangisi olduğunu söyleyebilmesini sağlayacak bir bilimsel çalışma bulunmamaktadır.

Ameliyat için iyi bir adaysanız herhangi bir kilo kaybı ameliyatı büyük bir olasılıkla iyi netice verecektir. Sonuçta siz kendinizi bilirsiniz ve hastaların, hangi ameliyatı kendileri için uygun olduğuna en iyi kendilerinin karar vereceğine inanmaktayım. Sizin için uygun olduğunu hissettiğiniz ameliyat, büyük bir olasılıkla sizin için doğru olanıdır!

Doç. Dr. Halil Coşkun – Women’s Health Aralık 2014 sayısı makalesi

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASINDA EGZERSİZ ÖNERİLERİ (1)

Gerinmenin egzersizden sonra yapılan birşey olduğu düşünülse de, obezite sorunu bulunan bir kişi için gerinme, vücudun her parçasını hareket ettiren bir etki sağlayabilmektedir. Soğuk kaslara değil de vücut biraz ısındıktan sonra gerinme tercih edilmelidir.

Gerindiğinizde:

(3)

10 saniye gergin durmaya çalışın

Zıplamayın

Zorlanacak kadar gerinmeyin. Hissettiğiniz şey ağrı olmamalı

Gerinme için yarış yapmayın. Bazı insanlar doğuştan esnek olurlar. Vücudunuzun bazı bölümleri

esnek, diğer bölümleri ise katı olabilir. Ayrıca bazı günlerde daha sıkı hissedebilirsiniz.

Vücudunuzla iletişim içinde olun ve kendi sınırlarınıza saygı gösterin

Nefes alın! Gerindiğinizde içinizde nefesinizi tutmak gelir ancak bu, ters etki yapar. Bunun yerine

nefes vererek gevşerken biraz daha gerinmeye çalışın. Yüzlerce düşük etkili gerinme ve yoga DVD’leri mevcuttur. Birini deneyerek birkaç seans sonra vücudunuzun ne kadar farklı hissetmeye başladığını görün

Yürüyüş:

Ameliyattan sonraki ilk günlerde yürüyüş yapmalısınız. Yürüyüşü her yerde yapabilirsiniz (ister gezerek, isterse spor salonunda). Mahallenizde, okul yolunda, parkta ya da alışveriş merkezinde yürüyebilirsiniz.

Piyasada satılan pek çok iyi ve ucuz adımölçerler bulunmaktadır. Belinize takılabilenlerden birini alın. Hergün kaç adım attığınızı kaydedin ve bir sonraki gün 10 adım artırmaya çalışın. Gün boyunca bunu yapmak hiç te zor değildir. Otoparkın en arka taraflarına park edin ve merdivenleri kullanın.

Kumandayı uzaklaştırarak kanalları elle değiştirin, şaşıracaksınız! İlave puan için reklam aralarında evde şöyle bir dolaşın. Ofiste saatte bir 4-5 dakikalık yürüyüş yapın. Bir durak kala metro veya otobüsten inerek ev ya da işyerinize kadar kalan mesafeyi yürüyün.

Merdivenleri kullanmak:

Merdiven çıkmak müthiş bir egzersizdir; vücudunuzun alt kısmını güçlendirdiği gibi kardiyovasküler yararları da vardır. 10 dakikanızı merdiven çıkıp inmek için harcayın, yararını göreceksiniz.

Egzersizin eklenerek arttığını da unutmayın. Örneğin işyerinde asansör yerine merdivenlerden çıkıp inerseniz, bu süreler gerçekten de toplanmaktadır. Her sabah işe geldiğinizde 1 dakika, öğlen yemeği için dışarı çıkıp döndüğünüzde 2 dakika, muhasebeci arkadaşınızı ziyarete gidip döndüğünüzde 2 dakika, işten çıkarken 1 dakika. İşte bir senasın yarısı tamamlanmış oldu bile…

Egzersiz Topu:

Muhtemelen bu büyük, parlak renkli topları televizyonda görmüşsünüzdür. Göbeği ve sırtı germek için çok iyidirler ve aynı zamanda dengeye de yardımcı olurlar. Egzersiz topunun üstüne oturmak karnınız, sırtınız ve uyluklarınız için sıkı bir iştir, TV izlerken ya da internette sörf yaparken koltuk yerine bu toplardan birine oturun, ne demek istediğimizi anlayacaksınız.

Bu toplara özel pek çok egzersiz vardır ve topları aynı zamanda bir çeşit egzersiz bankı olarak da kullanabilirsiniz. Örneğin göğsünüze pres yaparak sırtınızı dinlendirebilirsiniz. Egzersiz topunu ayrıca vücudunuzun üst kısmını geliştirmek için de kullanabilirsiniz. Boyunuza uygun bir top seçmelisiniz, ne kadar uzun boylu olursanız o kadar büyük bir top gerekecektir.

Ağırlık Çalışması:

Belki de ağırlık çalışması deyimi, halteri yukarı kaldırmaya çalışan iri bir vücut geliştiriciyi çağrıştırır. Bu imajı yenilemenin zamanıdır! Aslında vücut şekli ve bedeni ne olursa olsun herkes ağırlık çalışmaktan yararlanabilir. Her ölçüde ağırlık mevcuttur, hatta bazıları yalnızca 1 kg kadar hafiftir. Birkaç farklı ağırlıktaki bir dumbel takımı iyi bir yatırımdır; hem ucuzdurlar, hem de fazla yer kaplamazlar.

Temel Ağırlık Antrenmanı:

(4)

Burada vereceğimiz antrenman, sadece dakikalar alacak ve kolaylıkla değiştirilebilecektir.

Hareketiniz kısıtlı ise sağlam bir tabure ya da egzersiz topunun üzerine oturarak ta yapabilirsiniz.

Sonradan ayakta da yapabilirsiniz; en sonunda bu ekzersizlerin çoğunu çömelerek de yapabileceksiniz.

En hafif ağırlıkla bile çalışmak fazla geliyorsa ilk iki hafta için vücudunuzun kendi ağırlığını kullanın.

Not: İstediğiniz sonuçları alabilmek ve kendinizi incitmemek için bu egzersizleri doğru ve uygun bir şekilde yapmak esastır. Daha önce hiç ağırlık kullanmamışsanız; spor salonunuzdaki bir profesyonele sorun, ağırlık çalışması DVD’si kiralayın ya da pekçok çalıştırıcının konu ile ilgili videoları yayınladığı YouTube’dan video araştırın. Bir kez kullanma öğrendikten sonra doğru yapıp yapmadığınızdan emin olmak için bir ayna kullanın.

Uygun bir şekilde ağırlık kaldırmak :

Kol ve bacak egzersizleri yaparken gövdeniz düz ve hareketsiz olmalıdır; hareket etmesi gereken

tek şey, egzersizi yapmada kullandığınız kastır

Vücudunuzun hareket gücüne güvenerek ağırlıkları döndürmeyin

Dizleriniz ve dirsekleriniz, bükük değil, ‘yumuşak’ olmalıdır, aynı zamanda tamamen de dik ve aşırı

uzatılmış da olmamalıdır. Ayaklarınız, kalça genişliğince açılmalıdır

Hiçbir şekilde ağrı ya da gerilim hissetmemeniz gerekir, hissettiğiniz anda hemen durun ve daha

hafif bir ağırlığın sizin için daha iyi bir şeçenek olacağını düşünün

Kol egzersizleri sırasında ellerinizi, bileklerinizi ve ön kollarınızı düzgün bir hizada tutun. Ağırlığı

hareket ettirmeye yardımcı olmak üzere bileklerinizi kullanmayın. Bu, tekrarlamalı zorlanma zedelenmesine neden olabilir

Nefes alıp vermeyi unutmayın!

Temel Egzersizler

Beliirli bir ağırlıkla 15 ya da 20 tekrardan fazlasını yapabiliyorsanız, biraz daha ağır birşeyler kullanmayı düşünme zamanıdır.

Yan ve ön kaldırma: Bileklerinizi düz tutarak kollarınızı yanlara kaldırın, omuzlarınızdan daha yukarıya gitmeyin. Kollarınızı tekrar iki yanınıza indirin. Sonra, kollarınızı öne doğru kaldırın, omuz hizasında durun. Tekrar kollarınızı iki yanınıza indirin.

Omuz baskısı: Omuz yüksekliğindeki ağırlıkları, dirsekleriniz bükülü bir şekilde tavana doğru kaldırın ve sonra da yavaş yavaş indirin.

Pazı bükme: Kollarınızı, içleri dışa bakacak şekilde iki yanınıza uzatın. Dirsekleriniz gövdenize bitişik bir şekilde ağırlıkları omuz hizanıza kaldırın ve yavaşça indirin.

Hafif bükme: Kollarınızı yanlarda tutarak dirseklerinizi, ağırlıklar tam göğsünüzün üzerinde olacak şekilde bükün. Vücudunuzu hafifçe sağa, sonra da sola bükün. Bu sırada ağırlıkları göğsünüzde tutmaya devam edin.

Çömelme: Ayaklarınızı paralel tutarak kalçanızı arkaya itin ve dizlerinizi, görünmez bir tabureye otururmuş gibi bükün (dizleriniz, ayak parmaklarınızın hizasını geçmemelidir). Bacaklarınızı düzleştirerek ayakta duruş pozisyonuna dönün. Bu egzersizi yaparken ağırlıkları tutmak, egzersizin yoğunluğunu artıracaktır.

Sağlam bir tabure üzerine oturarak vücudunuzun alt bölümünü de çalıştırabilirsiniz.

Otururken: Bulunduğunuz yerde “yürüyün”. Yürürken karnınızı içeri çekin ve dizlerinizi kaldırın.

Bir ayağınızı, bacağınız düz hale gelecek şekilde öne doğru uzatın, sonra geri çekerek diğer ayağınızı uzatın. Dizleriniz bükülü ve ayaklarınız yere düz basarken ayaklarınızı, uyluklarınız bir V şekli

(5)

oluşturacak şekilde yanlara doğru dışarı kaydırın ve geri döndürün. Göbeğinizi içeri çekerek bir bacağınızı dışarı doğru dümdüz uzatın, sonra diğer bacağınızı da uzatın, 5 saniye bu durumda tutun.

Bunu yaparken dirseklerinizi yanlara doğru bükerek ağırlıkları tutun. Daha güçlü bir hale gelince bu hareketleri, ayak bileklerinize ayarlanabilir ağırlıklar ekleyerek yoğunluğu artırabilirsiniz.

Pedal Aletleri: Piyasada çeşitli portatif pedal aletleri mevcuttur. Yatay kondisyon bisikletlerinden farklı olarak herhangi bir sandalye ile kullanılabileceklerinden, daha kullanışlıdırlar.Vücudun hem üst, hem de alt tarafı için kullanılabilirler. Bacaklarınız rahatsızlık verirse, pedal aletini bir masanın üzerine koyarak kollarınızla çalışabilirsiniz.

Dikkate Alınacak Diğer Hususlar

Profesyonel bir antrenörle çalışın: İyi bir profesyonel antrenörle çalışmaktan oldukça büyük faydalar sağlanabilir. Antrenörler egzersiz programını sizin ihtiyaçlarınıza göre kişiselleştirmek ve sizi motive etmek konusunda bilgilidirler.

Tabii ki problem bunun maliyetidir. Ancak onlarla haftanın üç günü çalışmanız gerekmez, ayda bir kez görüşmek de yeterli olabilir. Bu görüşmede sizinle programın gidişi ile ilgili çalışarak düzenlemeler yapabilirler. Bir antrenöre para harcamaya razı olursanız (en azından yılın belli bir döneminde yapmanız önerilir) kilolu insanlarla çalışma konusunda deneyimli birini araştırın. Obezite merkezinize sorun, muhtemelen düzenli olarak hastaları ile çalışan birilerini önerebilirler. Ayrıca destek grubunuza da sorabilir, ya da internetteki destek gruplarına yazabilirsiniz

Bir spor salonuna üye olun: Spor salonlarına devam emenin birçok yararı vardır: Spor salonlarında evde bulundurabileceklerinizden çok daha fazla çalışma ekipmanı olanakları vardır.

Bazı insanlar, boşaltılması gereken bulaşık makinası ya da cevaplanması gereken telefonu düşünmektense ev dışında egzersiz yapmanın kendileri için daha kolay olduğunu düşünürler.

Spor salonlarında yalnızca vücutları güzel ve kaslı insanlar değil, her türden, her ağırlıkta insanlar bulunur. Ayrıca çalışırken kimse sizin vücudunuza ya da ne yapmakta olduğunuza dikkat edecek durumda değildir (bayanlar, isteğe göre yalnızca bayanların devam ettiği bir spor salonunda belki daha rahat edecektir).

Bir spor salonuna üye iseniz, örneğin kalabalık hafta sonları yerine hafta içini ve gün ortasını tercih edebilirsiniz. Böylece aletler için sıra beklemek zorunda kalmazsınız. Birçok spor salonu, aletleri denemek için bir günlük ücretsiz test olanağı sunmaktadır.

Egzersiz DVD’leri: İş yerinde çalışma saatleriniz müsait değilse ve spor salonuna her zaman gidemiyorsanız DVD’ler işe yarayabilir. DVD ile imkanınıza göre akşam eve döndükten sonra ya da sabah işe gitmeden önce çalışabilirsiniz. Piyasada ve internetten satın alabileceğiniz veya kiralayabileceğiniz binlerce DVD bulunmaktadır.

Yüzme: Kilolu hastalara çoğunlukla önerilen bir egzersiz biçimidir. Eklemlerinize baskı yapmadığı gibi, su doğal bir direnç oluşturur. Bir havuza devam edebiliyorsanız şu egzersizleri deneyin:

Sadece suda yürümek, müthiş bir egzersizdir. Elleriniz suyun saltında olursa egzersiz yoğunluğu artar. Kenara tutunarak bacağınızı yana kaldırın, sonra bunu diğer bacakla yapın. Kollarınızı yanlarda tutun ve belinizin hizasına kadar bükün. Sonra su altında onları tekrar düzeltin. Sırtınızı duvara dayayın ve ellerinizle su altında alkışlayın. Direnci artırmak için parmaklarınızı kapalı tutun.

Doç. Dr. Halil Coşkun

(6)

METABOLİK CERRAHİ İLE TİP 2 DİYABET NASIL TEDAVİ EDİLİR? (VİDEO)

http://www.obezitecerrahisi.com/wp-content/uploads/2014/09/Metabolik-cerr ahi-ile-tip-2-diyabet-seker-hastaligi-nasil-tedavi-edilir_qtp1.mp4

OBEZİTE CERRAHİSİNDE SIKÇA SORULAN SORULAR (SSS)

Ameliyattan sonra ne kadar süreyle işimden uzak kalacağım?

Ameliyattan sonra çoğu hasta bir veya en fazla iki hafta içinde işe dönebilmektedir. Ameliyattan sonra bir süreliğine enerjinizin azaldığını hissedebilirsiniz ve işe döndüğünüz ilk hafta yarım gün veya iki günde bir işe gidip çalışmanız gerekebilir.

Ameliyattan sonra ne zaman egzersiz yapmaya başlayabilirim?

Hemen! Hastanedeyken bile, kısa ve hafif yürüyüşler yapmanız iyileşme süreciniz için önemlidir.

Burada kilit nokta yavaş yavaş başlamaktır. Vücudunuza ve hekiminize kulak verin. Ağırlık kaldırıyorsanız ilk 6 ay “düşük profil”de kalın. Egzersiz konusunda acele etmeyin, kendinizi yavaş yavaş geliştirin. Yüzüyorsanız, suya girmeden önce yaralarınızın muhakkak iyileşmesi gerekir.

Dolayısıyla yüzmeyi en erken 25-30. gün sonunda düşünmelisiniz.

Geçmişte karın ameliyatı geçirdiysem veya fıtık varsa laparoskopik ameliyat geçirebilir miyim?

Buna genel cevap evet dir. Hekiminize ve anestezi uzmanınıza, özellikle karın ve pelvis dahil daha önceki bütün cerrahi müdahaleleri anlatmalısınız. Çoğumuz çocukluk operasyonlarını unuturuz.

Sizin için çok yıllar önce geçirdiğiniz ufak bir cerrahi müdahale olabilir ancak cerrahınız için önemlidir.

Tip 2 diyabet’imin olması ameliyatı daha riskli hale getirebilir mi?

Evet. Ameliyat zamanında cerrahınızın diyabetinizin yönetimiyle ilgili bütün talimatlarına uyun. Tip 2 diyabeti olan hemen herkes ameliyattan sonra büyük bir gerileme veya hatta tamamen gerileme görmektedir.

Kalp hastalığım varsa, laparoskopik ameliyat geçirebilir miyim?

Evet, ama kardiyoloğunuzdan onay almanız gerekebilir. Obezite cerrahisi aşağıdakiler de dahil çoğu kalp hastalığı ile ilgili problemlerin düzeltilmesine yardımcı olabilir;

(7)

Yüksek tansiyon (hipertansiyon)

Kolesterol

Lipid ile ilgili sorunlar

Kalpte büyüme (dilate kalp veya anormal kalınlaşma)

Vasküler (atardamar ve damar) ve koroner (kalp arter) hastalığı

Ameliyat öncesi, hekiminize kalbinizin durumu hakkında mutlaka bilgi verin. Atriel fibrilasyonu olan, kalp kapakçığı değiştirilmiş veya daha önce stent veya kalp baypas ameliyatı geçirmiş kişilerde bile başarılı olunmaktadır. Herhangi bir türde kan sulandırıcı alıyorsanız, ameliyattan önce ve sonra size özel talimatlar verilecektir.

Ameliyattan sonra ne zaman hamile kalabilirim? Bebek sağlıklı olacak mı?

Çoğu kadın ameliyattan sonra, orta denilebilecek düzeyde kilo kaybıyla bile, çok daha fazla doğurgandırlar. Kilolu hastalarda doğum kontrol hapları çok etkili OLMAZLAR. Kilonuzun değiştiği dönemde de doğum kontrol hapları çok güvenilir değildir. Bu nedenle, BÜTÜN cinsel ilişkilerde bir rahim içi araç veya prezervatif kullanılması önerilmektedir. Adet dönemleri çok düzensiz olabilir ve hiç beklemediğiniz bir anda hamile kalabilirsiniz!

Çoğu hekim ameliyattan sonra hamile kalmak için 12-18 ay beklemeyi tavsiye etmektedir.

Ameliyattan sonra kilo kaybıyla birlikte, hamilelik ve doğumda sorun yaşama riski çok daha azdır.

Aynı zamanda ameliyat geçirmemiş ve kilo vermemiş aşırı kilolu hamile kadınlara kıyasla daha az düşük ve ölü doğuma rastlanmaktadır.

Estetik ameliyat geçirmem gerekli olacak mı?

Çoğu hastada gevşeme veya sarkma görülecektir ama bu durum beklenen bir durumdur.

Ameliyattan sonra 6 ila 18 ay arasında pek çok değişiklik yaşayacaksınız. Kişisel görüntünüz ne kadar kilo verdiğiniz, kalıtım, egzersiz yapıp yapmamanız veya sigara içip içmediğiniz de dahil birçok şeye bağlıdır. Genel olarak sarkan cilt giysilerle saklanabilir. Birçok hasta, görünümleri açısından internette de bulunabilen sıkılaştırıcı giysiler giymektedirler.

Bazı hastalar sarkan fazla cilt için estetik operasyonu tercih edeceklerdir. Cerrahlar genellikle en az 18 ay beklemeyi tavsiye etmektedirler, ama bu süreden önce de durumunuz değerlendirilebilir.

Ameliyattan sonra saçlarım dökülecek mi?

Ameliyattan sonra 3 ila 6 ay arasında saç dökülmesine sıkça rastlanmaktadır. Bunun sebebi tamamen anlaşılamamıştır. Bütün tavsiye edilen destekleyici ilaçları alsanız da, saç dökülmesi meydana gelecektir. Saç dökülmesi hemen her zaman geçicidir. Yeterli miktarda alınan protein, vitaminler ve mineraller saçınızın tekrar uzamasını sağlayacak ve uzun dönemde azalmasına engel olacaktır.

Ameliyattan sonra vitamin ve mineral almak gerekli olacak mı?

Multivitamin almanız gerekecektir. Bazı vitamin ve minerallerden, özellikle Demir, Kalsiyum ve D Vitaminini daha yüksek dozlarda almanız gerekli olabilir. Aynı zamanda belli aralıklarla laboratuvar kontrollerinden geçmeniz gerekecektir. Alacağınız vitamin takviyeleri kan tahlillerinizi inceledikten

(8)

sonra hekiminiz tarafından verilmelidir.

Ameliyattan önce perhiz yapmam gerekecek mi?

Evet. Birçok hekim, ameliyat geçirecek hastalarının -kişisel medikal durumuna bağlı olmak üzere- ameliyattan 1 veya 2 hafta önce özel bir perhiz yapmasını isteyebilir. Bu ameliyat öncesi rejimin sebebi karaciğeri küçültmek ve karındaki yağları azaltmaktır. Bu durum cerrahi prosedüre yardımcı olur ve daha güvenli hale getirir.

Ameliyattan sonra perhiz ve spor yapmam gerekir mi?

Hayır ve Evet.

Çoğu kişi “perhizi” insanı aç bırakan bir plan olarak düşünür. Ameliyattan sonra insanlar kendini böyle hissetmez. Ameliyattan 12-18 ay sonra birçok hasta iştahını kısmen geri kazanacaktır. Ama iştahınız eskiye kıyasla çok daha az olacak ve artık daha kolay doyduğunuzu fark edeceksiniz.

Bu her istediğinizi her zaman yiyebileceğiniz anlamına gelmez. En iyi sonuçları elde etmek için sağlıklı yiyecekler seçilmesi çok önemlidir ama çoğu hasta yine de tadı iyi yiyecekleri, hatta

“atıştırmalıkları” yemek ister.

Çoğu hasta egzersizi yoğun ve acı veren bir şey olarak düşünmektedir. Düzenli ve aşırı olmayan aktiviteler uzun vadede çok daha yararlıdır. Egzersiz bazen çalışma da olabilir ama cezalandırıcı, sonu gelmeyen bir mücadeleye dönüşürse, devam edemezsiniz. Onun yerine, hekiminizle birlikte size uygun değişik aktivitelerden oluşan bir program belirleyin. Egzersizde “herkese uyan tek beden”

gibi bir plan yoktur. İlerledikçe öğrenecek ve değişeceksiniz!

Birçok hasta için (normal kilodaki insanlar için de) egzersiz, sadece kalori yakmak için değil, düzenli stres kontrolü ve iştah kontrolü için de çok önemlidir. Yaşımız ilerledikçe, hareketsizlik kırılganlığa sebep olur ki bu da genel olarak sağlığımız için oldukça tehlikelidir. Sağlıklı kemikler ve kas kaybını önlemek bir ölçüde haftalık ağırlık kaldırma egzersizleri, yürüyüş veya kas direnç egzersizleri yapılmalıdır.

Ameliyattan sonra daha önce kullandığım ilaçların bazılarını bırakabilir miyim?

Kilo verdikçe, yüksek taniyon, kalp hastalığı, artirit, kolesterol ve diyabet için aldığınız ilaçlara olan ihtiyacınız ya azalacak yada çoğunlukla tamamen ortadan kalkacaktır.

Doç. Dr. Halil Coşkun

*Bu makale AMBS kaynakları temel alınarak hazırlanmıştır.

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI

(9)

AZALTIYOR! - AKŞAM GAZETESİ

İnfertilite (Kısırlık); döl oluşturma yeteneğinin azalması ya da yokluğu ile karakterize edilen tıbbi bir durumdur. Hem erkeklerde, hem de kadınlarda risk faktörlerinin en yaygın olanlarından biri de obezitedir.

Çok sayıda bilimsel çalışma, fazla kilolu ya da obez olan kadınların, hamile kalmada normal kadınlardan daha fazla güçlük çektiklerini bildirmektedir. Obezite, aşırı insülin direnci ve polikistik over sendromu (PCOS) olarak bilinen kısırlık oluşumu arasında bir bağlantı bulunmaktadır. PCOS düzensiz adet dönemleri, anovülasyon (azalmış ya da durmuş yumurtlama), obezite ve yüksek erkeklik hormonu düzeyleri ile ilişkili spesifik bir tıbbi durumdur.

Obezite, yalnızca kadınların doğurganlığını etkilememektedir. Yakın zamanlarda Amerika Ulusal Çevresel Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nce (AUCSE) yürütülen çalışmalar, artmış vücut kitle indeksi bulunan erkeklerin kısır olma olasılıkları, normal kilodaki erkeklerden önemli ölçüde daha fazla olduğunu doğrulamaktadır. AUCSE verileri, bir erkeğin kilosundaki yaklaşık 10 kg’lık artışın, kısırlık olasılığını %10 kadar artırabileceğini öne sürmektedir.

Eşlerden birinde ya da her ikisinde kısırlık sorunu bulunuyorsa, obezite veya hormonal dengesizliklere bağlı olsun ya da olmasın eşler, sıklıkla gebeliğe yardımcı olması için yapay ortamda döllenmeye (tüp bebek) başvurmaktadır. Araştırmacılar; doktorların hastalarını, yapay döllenme girişiminden önce sağlıklı bir kiloya ulaşmaları için cesaretlendirmelerini önermektedir.

Son yıllarda kısırlık sorunu olan ve diyet, egzersiz ve tıbbi tedaviye rağmen kilo veremeyen obez bireyler özellikle de kadınlar, zayıflamalarına yardımcı olmak ve kilodan uzak durmak için kilo kaybı ameliyatı (obezite cerrahisi) seçeneklerine yönelmektedir ve elde dilen sonuçlar son derece yüz güldürücüdür. Bununla birlikte obezite sorunları için cerrahi müdahaleyi düşünen kadınların ameliyatı izleyen en az 18 ay boyunca gebe kalmamaları tavsiye edilmektedir. Veriler, ameliyat sonrası dönemden hemen sonra gelişen gebeliklerin de aynı zamanda uygun önlemler, izleme ve beslenme bakımı sağlandığında ne anneyi, ne de gelişmekte olan bebeği aşırı derecede tehlikeye atmadığını göstermektedir.

Sonuç olarak çalışmalar kilo kaybının bu tür hastaların tedavisinde son derece değerli olduğunu, doğurganlığı artırdığını ve başarılı normal seyrinde gebeliklere yol açabildiğini göstermektedir.

Doç. Dr. Halil Coşkun (Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı) info@halilcoskun.com

25/12/2014 Akşam Gazetesi Makalesidir.

www.aksam.com.tr/saglik/obezite-cocuk-sahibi-olma-oranini-azaltiyor/haber-366491

(10)

KİMLER TÜP MİDE AMELİYATI

YAPTIRABİLİR? KİMLER YAPTIRAMAZ?

http://www.youtube.com/watch?v=aFCsuQqLiMM

Referanslar

Benzer Belgeler

The aim of this study was to determine the lipid levels, fatty acid profiles and n-3/n-6 ratio of some freshwater fish in Atatürk Dam Lake.. Materials and

First, penghulu must report to the Land Administrator if the heir does not apply for inheritance after 6 months from the date of death (Section 18(1) Small Estate (Distribution)

yaklaşık %70’i üç fazlı AC indüksiyon elektrik motor sistemlerinde kullanılıyor....

Bu çal›flmam›zdaki amaç, gastrik ç›k›fl obstrüksiyonu tan›s›nda gastrik ultrasonografinin yerini belirlemek, gastrik obstrüksiyonlu hastalar›n dilatasyon öncesi

1) MERYEM HANIMIN DÖRT TANE ÇOCUĞU VARDIR. HER BİRİNE EŞİT BOYDA

İlk metnimizde dile getirdiğimiz gibi, herkesin kendi yerelinde(mahallesinde, ilçesinde, ilinde, bölgesinde) bir şeyler yapabilece ğine inanıyoruz. Bunun için yapılacak ilk

 Sefalotoraksta küçük bir çift keliser(ağız organı), büyük bir çift pedipalp,ucunda kuvvetli kıskaç ve 4 çift yürüme bacağı bulunur..  Abdomen- 7

• Ferrimanyetik bölgede her alt örgü, etki eden moleküler alan sebebiyle bir kendiliğinden mıknatıslanma sergiler. İki alt örgü mıknatıslanması