Sınır ötesi operasyonlar için Hükümete verilen yetkiyi bir yıl uzatan Başbakanlık tezkeresinin görüşmeleri Meclis’i gerdi. Gergin tartışmaların ardından tezkere kabul edildi.
Görüşmeler tartışmayla başladı. BDP tezkerenin savaş tezkeresi olduğunu belirtirken, BDP adına konuşan Sırrı Süreyya Önder, "Askerliğin zorunlu olduğu yerde şehitlikten sözedilmez. Vicdani retçiliğin reddedildiği yerde şehadet olmaz" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sınır ötesi operasyon yetkisini bir yıl uzatan Başbakanlık tezkeresinin tartışmalı başlayan görüşmesinde, BDP ve Blok grubu tezkerenin bir savaş tezkeresi olduğunu belirterek red oyu verirken, CHP, MHP ve AKP grup sözcüleri “terörle müzakere” tartışması yaptılar. Ancak üç parti de tezkerenin kabulünde birleşerek, “kabul”
oyu verdiler.
Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen ve zaman zaman gerginliklere yol açan tezkere, AKP, CHP ve MHP’lilerin oyları ile kabul edildi.
'AHMAKLIK'
Tezkere aleyhine BDP grubu adına konuşan Sırrı Süreyya Önder, Einstein’ın "Ahmaklığın en büyük kanıtı aynı şeyli defalarca yapıp farklı sonuçlar beklemektir" sözüne atıf yaptı.
Bu tezkereden çözüm beklenmesinin de bu anlama geldiğini belirten Önder, 92-97 yılları arasındaki tezkerenin faturasına ilişkin rakamlara yer verdi. Sadece dört harekatın rakamlarının, 100 binin üzerinde anne babanın yüreğine kor ve ateş düşürdüğünü belirten Önder, konunun askeri bir mesele olmadığını belirterek, “Bu mesele askeri bir mesele değil. Bunu böyle söylemek zekaya hakarettir” diye konuştu.
TBMM Genel Kurulu’nda daha önceki tezkere görüşmelerinde yapılan bazı konuşmalara atıf yapan Önder, ilk olarak
"milliyetçi bir milletvekilinin" dediği konuşmadan örnek vererek, "İdeolojik bir şeyden değil insanlıktan bahsediyoruz.
Sizin gibi ademin güzel çocuklarıdır onlar da. Doğuştan haklarına Anayasal güvence istiyorlar. Buradaki Kürtlerden vahim noktaya itilenler Türklerdir. Ben de Türküm. Türklere Kürde düşman olmak düşüyor. Halklar birbirine düşman olamaz" dedi.
CHP sıralarına seslenen Önder, "Sosyal demokrat milletvekili akşam evine gittiğinde, evladı, ‘anne-baba bugün ne yaptınız Meclis’te’ diye sorduğunda, ‘kardeş halka savaş kararı çıkardık evladım’, ‘aferin baba’ mı diyecek. Bunu söyleme utancına hiç bir sosyal demokrat alet olmamalı. Evladınız tutar ‘siyaseten çözecek bir zeka bulamadınız mı?’
diye sorar, verilecek onurlu bir cevabınız olsun. Akil insanlar önerisi hayata geçmeli. Çözüm buralarda gizli" diye konuştu.
Milletvekillerini “Tutarlı olmaya” çağıran Önder, “Dün söylediğinizi bugün inkar etmeyin. Şehitlik meselesiyle, cihatla bu iş olacak gibi değildir. Askerliğin zorunlu olduğu yerde şehitlikten bahsedilemez. Vicdani retçiliğin reddedildiği yerde şehadet olmaz” dedi.
Önder kürsüden ayrılırken, vicdani retçi bir kişinin Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektubu kürsüye bıraktı.
CHP ve MHP adına yapılan konuşmalarda öne çıkan ise son dönemde tartışılan “MİT PKK görüşmesi” oldu.
“Terörle müzakere edilemez” denilerek görüşmelerin eleştirildiği konuşmaya AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli karşı suçlamayla yanıt verdi. Canikli geçmiş hükümetler döneminde de görüşmeler yapıldığını söyledi.
“PKK’yle görüşme” tartışmalarına BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da yanıt verdi. 1993’den beri tüm hükümetlerin bu görüşmeleri yaptığını kaydeden Kaplan, kaldı ki bu görüşmelerin yapılması gerektiğinin de altını çizdi.
ANNELERE TEZKEREYE RED OYU VERİN ÇAĞRISI
BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan da konuşanların hep erkekler olduğuna atıf yaparak, “savaş kararlarını hep erkekler alıyor” dedi. Anne olarak çocuklarının öldürüp katil olmasını ve ölmesini istemediklerini belirten Buldan, Meclis’teki annelere tezkereye karşı oy kullanmaları çağrısı yaptı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da vatandaşlarının güvenliğini sağlamak gerekçesiyle bu yetkiyi almak istediklerini savundu.
USUL TARTIŞMASI
TSK güçlerine sınır ötesi operasyon yetki süresini bir yıl uzatan Başbakanlık tezkeresinin okunmasının ardından usul tartışması yaşandı. Tezkereye karşı BDP Grup Başkan Vekili Hasip Kaplan’ın söz istemesine AKP Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli karşı çıktı. Kaplan “Ne söyleyeceğimi, beynimin içindekini biliyor musun, sus otur yerine”
diye tepki gösterdi.
Daha sonra söz alan Kaplan, Bakanlar Kurulunun Meclis Başkanlığını trafik memuru gibi kullanmak istediğini, Başkanlık Divanında görüşülmeden tezkerenin gündeme alınamayacağını söyledi. Meclisin savaş ilanına karar vereceğini belirten Kaplan görüşmenin usulüne uygun olarak daha sonra yapılmasını istedi.
“Şaka değil savaş kararı alıyoruz. Yoksul çocuklarını sınırlara, dağlara süreceğiz. Yaşanacak ölümlerin vebali, günahı, sevabı Meclisin olacak” diyen Kaplan, tezkerenin bu şekilde, 48 saat geçmeden, Başkanlık Divanında görüşülmeden gündeme alınmasının yasalara, hukuka, ahlaka uygun olmadığını söyledi. Kaplan “Gelin bu Mecliste konuşalım, tartışalım, sabahlayıp, bu sorunu çözelim” önerisinde bulundu. Kaplan, tezkerenin görüşülmesi halinde Meclis Başkanlığını kastederek yasamanın yürütmenin postası haline geleceğini ifade etti.
Usul tartışmasında lehte ve aleyhte konuşmaların ardından, Kaplan’ın önerisi kabul edilmeyerek, görüşme başladı.
OTURMA YERİ PROTESTOSU SÜRDÜ
BDP ve Blok milletvekillerinin, Meclis Genel Kurulunda kendilerine ayrılan yer konusundaki protestoları dün de sürdü. BDP milletvekilleri Sıkkı Sakık, İbrahim Binici, Özdal Üçer ve Adil Kurt kendilerine ayrılan yere değil, komisyon sıralarına oturdular. Tezkere görüşmelerine denk gelen oturma yeri protestosunda, Dışişleri Bakanının arkasında bürokratların oturacağı yere oturan BDP’liler bir süre kalkmadılar. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arkasına dönerek Sırrı Sakık’la bir süre konuştu, ancak protesto bir süre daha devam etti. Bu sırada bürokratlar arasında bulunan askerlerin BDP’lilerin arkasına oturma konusunda bir süre tereddüt yaşadıkları da gözlerden kaçmadı.
EVRENSEL-5.10.11
