Doğu Karadeniz bölgesinde son yıllarda kanser vakalarının artması ve kanserden ölümlerinin sayısının günden güne çoğalması bölgede tedirginlik yarattı. “Devlet nerede?” soruları da sık sık yükselmeye başladı.
Başta Hopa Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğlu olmak üzere bir çok çevre “Devletin önyargıdan uzak, gerçekleri göz ardı etmeden, gelecekteki büyük tehlikelere karşı şimdiden tedbir almasını ve acilen bölgede bir kanser araştırma merkezi kurulması” isteklerini yüksek sesle konuşmaya devam ediyor.
AKP Hükümeti bölgeden yükselen bu feryatlara kulağını tıkarken, bir AKP’li milletvekili “Çernobil’den zarar görenlere destek şart” açıklaması yaptı.
KEİPA Genel Kurulu'nda Çernobil kazasının etkileri konulu bir konuşma yapan AKP Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş “Uluslararası ve ulusal ölçekte sürdürülecek yardım çabalarının yüksek ölçüde radyasyon kirliliğine maruz kalan bölgelere odaklanması ve hükümet programlarının gerçekten ihtiyacı olanlara yardım edecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini" düşündüklerini belirterek, "Bu çerçevede, kazadan en çok etkilenen bölgelerdeki halkın psikolojik yapısını düzeltmeye ve geleceğe güven duymalarını sağlamaya yönelik projelerin desteklenmesi önem taşımaktadır.
Sağlık alanında, Akut Radyasyon Sendromu (ARS) geçiren işçilerin ve yüksek radyasyona maruz kalan diğer acil durum personelinin sıkı şekilde izlenmesine devam edilmelidir. Aynı zamanda, radyoaktif iyoda maruz kalan çocukların tiroit kanseri için, yüksek dozda radyasyona maruz kalan işçilerin ise diğer kanser türlere için izlenmesi gerekmektedir. Ancak, hedef nüfus yaşlandıkça radyasyon dışındaki sebeplerden görülecek tiroit kanserlerinin oranı belirgin şekilde artacağından, mevcut izleme programları maliyet verimi açısından değerlendirilerek, yüksek kaliteli kanser kayıt sistemlerinin hükümetler tarafından sürekli olarak desteklenmesi sağlanmalıdır" dedi.
Çevre alanında, insanların radyasyona maruz kalmasının ve gıda maddelerindeki radyoaktif kirlenmenin değerlendirilmesi ve iyileştirici faaliyetlerin ve radyasyon azaltma önlemlerinin etkilerinin analiz edilmesi için radyoaktif sezyum ve stronsiyumun uzun süreli gözlenmesinin önem arz ettiğine dikkat çeken Göktaş sözlerini şöyle sürdürdü, "Belli gıda ürünlerindeki radyoaktif kirlenmenin kalıcılığını ve radyoaktif madde alımını azaltacak gıda hazırlama yöntemleri hakkında halka daha iyi bilgi sağlanması gerekliliğini de altı çizilmelidir. Özellikle bazı
bölgelerde doğadan toplanan gıda ürünlerine yönelik kısıtlamaların uygulanmaya devam edilmesinin yerinde olacağını düşünüyoruz.
Nüfusun özellikle kırsal kesimdeki büyük kısmın ne yazık ki hala doğru bilgilerden yoksundur. Doğru bilgiler yıllardır mevcut olduğu halde, ya ihtiyacı olanlara ulaşamamış ya da insanlar bu bilgilere güvenmemiş, onları kabul etmemiş ve onlara göre davranmamıştır. Bu bakımdan, hem halkın bilgilendirilmesi, hem de daha önceki çabaları engelleyen güven eksikliğinin giderilmesi için yeni yöntemler bulunmasının önemine inanıyoruz" dedi.
Göktaş, sosyo-ekonomik alanda, bireylere kendi hayatlarının, toplumlara da kendi geleceklerinin kontrolünü ellerine almalarına yardım edecek yeni yaklaşımlar geliştirilmesi üzerinde çalışılması gerektiğine dikkat çekerek, "Bu
kapsamda, birincil sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, güvenli gıda üretim teknikleri için verilen desteklerin yanında, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler de dahil olmak üzere, özel sektör girişim ve yatırımlarının desteklenmesine odaklanılmasının faydalı olacağını düşünmekteyiz. Bilindiği gibi, Çernobil kazasından en çok etkilenenler, eski Sovyetler Birliği (SSCB) coğrafyasının bir bölümünde yaşayan insanlar olmuştur. Ülkemiz kazadan, birçok Avrupa ülkesi gibi, ilk planda olmasa bile, kazayı takip eden süreç içerisinde belirli bir oranda etkilenmiştir.
Çernobil kazasının insan sağlığı ve çevre üzerinde yarattığı olumsuz etkiler, sınıraşan nitelikte olmuştur. Bu itibarla, kazanın süregelen sonuçlarının hafifletilmesi, etkin bir uluslararası işbirliğini gerektirmektedir. UAEA bünyesinde de kazadan birincil derece etkilenen bölge ülkelerine yönelik çeşitli projeler tamamlanmış, diğer bazı projeler devam etmektedir. Tarafımızdan desteklenen söz konusu projeler, TAEK tarafından da yakından izlenmekte, bazı proje faaliyetlerine katılım sağlanmaktadır" şeklinde konuştu.
Hayati Akbaş - sesonline.net 25.11.2006