2012 Dünya Uyuşturucu Raporu
15-64 yaşları arasındaki 230 milyon civarında yetişkin
insanın hayatı boyunca en az bir kez uyuşturucu
madde kullandığı ve her 200 kişiden birinin ise eroin
ve kokain kullandığı ifade edildi.
2016 Dünya Uyuşturucu Raporu
2015 yılı itibariyle 15-64 yaşları arasındaki 250 milyon
civarında yetişkin 2014 yılında en az bir uyuşturucu
madde kullandığı rapor edilmiştir.
En yaygın uyuşturucu esrar 183 milyon kullanıcı.
Özellikle Batı ülkelerinde uyuşturucunun kabul edilebilirliğinin artmasına paralel olarak esrar kullanımında da tırmanış görülüyor. Geçtiğimiz on yıl içinde birçok bölgede esrar kullanımı için tedavi olmaya başlayan kişi sayısında ise artış
2016 Dünya Uyuşturucu Raporu
Amfetaminler en yaygın kullanılan ikinci uyuşturucu olarak yer alıyor.
33 milyon kullanıcısı olduğu tahmin edilen opiat ve reçete edilen opioidlerin kullanımı daha az yaygın olmakla birlikte, opioidler olası zararı en yüksek olan uyuşturucu grubunda sayılıyor.
Geçtiğimiz yıllarda azalma eğilimi gösteren eroin kullanımının son iki yılda Kuzey Amerika ve Batı ve Orta Avrupa’da hızla arttığı görülüyor.
2016 Dünya Uyuşturucu Raporu
Erkeklerin esrar, kokain veya amfetamin kullanma olasılıkları kadınlara oranla 3 kat daha fazla...
Kadınlar, opioid ya da sakinleştiricileri tıbbi amaçlar dışında kullanılmaya daha eğilimliler.
2016 raporunda uyuşturucuya bağlı ölümler Asya’da 85.900, Amerika’da 52.500, Afrika’da 39.200 olarak kaydedildi.
2016 Dünya Uyuşturucu Raporu
Madde kullanım bozukluğu olan kişilerin sayısı altı yıldan beri ilk defa artarak 27 milyondan 29 milyona ulaşmış bulunuyor.
Rapora göre, 29 milyon kişi arasından yüzde 14’ü HIV’li olmak üzere, yaklaşık 12 milyon kişi damar içi uyuşturucu kullanıyor. 6 milyon kişi de Hepatit C virüsü taşıyor.
Madde kullanım bozukluğu olan her 6 kişiden ancak 1’i tedavi oluyor.
2016 Dünya Uyuşturucu Raporu
Raporda, uyuşturucuya bağlı ölüm oranı önceki yıllara göre sabit kalarak 207 bin olarak kaydedildi.
Cezaevinden çıktıktan sonraki zaman aralığı
uyuşturucuya bağlı ölüm riskinin arttığı dönem olarak görülüyor.
2016 Dünya Uyuşturucu Raporu
Internet üzerinden uyuşturucu ticareti korkutan boyutta…
2009-2014 yılları arasında en yaygın şekilde üretilen uyuşturucunun esrar olduğu tespit edilirken, 2015’te haşhaş üretimi düşüşe geçti,
kokain üretimi ise arttı. Esrar dünya çapında en çok kaçakçılığı yapılan uyuşturucu olma özelliğini sürdürüyor.
Bunun yanı sıra, sentetik uyuşturucu ele geçirme operasyonlarında gözle görülür bir artış izleniyor.
2016 Dünya Uyuşturucu Raporu
Rapor, “dark net” olarak bilinen internet üzerindeki gizli pazarda yapılan uyuşturucu ticaretinin son yıllarda arttığını gösteriyor. Bu durum, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde uyuşturucuya erişimi kolaylaştırarak yeni kullanıcıları cezbedebileceği düşüncesiyle endişe uyandırıyor.
Esrarın yüzde 25’i; ekstazi türü uyuşturucuların yaklaşık yüzde 40’ı;
halüsinojen türü olan LSD’lerin yüzde 30’u internet ortamında satılıyor.
2016 Dünya Uyuşturucu Raporu
Son yıllarda çok dikkat çeken bir konu olan sentetik uyuşturucular amfetamin türü uyarıcılardan 2014 yılında 170 tondan fazla ele geçirildi.
Tüm dünyada 2009 yılından bu yana 20-46 ton arasında amfetamin ele geçirildi. Ele geçirilen ekstazi miktarı, 2009’da 4-5 ton arasında iken, 2014’te 9 tona ulaştı.
2016 Dünya Uyuşturucu Raporu
Genel olarak artışa dikkat çeken Birleşmiş Milletler, ülkelere uyuşturucu politikalarını cinsiyet farklılıkları dikkate alınarak belirlemelerini öneriyor.
Ülkelerin ve STK’larının politikalarını belirlerken, bilimsel verilere dayandırmaları ve uyuşturucu kullanıcılarının damgalanmasının önlenmesi uyarısında bulunuyor.
2016 Dünya Uyuşturucu Raporu
Suistimal edilen ilaçların ve bu ilaçlar yanında bulunabilecek maddelerin analizleri ilaç laboratuarlarında, özellikle Polis Laboratuarlarında ayrı bir önem taşımaktadır.
Bu ilaçların analizleri, renk ve gravimetrik
spektrofotometrik, spektrofluorometrik, polarografik,
radioimmunoassay kağıt kromatografisi, ince tabaka
kromatografisi, yüksek basınçlı sıvı kromatografisi ve gaz
kromatografisi gibi çeşitli yöntemlerle yapılmaktadır.
Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Madde İzleme Merkezi’nin verilerine göre; Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2006 yılında Türkiye genelinde 60 ilde 26.000 okullu genç üzerinde yapılan araştırmaya göre, gençlerin %2,9’u son üç ay içinde uyuşturucu/uyarıcı madde kullandıkları belirtilerek; 2006-2007 yılları içinde Türkiye’de yatarak tedavi imkanı bulan 2853 kişinin
%43,6’sı afyon ve türevleri, %36,3’ü ise esrar kullanımıdır.
Genel nüfusta (15-64 yaş) madde kullanım yaygınlığı araştırmaları ülkemiz için çok önemli bir ihtiyaçtır. Türkiye genelini yansıtan sonuçlanmış bir genel nüfusta madde kullanımı araştırması henüz bulunmamaktadır. Bu amaçla, TUBİM tarafından bir çalışma grubu kurularak çalışmalara başlanmıştır.
Planlanan bu araştırmanın pilot çalışması Ankara ölçeğinde 2010 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu pilot araştırmaya göre;
Ankara’da 15-64 yaş diliminde, reçetesiz yatıştırıcı/sakinleştirici
kullanımı %4,9 ve esrar kullanımı %0,8 olarak tespit edilmiştir.
2010 yılında İstanbul’daki okullarda 31.272 öğrenciye uygulanan anket ile madde kullanımını ölçmek amacıyla bölgesel bir çalışma yapılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre;
son bir ay sigara kullanımı %20 ve alkol kullanımı %21 olarak tespit edilmiştir. Yaşam boyunca (bir kez denemek de dahil) esrar kullanımı %3,3, kokain %1, amfetamin %1,4 ve ekstazi
%1,6 olarak hesaplanmıştır.
Beynimizde hissetmemizi ve hareket etmemizi sağlayan bir çok kimyasal madde vardır.
Kötüye kullanılan ve bağımlılık yapan bir çok madde farklı yollarla beyine ulaşarak normal olan hissetme biçimimizi değiştirirler. Vücuda giren bu maddeler normal olan sağlıklı vücut işlevlerini bozarlar ve onları olumsuz etkilerler.
Aynı zamanda bu maddelerin bazı uzun süreli
etkileri, şizofreni ve depresyon gibi ruhsal bozukluk
biçimlerine de benzemektedir.
Beyin hücreleri aslında birbirlerine değmezler. Bunun
yerine hücreler arasında sinaps adı verilen ufak bir boşluk
vardır. Bu nedenle bir hücre diğer bir hücreye etki etmek
istediğinde bu boşluğa bir şekilde kimyasal maddeler
salgılar. Bu kimyasal maddeler ise ufak algılayıcılar
(reseptörler) tarafından algılanır ve uyarılırlar. Bu sayede
ikinci hücrede istenilen etkiler ortaya çıkar.
İşte uyuşturucu maddeler; beynimizde bulunan bu
reseptörlerin normal durumlarını bozar ve
yaşadıklarımızı yanlış algılamamıza sebep olur.Yani
uyuşturucu madde kullanan bir insanın durumu artık
normal değildir çünkü vücut kimyası değişmeye
başlamıştır.
İlaçların tıbbi endikasyon (gereklilik) dışında kullanılması ve özellikle hekimin gerek göstermediği durumlarda kişinin kendi inisiyatifi veya yetkisiz kişilerin tavsiyesi üzerine kullanılması ilaç suistimali veya tıbbi olmayan ilaç kullanılışı diye adlandırılır. Bu ilaç suistimalinin geniş anlamda tanımıdır.
Bu tanıma göre bütün ilaçlar için suistimal
Bağımlılık yapma potansiyeli olan ilaçlar, tıpta hastalıkların tedavisi ve diğer amaçla kontrollü şeklinde kullanıldığında bu, ilacın suistimali anlamına gelmez.
Bazı psikotrop ilaçlar kişide bağımlılık yaptıkları için, yukarıdaki tanımda olduğu gibi endikasyon (gereklilik) dışında, devamlı ya da periyodik olarak uzun süre (bazen yaşam boyunca) ve ekseriya giderek artan dozlarda kullanılırlar.