• Sonuç bulunamadı

Apartman hayatı S BİNANIN İÇİNDE MİMAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Apartman hayatı S BİNANIN İÇİNDE MİMAR"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BİNANIN İÇİNDE MİMAR

Bugün artık bütiin cihan teslim etmiştir ki mimar evi mizi; yağmura, yüneşe karşı bizi muhafaza için yapıp giden bir amele değil, bize içtimai hayatımızda yol gösteren bir mütefekkirdir. Evimizin dışıı/le nasıl meşgul olmuşsa evimizin içile de aynen ve belki daha ziyade meşgul olur. Artık koltukçudan alman hazır eşı/a ve ıııöble ile evimizin içini doldııramaı/ız

^ irminci asırda mimarlar bil- yiik bir tehlike ile karşılaştılar,

mühendisler ve ı/apı sahipleri artık onlara müracaat etmi- yordu.

"Mimar evin dışını süsliyen bir dekoratif sanatkârdır,, dü- şüncesi mimarlığı öldiiriyordu.

Avrupalı, mimarlar bu hakikati sezdiler, ortaya hakiki mimarın tarifini ve eserini koydular.

Mimar cemiyet hayatına veçhe veren bir alim oldu.

Çiçekler ve süslerle uğraşan bir Çinli tezyinata ya benzemekten kurtuldu.

\ / irminci asır, yanlız bizim değil b ü t ü n cihanın ' içtimaî hayatında m ü h i m değişiklikler yaptı.

İnsanlar kollarını, gözlerini ve hislerini bıraktılar, kafalarile, düşünerek iş yapmağa başladılar.

Ellerindeki ve gözlerindeki mahareti kullanarak, yalnız binaları süslemekle meşgul olan cihan mi- marları işsiz kaldılar.

Mesleklerinin gittiği u ç u r u m u gören avrupalı m i m a r l a r , meydana yeni bir mimarî koydular.

Modern m i m a r î , hakikî m i m a r î idi. M i m a r lâzım olan iktisadî, sıhhî ve inşaî ihtiyaçlara göre, her bina için, her yer için ayrı bir karakter, ayrı bir inşaat b u l m a ğ a , icat etmeğe mecbur kabyordu.

M i m a r l ı ğ ı tahsil etmeyen hiç bir kimsenin bu yeni mimarîyi tatbik etmesine i m k â n yoktu.—Taklit ve kopyeniıı hiç bir kıymeti olamıyacağı için bittabi b u mevzuubahs değildir. —

Avrupalı m i m a r l a r bu yeni m i m a r ı sayesinde kendilerini kurtarmış oldu ar.

Bugün orada en ufak bir evin bile resimlerini m i m a r çizer, inşaatını m i m a r yapar.

Orada şimdi, içtimaî hayata m i m a r veçhe verir.

Ve, h â k i m olan ilim ve sanattır.

B « ihtiyaç büyün bizde de duyuluyor. Türk mimarları hakiki mimarı meydana koymağa çalışmalıdırlar.

Bununiçin Avroyayı taklit edemeyiz, çünkü onlar ken- di kendilerini bile taklit edemezler. Meydana yeni bir Türk mimarîsi koymağa mecburuz.

S

enelerce evvel A v r u p a d a duyulan bir ihtiyaç bugün bizde de duyuluyor.

Kendi içtimaî ihtiyacımıza göre, kendi mimari- mizi meydana koymazsak, bize müracaata artık lü- zum görmeyen mühendisler, kalfalar, inşaat patron- ları bizi büsbütün i h m a l edeceklerdir.

Bu vaziyetten kurtulmak için Avrupa mimarları- n ı n yaptığı eserleri kopye edemeyiz.

Ç ü n k ü yeni m i m a r i n i n esası icat ve fikirdir.

Muvaffak o l m a k için gözümüz ve hissimiz ile değil, d i m a ğ ı m ı z ve düşüncelerimizle hareket etmeğe mecburuz.

Bu sebepten size bir A l a m a n , bir Fransız ailesi- nin evini değil kendi evimizi tarif ediyorum.

Apartman hayatı

Y i r m i n c i asrın hayatıdır. Gelinler, güveyler, ba- balar ve analarla bir arada yaşanılan konak ve köşk devri ölmüştür. İnşası ucuzdur, yer israf edilmez, komşularla temas kolaydır.

Sabahleyin iş hayatına karışan aile efradı, daima işlerine yakın yer isterler.

Getireceği irat evlerden daha fazladır.

Size b u g ü n k ü ihtiyaçlara m ü m k ü n mertebe cevap verebilen bir apartman plânı takdim edilmişdir.

(2)

Bugün A v r u p a d a hu odalara ve teferruata, çocuk odası, hizmetçi odası ve merdiveni, misafir salonu, sigara odası gibi b i r ç o k parçalar ilâve olunuyorsa da bizde daha yayılmamıştır.

Plan güneş, rüzgâr ve manzara nazarı itibara alınarak arsaya konmuştur.

Her meslek sahibinin evinin içi kendi ailevî ihtiyaçlarına göre değişir. P l â n ı ve möbleıııizin ko- nuş tarzım her yerde tatbik etmek fayda yerine za- rar verir. Her arsa için ayrı bir plan vardır.

Misafiri nereye almalı?

Bugünkü içtimaî hayatımızda misafir, bizimle bir kaç dakika görüşüp gidecek bir şalıstır.

Saatlerce kalmağa gelen misafir için hususî odaya lüzum olmadığı gibi, bayram ve kabul gün- lerimiz için evin içinde hususî tertibat alabiliriz.

Misafir odası lüzumsuz ve lüks bir yerdir.—Tabii bugünkü ihtiyacımız için. —

Misafiri biz kapıdan girer girmez holde kabul ediyoruz, evin içinde gezmesi, her hangi bir sebeple toplu olmıyan odalarımızı ve koridorlarımızı görmesi doğru değildir.

Kapıdan giricne bir paravan koyduk. Portmanto bunun arkasındadır. Yer kolayca temizlenmek için karo kaplıdır.

Münasip mahallere halı konmuştur.

Kanape ve koltuklar kolay temizlenmek için marokendir.

İş odası ile bu misafir kabul yeri arasında dıvar yoktur , bir insanın yarı beline kadar gelebilecek irtifa'da pirinç bir parmaklık vardır.

Y ü n bir perde iş odasını, misafir odasından saklar .

Bu asrın evlerini kaloriferle, olmazsa bir sala- mandra sobasile ısıtılmağa mecburuz.

Bir odayı ısıtıp koridor ve sofaların souk kal- ması sıhhat için çok tehlikelidir.

Pencerenin altında ufak bir kütüpane ve masaya ışık veren elektrik vardır.

Pencere cenuba ve denize nazırdır. Lodos rüz- gârlarının te'sirinden misafir salonunu muhafaza et- mek için çift camlı pencere konulmuştur.

Paravan m u t b a k ve banyo dairesini buradan ayırır.

Çalışma ve oturma odası

Evin en m ü h i m kısmı burasıdır (şekil 3]. Misafri kabul yerinden ve holden girilir.

En başta ve sağ tarafta yazıhane vardır. Ziyayı soldan almaktadır.

d ot i aoLa^z.*

b a ^ ç e .

Apar/man kat planı

M İ M A R Aptııllah Ziya

(3)

M İ M A R Aptulliih Ziya

Misafir odası ve Hol

Bu yazıhaneye mahsus hususi bir elektrik cihazı dıvara raptedilmiştir.

Sağa sola ve yukarı aşağı istenilen mikdarda otomatik olarak hareket eder.

Yazıhanede çalışan şalısın fazla eşyasını ve sigara tablasını koyması için iskemlesinin altında ileri, geri hareket eder tahta bir plak vardır.

Ya7ilıaneyi geçince dikiş masasını görüyoruz.

Bu masa dıvara tesbit edilmiştir.

Evin kadını bu masa üzerinde çalışır ve hususi bir elektriği vardır.

Pencereden, denizin ve meydanın temamile görü- nebilmesi için köşe d i v a n açılmıştır.

Daima kapalı duran tül perdeler pencerenin ya- rısını kaplar, ve pencerelerle beraber açılır kapanır.

Büyük renkli perde bronz bir kolun üzerinde açılır kapanır.

Otlanın ortasında bir masa görüyorsunuz, bu masa teklifsiz misafirlerin oturmasına ve aile ara- sında yemeklerden sonra toplanmağa mahsustur.

Köşeye piyano konmuştur.

İş odasından portatif, istenildiği zaman kalka- bilen bir camekânla yemek odasına geçiyoruz.

Yemek odası

Yemek odası iş odasile mutbak arasındadır.

Mutbakla kendi arasında bir kiler vardır.

Bu kiler; mutbaktaki kokuların ve gürültülerin yemek odasına geçmesine m a n i olur, hem de ye- mekleri dinlendirmeğe yarar. |lj

[l\Bıı kısımların resimlerini yelecek sayılarda koyacağız.

(4)

MİMAR Aptulhıh Ziya

Yemekodaıs

Yemek masası ortasından iki kısma ayrılarak büyüyebilir.

Ziyafet günlerinde misafir kabul yeri, iş odası ve yemek salonunu birleştirerek büyük bir kabul salonu yapmak m ü m k ü n d ü r .

Dıvarda asma küçük bir büfe vardır.

Bir büyük büfede odanın sol köşesini işgaleder.

Yemek odasındaki sandalyelerin arkaları mail yapılmamıştır.

Ç ü n k ü yemekyerken arkaya dayanmak âdet değildir.

Bilâkis daima masaya yaklaşılacağından, iskem- lelerin ön ayaklan dışarı taşırılmamış, müvazenenin temini için arka ayakları geri doğru meylettirilmiştir.

Yatak odası

Yatak odası şarka bakar.

Karyola köşeye konmuştur. Ve bir perde ile odadan ayrılır.

Karyolanın içinde otomatik bir elektrik cihazı v a r d ı r .

Yatarken kitap okumak isteyenler pek çoktur.

Elektriğin altında bir ayna konmuştur.

Karyolanın hiç bir taraftan dıvarla ilişiği yoktur.

Karyolanın solunda bir dolap görüyorsusuz, bu dolabın karyolaya bitişen tarafı hususî tertibatı haizdir.

(5)

YATAKODASI MİMAR Aptullah Ziya

Kolonya, kitap, su ve saire koymağa mahsus olan bu yerler, hep yatakta yatan bir adamın zahmetsizce elini uzatıp alabilmesi düşünülerek yapılmıştır.

Metruk bir usul olan yatağın yanına küçük bir dolap — k o m i d i n — koymak şekli doğru değildir.

Ç ü n k ü kapaklarını açıp içinden bir şey almak için muhakkak yataktan çıkmağa mecbur oluruz.

H a l b u k i insanlar yorgun bulundukları ve yahut yattıkları vaziyeti değiştirmemek istedikleri zaman- larda, karyolanın yanından hemen ellerinin değebi- leceği mesafede, sular, ilâçlar ve bezler gibi birçok ihtiyaçlarını tatmin için lâzım olan eşyaların bulun- masını isterlerler.

Yatak odasında bulunan iki koltuk istenildiği zaman birleşerek şezlong vazifesini görür.

Yatak odasından banyoya geçilmektedir. Bu ban- yo evde hususî tertibat yoksa termosifonla ısıtıl- maktadır. Banyoları elektrikle ısıtmak en doğru

usuldür, ç ü n k ü elektrik şirketleri gece yapılan [saat 12 den sonraj sarfiyattan az para alırlar.

Otomatik bir saatle suyu sobalara karşı ısıtırsak hem ucuza mal, hem de daha temiz ve zahmetsiz olur.

Duş ve tuvalet ve alaturka (kurna) yeri vardır.

Hariçten de kullanılan bu banyonun yatakodasına

(6)

MİMAR Abidin

ve koridora açılan kapılarının her ikisini birden açamazsınız.

Nasıl olsa kapılardan biri kapatılacağından (ban- yoyu kullanan şahsa göre) bize yer kazandıran bu şekil mahzurlu değildir.

Banyoların elektrik, k ö m ü r ve sıcak su ile ısıtı- lan muhtelif nevilerinden sırasile bahsedeceğiz.

Görülüyor ki ( mimar) bu asırda yanlız evin süslerde meşgul olmıyor.

O şimdi sizin bütün geçirdiğiniz hayatla alâka- dar olan ve sizi rahat, temiz, sıhhî bir şekilde ya- şatmak için çalışan bir mütefekkirdir.

Daha pek yakın bir mazide kitaplarımızın yazdığı gibi ( mimar ) evin süsleri ve tezyinatile uğraşan bir adam değildir.

(7)

Birlik ve mecmua:

Güzel San'atlar Birliği M i m a r î Şubesi 9 3 0 Hey'e- ti İdaresi bilvasıta bile olsa bu gün programının en m ü h i m bir maddesini ayakta durur ve elle tutulur görmekle b ü y ü k bir sevinç duymaktadır. Bütün T ü r k M i m a r l a r ı n ı n ve Türk M i m a r î San atının bir

varlığı olan " M İ M A R , , m yaşaması için etrafında kuvvetli ve sarsılmaz bir d ü ğ ü m olmamız lâzımdır.

Bu d ü ğ ü m ü n ortasında mecmua: şimdiye kadar içi- mizde kalmış ateşlerimizin bir araya gelüp etrafa taşamamış olan san at hislerimizin mihrakı olarak yanacak parlayacaktır.

Her iş ustasının eîinde tekâmül eder. Senelerce b u mesleği o k u m u ş tetkik etmiş, inceliklerini, yaşa- yışını, zevklerini, elemlerimi yakından hissetmiş bizlerin; memleketimizde sesimizi duyuracak ve et- rafımızda gittikçe kuvvuetli bir muhit yaratacak olan; " M i m a r , , ı çıkaranları ne kadar tebrik etsek azdır. Ayni zamanda bir tarafa taşmak isteyen san'at aşkının, meslek vazifesinin doğurduğu mec- muamıza; b ü t ü n m i m a r l a r ı n b ü t ü n fen adamlarının, nihayet bütün münevverlerin lıâmi olacağı muhak- kaktır. Hey'eti İdaremiz mecmuanın ilk sayısında

Yazan: Mimar Ö. Faruk Galip

Güzel Sanatlar birliği mimari şubesi kâtibi

m ü h i m bir k ı s m ı n ı almağa ve bunu Türk Dünya- sının her köşesindeki memleket büyüklerine, İda- recilerine ve meslek arkadaşlarımıza göndermeğe karar vermiştir. Bu hem mecmuaya bir yardım hem de ciimhuriyet hudutları d a h i l i n d e — İ m a r a her tara- fı muhtaç olan memleketimizde—bir meslek ve san at mecmuasının çıktığını haber vermiye yaraya- caktır. İdare Hey'etti M i m a r i Şubesi mecmuanın kendi mali olmamasını fakat T ü r k Mimarisi için bu teşebbüse atılan arkadaşlarına azâmi muave- neti yapmağı bir vazife addederek mecmuanın her sayısında bir a d ı m daha ileri gitmesi için bütün kıskançlığıle çalışmağa karar vermiştir. D ü n y a n ı n her tarafından lâzım olaıı mecmuaları, kitapları getirmeği mecmuada milli olduğu kadar beynel- milel şah eserlerden beynelmilel m i m a r i teşekkül- lerden bahsetmeği muvafık görmüştür.

Memleketin her tarafındaki mimarların kendi malları olan mecmuaya ayni kıskançlığı göstermele- lerini, dertlerini, fikirlerini ve oldukları yerlerdeki m i m a r i bereketleri resim ve fotoğraflarile gönder- melerini isteriz.

G. S. B. m i m a r i şubesinden:

Stavro Kristidis bey

Liyej Akademisinden mezusı olan m i m a r Stavro Kristidis beyin adresi Belçika m i m a r i teşkilatı tara- fından hususi suretde sorulmaktadır. Malumatı olan- ların m i m a r i şube kitabetine haber vermeleri rica olunur.

Artık bütün cihan, "Çinlilere, Selçukilere, Arap- lara,, velhasıl şarka mahsus olan ve garp mimarla- rının da asırlarca tesirinden kurtulamadıkları tezyi- nat ve teferruata kaçmak gibi deha ve düşünceye değil, acze ve el emeğine ihtiyaç gösteren tezyini sanatkârlığın ö l d ü ğ ü n ü takdir ediyor.

Bugünün m i m a r ı d ü ş ü n ü r . . . . her ihtimali görür ve yaptığı, icat ettiği eseri de kendisinden başka kimse yapamaz.

Türkyede de bu m i m a r ortaya çıktığı gün...

Türk mimarları da teferruat ve detayla değil

G. S. B. m i m a r i şubesinden:

Aleni teşekkür

X I I inci Beynelmilel kongre için Eylülde Peşte- ye giden azamızdan m i m a r Ziihtii, Şamili, Hüseyin, Macit, ve Faruk beylere Macar m i m a r i teşkilâtının ve Macar kardeşlerimizin gösterdikleri nezaket hüs- nükabule bilhassa ve alenen teşekkür ederiz.

fikir ve düşünce ile esas kitleler üzerinde oynadık- ları gün....

Her yapı sahibi onu aramağa ve ona gitmeğe mecbur olacaktır.

Bu asırda her eve düşünmeden bir çivi bile çakılamaz. Türk mimarları da Türk içtimaî haya- tına veçhe vermek için hazırlanıyorlar. Şurası bilin- melidir ki Türk evini bir ecnebi — Bizim içtimaî temayüllerimizi bilemiyeceğinden—katiyen yapamaz.

Aile doktoru k u l l a n d ı ğ ı m ı z gibi bir aile m i m a r ı da kullanmağa mecburuz. MİMAR

AplıdUıh Ziya

Referanslar

Benzer Belgeler

olarak kabul edilmiş ve burasile, oturma odası, ki- ler, çamaşırlık ve giriş holü bağlanmıştır.. Mutfak, hamam ve çamaşırlık bacaları ihmâl edilmiştir, Bina

Bu ayda müminler olarak bize düşen en büyük sorumluluk, bu kutlu misafire gönlümüzde yer açmak, bu ilahi davete yürekten icabet etmektir..

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ramazan ayı, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı

Eski düzenleme, özel müze, koleksiyoncular ve haber verme zorunluluğuna ilişkin hükümlere aykırı hareket edenler için, üç aydan bir yıla kadar hapis ve yirmibeşbin

Last but not least, we would like to thank the Solidarity Association of Western Thrace Turks in the UK for supporting the publication of the special issue as hard copy

The works on the Ottoman History, which constitutes a significant period of Turkish history and our teacher's field of specialization, take up an important part

Yüce Rabbimiz, onlar nezdinde Ensar’ın fedakârlığından övgüyle söz eden şu âyeti indirdi: “Daha önce Medine’yi kendilerine yurt edinmiş ve gönülden

Peter Behrens Bir tepenin eteğine doğru büyük ve kibar bir sadelikle inşa edilen bu liiks villânın cep- hesi geniş manzaralı bir vadiye, arkası da bir ormana