Psikolojide, İnsan davranışları; hedefli ya da amaca yönelmiş olarak kabul edilir.
• İhtiyaç; insanın yaşaması için gerekli ya da istenmiş bazı şeylerin yokluğudur.
• Amaç; insanın, ihtiyacın tatminine yarayacağını düşündüğü şeydir.
• Motivasyon ise; insanı bazı amaçları
başarmaya iten süreçtir.
• Weber; Kişiyi faaliyete iten içindeki bir şey olarak tanımlar (ihtiyaç, fikir, duygu vs.).
• Bernard; Daha önce amaçla ilgili çok az
ya da hiç çekiciliği olmayan özel bir objeye
doğru faaliyet göstermeye uyarılma.
• Milarge; İçinde mutluluk ve
mükemmelliğin görüldüğü bir amaç, bir son ya da aksiyona, faaliyete iten bir kuvvet olarak tanımlar.
• Schneiders; Motivasyon bireyi enerji
düzeyine getiren herhangi bir dinamik
faktördür.
• Eğitim Sözlüğü ise; Motivasyon, istenilen faaliyetlere öğrenciyi itmek amacıyla
nedenlerin ve ilginin ortaya çıkarılarak
uygulanması sanatıdır.
• İç Faktörler, psikolojik ihtiyaçlardan doğan;
• kabul edilme,
• ait olma,
• başarı,
• bağımsızlık,
• güven duygusu,
• statü elde etme,
• katılma ve
• psikolojik bütünlük gibi faktörlerdir.
• Dış Faktörler: Çevre ve kültüre göre
değişikliğe eğilim gösteren, kişinin dışında oluşan, amaçlar, idealler ve belli
ihtiyaçların dinamik faktörleridir.
Kişi bunlarla doğmadığı gibi bunları yapısından ötürü de kazanmamıştır.
Örneğin; en iyi notu alan öğrenciyi
ödüllendirerek toplumsal motivasyon
sağlanmış olur.
•Özetle; psikolojik açıdan motivasyon içe ya da dışa ait olsun bireyde enerji ortaya
çıkaran herhangi bir dinamik faktördür.
Bu faktörler birbiriyle çok sıkı
ilişkide olduğundan motivasyonun iç ya da
dış faktörle başarıldığını ayırt etmek çok
güçtür.
Eğitimde, Öğretmenin İlgilenmesi
Gereken En Önemli Psikolojik İhtiyaçlar:
1. Güven: Güven içinde olduğu ve korunduğundan emin olma ihtiyacı.
2. Anksiyete: Birey için bazı tehlikeleri içine alan, endişe verici durumların ortaya
çıkardığı ruh halidir.
3. Engelleme (Frustration): Erişilmek
istenen amacın engellenmesi ya da men edilmesi.
4. Bağımsızlık: Benliğinden doğan, kendi kendine yetmeyi başarma ihtiyacı. Bu kuvvetli ve olumlu bir motivasyon
faktörüdür.
5. Varolma: Bireyin tüm potansiyellerini kendini var etmek üzere kullanmasıdır.
Maslow; “İnsan olabileceği kadar olmalıdır”
6. İddialı Olma: Bireyin kendi kendine veya
başkalarına karşı teşhir ihtiyacından doğar
(Kendini göstermek).
7. Başarı: Değerli bir amaca ulaşma ihtiyacı olup, yoğunluğu kişiden kişiye değişir.
8. Tanınma: Bireyin bazı faaliyetlerdeki başarısının başkaları tarafından tasdik
edilmesi, en önemli motivasyon faktörüdür
(Ryans’a göre)
9. Katılma: Başkalarının faaliyet ve tecrübelerini paylaşma.
İnsan, toplumsal bir varlık olduğundan, grubun bir üyesi olarak kabul edilme
ihtiyacı vardır.
10. İlgi: Kişinin düşündüğü, ona önemli
gelen bir objeye doğru, bilinçli ya da içten gelen bir itilme.
11. Dinsel İhtiyaç: Bireyin Tanrı’ya inanma
ihtiyacı. Motivasyondaki rolü önemlidir.
İnsan davranışının çoğu, bu ihtiyaçların bileşik ve bir arada faaliyet göstermesi
sonucu ortaya çıkar.
Örneğin: Öğrenci sınav için hazırlanırken, başarı, statü kazanma, tasdik edilme,
kabul edilme, beğenilme ve kendini var
etme gibi çeşitli ihtiyaçları bir arada tatmin
etmeye çalışmaktadır.
• Kişisel ve akademik hedefleri bir kağıda yazmak.
• Çalışma isteğinin az olduğu hissedildiğinde bu hedefleri okumak.
• Başarıya konsantre olmak ve başarısızlık üzerinde düşünmemek.
• Mükemmeliyetçi olmamak.
• Kendine güvenmek, Sabırlı olmak.
• Değişim için kendine zaman ayırmak.
• Hedeflere ulaşmak için gösterilen çabaları ödüllendirmek.
Motivasyon oluşturmanın en etkili yolu çıtayı yüksek tutmaktır
• Büyük hedeflere ulaşmanın yolu da büyük amaçları küçük adımlara bölmek ve her gün bir adımını
gerçekleştirmektir.
• Başarılan her adım, yapılan her ilerleme bir sonraki ilerleme için gerekli olan güven ve isteği oluşturacaktır.
• Siz kalkın ve yürüyün, gölgeniz arkanızdan yürüyecektir.
• Yapılan bazı araştırmalar; insanların sadece
%10’unun verilen işi yapamadığı için işten atıldıklarını göstermiştir.
• Kalan %90 ise başarılı insan ilişkileri kuramadıkları için çıkardıkları problemlerden dolayı işlerine son verildiğini göstermiştir.
• Başarıda ilk adım kadar son adım da önemlidir.
• Bir çok kişi son bir adım daha atmadıkları için başarıya ulaşamamıştır.
• Herkesin yaptığının bir fazlasını yapan şampiyon olur.
• Yüzlerce yarış atı var, fakat şöhrete ulaşanlar;
Diğerlerinden birkaç saniye daha hızlı koşanlardır.
• Eğer “büyük düşünerek” Mercedes sahibi olmayı istemiş ancak bir Renault Spring sahibi olmuşsanız üzülmeyin.
• Eğer Mercedesi hedeflemeseydiniz
muhtemelen bu kadar sürede Renault’da alamazdınız.
• Büyük düşünmeyi bilmek kadar küçük de olsa “başarılara sevinmeyi bilmek” de
önemlidir.
• Teşvik öğelerinin öğrenci üzerindeki etkileri sınırlıdır.
• Her bir öğrenci üzerindeki etkileri de başka başkadır.
• Motivasyon öğeleri iyi ve uygun şekilde
kullanılırsa öğrenimi destekler ve besler.
• Ödül ve ceza çoğunlukla elle tutulur bir nesne olmayabilir. Sözlü ya da sembolik olabilir.
• Tenkit, tasdik, kabul etmeme,tanıma ya da tanımama şeklinde biçimlenebilir.
• Briggs, öğrencilerin %87’sinin cesaret
verildiği, teşvik edildiği ve övüldüğü zaman
daha iyi not aldıklarını saptamıştır.
Hurlock:
• ödül verilen grubun en çok,
• ceza verilen grubun biraz,
• diğerlerinin ödüllendirildiğini ve
cezalandırıldığını duyan grubun çok az başarılı olduğunu;
• hiçbir şey yapılmayan kontrol grubunun ise
hiç başarılı olmadığını görmüştür.
• Bazı durumlarda hem ödül hem de ceza öğrenimi kolaylaştırdığı gibi kısıtlayabilir de.
• Çeşitli kişiliklere sahip öğrenciler ödül ya da cezaya değişik tepkilerde bulunabilirler.
• Ödül ve ceza “öğrencinin kişiliği” dikkate
alınarak uygulanırsa, etkili bir motivasyon
aracı olabilmektedir.
• Ödül ve cezanın fazla kullanımı etkinliğini azaltır.
• Öğretmen ödül ve cezayı öğrencide başarı duygusunu yaratmak ve amaçlara ulaşmış ya da yaklaşmış olmanın yarattığı tatmin duygusunu vermek üzere kullanmalıdır.
• Öğretmen öğrencilerinin tümünü, onlara ilgi göstererek motive etme yolunu
seçmelidir.
Belli başlı 3 çeşit yarışma vardır:
1. Bireyin içinde bulunduğu grubun, diğer bir grupla yarışması
2. Bireyin kendi grubundan biri ile yarışması 3. Kendi – kendi ile yarışma
Yarışma, hayali, var olmayan rakiplere karşı da yapılabilir.
Amaçlı ve açık olabileceği gibi gizli de olabilir.
• Bazı psikologlar, yarışma yerine birlikte çalışmayı önerirler.
• Toplumsal yarışma son çare olarak
kullanılmalı ve çok dikkatli olunmalıdır.
Çünkü, öğrencide istenmeyen durumlara yol
açabilir: Korku, saldırganlık, engelleme gibi.
• Grup içi yarışmalar da dikkatle ele alınmalıdır.
Çünkü, kabiliyet ve zeka yönünden farklılıklar vardır. Bu da öğrencileri, cesaretlerini kırıp meşru olmayan yollara saptırabilir ve bu
şekilde kendilerini var etmeye çalışabilirler.
Kendi–kendine yarışma en iyi öğrenimi ortaya çıkarır.
Çünkü, bireyin potansiyelini boşa harcamadan
uyarır ve motivasyon sağlar.
1. Birey için tüm öğrenim sürecinde, çeşitli aralıklarla başarı durumu ve istenilen amaçlara ulaşıp
ulaşmadığını bilmek önemli bir motivasyon aracıdır.
2. Genel bir inanca göre, kişi amaca yaklaştıkça onu elde etmeyi daha çok ister.
3. Testler ve sınavlar, her hafta ya da dönem
sonunda çalışmayı hatırlatan yapıcı motivasyon araçlarıdır.
4. Ders esnasında soru sorma da öğrenimi yönlendirir.
1. Ödevin, belirgin ve hedefinin açık olması,
2. Bireysel farklılıkların gözetilmesi, öğrencinin yapabileceğinden fazlasının istenmemesi,
3. Öğrencinin, isteği, iradesi, ya da öğrenme çabasının değerlendirilmesi,
4. Öğrencinin görevini benimsemesi ve faaliyete katılması, aldığı ödevin değerini anlamasına yardımcı olur.
5. Öğrenciler ve öğretmenler bazen sonuç ve araçları karıştırmaktadırlar.
6. Ödülü kazanmak amaç haline gelmekte, öğrenim gözden uzak tutulmaktadır.
Ödül gibi teşvik araçları kullanıldığında;
• kıskançlık,
• egoistlik ve benzeri duygular ortaya çıkmakta,
• iyi arkadaşlık ilişkileri ve
• birlikte çalışma ortamlarına set
çekilmektedir.
• Ebe-hemşire öğrencilerin öğrenimlerinde, çevre üzerine yapılan her tartışma, klinik çevreyi
özellikle hastaneyi kapsamalıdır.
• Ebe-hemşire öğrenci birçok önemli öğrenim deneyimini buralarda kazanmaktadır.
• fiziksel şartlar,
• toplumsal atmosfer,
• disiplin ve motivasyon için düşünülenlerin hepsi,
• bir öğrenim durumu olarak klinik çevre için de aynı şekilde doğrudur.
• Ebelik-hemşirelik eğitiminde klinik öğretime daha fazla önem vermek, klinik çevreyi daha etkili ve yararlı hale dönüştürmek gerekir.
• Hastane ortamında ve tüm çalışanlar hatta hasta ve yakınları da dahil edildiğinde, ebelik-
hemşirelik öğrencileri için baskı veya tatmin oluşturacak çok çeşitli faktörler olduğu açıktır.
• Klinikte öğrenimi kolaylaştırıcı ortamın
yaratılmasıyla ilgili, öğretmenin yüklenmesi gereken bir çok rol olduğu bir gerçektir.